1999 Cilt 18 Sayı 1-2
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/17773
Browse
Browsing by Issue Date
Now showing 1 - 20 of 26
- Results Per Page
- Sort Options
Item Incidence, early diagnosis of subclinical ketosis and determination of liver dysfunctions in cows in Bursa region(Uludağ Üniversitesi, 1999) Kennerman, Engin; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi/İç Hastalıkları Anabilim Dalı.Two hundred forty four cows and heifers in Bursa Region were divided into four groups in prepartum and postpartum periods in this study. Total leucocyte counts, haematocrit values, senım Hydroxybutyrate concentrations and level of ketone bodies in milk and/or urine were determined in all groups. Incidence of subclinical ketosis was found as 16.39 % and the highest incidence was observed within the first month of lactation (28.81 %). Alsa, the incidence in prepartum period was found as 16.21%. Serum glucose, GLDH, AST, ALT, ALP, GGT, LDH, total bilirubin, direct bilirubin, indirect bilirubin, total protein, albumin and globulin levels were estimated in 20 cows with Hydroxybutyrate concentrations less than 1.00 m·mol/I and 45 cows with Hydroxybutyrate concentrations higher than 1.00 mmol/I. Serum Hydroxybutyrate concentrations, GLDH, LDH, total bilirubin, indirect bilirubin (p<0.001), direct bilirubin and albumin !evels (p<0. 05) were found statistically different in cows with clinical ketosis compared with controls. Serum Hydroxybutyrate concentrations in ketosis group were positively correlated with serum GLDH, AST, (p<0.001), total bilirubin and indirect bilirubin (p<0.01) !evels. Asa result it was concluded that economic losses can be minimized by early diagnosis of ketosis by estimating serum Hydroxybutyrate concentrations periodically during the last month of gestation and within three months after calving in large farms with high yielding dairy cows.Item Farklı miktarlarda e vitamini ilave edilmiş yemlerle beslenen alabalıklarda (oncorhyncus mykiss) bazı kan parametreleri(Uludağ Üniversitesi, 1999) Bilgüven, Murat; Cengiz, Fahrünisa; Aydın, Cenk; Galip, Nurten; Yaman, Kemalettin; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi/Fizyoloji Anabilim Dalı.; Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi/Zootekni Bölümü.Araştırma üreme döneminde olan 30 adet erkek, 21 adet dişi 3 yaşlı anaç alabalık üzerinde yürütüldü. Erkek ve dişi alabalıklar bir kontrol iki deneme olmak üzere üç gruba ayrıldı. Deneme gruplarındaki alabalıkların yemlerine 100 ve 150 mg/kg düzeyinde E vitamini ilave edildi. Yetmiş gün süreyle bu şekilde beslenen balıklardan solungaç venasından kan 6rnekleri alındı. Alınan kan örnekleri hematokrit (PCV), hemoglobin (Hb), alyuvar (RBC), glutatyon (GSH), glikoz ve total protein değerleri yönünden incelendi. Dişilerde deneme gruplarındaki glikoz değerleri sırasıyla 170. 71:1:20.24, 170.00:t10.0 mg/di olarak kontrol grubuna göre (1 14.2:t6. 77 mg/dl) P<0.05 düzeyinde yüksek bulundu. Erkeklerde ise deneme II grubundaki glutatyon değeri (90.89:t3.31 mg/dl alyuvar), kontrol grubuna göre (1 24.11:t5.99 mg/dl) P<0.01 düzeyinde düşük, hemoglobin değeri II. deneme grubunda (9.37 g/100 ml) diğer gruplara göre (12.95:i.0.99, 13.15:i.0.9g/100ml) P<0.01 düzeyinde düşük bulundu.Item Farklı karma yem formlarının karayaka kuzuların besi performansı ile kesim ve karkas özellikleri üzerine etkisi(Uludağ Üniversitesi, 1999) Türkmen, İ. İsmet; Balcı, Faruk; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi/Hayvan Besleme ve Beslenme Hastalıkları Ana Bilim Dalı.; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi/Zootekni Anabilim Dalı.Bu çalışma farklı karma yem formlarının Karayaka kuzuların besi performansı, rumen pH'sı ile kesim ve karkas özellikleri üzerine etkisini araştırmak amacıyla yapılmıştır. Kırk sekiz gün sürdürülen araştırma, her biri 15 'er kuzudan oluşan 3 grup üzerinde yürütülmüştür. Gruplar 1., 2. ve 3. grup şeklinde isimlendirilmiş ve besi dönemi boyunca sırasıyla toz karma yem + yonca kuru otu, öğütülmemiş karma yem + yonca kuru otu ve sadece öğütülmemiş karma yem ile beslenmişlerdir. Araştırmada 1., 2. ve 3. gruplarda, deneme sonu ortalama günlük canlı ağırlık artışları sırasıyla 247, 251 ve 213 g, yemden yararlanma oranları 7. 214, 7. 326 ve 7. 755 ve rumen pH değerleri 5.98, 6.19 ve 6.11 olarak saptanmıştır. Besi performansları bakımından gruplar arasındaki farklılıklar önemli bulunmamıştır. Grupların kesim ve karkas özellikleri birbirine benzer olmuştur. Sonuç olarak, karma yem formunun konsantre yemlere dayalı olarak beslenen kuzuların besi performansı ile kesim ve karkas özelliklerini etkilemeyeceği kanısına varılmıştır.Item Gökkuşağı alabalığı (oncorynchus mykiss) rasyonlarında farklı protein ve yağ düzeyleri ile yağ çeşitlerinin bazı kan parametreleri ve canlı ağırlık üzerine etkileri(Uludağ Üniversitesi, 1999) Galip, Nurten; Yaman, Kemalettin; Cengiz, Fahrünisa; Aydın, Cenk; Bilgüven, Murat; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi/Fizyoloji Anabilim Dalı.; Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi/Zootekni Bölümü.Bu çalışmada, gökkuşağı alabalığı (Oncorynchus mykiss) rasyonlarında farklı protein (% 35 ve % 45) ve yağ düzeyleri (% 10 ve % 20) ile yağ çeşitlerinin (soya, keten, iç yağı ve balık yağı) hematokrit (PCV), alyuvar (RBC), hemoglobin (Hb), plazma kalsiyum (PCa), plazma potasyum (PK), plazma sodyum (PNa), alyuvar potasyum (EK), alyuvar sodyum (ENa) değerleri ve canlı ağırlık üzerine etkileri incelendi. Denemede ortalama canlı ağırlıkları 17.30-17. 70 g arasında değişen 1600 adet gökkuşağı alabalığı yavrusu kullanıldı ve deneme 12 hafta sürdü. Deneme % 35 ve % 45 protein düzeyleri ile % 10 ve % 20 yağ düzeylerinde soya, keten, iç yağ ve balık yağının kullanıldığı 16 gruptan oluştu. Analizler her bir grupta 10 olmak üzere toplam 160 alabalık üzerinde yapıldı. Sonuçta protein düzeyinin (% 35-% 45), alyuvar sayısı (1.031.13x106 1mm3), yağ düzeyinin de (OA> 10-% 20) yine alyuvar sayısı (0.941. 22x106 /mm3) üzerinde önemli etkisi olduğu görüldü (p<0.05). Yağ çeşitlerinin ise hematokrit, a/yuvar, hemoglobin ve kalsiyum üzerine önemli derecede etkili olduğu belirlendi (p<0.05). Canlı ağırlık artışında en iyi sonuç% 45 protein (196. 77 g), % 20 yağ (195.51g) ve balık yağı uygulandığında (1 92.60 g) elde edildi.Item Hindilerde sınırlı beslemenin bazı kan parametreleri ve canlı ağırlık üzerine etkileri(Uludağ Üniversitesi, 1999) Galip, Nurten; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi/Fizyoloji Anabilim Dalı.Bu çalışma hindilerde kısıtlı beslemenin bazı kan parametreleri ile canlı ağırlık üzerine etkilerini belirlemek amacı ile yapıldı. Araştırmada 12 haftalık 120 Amerikan Bronz x Betina melezi erkek hindi kullanıldı. Araştırma 56 gün sürdü. Hayvanlar her bir grup 30 hindiden oluşacak şekilde 4 gruba ayrıldı. İlk grup ad libitum beslendi ve kontrol grubu olarak değerlendirildi. Diğer gruplara sırasıyla ad libitumun % 7, % 14 ve % 21 eksiği verildi. Araştırma sonunda, canlı ağırlık belirlendikten sonra hayvanlar kesilirken alınan kan örnekleri hematokrit (PCV), alyuvar (RBC), hemoglobin (Hb), ortalama alyuvar hacmi (OAH), ortalama alyuvar hemoglobini (OAHb), ortalama alyuvar hemoglobin yoğunluğu (OAHbY) ve akyuvar formülü (%) yönlerinden incelendi. Uygulama sonunda % 21 sınırlı besleme, canlı ağırlık ve lenfosit sayısını istatistik önemde azaltırken heterofil sayısını arttırdı (p< 0.05).Item Karacabey Merinos koyunu derilerinde mevsime bağlı değişikliklerin kimyasal yönden incelenmesi(Uludağ Üniversitesi, 1999) Zık, Berrin; Erdost, Hatice; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi/Histoloji Embriyoloji Bilim Dalı.Çalışmada kullanılan Karacabey Merinos koyunları Bursa yöresindeki Akçalar mezbahasından temin edildi. Bir yıl boyunca her üç ayda bir 5 hayvandan olmak üzere toplam 20 koyundan kesimden hemen sonra deri örnekleri alındı. Her bir örneğe nem, yağ, kül, kollagen oranlarını belirlemek üzere kimyasal analizler uygulandı. Kollagen, hidroksiprolin aminoasit, lipit, petroleter ekstraksiyonu; kül, fırınında yakma; nem, etüvde kurutma yöntemleri ile tespit edildi. Çalışmada elde edilen veriler değerlendirilerek kimyasal değerlerin ortalaması ve mevsimler arasındaki farkın istatistiksel açıdan önemi bulundu. Sonuç olarak en az nem ve en yüksek kuru madde oranının kış mevsiminde olduğu, yağ oranı genel ortalamasının en az kış mevsiminde, kül oranının ise en fazla sonbahar mevsiminde, kollagen oranının da yaz mevsiminde en yüksek düzeyde olduğu tespit edildi.Item Etlik civciv yemlerine katılan avilamisinin ince bağırsak mukozası üzerine etkilerinin histolojik ve histoşimik yöntemlerle saptanması(Uludağ Üniversitesi, 1999) Erdost, Hatice; Zık, Berrin; Deniz, Gülay; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi/Histoloji Anabilim Dalı.; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi/Hayvan Besleme ve Beslenme Hastanesi Anabilim Dalı.Bu çalışmada karma yemlere katılan avilamisin etlik piliçlerde ince bağırsak yapısı üzerine olan etkisinin histoşimik ve histometrik yöntemler ile değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Deney grubuna ait yeme 10 mg/kg avilamisin ilave edilirken kontrol grubuna ilave edilmemiştir. Araştırmanın 44. gününde duodenum, yeyinum ve ileumdan doku örnekleri alınmıştır. Alman doku örnekleri histoloji tekniğine uygun işlemlerden geçirilerek para.finde bloklanmıştır. Hazırlanan histolojik kesitlere Crossmon 'ın üçlü boyama, Mc. Manus 'un Periyodik Asit Schiff (PAS), Methyl Green-Pyronin ve Fontana- Masson 'un Gümüşlerne metotları uygulanmıştır. Deney grubuna ait villus intestinalis ler kontrol grubuna göre şekil olarak oldukça düzenli, kısa ve ince olarak saptanmıştır. Deney grubunda yüzey epitel hücrelerinin hücre sınırları oldukça belirgin. yüksek prizmatik olduğu görülürken kontrol grubuna ait epitel yalancı çok katlı prizmatik görünümdedir. Kadeh hücreleri deney grubunda daha iri ve kuvvetli PAS pozitif reaksiyon göstermiştir. Lenfosit infiltrasyonu ve plazma hücresi deney grubunda, kontrole oranla daha az sayıda bulunmuştur. Lamina epitelyalis ve bez epitel hücreleri arasında bulunan enteroendokrin hücreler deney grubunda kontrole oranla daha iri saptanmıştır. Sonuç olarak uygun çevre koşullarının gerçekleştiremediği, kümes hijyenine fazla dikkat edilmediği koşullarda rasyona 10 mg/kg avilamisin ilavesi, kanatlılarda besi performansını artıracaktır.Item Nematodlarda antelmentik direnç(Uludağ Üniversitesi, 1999) Çırak, Veli Y.; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi/Parazitoloji Anabilim Dalı.Antelmentik direnci, bir parazil populasyonu içinde aynı doz ilaca duyarlılığı azalmış bireylerin fark edilebilir oranlarda artmasıdır. Antelmentik direnci başta küçük ruminant nematodlarda olmak üzere at, sığır ve domuz nematodlarda da görülmektedir. Antelmentiklere dirençli populasyonların oluşumunda; tedavi sıklığı, tedavi zamanı, preparat seçimi ve değiştirilmesi, uygulanan dozaj, hayvanların otlatılması tipi gibi faktörler önemli rol oynamaktadır. Antelmentik direncini tespit etmek için parazitolojik testler, biyolojik testler, biyokimyasal testler ve moleküler biyolojik testler uygulanmaktadır. Antelmentik direnci kontrolünde şu noktalara dikkat edilmelidir: Antelmentikler önerilen dozda kullanılmalıdır. Gereksiz tedavi yapılmamalıdır. Hedef paraziti yok edecek spesifik ilaçlar kullanılmalıdır. Aynı yıl içinde sadece bir antelmentik grubu kullanılmalıdır. Antelmentik grubu ancak yılda bir değiştirilmelidir.Item Maya kültürünün (saccharomyces cerevisiae) süt sığırlarında bazı kan parametreleri ve süt verimine etkisi(Uludağ Üniversitesi, 1999) Galip, Nurten; Aydın, Cenk; Yaman, Kemalettin; Biricik, Hakan; Türkmen, İ. İsmet; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi/Fizyoloji Anabilim Dalı.; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi/Hayvan Besleme Anabilim Dalı.Araştırmada 3 ile 4 yaşlı 6 baş Esmer ve 18 baş Holştayn süt ineği kullanıldı. Sütçü inekler kontrol ve deneme olarak 12 'şer başlık 2 gruba ayrıldı. Her iki gruptaki hayvanların süt verimi ile yaş ve ırk yönünden benzer olmalarına dikkat edildi. Çalışma 10 hafta sürdü. Bütün hayvanlar konsantre yem ve bezelye silajı ile beslendi. Deneme grubunun konsantre yemine hayvan başına 10 gün düzeyinde Saccharomyces cerevisiae (S. C) canlı maya kültürü katıldı. Sığırlardan denemenin 1,30. ve 60. günlerinde alınan kan örnekleri hematokrit (PCV), hemoglobin (Hb), alyuvar (RBC). ortalama alyuvar hacmi (OAH), ortalama alyuvar hemoglobini (OAHb), ortalama alyuvar hemoglobin yogunlugu (OAHbY), plazma sodyum - potasyumu (PNa-PK), alyuvar sodyum - potasyumu (ENa-EK) ve glutatyon yönlerinden incelendi. Deneme süresince kontrol ve deneme gruplarında benzer değerler bulundu. Ayrıca hayvanların haftalık süt verimleri belirlenerek kayıt altına alındı. Süt verimleri de gruplarda deneme süresince benzer bulundu. Sonuç olarak süt sığırı rasyonlarına canlı maya kültürü ilave edilmesinin bazı kan parametreleri üzerine olumsuz bir etkisinin olmadığı söylenebilir.Item Alman kısa tüylü pointer ırkı köpeklerde başlıca döl verimi özellikleri, yavrularda ölüm oranı ve beden ölçüleri(Uludağ Üniversitesi, 1999) Kırmızı, Engin; Baran, Alper; Petek, Metin; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi/Zootekni Ana Bilim Dalı.Bu çalışma Alman Kısa Tüylü Pointer ırkı köpeklerin başlıca döl verimi özellikleri, yavrularda ölüm oranı ve beden ölçülerini saptamak amacıyla yapıldı. Bu araştırmada ilk östrüs gösterme ve ilk çiftleştirme yaşı ortalama, sırasıyla; 10.99 ve 19.48 ay saptandı. Ortalama gebelik süresi 62.22 gün, iki östrüs arası geçen süre 7. 72 ay bulundu. Yavru ölümleri erkekler için % 49.90, dişiler için% 65.98 hesaplandı. Erkek ve dişiler için ergin çağda ortalama vücut ağırlığı sırasıyla 22.95 ve 21.57 kg bulundu. Baş uzunluğu, kulak uzunluğu, iki kulak arası mesafe, cidago yüksekliği, göğüs genişliği, göğüs çevresi, bilek çevresi, vücut uzunluğu, sağrı yüksekliği ve sağrı genişliği erkekler için sırasıyla; 23.91, 17. 00, 10.94, 53.00, 16.95, 64.52, 12.95, 54.31, 52.11 ve 15.44 cm, dişiler için sırasıyla; 21.58, 14.13, 11.09, 51.51, 16.41, 60. 75, 11.66, 52.50, 47.54 ve 15.36 cm bulundu. Cidago yüksekliği 1 vücut uzunluğu oranı ve sağrı yüksekliği 1 cidago yüksekliği oranı erkekler için sırasıyla; 9. 68:10 ve 9.84:10, dişiler için sırasıyla; 9.83:10 ve 9.26:10 hesaplandı. Baş uzunluğu, cidago yüksekliği, göğüs çevresi, bi/ek çevresi, vücut uzunluğu, sağrı yüksekliği ve sağrı yüksekliğinin cidago yüksekliğine oranı bakımından erkek ve dişiler arası farklılıklar önemli bulundu. (P<0.001, P<0.01, P<0.001, P<0.001, P<0.05, P<0.001, p<0.05). Vücut ağırlığı ve beden ölçüleri arası ilişkileri tanımlamak için regresyon analizi kullanıldı.Item Süt sığırı rasyonlarında ilave yağların kullanılma olanakları(Uludağ Üniversitesi, 1999) Türkmen, İ. İsmet; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi/Hayvan Besleme ve Beslenme Hastalıkları Anabilim Dalı.Süt sığırı rasyonlarına enerji yoğunluğunu artırabilmek için yağ ilavesi yapılmaktadır. İlave yağların süt verimi ve bileşimi üzerine etkilerini inceleyen pek çok çalışma yapılmıştır. Son yıllarda ise süt sığırı rasyonlarına yağ katılması ile rumen protein yapılabilirliği ya da selüloz kaynağı arasındaki ilişkiyi araştıran çalışmalar gerçekleştirilmektedir. Bu derlemede süt sığırı rasyonlarına yağ ilave edilmesinin rumen fermantasyonu, süt verimi ve bileşimi üzerine etkileri incelenmiştir. Ayrıca, yağ kullanımı ile rumen protein yıkılabiiirliği veya selüloz kaynağı arasındaki ilişki de tartışılmıştır.Item Köpeklerin temel davranış gelişimi(Uludağ Üniversitesi, 1999) Cengiz, Fahrünisa; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi/Fizyoloji Anabilim Dalı.Araştırıcılar arasında genel inanış Asya Kurdu 'nun (Canis lupus pallipes) evcil köpeğin atası olduğudur. (Canis familiaris). Köpeğin evcilleştirilmesi yaklaşık olarak 10000-12000 yıl önceye dayanmaktadır. Davranış uyarana karşı bir yanıttır. Duyusal kapasiteler davranış modellerinin oluşumunda önemli rol oynar. Köpeklerde davranış gelişimi başlangıçtan itibaren toplanan bilgiler değerlendirilerek beş ana başlık altında incelenmektedir. Bunlar neonatal period, geçiş periyodu, toplumsallaşma periyodu, gençlik periyodu ve ergenlik periyodu dur. Yavrular neonatal sahayı ilk bir-iki hafta süresince yuvada geçirirler, üçüncü haftadaki geçiş periyodu duyusal ve motor gelişmenin hızlanmasıyla belirlenir. Dördüncü ve onuncu haftalar sütten kesilme zamanı olarak adlandırılan toplumsal periyod ve bunu takip eden gençlik dönemidir. Yavrular doğumdan itibaren yaşamları boyunca bulundukları çevreden etkilenirler. Davranış hem çevre hem de genetik faktörlerin etkisi altında meydana gelen bir olaydır.Item Karavaka toklularda bazı kan parametrelerinin araştırılması(Uludağ Üniversitesi, 1999) Cengiz, Fahrünisa; Galip, Nurten; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi/Fizyoloji Anabilim Dalı.Bu araştırma, bir yaşlı 62 erkek Karayaka toklu da hematokrit, alyuvar sayısı, hemoglobin, ortalama alyuvar hacmi (OAH), ortalama alyuvar hemoglobini (OAHb), ortalama alyuvar hemoglobin yoğunluğu (OAHbY), glikoz ve total protein değerlerinin belirlenmesi amacıyla yapılmıştır. Hematokrit değer ortalama % 36. 68, alyuvar sayısı 10. 13x106/mm3, hemoglobin miktarı 11.59 g/100 ml, OAH 36. 72, OAHb 12.05 pg, OAHbY % 31. 73, glikoz 84.02 mg/dl, total protein 7.55 g/dl olarak bulunmuştur.Item Van piyasasında satışa sunulan bazı baharat çeşidinde bacillus cereus'un varlığı ve önemi(Uludağ Üniversitesi, 1999) Ağaoğlu, Sema; Sancak, Yakup Can; Alişarlı, Mustafa; Ekici, KamilBu çalışmada, Van piyasasında ambalajlı ve açık olarak .satışa sunulan bazı baharat çeşidinde (karabiber, kimyon, tarçın, toz kırmızı biber ve pul kırmızı biber) Bacillus cereus 'un varlığı araştırıldı. Her çeşitten 20 adet (10 tanesi ambalajlı ve 10 tanesi açık) olmak üzere toplam 100 adet baharat örneği materyal olarak kullanıldı. Mikrobiyolojik analizler sonucunda ambalajlı ve açık baharat örneklerinde ortalama Bacillus cereus sayısı sırasıyla kara biberde 7.7x10 kob/g, 1.0 x10 kob/g; kimyonda 2.8x100 kob/g, 3.9xlri kob/g; tarçında 1.4x1ri kob/g, 2.9xlri kob/g; toz kırmızı biberde 2.6x10 kob/g, 6.0x10 kob/g ve pul kırmızı biberde 3.4x 10 kob/g, 6.3x10 kob/g olarak tespit edildi. Sonuç olarak, incelenen baharatın % 55 'nin Bacillus cereus ile kontamine olduğu ve kontaminasyon oranının kara biberde % 100, diğer baharat çeşidinde ise % 30-60 arasında değiştiği belirlendi.Item Farklı aydınlatma programlarının broyler performansına etkisi(Uludağ Üniversitesi, 1999) Oğan, Mustafa; Petek, Metin; Balcı, Faruk; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi/Zootekni Ana Bilim Dalı.Bu çalışmada farklı aydınlatma programlarının broyler piliçlerin performansına etkisini incelemek amacıyla 3 deneme yapıldı. Deneme I'de; 300 adet her iki cinsiyette Ross PM3 broyler sürekli aydınlık ve 3 saat aydınlık'A): 1.5 saat karanlık (K) 'tan ibaret 3 siklus aydınlık ve karanlık periyodun broyler performansına etkilerini karşılaştırmak amacıyla kullanıldı. Deneme II'de; 17400 adet Avian Farm erkek-dişi karışık broyler sürekli ve 3 siklus 1.5 A: 3 K ve ISA aydınlatma programının etkilerini karşılaştırmak için kullanıldı. Deneme III'de; 13000 adet Avian Farm karışık cinsiyet broyler kesintili artan ve azalan aydınlatma programının etkilerini karşılaştırmak için kullanıldı. Deneme I 'de canlı ağırlık, yemden yararlanma ve ölüm oranı bakımından önemli bir farklılık yoktur. Deneme II 'de 40 günlük yaş döneminde sürekli aydınlatılan grubun canlı ağırlığı önemli düzeyde düşük (P<0.05). Yemden yararlanma kesintili aydınlatılan grupta daha yüksekti. Ölüm oranı bakımından gruplar arasında farklılık yoktu. Deneme lll de kesintili artan aydınlatma grubunun önemli düzeyde daha yüksek canlı ağırlık ve yemden yararlanma ile sonuçlandı. Bütün denemelerde elektrik enerjisinden en yüksek tasarruf kesintili aydınlatma gruplarında elde edildi. Elektrik enerjisiyle ilgili olarak kesintili aydınlatma broyler piliç/erin performansını azaltmaksızın sürekli aydınlatmaya üstündü.Item Bursa il merkezine yakın çevre yumurtacı işletmelerde farklı genotiplerin üretim parametreleri ve ekonomik verimlilik(Uludağ Üniversitesi, 1999) Petek, Metin; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi/Zootekni Ana Bilim Dalı.Bu çalışma Bursa ili ve yakın çevre işletmelerinde yumurtacı genotiplerin üretim parametreleri ve ekonomik verimliliklerini belirlemek amacıyla yapılmıştır. Isa, Hisex, Shaver, Lohman ve Babcock genotipleri için % 50 verim yaşları sırasıyla; 155.5, 164.3, 154.5, 151. 7 ve 160.0 gün bulunmuştur. Yumurtacı genotiplerin 72 haftalık yaşa kadar tavuk başına tavuk-gün eklemeli yumurta verimleri sırasıyla; 295.6, 258.0, 281.0, 288.8 ve 265.9 adet bulunmuştur. Bu farklılıklar önemli bulunmuştur (P<0.01). lsa, Hisex, Shaver, Lahman ve Babcock genotiplerinin 21-72 haftalık dönemde tavuk başına tavuk-kümes yem tüketimleri sırasıyla; 41.61, 43.38, 42.30, 41.55 ve 39.71 kg bulunmuştur. Her kg yem tüketimi için üretilen yumurta sayısı sırasıyla; 6.64, 5.44, 6.48, 6.52 ve 6.18 adet hesaplanmıştır. Genotip gruplarında yumurtlama dönemi ortalama ölüm oranları sırasıyla; % 13. 40, 13.88, 4. 90, 11.95 ve 13.69 bulunmuş. Gruplar arası farklılıklar önemli bulunmuştur (P<0. 05). Yumurtlama dönemi için değişken ve sabit giderler kahverengi yumurta işletmelerinde sırasıyla; % 92.67 ve 7. 33, beyaz yumurta işletmelerinde % 93.28 ve 6. 72 hesaplanmıştır. Gelir-gider oranı kahverengi ve beyaz yumurta işletmeleri için sırasıyla; 1.225 ve 1.247 bulundu. Sonuçta genotiplerin performansının bildirilen literatürler ile hemen hemen aynı ve bölgedeki işletmeler için ekonomik karlılığın oldukça düşük olduğu anlaşıldı.Item Farklı yem fabrikalarında üretilen broyler yemlerinin besin maddeleri içerikleri ve performans üzerine etkileri yönünden incelenmesi(Uludağ Üniversitesi, 1999) Alp, Müjdat; Kahraman, Recep; Kocabağlı, Neşe; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi/Hayvan Besleme ve Beslenme Hastalıkları Ana Bilim Dalı.Birbirini izleyen iki ayrı denemede, toplam sekiz farklı yem fabrikasına ait brayler civciv ve büyütme yemlerinin besin maddeleri içerikleri ve bunların performansa etkileri incelenmiştir. İki ayrı denemede her birinde 50'şer adet civciv bulunan 8 grupta toplam 400 adet günlük et tipi Avian hibrit civciv kullanılmıştır. İlk denemede farklı fabrikalara ait yemlerle beslenen gruplar ve civcivlere yedirilen yemler A, B, C, D; ikinci denemede ise E, F, G ve H şeklinde adlandırılmışlardır. Deneme birbirini izleyen 6'şar haftalık dönemlerde yürütülmüştür. Besin maddesi ve enerji değerleri göz önüne alındığında, sekiz ayrı fabrikada üretilen brayler başlangıç yemlerinden B, büyütme yemlerinden ise C yeminin TSE standartlarına uygun olduğu saptanmıştır. Başlangıç yeminin yedirildiği ilk üç haftanın sonunda en yüksek canlı ağırlık ortalaması, l denemede B grubunda, ll. denemede ise E grubunda saptanmıştır (p<0 .001). Deneme sonu canlı ağırlık ortalamaları dikkate alındığında, l denemede gruplar arasında istatistiksel önemde bir fark bulamazken, Il. denemede E ve G grupları en yüksek canlı ağırlığa ulaşmışlardır (p<0.001). Bu sonuçlara göre, Türkiye'de üretilen broyler yemlerinin çoğunun TSE standartlarına göre ikinci sınıf yem niteliğine sahip oldukları görülmüştür.Item Kısraklarda pneumovagina'nın sağaltımında kullanılan operatif teknikler(Uludağ Üniversitesi, 1999) İntaş, Kamil Seyrek; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi/Doğum ve Jinekoloji Anabilim Dalı.Kısraklarda pneumovagina perineal bölgede uygulanan plastik operasyonlarla sağaltılabilmektedir. Bu amaçla Caslick tarafından tarif edilen operasyon yöntemi, daha sonraki yıllarda değişik araştırmacılar tarafından modifiye edilmiş veya pneumovaginanın sağaltımı için prensipte farklılık gösteren operatif yöntemler geliştirilmiştir. Bu derlermede pneumovaginanın sağaltımında kullanılan perineal plasti yöntemleri tanıtılarak, farklı açılardan karşılaştırılmaktadırlar.Item Karayaka toklularda bazı kan değerleri üzerinde araştırmalar(Uludağ Üniversitesi, 1999) Aydın, Cenk; Cengiz, Fahrünisa; Galip, Nurten; Yaman, Kemalettin; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi/Fizyoloji Anabilim Dalı.Bu araştırmada bir yaşlı 60 erkek Karayaka toklu materyal olarak kullanılmıştır. Fakültemiz Araştırma Merkezi 'nde barındırılan hayvanlardan alınan kan örnekleri hematokrit, sodyum (Na), potasyum (K) ve glutatyon (GSH) yönlerinden incelenmiştir. Hematokrit değer ortalama % 36.6 olarak bulunmuş, alyuvar potasyum değerleri 60 mmol/l'nin üzerinde olan hayvanlar yüksek potasyum tipli (HK), 28-42 mmol/l arası orta (MK), 19 mmol/l'den aşağıda olanlar ise düşük potasyum tipli (LK) olarak tanımlanmıştır. Her üç tipte, plazma K miktarı yaklaşık olarak ortalama 4. 5 mmol/l, Na miktarı ise 144 mmol /1 olarak benzer bulunmuştur. Hayvanların tamamında GSH düzeyleri 76-94 mg/di alyuvar olarak yüksek (GSHH) sınıfla bulunmuştur.Item Yıl, buzağılama sırası ve buzağılama mevsiminin holstein ineklerin bazı dölverimi özelliklerine etkileri(Uludağ Üniversitesi, 1999) Balcı, Faruk; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi/Zootekni Ana Bilim Dalı.Bu çalışma, Uludağ Üniversitesi Veteriner Fakültesi Çiftliği koşullarında yetiştirilen Holstein ineklerin, bazı döl verim özellikleri düzeylerinin belirlenmesi ve bu özelliklere etki eden çevre faktörlerinin incelenmesi amacıyla yapılmıştır. Araştırmada, Holstein ineklerin 1988-1996 yılları arasında servis periyodu, bir gebelik için tohumlama sayısı, buzağılama aralığı ve gebelik süresi minimum kareler ortalamaları sırasıyla 118.1 gün, 2.03 tohumlama, 399.9 gün ve 275.9 gün saptanmıştır. Yılların servis periyodu ve gebelik süresine etkisi istatistiki düzeyde önemli bulunmuştur (P<0.001 ve P<0.05). Buzağılama sırası ve mevsimlerin döl verimi özelliklerine etkileri istatistiki düzeyde önemli bulunmamıştır. En düşük döl verimi performansı yazın buzağılayan ineklerde, en yüksek döl verimi performansı 3. buzağısını veren ineklerde saptanmıştır.