Eğitim Bilimleri Doktora Tezleri / PhD Dissertations
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/21
Yasal Uyarı ⚠️ Araştırmacılar, tezlerin tamamı veya bir bölümünü yazarın izni olmadan ticari veya mali kazanç amaçlı kullanamaz, yayınlayamaz, dağıtamaz ve kopyalayamaz. BUU Akademik Açık Erişim Web Sayfasını kullanan araştırmacılar, tezlerden bilimsel etik ve atıf kuralları çerçevesinde yararlanırlar.
Browse
Browsing by Department "Eğitim Bilimleri Ana Bilim Dalı"
Now showing 1 - 12 of 12
- Results Per Page
- Sort Options
Item Annelere uygulanan duygusal okuryazarlık psikoeğitim programının annelerin duygusal okuryazarlık becerilerine etkisi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-04-20) Altan, Turnel; Çetinkaya, Rahşan Siviş; Eğitim Bilimleri Enstitüsü; Eğitim Bilimleri Ana Bilim Dalı; Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Bilim Dalı; 0000-0002-4793-7453Bu araştırmanın amacı duygusal okuryazarlık psikoeğitim programı geliştirmek ve bu programın annelerin duygusal okuryazarlık becerilerine etkisini incelemektir. Araştırmanın çalışma grubunu Denizli ilinde bağımsız bir anaokuluna devam eden 3-6 yaş aralığında çocuğu bulunan anneler oluşturmaktadır. Duygusal Okuryazarlık Psikoeğitim Programı’nın etkililiğini incelemek üzere gerçekleştirilen çalışmada yarı deneysel desenlerden eşleştirilmiş desen kullanılmıştır. Çalışma grubu ön test son test; deney, plasebo ve kontrol gruplu (3x2) toplam 36 anneden (deney grubu N= 12, kontrol grubu N= 12 ve plasebo grubu N= 12) oluşan bir örneklemde incelenmiştir. Çalışmada uygulanan program sonrası katılımcıların programa ilişkin görüşlerinin belirlenmesi amacıyla odak grup görüşmesi gerçekleştirilmiştir. Araştırmada veriler araştırmacı tarafından oluşturulan kişisel bilgi formu, Palancı ve diğerleri tarafından 2014 yılında geliştirilen Duygusal Okuryazarlık Ölçeği ve araştırmacı tarafından oluşturulan yarı yapılandırılmış görüşme formu ile toplanmıştır. Çalışma sonunda deney, plasebo ve kontrol grupları duygusal okuryazarlık düzeyleri arasında anlamlı bir farkın olup olmadığı Kruskal Wallis testi ile incelenmiştir. Grupların ön test ve son test puanları arasında anlamlı farkın olup olmadığı ise Wilcoxon İşaretli Sıralar testi sınanmıştır. Ulaşılan bulgulara göre deney grubu ön test ve son test arasında anlamlı bir fark vardır ve bu fark son test lehinedir. Kontrol ve plasebo gruplarının ön test ve son test duygusal okuryazarlık puanları arasında anlamlı bir fark bulunmamıştır. Deney, plasebo ve kontrol gruplarının son test duygusal okuryazarlık puanları arasında da anlamlı bir fark bulunamamıştır. Gerçekleştirilen odak grup ix görüşmesinde ise katılımcıların sürece dair deneyim ve duygularının olumlu olduğu, kişisel ve ebeveynliğe dair kazanımlarını bildirdikleri görülmektedir. Ulaşılan bu bulgular tartışılarak araştırmacı ve uygulayıcılara önerilerde bulunulmuştur.Item Çözüm odaklı kısa süreli terapi yaklaşımına dayalı bir müdahale programı’nın ergenlerin kendini engelleme davranışı üzerine etkisi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-09-12) Çakır, Semra; Duran, Nagihan Oğuz; Eğitim Bilimleri Enstitüsü; Eğitim Bilimleri Ana Bilim Dalı; Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Bilim Dalı; 0000-0001-5933-7984Bu çalışmada Çözüm Odaklı Kısa Süreli Terapi (ÇOKT) yaklaşımına dayalı bir müdahale programının ergenlerin kendini engelleme davranışı üzerine etkisi incelenmiştir. Bu amaçla araştırma kapsamında geliştirilen kendini engelleme düzeyini azaltma programının etkililiği öntest, sontest kontrol gruplu deneysel desen kullanılarak incelenmiştir. Araştırmaya katılan 45 öğrencinin 15’i (10 kız, 5 erkek) deney grubunu, 15’i (6 kız, 6 erkek) kontrol grubunu ve 15’i (10 kız, 5 erkek) plasebo grubunu oluşturmuştur. Deney grubuna katılan öğrencilere altı hafta süren (her oturum altmış dakika) ÇOKT yaklaşımına dayalı olarak hazırlanan müdahale programının etkinlikleri uygulanmıştır. Plasebo grubuna ise altı hafta boyunca (her oturum altmış dakika) Mesleki Grup Rehberliği Programı (MGRP) uygulanmış ve kontrol grubuyla aynı süre zarfında herhangi bir çalışma yapılmamıştır. Deney, kontrol ve plasebo gruplarına Kendini Sabotaj Ölçeği (KSÖ) öntest olarak verilmiş ve öntest puan ölçümleri incelendiğinde gruplar arası fark görülmemiştir. Gruplar arası verilerin analizinde Kruskal Wallis H Testi, grup içi verilerin analizinde ise Mann Whitney U testi uygulanmıştır. Analizler sonucunda deney, kontrol ve plasebo grupları karşılaştırılmış ve sontest analizinde gruplar arası istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulunmadığı tespit edilmiştir. Altı hafta sonra yapılan izleme ölçümleri sonucunda deney grubu lehine ergenlerin kendini engelleme düzeyinde azalma olduğu bulgusu elde edilmiştir. Grup içi analizler sonucunda ise deney grubu öntest, sontest ve izleme testi puanları dikkate alındığında ergenlerin kendini engelleme düzeylerinde azalma olduğu görülmüştür.Item Ergenlerde siber zorbalık ve mağduriyeti yordayan risk etmenlerini belirlemeye yönelik bütüncül bir model önerisi(Uludağ Üniversitesi, 2014-10-20) Eroğlu, Yüksel; Akbaba, Sırrı; Eğitim Bilimleri Enstitüsü; Eğitim Bilimleri Ana Bilim DalıErgenlerde siber zorbalık ve mağduriyeti yordayan risk etmenlerini belirlemeye yönelik bütüncül bir model önerisiBu araştırmanın temel amacı siber zorbalık ve mağduriyet için risk faktörlerini belirlemektir. Bu amaçla oluşturulan bütüncül model sosyodemografik değişkenleri, kişiliği, saldırganlığı, özgeciliği, benlik tasarımını, anne ve baba niteliklerini, arkadaşlık niteliklerini, okul iklimini ve problemli internet kullanımını içermektedir. Ayrıca bu araştırmada siber zorba, mağdur ve zorba/mağdurları birbirinden ve siber zorbalığa hiçbir biçimde karışmamış bireylerden ayıran faktörlerin belirlenmesi amaçlanmıştır. Bu amaçla kurulan lojit modelde bağımsız değişkenler olarak bütüncül modelde yer alan değişkenler kullanılmıştır. Son olarak olumlu arkadaşlık niteliğinin, anne ve baba nitelikleri ile siber zorbalık ve mağduriyet arasındaki ilişkide oynadığı düzenleyici rol incelenmiştir. Araştırmada betimsel araştırma modeli kullanılmıştır. Araştırma Bursa'nın çeşitli liselerinde öğrenim gören 606 ergenle yürütülmüştür. Veri toplama araçları olarak kişisel bilgi formu, Ergen Aile Süreci Ölçeği Anne ve Baba Formu, Arkadaşlık Niteliği Ölçeği, Özgecilik Ölçeği, Benlik Tasarımı Envanteri, Saldırganlık Ölçeği, Problemli İnternet Kullanımı Envanteri Ergen Formu, Sıfatlara Dayalı Kişilik Testi ve Siber Mağduriyet ve Zorbalık Ölçeği kullanılmıştır. Verilerin analizinde hiyerarşik regresyon analizi ve çok kategorili isimsel lojistik regresyon analizi kullanılmıştır.Araştırma bulguları bütünleyici modelin hem siber zorbalığın hem de siber mağduriyetin % 47'sini açıkladığını göstermiştir. Bütünleyici modelde hem siber zorbalığı hem de siber mağduriyeti en çok açıklayan bağımsız değişken anne baba nitelikleridir. Anne baba nitelikleri siber zorbalığın %9'unu, siber mağduriyetin ise % 20'sini yordamıştır. Siber zorbalık statülerini birbirinden ve siber zorbalığa hiçbir biçimde karışmayan bireylerden ayıran faktörleri belirlemek için kurulan lojit modele göre problemli internet kullanımının artması ve babanın izleme davranışının azalması siber zorba, mağdur ve zorba/mağdurların tümü için risk faktörüdür. Diğer bir deyişle siber zorba, mağdur ve zorba/mağdurlar problemli internet kullanımı ve babanın izleme davranışının yetersiz olması yönüyle siber zorbalığa hiçbir biçimde karışmamış bireylerden farklılaşmaktadır. Son olarak olumlu arkadaşlık niteliklerinin, anne ve baba nitelikleri ile siber zorbalık ve mağduriyet arasındaki ilişkide düzenleyici rol oynamadığı görülmüştür.Item Fiziksel yetersizliği olan lise öğrencilerinin ve işverenlerin ihtiyaç ve beklentilerinin rehabilitasyon psikolojik danışmanlığı kapsamında ele alınması: Bir gömülü teori çalışması(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2023-06-22) Duru, Hazel; Gültekin, Filiz; Eğitim Bilimleri Enstitüsü; Eğitim Bilimleri Ana Bilim Dalı; Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Bilim Dalı; 0000-0002-1669-6407Bu tez çalışmasının amacı rehabilitasyon psikolojik danışmanlığı kapsamında fiziksel yetersizliği olan öğrencilerin her bir gelişim alanına göre ihtiyaç ve beklentilerini, yaşadıkları sorunları, baş etme kaynaklarını, mesleki gelişimlerini derinlemesine keşfetmek ve yetersizliği olan bireyleri istihdam eden işverenlerin bu kapsamda görüşlerini alarak elde edilen verilere dayalı bir model geliştirmektir. Bu amaçtan hareketle nitel araştırma desenlerinden biri olan gömülü teori kullanılmıştır. Araştırma kapsamında katılımcıların belirlenmesinde amaçlı örnekleme yöntemlerinden benzeşik ve ölçüt örnekleme yöntemleri kullanılmış ve lise düzeyinde fiziksel yetersizliği olan 13 öğrenciyle ve 9 işverenle derinlemesine görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Veriler yarı yapılandırılmış görüşmelerle toplanmış ve veri toplama sürecinde araştırmacı tarafından geliştirilen “Görüşme Formu” kullanılmıştır. Verilerin analiz edilmesinde “MAXQDA 20” nitel veri analizi programından faydalanılmıştır. Süreçte gömülü teorideki veri analizi süreçleri takip edilmiştir. Veriler açık, eksen ve seçici kodlamaya göre ele alınarak analiz edilmiş, çekirdek kategori, kategoriler ve alt kategoriler oluşturulmuştur. Araştırma sonucunda fiziksel yetersizliği olan bireyler ve işverenler açısından “yetersizliğe sahip olmak” kavramı çekirdek kategori olarak belirlenmiştir. Bu çekirdek kategoriye bağlı olarak hem fiziksel yetersizliği olan bireyler boyutunda hem de işverenler boyutunda kategoriler ve alt kategoriler oluşturulmuştur. Çalışma sonucuna göre lise dönemindeki 14-18yaş arasındaki yetersizliği olan lise öğrencileri güçlü yönlerini keşfetmeye, etkili baş etme becerilerini öğrenmeye, etkili rol modellere ve destekleyici ilişkilere sahip olmaya ihtiyaç duymakta; eğitsel ve mesleki alanda başarılı olma ve yetenekleri doğrultusunda, diğer insanlara yardım edebilecekleri bir işe yerleşme şeklinde önemli beklentilere sahipken romantik alanda beklentilere sahip değildir. Her iki grup içinde sonraki çalışmalarda yapılabilecek uygulamalar ve araştırmalar için öneriler sunulmuştur.Item Göz hareketleri ile duyarsızlaştırma ve yeniden işleme (EMDR) yaklaşımı temelli müdahalenin lise son sınıf öğrencilerinin sınav kaygısı üzerindeki etkisi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-12-09) Asarlı, Zuhal; Çetinkaya, Rahşan Siviş; Eğitim Bilimleri Enstitüsü; Eğitim Bilimleri Ana Bilim Dalı; Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Bilim Dalı; 0000-0003-3803-9456Bu araştırmada, bağımsız değişken olan EMDR odaklı bireysel psikolojik danışmanın, bağımlı değişken olan sınav kaygısı üzerindeki etkisinin incelenmesi amaçlanmıştır. Araştırmada veri toplama aracı olarak Speilberger ve diğerleri tarafından 1979’da geliştirilen ve Öner (1990)’in Türkçeye uyarlamasını gerçekleştirdiği Sınav Kaygısı Envanteri ile birlikte araştırmacının hazırladığı Kişisel Bilgi Formu kullanılmıştır. Araştırmaya 2016-2017 eğitim-öğretim yılında İstanbul Silivri ilinin Anadolu liselerinde 12. sınıf düzeyinde eğitimlerine devam eden 39 öğrenci (18 erkek, 21 kız) katılmıştır. Elde edilen veriler, gerçekleştirilen normallik testi uyarınca non-parametrik testlere tabi tutulmuştur. Araştırma sonuçları incelendiğinde deney grubunun ön ve son test sonuçları ile ön ve izleme testinden aldıkları sonuçlar arasında anlamlı bir değişiklik olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Kontrol grubu ve plasebo grubunun ise ön ve son test sonuçları, son test ve izleme testi sonuçları ve ön test ile izleme testi sonuçları arasında anlamlı bir değişim gözlenmemiştirItem İyimserlik, geleceğe yönelik tutum ve akademik içsel motivasyon ve akademik doyum arasındaki ilişkilerin yapısal eşitlik modellemesi ile incelenmesi(Uludağ Üniversitesi, 2016-06-13) Kodaz, Aynur Fırıncı; Peker, Mehmet Reşat; Eğitim Bilimleri Enstitüsü; Eğitim Bilimleri Ana Bilim Dalı; Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Bilim DalıBu araştırmanın temel amacı iyimserlik, geleceğe yönelik tutum, akademik içsel motivasyon ve akademik doyumun birbirleriyle aralarındaki ilişkilerinin yapısal eşitlik modellemesi yardımıyla test edilerek değerlendirilmesidir. Araştırmanın verileri Uludağ Üniversitesi'nde 2, 3, 4. sınıfta öğrenim gören 702 üniversite öğrencisine bu ölçekler uygulanarak elde edilmiştir. Araştırmada veri toplama aracı olarak kullanılan anket beş bölümden oluşmaktadır. Birinci bölüm Kişisel Bilgi Formu, ikinci bölüm Akademik İçsel Motivasyon Ölçeği, üçüncü bölüm Geleceğe Yönelik Tutum Ölçeği, dördüncü bölüm Yaşam Yönelim Testi, beşinci bölüm Akademik Doyum Ölçeği'nden oluşur. Literatür doğrultusunda iyimserlik, geleceğe yönelik tutum, akademik içsel motivasyon ve akademik doyum arasındaki ilişkileri yansıtan kavramsal model yapısal eşitlik modellemesiyle test edilmiş ve model kabul edilmiştir. Analiz sonuçları, geleceğe yönelik tutumun iyimserlik ve akademik içsel motivasyon ilişkisinde; akademik içsel motivasyonun ise, iyimserlik ve akademik doyum ilişkisinde mediatör rolü olduğunu göstermektedir. Diğer bir ifade ile öğrencilerin iyimserlik düzeyleri arttıkça geleceğe yönelik tutumlarının olumlu yönde artırdığı, olumlu tutumların artması akademik içsel motivasyonun oluşmasını kolaylaştıracağı, oluşan akademik içsel motivasyonun öğrencilerin akademik hayatından daha fazla doyum elde etmelerini sağladığı sonucuna ulaşılmıştır.Item Lise öğrencilerinde algılanan sosyal destek, bağlanma ve nezaket arasındaki ilişkiler(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-06-08) Yıldız, Meltem; Eldeleklioğlu, Jale; Eğitim Bilimleri Enstitüsü; Eğitim Bilimleri Ana Bilim Dalı; Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Bilim Dalı; 0000-0002-4535-6903Bu çalışmanın amacı lise öğrencilerinde algılanan sosyal destek, ebeveyn ile arkadaşa güvenli bağlanma ve nezaket karakter gücü arasındaki ilişkileri ortaya koymaktır. Çalışmada ayrıca algılanan sosyal desteğin, ebeveyn ile arkadaşa güvenli bağlanmanın ve nezaket karakter gücünün cinsiyete göre anlamlı farklılaşıp farklılaşmadığı da incelenmiştir. Bu kapsamda araştırmanın çalışma grubu 2020-2021 eğitim öğretim yılında Bursa ilinde öğrenim gören 499 kadın (%74) ve 177 erkek (%26) olmak üzere toplam 676 lise öğrencisinden oluşmaktadır. Araştırmanın verileri; “Algılanan Sosyal Destek Ölçeği-R”, “Ebeveyn ve Arkadaşlara Bağlanma Envanteri-Gözden Geçirilmiş Formu” ve “Karakter Güçleri Gençlik Envanteri” ile toplanmıştır. Lise öğrencilerinin algıladıkları sosyal destek düzeylerinin, ebeveyn ile arkadaşa güvenli bağlanmalarının ve nezaket karakter gücünün cinsiyetlerine göre anlamlı olarak farklılaşıp farklılaşmadığını belirlemek amacıyla ‘Bağımsız Örneklemler için t Testi’ yapılmıştır. Lise öğrencilerinin algıladıkları sosyal destek düzeyleri, ebeveyn ile arkadaşa güvenli bağlanmaları ve nezaket karakter gücü arasındaki ilişkileri belirlemek amacıyla “Pearson Momentler Çarpım Korelasyon Analizi” ve bu değişkenler arası ilişkileri betimlemeye yönelik Yol Analizi kullanılmıştır. Analizler sonucunda arkadaştan algılanan sosyal desteğin, ebeveyn ile arkadaşa güvenli bağlanmanın ve nezaket karakter gücünün cinsiyete göre anlamlı farklılık gösterdiği belirlenmiştir. Korelasyon analizi sonucunda lise öğrencilerinin ailelerinden, arkadaşlarından ve öğretmenlerinden algıladıkları sosyal destek viii düzeyleri, ebeveyne ve arkadaşa güvenli bağlanmaları ve nezaket karakter gücü arasında pozitif yönde anlamlı ilişkiler tespit edilmiştir. Yapılan yol analizi sonucunda en iyi modelin; lise öğrencilerinin ebeveyne ve arkadaşa güvenli bağlanmalarının gerek doğrudan gerek de nezaketin kısmi aracılığıyla arkadaş, aile ve öğretmenden algılanan sosyal desteği yordamasına ilişkin model olduğu görülmüştür. Bootstrapping işlemi sonrasında da dolaylı yordama ilişkilerinin de anlamlı olduğu görülmüştür. Elde edilen bulgular, ilgili alanyazın bağlamında tartışılmıştır.Item Lise son sınıf öğrencilerinin üniversiteye kariyer geçişlerinin belirlenmesine yönelik gömülü teori araştırması(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2023-06-22) Söner, Osman; Gültekin, Filiz; Eğitim Bilimleri Enstitüsü; Eğitim Bilimleri Ana Bilim Dalı; Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Bilim Dalı; 0000-0001-9741-5357Bu çalışmada, liseden üniversiteye kariyer geçişi yapan son sınıf öğrencilerinin kariyer geçiş durumlarını değerlendirmek için, nitel araştırma yöntemlerinden gömülü desen(kuram oluşturma) kullanılmıştır. Lise son sınıf öğrencilerinin kariyer geçiş durumlarını belirlemek için görüşme yapılacak öğrenciler amaçsal örnekleme türlerinden olan ölçüt, maksimum çeşitlilik ve kuramsal örnekleme ile belirlenmiştir. Örneklem büyüklüğü gömülü teori çalışmalarında kullanılan kuramsal doygunluğa ulaşılması yaklaşımına uygun olarak belirlenmiştir. Görüşmeler dijital ses kayıt cihazıyla kaydedilmiş veriler, veri analiz programı MAXQDA 2020’ye aktarılmış, gömülü teorinin açık kodlama, eksen kodlama, seçici kodlama süreçlerinden geçirilerek, sürekli karşılaştırma veri analizi yöntemi ile analiz edilmiştir. Yapılan analizler sonucunda ortaya çıkan bulgulara göre lise son sınıf öğrencilerinin üniversiteye kariyer geçişinde sistem (eğitim sistemi, ekonomi ve sınav sistemi), kişisel faktörler (kişilik özellikleri, gelişim ve duygu), hazırlık (stres, ders çalışma ve rekabet), yaşam(geçiş, lise yaşamı ve üniversite yaşamı) ve çevresel etki (kendini kanıtlama, beklenmedik olaylar, nitelikli kişilerle olma, sosyal medya, model alma, öğretmen yaklaşımları, arkadaşlık ilişkileri, ebeveyn etkisi, kardeş etkisi ve akraba etkisi) temaları bulunmuştur. Bu temaların toplamda 20 kategorisi ve bu kategorilerin de 69 alt kategorisinin olduğu saptanmıştır. Ortaya çıkan sonuçlara yönelik özellikle bu çalışmanın sınırlılıklarından yola çıkarak araştırmacıların gelecekte yapabilecekleri çalışmalara ve okul psikolojik danışmanlarının lise son sınıf öğrencilerine yönelik kariyer psikolojik danışmanlığı uygulamaları kapsamında yapabilecekleri çalışmalar konusunda önerilerde bulunulmuştur.Item Okulda yüz yüze yürütülen psikolojik danışma hizmeti ile uzaktan yürütülen psikolojik danışma hizmetinin ilişkisi: Çevrim içi psikolojik danışma tutumlarının düzenleyici rolü(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2023-06-09) Özkan, Mustafa; Yüksel, Asuman; Eğitim Bilimleri Enstitüsü; Eğitim Bilimleri Ana Bilim Dalı; Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Bilim Dalı; 0000-0002-0308-5885Araştırmanın genel amacı psikolojik danışmanların okulda yüz yüze sundukları psikolojik danışma hizmetinin uzaktan yaptıkları psikolojik danışma hizmetiyle olan ilişkisinde çevrim içi psikolojik danışma tutumlarının ve bazı demografik özelliklerin düzenleyici etkisini ortaya koymaktır. Bu genel amaç doğrultusunda iki çalışma yapılmıştır. İlk çalışma Bursa'da görev yapan 420 okul psikolojik danışmanıyla yürütülmüştür. Psikolojik danışmanların yüz yüze ve uzaktan gerçekleştirdikleri psikolojik danışma etkinliklerinin sıklığını belirlemek amacıyla Psikolojik Danışma Etkinlik Derecelendirme Ölçeği (PDED) Türkçe kültürüne uyarlanmıştır. Bunun yanında okul psikolojik danışmanlarının çevrim içi psikolojik danışma tutumlarının belirlenebilmesi için Psikolojik Danışma Hizmetlerini Çevrim İçi Sunma Tutumu Ölçeği (PDHİÇET) geliştirilmiştir. Daha sonra 258 okul psikolojik danışmanıyla ikinci çalışma yapılmıştır. Çalışma 2 dahilinde okulda yüz yüze yürütülen psikolojik danışma hizmetinin uzaktan yürütülen psikolojik danışma hizmeti ile ilişkisine bakılmıştır. Ek olarak okulda yüz yüze yürütülen psikolojik danışma hizmetinin sıklığı ile uzaktan yürütülen psikolojik danışma hizmeti sıklığı arasındaki ilişkide sosyo-demografik özelliklerin ve çevrim içi psikolojik danışma tutumlarının düzenleyici etkisi incelenmiştir. Çalışma 1’de elde edilmiş bulgulara göre PDED ve PDHİÇET’in geçerli ve güvenilir ölçme araçları olduğu ortaya konulmuştur. Çalışma2 kapsamında ise okulda yüz yüze yürütülen psikolojik danışma hizmetinin uzaktan yürütülen psikolojik danışma hizmetini yordadığı anlaşılmıştır. Ayrıca yüz yüze yürütülen psikolojik danışma hizmeti ile uzaktan yürütülen psikolojik danışma hizmeti arasındaki ilişkide, okul türünün ve çevrim içi psikolojik danışma hizmeti sunma tutumlarının düzenleyici etkisi olduğu belirlenmiştir. Özel okullarda çalışma durumu ve olumlu çevrim içi psikolojik danışma tutumunun uzaktan psikolojik danışma hizmeti sunma sıklığını artırıcı (booster) etki gösterdiği ortaya konulmuştur. Bulgular basit grafikler aracılığı ile paylaşılmıştır. Elde edilmiş sonuçlar geçmiş araştırmalar ışığında tartışılmış, buna göre araştırmacılara, okul psikolojik danışmanlarına, velilere ve politika yapıcı, mevzuat düzenleyici devlet kurumlarına ve Millî Eğitim Bakanlığındaki ilgili çalışanlara önerilerde bulunulmuştur.Item Öz-şefkat geliştirme programının üniversite öğrencilerinin öz-şefkat ve kendini affetme düzeylerine etkisi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-06-09) Mülazım, Öznur Çağlayan; Eldeliklioğlu, Jale; Eğitim Bilimleri Enstitüsü; Eğitim Bilimleri Ana Bilim Dalı; Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Bilim Dalı; 0000-0003-0906-9242Bu araştırmanın amacı Öz-şefkat Geliştirme Programının üniversite öğrencilerinin öz-şefkat ve kendini affetme düzeylerine etkisini incelemektir. Programın etkililiği ön test-son test- izleme ölçümlü ve deney- kontrol gruplu deneysel desenle toplam 28 öğrenciden (deney grubu N= 14 kontrol grubu N=14) oluşan bir örneklem ile test edilmiştir. Çalışmada veri toplama aracı olarak Kişisel Bilgi Formu, Öz-Şefkat Ölçeği ve Heartland Kendini Affetme Alt ölçeği kullanılmıştır. Araştırma Bursa Uludağ Üniversitesi Eğitim Fakültesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Bölümünde öğrenimine devam eden gönüllü lisans öğrencileri ile yürütülmüştür. Öz-Şefkat ölçeğinden grup ortalamasının altında puan alan 46 öğrenci araştırmaya dahil edilmiştir. Programa katılmak isteyen öğrenciler arasından 28 öğrenci deney (14) ve kontrol grubuna (14) kura yoluyla atanmıştır. Deney grubuna araştırmacının geliştirdiği 6 oturumluk Öz-Şefkat Geliştirme Programı uygulanmış, kontrol grubuna deneysel işlem uygulanmamıştır. Uygulama sürecinden altı hafta sonra izleme testi gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın istatistiksel çözümlemelerinde SPSS 23.0 programı kullanılmıştır. Verilerin analizinde deney ve kontrol grupları arasındaki test puanlarının karşılaştırılmaların yapılması için Mann Whitney U Testi kullanılırken grup içi karşılaştırmalar için Friedman Testi ve Wilcoxon İşaretli Sıralar Testi kullanılmıştır. Analizlerin sonucuna göre deney grubundaki öğrencilerin öz-şefkat düzeylerinin kontrol grubundaki öğrencilerin öz-şefkat düzeylerinden anlamlı olarak yüksek olduğu ve izleme ölçümlerinde deney grubunun lehine farklılığın devam ettiği görülmüştür. Deney grubundaki öğrencilerin program sonundaki öz-şefkat düzeyleri program öncesine göre anlamlı olarak yükselmiş ve yapılan izleme testinde anlamlı bir farklılaşma olmamış programın kalıcılığı devam etmiştir. Yine deney grubundaki öğrencilerin kendini affetme düzeyleri program öncesine göre anlamlı olarak yükselmiş ve bu artış izleme testinde de vii devam etmiştir. Diğer taraftan kontrol grubuna ait öz-şefkat ve kendini affetme ön test, son test ve izleme testi puanları arasında anlamlı bir farklılık olmamıştır. Elde edilen tüm sonuçlar Öz-Şefkat Geliştirme Programının öz-şefkati ve kendini affetmeyi artırmada etkili olduğunu göstermiştir.Item Psikolojik sağlamlık odaklı Psiko-Eğitim Programının bir grup yetişkinin psikolojik sağlamlık, duygusal zeka ve toplumsal ilgi düzeylerine etkisinin incelenmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2021-02-05) Özkan, Murat Sinan; Akça, Figen; Eğitim Bilimleri Enstitüsü; Eğitim Bilimleri Ana Bilim Dalı; Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Bilim DalıBu araştırmanın temel amacı “Psikolojik Sağlamlık Odaklı Psiko-Eğitim Programı-PSOPEP” geliştirmek ve bu programın bir grup yetişkinin psikolojik sağlamlık, duygusal zeka ve toplumsal ilgi düzeylerine etkisini incelemektir. PSOPEP ile bir grup yetişkinin psikolojik sağlamlığı, duygusal zeka ve toplumsal ilgiyi tanıma ve bununla ilgili becerilerinin geliştirilmesi amaçlanmıştır. Programın etkinliği, üç ölçüm (ön-test, son-test ve izleme-testli) ve üç gruplu (deney, Plasebo ve kontrol gruplu) deneysel bir modelle ve toplam 45 bireyden (deney grubu N= 15, kontrol grubu N= 15 ve plasebo grubu N= 15) oluşan bir örneklem üzerinde test edilmiştir. Deney grubuna 15 saat-10 hafta (her oturum 90 dakika) süren “Psikolojik Sağlamlık Odaklı Psiko-Eğitim Programı-PSOPEP” uygulanırken, plasebo grubuna 15 saat-10 hafta (her oturum 90 dakika) süren “Sosyal Bilişsel Kariyer Teorisi Temelli Grup Müdahale Programı” uygulanmıştır. Kontrol grubuna ise aynı zaman dilimi içinde hiçbir işlem yapılmamıştır. Tüm analizlerde anlamlılık düzeyi .05 olarak alınmıştır. Verilerin çözümlenmesinde Bağımlı ilişkilerde t testi ve tekrarlanmış ölçümler için 3x3’lük iki faktörlü Anova analizi kullanılmıştır. Bulgular, deney grubundaki katılımcıların psikolojik sağlamlık, duygusal zeka ve toplumsal ilgi son-test puanlarının ortalamasının ön-test puanı ortalamalarından anlamlı düzeyde yüksek olduğunu ortaya koymuştur. Aynı zamanda deney grubundaki psikolojik sağlamlık, duygusal zeka ve toplumsal ilgi izleme-testi puan ortalamasının ön-test puan ortalamalarından anlamlı düzeyde yüksek olduğu ortaya çıkmıştır. Ayrıca deney grubundaki psikolojik sağlamlık, duygusal zeka ve toplumsal ilgi son-test ve izleme-testi puan ortalamaları arasında fark olmadığını tespit edilmiştir. Bununla birlikte deney grubunda psikolojik sağlamlık, duygusal zeka ve toplumsal ilgi son-test ve izleme-testlerinin deney, kontrol ve plasebo gruplarının arasında fark olduğu ortaya çıkmıştır. Bu bağlamda, araştırma kapsamında hazırlanan Psikolojik Sağlamlık Odaklı Psiko-Eğitim Programı’nın yetişkinlerin psikolojik sağlamlık, duygusal zeka ve toplumsal ilgi düzeylerini artırmada etkili bir psikolojik sağlamlık programı olduğu görülmüştür. Bu bulgulara dayanarak araştırmacılar ve uygulayıcılar için önerilerde bulunulmuştur.Item Terapötik hikaye kullanımının çocukların öğrenilmiş güçlülük düzeylerine etkisi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-04-20) Yılmaz, Kübra Yaşar; Çetinkaya, Rahşan Siviş; Eğitim Bilimleri Enstitüsü; Eğitim Bilimleri Ana Bilim Dalı; Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Bilim Dalı; 0000-0003-1114-0853Bu araştırmada, terapötik hikaye kullanımının çocukların öğrenilmiş güçlülük düzeylerine etkisinin incelenmesi amaçlanmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu 2020-2021 eğitim öğretim yılında Bursa İli Yıldırım İlçesi’nde ilkokula devam eden 4. sınıf öğrencileri oluşturmaktadır. Araştırmada öntest – sontest kontrol gruplu yarı deneysel desenlerden eşleştirilmiş desen kullanılmıştır. Araştırmaya katılan bireyler yarı deneysel desene uygun olarak eşleştirilerek deney, plasebo ve kontrol gruplarına atanmıştır. Araştırmaya toplamda 27 öğrenci katılmış, her grupta 9 öğrenci yer almıştır. Araştırmada veri toplama aracı olarak, araştırmacı tarafından oluşturulan Kişisel Bilgiler Formu, Çocuklar İçin Öz Denetleme Ölçeği (Güloğlu, 2006) ve odak grup görüşme tekniği kullanılmıştır. Araştırmanın bağımsız değişkeni öğrenilmiş güçlülük psikoeğitim programı, bağımlı değişkeni ise katılımcıların öğrenilmiş güçlülük düzeyidir. Araştırmada nicel veri analizi için parametrik olmayan testler kullanılmıştır. Deney, kontrol ve plesabo grupları arasında anlamlı farkın olup olmadığı Kruskal Wallis Testi ile sınanmıştır. Öğrenilmiş güçlülük psikoeğitim programının deney grubuna uygulanmasının ardından, grupların ön test ve son test puanları arasındaki farkın anlamlılığı için Wilcoxon İşaretli Sıralar Testi kullanılmıştır. Son testin ardından deney grubu üyeleri ile odak grup görüşme tekniği kullanılarak görüşülmüştür. Araştırmanın nicel bulguları deney grubunun öğrenilmiş güçlülük son test puanlarının ön test puanlarından anlamlı düzeyde yüksek çıktığını; deney, kontrol ve plasebo gruplarının son test puanları arasında anlamlı bir farklılık olmadığını göstermiştir. Araştırmanın nitel bulguları deney grubuna uygulanan psikoeğitim programının katılımcıların öğrenilmiş güçlülük viii düzeyini artırdığına işaret etmektedir.