1988 Cilt 3 Sayı 1
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/16541
Browse
Browsing by Issue Date
Now showing 1 - 20 of 43
- Results Per Page
- Sort Options
Item Atatürk ve tiyatronun işlevi(Uludağ Üniversitesi, 1988) Anamur, Hasan; Uludağ Üniversitesi/Eğitim Fakültesi.Bugün 27 Mart, Dünya Tiyatro Günü. Bilindiği gibi, 1948 yılı Haziranında kurulan ve merkezi Paris 'te bulunan Uluslararası Tiyatro Enstitüsü, kısaltılmış adıyla lTI (International Theatre lnstitut), 27 Mart gününü Dünya Tiyatro Günü olarak ilan etmiş ve 1962'den beri bu enstitüye üye ülkelerde kutlanan Dünya Tiyatro Günü'n de, her yıl dünyaca tanınmış bir tiyatro adamın ya da bir sanatçıya bir metin hazırlatılmıştır. Uluslararası nitelikteki bu metin üye ülkelerin dillerine çevrilerek bütün tiyatrolarda gösteriden önce okunmuştur. 1977'M Stockholm'de toplanan ITI kongresi okunması gelenek baline gelmiş olan bu bildirilerin her ülkenin kendi sanat ve tiyatro adamlannca yazılmasını uygun görmüş, bu tarihten sonra Türkiye'de de Dünya Tiyatro Günü bildirileri Türk tiyatro adamlarınca yazılmaya başlanmıştır. 1978 yılının 27 Martında ilk ulusal bildiriyi Muhsin Ertuğrul yazmıştır.Item Emotional disturbances and their relation to learning(Uludağ Üniversitesi, 1988) Çelen, Nermin; Uludağ Üniversitesi/Necatibey Eğitim Fakültesi/Eğitim Bilimleri Bölümü.Children learn at various rates of speed. Some of them who have physical defects (poor vision or hearing) may fail to learn. Physical defects are not the only reasons for non-learning. The children who have emotional conflicts show the symptoms of non-learning also. Resistance to learning is accompanied by school phobia, truancy, extreme withdrawal from classroom activities. Warm and accepting class-room teachers help to solve the problems of child ren. Sometimes they are not capable to over come the severe ones. The child who has serious disability needs special help from a trained therapist.Item Fransa ve Sovyetler Birliği'nde okul sistemi ve mesleğe geçiş sorunu (Eğitim-üretim ilişkişi üzerine bir sistemler arası karşılaştırma )(Uludağ Üniversitesi, 1988) Horner, Wolfrang; Yurdusev, Şermin; Uludağ Üniversitesi/Eğitim Fakültesi.Bu çalışmada, okulun gençlerin meslek yönelimleri üzerindeki rolü, birbirinden çok farklı olan iki toplumsal sistem içinde incelenmektedir. Okulun bu rolü, genel eğitimin içinde bir teknolojiye başlangıç programının yer almasından ötürü söz konusudur. Karşılaştırma, kuramsal sistem analizi yöntemi ile gerçekleştirilmiştir. Sonuçta, okulun üretim dünyasından gelen zorlamalara karşı gizli bir direncinin varlığı olgusunun her iki ülkede de bulunduğunu ortaya koymaktadır. Çalışmada, bu sosyolojik gerçeğin yorumu için bir model geliştirilmiştir. Bu model, henüz tamamlanmamış olan bir çalışmayla da desteklenecektir.Item Literature teaching in the English department(Uludağ Üniversitesi, 1988) Craik, Roger; Uludağ Üniversitesi/Eğitim Fakültesi.Literature teaching in the English Department plays an important role in language teaching, since literature is not just language, but it is language that worki at full stretch; it is artful shoping of knowledge and experience. Excerpts on the course are corefully selected in the hope that they would fumish students with vocabulary and increase their proficiency. They also make them bring their own observations, comments and sensibilities rather than memorizing as well as illustrating the period it which the pieces were writte. Wifred Owen 's "Futility" toke as an example here is not only presentation of vocabularly and structure atıd the illustation of the situation; but it is something that brings out metaphysical quetions on students' minds. The appreciation of the poem has been made together with the students and some questions for motivation have been asked. Active porticipation brings about many approaches as well as the students' observations and sensibilities as seen here, and that is what we except rather than vocabulary and structure development.Item Gottfried Keller ve 19. yüzyıl(Uludağ Üniversitesi, 1988) Arda, Zeki Cemil1848 lerdeki İsviçre'nin durumunu Fueter'den dinleyelim: "O zamanki partiler arasındaki mücadelenin siyasi ideolojisini kısmen iktisadi sorunlar oluşturuyordu. Politik gelişmenin şekillenmesine etki eden dini akımlar ise bu tür egilimin tamamen dışında kalıyordu" Köylüler için "yenilikler ve teknoloji" akıl almaz şeylerdi. Bu yüzden "köy toplumu ile radikal yöneticiler" arasında büyük bir anlaşmazlık vardı . Bu güçlüğün yenilmesi gerekiyordu. Bu konuda da Keller önce halkın eğitilmesi gerektiğini savunuyordu. Çünkü en çok tartışılan konular "eğitim" ve "din" di. "Radikallerin anlayışiarına hakim olan eğitim ... ve hürdüşünce henüz köylere girememişti . Liberal siyaset adamlarının aydınlanmayı içeren fikirleri kırsal bölgeler· de hiç sevilmiyordu.Item Dil-edebiyat-kültür ilişkisi(Uludağ Üniversitesi, 1988) Aytür, NeclaDil-edebiyat-kültür ilişkisinin ele alındığı bu yazıda ilkin dilin yapısı üzerinde duruluyor. Ardından dil-edebiyat ilişkisine varılıyar ve dilin edebiyatın yalnız aracı değil bizzat içinde varolduğu ortamı olduğu belirtiliyor. Şiir dilinin doğal dildeki kimi sapmalari güç kazandığı örneklerle sergilendikten sonra anlatı metinlerinin üzerinde duruluyor. Yazar, bütün bunlardan sonra dilin yaratıcı bir biçimde kullanılması üzerinde duruyor ve bunun yalnız yazarlar için değil , okurlar için de önemli olduğunu vurguluyor. Yazara göre, yaratıcı okumanın gerektirdiği dil, edebiyat ve kültür donanım mı gençlere vermek de genellikle eğitimcilere, özellikle de dil ve edebiyat öğretmenlerine düşmektedir.Item Mowrer's two factor learning theory and learning disabilities(Uludağ Üniversitesi, 1988) Özyürek, MehmetDavranış değişikliğinin nasıl olduğu sorusuna cevap aranma ktadır. Bu soruyu cevaplamak için Mowrer, Pavlov 'un Klasik Koşullanma ve Thomdike 'ın alışkanlıkla rın kazanılması ya da problem çözmesinden yararlanır. Dğrenmeleri açıklamada tek tek bu kuramların yeterli olmadığını, ancak iki kuramın birlikte düşünülmesi , öğrenmelere gerekli açıklamalan getireceği düşüncesiyle iki faktöriii öğrenme ku ramı ortaya çıkmıştır . Revizyondan geçirilmiş iki faktöriii öğrenme kuramında korku duygusunun en önemli koşullanabilir tepki olduğu vurgulanmıştır. Kaçınma dauranışı açıklanmıştır. Ancak alışkanlıkların kazanılması üzerinde etkili şekilde durulmamıştır. Uyarının yer değiştirmesi ve tepki iki ayrı öğrenme biçimi olarak görülmüştür. Bu kuramın son versiyonunda ise sadece tek bir öğrenme süreci fakat iki ayrı pekiştirmenin olduğu kabul edilmiştir. lkincil dürtüler olorak duygusal reaksiyonlar korku ve umut koşullanabilir tepkilerdir. Vğrenmeleri temsil eden davranış değişik liklerinde duygusaı' reaksiyonların merkezi rolü bulunmaktadır. Bu reaksiyon/ara bir kez koşullu uyaran özelliği kazandırıldığında öğrenmelere ya da davranışlara yön verir ve kontrol ederler. Bu kurarından öğrenme güçlüğü gösteren çocuklarin ilgili olarak, bu çocukları güdüleme ve güdülemenin kontrol edilmesi çerçevesinde yararlanılabilir.Item Çağdışı bir disiplin aracı: Dayak(Uludağ Üniversitesi, 1988) Nas, Recep; Uludağ Üniversitesi/Eğitim Fakültesi.Okullarımızda dayağın varlığı yadsınmaz bir gerçektir. Peki, öğretmen, öğrencisini neden dövme gereği duymaktadır ? Bir kez öğretmen de bu toplumun ürünüdür, dayak atan aileden gelmektedir. Dahası sınıflarda çeşitli etkenlerle sağlık iletişim etkileşim ortamı sağlanamamakta , öğrencilerle yeterince sevgi ve saygı bağı kurulmamaktadır. Disiplin, günümüzde yol göstermek ve yardım etmek anlamına gelmektedir. Bu anlamdaki disiplin "çocuk merkezli" dir, çocuk içindir. Oğretmen disiplin uygulamasında ne otoriter olmalı, ne de otorite boşluğu yaratmalıdır; otorite sahibi olmalıdır. Otorite sahibi öğretmen saygılıdır, anlayışlıdır. Öğrencileriyle iş birliği yapar, diyalog kurar. Güçlü ve sağlıklı kişiliğiyle, sevecen yaklaşımıyla kendiliğinden saygınlık kazanır.Item Yabancı dil öğretim bilgisinde yanlış çözümlemenin yeri(Uludağ Üniversitesi, 1988) Gülmez, GülnihalYanlış çözümlemelerinde, doğal olarak öğrencinin erek dilin kurallarını öğrenmesi gerektiğini düşünerek, öğrenenin dilini erek dille , daha doğrusu erek dilin bir öğretim izlencesi oluşturacak biçimde seçilmiş , sınıflandırılmış, sıralanmış yönleriyle, karşılaştırıyoruz. Bir yabancı dilin öğrenilmesini konu alan kuramsal araştırmada ise, öğrenciye o ana kadar öğretilmiş olanla öğrencinin bilgisi karşılaştırılır. Oysa en azından sağduyulu davranmak gerekirse, yabancı dil öğrence süreci ve öğrenenin dilinin özellikleri konularındaki bilgilerimizi geliştirmeden yanlış çözümlemelerinden yeterince yararlanamayacağımızı kabul etmeliyiz .Item Paul Valery ve müzik(Uludağ Üniversitesi, 1988) Yılmaz, GönülItem Approche feministe de la littera ture française jusqu'au XIXE siecle et importance de george sand et de son roman indiana dans la litterature feministe(Uludağ Üniversitesi, 1988) İldem, Arzu EtenselDans cet article il est quest"ion d 'u ne approche Nministe de la litmrature Française jusqu au XIX e sircle, approche qui aboutit o l'introduction de George Sand dans la sdme flministe. George Sand est souvent citle comme un lcrivain teministe et cela grace, tout particulirrement, a son ro man Indiana. Le but de cet article est d'excaminer dans quelle m esure George Sand peut etre consideree com me un ecrivain feministe.Item Eğitimde çağdaşlaşma ve eğitim fakülteleri(Uludağ Üniversitesi, 1988) Anamur, Hasan; Uludağ Üniversitesi/Eğitim Fakültesi.Bu bildiride, geleneksel eğitim anlayışı üzerine Rabelais, Jean Jacques Rousseau ve Einstein 'in aykırı düşüncelerine değinildikten sonra Türkiye 'de ortaöğretimin bugünkü durumu örneklerle belirlenmekte ve temel sorunları çıkartılmaktadır. Bize göre 6 Kasım 1981 tarihli 2547 sayılı yasa ortaöğretime öğretmen yetiştirme görevini ve yetkisini yalnız üniversiterere (Eğitim Fakültelerine) vererek eğitimin temel sorununa çözüm yolunu açmıştır. Biz, kuruluş dönemi zorlukları aşıldıktan ve eğitimin, bildiri içinde belirtilen kronikleşmiş engelleri kaldırdıktan sonra Eğitim Fakültelerinin çağdaş düşünceyle ve en yeni bilimsel yöntemlerle donanmış öğretmenler yetiştireceğine, bunları yetiştirmeye başladığına inanıyoruz.Item Efl öğretmenleri için kaçınılması gereken yirmi yaygın test hatası(Uludağ Üniversitesi, 1988) Henning, Grant; Yıldız, Zübeyde; Uludağ Üniversitesi/Eğitim Fakültesi.Bir dereceye kadar iyi test metodu, iyi dil kullamını gibi, hatalardan sakmmayla gerçekleştirilebilir. Hemen hemen her dil öğretim programı test hazırlığı ve idaresini gerektirir, ancak belli yaygın test hatalarından kaçınıldığı derecede böyle testlerin zahmete değer seçmeler, teşhise yarar değerlendirme araçları oldukları söylenebilir. Burada bulunan yaygın test problemleri listesi detaylı değildir, fakat sınıf ve çevresi kullanıını için hazırlanan testlerle ilgili geniş bir deneyimden edinilmiştir, böylece bir temsilci olduğu söylenebilir. Bu listenin, kendi sınavlarını hazırlamakta olan EFL öğretmenlerine kılavuz olarak hizmet etmesi için bir çeşit kontrollistesi olması amaçlandı. En yaygın hatalar aşağıdaki gibi 4 kategoride gruplanır: Genel sınav nitelikleri, soru nitelikleri, test geçerliği ile ilgili kavramlar, idari ve puanlama konuları. Her kategorinin altında 5 özgün hata tanımlanmıştır . Bazı hatalar ve iyileştirme metodları tekrar edilmiş olmasına rağmen, aşağıdaki 20 halanın her biri, tahlil edildiğinde, gelişmiş bir test programında ortaya çıkacak gerçek bir problem oluşturabilir.Item Sanat ve eğitim(Uludağ Üniversitesi, 1988) Erinç, Sıtkı M.Bu yazıda sanat eğitimi konusu ele alınmakta. Ancak konuya girerken sanat nedir, eğitim nedir, kimler için sanat ve sanat eğitimi... gibi sorular yanıtlanmakta. Bunların ardından, Sıtkı M. Erinç, sanat eğitiminin üç aşamada değerlendirilebileceğini dile getiriyor: Okul öncesi sanat eğitimi , okul dönemi sanat eğitimi ve meslek sorunu sanat eğitimi. Yazıda, birbirinden kopuk olarak değerlendirilmemesi gerektiği belirtilen bu üç aşama üzerinde ayrıntılı durulduktan sonra, "çağdaş sanat eğitimi" kavramına varılmakta ve böyle bir eğitimin genel sanat politikasının çağdaş ortam içinde kurgulanmasının zorunluluğu vurgulanmaktadır.Item Das visuelle in der lyrik georg trakls Zum 100. Geburtstag des Autors 1887- 1987(Uludağ Üniversitesi, 1988) Durusoy, GertrudeIn urıserer Untersuchung über das Visuelle in der Lyrik Georg Trakls haben wir einerseits die Ro lle des Expressionismus in der Wahl der Farben und der Vorliebe zur Verwesung festgestellt, andererseits die Ausdruckskraft seiner Sprache und seiner Bilder, die eine egozentrische Thematik behandeln, hervorgehoben, da sie grundscıtzlich das Auge des Lesers ansprechen. Der Schlaf, Delirium, Die blaue Nacht ist scınft auf unsren Stirhen aufgegangen sind die drei Gedichte, die der illustration dienen.Item Les positions paradigmatiques de la linguistique et son ideologie essentielle(Uludağ Üniversitesi, 1988) Parret, HermanUne vision, une option ou une position paradigmatique est un modele de description et d 'explication a l'interieur duquel les theories surgissent mais qui ne peut etre lui-meme confirme, amende ou conteste par ces theories. Un paradigme scientifique est enchasse historiquement et socio-culturellement. C'est un probleme difficile, en philosophie des sciences, comment les paradigmes naissent et surtout comment les paradigmes developpent, changent et disparaissent. On sait que Thomas Khun a etudie cette 'logique' des revolutions scientifiques, precisement a l 'aide de la notions de (changement de) paradigme Michel Foucault, de son cote, a montre comment l'histoire de la biologie de l 'e'conomie et de la linguistique est marque'e par des scissious ou ruptures, par des evolutions de paradigmes.Item Yeni roman ve La modification'a uzamsal bir yaklaşım(Uludağ Üniversitesi, 1988) Efeoğlu, Ertuğrul; Uludağ Üniversitesi/Eğitim Fakültesi.Yeni Roman, Çağdaş Fransız Yazınının önemli dönemeçlerinden biridir. M. Butor da bu oluşumun etkin öncülerinden. Gelenekseli yadsıyışıyla beliren roman anlayışına karşın, La Modification (Değişim) adlı yapıtında günümüz insanının ağiatısını sergilerhen kullandığı biçim, Balzac romanını anımsatan esintilerle doludur. Roman boyunca betimlenmiş uzam aracılığıyla sergilenen bu insanlık durumunu gün yüzüne çıkarmaksa, Yeni Roman'a da, Butor'a da bir başka açıdan daha çok yaklaşmaktır. ·Item Öğretmen yetiştirme düzenimizin XI. Milli Eğitim Şurası kararları ışığında değerlendirilmesi.(Uludağ Üniversitesi, 1988) Küçükahmet, Leyla; Uludağ Üniversitesi/Eğitim Fakültesi.1983 yılı Türkiye'de öğretmen yetiştirme bakımından bir dönüm noktası sayılmaktadır. Daha önceleri değişik sürelerde değişik programlar uygulayan öğret men yetiştiren kurumlar bu tarihte üniversite çatısı altında toplanmıştır. Yüksek öğretim Kurulu bu tarihten itibaren programlarda, öğrenci alımında ve öğretim kadrosunda bir takım birlik kararlarını uygulamaya koymuştur. Bu makalede bu uygulama kararlarının XI. Milli Eğitim Şurası Kararlarıyla tutartığı incelenmektedir.Item Gençlerde depresyon eğilimi ile ilgili bir tarama(Uludağ Üniversitesi, 1988) İnanç, BanuBu çalışma, ortaöğretimdeki gençlerin kendilerini depresif olarak algılay ıp algılamadıkları konusunda fikir edinmek için yapılan bir tarama çalışması niteliğindedir. Araştırmada ölçme aracı olarak Offer Öz-imaj Envanterinden geliştirilmiş olan depresyon ölçeği kullanılmıştır. Çalışma kapsamına alınan 1700 ortaöğretim öğrencisi, yaş gruplan ve cinsiyete göre ayrılarak gruplar arasında depresyon puan ortalamalarının anlamlı düzeyde farklılık gösterip göstermediği araştırılmıştır. Bulgular, öğrencilerin biiyük yüzdesinin hendilerini depresif olarak algıladıklarını belirtir yöndedir. Ayrıca kız öğrencilerin yaş grupları arasında büyük yaş grubunun lehine depresyon puanları anlamlı farkirlık göstermektedir. Sonuçlar gözönüne alınarak bazı öneriler sunulmuş ve çalışmanın psikolojik danışma ve rehberleri hizmetleri açısından önemi belirtilmiştir.Item Pierre Reverdy'den şiirler(Uludağ Üniversitesi, 1988) Özçelebi, Ali; Dara, Ramis; Uludağ Üniversitesi/Eğitim Fakültesi.; Uludağ Üniversitesi/Eğitim Fakültesi/Yabancı Diller Eğitimi Bölümü.Bir gün sınırlar zorlanır , uzanıp duran çizgiden daha uzağa gidilir. Tuhaf bir yoldur bu, mavi-yeşil bir köşeye sığınmış gökkübbeye doğru kıvrılan; kötü dikilmiş, bir başkasının sırtında, tersyüz edilmiş bir giysinin mucizesi. Baş üç kez egilir. Uzaktan diz bükülür ve el kalkar. Solgundur beyaz eldiven, yaprak dalından ayrık. Rüzgar batan güneşe çullanır, coşkun bir at gibi, köpük dolu ve akşam kararır. Sesler önde koşar, hüzünlü fenerler yanarken rıhtım boyunca, ırmak gülümser. Dolan zaman çalan bir başka saati çiğneyip geçmiş. Yolcuların adımları uzaklara koşuyor çoktan. Ben, ben ... sürekli göğün beni bağışlamasını umuyorum. Ama yitirdiğim zamanı ele geçirmek için bana verilecek öğütlere tez elden ihtiyacını var.
- «
- 1 (current)
- 2
- 3
- »