2020 Cilt 25 Sayı 3

Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/20110

Browse

collection.page.browse.recent.head

Now showing 1 - 20 of 32
  • Item
    Aydınlatmada enerji verimliliği: Yalova Üniversitesi Mühendislik Fakültesi durum değerlendirmesi
    (Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-12-07) Demir, Hülya; Çıracı, Göksu; Kaya, Reyhan; Ünver, Ümit
    Ülkemizde ve Dünyada enerji ihtiyacı ve kullanımı gün geçtikçe artmaktadır. Türkiye’de tüketilen toplam elektrik enerjisinin %20’si aydınlatma için kullanılmaktadır. Bu durum göz önüne alındığında aydınlatmada yapılan tasarrufun ülke ekonomisine önemli ölçüde katkı sağlayacağı değerlendirilmektedir. Aydınlatmada enerji verimliliği, aydınlatma kalitesini düşürmeden daha az enerji harcayarak sağlanması demektir. Bu çalışmanın birinci bölümünde, enerji tasarrufu ve aydınlatmada enerji verimliliğinin önemi üzerinde durularak, aydınlatmada yapılacak enerji tasarrufunun sağlayacağı katkılardan bahsedilmiştir. Ayrıca doğru ve verimli bir aydınlatma için önemli noktalar belirtilmiş, doğal aydınlatma ve yapay aydınlatma tanımı yapılarak bu iki çeşit aydınlatmanın verimlilik üzerindeki etkileri ve yapay aydınlatma armatür çeşitlerinin verim, ömür ve maliyet kıyaslamaları geniş bir literatür taraması ile aktarılmıştır. Çalışmada LED teknolojisine değinilmiş ve incelenen vaka analizinde LED kullanılmasıyla sağlanabilecek tasarruf, sayısal olarak ortaya konmuştur. Çalışmanın son bölümünde ise, Yalova Üniversitesi vaka analizinde LED’li armatürlerin mevcut armatürlerle değiştirilmesiyle kullanım ömrü boyunca yaklaşık 1,95 milyon ₺ tasarruf edilebileceği hesaplanmıştır.
  • Item
    COVID-19 pandemisinin çevre üzerindeki erken dönem etkileri
    (Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-12-17) Yurtsever, Meral
    DSÖ’nün pandemi duyurusuyla başlayan SARS-CoV-2 virüsüyle küresel ölçekteki mücadele devam etmektedir. COVID-19 pandemisi, eğitimden alışverişe, spordan eğlenceye, ulaşımdan uluslararası ilişkilere, toplu ritüellerden günlük rutinlere, üretimden tüketime ve dolayısıyla oluşan atıklara kadar her alanda yaşamı değiştirmeye başlamış ve tüm dünyayı etkisi altına almıştır. Yapılan kısmi ve tam kapatmalar sayesinde ülkelerde oluşan hava kirletici emisyonlarda azalma, şehir gürültü seviyelerinde düşüş, su kaynaklarının kalitesinde ve çevrede nispeten iyileşme görülmeye başlamıştır. Öte yandan salgınla mücadelede kullanılan kişisel koruyucu donanım (KKD) , dezenfektan ve ilaç gibi malzemelerin büyük miktarlara ulaşmasından dolayı, bu malzemelerin çevrede ve sularda rastlanan atıkları da artmıştır. Dolayısıyla pandeminin, sosyal, sağlık, endüstri ve ekonomi alanlarında beklenen geçici ve kalıcı olabilecek etkilerine benzer şekilde, bir çok önemli çevresel etkileri de olacaktır. Genel olarak COVID 19’un çevresel etkilerinde olumlu giden iyileşmelerin geçici olacağı ve kısıtlamaların sonlanmasıyla duracağı düşünülmekle beraber, önlemler alınmazsa özellikle olumsuz ve kalıcı etkilerinin de kaçınılmaz olacağı öngörülmektedir. Bu çalışmada, pandeminin çevresel kirlilik üzerindeki etkileri su, hava, gürültü ve görüntü kirliliği ile atıklar konularına odaklanarak kapsamlıca değerlendirilmiştir. Ayrıca, çevre bilimleriyle ilişkilendirilebilecek bulaşma yolları (su, atıksu, katı atıklar ile), ilgili tedbirler ve atıksu-bazlı epidemiyoloji (ABE) ile SARS-CoV-2 virüsü için erken uyarı sistemi gibi konular irdelenmiştir.
  • Item
    Binalarda yağmur suyu hasadı
    (Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-12-22) Üstün, Gökhan Ekrem; Can, Tuğba; Küçük, Gülşah; Mühendislik Fakültesi; Çevre Mühendisliği Bölümü; 0000-0002-7126-6792; 0000-0003-4717-801X; 0000-0002-1814-1659
    Dünyada ve ülkemizde kullanılabilir su miktarı, su kaynakları üzerinde artan kirlenme ve aşırı tüketim baskısıyla her geçen gün azalmaktadır. Özellikle artan nüfus ve sanayi faaliyetleriyle birlikte küresel iklim değişiminin su kaynakları üzerindeki olumsuz etkisi her geçen gün hızla artmaktadır. Bu nedenle günümüzde, suyun kullanımı ve tasarrufu önem kazanmakta olup kaynakların yeni stratejilerle verimli ve bilinçli kullanımı gerekmektedir. Yenilikçi teknolojilere sahip sanayi üretimi ile su tüketiminin azaltılması, evsel nitelikli atık suların arıtılarak tekrar kullanılması, su sıkıntısının yoğun olarak yaşandığı bölgelerde deniz suyundan tatlı su elde edilerek kullanılması ve binalarda yağmur suyu hasadı gibi su kaynaklarına yönelik alternatif teknolojiler tüm Dünya’da giderek yaygınlaşmaktadır. Tatlı su kaynaklarının sürdürülebilir kullanımında hasat edilen yağmur suyunun birçok alanda kullanımı alternatif su kaynağı oluşturabilir. Bina çatılarından toplanan yağmur suları, evsel ihtiyaçlarda veya bahçe sulama gibi diğer ihtiyaçlarda kullanılmakta olup diğer teknolojilere göre kurulumu oldukça basittir. Bu çalışmada, binalardan yağmur suyu hasadı uygulamalarında kullanılan sistemlerin projelendirme esasları geniş bir literatür araştırması yapılarak incelenmiş ve derlenmiş olup yağmur suyu hasat sistemlerinin kurulum maliyeti ile amortisman süresi çalışma kapsamına alınmamıştır. Yağmur suyu hasadı planlaması ve uygulanmasına yönelik öneriler sunulmuştur.
  • Item
    Atıksu arıtma tesislerinde mikro plastikler ve giderim yöntemleri
    (Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-10-19) Aygün, Ahmet; Bozdaş, Kübra; Üstün, Gökhan Ekrem; Mühendislik Fakültesi; Çevre Mühendisliği Bölümü; 0000-0003-4921-2058; 0000-0002-7126-6792
    Atıksu arıtma tesislerine farklı kaynaklardan mikro plastikler gelmektedir ve bu tesisler mikro plastikleri gidermek için tasarlanmamışlardır. Buna rağmen birincil ve ikincil arıtma süreçlerinde mikro plastik giderimi mevcuttur. Yapılan çalışmalar atıksu arıtma tesislerinin tatlı su ortamları için potansiyel bir mikro plastik kirliliği kaynağı olduğunu kanıtlamıştır. Yüksek oranlarda giderim verimi olmasına rağmen büyük hacimlerde deşarj göz önüne alındığında alıcı ortamlar için mikro plastik kirliliği söz konusudur. Ayrıca arıtma çamurunun gübre olarak yeniden kullanımı sonucunda çamurda tutulan MP'ler toprak kirliliğine de neden olmaktadır. Mikro plastiklerin etkili bir şekilde giderimi üçüncül arıtmada uygulanan ileri arıtma teknolojilerine göre değişmektedir. Yapılan çalışmalar incelendiğinde mikro plastiklerin gideriminde en yüksek verimin Membran Biyoreaktörler ile olduğu görülmektedir. Arıtma tesisleri tasarımında mikro plastiklerinin uygun bir şekilde giderimini sağlayan ileri arıtma teknolojilerinin seçilmesi mikro plastik kirliliğinin azalmasında etkili bir yöntem olabilir.
  • Item
    Asılı kütle-yay sistemlerine sahip kompozit eğri kirişin dinamik kararlılık analizi
    (Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-12-20) Can, Seda Vatan; Öztürk, Hasan
    Bu çalışmada, asılı kütle-yay sistemine sahip tabakalı kompozit eğri bir kirişin dinamik kararlılığı araştırılmıştır. Kompozit eğri kiriş sabit kesit alana sahip Euler-Bernoulli kirişi olarak dikkate alınmış ve etkin esneklik modülü kullanılmıştır. Bolotin yaklaşımı ve enerji denklemlerine dayanan sonlu elemanlar yöntemi kullanılarak eğri kiriş modeli oluşturulmuştur. MATLAB’de geliştirilen bir sonlu elemanlar kodu ile elde edilen kompozit eğri kirişe ait doğal frekanslar, ANSYS programında elde edilen sonuçlar ile karşılaştırılmıştır. Sonuçların tutarlı olduğu görülmüştür. Tabakalı kompozit eğri kirişin farklı fiber açıları için asılı kütle-yay sisteminin sayısının ve konumunun kirişin kararsızlık bölgelerine etkileri, dinamik yük parametresi ve statik yük parametresi de dikkate alınarak incelenmiştir. Asılı kütle-yay sistemi olmayan eğri kiriş ve asılı kütle-yay sistemine sahip eğri kirişe ait dinamik kararsızlık bölgeleri şekillerle sunulmuştur.
  • Item
    Dalgacık K-EN yakın komşuluk yöntemi ile hava kirliliği tahmini
    (Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-12-17) Altunkaynak, Abdüsselam; Başakın, Eyup Ensar; Kartal
    Son yıllarda artan insan nüfusu ile fosil yakıt kullanımı yaygınlaşmıştır. Enerji üretimi, ulaşım, ısınma gibi birçok kullanım alanına sahip fosil yakıtların yanması sonucunda atmosfere salınan zararlı maddelerin yoğunluğu hem kentsel hem de kırsal bölgelerde insan sağlığını tehdit edecek seviyelere ulaşabilmektedir. Lokal hava kalitesini muhafaza edecek önlemler almak ve kirleticilerin zararlarını en aza indirebilmek için ileriye yönelik emisyon tahminlerinde bulunmak büyük önem arz etmektedir. Çalışmamızda yanma sonucunda açığa çıkan önemli kirleticilerden PM10 ve SO2 maddelerinin mevcut günlük kayıtları kullanarak gelecekte olması muhtemel değerleri tahmin edilmeye çalışılmıştır. Erzincan ilinde 2016-2018 yılları arasında ölçülmüş toplam 651 adet veri kullanılarak bir model oluşturulmuştur. Model oluşturma aşamasında verilerin ilk 400 adeti eğitim, geriye kalan 251 adet veri doğrulama olmak üzere ikiye ayrılmıştır. Modeller K-En Yakın Komşuluk (KNN) algoritması kullanılarak kurulmuş ve modelleme başarısını arttırmak adına önişlem süreçlerinden biri olan dalgacık dönüşüm tekniği uygulanmıştır. Dalgacık dönüşümü ile oluşturulan modellerin, tahmin başarısını büyük derecede iyileştirdiği gözlemlenmiştir. Bu çalışma uygulaması basit makine öğrenmesi yöntemlerinden olan KNN’nin hava kirliliği tahmin modellerinde kullanılabileceğini kanıtlamıştır.
  • Item
    Hata türü ve etkileri analizi yönteminin konfeksiyon sektöründe uygulanması
    (Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-10-13) Eren, Emine Rümeysa; Pamuk, Oktay
    Tekstil ve konfeksiyon sektöründe, ürün kalitesi ve üretim süreçlerinin güvenilirliği oldukça önemlidir. Hata Türü ve Etkileri Analizi (HTEA) yöntemi, işletmelerde uygulama sonucu kalite standardının ve müşteri memnuniyet düzeyinin yükselmesini sağlamaktadır. HTEA, üretim süreçlerini analiz etmekte, başarısızlıkları ve hataları önlemek amacıyla riskleri değerlendirmektedir. Bu çalışmada, konfeksiyon sektöründe faaliyet gösteren bir üretici firmada, numune onay süreci aşamasında HTEA yöntemi kullanılmıştır. HTEA uygulanmasında sistemdeki hata karmaşıklığını belirlemek için hata ağacı analizinden faydalanılmıştır. Numune onaylarında kalite ve müşteri memnuniyetini artırmak amacıyla çalışmalar yapılmıştır. Analiz sonucunda, numune onay sürecinde en fazla zaman kaybına neden olan hatalar büyükten küçüğe doğru risk öncelik gösterge (RÖG) değerlerine göre sıralanmıştır. En büyük RÖG değerine sahip olan hataların müşteri temsilci olarak çalışanların teknik bilgi yetersizliği, bölümler arası ekip çalışmasının zayıflığı ve eksik bilgi akışından kaynaklı olduğu tespit edilmiştir. Elde edilen sonuçlara göre, firmada çeşitli iyileştirme çalışmaları yapılmıştır. 13 adet hata faktöründen 12’sinin RÖG değerleri 40’ın altına indirilmiştir.
  • Item
    Effects of yarn spinning systems and twist direction on some properties of viscose interlock fabrics
    (Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-10-22) Duru, Sena Cimilli
    In this study, it was intended to investigate the effects of yarn spinning systems as well as yarn twist direction on some comfort and spirality performance properties of the fabrics. For this aim, interlock knitted fabrics made of 100% viscose yarns were produced with different spinning systems namely, ring, compact and siro at two twist directions; S and Z. The results indicate that the fabrics made of compact yarn possessed high water vapor and high air permeability values, but lesser vertical wicking values than ring yarn fabrics. However, both of the permeability values of the compact yarn fabrics markedly reduced when yarn twist direction was S. Generally, irrespective of yarn twist direction, the siro yarn fabrics exhibited better permeability but lesser wickability values as compared to ring yarn fabrics. Ring yarn fabrics displayed relatively highest wickability values and spirality percentages as compared to made from siro and compact yarns. In addition, samples produced from Z-twist yarn had higher air permeability values as well as water vapor permeability values but their vertical wicking values and spirality percentages were lesser than that of S-twisted ones. To sum up, it can be inferred that the spinning system has a profound influence on structural parameters of spun yarns.
  • Item
    Paranın zaman değeri çerçevesinde stok maliyetleri ve sipariş kararları
    (Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-10-30) Çimen, Mustafa; Selçuk, Gözdem Dural; Tarım, Şule
    Bu makalede; net bugünkü değer yaklaşımı uygulanarak elde edilen, paranın zaman değerini dikkate alan ekonomik sipariş miktarı formülasyonları sunulmaktadır. Makalede; sabit kurulum maliyeti, doğrusal elde bulundurma maliyeti ve ceza maliyeti varsayımları altında, statik-deterministik talepli optimal sipariş miktarı problemi ele alınmıştır. Söz konusu problem literatürde daha önce iki farklı makalede incelenmiştir. Ancak bu iki makalede, problem aynı varsayımlar altında incelendiği halde iki farklı formülasyon sunulmuştur. Her iki makalenin da yazarları birbirlerinin formüllerine itiraz ederek kendi formüllerinin doğru olduğunu iddia etmişlerdir. Bu çalışmada, bahsi geçen problem için ekonomik sipariş miktarının doğru formülasyonları sunulmakta ve daha önceki iki makalenin de hatalı olduğu gösterilmektedir. Yapılan nümerik analizler, (i) hem nakit akışı analizi ekonomik sipariş miktarı modeline entegre edilmediğinde, (ii) hem de bu entegrasyonu hatalı olarak yapan iki makalede önerilen hatalı formülasyonun kullanılması durumunda alt-optimal sonuçlar elde edilebileceğini göstermektedir. Nümerik sonuçlar bu makalede sunulan formülasyonun katma değerini ortaya koymaktadır.
  • Item
    Günlük çözünmüş oksijen konsantrasyonunun çok değişkenli uyarlanabilir regresyon eğrileri ile tahmin edilmesi
    (Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-12-04) Nacar, Sinan; Mete, Betül; Bayram, Adem
    Bu çalışmada su sıcaklığı (T), özgül iletkenlik (Öİ) verilerinden hesaplanmış elektriksel iletkenlik (Eİ), pH ve debi (Q) verileri kullanılarak çok değişkenli uyarlanabilir regresyon eğrileri (MARS) ve regresyon analizi (RA) yöntemleri ile ÇO konsnatrasyonunun tahmin edilmesi amaçlanmıştır. MARS yönteminde en iyi tahmin değerlerini üreten temel fonksiyonlar ve denklemler belirlenmiş, RA yöntemi doğrusal, üs, üstel ve kuadratik olmak üzere dört farklı fonksiyona uygulanmış ve bu fonksiyonlara ait katsayılar hesaplanmıştır. Modelleme çalışmalarında Amerika Birleşik Devletleri’nin Oregon eyaletinin kuzey batısında yer alan Willamette Nehri’nin yan kollarından biri olan ve yaklaşık 2435 km2 ’lik bir havza alanına sahip Clackamas Nehri’ne ait Eylül 2016 − Ağustos 2017 dönemi günlük ortalama verileri kullanılmıştır. Her bir su kalitesi değişkeninin ÇO konsantrasyonu tahmin performansına etkisini belirlemek amacıyla sekiz farklı model oluşturulmuştur. ÇO konsantrasyonu tahmininde kurulan modellerin ve kullanılan yöntemlerin performanslarının değerlendirilebilmesi için çeşitli istatistikler (ortalama karesel hatanın karekökü, ortalama mutlak hata, saçılım indeksi ve Nash Sutcliffe verimlilik katsayısı) kullanılmıştır. Modelleme çalışmalarından elde edilen sonuçlar irdelendiğinde, MARS yönteminin RA yönteminden daha iyi sonuçlar verdiği anlaşılmıştır. Regresyon fonksiyonları içerisinden ise en başarılı tahmin sonuçlarının kuadratik fonksiyondan elde edildikleri ve MARS yöntemi ile elde edilen değerlere de oldukça yakın oldukları görülmüştür. ÇO konsantrasyonu tahmininde en etkili değişkenlerin T ve Q oldukları dolayısıyla en etkisiz değişkenlerin ise Eİ ve pH oldukları anlaşılmıştır. Model 3, Model 5, Model 7 ve Model 8’den elde edilen sonuçların birbirine çok yakın olması sebebiyle daha az değişken ile güçlü tahminler yapması ve daha sade bir model olması bakımından ÇO tahmininde Model 3’ün kullanılmasının daha avantajlı olacağı sonucuna varılmıştır.
  • Item
    Sol-jel yöntemiyle üretilen alüminanın fizikokimyasal ve yapısal özellikleri üzerine kalsinasyon sıcaklığının etkisi
    (Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-10-02) Kaya, Nihat; Öz, Dilek Cantürk
    Alümina; sert, kimyasal olarak inert, yüksek erime noktasına sahip, oksidasyona, korozyona, termal ve mekanik şoklara ve aşınmaya karşı yüksek direnç gösteren bir malzeme olduğu için başta seramik endüstrisi olmak üzere elektronik, kozmetik ve sağlık gibi pek çok endüstride geniş uygulama alanı bulmaktadır. Günümüzde, teknolojinin gelişmesiyle ve üretimin artmasıyla birlikte alüminanın kullanım alanları da her geçen yıl artış göstermektedir. Üstün fiziksel ve teknik özellikleri sebebiyle endüstriyel açıdan önemli bir mineral olan alümina, genellikle boksit cevherinden Bayer prosesi ile üretilmekte ve cevherden üretim nedeniyle de safsızlıklar barındırabilmesi önemli bir sorun teşkil etmektedir. Bu çalışmada, sol-jel yöntemiyle sentezlenen alümina kriyojelin 600-1300 oC aralığında farklı sıcaklıklarda kalsine edilmesiyle, endüstriyel alanda geniş bir kullanım alanına sahip alümina formuna dönüştürülmesi amaçlanmıştır. Elde edilen ürünlerin karakterizasyonu FT-IR, BET, SEM, XRD, TGA/DTA ve DSC analizleri ile yapılmış ve alüminanın fizikokimyasal özellikleri ile faz geçişleri incelenerek, kalsinasyon sıcaklığının son ürünün yapısal özellikleri üzerine etkisi belirlenmiştir.
  • Item
    Elektronik ekipman koruyucu kutusunun ekranlama etkinliği analizi
    (Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-12-01) Güler, Sunay; Yenikaya, Sibel; Yılmaz, Güneş; Mühendislik Fakültesi; Elektrik Elektronik Mühendisliği Bölümü; 0000-0003-3851-3357; 0000-0002-9423-1752; 0000-0001-8972-1952
    Emisyonları kısıtlayıcı yeni regülasyonlar neticesinde elektrikli araçlara olan talep gittikçe artmaktadır. Elektromanyetik uyumluluk (Electromagnetic Compatibility-EMC), yüksek gerilimli batarya ünitesi ve elektrikli sürüş sistemi bileşenlerinin konvansiyonel araç mimarisine dahil edilmesinden dolayı tasarım aşamasında değerlendirilmesi gereken en önemli konulardan biri haline gelmiştir. Bu çalışmada, elektrikli araçlarda sıklıkla karşılaşılan EMC problemlerinden biri olan elektronik ekipman koruyucu kutularındaki ekranlama problemi analiz edilmiştir. Açıklık ve kutu boyutları ile ekranlama etkinliğinin değişimi incelenmiştir. Farklı açıklık geometrilerinin, ekranlama etkinliği üzerindeki etkisi 0-2 GHz aralığında nümerik olarak elde edilmiştir.
  • Item
    Classification of epileptic eeg signals based on finite impulse response filter and artificial neural networks training algorithms
    (Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-09-20) Bayrak, Şengül; Yücel, Eylem; Şamlı, Rüya
    The electroencephalogram is a powerful tool for understanding the electrical activities of the brain. The automatic and accurate classification of extracranial and intracranial electroencephalogram signals are significant for the evaluation of epilepsy. Electroencephalogram signals contain significant characteristic information about epileptic brain waves. However, the electroencephalogram signals are easily disrupted by the artifacts polluting. This study proposed a clinical decision support system to extract significant epilepsy-related spectral features from the electroencephalogram signal. The artifact-free electroencephalogram signals features were obtained from the Kaiser window based on Finite Impulse Filter. The extracted features were modelled by the Artificial Neural Networks Back Propagation training algorithms which are Levenberg-Marquardt, Bayesian Regularization, and Scaled Conjugate Gradient. The algorithms' classification performances were compared by the accuracy rates. The experiment results show that compared with the Artificial Neural Networks Back Propagation training algorithms, the performance of the Levenberg-Marquardt is better from the point of accuracy rate which achieves a satisfying classification accuracy of 83.01% for extracranial and intracranial electroencephalogram signals.
  • Item
    Effects of acid and high-temperature treatments on durability of bacterial concrete
    (Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-12-04) Özhan, Hacer Bilir; Yıldırım, Musa
    Bacterial concrete specimens were produced in this study to investigate the effects of microbially induced calcium carbonate precipitation (MICP) mechanism on concrete durability. Bacterial concrete (BC) samples were produced through supplementation of Bacillus megaterium bacteria into concrete mixture and curing water. However, control concrete (CC) samples were produced without bacteria. BC and CC were exposed to acid (HCl) and high temperature (400C) treatments. In the first phase of the study, 100×100×100 mm cube specimens were immersed into HCl solution for 10 days and compressive strengths and weight losses were determined. Compressive strength of acid-treated samples was measured as 25.08 MPa for BC samples and as 17.90 MPa for CC samples. Such values revealed that BC samples yielded 40.11% greater compressive strength. When CC samples lost 10.99% weight due to acid attack, BC samples lost 8.74% weight. In the second phase of the study, concrete specimens were exposed to 400℃ temperature and compressive strength of heat-treated samples was determined. As the result of high temperature, bacterial samples yielded 13.76% greater compressive strength against high temperature. Present findings revealed that CaCO3 formation on concrete improved concrete durability against attacks and high temperatures.
  • Item
    Çimento ve polipropilen lif kullanarak düşük plastisiteli kil zeminlerin iyileştirilmesi
    (Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-12-05) Şahbaz, İlham; Ünsever, Yeşim S.; Mühendislik Fakültesi; İnşaat Mühendisliği Bölümü; 0000-0003-1020-5010; 0000-0003-3735-9554
    Zemin iyileştirmesi, zeminin zayıf mühendislik özelliklerinin çeşitli yöntemler kullanılarak iyileştirilmesidir. Bu çalışmada, yüzeysel zemin stabilizasyonu kapsamında çimento ve polipropilen lif ile stabilizasyon ele alınmıştır. Bursa Uludağ Üniversitesi kampüsünden alınan zemine ilk olarak elek analizi, hidrometre, özgül ağırlık ve kıvam limit deneyleri yapılarak zemin sınıflandırılması yapılmıştır. Birleştirilmiş Zemin Sınıflandırma Sistemi’ne göre düşük plastisiteli kil olarak sınıflandırılan doğal zemine zemin iyileştirilmesi amacıyla %5, %10 oranlarında çimento ve %0,5, %1,0 ve %1,5 oranlarında polipropilen lif katılarak deney numuneleri hazırlanmıştır. Bu karışımların kompaksiyon deneyi ile optimum su içerikleri ve maksimum kuru birim hacim ağırlıkları belirlenmiş ve bu değerlere göre hazırlanan numuneler üzerinde serbest basınç (1, 7 ve 28 günlük numuneler üzerinde), CBR ve şişme deneyleri yapılmıştır. Yapılan deneysel çalışmalar sonucunda doğal zemine ilave edilen katkı maddeleri zeminin mühendislik özelliklerini çeşitli oranlarda iyileştirmiştir.
  • Item
    Digital transformation to university 4.0: A roadmap
    (Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-10-25) Çubukçu, Ceren; Akturk, Cemal
    The required skills and knowledge expected from human capital is affected by Industry 4.0. In order to keep up with this movement and graduate qualified human resources, universities need to update themselves and transform to University 4.0. In this study, research was conducted on the sample selected from large and small universities with different characteristics. In this research, first, the structural characteristics of the universities and the information management systems used which concern all the stakeholders in that institution were examined. Also, a roadmap is proposed to help the digital transformation process of universities. The flow of the elements in this model is logically determined to form a basis for the whole transformation process. This study contributes to the literature by introducing a new model to the researchers in this field and to all employees who will endeavor in this transformation process.
  • Item
    Tekerlek içi motorlu elektrikli bir aracın aktif süspansiyon sisteminin PID ve bulanık mantık tabanlı kontrolü
    (Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-10-27) Toksoy, Mustafa Tayyip; Yıldız, Ahmet; Mühendislik Fakültesi; Otomotiv Mühendisliği Bölümü; 0000-0003-4517-2490; 0000-0001-5434-4368
    Bu çalışmada tekerlek içi motorlu elektrikli bir aracın aktif süspansiyon sistemleri PID ve Bulanık Mantık denetleyicileri ile kontrol edilmiş ve performansları karşılaştırılmıştır. Doğrusal olmayan süspansiyon yaylarının kullanıldığı ve sürücü modeli ile birlikte 14 serbestlik derecesine sahip modelin hareket denklemleri çıkarılarak Matlab/Simulink ortamında çözdürülmüştür. Daha sonra PID ve Bulanık Mantık yöntemleri yardımı ile tam taşıt modelinde aktif süspansiyon sistemlerinin kontrolü gerçekleştirilmiş ve elde edilen sonuçları kontrolcü olmadan çıkan simülasyon sonuçları ile karşılaştırılmıştır. Çalışmada kontrolcü tasarımına yönelik Bulanık Mantık yönteminin hesaplama metodu, buna ait hata oranı ve hata oranının grafikleri, PID kontrolcü tasarımı, hesaplamaları ve sonuçları sunulmuştur. Sonuçta, her iki kontrolcü ile elde edilen verilerin kontrolcü olmadan elde edilenlere göre titreşim genliğini büyük oranda düşürdüğü ve ayrıca Bulanık Mantık ile yapılan kontrolün daha iyi sonuçlar verdiği gözlemlenmiştir.
  • Item
    Fonksiyonel hammaddelerden üretilen çift yüzlü sportif giysilik kumaşların sürtünme ve bazı performans özelliklerinin incelenmesi
    (Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-11-04) Kaplan, Sibel; Yılmaz, Bilge
    Bu çalışmada, yün, modifiye sentetik ve rejenere selülozik liflerin iç yüzde, klasik sentetik liflerin dış yüzde kullanıldığı yalancı rib örgüye sahip kumaşlar dikişsiz örme makinasında kapsamlı bir hammadde planıyla üretilmiş, soğuktan koruyucu giysiler için kullanılabilecek kumaşların sürtünme, patlama mukavemeti, boncuklanma ve aşınma direnci özellikleri incelenmiştir. Tek hammaddeden kontrol amaçlı üretilenlerle birlikte Thermosoft®, Nilit Heat® Viloft® ve yün ipliklerin atlama formunda iç yüzde, üç temel sentetik lif olan poliester (PET), poliamid (PA) ve polipropilenin (PP) dış yüzde kullanımlarıyla toplam onsekiz yalancı rib örgülü kumaş üretilmiştir. Sonuçlara göre, kumaşlarda kayda değer boncuklanma problemi görülmezken, PA kumaşların direnci daha yüksektir. Aşınma sonucu en az kütle kaybı PA (standart ve Heat®) ve PP içerikli kumaşlarda, en yüksek patlama mukavemeti PET ve standart/modifiye PA içeren kumaşlarda gözlenmiştir. Sürtünme katsayısı değerlerine bağlı olarak vücuda temas halinde minimum deformasyon veren kumaşlar Viloft® Heat® ve PP iç yüze sahip olanlardır. Genel olarak PP, Viloft veya Heat® iç yüzeyin ve PA dış yüzeyin optimum performans için uygun olduğu belirtilebilir.
  • Item
    Portföy optimizasyonu için bir karar destek sistemi uygulaması
    (Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-10-19) Sağlam, Aslı Sebatlı; Çavdur, Fatih; Mühendislik Fakültesi; Endüstri Mühendisliği Bölümü
    Bu çalışmada, Markowitz ortalama-varyans modeli kullanılarak portföy optimizasyonu için kişisel bilgisayarda çalışan bir karar destek sistemi sunulmaktadır. Uygulama, günlük hayatta sıklıkla kullanılan bir elektronik tablolama yazılımı ortamında geliştirilmiştir. Geliştirilen sistem ile girilen parametrelere bağlı olarak Markowitz ortalama-varyans modeli çözdürülmektedir. Elde edilen optimal portföy, elektronik tablolama ortamının grafiksel arayüzü kullanılarak sunulmaktadır. Sistemin uygulaması için 2009-2018 yılları arasındaki Dow Jones Borsası Endüstri Endeksi’nde yer alan 30 firmanın günlük kapanış fiyatlarını içeren bir veri kümesi kullanılmıştır. Geliştirilen karar destek sistemi kullanılarak farklı beklenen getiri oranları için optimal portföyler elde edilmiş ve sonuçlar analiz edilmiştir. Esnek ve kullanımı kolay şekilde bir elektronik tablolama yazılımı ortamında çalışabilen ve Markowitz ortalama-varyans modelinin matematiksel detaylarına hakim olmayı gerektirmeksizin yatırımcıların optimal portföyler oluşturmalarına olanak sağlayan bir portföy optimizasyonu aracının geliştirilmiş olması çalışmanın en önemli katkısını oluşturmaktadır.
  • Item
    Tepki yüzeyi tasarımı ve yapay sinir ağları yaklaşımı uygulanarak epoksi matrisli kompozit malzemenin aşınma dayanımının tahmini ve modellenmesi
    (Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-10-28) Karakurt, Necip Fazıl; Sağbaş, Aysun
    Yapılan çalışmada; inşaat, otomotiv ve havacılık gibi birçok sektörde geniş bir kullanım alanına sahip olan epoksi matrisli kompozit malzemenin aşınma davranışına etki eden faktörler incelenmiş olup, süreç optimizasyonu gerçekleştirilmiştir. Cam ve ferrokrom (karbür) katkı maddelerinin epoksi matrisli kompozit malzemenin aşınma dayanımına etkisini tahmin etmek için, Merkezi Birleşik Tasarım (MBT) uygulanarak toplam 18 deney noktasında 54 adet deney numunesi üretilmiştir. Üretilen numunelerin aşınma tepki değerleri ölçülerek Tepki Yüzeyleri Tasarımı (TYT) ve Yapay Sinir Ağları (YSA) aşınma tahmin modelleri oluşturulmuş ve bu modellerin tahmin performansı değerleri karşılaştırılmıştır. YSA yaklaşımının, sınama setinin aşınma oranı tahmininde ortalama yüzde hata değeri (MAPE) %8,18 olarak hesaplanmış olup, TYT yaklaşımının MAPE değeri %9,42 olarak bulunmuştur. Tepki değişkenindeki değişkenliğin açıklanmasında ve epoksi matrisli kompozit malzemenin aşınma davranışının tahmin edilmesinde R 2 ve ortalama kare hata (MSE) istatistikleri de incelenmiş olup, bu istatistiklerde MSE için 1,317 ve R 2 için %81,1 değerleri ile TYT yaklaşımının YSA yaklaşımına göre daha başarılı olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Ayrıca, cam katkı oranının artması ile aşınma oranının büyük ölçüde azaldığı görülmüştür. Minimum aşınma oranı; küçük parçacıklarda cam ve ferrokrom katkı oranının sırasıyla %17,07 ve %2,93 olduğu, büyük parçacıklarda iki katkı oranının da %17,07 olduğu durumda elde edilmiştir.