1988 Cilt 3 Sayı 1
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/16541
Browse
Browsing by Language "tr"
Now showing 1 - 20 of 31
- Results Per Page
- Sort Options
Item Ana çizgileriyle İngiliz egitim sistemi ve Türk eğitim sistemiyle karşılaştırma(Uludağ Üniversitesi, 1988) Ulusavaş, Mualla; Uludağ Üniversitesi/Necatibey Eğitim Fakültesi/Eğitim Bilimleri Bölümü.Toplumsal sistemin alt sistemlerinden biri olan eğitim sistemi, bir yandan kendisini çevreleyen sosyo-kültürel ortamla etkileşimini sürdürürken, öte yandan kendisini oluşturan ögelerin birbiriyle etkileşimi sürecinde değişimlere uğramaktadır. Çalışmamızda, eğitim sistemine dinamik bir bakışla, önce İngiliz eğitim sisteminin için de bulunduğu ortam, kısa tarihçesi, sistemin amaçları, örgütsel yapısı ve yönetim süreçleri üzerinde durulmuş; sonra da Türk Eğitim sistemiyle benzerlik ve farklılık belirtici bir karşılaştırma yapılmıştır.Item Atatürk ve tiyatronun işlevi(Uludağ Üniversitesi, 1988) Anamur, Hasan; Uludağ Üniversitesi/Eğitim Fakültesi.Bugün 27 Mart, Dünya Tiyatro Günü. Bilindiği gibi, 1948 yılı Haziranında kurulan ve merkezi Paris 'te bulunan Uluslararası Tiyatro Enstitüsü, kısaltılmış adıyla lTI (International Theatre lnstitut), 27 Mart gününü Dünya Tiyatro Günü olarak ilan etmiş ve 1962'den beri bu enstitüye üye ülkelerde kutlanan Dünya Tiyatro Günü'n de, her yıl dünyaca tanınmış bir tiyatro adamın ya da bir sanatçıya bir metin hazırlatılmıştır. Uluslararası nitelikteki bu metin üye ülkelerin dillerine çevrilerek bütün tiyatrolarda gösteriden önce okunmuştur. 1977'M Stockholm'de toplanan ITI kongresi okunması gelenek baline gelmiş olan bu bildirilerin her ülkenin kendi sanat ve tiyatro adamlannca yazılmasını uygun görmüş, bu tarihten sonra Türkiye'de de Dünya Tiyatro Günü bildirileri Türk tiyatro adamlarınca yazılmaya başlanmıştır. 1978 yılının 27 Martında ilk ulusal bildiriyi Muhsin Ertuğrul yazmıştır.Item Çağdışı bir disiplin aracı: Dayak(Uludağ Üniversitesi, 1988) Nas, Recep; Uludağ Üniversitesi/Eğitim Fakültesi.Okullarımızda dayağın varlığı yadsınmaz bir gerçektir. Peki, öğretmen, öğrencisini neden dövme gereği duymaktadır ? Bir kez öğretmen de bu toplumun ürünüdür, dayak atan aileden gelmektedir. Dahası sınıflarda çeşitli etkenlerle sağlık iletişim etkileşim ortamı sağlanamamakta , öğrencilerle yeterince sevgi ve saygı bağı kurulmamaktadır. Disiplin, günümüzde yol göstermek ve yardım etmek anlamına gelmektedir. Bu anlamdaki disiplin "çocuk merkezli" dir, çocuk içindir. Oğretmen disiplin uygulamasında ne otoriter olmalı, ne de otorite boşluğu yaratmalıdır; otorite sahibi olmalıdır. Otorite sahibi öğretmen saygılıdır, anlayışlıdır. Öğrencileriyle iş birliği yapar, diyalog kurar. Güçlü ve sağlıklı kişiliğiyle, sevecen yaklaşımıyla kendiliğinden saygınlık kazanır.Item Dil-edebiyat-kültür ilişkisi(Uludağ Üniversitesi, 1988) Aytür, NeclaDil-edebiyat-kültür ilişkisinin ele alındığı bu yazıda ilkin dilin yapısı üzerinde duruluyor. Ardından dil-edebiyat ilişkisine varılıyar ve dilin edebiyatın yalnız aracı değil bizzat içinde varolduğu ortamı olduğu belirtiliyor. Şiir dilinin doğal dildeki kimi sapmalari güç kazandığı örneklerle sergilendikten sonra anlatı metinlerinin üzerinde duruluyor. Yazar, bütün bunlardan sonra dilin yaratıcı bir biçimde kullanılması üzerinde duruyor ve bunun yalnız yazarlar için değil , okurlar için de önemli olduğunu vurguluyor. Yazara göre, yaratıcı okumanın gerektirdiği dil, edebiyat ve kültür donanım mı gençlere vermek de genellikle eğitimcilere, özellikle de dil ve edebiyat öğretmenlerine düşmektedir.Item Efl öğretmenleri için kaçınılması gereken yirmi yaygın test hatası(Uludağ Üniversitesi, 1988) Henning, Grant; Yıldız, Zübeyde; Uludağ Üniversitesi/Eğitim Fakültesi.Bir dereceye kadar iyi test metodu, iyi dil kullamını gibi, hatalardan sakmmayla gerçekleştirilebilir. Hemen hemen her dil öğretim programı test hazırlığı ve idaresini gerektirir, ancak belli yaygın test hatalarından kaçınıldığı derecede böyle testlerin zahmete değer seçmeler, teşhise yarar değerlendirme araçları oldukları söylenebilir. Burada bulunan yaygın test problemleri listesi detaylı değildir, fakat sınıf ve çevresi kullanıını için hazırlanan testlerle ilgili geniş bir deneyimden edinilmiştir, böylece bir temsilci olduğu söylenebilir. Bu listenin, kendi sınavlarını hazırlamakta olan EFL öğretmenlerine kılavuz olarak hizmet etmesi için bir çeşit kontrollistesi olması amaçlandı. En yaygın hatalar aşağıdaki gibi 4 kategoride gruplanır: Genel sınav nitelikleri, soru nitelikleri, test geçerliği ile ilgili kavramlar, idari ve puanlama konuları. Her kategorinin altında 5 özgün hata tanımlanmıştır . Bazı hatalar ve iyileştirme metodları tekrar edilmiş olmasına rağmen, aşağıdaki 20 halanın her biri, tahlil edildiğinde, gelişmiş bir test programında ortaya çıkacak gerçek bir problem oluşturabilir.Item Eğitim fakültelerine öğretmen adaylarını seçme yolları(Uludağ Üniversitesi, 1988) Köymen, Ülkü S.Öğretmen yetiştirme işi 1983 yılından beri üniversitelere devredilerek bu alan da yapısal ve kurumsal yeni bir düzenleme yapılmıştır. Sınırlı da olsa bazı araştırmalar ÜSS'nin (üniversitelerarası Seçme Sınavı) uygun öğretmen adaylarını seçmede yetersiz kaldığını ortaya çıkartmaktadır. Bu ne denle, ÜSS'ye ek olarak diğer seçme yollarına ve yeni yaklaşımların araştırılmasına gereksinim vardır. Zira öğretmen eğitiminin istenen insan gücü eğitimine etkisi çok büyüktür. Bu makalede kaliteli öğretmen yetiştirmede seçmenin gereği ve önemi, seçme yolları, kullanılacak ölçütlerin saptanması tartışılarak öneriler getirilmiştir.Item Eğitimde çağdaşlaşma ve eğitim fakülteleri(Uludağ Üniversitesi, 1988) Anamur, Hasan; Uludağ Üniversitesi/Eğitim Fakültesi.Bu bildiride, geleneksel eğitim anlayışı üzerine Rabelais, Jean Jacques Rousseau ve Einstein 'in aykırı düşüncelerine değinildikten sonra Türkiye 'de ortaöğretimin bugünkü durumu örneklerle belirlenmekte ve temel sorunları çıkartılmaktadır. Bize göre 6 Kasım 1981 tarihli 2547 sayılı yasa ortaöğretime öğretmen yetiştirme görevini ve yetkisini yalnız üniversiterere (Eğitim Fakültelerine) vererek eğitimin temel sorununa çözüm yolunu açmıştır. Biz, kuruluş dönemi zorlukları aşıldıktan ve eğitimin, bildiri içinde belirtilen kronikleşmiş engelleri kaldırdıktan sonra Eğitim Fakültelerinin çağdaş düşünceyle ve en yeni bilimsel yöntemlerle donanmış öğretmenler yetiştireceğine, bunları yetiştirmeye başladığına inanıyoruz.Item Fransa ve Sovyetler Birliği'nde okul sistemi ve mesleğe geçiş sorunu (Eğitim-üretim ilişkişi üzerine bir sistemler arası karşılaştırma )(Uludağ Üniversitesi, 1988) Horner, Wolfrang; Yurdusev, Şermin; Uludağ Üniversitesi/Eğitim Fakültesi.Bu çalışmada, okulun gençlerin meslek yönelimleri üzerindeki rolü, birbirinden çok farklı olan iki toplumsal sistem içinde incelenmektedir. Okulun bu rolü, genel eğitimin içinde bir teknolojiye başlangıç programının yer almasından ötürü söz konusudur. Karşılaştırma, kuramsal sistem analizi yöntemi ile gerçekleştirilmiştir. Sonuçta, okulun üretim dünyasından gelen zorlamalara karşı gizli bir direncinin varlığı olgusunun her iki ülkede de bulunduğunu ortaya koymaktadır. Çalışmada, bu sosyolojik gerçeğin yorumu için bir model geliştirilmiştir. Bu model, henüz tamamlanmamış olan bir çalışmayla da desteklenecektir.Item Fransa'da yaşayan Türk işçi çocuklarının eğitim sorunları(Uludağ Üniversitesi, 1988) Yurdusev, ŞerminFransa 'da çalışan Türk göçmen işçilerinin çocukları. Anne-babalarının göçüyle sürüklenmiş olan bu çocuklara sunulan gelecek umudu nedir? Bu çocukların Fransız eğitim sistemine uyumları ve bunun gelecekleri üzerindeki etkileri konusundana nasıl bir görünüm ortaya çıkmaktadır? Bu tez özeti kapsamında, bu konularda bazı bilgiler aktarmaya çalışacağız .Item Gençlerde depresyon eğilimi ile ilgili bir tarama(Uludağ Üniversitesi, 1988) İnanç, BanuBu çalışma, ortaöğretimdeki gençlerin kendilerini depresif olarak algılay ıp algılamadıkları konusunda fikir edinmek için yapılan bir tarama çalışması niteliğindedir. Araştırmada ölçme aracı olarak Offer Öz-imaj Envanterinden geliştirilmiş olan depresyon ölçeği kullanılmıştır. Çalışma kapsamına alınan 1700 ortaöğretim öğrencisi, yaş gruplan ve cinsiyete göre ayrılarak gruplar arasında depresyon puan ortalamalarının anlamlı düzeyde farklılık gösterip göstermediği araştırılmıştır. Bulgular, öğrencilerin biiyük yüzdesinin hendilerini depresif olarak algıladıklarını belirtir yöndedir. Ayrıca kız öğrencilerin yaş grupları arasında büyük yaş grubunun lehine depresyon puanları anlamlı farkirlık göstermektedir. Sonuçlar gözönüne alınarak bazı öneriler sunulmuş ve çalışmanın psikolojik danışma ve rehberleri hizmetleri açısından önemi belirtilmiştir.Item Gottfried Keller ve 19. yüzyıl(Uludağ Üniversitesi, 1988) Arda, Zeki Cemil1848 lerdeki İsviçre'nin durumunu Fueter'den dinleyelim: "O zamanki partiler arasındaki mücadelenin siyasi ideolojisini kısmen iktisadi sorunlar oluşturuyordu. Politik gelişmenin şekillenmesine etki eden dini akımlar ise bu tür egilimin tamamen dışında kalıyordu" Köylüler için "yenilikler ve teknoloji" akıl almaz şeylerdi. Bu yüzden "köy toplumu ile radikal yöneticiler" arasında büyük bir anlaşmazlık vardı . Bu güçlüğün yenilmesi gerekiyordu. Bu konuda da Keller önce halkın eğitilmesi gerektiğini savunuyordu. Çünkü en çok tartışılan konular "eğitim" ve "din" di. "Radikallerin anlayışiarına hakim olan eğitim ... ve hürdüşünce henüz köylere girememişti . Liberal siyaset adamlarının aydınlanmayı içeren fikirleri kırsal bölgeler· de hiç sevilmiyordu.Item Kandınsky ve Klee'nin sanatında çok seslilik kavramı(Uludağ Üniversitesi, 1988) İpşiroğlu, NazanÇağımızda sanatlar arasındaki sınır giderek belirsizleşiyor, dahası ortadan kalkıyor. 20. yüzyılın başında görsel sanatlarla müzih arasında ilginç gelişmelere yol açan bir iletişim ve etkileşim başlamıştı. Müzik, değişik açılardan çağdaş sarıatın kendini yenilemesine kaynak oluşturuyordu. Bu yazıda, bu yolda uğraş verenlerden Wassily Kandinsky ve Paul Klee 'nin çokseslilik kavramın alımlamaları ve bu kavramın onların sanatındaki yeri üzerinde duruluyor.Item Öğretmen yetiştirme düzenimizin XI. Milli Eğitim Şurası kararları ışığında değerlendirilmesi.(Uludağ Üniversitesi, 1988) Küçükahmet, Leyla; Uludağ Üniversitesi/Eğitim Fakültesi.1983 yılı Türkiye'de öğretmen yetiştirme bakımından bir dönüm noktası sayılmaktadır. Daha önceleri değişik sürelerde değişik programlar uygulayan öğret men yetiştiren kurumlar bu tarihte üniversite çatısı altında toplanmıştır. Yüksek öğretim Kurulu bu tarihten itibaren programlarda, öğrenci alımında ve öğretim kadrosunda bir takım birlik kararlarını uygulamaya koymuştur. Bu makalede bu uygulama kararlarının XI. Milli Eğitim Şurası Kararlarıyla tutartığı incelenmektedir.Item Özgürlük kavramı II(Uludağ Üniversitesi, 1988) Kuçuradi, İoannaŞimdi, bir fikir, bir ide ve bir değer olduğunu söylediğim toplumsal özgürlüğün, kavramsal içeriği ne olabilir? özgürlüğün diğer çeşitleriyle, yanlış olarak kavramsal bakımdan karıştırılan toplumsal özgürlük nedir? Toplumsal özgürlüğün kavramsal içeriğini, çeşitli "özgürlükler" oluşturur. Bu "özgürlüğü" iki ana türe ayırabiliriz ; ve ona iki ana açıdan bakabiliriz: kişi açısından ve devlet açısından. Kişi açısından - yani kişiyi merkeze alarak -bakıldığında, toplumsal özgürlük, moral (ahlaksal) özgürlük ve çeşitli hukuksal özgürlükler olarak karşımıza çıkar.Item Paul Valery ve müzik(Uludağ Üniversitesi, 1988) Yılmaz, GönülItem Paul Valery'nin defterler'inin genel bir değerlendirilmesi(Uludağ Üniversitesi, 1988) Yılmaz, GönülItem Personel seçimi(Uludağ Üniversitesi, 1988) Özalp, Deniz; Uludağ Üniversitesi/Necatibey Eğitim Fakültesi/Eğitim Bilimleri Bölümü.Psikometrik olarak personel seçme çalışmalarının amacı, hem işin ya da kurumun gereksindiği bireyleri seçerek verimi arttırma; hem de bireyin ilgi ve yetenekleri doğrultusunda bir işte çalışmasını sağlayarak üretken, başarılı ve dolayısıyla mutlu olmasına yardımcı olmaktır. Personel seçme bir süreçtir ve her seçme süreci, belirlenmiş bir stratejiye göre birey hakkında bilgi toplamayı, toparlanan bu bilgileri bir ölçütle karşılaştırarak yorumlamayı ve seçme kararının verilmesini içerir. İyi bir seçimin yapılabilmesi, temelde bilgi toplamada kullanılan yol ve araçIarın uygunluğuna bağlıdır Seçme işinde ölçme aracının geçerliği, bireylerin sahip olması istenilen bilgi, beceri ve yeteneklere uygun bilgi toplayabilmesiyle artar. Bunun için de gerekli özelliklerin çeşitli yollarla analiz edilip belirlenmesi lazımdır. Ölçme aracının geçerliğinin sağlanması yanı sıra uygun bir stratejinin belirlenmesi verilecek kararın doğruluğu için büyük önem taşır.Item Peter Handke -dil ve davranış biçimleri(Uludağ Üniversitesi, 1988) İpşiroğlu, ZehraKaspar Hauser'in öyküsü gerçek bir olaya dayanır. Kaspar Hauser 1928'de Nürnberg'de ortaya çıkmış, kısa bir süre orada yaşadıktan sonra öldürülerek son bulmuştur. Kim olduğu, nereden geldiği belirsizdir. Bilinen tek şey onun toplum dışı bir yaratık olduğudur. Konuşmasını bile bilmeyen bir yabandır Kaspar Hause. 19. yy.dan bu yana Trakl'dan Verlain'e değin çeşitli yazarların şiirlerine, öykülerine konu olan Kaspar Hauser'in öyküsü, Handke'nin oyununun ana temasını oluşturur.Item Pierre Reverdy'den şiirler(Uludağ Üniversitesi, 1988) Özçelebi, Ali; Dara, Ramis; Uludağ Üniversitesi/Eğitim Fakültesi.; Uludağ Üniversitesi/Eğitim Fakültesi/Yabancı Diller Eğitimi Bölümü.Bir gün sınırlar zorlanır , uzanıp duran çizgiden daha uzağa gidilir. Tuhaf bir yoldur bu, mavi-yeşil bir köşeye sığınmış gökkübbeye doğru kıvrılan; kötü dikilmiş, bir başkasının sırtında, tersyüz edilmiş bir giysinin mucizesi. Baş üç kez egilir. Uzaktan diz bükülür ve el kalkar. Solgundur beyaz eldiven, yaprak dalından ayrık. Rüzgar batan güneşe çullanır, coşkun bir at gibi, köpük dolu ve akşam kararır. Sesler önde koşar, hüzünlü fenerler yanarken rıhtım boyunca, ırmak gülümser. Dolan zaman çalan bir başka saati çiğneyip geçmiş. Yolcuların adımları uzaklara koşuyor çoktan. Ben, ben ... sürekli göğün beni bağışlamasını umuyorum. Ama yitirdiğim zamanı ele geçirmek için bana verilecek öğütlere tez elden ihtiyacını var.Item Pierre reverdy'nin şiiri(Uludağ Üniversitesi, 1988) Özçelebi, Ali; Dara, Ramis; Uludağ Üniversitesi/Eğitim Fakültesi.; Uludağ Üniversitesi/Eğitim Fakültesi/Yabancı Diller Eğitimi Bölümü.Pierre Reverdy, 1889-1960 yıllarmda yaşamış ilginç bir Fransız ozanıdır. önceleri sık sık öncü sanat çevrelerine girer çıkarken, sonraları Solesmes manastırma bir yalnızlık ortamına çekilir. Şiirinde de bu büyük kentten kaçışı, yalnızlığı ve doğayı seçişin izlerini bulmak olanaklıdır. Bu yalinzlığı seçişi nedeniyle eleştirmenlerle yazın tarihçileri onu ve şiirlerini unuturlar biraz. Ali Özçelebi ve Ramis Dara bu yazıda Reverdy 'nin bu yönünden söz ettikten sonra, ardından Reuerdy 'nin Türkçeye çevrilmiş şiirlerini sergiliyorlar. Kendi çevirdikleri yeni şiirlerle Reuerdy 'den çevrilen şiirlerin bir kitap oluşturacak oyluma ulaştığım, böyle bir kitabın yayımlanmasının şiir severler için sevindirici bir olay olduğunu dile getiriyorlar.