1988 Cilt 15 Sayı 1
Permanent URI for this collection
Browse
Browsing 1988 Cilt 15 Sayı 1 by Issue Date
Now showing 1 - 20 of 32
Results Per Page
Sort Options
Item Open Access Splenik arter anevrizması (Olgu sunumu)(Uludağ Üniversitesi, 1988) Kılıç, Erol; Parlak, Müfit; Tuncel, Ercan; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Radyoloji Anabilim Dalı.Sık görülmemesi ve tanıda zorluklara neden olması dolayısıyla bir splenik arter anevrizması olgusu sunulmuş ve konuya ilişkin literatür gözden geçirilmiştir.Item Open Access Çocuklarda peptik ülser(Uludağ Üniversitesi, 1988) Özeke, Turgut; Sapan, Nihat; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı.Peptik ülser, çocukluk çağında yetişkinlerden daha az görülmekle birlikte yenidoğan dönemide dahil olmak üzere bütün yaş gruplarında görülebilir. Klinik bulgular hastanın yaşına göre değişmektedir. Tanısının gecikmesi halinde kanama ve perforasyon meydana gelebilir. Bu yazıda, kliniğimizde, ülser tanısı koyduğumuz 4 vaka incelendi ve literatür bilgileri gözden geçirildi.Item Open Access Karaciğer kist hidatiği(Uludağ Üniversitesi, 1988) Kutlay, Burçin; Zorluoğlu, Abdullah; Özen, Yılmaz; Karagöz, Ömer; Kızıl, Ayhan; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Genel Cerrahi Anabilim Dalı.Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Kliniğinde 1977-1987 yılları arasında karaciğer kist hidatiği nedeniyle cerrahi tedavi uygulanan 64 hasta retrospektif olarak incelendi ve 8 ay-6 yıllık takip sonuçları değerlendirildi. Yaşları 15 ile 75 arasında değişen olguların 39 'u kadın, 25 'i erkekti. Uygulanan cerrahi girişimler; 6 olguda total kistektomi, 49 olguda parsiyel kistektomi + intrafleksiyon + omentoplasti, 7 olguda kapalı drenaj ve 2 olguda marsupializasyondur. Postoperatif 8 ay-6 yıllık takibi yapılan 34 hastada geç komplikasyon olarak 8 abse formasyonu (% 12,5), 2 safra fistülü (% 5,5) ve 6 nüks kist hidatik"(% 17,5) tesbit edilmiştir.Item Open Access Akut travmatik kulak zarı perforasyonları(Uludağ Üniversitesi, 1988) Önerci, MetinAkut travmatik kulak zarı perforasyonu olan 31 hastada sigara kağıdı uygulamasının iyileşme üzerine etkileri incelenmiştir. Erken tedavi ve perfore olan kulak zarının .içe dönmüş yapraklarının dışarıya doğru döndürülerek sigara kağıdı uygulanmasının iyileşmeyi olumlu yönde etkilediği kanaatine varılmıştır.Item Open Access Bir yıl içinde kliniğimizde görülen gastroenterit olguları(Uludağ Üniversitesi, 1988) Özeke, Turgut; Okan, Mehmet; Çavuşoğlu, Bülent; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı.1 Eylül 1986 -·31 Ağustos 1987 tarihleri arasında polikliniğimize başvuran 1286 akut gastroenteritli olgudan kliniğimize yatırdığımız 207'sinin dosyaları retrospektif olarak incelendi. Olguların % 86 'sı 2 yaşın altında olup, bunların ortalama yaşları 8.7 aydı. Bölgemizde ishalin yaz aylarında artma göstermekle birlikte tüm yıl boyunca sürdüğü görüldü. Olguların % 47,8 'inde dehidratasyon mevcut olup, bununda çoğunluğu izonetremikti. Gaita kültürlerinde en sık rastlanan etken E. Coli idi.Item Open Access Spiral ile ikiz gebelik(Uludağ Üniversitesi, 1988) Yiğit, Sedat; Bayrak, Nihat; Küçükkömürcü, Şakir; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı.Spiral ile birlikte bir ikiz gebelik olgusu sunulmuş ve literatür gözden geçirilmiştir. Böyle gebeliklerde eğer anne çocuğu istiyorsa, spiralin gebelik boyunca yerinde bırakılmasının daha uygun olacağı kanısındayız.Item Open Access Erişkinde outpatient herniorafi(Uludağ Üniversitesi, 1988) Zorluoğlu, Abdullah; Bozgül, Mustafa; Özyurt, Gürayten; Kızıl, Ayhan; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Genel Cerrahi Anabilim Dalı.; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalı.Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Ana Bilim Dalında Haziran 1985-Nisan 1987 tarihleri arasında (23 ay) 50 erişkin olguya outpatient olarak herniorafi uygulanmıştır . Outpatient grupta postoperatif komplikasyon; 2 olguda yara infeksiyonu, 1 olguda nüks olarak (gerçek nüks olmayıp gözden kaçmış bir indirekt herni) saptanmıştır. İnpatient 10 olguda yara infeksizyonu 2 olguda görülmüş ve 4-18 aylık takipte nüks saptanmamıştır. Outpatient olarak planlanıp inpatient gruba transfer olan olgu ayısı 2'dir (% 4). Yazıda erişkin tip inguinal ve femoral hernilerde outpatient herniorafi uygulamasının (lokal anestezi) ekonomik yönden % 43 daha ucuz olduğu ve post op. komplikasyonlar yönünden belirgin bir fark olmadığı vurgulandı ve bu konuda literatür verileri gözden geçirildi.Item Open Access Tavşanlarda tavşan beyin tromboplastini enjeksiyonu ile yaygın damar içi pıhtılaşmasının deneysel olarak gösterilmesi(Uludağ Üniversitesi, 1988) Ulutin, Orhan N.; Özlük, Kasım; İşbilir, Naciye; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Fizyoloji Anabilim Dalı.Bu çalışmada tavşanlarda tavşan beyin tromboplastini enjeksiyonu ile YDP oluşup oluşmadığını deneysel yolla gözlemeyi amaçladık. Tromboplastin enjeksiyonundan önce ve enjeksiyondan 5, 20, 60 dakika sonra alınan kan örneklerinde, trombosit sayım , fibrinojen tayini, pıhtılaşma, protrombin ve trombin zamanı testleri ile E.E.Z. fibrin plak, fibrin yıkımı ürünleri tayini yapıldı. Tromboplastin enjeksiyonundan sonra trombosit sayısında , fibrinojen miktarında azalma, pıhtılaşma, protrombin ve trombin zamanlarında uzama gözlendi. E.E.Z. ve fibrin plak yöntemiyle ölçülen fibrinolitik aktivitede hafif bir artış bulundu. Fibrin yıkım ürünlerini tayin ettiğimiz etanol jel testi pozitif bulundu. Tüm bulgularımız çalışmamızda YDP oluştuğunu kanıtlamaktadır.Item Open Access Beyin damar hastalıklarında risk faktörleri ve prognoza etkileri(Uludağ Üniversitesi, 1988) Bora, İbrahim; Balkır, Nihat; Oğul, Erhan; Sadıkoğlu, Sadık; Tokat, Eren; Uçkunkaya, Çiğdem; Bakar, Mustafa; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Nöroloji Anabilim Dalı.Beyin damar hastalıklarının (BDH) oluşumunda hipertansiyon, kardiopati, diabet, sigara, oral kontraseptifler, obezite, polisitemi, hiperlipidemi, gebelik gibi çeşitli risk faktörleri rol oynamaktadır. Bu çalışmada Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Kliniğinde 1985· 1986 yılları arasında yatırılarak tetkik ve tedavi edilen 320 CVA 'lı hastada risk faktörleri araştırılmış ve klinik tablonun gidişi ile risk faktörleri arasındaki korelasyon incelenmiştir. Bu konuda hipertansiyon, kardiopati, diabet, hiperlipidemi ve obezitenin ön planlara çıktığı gözlenmiştir. Bu noktadan hareket ile bu risk faktörlerinden kaçınılarak BDH profilaksisi yapılabileceği düşüncesine varılmıştır.Item Open Access Diabetes insipidus tablosu ile birlikte seyreden bir akut miyeloblastik lösemi olgusu(Uludağ Üniversitesi, 1988) Tunalı, Ahmet; Manavoğlu, Osman; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/İç Hastalıkları Anabilim Dalı.Ateş, halsizlik, burun kanaması, kilo kaybı, polidipsi, poliüri şikayetleri ile başvuran 17 yaşında bir erkek hastada akut miyeloblastik lösemi ve hipofizer tipte Diabetes Insipidus saptandı. Polidipsi, poliüri şikayetlerinin akut lösemiye bağlı belirtilerle aynı anda başlaması ve serebrospinal sıvıda bol miktarda blastik hücrelerin görülmesi Diabetes İnsipidus tablosunun lösemik infiltrasyona bağlı olduğunu düşündürdü. Akut lösemilerde hipofizin lösemik infiltrasyonuna bağlı olarak meydana gelen Diabetes insipidus tablosunun nadir görülen bir bulgu olması nedeniyle, bu olguyu takdim etmeyi uygun bulduk.Item Open Access Travmatik damar yaralanmaları(Uludağ Üniversitesi, 1988) Tümay, Mustafa; Şenkaya, Işık; Özcan, Fahri; Özdemir, İ. Ayhan; Cengiz, Mete; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Göğüs Kalp Damar Cerrahisi Anabilim Dalı.Kliniğimizde, son on yıl içinde damar yaralanması saptanan ve tedavi edilen 236 olgu arda dönük bir çalışma ile incelendi. Olguların yaş ortalaması 25 olup 13'ü kadın 223'ü erkekti. Yaralanmaların çoğunun (% 60) kesici aletlerle oluşmasına karşın daha az bir kısmı (% 36) künt travma ve ateşli silah yaralanmalarıyla meydana gelmişti. Yaralanmalar en sıklıkla periferik arterlerde saptandı. Kırksekiz olgunun ortopedik yaralanmalarla birlikte olduğu görüldü. Bu olguların sekizinde ise kemik kırıklarına bağlı damar yaralanmaları saptandı.Item Open Access Myofasiyal ağrı sendromunda tens(Uludağ Üniversitesi, 1988) Özcan, Orhan; Yurtkuran, Merih; Karakaya, Münir Kerim; Üzümçeker, Nahide; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı.Çalışma 42 myofasiyal ağrı sendromlu hastada yapıldı. Ağrı, duyarlılık, kas spazmı, uyku bozukluğu, sabah yorgunluğu sendromun tedavi parametreleriydi, TENS tedavisinden sonra tüm parametrelerde anlamlı bir düzelme görüldü.Item Open Access Orta serebral arter (OSA) oklüzyonu sonrasi fokal serebral iskemi. Teknik ve nöropatolojik inceleme(Uludağ Üniversitesi, 1988) Aksoy, Kaya; Korfalı, Ender; Safi, İmran; Doygun, Muammer; Gökırmak, Tuna; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Nöroşirurji Anabilim Dalı.Suptemporal kraniektomi yapılarak orta serebral arter oklüzyonu meydana getirilen sıçanlarda infark sahası 2, 3, 5, Triphenyl Tetrazoliumchloride (TTC) ile boyanarak incelendi. Fokal serebral iskemi modelinin kolay temin edilebilen ucuz küçük laboratuvar hayvanlarında oluşturulmasının yararları ayrıca TTC ile boyanılarak infarkt alanının kolaylıkla gösterilebilmesinin faydaları literatürle karşılaştırılarak tartışıldı.Item Open Access Postmenapozal osteoporozisin calsitonin ile tedavisi(Uludağ Üniversitesi, 1988) Nizamoğlu, Mine; Karakaya, M. Kerim; Yurtkuran, Merih; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı.20 postmenapozal osteoporozisli kadın kalsifoninle tedavi edildi. Ağrı, analjezik alma gereksinimi, hastanın ağrı ve mobiliteyi değerlendirimi. doktorun ağrı ve mobiliteyi değerlendirimi gibi parametreler istatistiksel anlamlı olarak düzeldi.Item Open Access Neonatal sepsiste prognoz belirlenmesi(Uludağ Üniversitesi, 1988) Günay, Ünsal; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı.Bilindiği gibi neonatal sepsiste nötrofillerde toksik granülasyon ve vakuolizasyon gibi morfolojik değişiklikler, yüksek band sayısı ve yüksek band parçalı oranı ve düşük trombosit sayısı sıklıkla görülmektedir. Bu değişikliklerin hastalığın erken tanısında yararlı birer test olarak kullanılabileceği daha önce yapılan araştırmalarda gösterilmiştir. Bu çalışmada bazı klinik verilerle birlikte yukandaki testlerin tedavi süresinde tekrarlanması durumunda, prognoz belirlenmesinde yararlı olup olmayacağını araştırmak istedik. Bu amaçla kliniğimizde neonatal sepsis ön tanısı ile yatan hastalarda yatışlarının 1, 3, 5, 7, 10 ve 15 'inci günlerinde bu 5· testin tümü tekrarlandı ve her pozitif test için 1 puan verildi. Çalışma süresi içinde 91 olgunun tanıları kan kültürü sonuçlarıyla kanıtlandı. Bu hastalarımızdan iyileşen 69 'una Grup 1 ve ölen 22 olgu ya da Grup II adı verildi. Bu gruplar bazı klinik bulgular ve yukarıda adı geçen test pozitifliği ortalama puanları yönünden karşılaştırıldı. Araştırma grupları arasında gestasyonel yaş, cins ve ağırlık yönünden anlamlı bir fark yoktu. Semptomların başlama yaşı karşılaştırıldığında Grup ll'de ortalama yaş 4.0 ± 5.8 gün bulunurken, Grup l'de 9.6 ± 9.2 gün bulundu. Erken sepsis (semptomların hayatın ilk 72 saati içinde başlaması) görülme anı Grup ll'de % 72,7 bulunurken, Grup l'de % 39.1 bulundu. Test pozitiflik puanları da Grup II'de tüm ölçümlerde ortalama 2 'nin üzerindeyken, Grup I' de 2 'nin altındaydı. Bu farklılıkların tümü istatistiksel yönden anlamlıydı. Bu bulgularla neonatal sepsiste hastalık belirtilerinin ilk 72 saat içinde başlaması ve yukarıda adı geçen testlerden 2 veya daha fazlasının pozitif olması kötü prognoza işaret etmektedir. Bu gibi hastalar daha yakın izlemeye alınmalıdır.Item Open Access Çocukların subdural effüzyonlarında kranial ct' nin yeri ve değeri(Uludağ Üniversitesi, 1988) Eralp, Özgen; Okan, Mehmet; Aksoy, Kaya; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı.; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Nöroşirürji Anabilim Dalı.Çocuklarda önemli kalıcı sekellere neden olan subdural effıizyonların tanısı erken konulduğunda iyi sonuçlar alındığı bilinmektedir. Kliniğimize başvuran 13 çocuk çalışmaya alındı. Özellikle konvulziyon yakınması ile gelen çocuklarda transillüminasyon, kraniografi ve kranial tomografi çalışmaları yapıldı. Olguların klinik, laboratuar, kranial CT bulguları karşılaştırıldı. Kranial CT'nin tanıda en önemli yardımcı tanı yöntemi olduğu saptandı.Item Open Access Tavşanlarda deneysel yolla venöz tromboz oluşturulması(Uludağ Üniversitesi, 1988) Ulutin, Orhan N.; Özlük, Kasım; Noyan, Behzat; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Fizyoloji Anabilim Dalı.Bu çalışmada çeşitli farmakolojik ve patolojik çalışmalara temel oluşturacak kontrollü bir trombus modeli geliştirilmesi amaçlandı. Tavşanların vena facialis ve vena jugularis externa ları in situ olarak izole edildi. Kulak veninden çeşitli dozlarda tavşan beyin tromboplastini enjekte edildi. Staz yoluyla trombus oluşturuldu. izole jugular ven segmenti açılarak içindeki pıhtı oluşumu subjektif olarak bir artıdan (+), beş artıya (+++++) kadar değerlendirildi. En uygun doz ve staz zamanı tesbit edilerek trombus oluşturuldu.Item Open Access Erken relaparatomilerin mortaliteyle ilişkisi(Uludağ Üniversitesi, 1988) Zorluoğlu, Abdullah; Tıkız, Nedim; Taşdelen, İsmet; Kızıl, Ayhan; Şahin, Baki; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Genel Cerrahi Anabilim Dalı.Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalında Ocak 1984-Aralık 1986 tarihleri arasında (36 ay) çeşitli nedenlerle 2538 primer laparatomi yapılmış ve bunlardan 51 olguya erken post operatif devrede (post 0 -21 gün) relaparatomi yapılmıştır (42 olguya 1 kez, 7 olguya 2 kez ve 2 olguya 4 kez). Böylece relaparatomi oranı % 2 'dir. Mortalite oranı 13/51 (% 25) tir. Fatal sonlanan olguların 11'inde relaparatomi nedeni intra abdominal sepsis, 2'sinde evisserasyondur. Bu yazıda relaparatomi nedenleri ile mortalite arasındaki ilişki araştırılmış ve literatür verileriyle karşılaştırılmıştır.Item Open Access Trombasitlerin glukoz kullanımı üzerine aspirin, persantin ve indobufenin etkisinin araştırılması(Uludağ Üniversitesi, 1988) Ulutin, Orhan N.; Özlük, Kasım; Yazgan, Emine; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Fizyoloji Anabilim Dalı.Trombositlerin glukoz kullanımı üzerine aspirin, persantin ve indobufenin etkisini göstermeyi amaçladığımız bu çalışma, sağlıklı insan kanından elde edilen TZP da (trombositten zengin plazma) yapıldı. İn vitro koşullarda, TZP üzerine 0.11 mol/lt glukoz ilave edilen kontrol grubu olgularının 37°C de 0,60, 120, 180, 240 dakikalık inkübasyon periyotları sonunda glukoz kullanımı ve laktat oluşumu düzeyleri ölçüldü. Bu değerler, TZP üzerine aspirin, persantin, indobufen gibi ilaçların ve glukoz ilave edilmesiyle elde edilen değerlerle karşılaştırıldı. İlaçlı gruplarda, kontrol grubuna göre glukoz kullanımı ve laktat oluşumu bakımından anlamlı bir azalma bulundu.Item Open Access Grafit tüplü atomik absorbsiyon spektrofotometrisi ile kanda kurşun tayini(Uludağ Üniversitesi, 1988) Güler, Asuman H.; Müreva, Recep; Özkan, Kemal; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Biyokimya Anabilim Dalı.Çalışmamızda, laboratuvarımızda mevcut Rank Hilger marka H1650 tipi, grafit tüplü Atomik Absorbsiyon Spektrofotometre (AAS) cihazı ile kan kurşunu tayininde en uygun yöntemi saptamayı amaçladık. Kaynak araştırmalarımız ve deneylerimiz sonucunda, Triton X -100'le hemoliz etme yönteminde deney süresinin kısa, bulaşma tehlikesinin az olduğunu ve tatmin edici sonuçlar alındığını gördük. Sonuçta grafit tüplü AAS ile kan kurşunu tayininde en uygun ve güvenilir yöntemin Triton X-100'le hemoliz etme yöntemi olduğu kanısına vardık.