Uluslararası Bilim, Teknoloji ve Tasarım Dergisi
Permanent URI for this communityhttps://hdl.handle.net/11452/27901
Browse
Browsing by Language "tr"
Now showing 1 - 20 of 29
- Results Per Page
- Sort Options
Item 19. Yüzyıl Osmanlı mimarisi süsleme sanatında kullanılan malzeme ve teknik özellikler: Bursa Emir Sultan Cami örneği(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-12-29) Gök, Duygu; Durak, Selen; Bursa Uludağ Üniversitesi/Mimarlık Fakültesi/Mimarlık Tarihi Bölümü.; 0000-0001-6035-6461; 0000-0001-7499-8246Türkler, Anadolu’ya geldikten sonra, daha önce burada bulunan toplumların sanatlarından etkilenmişler ve kendi sanatlarını oluşturmuşlardır. 11. yüzyıl ile 19. yüzyıl arasında sırası ile Anadolu Selçuklu, Beylikler ve Osmanlı dönemleri yaşanmıştır. Anadolu Selçukluları Dönemi’nde yapılarda en fazla kullanılan yapı malzemesi ahşaptır. Ahşap malzeme tavanlar, taşıyıcılarda, minber ve mihraplarda yoğun olarak kullanılmıştır. Beylikler Döneminde en fazla kullanılan malzemeler tuğla ve taş olarak görülmektedir. Osmanlı Döneminde süsleme, eserlerin duvarlarında yer alan taş malzeme örnekleri, çini tekniği, ahşap süsleme olarak gelişim göstermiştir. Bursa Emir Sultan Cami’nin, ilk yapım tarihi 15. yüzyıl olarak belirlenmektedir, yapı zaman zaman gelişen doğal afetlerde tahrip olmuştur. 1804 yılında taş ve tuğla malzeme ile asıl plan şemasına uygun olarak yeniden inşa edilmiştir. Süsleme programında yoğun olarak uygulanan teknik kalem işidir. Motif özelikleri açısından, bitkisel motifler ağırlıklı olarak kullanılmıştır. Bu çalışmada Bursa Emir Sultan Cami’nin süsleme programında kullanılan malzeme ve teknikleri incelenerek, yapının Türk mimarlık tarihi süsleme sanatı içerisindeki konumunu ve önemini belirlemek amaçlanmıştır. Çalışmada yöntem olarak yapılan literatür araştırmasının yanı sıra bölgede alan çalışması yapılarak yerinde inceleme yapılmış ve yapının fotoğrafları çekilmiştir.Item Alüminyum köpük malzemenin plastik ve alüminyum kılıf ile kullanılmasının çarpışma kutularındaki enerji emilimine etkisi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2021-03-28) Yeni, Harun; Çelik, HafizeAraçlarda en önemli güvenlik elemanlarından biri ön çarpışma traversidir. Çarpışma traversleri aracın ön veya arkasına bağlantı elemanlarıyla montajlanan yapılardır. Görevleri; çarpışma esnasında gelen yükleri sönümleyerek önemli bileşenlere (motor ve motor boşluğunda bulunan parçalar, gövde vb.) zarar verilmesini önlemek, aynı zamanda sürücü ve yolcu kabinine zarar gelmemesi için sönümleme sonrasındaki kuvvetleri aracın şase kollarına aktarmaktır. Çarpışma traverslerindeki en önemli elemanlar çarpışma kutularıdır. Çarpışma kutuları enerjinin büyük oranda emilimini sağlamaktadırlar. Bu makalede, çarpışma kutularında alüminyum köpüğün plastik kılıf ve alüminyum kılıf ile kullanılmasının enerji emilimine etkisi incelenmiştir. Alüminyum köpüğün enerji emilimi davranışında kılıf olarak kullanılan malzemenin önemli bir etkisi olduğu ve alüminyum kılıf malzemenin plastik kılıf malzemeye göre daha üstün olduğu görülmüştür.Item Batarya elektrikli araçlarda şanzıman tipleri üzerine derleme(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-04-18) Karpat, Fatih; Savran, Efe; Bursa Uludağ Üniversitesi/Mühendislik Fakültesi/Makine Mühendisliği Bölümü.; Bursa Uludağ Üniversitesi/Fen Bilimleri Enstitüsü/Makine Mühendisliği Bölümü.; 0000-0001-8474-7328; 0000-0002-9518-649821. yüzyılda, elektrikli araçlara olan ilgi artışı, bulunduğu yüzyılın getirdiği teknolojik ilerlemeler sayesinde elektrikli araçların yerinin kalıcı olmasını kolaylaştırmaktadır. Kalıcılığı sağlamlaşan elektrikli araçlar sayesinde hem hava kirliliği hem de gürültü kirliliği azalacaktır. İçten yanmalı motorlu araçlara göre fiziksel yönden temel farklılığı motor donanımları ve enerji kaynağı olan bu araçlarda da hareket aktarımının sağlanması ve motorun daha verimli kullanılması için bazı donanımların kullanılması gerekmektedir. Bu donanımlardan bir tanesi de şanzımanlardır. Bu çalışma içerisinde batarya elektrikli araçlarda kullanılan ve yaygınlaşması mümkün olan şanzıman tiplerinin incelenmesi ve birbirleri ile kıyaslanması amaçlanmıştır. Bunun için mevcut batarya elektrikli araçlarda sıkça kullanılan sabit aktarım oranlı şanzımana alternatif olabilecek şanzıman tipleri incelenmiştir. İncelemeler sonucunda batarya elektrikli araçlarda şanzıman kullanımının zaruri olmadığı fakat tavsiye edilen şanzıman tiplerinin kullanımında enerji tüketimi açısından ciddi tasarruf sağladığı görülmüştür. Olası şanzıman tipleri arasındaki değerlendirme iki vitesli çift kavramalı şanzıman ve yarı toroidal sürekli değişken şanzımanın sabit aktarım oranlı şanzımana kıyasla enerji tüketim yönünden diğer şanzıman tiplerine göre daha verimli oldukları görülmüştür. Gelecek yıllarda geliştirilecek şanzıman tipleri batarya elektrikli araçların enerji tüketimlerini çok daha ekonomik bir seviyeye çekeceği öngörülmektedir.Item Boyama atık suyunun ozonlanarak boyamada tekrar kullanılması(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2021-03-28) Basrık, Cansu; Kutlay, Kadriye; Değirmenci, Nejla; Yiğit, İdil; Eren, Semiha; Eren, Hüseyin Aksel; Bursa Uludağ Üniversitesi/Mühendislik Fakültesi/Tekstil Mühendisliği Bölümü.; 0000-0002-1552-8612; 0000-0002-2326-686X; 0000-0003-3908-5139Dünyadaki temiz su kaynaklarının tükenmesi nedeniyle; suyun daha az kullanılması ya da tekrar kullanılabilir hale gelmesi doğal kaynakların sürdürülebilirliği açısından çok önemlidir. Bu nedenle yüksek miktarda su kullanılan sektörlerde su tasarrufu sağlanma konusunda çalışmalar yapılmaktadır. Bu çalışmada; dispers boyama sonrası oluşan atık suyun ozonlanarak tekrarlı kullanımını sağlamak amaçlanmıştır. Boyama sonrasında toplanan atık su ozonlandıktan sonra tekrar poliester ipliklerin boyanması için kullanılmıştır. Bu işlem toplamda 3 döngü şeklinde devam etmiştir. Atık sular 45 dakika süreyle 5 l/dk ozon akış hızında ozonlanmıştır. Her döngüde ozonlanmış su ile boyama yapılmış, boyanmış numunelerin renk farkı, kopma mukavemeti (kN) ve haslık değerleri, elde edilen suların ise KOİ (mg/l) ve atık su absorbansı(nm) değerleri ölçülmüştür. Elde edilen sonuçlar; ozonlamanın atık sularda renk sökme için kullanılabilir bir yöntem olduğunu aynı zamanda rengi sökülmüş sular ile numune rengine zarar verilmeden tekrar boyama yapılabileceğini göstermiştir.Item Bursa'da kentsel ve yarı-kentsel bölgelerdeki poliklorlu bifenil konsantrasyonlarının arı ve arı ürünlerinde belirlenmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-11-30) Sarı, Mehmet Ferhat; Avcı, Emre; Esen, Fatma; Bursa Uludağ Üniversitesi/Mühendislik Fakültesi/Çevre Mühendisliği Bölümü.; 0000-0001-7114-7286; 0000-0002-0547-2408; 0000-0002-1445-0868Bu çalışmada, Bursa’da kentsel ve yarı-kentsel bölgelerdeki arı, polen ve bal örneklerindeki poliklorlu bifenil (PCB) konsantrasyonlarının zamansal ve bölgesel değişimleri ile muhtemel kaynaklarının belirlenmesi amaçlanmıştır. Örnekleme periyodu boyunca arı örneklerindeki toplam 46 PCB (∑46PCB) konsantrasyon seviyeleri kentsel ve yarı-kentsel bölgeler için sırasıyla 135,5±6,5 ng/g ve 126,4±26,5 ng/g olarak belirlenmiştir. Polen örneklerindeki ∑46PCB konsantrasyonları sırasıyla 81,5±23,5 ng/g ve 67,6±27,3 ng/g, bal örneklerinde ise sırasıyla 90,8±19,8 ng/g ve 113,0±46,9 ng/g olarak belirlenmiştir. Elde edilen konsantrasyon seviyeleri, literatürde daha önce yapılmış çalışmalarla benzerlik göstermiştir. Örnekleme bölgelerindeki PCB’lerin kaynakları ile çevresel taşınımlarının belirlenmesinde homolog grup dağılımlarından yararlanılmıştır. Arı örneklerinde 3-CI PCB’ler, polen ve bal örneklerinde ise 5- ve 6-CI PCB’ler baskın homolog gruplardır. Homolog grup dağılımlarına göre, her iki örnekleme bölgesinde de trafik ve endüstriyel faaliyetler PCB’lerin ana kaynaklarını oluşturmaktadır.Item Dış geri görüş ayna sistemlerinde bilgi tabanlı mühendislik yaklaşımıyla sanal görüş alanlarının belirlenmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-06-16) Gürkan, Levent; Utanır, İbrahimOtomotiv endüstrisinde, dış geri görüş ayna sistemleri, aracın pek çok elemanında olduğu gibi homologasyon kurallarına tabiidir. Bu kurallar Avrupa’ da ECE R46-04 ve Amerika’ da FMVSS 111 kodları ile isimlendirilmiştir. Her iki düzenleme de kendi içerisinde farklı kurallardan oluşmaktadır. Bu nedenle, ayna camı üzerindeki müşteri gözüyle görünen alan, önemli bir güvenlik konusudur. Ayna cam yüzeyi, belirlenen kurallar çevresinde araç arkasında görünebilen minimum alana sahip olmalıdır. Ayna bileşenlerinin üretilip, tip onaylarının alınarak araçlarda kullanılabilmeleri için kendilerinin sağlaması gereken şartların dışında, araç üzerinde iken sağlamaları gereken iki aşamalı regülasyon testlerini de geçmeleri beklenmektedir. Çalışmada, dış geri dönüş aynasının tasarım beklentileri ve yasal kısıtları, araç geliştirme sürecinin başlangıç aşamasında karşılamak amacıyla bilgi tabanlı mühendislik yaklaşımı kullanılarak bir sistem geliştirilmiştir. Geliştirilen sistemde, aynaya ait geometriler parametrik olarak tasarlanmıştır. Geliştirilen sistem her yeni ürün projesinde kullanmak için kendini otomatik güncelleyen bir yapıda geliştirilmiştir. Bununla birlikte, ayna camı pozisyonu, cam yüzey alanının bulunması, cam dönme ekseni ve müşteri gözünden yansıyan görüş alanının bulunmasına yardımcı olmaktadır.Item Elektrikli araç şarj ünitesi için OCCP ile yazılım uygulaması(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-08-21) Gözütok, RecepElektrikli Araçlar tüm dünyada mobilite için yeni standart haline gelmektedir. Bu gelişme ancak şarj istasyonlarının geniş kullanım alanına sahip olması ile mümkündür. Şarj altyapısının yaygınlaştırılmasını ilerletmek için, açık iletişim standartları kilit bir rol oynar: tüm Şarj İstasyonlarını değiştirmeden şarj ağından geçişi mümkün kılmak, yenilikçiliği ve maliyet etkinliğini teşvik etmek ve çok sayıda ve farklı oyuncunun bu yeni sektöre katılmasına izin vermek. Ek olarak, elektrikli araç şarj altyapısı, aktörler, cihazlar ve protokollerden oluşan daha büyük ve hala gelişen bir ekosistem olan Akıllı Şebekenin bir parçasıdır. Bu Akıllı Şebeke ekosisteminde, açık iletişim standartları iki yönlü güç akışları, gerçek zamanlı bilgi alışverişi, talep kontrolü ve eMobilite hizmetleri için temel kolaylaştırıcılardır. Açık Şarj Noktası Protokolü (OCPP), bir Şarj İstasyonu ile Şarj İstasyonu Yönetim Sistemi (CSMS) arasındaki iletişim için endüstri tarafından desteklenen fiili standarttır ve her türlü şarj tekniğini barındıracak şekilde tasarlanmıştır. Bu yazıda, OCPP'nin sunduğu işlevlerin ve elektrikli araç şarj altyapısında nasıl kullanılabileceğinin gözden geçirilmesi amaçlanmaktadır.Item Elektrikli araçların konvansiyonel araçlara göre gövde, şasi ve iç trim açısından tasarım farklılıkları(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-06-27) Işılak, CemilOtomobiller insanoğlunun yaşamını kolaylaştıran en önemli icatlardan biridir. Otomobiller yüzyılı aşkın bir süredir yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Her ne kadar otomobiller yaşamımızı kolaylaştırsa da fosil yakıtla çalışan otomobiller çalıştığı esnada CO2 gazını açığa çıkardığı için hava kirliliğinde ve ozon tabakasının delinmesinde önemli bir rol oynar. Bu sebeplerden dolayı artık fosil yakıtla çalışan otomobillerin yerini tam elektrikli ya da hibrit otomobiller almaya başlamıştır. Elektrikli araçların otomobili hareket ettirici parçaları konvansiyonel araçlarınkine göre farklı olduğundan dolayı araçların belirli kısımlarında tasarım farklılıklarına yol açmıştır. Bu çalışmada elektrikli araçların konvansiyonel araçlara göre şasi, gövde ve iç trim açısından tasarım farklıkları ele alınmıştır.Publication Endüstriyel robotlarda kullanılan çoklu tutucunun yapısal analizi ve optimizasyonu(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2023-12-27) Koşer, Yunus Can; Değirmencioğlu, Furkan; Yıldız, Ahmet; Bursa Uludağ Üniversitesi/Mühendislik Fakültesi/Makine Mühendisliği Bölümü; 0009-0008-4835-1842; 0000-0001-5434-4368Günümüzde birçok farklı sanayi sektöründe kullanılan endüstriyel robot uygulamaları seri üretimin verimli bir şekilde gerçekleşmesi açısından önemli bir yere sahiptir. Endüstriyel robotlar; makine ve otomotiv sektöründe taşıma, montaj, boyama, paketleme, kaynak-kesme vb. işlemlerde kullanıldığı gibi sağlık, havacılık ve savunma sanayi sektöründe de birçok yerde kullanılmaktadır. Endüstride kullanılan robotların optimum tasarımı ile daha hafif yapıda olması başta enerji sarfiyatı olmak üzere, maliyet; hareket kabiliyeti; yüksek işlevsellik; kompakt tasarım gibi birçok avantaj sağlamaktadır. Bu çalışmada, endüstriyel robotlarda kullanılmaya yönelik tasarlanmış çoklu tutucunun yapısal analizleri yapılmış ve topoloji optimizasyonu ile hafifletme çalışması yapılmıştır. Öncelikle mevcut yapının sonlu elemanlar yöntemi ile yapısal analizleri yapılmış ve şekil değişikliği ile maksimum gerilmeleri belirlenmiştir. Daha sonra kütlesinin yaklaşık %20 oranında azaltılması hedeflenerek boşaltma yerleri belirlenmiş ve buna uygun yeni bir tasarım elde edilmiştir. Yenilenen tasarımın analizleri tekrarlanmış ve benzer emniyet katsayıları elde edilmiştir. Böylece süreli bir çalışmaya maruz kalan bir robot tutucunun enerji tüketiminin azaltılması için önemli bir iyileştirme çalışması gerçekleştirilmiştir.Item Gıdaların oral işlenmesi ve tribolojik perspektif(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-11-26) Keser, Gökçe; Kıyma, Barış; Özcan, Tülay; Bursa Uludağ Üniversitesi/Fen Bilimleri Enstitüsü.; Bursa Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi/Gıda Mühendisliği Bölümü.; 0000-0003-1611-7847; 0000-0003-0339-0342; 0000-0002-0223-3807Gıdaların ağızda işlenmesi ve sindirimi birbirini izleyen deformasyonları içeren değişken bir süreç olmak ile birlikte duyusal algının temel basamaklarından biridir. Gıdaların mekanik özellikleri ve reolojisi, işlenme sırasında gıda matriksinin reaksiyonunu anlayabilmek ve duyusal algı ile interaksiyonunu belirlemek için yaygın olarak kullanılmaktadır. Gıdanın tüketimi ile birlikte doku/tekstür ve ağız hissi, tüketici tercihi için önemli olup inovatif ürünlerin üretilmesi ya da var olan ürünlerin geliştirilmesi için temel kriterlerdendir. Gıdaların tekstürünü karakterize etmek ve yorumlamak için birçok teknolojik yaklaşım kullanılmaktadır. Son yıllarda bu teknikler arasında triboloji ön plana çıkmaktadır. Triboloji, gıdanın mikro ve makro yapısı ile korelasyon içinde gıdanın ağızda metabolik olarak işlenmesi sırasında duyusal ağız hissinin oluşmasına büyük oranda objektif yaklaşımlar sunmaktadır. Bu derlemede, gıdaların oral işlenme süresince meydana gelen biyokimyasal reaksiyonlar açıklanmaktadır.Item İçecek sektöründe yükselen yeni trend: Süt benzeri bitki bazlı içecekler(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-11-26) Bengü, İlay; Ersan, Lütfiye Yılmaz; Bursa Uludağ Üniversitesi/Fen Bilimleri Enstitüsü/Gıda Mühendislik Anabilim Dalı.; Bursa Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi/Gıda Mühendisliği Bölümü.; 0000-0001-8481-2986; 0000-0002-8482-5055Günümüzde tüketiciler, değişen yaşam tarzlarının yanı sıra sağlık, çevresel ve etik yaklaşımlar nedeniyle alternatif diyetleri denemeye yönelmişlerdir. Bu bağlamda, yeni geliştirilen gıda ürünleri kategorisinde hızla büyüyen bir segmentin temsilcisi olan süt benzeri bitki bazlı içeceklere yönelik talep artmıştır. Süt benzeri bitki bazlı içecekler tahıl, sert kabuklu meyve, baklagil ve tohum gibi çeşitli hammaddelerin suda ekstrakte edilmesi ile üretilmektedir. Bu içecekler görünüş bakımından inek sütüne benzemesi sebebiyle "içecek", "bitkisel süt", "süt ikamesi", "süt alternatifi", "imitasyon süt", "süt analogu" ve "süt benzeri içecek" gibi farklı isimlerle anılmaktadırlar. Bu makalede, süt benzeri bitki bazlı içecek türleri, üretim metotları, tüketici beklentileri ve kabul edilebilirliği ile küresel pazar durumu hakkında bilgi verilmektedir.Item Kent merkezindeki taksilerin oluşturduğu trafik yoğunluğunun azaltılması için bir çalışma(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-08-29) Öztemiz, Furkan; Duran, Mesut; Karcı, AliBirçok şehrin en önemli ortak sorunlarından birisi kent merkezlerindeki trafik yoğunluğudur. Yoğun trafiğin nedenleri arasında mevcut yolların yetersizliği, araç sayısının fazlalığı, toplu taşıma araçlarının tercih edilmemesi, kentin merkezinde yapılan düzensiz park işlemi vb. birçok sebep sayılabilir. Bu çalışmada kent merkezi çekim noktalarındaki trafik yoğunluğunun azaltılması için Malatya kentine özel bir analiz çalışması yapılmıştır. Çekim alanındaki taksiler ve bu taksilere ait durak noktaları kaldırılarak bu alanların kamu’ya kazandırılması hedeflenmiştir. Çalışmada ilk olarak CBS bina katman verileri kullanılarak kentin çekim noktaları tespit edilmiştir. Belirlenen çekim alanında yaklaşık 31 taksi durağı ve kayıtlı 285 taksi bulunmaktadır. Kent merkezindeki taksi ve durak noktalarının işgal ettikleri alanların azaltılması için taksi durak noktaları kaldırılarak bütün taksilerin merkezi bir otopark üzerinden hizmet vermesi amaçlanmıştır. Bu doğrultuda eski durak konumlarını kaybeden taksiciler için duraklarının bulundukları noktalar baz alınarak Voronoi diyagramları ile duraklara ait etki alanları tespit edilmiştir. Her taksinin bağlı olduğu durak noktasının etki alanı içerisinde taksi çağrı zili ve reklam panosu kullanabilir. Müşteri talebi olmadığında taksiler kent merkezinde trafik yoğunluğu oluşturmayacaktır. Bu sayede taksiler, durak konumlarının avantajlarını kullanabilecekler ve kent merkezinde ise 285 adet taksinin oluşturacağı trafik yükü azalacaktır. Bu sayede kent merkezinde meydana gelebilecek araç yoğunluğundan kaynaklı trafik sorunlarının önüne belirli ölçüde geçilmesi amaçlanmıştır.Item Kent meydanlarının kamusal yaşama katkısı üzerı̇ne: Bursa-Kestel Kent Meydanı tasarımı ve yeraltı otoparkı uygulama projesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2021-11-18) Polat, Sibel; Gür, Miray; Şahin, B. Ece; Şimşek, Zühal; Yıldız, H. Özge Tümer; Karasu, Barış Mert; Yirmibeş, Adil; Bursa Uludağ Üniversitesi/Mimarlık Fakültesi/Mimarlık Bölümü.; 0000-0003-4380-0457; 0000-0001-7619-7733; 0000-0003-2061-7473; 0000-0002-1824-7496; 0000-0002-7755-9238; 0000-0002-0743-208X; 0000-0002-4755-6888Kentlilerin sağlıklı yaşam, iletişim, sosyalleşme, dinlenme, alışveriş gibi farklı ihtiyaçlarına cevap veren kent meydanları kentsel yaşam kalitesinin sağlanmasında en temel gerekliliklerden biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Ancak son yıllarda gerek artan trafik baskısı, gerekse mekansal kalite yetersizlikleri nedeniyle meydanlar kullanım yoğunluğunu kaybetme ve terkedilme gibi tartışmalarla gündeme gelmektedir. Bununla birlikte, hem kamusal yaşamın ve kimliğin, hem de kentlilik kültürünün sürdürülmesi için kentlilerin meydanların sağladığı toplumsal uzlaşma alanlarına gereksinimleri bulunmaktadır. Geçtiğimiz yıl yaşanan Covid-19 pandemisi de kent meydanlarının insanların nefes alma alanları olarak gerekliliğini ortaya koymuştur. Bu durum kent merkezlerini yeniden canlandırmak ve bir çekim noktası oluşturmak için kent meydanlarının tasarımına odaklanan çalışmaları gündeme getirmektedir. Bu çalışmada Bursa’nın Kestel ilçesindeki kentsel yaşam kalitesinin yükseltilerek Bursa içinde ve dışında tanınırlığını arttıracak projelerden biri olan Kestel Kent Meydanı Kentsel Tasarım ve Meydan Altı Kapalı Otopark Binası projesinin tasarım ve uygulama sürecinin anlatılması amaçlanmıştır. Çalışmada yöntem olarak literatür araştırması yanında Kestel ilçesinde farklı ölçeklerde fiziksel ve sosyal analizler gerçekleştirilmiş, bilgi toplama, analiz, sentez, değerlendirme/ vizyon ve hedefleri geliştirme ve karar verme aşamalarından oluşan bir tasarım süreci izlenmiştir. Tasarımın her aşamasında Kestel Belediyesi yetkilileri ile toplantılar yapılarak, gerekli revizyonlar doğrultusunda uygulama projesi hazırlanmıştır. Sonuç olarak, uygulanacak projenin Kestel’in kentsel yaşam kalitesini yükseltilmesinde önemli bir rol oynayacağı ve ilçenin fiziksel, sosyal ve ekonomik açıdan sürdürülebilirliğine katkı koyacağı düşünülmektedir.Item Lineer olmayan elektro elastik (EE) denkleminin ( 𝑮′/𝑮 ) yöntemi ile tam çözümlerinin elde edilmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2021-06-16) Çelik, Nisa; Özcan, Mehmet Samir; Bursa Uludağ Üniversitesi/Fen-Edebiyat Fakültesi/Matematik Bölümü.; 0000-0003-1209-991X; 0000-0002-4835-6765Bu çalışmada, dördüncü mertebeden lineer olmayan, Elektro-Elastik (EE) çubuktaki yalnız gezen dalgalara karşılık gelen EE kısmi diferensiyel denklemi ele alındı. Denklemin gezici dalga çözümlerini araştırmak için, ( 𝐺′/𝐺 ) açılım yöntemi kullanıldı. Yöntemin içerdiği farklı durumlar için tam çözümler oluşturuldu. Trigonometrik, hiperbolik ve rasyonel fonksiyonları içeren çözümler elde edildi. Elde edilen çözümlerden biri için kararlılık analizi yapıldı. Son olarak çözümlerin farklı parametrelerdeki bazı özel değerleri için grafikleri, Maple programı ile çizdirilerek, parametreler değiştiğinde grafiklerin değişimi karşılaştırmalı olarak incelenmeye sunulmuştur.Item Medikal tekstillerde kullanılmak üzere örme ve dokuma kumaş geliştirilmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-06-08) Kertmen, Mehmet; Karagöl, Hakan; Olucak, Halil İbrahim; Pektaş, Elif Aylin; Şen, Aybüke; Helvacı, Ahmet RecepBu çalışmada, yeterli antimikrobiyallik özelliğine sahip kullanım performansı yüksek örme ve dokuma tekstil yüzeylerinin geliştirilmesi amaçlanmıştır. Çalışma kapsamında bu özellikler kazandırılmak için hem elyaflardan gelen özelliklerden hem de kimyasallardan gelen antimikrobiyal özelliklerden faydalanılmıştır. Buna göre, çalışma kapsamında, üç farklı iplik numarasından (Ne 40/1, Ne 30/1 ve Ne 17/1) iki farklı eğirme yöntemi (Ring ve Vortex) kullanılarak farklı elyaflardan (pamuk, gümüş, tencel, bambu, poliester, kanallı poliester ve antibakteriyel poliester) iplikler üretilmiştir. Üretilen ipliklerden ise örme ve dokuma kumaş üretimleri gerçekleştirilmiştir. Örme kumaşlar üç farklı konstrüksiyonda (süprem, interlok ve iki iplik) üretilmiştir. Dokuma kumaşlar ise, iki farklı konstrüksiyonda (1/1 bez ayağı ve saten) farklı atkı ve çözgü ipliği kullanılarak üretilmiştir. Üretilen örme ve dokuma kumaşlara emdirme ve çektirme yöntemi ile Antibakteriyel ve su itici bitim işlemi uygulanmıştır. Geliştirilen kumaşlara fiziksel performans testleri, ısıl konfor testleri ve Antibakteriyel Aktivite, Bakteri Filtrasyon Etkinlik Testi, Nefes Alabilirlik (Basınç Farkı) ve Mikrobiyal Temizlik (Biyoyük) ölçümleri yapılmıştır. Elde edilen sonuçlar incelendiğinde, antibakteriyel apre uygulanmış örme kumaş (A) ve gümüş elyaf içeren örme kumaş (B1) numunelerin TSE K 599 standardına göre ve performans testlerine göre en uygun kumaşlar oldukları görülmüştür.Item Metal malzeme yüzeylerine atmosferik basınçlı plazma uygulamasının yapıştırma bağlarına etkisi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-06-23) Kanbir, Öyküm; Taşyakan, Emel; Çavdar, Kadir; Bursa Uludağ Üniversitesi/Fen Bilimleri Enstitüsü.; Bursa Uludağ Üniversitesi/Mühendislik Fakültesi/Makine Mühendisliği Bölümü.; 0000-0002-1492-4736; 0000-0002-3548-8742; 0000-0001-9126-0315Vakum altında yapılan plazma uygulamasının etkileri uzun zamandır bilinmesine karşın nispeten daha yeni süreçler olan atmosferik basınçlı plazma (ABP) uygulamaları günümüzde birçok alanda ön plana çıkmaya başlamıştır. ABP uygulamaları hem hızlı hem de kolay-stabil şekilde malzeme yüzeylerine yapılabilmektedir. ABP ile malzemelerin yüzey enerjileri arttırılmakta ve yapıştırma, yüzey boyama, kaplama, hijyen sağlama gibi uygulamalar daha uygun ve yüksek dayanımlı olarak ortaya konulabilmektedir. Özellikle metal malzemelerin yapıştırılması işleminde daha detaylı araştırmalar yapılarak süreç parametrelerinin ortaya konulmasına ihtiyaç duyulmaktadır. Bu çalışmada da H300LAD (galvaniz kaplamalı) ve H300LA (kaplamasız) malzemeler üzerinde, yapışma dayanımının ABP uygulaması sonucundaki değişimi araştırılmıştır. Deneyler öncesinde metal yüzeylerin enerjilerinin değişimleri su damlası ve mürekkep denemeleri ile ortaya konulmuştur. Sonuçlar, ABP uygulamasının metal yapıştırma işleminde iyileşmeler sağlayabileceğini göstermektedir.Publication Nilüfer ilçesi, Hasanağa Mahallesi, 7063 Ada, 13 Parsel'deki konutun koruma projesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2023-12-25) Taş, Serkan; Bağbancı, Özlem Köprülü; İmamovic, Najda; Gharibi, Anwaar Al; Koç, Rabia; Bursa Uludağ Üniversitesi/Fen Bilimleri Enstitüsü/Mimarlık Anabilim Dalı; Bursa Uludağ Üniversitesi/Mimarlık Fakültesi/Mimarlık Bölümü; 0000-0001-5562-1259; 0000-0003-2335-7371; 0009-0005-6027-8383; 0009-0002-1925-5065; 0009-0005-1407-5606Özgün fonksiyonunu yitirmiş tarihi yapıların mekânsal ve sosyal sürekliliklerinin sağlanarak korunması anlayışı ile koruma/kullanım dengesinin oluşturulması gerekmektedir. Bu anlayışın hedeflendiği korumada, zamanla değişen ihtiyaçların karşılanmasındaki en iyi yöntemlerinden biri ise tarihi yapılara farklı fonksiyonların verilerek kullanılmalarının sağlanmasıdır. Günümüzde değişen aile yaşamına ve mekânsal konfor isteklerine yanıt veremeyen geleneksel konut mimarisi, çoğunlukla yeni işlev verilerek kullanımlarına devam ettirilmektedir. Bu çalışmanın önemi; çalışma konusu olan konutun geleneksel kırsal mimarinin tipik bir Bursa örneği olmasının yanı sıra yapının tarihsel, sosyal ve mekânsal değerleri ile korunmaya ve yaşatılmaya değer olmasıdır. Makalenin konusunu oluşturan, kırsal yerleşimde bulunan bu geleneksel konut günümüzde kullanılmamakta ve bakımsız bırakıldığı için bir kısmen yapısal ve kısmen de yanlış malzeme kullanımından kaynaklı hasarlara sahiptir. Bu çalışmada Bursa İli, Nilüfer İlçesi, Hasanağa Mahallesi 7063/13 ada parseldeki konuta yeni bir fonksiyon verilerek hazırlanan koruma projesi ayrıntılarıyla ele alınmıştır.Item Ozon gazı ile aşındırmanın farklı yapıdaki örme kumaşların fiziksel özelliklerine etkileri(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2021-12-21) Eren, Semiha; Özden, Cansu Betül; Durgunlu, Şeray; Yiğit, İdil; Eren, Hüseyin Aksel; Bursa Uludağ Üniversitesi/Mühendislik Fakültesi/Tekstil Mühendisliği Bölümü.; Bursa Uludağ Üniversitesi/Orhaneli Meslek Yüksek Okulu/Giyim Üretim Teknolojisi Bölümü.; 0000-0002-2326-686X; 0000-0003-0512-7935; 0000-0003-0581-5607; 0000-0002-1552-8612; 0000-0003-3908-51395Ozon gazı; güçlü oksidatif özelliği sayesinde; selülozik mamüllere uygulanan ön işlemlerde, poliester boyama ve temizlemesinde, çeşitli liflerin (yün, polilaktik asit, vb) terbiyesinde, renk sökmede, tekstil atık sularının temizlenmesinde ve denim uygulamaları gibi pek çok tekstil alanında kullanılmaktadır. Özellikle son günlerde eskitme/aşındırma efektli ürünlerin kullanımına olan ilgi artmaktadır. Bu efekt, farklı örgü yapıları ile üretilen tişört ve sweatshirt çeşitlerinde kullanılmaktadır. Bu çalışmada dört farklı yapıda örme kumaş, 5l/dk ve 10 l/dk olmak üzere 2 farklı ozon akış oranında 10 dk süreyle ozonlanmışlardır. Ozonlanan numunelerin renk farkı, yıkama haslığı, ağırlık ve kalınlık değişimi, pürüzlülük, kontür netliği gibi değerleri incelenmiştir. Elde edilen sonuçlar; ozon akış oranı arttıkça numunelerin K/S değerlerinin arttığını, kumaş kalınlığı fazla olan numunelerin (iki ve üç iplik) kontür netliklerinin daha belirgin olduğu sonuçlarına varılmıştır.Publication Ozonlama işleminin ham ipek kumaşların fiziksel ve mekanik özelliklerine etkisinin incelenmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2023-12-08) Eren, Semiha; Özenç, Aliye Akarsu; Bursa Uludağ Üniversitesi/Mühendislik Fakültesi/Tekstil Mühendisliği Bölümü; 0000-000202326-686X; 0000-0001-5603-5913Ozon, oksidatif çevreci bir gaz olmasıyla bilinen bir bileşiktir ve tekstil endüstrisinde kullanılması, sürdürülebilir tekstil uygulamalarında önemli bir potansiyele işaret etmektedir. İpek lifi, serisin ve fibroin proteininden oluşan önemli ve kıymetli bir doğal liftir. Bu çalışmada, ham ipek kumaşlarına uygulanan 15 dakikalık ozonlama sürelerinin nötr, asidik ve bazik ortamlarda meydana getirdiği etkiler değerlendirilmiştir. Numunelere ağırlık kaybı, beyazlıksarılık, hidrofilite ve mukavemet testleri yapılmış ve sonuçlar incelenmiştir. Sonuçlar, ozonlama işleminin etkilerini değerlendirerek, ağırlık kaybı, beyazlık-sarılık ve mukavemet açılarından en etkili ortamın nötr ortam olduğu tespit edilmiştir.Publication Pamuklu kumaşlarda mikrodalga destekli boyamanın etkileri: Renk performansı ve mukavemet analizi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2023-12-08) Eren, Semiha; Özenç, Aliye Akarsu; Bursa Uludağ Üniversitesi/Mühendislik Fakültesi/Tekstil Mühendisliği Bölümü; 0000-000202326-686X; 0000-0001-5603-5913Bu çalışmada mikrodalga destekli boyama işlemi, pamuklu örme kumaşların renk, yıkama, sürtme haslıkları ve patlama mukavemeti üzerindeki etkilerini değerlendirmek amacıyla uygulanmıştır. Yapılan analizler, K/S değerlerinin mikrodalga güç seviyeleri ve boyama süreleri ile değiştiğini göstermiştir. Yüksek güç seviyesinde gerçekleştirilen boyamaların renk mukavemetinin orta güç seviyesine göre daha yüksek olduğu gözlemlenmiştir. Özellikle, 15 dakika boyama süresinde maksimum K/S değerine ulaşıldığı belirlenmiştir. Yıkama ve sürtme haslıklarının 4-5 civarında yüksek değerlerde olduğu saptanmıştır. Mikrodalga destekli boyama işleminin, numunelerin mukavemet değerlerine olumsuz bir etkisi olmadığı ve liflere zarar vermediği görülmüştür. Bu çalışma, mikrodalga destekli boyama yönteminin tekstil boyamacılığındaki potansiyelini vurgulamaktadır. Yüksek renk mukavemeti, kısa süreli boyama süreleri ve enerji tasarrufu avantajlarıyla, mikrodalga destekli boyama, tekstil endüstrisinde sürdürülebilir ve verimli bir seçenek olarak öne çıkmaktadır.