Açık Erişim Sistemine Hoş Geldiniz

Bursa Uludağ Üniversitesi, bilimin ve teknolojinin ilerlemesine katkı sağlamayı, açık, tekrarlanabilir ve güvenilir araştırma çıktıları ile uygulamalarını benimseyerek; toplum ve tüm dış paydaşları yararına bilginin geniş yayılımını taahhüt eder.

BUU Açık Erişim Sistemi, öğretim üyelerimiz ve öğrencilerimizin uluslararası standartlara ve fikri mülkiyet haklarına uygun olarak ürettikleri kitap, makale, tez, ansiklopedi, sanat eseri gibi bilimsel ve sanatsal ürünleri sunmaktadır.

Bursa Uludağ Üniversitesi DSpace kullanan lider kurumlardan biridir.

Supported by @SelenSoft Yazılım



 

Son Gönderiler

Placeholder
YayınAçık Erişim
Bir tahrîrât ekolü olarak Sûfî mesleği: Asli kaynakları ekseninde bir inceleme
(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2025-04-22) DOĞAN, MUSTAFA; İlahiyat Fakültesi; Temel İslam Bilimleri Bölümü; 0009-0008-3411-9321
Sahih kıraatlerin erken dönemlerde sözlü gelenek aracılığıyla aktarımı, hicri dördüncü asırdan itibaren yazılı metinlerle (asli kaynak) desteklenmiştir. Kıraat literatüründe temel kaynak kabul edilen bu eserler sonraki dönemlerde farklı yöntem ve ilkelerle incelemeye tabi tutulmuştur. Yapılan bu incelemeler sonucunda ekol (meslek) olarak anılan metotlar ortaya çıkmıştır. Bu makale, 18. yüzyılda İstanbul’da ortaya çıkan ve Ahmed es-Sûfî mesleği olarak bilinen tahrîrât metodunun kıraat tarihindeki yerini ve mesleğin tercihlerini asli kaynakları esas alarak derleyen çalışmaları incelemektedir. Sûfî mesleği, kendine özgü inceleme ve değerlendirme metoduyla öne çıkan bir tahrîrât ekolüdür. Kıraat edebiyatında, farklı mesleklerin tercihlerini bir araya getiren eserler, o mesleğin temel kaynağı olarak kabul edilir. Ancak, Sûfî mesleğinin tercihlerini ve bu tercihlerin altındaki gerekçeleri içeren müstakil bir eser bulunmamaktadır. Bu durum, Sûfî mesleği esas alınarak yapılan kıraat eğitimini ve bu meslek üzerine yapılan akademik çalışmaları zorlaştırmaktadır. Bu çalışmada incelenen kıraat eğitim materyalleri (kürrâse, kavâid defterleri ve ders notları) Sûfî mesleğinin kaynakları olarak kabul edilebilir niteliktedir. Ahmed es-Sûfî’ye nispet edilen Meslek-i Şeyḫ Aḥmed es-Ṣûfî adlı eserin aidiyeti ise zayıf bulunmuştur. Abdullah el-Eyyûbî’ye ait Mîzânü’l-ḳurrâʾi’lʿaşera adlı eser ise kısmen (Îtilâf, Mansûrî ve İzmîrî ekolleriyle ittifak ettiği hususlarda) bu mesleğin kaynağı olarak değerlendirilebilir.
Placeholder
ÖgeAçık Erişim
Identification of non-traumatic vertebral compression fractures in CT images using a hybrid deep learning model combining DenseNet and GAN
(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2025-03-11) Türkmen, Murat; Orman, Zeynep
Vertebral compression fractures are common conditions, particularly in the aging population, often linked to osteoporosis and other degenerative diseases. Non-traumatic vertebral compression fractures (VCFs) can be difficult to identify from medical images, especially those that do not show signs of trauma. This has led to a demand for more effective and automated detection methods. This study proposes a hybrid deep learning approach that uses DenseNet and Generative Adversarial Networks (GANs) to detect nontraumatic VCFs from computed tomography (CT) images. A dataset consisting of patient CT scans was used, including 101 images with confirmed fractures and 99 images without fractures. Our hybrid model demonstrated superior accuracy to conventional methods, showing promising results in distinguishing between fractured and non-fractured vertebrae. This automated method could aid radiologists in early diagnosis and treatment planning by decreasing the time needed for manual image analysis and improving diagnostic accuracy. The combination of DenseNet and GANs demonstrates the effectiveness of using advanced deep-learning techniques for medical image classification, opening the door for future applications in automated medical diagnosis.
Placeholder
YayınAçık Erişim
Gıyâbî cenaze namazının hükmü ile ilgili ihtilaflar ve değerlendirmesi
(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2025-03-17) KAHRAMAN, HÜSEYİN; İlahiyat Fakültesi; Temel İslam Bilimleri Bölümü; 0000-0002-1345-4429
Cemaatin huzurunda bulunmayan (gâib) bir cenaze için namaz kılmanın hükmü konusunda mezhepler arasında ihtilaf vardır. Defnedilmiş bir meyyit için kabri başında namaz kılmak da, gözle görülmeyen bir cenazeyle alakalı olduğundan bu meseleye dâhil edilmiştir. Dört mezhep içinde Şâfiîlerle Hanbelîler bu uygulamalara cevaz verirken Mâlikîlerle Hanefîler mekruh addetmişlerdir. İlginçtir ki bütün bu mezheplerin konu hakkında başvurduğu veriler hemen hemen aynıdır. Bunların başında Allah resulünün Habeşistan’da vefat eden Necâşî Ashame (ö. 9/630) için Medine’de ve ashabıyla birlikte gıyâbî cenaze namazı kıldığından bahseden rivayetler yer alır. Diğer bazı hadislere göre Hz. Peygamber Tebük’te iken Medine’de vefat eden Muâviye b. Muâviye (ö. 9/630) için ve ayrıca Mûte’de (8/629) şehit olan iki sahâbî adına gıyâbî cenaze namazı kılmıştır. Bunlar dışında kendisine haber verilmeden defnedilen bazı kimselerin ve ayrıca Uhud’da (3/625) şehit düşen sahâbenin kabirleri başında namaz kıldığına dair nakiller de vardır. Ancak bu hadislerden bazıları zayıftır. Sahih olanların lafız ve muhtevaları ise yoruma müsait görünmektedir. Sıhhat açısından hüküm bina edilmeye elverişli olan rivayetlerin tamamı, birbiriyle çelişmeyecek şekilde yorumlandığında gıyâbî cenaze namazı kılınması uygulamasının Hz. Peygamber tarafından sadece Necâşî için tatbik edildiği, onun ve ashabının ilerleyen süreçte bunu tekrarlamadığı söylenebilir. Dolayısıyla gıyâbî cenaze namazı kılınması Necâşî’ye hastır, denilebilir. Defnedilmiş kişiler için kabirleri başında cenaze namazı kılma uygulaması ise hem Hz. Peygamber hem de sahâbîler tarafından müteaddit defalar uygulanmıştır ve dolayısıyla genel geçer bir hükme dayanak yapılmaya müsait görünmektedir. Buna karşın İslam dünyasında başvurulan uygulama gıyâbî cenaze namazı olup defnedilmiş kişi için kabri başında namaz kılındığı neredeyse hiç görülmez.
Placeholder
YayınAçık Erişim
Sintine suyu arıtma çamurlarının yönetiminde ultrasonik destekli susuzlaştırma: Çevresel ve ekonomik perspektif
(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2025-06-02) Eyvaz, Murat; Özdoğan, Nurullah; TOPAÇ, FATMA OLCAY; Fen Bilimleri Enstitüsü; Çevre Mühendisliği Ana Bilim Dalı; 0000-0002-3357-0240; 0000-0002-6364-4087
Bu çalışma, liman atık kabul tesislerinde sintine suyu arıtımı sonucunda oluşan tehlikeli nitelikteki çamurların bertaraf maliyetlerinin azaltılmasına yönelik olarak mevcut ve alternatif susuzlaştırma teknolojilerinin performans ve maliyet açısından karşılaştırmalı analizini amaçlamaktadır. Bu kapsamda, mevcut filtre pres sistemi (Senaryo 1), ultrason (US) destekli filtre pres (Senaryo 2) ve US + koagülan destekli filtre pres (Senaryo 3) olmak üzere üç farklı senaryo pilot ölçekli deneyler ile değerlendirilmiştir. Deneylerde, gerçek sintine çamuru kullanılarak 5000 mL hacminde örneklerle çalışılmış; US uygulamaları 500–2000 W aralığında ve 10–60 dakika süreyle gerçekleştirilmiş, koagülasyon aşamasında ise polialüminyum klorür, demir (III) klorür ve demülsifier gibi farklı kimyasal gruplar test edilmiştir. Elde edilen sonuçlara göre, US ve US + koagülan destekli sistemler çamur hacmini sırasıyla %10 ve %15 oranında azaltmıştır. Ancak bu fiziksel iyileşmeye rağmen, enerji ve kimyasal girdilerdeki artış nedeniyle toplam yıllık işletme maliyetleri artış göstermiştir. Senaryo 2’de yıllık maliyet, mevcut yönteme göre %69,6 oranında artarken; Senaryo 3’te bu oran %65,2 olarak hesaplanmıştır. Ayrıca, her üç senaryoda da çamur içerisindeki toplam organik karbon (TOC), kızdırma kaybı (LOI) ve su içeriği gibi parametrelerde önemli değişiklikler gözlenmiştir. Bu sonuçlar, ultrason tabanlı ön işlemlerin çamur karakteristiği üzerinde pozitif etkiler yarattığını, ancak mevcut ekonomik koşullarda bu sistemlerin tek başına bertaraf maliyetini azaltmak açısından yeterli olmadığını ortaya koymaktadır. Bu nedenle, tam ölçekli uygulamalarda sistem verimliliği, enerji maliyetleri ve olası çevresel teşvikler göz önünde bulundurularak yeniden değerlendirme yapılması önerilmektedir. Ayrıca, çamur hacmini daha da azaltabilecek hibrit teknolojilerin veya ileri susuzlaştırma tekniklerinin araştırılması, bertaraf stratejilerinin uzun vadeli sürdürülebilirliği açısından önem taşımaktadır.
Placeholder
YayınAçık Erişim
I. Dünya Savaşı odağında romana yansıyan Ahlat: Nar Tanesi Gülizar örneği
(2025-02-12) SİNAR UĞURLU, ALEV; Fen-Edebiyat Fakültesi; Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü; 0000-0002-0453-585X
Nar Tanesi Gülizar, Bitlis’in tarihî ve stratejik öneme sahip ilçesi Ahlat’ın I. Dünya Savaşı yıllarındaki hikâyesidir. 1956 Ahlat/Bitlis doğumlu öğretmen yazar Atilla Gülsar “Gerçek bir aşk hikâyesidir.” açıklamasıyla 2019 yılında yayımladığı Nar Tanesi Gülizar adlı romanda Ermeni bir genç kız ile bir Türk delikanlının birbirlerine karşı hissettikleri masum duygular etrafında bölgenin sosyal hayatını yansıtır. Romanda, I. Dünya Savaşı öncesinde aynı coğrafyada toplumsal bir uyum içinde, kan bağı oluşturmadan bütünleşmiş bir şekilde yaşayan iki halkın, savaşla birlikte düşman hâline getirilmesi ve bu sosyal yapının parçalanması işlenirken, ortak kültürle şekillenmiş sosyal yapıyı oluşturan unsurlar da aktarılır. Nar Tanesi Gülizar, mekân ile insan arasındaki ilişkiyi hafıza üzerinden kuran, Ahlat özelinde 20. yüzyıl başındaki Bitlis’in kültürel dokusunu yansıtır. Bu kültürel renklilik, savaşın tahribatıyla yıkılmıştır ama Gülsar edebiyatın tanıklığıyla oluşan hafızada I. Dünya Savaşı öncesi Ahlat’ın kültürel dokusunu hatırlatmak, savaş sırasında maruz kaldığı Rus istilasıyla harabe şehir hâline dönen Bitlis’in acısını canlı tutmak istemiştir.