1995 Cilt 22 Sayı 1-2-3
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/22061
Browse
Browsing by Issue Date
Now showing 1 - 20 of 28
- Results Per Page
- Sort Options
Item Primer pulmoner hipertansiyon "özellik gösteren bir olgu"(Uludağ Üniversitesi, 1995-02-08) Serdar, Osman Akın; Cordan, Jale; Kumbay, Ethem; Kazazoğlu, Ali Rıza; Yeşilbursa, Dilek; Baran, İbrahim; Çobanoğlu, Nedim; Tıp Fakültesi; Kardiyoloji Ana Bilim DalıÜç yıldan beri efor dispnesi ve bayılma şikayetleri olan otuz üç yaşındaki bayan hasta kliniğimize müracaat etti. İnvazif ve noninvazif tetkikler yapılarak Primer Pulmoner Hipertansiyon (PPH) tanısı konmadan önce Nörovejetatif Distoni tanısı ile izlenmektedir. Primer Pulmoner Hipertansiyon nadir görülen bir hastalık olması nedeni ile olgu takdim edilmiş ve ilgili literatür gözden geçirilmiştir.Item Ovaryumda folliküler atrezi(Uludağ Üniversitesi, 1995-04-08) Yardımoğlu, Melda; Tıp Fakültesi; Histoloji ve Embriyoloji Ana Bilim DalıBu çalışmada atretik foliküllerin (erken ve ileri dönemlerde) sınıflandırılmasıyla ilgili kriterler sunuldu ve konuyla ilgili kaynaklar gözden geçirildi.Item Metakromazi(Uludağ Üniversitesi, 1995-04-08) Yardımoğlu, Melda; Tıp Fakültesi; Histoloji ve Embriyoloji Ana Bilim DalıBu çalışmada dokuların boyanma mekanizması ve metakromazi olayı incelendi. Metakromatik boyanan dokulardan örnekler verilerek metakromatik boyanma mekanizması açıklanmaya çalışıldı.Item Kutanöz laser cerrahisi(Uludağ Üniversitesi, 1995-05-16) Kahveci, Ramazan; Tıp Fakültesi; Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Ana Bilim DalıPlastik cerrahların deri lezyonlarının tedavisinde kullandıkları donanımlar arasında laser de yer almakta ve plastik cerrahide yaygın olarak kullanılmaktadır. Laser kullanmak isteyen klinisyenlerin temel fizik bilgilerini ve değişik taserierin kullanılma nedenlerini öğrenmeleri gerekmektedir. Bu derlemede laser hakkındaki temel bilgiler, kutanöz cerrahide lazer kullanımı ve laser teknolojisindeki gelişmeler ele alınmıştır.Item Yüksek dansiteli lipoprotein-kolesterol tayininde dekstran sülfat-magnezyum ve fosfotungstat-magnezyum presipitasyon tekniklerinin incelenmesi(Uludağ Üniversitesi, 1995-11-29) Dirican, Melahat; Sarandöl, Emre; Ulukaya, Engin; Tokullugil, Asuman; Tıp Fakültesi; Biyokimya Ana Bilim DalıNormal sağlıklı kişilerden (n=50) elde edilen serumlarda farklı tekniklerle yüksek dansiteli lipoprotein kolesterol (HDL-K) tayini yapıldı: 1- Dekstran sülfat-magnezyum (DS-Mg) presipitasyon, enzimatik yöntemle kolesterol ölçümü (EDS), 2-DS-Mg presipitasyon, kimyasal yöntemle (Zak) kolesterol ölçümü (ZDS), 3- Fosfotungstat-Mg (FT-Mg) presipitasyonu, enzimatik yöntemle kolesterol ölçümü (EFT), 4-FT-Mg presipitasyonu, kimyasal yöntemle kolesterol ölçümü (ZFT). Dört değişik şekilde ölçülen HDL-K düzeylerinin birbirlerinden anlamlı şekilde farklı oldukları ancak, aralarında anlamlı düzeyde korelasyon gösterdikleri saptandı. En yüksek korelasyon (r=0. 705) EFT ile ZDS yöntemleri arasında bulundu. Çalışma-içi değişkenlik katsayısı(% CV) EDS, ZDS, EFT ve ZFT için normal havuzda sırasıyla 9. 71, 5.23, 7.38, 3.69; yüksek havuzda 12.15, 15.36, 10.12 ve 6.20 idi. Günler-arası% CV +4 C'de bekletilen serumlarda, - 20 C'de bekletilenlere göre biraz daha düşük bulundu. Sonuçta, HDL-K tayininde isabet derecesinin iyi olmamasından presipitasyon işleminin sorumlu olduğu düşünüldü.Item Talamik patolojilerde afazi(Uludağ Üniversitesi, 1995-11-29) Bakar, Mustafa; Bora, İbrahim; Zarifoğlu, Mehmet; Turan, Faruk; Sadıkoğlu, Sadık; Oğul, ErhanSol hemisferde talamus patolojileri sonucu değişik lisan bozukluklarının görüldüğü bilinmektedir. Bu çalışmada rafamik strok nedeniyle kliniğimizde takip edilen 10 olgunun lisan bozuklukları incelenerek ortaya çıkan lisan profilleri araştırılmıştır.Item İnce bağırsağın fiksasyonunda mikrodalga ışınımının kullanımı(Uludağ Üniversitesi, 1995-11-29) Kahveci, Zeynep; Sırmalı, Şahin A.; Tıp Fakültesi; Histoloji ve Embriyoloji Ana Bilim DalıIşık mikroskopisi için dokuların fiksasyonunda formalin veya diğer kimyasal ajanlar kullanılmaktadır. Bu çalışmada sıçan ince bağırsağa fiksasyonu için mikrodalga ışını kullanılmış ve sonuçlar klasik fiksasyon yöntemleri ile karşılaştırılmıştır. ışık mikroskobik olarak; mikrodalga fiksasyonunun sonuçları, klasik fiksasyon sonuçlarından ayırt edilemeyecek kadar iyi bulunmuştur. Çalışmalarımıza göre; ince bağırsak fiksasyonunda mikrodalga kullanımı basit, etkili ve hızlı bir yöntem olarak görülmüş ve günlük histolojik işlemlerde uygulanabileceği sonucuna varılmıştır.Item Shorr metodunun parafin kesitlere uygulanması(Uludağ Üniversitesi, 1995-11-29) Noyan, Semiha; Sırmalı, Şahin A.; Tıp Fakültesi; Histoloji ve Embriyoloji Ana Bilim DalıShorr metodu, histoloji ve patolojide vajinal smear boyamalar da kullanılmaktadır. Bu çalışmada insan otopsisi den alınan dil parçalarının parafin kesitleri, Shorr metodu ile boyandı. Dilin yapısında bulunan çeşitli dokulardan özellikle bazılarının bu metodla oldukça nıonstratif boyandığı görüldü. Boyanma sonuçlarının iyi olmasının yanısıra, olumlu bazı özelliklere de sahip oluşu nedeniyle vajinal smear boyamasında kullanılan Shorr metodunun, parafin kesitlerde de kullanılabileceği sonucuna varıldı. Ancak başka dokuların da bu metodla boyanarak çalışmanın genişletilmesi gerektiği kanısındayız.Item Ethinyl estradiol ve desogestrel'in sıçan tiroid bezleri üzerine histopatolojik etkileri(Uludağ Üniversitesi, 1995-11-29) Yardımoğlu, Melda; Mısırlıoğlu, Deniz; Tıp Fakültesi; Histoloji ve Embriyoloji Ana Bilim DalıBu çalışmada ethinyl estradiol (EE) ve desogestrel içeren kombine bir oral kontraseptif (COC) 'in sıçan tiroid bezi üzerindeki etkileri ışık mikroskobik düzeyde incelendi. Farklı doz ve sürelerle EE + desogestrel verilen sıçanların tiroid bezleri, folikül çap ölçümü ve histopatolojik bulgular açısından değerlendirildi. Sonuçta yüksek doz deney grubunda folikül çaplarının, kontrol grubuna oranla belirgin bir artış gösterdiği saptandı. Ayrıca deney gruplarında kolloid maddenin boyanma karakterlerinden de farklılık gözlendi.Item Gebeliğe bağlı hipertansiyon olgularında tiroid hormonları ve antitiroid antikorlar(Uludağ Üniversitesi, 1995-11-29) Uncu, Gürkan; Kimya, Yalçın; Ozan, Hakan; Kadıoğlu, Murat; Daregenli, Ömer; Tıp Fakültesi; Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim DalıGebeliğe bağlı hipertansiyon (GBH) olgularında, tiroid fonksiyonları ve antitiroid antikorları 22 olguda araştırılmış ve obstetrik özellikleri benzer 16 gebeden oluşan kontrol grubu ile karşılaştırılmıştır. GBH grubundaki gebelerin % 22.8 inde serbest triiodotironin (ST 3) ve total triiodotironin (TT 3) normal sınırların altında bulunmuştur. Ortalama serbest tiroksin (ST 4), TT 3 ve ST3 değerleri kontrol grubuna göre anlamlı olarak düşük bulunmuştur. Olguların hepsinde antitiroid antikorları negatif olarak saptanmıştır. Bu çalışmanın sonucunda, GBH olgularında ST3, TT3 ve ST 4 düşük, antitiroid antikorlar negatif olarak bulunmuştur.Item Kalıcı pacemaker implantasyonuna ait komplikasyonlar(Uludağ Üniversitesi, 1995-11-29) Yılmaz, Mert; Şenkaya, Işık; Önol, Hakan; Özkan, Hayati; Cengiz, Mete; Tıp Fakültesi; Göğüs Kalp Damar Cerrahisi Ana Bilim DalıUludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Kalp Damar Cerrahisi Anabilim Dalında 1980-1992 yılları arasında geçen oniki yıllık süre içinde 154 olguya (65 kadın, 89 erkek) kalıcı pacemaker uygulanmıştır. Yaş ortalaması 56.2 (4-78) olarak saptandı. Yüz elli bir olguya endokardial, 3 olguya epikardial elektrod yerleştirildi. Kalıcı pacemaker endikasyonları arasında en sık olarak (%57) A-V Tam Blok yer aldı. Tüm olgularda pacemaker implantasyonuna ait komplikasyonlar retrospektif olarak incelendi. Komplikasyonlar, sıvı kolleksiyonu (% 1.94), pace elektrodunun yerinden ayrılması (% 4.54), cilt erozyonu(% 3.89), pnömotoraks (% 1.29), pulmoner emboli (% 0.64) idi. Mortalite olmadı ancak komplikasyon gelişen olgulara belirgin morbidite eklendi.Item Serum aluminyum tayininde standart eğri grafiği ve standart ekleme yöntemlerinin kullanımı(Uludağ Üniversitesi, 1995-11-29) Dirican, Melahat; Güler, Asuman H.; Tıp Fakültesi; Biyokimya Ana Bilim DalıBu çalışmada; serumda aluminyum (Al) tayini için standart eğri grafiği (StEG) ve standart ekleme (StE, ekstrapolusyon) yöntemleri atomik absorpsiyon spektrofotometre cihazında çalışılarak, incelendi. Ayrıca Al ölçümü yapılacak, serumlara 3 değişik teknikle ön hazırlık uygulandı. Bunlar; serumun direkt kullanımı, matriks değiştirici (MD) ile dilüe edilmesi ve protein presipitasyonu (PP) teknikleriydi. Bunlar da yöntemler içinde birbirleriyle kıyaslandı StEG yöntemiyle direkt serum (n=20) ve PP yapılarak kullanılan serumlarda (n=20) ortalama Al düzeyi (X±SS) sırasıyla 103.4 ±22.3 ve 39.0±8.-1 ug/L olarak bulundu. St E yönteminin kullanıldığı MD serum (n=20) ve direkt serum (n=20)lu tekniklerde ise bu değer 35.9±9.7 ve 68.8± 16.7 idi. StBG ve StE yöntemleriyle-direkt kullanılan serumlarda deney-için % CV değerleri sırasıyla 27. 1 ve 20.3 olarak bulundu. Bu değer St E yöntemiyle MD:'li. teknikte 8. 3, StEG yönteminin kullanıldığı PP tekniğinde 6.3 olarak saptandı; MD 'li (St E- yöntemi) ve PP'tekniklerinin (StEG yöntemi)% "recovery" değerleri sırasıyla normal serum havuzunda 86,7 ve 104; yüksek serum havuzunda se 94.3 ve 101.7 idi. StEG 'nin kullanıldığı PP tekniğiyle daha iyi:% "recovery" ve % CV değerlerinin elde edildiği ve kullanımının daha güvenilir olduğu sonucuna varıldı.Item Aterosklerotik hastalarda fraxiparine tedavisinin trombosit agregasyonuna etkisi(Uludağ Üniversitesi, 1995-11-29) İşbilir, Naciye; Noyan, Behzat; Aydınlar, Ali; Yeşilbursa, Dilek; Özlük, Kasım; Çobanoğlu, Nedim; Tıp Fakültesi; Kardiyoloji Ana Bilim DalıÇalışmamızda, bir düşük moleküler ağırlıklı heparin (LMWH) olan fraxiparine in aterosklerotik hastalarda trombosit agregasyonu üzerine etkisi incelendi. Deney grubunu oluşturan hastalara fraxiparine (150 I. Ü/kg), tek doz ve yedi gün tekrarlayan dozlar şeklinde subkutan olarak uygulandı. Kontrol ve deney gruplarında trombosit agrega iyonlar incelendi. Aterosklerozlu hasta grubunun trombosit agregasyonunda, kontrol grubuna göre anlamlı bir artış vardı. Hasta grubuna fraxiparine'nin tek doz ve yedi gün uygulanması sonucunda, aterosklerotik hastalarda gözlenen artmış trombosit agregasyonunda azalma gözlendi.Item Visseral donör alanlar ve kullanımları(Uludağ Üniversitesi, 1995-11-29) Kayıkçıoğlu, Aycan; Özgür, Figen; Erk, YücelPlastik ve Rekonstrüktif Cerrahi 'de kullanılan başlıca viseral dokular omentum majus, mide, jejunum ve kolondur. Laparotomi zorunluluğunun viseral alanların kullanımlarını ikinci plana itmesine rağmen, değişik vaka gruplarında kullanılma potansiyeline sahiplerdir. Uygun endikasyonda, tecrübeli bir ekibe düşük mortalite ve morbiditeye sahip başarılı rekonstrüktif sonuçlar alınabilmektedir.Item Mudanya ilçesinin (Bursa) polen takvimi(Uludağ Üniversitesi, 1995-11-29) Bıçakçı, Adem; Sapan, Nihat; Malyer, Hulusi; Sapan, Nihat; Fen Edebiyat Fakültesi; Biyoloji Bölümü; Çocuk Alerji Bilim DalıBu araştırmada, Mudanya atmosferinde Mart 1992-Mart 1993 tarihleri arasında gravimetrik yöntem kullanılarak polen yoğunluğu ve çeşidi incelenmiştir. Bir yıllık sürede 31 taksona ait polen saptanmıştır. Bunlardan 22 tanesi odunsu bitkilere, 9 tanesi otsu bitkilere aittir. Odunsu bitki polenleri içerisinde çok yaygın olan 5 takson strast ile Platanus orientalis, Olea europaea, Cupressaceae Taxaceae, Pinus, Quercus ve otsu polenler içerisinde ise çok yaygın olan 3 takson Gramineae Chenopodiaceae Amaranthaceae, Compositae 'dir. Bu araştırmada elde edilen bulgularla Mudanya ilçesinin polen takvimi hazırlanmıştır.Item Serbest testosteron ve insülin hormonları ile trigliserit, total kolesterol, HDL-kolesterol ve lipoprotein elektroforezi fraksiyonları arasındaki ilişkiler(Uludağ Üniversitesi, 1995-11-29) Ulukaya, Engin; Tokullugil, H. Asuman; Dirican, Melahat; Tıp Fakültesi; Biyokimya Ana Bilim DalıBu araştırma üç değişik hiperlipidemik olgu grubu (Grup 1: trigliserit (TG) > 200 mg/dl, total kolesterol (TK) < 220 mg/dl; grup 2: TG > 200, TK > 220; grup 3: TG < 200, TK > 220) ve bir normolipidemik kontrol grubunda (Grup 4: TG < 200, TK< 220) gerçekleştirildi. Olguların tümü erkekti. Tüm olgularda serum TG, TK, yüksek dansiteli lipoprotein-kolesterol (HDL-K), lipoprotein elektroforez fraksiyonları, insülin ve serbest testosteron düzeyleri ölçüldü. Hipertrigliseridemik grupta (grup 1) serbest testosleronun pre-beta lipoprotein fraksiyonu ile aniamir pozitif (r= 0. 62 7, p < 0. 05), beta lipoprotein fraksiyonu ile ise anlamlı negatif (r=-0. 725, p < 0. 05) korelasyon gösterdiği saptandı. Bu korelasyonlar androjenlerin; çok düşük dansiteli lipoprotein (VLDL) ve düşük densiteli lipoprotein (LDL) 'ler üzerine etkisini gösteren bir bulgu olarak değerlendirildi. Karışık tip hiperlipidemik grupta (grup 2) insülin ile alfa lipoprotein fraksiyonu arasında anlamlı pozitif bir korelasyon (r=0. 579, p < 0. 05) olduğu görüldü. Bu ilişki ise bize insülinin lipoprotein metabolizmasını etkilediği izlenimini verdi.Item Epileptik fokus tespitinde interiktal spect ile EEG'nin kıyaslanması(Uludağ Üniversitesi, 1995-11-29) Sadıkoğlu, Sadık; Bakar, Mustafa; Tatlıkazan, Ömer; Alper, Eray; Bora, İbrahim; Zarifoğlu, Mehmet; Turan, Faruk; Oğul, Erhan; Güneş, İlknur; Tıp Fakültesi; Nükleer Tıp Ana Bilim DalıNöbet formlarına bakılmaksızın EEC 'lerinde fok us tespit edilen 17 olguda SPECT çalışıldı. Çalışmaya alınan 17 olgunun 14 'ünde (% 82. 3) ve tekrarlanan EEC 'lerinde fokusu aynı tarafta ısrar eden 10 olgunun 7 'sinde EEC ve SP ECT patolojisi uyumlu bulunarak epilepside SPECT çalışmasının fokus tespitinde yararlı olduğu sonucuna varıldıItem Kobaylarda deriye uygulanan sodyum benzoatın sistemik etkileri(Uludağ Üniversitesi, 1995-11-29) Dirican, Melahat; Güler, Asuman H.; Genç, Zehra; Tıp Fakültesi; Tıbbi Biyoloji Ana Bilim DalıCilt yoluyla uygulanan sodyum benzoat (Na-B) 'ın olası sistemik toksik etkilerini incelemek amacıyla kobaylara (n=24) ciltleri lasere edilerek % 10 'luk Na-B çözeltisi sürüldü. 21 günlük deney periyodunu takiben kobayların serumlarında glukoz, üre, sodyum (Na+), potasyum (K+), klorür (Ct), total kalsiyum (Ca) ve inorganik fosfat (P) düzeyleri ölçüldü. Na-B uygulanan grupta kreatinin düzeyini kontrol grubuna (n=24) göre anlamlı (sırasıyla p < 0.01 ve p < 0. 05) olarak daha yüksek bulundu. Glukoz ve üre ile diğer parametrelerin korelasyonları da incelendi. Glukozla-P; arasında kontrol ve Na-B grubunda anlamlı pozitif (sırasıyla p < 0. 05 r= 0. 445 ve p < 0. 01 r = 0. 590) korelasyon olduğu saptandı. Üreyle-kreatinin arasında kontrol grubunda anlamlı pozitif (p < 0.001 r=0.680) bir ilişki bulundu. Oysa Na-B grubunda bu ilişki yine anlamlı (p < 0.05) fakat ters yönde (r = -0.450) idi. Sonuçta, Na-B ın cilt yoluyla emilip serum kreatinin ve K+ düzeylerinde artışa yol açarak sistemik toksik etkiler yaratabileceği kanısına varıldı.Item İntravasküler fetal kan transfüzyonu yapılan bir Rh uyuşmazlığı olgusu(Uludağ Üniversitesi, 1995-11-29) Kimya, Yalçın; Cengiz, Candan; Küçükkömürcü, Şakir; Tıp Fakültesi; Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim DalıRh izoimmünizasyonu nedeniyle kordosentez ve intravasküler fetal transfüzyon yapılan bir olgu sunuldu. Transfüze edilen toplam kan miktarı 400 ml idi. 30. gebelik haftasında başlanılan ve üçer gün aralıkla umbilikal ven yoluyla 4 kez uygulanan transfüzyon sonrası, fetal hemoglobin 4.8 g/dl den, 18.3 g/dl 'ye yükseltildi. 36. gebelik haftasında 2600 g sağlıklı bir bebek doğurtuldu. Yenidoğan için exchange transfüzyon gerekli olmadı.Item Bir olgu nedeniyle citrobacter sepsisi(Uludağ Üniversitesi, 1995-11-29) Baykan, Mahmut; Kart, Hilal; Baysal, Bülent; Koç, HasanCitrobacter gemusu normal dışkı florasında bulunabilen; diyare, idrar yolları ve yara enfeksiyonları ve sepsise neden olabilen mikroorganizmalardır. Son zamanlarda bu mikroorganizmanın özellikle yenidoğan sepsislerinde etken olarak artış gösterdiği ve yenidoğan ünitelerinde sık rastlanan nozokomiyal patojen olduğu tespit edilmiştir. Biz bu olgu sunusunda yenidoğanda görülen Citrobacter sepsisi üzerinde durmayı amaçladık.