2020 Cilt 25 Sayı 3
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/20110
Browse
Browsing by Language "tr"
Now showing 1 - 20 of 25
- Results Per Page
- Sort Options
Item Afet sonrası toplanma alanlarının PROMETHEE metodu ile değerlendirilmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020) Öztürk, Fatih; Kaya, Gülsüm KübraTüm dünyada, ilgili makamlar acil durumlara hazırlıklı olma ve afetlere müdahale için kısa ve uzun vadeli faaliyetler içeren afet yönetim planları hazırlamaktadır. Bu noktada, acil durum toplanma alanları afetzedelerin ihtiyaçlarını karşılamak ve afet sonrasındaki kaosu en aza indirgemek için önemli bir rol oynamaktadır. Bu nedenle, yetkililer acil durum toplanma alanlarını çeşitli kriterleri göz önünde bulundurarak belirler ve bu alanların her zaman hazır durumda olmasını sağlarlar. Bu çalışma, İstanbul’un bir ilçesindeki kırk üç acil durum toplanma alanını, konunun uzmanı beş kişi tarafından belirlenen yedi kriter altında değerlendirmeyi amaçlamaktadır. Çalışmada, analizi yapmak için ÇKKV (Çok Kriterli Karar Verme) yöntemi olan PROMETHEE (Preference Ranking Organization Method for Enrichment Evaluation) kullanılmıştır. PROMETHEE’ den elde edilen bulgular kırk üç acil durum toplanma alanının yedi kriter altında sıralanmasını sağlamıştır. Bu çalışmadan elde edilen bulgular, bazı toplanma alanlarının yeniden gözden geçirilmesi zorunluluğu da dâhil olmak üzere acil durum toplanma alanlarının mevcut durumuna ilişkin öngörüler ortaya koymaktadır.Item Asılı kütle-yay sistemlerine sahip kompozit eğri kirişin dinamik kararlılık analizi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-12-20) Can, Seda Vatan; Öztürk, HasanBu çalışmada, asılı kütle-yay sistemine sahip tabakalı kompozit eğri bir kirişin dinamik kararlılığı araştırılmıştır. Kompozit eğri kiriş sabit kesit alana sahip Euler-Bernoulli kirişi olarak dikkate alınmış ve etkin esneklik modülü kullanılmıştır. Bolotin yaklaşımı ve enerji denklemlerine dayanan sonlu elemanlar yöntemi kullanılarak eğri kiriş modeli oluşturulmuştur. MATLAB’de geliştirilen bir sonlu elemanlar kodu ile elde edilen kompozit eğri kirişe ait doğal frekanslar, ANSYS programında elde edilen sonuçlar ile karşılaştırılmıştır. Sonuçların tutarlı olduğu görülmüştür. Tabakalı kompozit eğri kirişin farklı fiber açıları için asılı kütle-yay sisteminin sayısının ve konumunun kirişin kararsızlık bölgelerine etkileri, dinamik yük parametresi ve statik yük parametresi de dikkate alınarak incelenmiştir. Asılı kütle-yay sistemi olmayan eğri kiriş ve asılı kütle-yay sistemine sahip eğri kirişe ait dinamik kararsızlık bölgeleri şekillerle sunulmuştur.Item Atıksu arıtma tesislerinde mikro plastikler ve giderim yöntemleri(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-10-19) Aygün, Ahmet; Bozdaş, Kübra; Üstün, Gökhan Ekrem; Mühendislik Fakültesi; Çevre Mühendisliği Bölümü; 0000-0003-4921-2058; 0000-0002-7126-6792Atıksu arıtma tesislerine farklı kaynaklardan mikro plastikler gelmektedir ve bu tesisler mikro plastikleri gidermek için tasarlanmamışlardır. Buna rağmen birincil ve ikincil arıtma süreçlerinde mikro plastik giderimi mevcuttur. Yapılan çalışmalar atıksu arıtma tesislerinin tatlı su ortamları için potansiyel bir mikro plastik kirliliği kaynağı olduğunu kanıtlamıştır. Yüksek oranlarda giderim verimi olmasına rağmen büyük hacimlerde deşarj göz önüne alındığında alıcı ortamlar için mikro plastik kirliliği söz konusudur. Ayrıca arıtma çamurunun gübre olarak yeniden kullanımı sonucunda çamurda tutulan MP'ler toprak kirliliğine de neden olmaktadır. Mikro plastiklerin etkili bir şekilde giderimi üçüncül arıtmada uygulanan ileri arıtma teknolojilerine göre değişmektedir. Yapılan çalışmalar incelendiğinde mikro plastiklerin gideriminde en yüksek verimin Membran Biyoreaktörler ile olduğu görülmektedir. Arıtma tesisleri tasarımında mikro plastiklerinin uygun bir şekilde giderimini sağlayan ileri arıtma teknolojilerinin seçilmesi mikro plastik kirliliğinin azalmasında etkili bir yöntem olabilir.Item Aydınlatmada enerji verimliliği: Yalova Üniversitesi Mühendislik Fakültesi durum değerlendirmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-12-07) Demir, Hülya; Çıracı, Göksu; Kaya, Reyhan; Ünver, ÜmitÜlkemizde ve Dünyada enerji ihtiyacı ve kullanımı gün geçtikçe artmaktadır. Türkiye’de tüketilen toplam elektrik enerjisinin %20’si aydınlatma için kullanılmaktadır. Bu durum göz önüne alındığında aydınlatmada yapılan tasarrufun ülke ekonomisine önemli ölçüde katkı sağlayacağı değerlendirilmektedir. Aydınlatmada enerji verimliliği, aydınlatma kalitesini düşürmeden daha az enerji harcayarak sağlanması demektir. Bu çalışmanın birinci bölümünde, enerji tasarrufu ve aydınlatmada enerji verimliliğinin önemi üzerinde durularak, aydınlatmada yapılacak enerji tasarrufunun sağlayacağı katkılardan bahsedilmiştir. Ayrıca doğru ve verimli bir aydınlatma için önemli noktalar belirtilmiş, doğal aydınlatma ve yapay aydınlatma tanımı yapılarak bu iki çeşit aydınlatmanın verimlilik üzerindeki etkileri ve yapay aydınlatma armatür çeşitlerinin verim, ömür ve maliyet kıyaslamaları geniş bir literatür taraması ile aktarılmıştır. Çalışmada LED teknolojisine değinilmiş ve incelenen vaka analizinde LED kullanılmasıyla sağlanabilecek tasarruf, sayısal olarak ortaya konmuştur. Çalışmanın son bölümünde ise, Yalova Üniversitesi vaka analizinde LED’li armatürlerin mevcut armatürlerle değiştirilmesiyle kullanım ömrü boyunca yaklaşık 1,95 milyon ₺ tasarruf edilebileceği hesaplanmıştır.Item Binalarda yağmur suyu hasadı(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-12-22) Üstün, Gökhan Ekrem; Can, Tuğba; Küçük, Gülşah; Mühendislik Fakültesi; Çevre Mühendisliği Bölümü; 0000-0002-7126-6792; 0000-0003-4717-801X; 0000-0002-1814-1659Dünyada ve ülkemizde kullanılabilir su miktarı, su kaynakları üzerinde artan kirlenme ve aşırı tüketim baskısıyla her geçen gün azalmaktadır. Özellikle artan nüfus ve sanayi faaliyetleriyle birlikte küresel iklim değişiminin su kaynakları üzerindeki olumsuz etkisi her geçen gün hızla artmaktadır. Bu nedenle günümüzde, suyun kullanımı ve tasarrufu önem kazanmakta olup kaynakların yeni stratejilerle verimli ve bilinçli kullanımı gerekmektedir. Yenilikçi teknolojilere sahip sanayi üretimi ile su tüketiminin azaltılması, evsel nitelikli atık suların arıtılarak tekrar kullanılması, su sıkıntısının yoğun olarak yaşandığı bölgelerde deniz suyundan tatlı su elde edilerek kullanılması ve binalarda yağmur suyu hasadı gibi su kaynaklarına yönelik alternatif teknolojiler tüm Dünya’da giderek yaygınlaşmaktadır. Tatlı su kaynaklarının sürdürülebilir kullanımında hasat edilen yağmur suyunun birçok alanda kullanımı alternatif su kaynağı oluşturabilir. Bina çatılarından toplanan yağmur suları, evsel ihtiyaçlarda veya bahçe sulama gibi diğer ihtiyaçlarda kullanılmakta olup diğer teknolojilere göre kurulumu oldukça basittir. Bu çalışmada, binalardan yağmur suyu hasadı uygulamalarında kullanılan sistemlerin projelendirme esasları geniş bir literatür araştırması yapılarak incelenmiş ve derlenmiş olup yağmur suyu hasat sistemlerinin kurulum maliyeti ile amortisman süresi çalışma kapsamına alınmamıştır. Yağmur suyu hasadı planlaması ve uygulanmasına yönelik öneriler sunulmuştur.Item CBS tabanlı 3B kaya düşmesi analizi ve veri hazırlama süreçleri: Kavak Köyü(SİVAS-TÜRKİYE) örneği(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-09-16) Polat, AliTürkiye, bulunduğu coğrafi ve jeolojik konumundan dolayı doğal afetlerden önemli ölçüde etkilenmektedir. Deprem, heyelan ve taşkından sonra en çok etkilenilen afet türü kaya düşmeleridir. Bu afet türünden korunmak için çeşitli önlem yöntemleri kullanılabilir. Bu yöntemlerin seçiminde ve projelendirilmesinde kaya düşmesi analizlerinin yapılması gerekmektedir. Rockyfor3D (RF3D) kaya düşmesi analizlerinde kullanılan başarılı bir yazılımdır. Ancak, veri hazırlama süreçleri çok karmaşıktır. CBS (Coğrafi Bilgi Sistemi) bilgisi gerektirir ve uzun zaman alır. Bu çalışmada, RF3D yazılımı için veri hazırlama süreçlerini otomatik olarak yapan bir araç oluşturulmuş ve kaya düşmesi analizleri yapılmıştır. Bu araç Python programlama dili ile oluşturulup ArcGIS yazılımına entegre edilmiştir. Bu çalışmanın uygulaması, Sivas il merkezinin batısında yer alan Kavak köyünde yapılmıştır. Düşmesi muhtemel kaya bloklarının kinetik enerji değerleri, zıplama yükseklikleri ve ulaşma mesafeleri gibi özellikleri başarıyla hesaplanmıştır. Bu sonuçlar kaya düşmesi önlem projelerinde, yer seçimi çalışmalarında, tehlike ve risk değerlendirme çalışmalarında kullanılabilir ve böylece karar vericiler tarafından daha doğru kararlar verilebilir.Item Çimento ve polipropilen lif kullanarak düşük plastisiteli kil zeminlerin iyileştirilmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-12-05) Şahbaz, İlham; Ünsever, Yeşim S.; Mühendislik Fakültesi; İnşaat Mühendisliği Bölümü; 0000-0003-1020-5010; 0000-0003-3735-9554Zemin iyileştirmesi, zeminin zayıf mühendislik özelliklerinin çeşitli yöntemler kullanılarak iyileştirilmesidir. Bu çalışmada, yüzeysel zemin stabilizasyonu kapsamında çimento ve polipropilen lif ile stabilizasyon ele alınmıştır. Bursa Uludağ Üniversitesi kampüsünden alınan zemine ilk olarak elek analizi, hidrometre, özgül ağırlık ve kıvam limit deneyleri yapılarak zemin sınıflandırılması yapılmıştır. Birleştirilmiş Zemin Sınıflandırma Sistemi’ne göre düşük plastisiteli kil olarak sınıflandırılan doğal zemine zemin iyileştirilmesi amacıyla %5, %10 oranlarında çimento ve %0,5, %1,0 ve %1,5 oranlarında polipropilen lif katılarak deney numuneleri hazırlanmıştır. Bu karışımların kompaksiyon deneyi ile optimum su içerikleri ve maksimum kuru birim hacim ağırlıkları belirlenmiş ve bu değerlere göre hazırlanan numuneler üzerinde serbest basınç (1, 7 ve 28 günlük numuneler üzerinde), CBR ve şişme deneyleri yapılmıştır. Yapılan deneysel çalışmalar sonucunda doğal zemine ilave edilen katkı maddeleri zeminin mühendislik özelliklerini çeşitli oranlarda iyileştirmiştir.Item COVID-19 pandemisinin çevre üzerindeki erken dönem etkileri(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-12-17) Yurtsever, MeralDSÖ’nün pandemi duyurusuyla başlayan SARS-CoV-2 virüsüyle küresel ölçekteki mücadele devam etmektedir. COVID-19 pandemisi, eğitimden alışverişe, spordan eğlenceye, ulaşımdan uluslararası ilişkilere, toplu ritüellerden günlük rutinlere, üretimden tüketime ve dolayısıyla oluşan atıklara kadar her alanda yaşamı değiştirmeye başlamış ve tüm dünyayı etkisi altına almıştır. Yapılan kısmi ve tam kapatmalar sayesinde ülkelerde oluşan hava kirletici emisyonlarda azalma, şehir gürültü seviyelerinde düşüş, su kaynaklarının kalitesinde ve çevrede nispeten iyileşme görülmeye başlamıştır. Öte yandan salgınla mücadelede kullanılan kişisel koruyucu donanım (KKD) , dezenfektan ve ilaç gibi malzemelerin büyük miktarlara ulaşmasından dolayı, bu malzemelerin çevrede ve sularda rastlanan atıkları da artmıştır. Dolayısıyla pandeminin, sosyal, sağlık, endüstri ve ekonomi alanlarında beklenen geçici ve kalıcı olabilecek etkilerine benzer şekilde, bir çok önemli çevresel etkileri de olacaktır. Genel olarak COVID 19’un çevresel etkilerinde olumlu giden iyileşmelerin geçici olacağı ve kısıtlamaların sonlanmasıyla duracağı düşünülmekle beraber, önlemler alınmazsa özellikle olumsuz ve kalıcı etkilerinin de kaçınılmaz olacağı öngörülmektedir. Bu çalışmada, pandeminin çevresel kirlilik üzerindeki etkileri su, hava, gürültü ve görüntü kirliliği ile atıklar konularına odaklanarak kapsamlıca değerlendirilmiştir. Ayrıca, çevre bilimleriyle ilişkilendirilebilecek bulaşma yolları (su, atıksu, katı atıklar ile), ilgili tedbirler ve atıksu-bazlı epidemiyoloji (ABE) ile SARS-CoV-2 virüsü için erken uyarı sistemi gibi konular irdelenmiştir.Item Dalgacık K-EN yakın komşuluk yöntemi ile hava kirliliği tahmini(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-12-17) Altunkaynak, Abdüsselam; Başakın, Eyup Ensar; KartalSon yıllarda artan insan nüfusu ile fosil yakıt kullanımı yaygınlaşmıştır. Enerji üretimi, ulaşım, ısınma gibi birçok kullanım alanına sahip fosil yakıtların yanması sonucunda atmosfere salınan zararlı maddelerin yoğunluğu hem kentsel hem de kırsal bölgelerde insan sağlığını tehdit edecek seviyelere ulaşabilmektedir. Lokal hava kalitesini muhafaza edecek önlemler almak ve kirleticilerin zararlarını en aza indirebilmek için ileriye yönelik emisyon tahminlerinde bulunmak büyük önem arz etmektedir. Çalışmamızda yanma sonucunda açığa çıkan önemli kirleticilerden PM10 ve SO2 maddelerinin mevcut günlük kayıtları kullanarak gelecekte olması muhtemel değerleri tahmin edilmeye çalışılmıştır. Erzincan ilinde 2016-2018 yılları arasında ölçülmüş toplam 651 adet veri kullanılarak bir model oluşturulmuştur. Model oluşturma aşamasında verilerin ilk 400 adeti eğitim, geriye kalan 251 adet veri doğrulama olmak üzere ikiye ayrılmıştır. Modeller K-En Yakın Komşuluk (KNN) algoritması kullanılarak kurulmuş ve modelleme başarısını arttırmak adına önişlem süreçlerinden biri olan dalgacık dönüşüm tekniği uygulanmıştır. Dalgacık dönüşümü ile oluşturulan modellerin, tahmin başarısını büyük derecede iyileştirdiği gözlemlenmiştir. Bu çalışma uygulaması basit makine öğrenmesi yöntemlerinden olan KNN’nin hava kirliliği tahmin modellerinde kullanılabileceğini kanıtlamıştır.Item Değişken kesite sahip burulma kirişli süspansiyon sistemlerinin kinematik performansının incelenmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-10-20) Albak, Emre İsa; Solmaz, Erol; Öztürk, Ferruh; Mühendislik Fakültesi; Otomotiv Mühendisliği Bölümü; 0000-0001-9215-0775; 0000-0001-9369-3552; 0000-0001-5767-8312Burulma kirişli süspansiyon sistemleri hafiflik, düşük maliyet, paketleme alanı gibi avantajları nedeniyle orta sınıf araçlarda sıklıkla kullanılmaktadır. Artan emisyon kısıtlamaları nedeniyle süspansiyon sistemlerinin belli kinematik değerleri sağlamasının yanı sıra hafif olmaları da istenir. Bu nedenle araştırmacılar hem hafif hem de performanslı burulma kirişli süspansiyon sistemi üzerine çalışmalar yapmaktadır. Sistemin en önemli parçası burulma kirişidir ve araştırmalar yüksek oranda bu parça üzerinde yoğunlaşmıştır. Burulma kirişli süspansiyon sistemi ilk olarak genellikle sabit kesite sahip profillerden tasarlanmaktaydı. Son zamanlarda ise bükülmüş boru ve değişken kesitli profiller ön plana çıkmıştır. Bu çalışmada son zamanlardaki burulma kirişi tasarımlarından esinlenerek değişken kesitli burulma kiriş süspansiyon sistemlerinin kinematik performansları ve ağırlıkları incelenmiştir. Burulma kirişinin yükseklik ve genişlik parametreleri değiştirilerek değişken kesite sahip burulma kirişleri elde edilmiş ve sonuçları incelenmiştir. Tasarımların kinematik performansları zıt tekerlek hareket simülasyonları ile değerlendirilmiştir.Item Düzlem çelik çerçevelerde ikinci mertebe etkilerinin nümerik olarak incelenmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-10-06) Alıcıoğlu, Mustafa BerkerDeprem esnasında özellikle yüksek ve ağır yük taşıyan yapı sistemlerindeki düşey taşıyıcı elemanlarda yeter derecede küçük olmayan yer değiştirmeler oluşabilir. Bu yer değiştirmeler, ikinci mertebe etkisini beraberinde getirir. Öte yandan, yapıların deprem dayanımlarının belirlenmesinde doğrusal olmayan statik analiz, tasarımcılar tarafından sıklıkla kullanılmaktadır. Bu çalışma ile düzlem çelik çerçevelerde ikinci mertebe etkileri, doğrusal olmayan statik analiz ile incelenmiştir. Çerçeve tipi yapılar, ikinci mertebe etkileri dikkate alınarak ve alınmayarak analiz edilmiştir. Her çerçeve için iki ayrı performans eğrisi oluşturulmuştur. Zemin kat yüksekliğinin artmasıyla çerçevelerdeki yer değiştirme değerlerinin arttığı görülmüştür. Zemin kat yüksekliği ile normal kat yüksekliği arasındaki oranın iki ve ikiden büyük olması durumu için yapısal tasarımda ikinci mertebe etkilerinin dikkate alınması önerilmektedir.Item Elektronik ekipman koruyucu kutusunun ekranlama etkinliği analizi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-12-01) Güler, Sunay; Yenikaya, Sibel; Yılmaz, Güneş; Mühendislik Fakültesi; Elektrik Elektronik Mühendisliği Bölümü; 0000-0003-3851-3357; 0000-0002-9423-1752; 0000-0001-8972-1952Emisyonları kısıtlayıcı yeni regülasyonlar neticesinde elektrikli araçlara olan talep gittikçe artmaktadır. Elektromanyetik uyumluluk (Electromagnetic Compatibility-EMC), yüksek gerilimli batarya ünitesi ve elektrikli sürüş sistemi bileşenlerinin konvansiyonel araç mimarisine dahil edilmesinden dolayı tasarım aşamasında değerlendirilmesi gereken en önemli konulardan biri haline gelmiştir. Bu çalışmada, elektrikli araçlarda sıklıkla karşılaşılan EMC problemlerinden biri olan elektronik ekipman koruyucu kutularındaki ekranlama problemi analiz edilmiştir. Açıklık ve kutu boyutları ile ekranlama etkinliğinin değişimi incelenmiştir. Farklı açıklık geometrilerinin, ekranlama etkinliği üzerindeki etkisi 0-2 GHz aralığında nümerik olarak elde edilmiştir.Item Farklı betonarme bağ kı̇rı̇şı̇ modellerı̇nı̇n TBDY (2018)’e göre yapı performansına etkisi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-10-30) Özer, Ömer; Yüksel, BahadırBoşluklu perdeli sistemlerin kullanıldığı betonarme yapılarda, bağ kirişleri yapı performansının belirlenmesinde ciddi rol oynamaktadır. Bu çalışmanın amacı, boşluklu perdelerin kullanıldığı yapı modellerinde kullanılan farklı betonarme bağ kirişi tiplerini, Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği 2018’e (TBDY, 2018) göre yapılan doğrusal olmayan analiz sonuçlarına göre karşılaştırıp, sonuçlarının incelenmesidir. Çalışmada 19 katlı kolon-kiriş çerçeve sisteminin, boşluklu perdelerle bir arada kullanıldığı bina modeli, TBDY (2018)’e göre, İstanbul Atatürk Havaalanı bölgesinin yer ivmesine göre her bir betonarme bağ kirişi modeli için ayrı ayrı analiz edilmiştir. Yapılan analiz sonuçlarında farklı betonarme bağ kirişi tiplerinin yapının performans noktasında ve performans hedeflerinde ciddi etkilerinin olduğu görülmüştür.Item Fonksiyonel hammaddelerden üretilen çift yüzlü sportif giysilik kumaşların sürtünme ve bazı performans özelliklerinin incelenmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-11-04) Kaplan, Sibel; Yılmaz, BilgeBu çalışmada, yün, modifiye sentetik ve rejenere selülozik liflerin iç yüzde, klasik sentetik liflerin dış yüzde kullanıldığı yalancı rib örgüye sahip kumaşlar dikişsiz örme makinasında kapsamlı bir hammadde planıyla üretilmiş, soğuktan koruyucu giysiler için kullanılabilecek kumaşların sürtünme, patlama mukavemeti, boncuklanma ve aşınma direnci özellikleri incelenmiştir. Tek hammaddeden kontrol amaçlı üretilenlerle birlikte Thermosoft®, Nilit Heat® Viloft® ve yün ipliklerin atlama formunda iç yüzde, üç temel sentetik lif olan poliester (PET), poliamid (PA) ve polipropilenin (PP) dış yüzde kullanımlarıyla toplam onsekiz yalancı rib örgülü kumaş üretilmiştir. Sonuçlara göre, kumaşlarda kayda değer boncuklanma problemi görülmezken, PA kumaşların direnci daha yüksektir. Aşınma sonucu en az kütle kaybı PA (standart ve Heat®) ve PP içerikli kumaşlarda, en yüksek patlama mukavemeti PET ve standart/modifiye PA içeren kumaşlarda gözlenmiştir. Sürtünme katsayısı değerlerine bağlı olarak vücuda temas halinde minimum deformasyon veren kumaşlar Viloft® Heat® ve PP iç yüze sahip olanlardır. Genel olarak PP, Viloft veya Heat® iç yüzeyin ve PA dış yüzeyin optimum performans için uygun olduğu belirtilebilir.Item Günlük çözünmüş oksijen konsantrasyonunun çok değişkenli uyarlanabilir regresyon eğrileri ile tahmin edilmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-12-04) Nacar, Sinan; Mete, Betül; Bayram, AdemBu çalışmada su sıcaklığı (T), özgül iletkenlik (Öİ) verilerinden hesaplanmış elektriksel iletkenlik (Eİ), pH ve debi (Q) verileri kullanılarak çok değişkenli uyarlanabilir regresyon eğrileri (MARS) ve regresyon analizi (RA) yöntemleri ile ÇO konsnatrasyonunun tahmin edilmesi amaçlanmıştır. MARS yönteminde en iyi tahmin değerlerini üreten temel fonksiyonlar ve denklemler belirlenmiş, RA yöntemi doğrusal, üs, üstel ve kuadratik olmak üzere dört farklı fonksiyona uygulanmış ve bu fonksiyonlara ait katsayılar hesaplanmıştır. Modelleme çalışmalarında Amerika Birleşik Devletleri’nin Oregon eyaletinin kuzey batısında yer alan Willamette Nehri’nin yan kollarından biri olan ve yaklaşık 2435 km2 ’lik bir havza alanına sahip Clackamas Nehri’ne ait Eylül 2016 − Ağustos 2017 dönemi günlük ortalama verileri kullanılmıştır. Her bir su kalitesi değişkeninin ÇO konsantrasyonu tahmin performansına etkisini belirlemek amacıyla sekiz farklı model oluşturulmuştur. ÇO konsantrasyonu tahmininde kurulan modellerin ve kullanılan yöntemlerin performanslarının değerlendirilebilmesi için çeşitli istatistikler (ortalama karesel hatanın karekökü, ortalama mutlak hata, saçılım indeksi ve Nash Sutcliffe verimlilik katsayısı) kullanılmıştır. Modelleme çalışmalarından elde edilen sonuçlar irdelendiğinde, MARS yönteminin RA yönteminden daha iyi sonuçlar verdiği anlaşılmıştır. Regresyon fonksiyonları içerisinden ise en başarılı tahmin sonuçlarının kuadratik fonksiyondan elde edildikleri ve MARS yöntemi ile elde edilen değerlere de oldukça yakın oldukları görülmüştür. ÇO konsantrasyonu tahmininde en etkili değişkenlerin T ve Q oldukları dolayısıyla en etkisiz değişkenlerin ise Eİ ve pH oldukları anlaşılmıştır. Model 3, Model 5, Model 7 ve Model 8’den elde edilen sonuçların birbirine çok yakın olması sebebiyle daha az değişken ile güçlü tahminler yapması ve daha sade bir model olması bakımından ÇO tahmininde Model 3’ün kullanılmasının daha avantajlı olacağı sonucuna varılmıştır.Item Hata türü ve etkileri analizi yönteminin konfeksiyon sektöründe uygulanması(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-10-13) Eren, Emine Rümeysa; Pamuk, OktayTekstil ve konfeksiyon sektöründe, ürün kalitesi ve üretim süreçlerinin güvenilirliği oldukça önemlidir. Hata Türü ve Etkileri Analizi (HTEA) yöntemi, işletmelerde uygulama sonucu kalite standardının ve müşteri memnuniyet düzeyinin yükselmesini sağlamaktadır. HTEA, üretim süreçlerini analiz etmekte, başarısızlıkları ve hataları önlemek amacıyla riskleri değerlendirmektedir. Bu çalışmada, konfeksiyon sektöründe faaliyet gösteren bir üretici firmada, numune onay süreci aşamasında HTEA yöntemi kullanılmıştır. HTEA uygulanmasında sistemdeki hata karmaşıklığını belirlemek için hata ağacı analizinden faydalanılmıştır. Numune onaylarında kalite ve müşteri memnuniyetini artırmak amacıyla çalışmalar yapılmıştır. Analiz sonucunda, numune onay sürecinde en fazla zaman kaybına neden olan hatalar büyükten küçüğe doğru risk öncelik gösterge (RÖG) değerlerine göre sıralanmıştır. En büyük RÖG değerine sahip olan hataların müşteri temsilci olarak çalışanların teknik bilgi yetersizliği, bölümler arası ekip çalışmasının zayıflığı ve eksik bilgi akışından kaynaklı olduğu tespit edilmiştir. Elde edilen sonuçlara göre, firmada çeşitli iyileştirme çalışmaları yapılmıştır. 13 adet hata faktöründen 12’sinin RÖG değerleri 40’ın altına indirilmiştir.Item Karayolları enerji tüketiminin yapay zeka ve regresyon yöntemleri ile modellenmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-09-09) Cansız, Ömer Faruk; Ünsalan, Kevser; Erginer, İbrahimDoğanın temeline dayanan iş-enerji ilişkisi, bize hareketin ve iş yapabilmenin şartının enerji olduğunu göstermektedir. Gelişen teknoloji, sanayileşme gibi faktörler üretimi arttırırken enerji tüketiminin de artmasına neden olmaktadır. Sanayileşmenin bir kolu olan ulaştırma sektörü enerji tüketiminde sektör bazında önemli bir yere sahiptir. Bu çalışmada, ulaştırma sektöründe özellikle Türkiye’de taşımacılık potansiyelinin yüksek olduğu karayolu taşımacılığında enerji tüketimi incelenmektedir. Çalışma kapsamında yapay zekâ tekniklerinden yapay sinir ağları (YSA) ve uyarlamalı sinirsel bulanık çıkarım sistemi (ANFIS), regresyon tekniklerinden ise çok değişkenli lineer regresyon (MLR) yöntemleri kullanılarak karayolu taşımacılığında enerji tüketimi tahmin modellenmesi yapılmaktadır. Modellemede karayolu yol ağı uzunluğu, taşıt-km, ağırlıklı ortalama günlük trafik (AOGT), motorlu taşıt sayısı ve nüfus parametreleri bağımsız değişken olarak incelenmektedir. Tahmin modellerinin karşılaştırılmasında determinasyon katsayısı (R2 ), hataların karesinin ortalaması (HKO) ve ortalama yüzde hata (OYH) performans kriterleri dikkate alınmaktadır. Performans kriterlerine göre en iyi model lineer regresyon yöntemi ile elde edilmektedir. En iyi modelin R2 , HKO, OYH değerleri sırasıyla 0,9474, 54084 ve % 4,86 çıkmaktadır. Geliştirilen model ile ulaşım politikalarına yön verilmesi hedeflenmektedir.Item Kimyasal gübre tüketiminin değerlendirilmesi: Bursa ili örneği(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-09-14) Katip, Aslıhan; Mühendislik Fakültesi; Çevre Mühendisliği Bölümü; 0000-0002-3210-6702Bu çalışmada, Bursa’da 2008 ile 2016 yılları arasında kullanılan kimyasal gübre türleri yapılarına göre sınıflandırılarak yıllık miktarları ve ilçelere göre kullanım miktarları hesaplanmıştır. İlçelerde kullanılan gübre türleri Coğrafi Bilgi Sistemi ile haritalandırılarak tarımsal ürün çeşitleri ile gübre türleri arasındaki istatistiksel ilişkiler korelasyon ve regresyon analizi ile değerlendirilmiştir. Bursa’da nüfus ve ihracatın artması nedeniyle tarımsal üretim ile birlikte gübre kullanımı artmıştır. Azot içeren gübrelerin diğer gübre grupları arasında en yüksek kullanıma sahip olduğu belirlenmiştir. Azotlu (maksimum 82,47 kg/ha Karacabey), azot, fosfor ve potasyumlu (maksimum 31,59 kg/ha-Karacabey), kalsiyum nitratlı (maksimum 8,1 kg/ha-Yenişehir) ve azot ve fosforlu (maksimum 58,45 kg/ha-Yenişehir) gübrelerin kullanımı en çok Karacabey, Yenişehir, Mustafakemalpaşa ve İnegöl’de bulunmuştur. Triple Süper Fosfat (TSP) (maksimum 12,5 kg/ha-Gürsu) ve Zn’li (maksimum 26,84 kg/ha-Gemlik) gübreler Gürsu, Orhangazi, Mudanya, Gemlik ve İznik’te daha fazla kullanılmıştır. En yüksek korelasyon (r2 ) değerleri azot, fosfor ve potasyumlu gübreler ile tarla bitkileri ve sebze üretimi arasında (0,423-0,788) bulunmuştur. Ayrıca, azotlu, azotlu ve fosforlu ve azot, fosfor ve potasyumlu gübrelerin bitkisel üretim ile pozitif ilişkili ve üretimde etkili olduğu belirlenmiştir. Bu çalışma yayılı kirlilik kaynağı olan tarımsal gübre kullanımının il bazındaki dağılımının belirlenebilmesi ve kirliliğin azaltılması için yapılabilecek gübre yönetimi çalışmalarına bilgi sağlaması açısından önemlidir.Item Paranın zaman değeri çerçevesinde stok maliyetleri ve sipariş kararları(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-10-30) Çimen, Mustafa; Selçuk, Gözdem Dural; Tarım, ŞuleBu makalede; net bugünkü değer yaklaşımı uygulanarak elde edilen, paranın zaman değerini dikkate alan ekonomik sipariş miktarı formülasyonları sunulmaktadır. Makalede; sabit kurulum maliyeti, doğrusal elde bulundurma maliyeti ve ceza maliyeti varsayımları altında, statik-deterministik talepli optimal sipariş miktarı problemi ele alınmıştır. Söz konusu problem literatürde daha önce iki farklı makalede incelenmiştir. Ancak bu iki makalede, problem aynı varsayımlar altında incelendiği halde iki farklı formülasyon sunulmuştur. Her iki makalenin da yazarları birbirlerinin formüllerine itiraz ederek kendi formüllerinin doğru olduğunu iddia etmişlerdir. Bu çalışmada, bahsi geçen problem için ekonomik sipariş miktarının doğru formülasyonları sunulmakta ve daha önceki iki makalenin de hatalı olduğu gösterilmektedir. Yapılan nümerik analizler, (i) hem nakit akışı analizi ekonomik sipariş miktarı modeline entegre edilmediğinde, (ii) hem de bu entegrasyonu hatalı olarak yapan iki makalede önerilen hatalı formülasyonun kullanılması durumunda alt-optimal sonuçlar elde edilebileceğini göstermektedir. Nümerik sonuçlar bu makalede sunulan formülasyonun katma değerini ortaya koymaktadır.Item Portföy optimizasyonu için bir karar destek sistemi uygulaması(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-10-19) Sağlam, Aslı Sebatlı; Çavdur, Fatih; Mühendislik Fakültesi; Endüstri Mühendisliği BölümüBu çalışmada, Markowitz ortalama-varyans modeli kullanılarak portföy optimizasyonu için kişisel bilgisayarda çalışan bir karar destek sistemi sunulmaktadır. Uygulama, günlük hayatta sıklıkla kullanılan bir elektronik tablolama yazılımı ortamında geliştirilmiştir. Geliştirilen sistem ile girilen parametrelere bağlı olarak Markowitz ortalama-varyans modeli çözdürülmektedir. Elde edilen optimal portföy, elektronik tablolama ortamının grafiksel arayüzü kullanılarak sunulmaktadır. Sistemin uygulaması için 2009-2018 yılları arasındaki Dow Jones Borsası Endüstri Endeksi’nde yer alan 30 firmanın günlük kapanış fiyatlarını içeren bir veri kümesi kullanılmıştır. Geliştirilen karar destek sistemi kullanılarak farklı beklenen getiri oranları için optimal portföyler elde edilmiş ve sonuçlar analiz edilmiştir. Esnek ve kullanımı kolay şekilde bir elektronik tablolama yazılımı ortamında çalışabilen ve Markowitz ortalama-varyans modelinin matematiksel detaylarına hakim olmayı gerektirmeksizin yatırımcıların optimal portföyler oluşturmalarına olanak sağlayan bir portföy optimizasyonu aracının geliştirilmiş olması çalışmanın en önemli katkısını oluşturmaktadır.