1987 Cilt 14 Sayı 2
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/22038
Browse
Browsing by Department "Tıp Fakültesi"
Now showing 1 - 20 of 20
- Results Per Page
- Sort Options
Item Değişici epitel hücreli mesane tümörlerinin tanı ve prognozunda romatoid faktörün önemi(Uludağ Üniversitesi, 1987) Yıldız, Adnan; Şimşek, Ümit; Özyurt, Mustafa; Tıp Fakültesi; Üroloji Ana Bilim DalıBugün birçok kanserde tümör hücrelerinin immünolojik özelliklerinden tanı, tedavi ve prognozun saptanmasında yararlanılmaktadır. Bir antiglobulin olan Romatoid Faktör (RF), değişici epitel hücreli mesane tümörlerinin tanı ve prognozunun saptanmasında önemli bir yeri vardır. Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalına çeşitli nedenlerle başvuran toplam 115 olgu RF aktiviteleri yönünden değerlendirdiler. Bunlardan 40 olguda değişici epitel hücreli mesane tümörü, 24'ünde mesane dışı ürogenital sistem tümörleri ve 51 'inde ise bazı benign ürogenital sistem hastalıkları vardı. RF aktivitesi, mesane kanseri olgularında diğerlerine göre daha yüksek oranda bulundu. Mesane kanserinin malignite derecesi ve prognozunun belirlenmesinde RF aktivitesinin önemli olduğu ayrıca istatistiksel olarak da gösterildi.Item Erken doğumun önlenmesinde ritodrin hidroklorür'ün etkisi(Uludağ Üniversitesi, 1987) Cengiz, Candan; Aydınlar, Sirem; Tıp Fakültesi; Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim DalıBu çalışmada, günümüzde erken doğumun önlenmesinde kullanılan ve B-mimetik grup ilaçlardan olan Ritodrin hidroklorür, 1986 yılında kliniğimize erken doğum tehdidi ile yatırılan gebelerde uygulanmış ve hastaların % 53.3'ünde gebelik 37 haftanın üzerine çıkarılabilmiştir.Item Facial paralizide otojen serbest kas grefti ile rekonstrüksiyon(Uludağ Üniversitesi, 1987) Özcan, Mesut; Kahveci, Ramazan; Tıp Fakültesi; Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Ana Bilim DalıTek taraflı sekel facial paralizilerde sinire yönelik girişimler geçerli değildir. Bu amaçla geliştirilmiş diğer birçok yöntem arasında otojen serbest çizgili kas transplantasyonu ile onarım son 15 yıldır uygulanan gelmiştir. Bu çalışmada aynı yöntem kullanılarak tedavi edilen iki olgu sunulmuştur. Yöntemi uygulayan diğer aktörlerin raporları ve iki olgun muzdan elde olunan sonuçlar yöntemin küçümsenmeyecek düzeyde cesaret verici bir seçenek olduğu kanısını uyandırmıştır.Item Fetal substansiya nigra greftlerinin korpus striatumdaki dopamin reseptörleri üzerine etkileri(Uludağ Üniversitesi, 1987) Korfalı, Ender; Tıp Fakültesi; Nöroşirürji Ana Bilim DalıÇalışmamızda intraventriküler 6-0 HDA enjeksiyonları ile substantia Nigra (SN) dejenerasyonu yapılan sıçanlarda fetal nöral greftlerin korpus striatumdaki dopamin reseptörleri üzerindeki etkileri incelenildi. Greftleme den bir ay sonra yapılan 3 H-Spiperone ba lanmasında kontrol grubundaki sıçanlarda dopamin reseptörlerinin % 300 oranında artma gösterdiği saptandı. Greftli sıçan grubunda ise greftli taraftaki korpus striatumdaki dopamin reseptör sayısında normale doğru % 25 lik, greftsiz tarafta ise % 15 'lik bir düzelme olduğu bulundu. Neticelerin istatistiki olarak anlamlı olmamasına rağmen substantia nigra greftlerinin korpus striatumdaki dopamin reseptörlerinde normale doğru düzelme meydana getirdiği görüldü.Item Fibrokistik mastopati tedavisinde bromokriptine ve tiroid hormonunun etkisi(Uludağ Üniversitesi, 1987) Bozgül, Mustafa; Bilgel, Halil; Tıp Fakültesi; Cerrahi Ana Bilim DalıFibrokistik mastopati, selim meme hastalıklarının en sık görülen formudur. Ağrı, memede nodülarite yaygın semptomları dır. Etyolojisi tam olarak bilinmemektedir. Tedavide çeşitli ilaçlar kullanılmaktadır. Her yaşta görülebilirse de en çok menopoz öncesi görülür. Kliniğimizde 50 olgu prospektif olarak incelenmiştir. Grup I Bromocriptine G. II tiroid hormon preparatı ile tedavi edilmiştir. Ortalama yaş 29.5 yıldır. Tedavide her iki ilaçla tedavi edilenlerde yaklaşık sonuçlar elde edilmiştir.Item GEAB kırsal alanda yaşayanların hastalanma sıklıkları ve sağlık hizmetlerinden yararlanmaları(Uludağ Üniversitesi, 1987) Aytekin, Hamdi; Bilgel, Nazan; Okan, Necla; Tıp Fakültesi; Halk Sağlığı Ana Bilim DalıSon altı yıldır eğitim ve araştırma bölgesi olarak çalıştırılan Gemlik İlçesinde, kırsal bölgede yaşayanların, hastalanma oranları, hastalandıklarında sağlık hizmetlerinden yararlanmaları retrospektif olarak değerlendirilmiştir. Bölgede yaşayan 17.350 kişinin yüzde 50.4'üne uygulanan anketler sonucu toplumda bir yılda hastalanma oranının yüzde 23.8 olduğu saptanmıştır. Kadınlar ve çocuklar daha çok rastlanmaktadır. Hastalandıklarını belirtenlerin yüzde 80 den fazlası iyileşmek için modern yöntemlere başvurmaktadırlar. Çalışmada hasta olanların çeşitli nitelikleri ve davranış biçimleriyle bunlara etki yapan faktörler de incelenmiştir.Item Gemlik- Umurbey bölgesinde dolaşım sistemi hastalıklarının prevalansı üzerine belirleyici bir çalışma(Uludağ Üniversitesi, 1987) Yiğit, Şule; Gülesen, Özdemir; Cordan, Jale; Aytekin, Hamdi; Aydınlar, Ali; Tıp Fakültesi; İç Hastalıkları Ana Bilim DalıGemlik Eğitim Araştırma Sağlık Grup Başkanlığına bağlı Umurbey Sağlık Ocağı bölgesinde araştırmayı kabul eden 143 erişkinde kalp-damar hastalıkları prevalansı , DS(standartlarına göre prospektif olarak araştırılmıştır. Sonuçta yakınmalar, klinik ve laboratuvar muayeneler/e hipertansiyon ve organik kalp hastalıkları oldukça yüksek düzeyde bulunmuştur. Özellikle hipertansiyon, bölgede daha yaygın olarak araştırılması gereken bir sağlık sorunu olarak gözlenmiştir.Item Hematokolpos ve hematometiskolpos tanısında ultrasonografinin yeri(Uludağ Üniversitesi, 1987) Parlak, Müfit; Tüfekçi, Mehpare; Tuncel, Ercan; Tıp Fakültesi; Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim DalıBiri hematokolpos, diğeri hematometrokolpos iki olgunun ultrasonografi bulguları sunulmuş ve ilgili literatür gözden geçirilmiştir.Item III. ventrikül kolloid kisti(Uludağ Üniversitesi, 1987) Korfalı, Ender; Aksoy, Kaya; Safi, İmran; Erol, Oktan; Tıp Fakültesi; Patoloji Ana Bilim DalıIII. ventrikülün kolloid kistleri benign tümörlerdir. Bütün beyin tümörlerinin % 0.5'ini içerirler. Benign natürde olmalarına rağmen III. ventriküldeki lokalizasyonları dolayısıyla unilateral veya bilateral Foramen Monro 'da blok yapmalarıyla intrakranial basınç artma bulgularına sebep olabilirler. Komputerize tomografi ile tanımlanan ve total olarak transkallozal girişim ile çıkarılan bir vaka takdim edildi.Item Koledok kisti (olgu sunumu)(Uludağ Üniversitesi, 1987) Parlak, Müfit; Tuncel, Ercan; Tıp Fakültesi; Radyoloji Ana Bilim DalıNadir görülmesi nedeniyle bir koledok kisti olgusu sunulmuş, ilgili literatür gözden geçirilmiştir.Item Komputerize tomografinin lumber disk hernilerinde tam değeri(Uludağ Üniversitesi, 1987) Korfalı, Ender; Aksoy, Kaya; Uysal, Sait; Mutlu, Atıf; Tıp Fakültesi; Nöroşirürji Ana Bilim DalıBu çalışmada computerized tomografinin ( KT) disk hernilerindeki tanı değeri araştırıldı. 51 Olguluk seride her olguya rutin 3 mesafe olmak üzere KT alışması yapıldı. 51 Olgunun 17 'sinde KT ile beraber myelografi uygulandı. Disk kabarıklığı , protüzyon, fragmante disk başta olmak üzere KT bulguları operasyon bulguları ile tartışıldı. KT nin disk herniasyonunda % 98 oranında doğru sonuç verdiği gözlendi.Item Lepranın endemik olarak bulunduğu bazı doğu illerimizde hasta-temaslı taramaları(Uludağ Üniversitesi, 1987) Saylan, Türkan; Sütlaş, Mustafa; Yüksel, Ayşe; Aytekin, Hamdi; Tıp Fakültesi; Halk Sağlığı Ana Bilim DalıLepra prevalansının Türkiye geneline göre oldukça yüksek görüldülü Maraş ve Sivas illerinde, hasta-temaslı taraması düzenlenerek kayıtlı 356 hasta ve yakınlarının muayenesi yapılmıştır. Ölüm, kayıp, bölge dışı göç ve diğer sebepler sonucu bölgede 165 eski hastanın kaldığı görülmüş ve bu hastaların yakınları arasında 8 yeni hasta tespit edilmiştir. Tüm hastaların tedavileri yeni şemalara göre düzenlenmiştir. Hastaların yüzde 81.8 inde basil bulunamamıştır.Item Lepranın endemo-sporadik olarak bulunduğu bazı batı illerimizde hasta-temaslı taramaları(Uludağ Üniversitesi, 1987) Yüksel, Ayşe; Saylan, Türkan; Sütlaş, Mustafa; Aytekin, Hamdi; Tıp Fakültesi; Halk Sağlığı Ana Bilim DalıÜlkemizin batısında olduğu halde yüksek lepra prevalansı gösteren iki ve düşük prevalans bir ilimizde gerçekleştirilen hasta-temaslı taramalarında kayıtlı bulunan toplam 193 hastanın ve yakınlarının incelenmesi yapıldı. Hastaların yüzde 10.9 'unun öldüğü, yüzde 5. 7 'sinin de başka bölgelere göç ettiği anlaşıldı. Hasta yakını olarak muayene edilen 400 kişinin arasında 1 yeni vak'a bulundu. Hastalarımızın yüzde 75.4 ünün ileri derecede sakat oldukları saptandı. Çoğunluğu lepramatöz tipte olan hastaların inaktif görünümlü oldukları ve ancak yüzde 16'sının basilli olduğu belirlendi. İzlenen hastaların yeni şemalara göre tedavileri düzenlendi.Item Malnütrisyonlu çocuklarda lipid profillerinin incelenmesi(Uludağ Üniversitesi, 1987) Güler, Asuman H.; Tunçbilek, Sevgi; Özkan, Kemal; Tıp Fakültesi; Biyokimya Ana Bilim DalıBu çalışmada; 26 normal, 57 malnütrisyonlu çocukta lipid metabolizmasında görülen değişiklikleri araştırdık. Ayrıca protein metabolizmasındaki bozukluğu göstermesi açısından çalıştığımız serum apolipoprotein A ve B değerlerinin lipoprotein metabolizması üzerindeki etkilerini inceledik. Serum apolipoprotein seviyesinde normallere kıyasla saptadığımız yaklaşık yarı yarıya azalma, protein metabolizmasının PEM'lu olgularda bozulduğunu, bunun ise lipoprotein metabolizmasını negatif yönde etkileyerek, karaciğer yağlanmasına yol açtığı sonucuna vardık.Item Myokard rüptürü ile birden ölüm(Uludağ Üniversitesi, 1987) Çoltu, Atınç; Cordan, Jale; Erol, Oktan; Tıp Fakültesi; Adli Tıp Ana Bilim DalıEvinde ölü olarak bulunup, dış muayene ile ölüm nedeni saptanamayan ve otopsisi yapılması istenen 70 yaşındaki şahsa ait ceset üzerinde yapılan otopside perikard içinde kan pıhtısı, sol ventrikül arka duvarında taze infarktüs alanı üzerinde geniş rüptür saptanmış ve ölümün taze infarktüs alanı üzerindeki miyokard rüptürü ve perikard tamponadı sonucu meydana geldiği ve ölümün patolojik nedenlere bağlı birden ölüm olduğu tespit edilmiştir.Item Protein-enerji malnütrisyonlu çocuklarda protein metabolizmasının incelenmesi(Uludağ Üniversitesi, 1987) Güler, H. Asuman; Tunçbilek, Sevgi; Özkan, Kemal; Tıp Fakültesi; Biyokimya Ana Bilim DalıBu çalışmada, ülkemizde yaygın olarak görülen Protein-Enerji Malnütrisyonu (PEM) olgularındaki metabolik değişiklikler, protein metabolizması açısından incelendi. Bulunan sonuçlar, normal çocukların sonuçlarıyla kıyaslanarak, istatistiksel yöntemlerle değerlendirdiler.Item Servikal kasılım orijinli ağrılara eşlik eden K. B. B. patolojileri(Uludağ Üniversitesi, 1987) Hızalan, İbrahim; Erişen, Levent; Tıp Fakültesi; Kulak Burun Boğaz Ana Bilim DalıBaş ağrısının en sık rastlanılan nedenlerinden birisi servikal kasılımdır. Servikal kasılımı hastalar, genellikle K.B.B. sahasını ilgilendiren bir yakınma ile hekime gelmekte ue ya anamnezde K.B.B. sahasını ilgilendiren bir yakınma tespit edilmektedir. Servikal kasılımlı 400 olguda yapılan bu çalışmada, servikal kasılma eşlik eden K.B.B. patolojileri ue bu patolojilerle servikal kasılım arasındaki ilişki belirlenmeye çalışılmıştır.Item Vaginal agenesiste grasilis kas deri flebi ile neovagen oluşturulması(Uludağ Üniversitesi, 1987) Özcan, Mesut; Kahveci, Ramazan; Tıp Fakültesi; Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Ana Bilim DalıVaginal agenesis sanıldığından daha sık karşılaşılan bir konjenital malformasyondur. Onarımında değişik yöntemler uygulana gelmiştir. Bu yazıda güncel bir yöntem olan grasilis kas deri flebi ile rekonstrüksiyon uyguladığımız iki olgu bildirilmiş, konuya ilişkin kaynaklar gözden geçirilmiştir. Olgulardan elde edilen sonuçlar ve literatür verilerinin ışığı altında uyguladığımız yöntem umut verici olmuştur.Item Vertikal osteotomi ile mandibular prognatizm onarımı(Uludağ Üniversitesi, 1987) Özcan, Mesut; Kahveci, Ramazan; Tıp Fakültesi; Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Ana Bilim DalıKlinik te alt diş orkusunun üst diş arkusuna göre daha önde olması biçiminde görülen, sefalometrik olarak ise SNB açısının normalden büyük olması ile karakterize olan mandibular prognatizm olgularının tedavisinde çeşitli osteotomi yöntemleri uygulanmıştır. Bu yazıda klinik ve sefalometrik olarak mandibular prognatizm tanısı konulan ve eksternal yaklaşımla vertikal ramus osteotomisi uygulanan iki olgu sunulmuştur. Ulaşılan kozmetik fonksiyonel sonuçlar ve kaynak verilerinin ışığı altında, endikasyonu iyi konması şartı ile, vertikal ramus osteotomisinin mandi bular prognatizm olgularında olumlu bir seçenek olduğu kanısına varılmıştır.Item Yüzsekiz mesane tümörü olgusu(Uludağ Üniversitesi, 1987) Özyurt, Mustafa; Oktay, Bülent; Kaya, Artun; Turgut, Ahmet; Tıp Fakültesi; Üroloji Ana Bilim Dalı1974-1985 yılları arasında Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalına başvuran yüzsekiz mesane tümörlü olgu yaş, cinsiyet, etyoloji, meslek, patolojik sınıflandırma, tümör lokalizasyonu, grade derecelendirilmesi, tedavi ve yaşam süresi açısından incelendi. Hastaların yaş ortalaması 62'ydi. Tümör erkeklerde daha fazlaydı (% 88). Olguların % 90'ı sigara kullanıyordu. Meslek açısından bir özellik saptanmadı. Tümörlerin % 77 oranında papiller karakterde olduğu saptandı. Histopatolojik değerlendirilmesi yapılan 98 olguda % 96 oranında değişici epitel karsinomu bulundu. Tümörün mesanedeki lokalizasyonu, sol yan duvarda% 24, yaygın% 24, sağ yan duvarda % 23, karşı duvar, tavan ve tabanda % 26 mesane boynunda ise% 1 olarak bulundu. Olguların % 27's in Grade Il, % 24'ünün Grade III olduğu saptandı. Tedavi olarak 69 olguya transüretral rezeksiyon yapıldı olgularımızın 77 tanesi düzenli takibe gelmiştir. Bunlardan beşi (% 4) tam şifa ile sonuçlandı. Onikisi (% 15) öldü. Altmış olgu halen izlenmektedir.