2006 Cilt 15 Sayı 1
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/14579
Browse
Browsing by Issue Date
Now showing 1 - 18 of 18
- Results Per Page
- Sort Options
Item Molla [Ahmed] İlahî’nin Ayasofya Camii’nde Fatih’in huzurunda tasavvufa dair yaptığı konuşmalar(Uludağ Üniversitesi, 2006) Tek, Abdurrezzak; İlahiyat FakültesiVarlık, insan, âlem ve bunların mâhiyetleri gibi tasavvuf düşüncesinin temel meselelerine ilgi duyanlardan birisi de Nakşîliğin Anadolu’daki ilk temsilcileri arasında sayılan ve kanaatimizce Molla İlahî lakabıyla da tanınan Ahmed İlahî’dir. İstanbul’un fethinin ilk yıllarında Ayasofya Camii’nde bir Cuma namazı öncesinde aralarında Fatih’in de bulunduğu kalabalık bir topluluğa Molla İlahî, özellikle nüzûl ve urûc meselesi, ilahî isimlerin mertebeleri, küçük âlem-büyük âlem benzerliği gibi konulardan bahsetmiştir. Bu çalışmada onun zikredilen meseleleri nasıl ele aldığı ortaya konmaya çalışılmıştır.Item Kimin otoritesi? Hangi otorite?(Uludağ Üniversitesi, 2006) Çınar, Aliye; İlahiyat FakültesiBu makalenin amacı, ‘otorite’ kavramının anlamını özellikle politik bilim ve teoloji bağlamında ve bilhassa onların kesiştikleri noktalarda tartışmaktır. İlkin, otorite nedir? Kabul edileceği gibi, otoriteye sahip olanlar her şeyden önce kişilerdir. Kişilerin otoritesi nihayetinde aklın itaatine ve feragatine dayanmaz. Bilakis kabul edilmeye ve bilgiye yaslanır. Ancak bu bilgi, kişinin yargılarında ve vukufunda bizzat üstün olan bir ötekidir; bir başka ifadeyle, söz konusu otoritenin, kişinin kendi üstünde bir önceliği vardır. Dahası bu bilgi irfandan bağımsız olmayan bir bilgidir. Otoritenin ilkeleri herhangi bir gerekçeden dolayı değil, gerekçenin ötesindeki seçimden dolayı benimsenir. Zira seçim, gerekçelendirmeye karşı koyan bir şeydir. Gerekçenin işlemez olduğu yerde, belki de otoriteden söz ediyoruzdur. Dahası gerekçe ve otorite kavramları bir birine sıkı sıkıya bağlı olmayıp, birbirini dışlayıcıdır.Item Gençlerin din değiştirip Hıristiyan olmasında etkili olan psiko-sosyal etkenler(Uludağ Üniversitesi, 2006) Hökelekli, Hayati; Çayır, Celal; İlahiyat FakültesiDin olgusu, insanlığın yeryüzünde var olması ile birlikte insan hayatının temel unsurlarından biri olmuştur. Bu makale din değiştirip Hıristiyanlığa geçen 25 kişiyle yapılan anket ve mülakat sonuçlarına dayanmaktadır. Örneklem 13 bay ve 12 bayandan oluşmaktadır. Din değiştirme tecrübesinin psikolojik ve sosyolojik köklerini anlamaya çalıştık. Ayrıca, yaş, cinsiyet, eğitim vb. değişkenler ile din değiştirme arasındaki ilişkiyi araştırdık.Item St. Thomas Aquinas’a göre aslî günah(Uludağ Üniversitesi, 2006) Tarakçı, Muhammet; İlahiyat FakültesiAsli günah Hıristiyanlık’ta insanlığın atası olan ilk insanın işlediği günahı ve bu günahın bütün insanlar üzerindeki olumsuz etkilerini ifade etmektedir. İlk olarak Pavlus’un mektuplarında görülen aslî günah düşüncesi, daha sonra Augustinus ile Pelagius arasında tartışma konusu olmuştur. Bu makale önce aslî günah doktrinin Aquinas’a kadar gelen tarihsel sürecini ele almayı; daha sonra Aquinas’ın konuyla ilgili görüşlerini sunmayı amaçlamaktadır. Ayrıca, Aquinas’ın, aslî günaha yönelik eleştirilere verdiği cevaplar da makalede konu edinilmektedir.Item Bursa sicillerinden Arapça kayıt örnekleri(Uludağ Üniversitesi, 2006) Güler, İsmail; İlahiyat FakültesiOsmanlı mahkeme kayıtları tarih, hukuk ve diğer sosyal bilimler için zengin veri içermektedir. Ancak bu kayıtların bir kısmı Arapça olarak tutulduğundan söz konusu dile hâkim olamayanlar pek istifade edememektedir. Biz burada söz konusu metinler üzerinde çalışacaklar için çeşitli nitelikteki belgelerden örnekler seçerek tercüme ettik. Bu kayıtlar belli bir kalıp içerisinde yazıldığından yapılan tercüme örnekleri diğer belgelerin okunmasında araştırmacıya kolaylık sağlayacaktır. Araştırmacı, örnekleri görerek klişe ifadeleri tanıma imkânı da elde edecektir.Item İslâm hukukunda yükümlülüğün şartı olarak “güç yetirme (kudret)” sorununa ehl-i sünnet usûlcülerinin yaklaşımları -İslâm düşüncesinde Tanrı’nın mutlak kudreti ile dogmanın makuliyeti arasındaki dengeye bir örnek(Uludağ Üniversitesi, 2006) Kozalı, Abdurrahim; İlahiyat FakültesiDüşünce tarihinde, özellikle de dinî düşünce bağlamında Tanrı’nın mutlak kudreti ile dogmanın makuliyeti arasındaki dengenin temel meselelerden olduğu bir gerçektir. İslâm dininin pratik boyutunu düzenleyen fıkıh ilminin felsefî arka planına ışık tutan fıkıh usûlü ilminde, Tanrı’nın mutlak kudreti ile dogmanın makuliyeti arasındaki dengenin korunmaya çalışıldığı dikkati çeker. Zira kişinin, gücünün üzerinde bir şeyle yükümlü tutulabileceğini teorik planda kabul eden Eş’arîler bunun pratikte gerçekleşmediğini savunurlar. Mu’tezile kişinin gücünü aşan bir şeyle yükümlü tutulamamasını adâlete dayalı bir zorunluluk olarak görür. Maturidîlerse güç yetirebilmenin (kudret) yükümlülüğün şartı olmasını bir zorunluluk değil, Tanrı’nın ilim, hikmet, adâlet ve kemâline dayalı bir fazlı olduğunu savunmuşlardır. Keza Âmidî’nin bu bağlamda yaptığı “li aynihî-li gayrihî muhâl” ayrımı da konunun açıklanması bağlamında işlevsel olmuştur.Item Bir kelam teorisi: Muvâfât(Uludağ Üniversitesi, 2006) Yücedoğru, Tevfik; İlahiyat FakültesiMümin olarak yaşayan bir kimse Allah katında gerçekte kâfir veya kâfir olarak hayatını sürdürmüş bir kimse de gerçekte bir mümin olarak değerlendirilebilir mi? Yahut da ömrünün belli bir bölümünü mümin olarak geçirmemiş bir kimse İslam’ı tercih ederek mümin olursa hayatının geri kalanında yaptığı itaat fiilleri ile ahiretini kurtarmış olur mu? Bu sorular kelam tarihinde teorik bir problem olarak ikinci hicri asırdan sonra tartışılmaya başlanmış ve bu çerçevede muvâfât adında bir teori geliştirilmiştir. Bu makale bu hususu konu edinecek ve anılan tarihten buyana teorinin aldığı şekli ve tartışılan hususları irdelemeye çalışacaktır.Item Modern anlamda ilk “Bektaşilik kitabı” olarak Mir’âtü’l-mekâsıd ve kaynakları(Uludağ Üniversitesi, 2006) Çift, Salih; İlahiyat FakültesiXIX. yüzyılın sonlarına gelinceye kadar Bektaşilik’le ilgili yayınların oldukça sınırlı olduğu bilinmektedir. Bu dönemde yayımlanan en önemli eserlerden biri Mir’âtü’l-mekâsıd’dır. Bu makalede söz konusu eser ve kaynakları tanıtılmaya çalışılacaktır.Item Saçaklızâde Mehmed Efendi’nin Beyzâvî’ye yönelik eleştirileri(Uludağ Üniversitesi, 2006) Kiraz, Celil; İlahiyat FakültesiOsmanlı âlimlerinden Saçaklızâde Mehmed Efendi, genel olarak Osmanlı medreselerinde tefsir ders kitabı olarak okutulan Beyzâvî tefsîrinde ve yine ona ait olan Tavâli’ adlı eserde, felsefî bazı düşüncelerden etkilenmiş olan birtakım yorumların bulunduğunu kendince fark etmiş ve bunları Desîsâtü’l-Beyzâvî adlı risalede bir araya toplamıştır. Bu makalede, Beyzâvî tefsîrindeki bu görüşlere yönelik Saçaklızâde Mehmed Efendi’nin yaptığı eleştiriler dile getirilip, onun bu eleştirilerinde haklı olup olmadığı ortaya konulmaya çalışılmıştır.Item Doğumunun 800. yılında Mevlânâ ve mevlevîlik(Uludağ Üniversitesi, 2006) Kara, Mustafa; İlahiyat Fakültesiİslam Kültür ve medeniyetinin en önemli unsurlarından birinin tasavvuf olduğu açıktır. Hicri VI. asırdan itibaren bu düşünce, tarikatlar adı verilen yeni bir yapılanma ile faaliyetlerini sürdürmüştür. Bu anlamda İslam dünyasında oluşan ilk tarikatlardan Mevlevîlik, müessese olarak Osmanlı sınırları dışına fazla taşmamış olsa da Mevlânâ’nın eserleri dünyanın her tarafına ulaşmış, farklı dillere aktarılmıştır. Bu çalışmada Mevlevîliğin kültürümüz üzerindeki etkileri ele alınacaktır.Item Evrensellik ve yerellik arasında bir teoloji arayışında fiili irfanın önemi(Uludağ Üniversitesi, 2006) Çınar, Aliye; İlahiyat FakültesiBu yazının asıl amacı, evrensel ve yerel bir teoloji arayışında fiili irfan (phronesis) ve praksisin önemine işaret etmektir. Bu bağlamda etiğe de dolaylı olarak göz atılmıştır. Çünkü din ve ahlak bir ölçüde toplumsal olarak yerel ve tikel olana bağlıdır ve bu nedenle modernitenin yereli iptal etmek suretiyle evrensele ulaşma amacı bir yanılsamadır. Acaba evrensellik ve nesnellik arayışı İslam düşüncesinde de var mıdır? Fiili irfan, evrensel ve yerel arasında özgün bir aracılık ihtiva eden bir bilme ve düşünme biçimidir. Bu, gerçekte, bir şeyin nasıl yapılacağının, uygulanacağının bilgisinin (etik akıl), hem evrensel hem de tikel olan şeyin içinde belirlendiğini ifade eden bir akıl yürütme tarzıdır.Item Yaşlanma sürecinin dinî gelişime etkileri(Uludağ Üniversitesi, 2006) Kılavuz, M. Akif; İlahiyat FakültesiYaygın kanaate göre insanlar yaşlarının artmasına paralel olarak dine daha çok önem atfetmektedirler. Ancak bu görüş son zamanlarda gittikçe artan bir oranda itiraza uğramaktadır. “Kesitsel” araştırmalar yaşlanma döneminde dinî duygu ve düşüncenin artış gösterdiğini ortaya koymaktadır. “Boylamsal” araştırmalar, yaşın artmasıyla birlikte insanların dinî inanç ve tutumlarında önemli değişikliklerin olmadığını ortaya koymaktadır. Dinin hayatın ilerleyen yıllarda önemli bir yer işgal etmesine rağmen yaşlanma sürecinin insanları daha dindar yaptığı görüşünün tamamıyla doğru olduğunu söylemek mümkün görünmemektedir.Item Bir finansman yöntemi olarak iş ortaklığı uygulaması “Mudârabe-Commenda karşılaştırması”(Uludağ Üniversitesi, 2006) Kumaş, Salih; İlahiyat FakültesiMüslümanlar, İslam’ın ilk dönemlerinden itibaren sermaye ihtiyaçlarını büyük ölçüde iş ortaklığı (şirket) yöntemleri ile karşılamışlardır. Bu iş ortaklıklarının önde geleni ise mudârabedir. Sermaye ihtiyacının yanı sıra iş gücü ihtiyacının karşılanmasında da önemli bir rol oynayan bu ortaklık türü, ortaçağdaki sıkı ticarî ilişkiler sonucu Avrupa’ya geçmiş ve commenda adı altında Avrupalı tüccarlar tarafından asırlarca uygulanmıştır. Mudârabe ile commenda arasındaki bu ilişki zamanla unutulsa da, tarihî veriler kadar, aralarındaki yapısal ve fonksiyonel benzerlikler, bu organik bağı kanıtlayacak kadar ciddi boyutlardadır.Item Zehavî ve realist arap şiirindeki yeri(Uludağ Üniversitesi, 2006) Yalar, Mehmet; İlahiyat FakültesiBu çalışmada, Modern Arap edebiyatında realist şiir akımının öncülerinden olan Iraklı şair Cemîl Sıdkî ez-Zehâvî’nin, realist Arap şiirindeki yeri incelenerek Modern Arap Edebiyatına realist şiir açısından ışık tutulmaktadır. Bu bağlamda şairin kısa biyografisi, edebî kişiliği ve şairliği ele alınmaktadır. Şairliği kapsamında şiire bakışı, realist eğiliminin göstergeleri olan ve genellikle siyasal ve sosyal problemlerden ibaret bulunan şiir konuları, şiir örnekleri ve divanlarına ilişkin ayrıntılı bilgilere yer verilmektedir. Sonuç kısmında ise, şiirlerinin özellikleri ve bunlara yönelik eleştiriler yer almaktadır.Item Câhiliyenin kavramsal ve tarihsel mahiyeti ışığında şiirinin sosyal arka planı(Uludağ Üniversitesi, 2006) Yalar, Mehmet; İlahiyat FakültesiBu çalışmada cahiliyenin, kavramsal ve tarihsel mahiyeti ışığında şiirinin sosyal arka planını gün yüzüne çıkarmak üzere, önce cahiliye terimi, kavram ve tarihsel süreç olarak irdelendikten sonra bunun ışığında dönemin sosyal arka planı ele alınmıştır. Kavramsal ve tarihsel mahiyeti bağlamında cahiliye, önce sözcük ve terim anlamları bakımından incelenmiş, ardından da somut veriler ve örneklemelerden hareketle, ayrıldığı tarihsel dönemleri üzerinde durulmuştur. Sosyal arka planı bağlamında ise, önce dönemin sosyal yapılanmasının özünü oluşturan kabile faktörü, ardından da sırayla kadının toplumsal konumu ve cahiliye şiirindeki yeri ile yoksulluk faktörü ve cahiliye şiirindeki yeri incelenerek her biri için belli başlı bazı örneklere yer verilmek suretiyle konu aydınlatılmaya çalışılmıştır.Item İtikâdî düşünce ve mezhep mensubiyetinin hadislerin değerlendirilmesine etkisi(Uludağ Üniversitesi, 2006) Kahraman, Hüseyin; İlahiyat FakültesiBir râvî, bir başkasından aldığı hadisi, bu hadisle ilgili bir anlayış ve yorum geliştirdikten sonra nakleder. Râvînin hadisle ilgili bu anlama ve yorumlama çabasını etkileyen vâkıalardan biri de, sahip olduğu itikâdî düşünce ve ayrıca I. asrın sonlarından itibaren gündeme gelmeye başlayan mezhepleşme süreci ile bir mezhebe mensup olma keyfiyetidir. Bu özelliği ile mezhep mensubiyeti, ferdin ve toplumun hayatına şekil veren en önemli değerlerden biridir. Ancak mensubiyet düşüncesi, zaman zaman toplumun en azından bazı kesimlerinde, mezhebin imamı ve önde gelen isimleri tarafından ortaya konan görüşün “mutlak ve tek doğru” şeklinde algılanmasına neden olan aşırı bir bağlılığa dönüşebilmektedir. Bu vâkıa, zaman zaman İslâm’ın temel kaynakları olan âyet ve hadislerin anlaşılıp yorumlanmasında önemli bir rol oynadığı görülmektedir. Bu makalede; üç hadisten hareketle itikâdî düşünce ve mezhepleşme sürecinin hadislerin anlaşılmasına etkisi araştırılmaktadır.Item Osmanlı Devleti’nde gayrimüslimlere tanınan din ve vicdan hürriyeti(Uludağ Üniversitesi, 2006) Karataş, Ali İhsan; İlahiyat FakültesiOsmanlı Devleti, tebaası olan gayrimüslimlere tanıdığı din ve vicdan hürriyeti bakımından muasırları arasında en önde gelen devletler arasında yer almaktadır. Zaman zaman fethedilen şehirlerin en büyük mabedi fetih sembolü olarak camiye çevrilirken diğer mabetlere büyük ölçüde dokunulmamış ve gayrimüslimlerin ihtiyaçları için tahsis edilmiştir. Bu mabetlerinin işleyişi, yönetimi, gelir ve giderlerinin kontrolü din adamlarına bırakılmıştır. Gayrimüslimler gerek ferdi gerekse toplu ibadetlerini diledikleri gibi ifa etme hakkına sahip idiler. Zorla Müslümanlaştırmanın yasak olduğu Osmanlı Devleti’nde zimmiler, aile hukukuyla ilgili meselelerini kendi din adamlarının nezaretinde çözebiliyor, çocuklarının eğitim öğretimlerini de yine kendi dinlerinin gerektirdiği şekilde yapabiliyorlardı. Bu konulardaki hakları devletin koruması altındaydı. Zaman zaman yaşanan bireysel aksaklıklar idareciler tarafından giderilmeye çalışılmaktaydı.Item İtikad esasları ve özellikleri(Uludağ Üniversitesi, 2006) Yücedoğru, Tevfik; İlahiyat FakültesiDinin inanılması gereken temel inanç esasları ve bunlarda bulunması gereken özelliklerin neler olduğu hususu bu makale çerçevesinde ele alınacak ve inanç esaslarının değişmezlik ilkesinin üzerinde durulacaktır. İnanç esaslarında bulunması gereken temel özellikler olarak sıralanabilecek kesinlik, açıklık, insan müdahalesine kapalılık gibi hususlar da bu çalışmanın kapsamına alınacaktır.