2009 Cilt 10 Sayı 17
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/13797
Browse
Browsing by Language "tr"
Now showing 1 - 8 of 8
- Results Per Page
- Sort Options
Item 1835 yılı esnaf sayımı çerçevesinde Edremit esnaf teşkilatı(Uludağ Üniversitesi, 2009-12-01) Genç, SerdarOsmanlı Devleti’nde esnafı denetlemek için XVI. yüzyıldan itibaren esnaf sayımları yapılmıştır. Sayımlarla esnaftan günlük olarak alınacak olan ihtisâb vergisi miktarı da belirlenmiştir. Bu sayımların bir örneği II. Mahmut döneminde gerçekleştirilmiştir. İhtisâb vergisinde yapılan düzenleme çerçevesinde vilayetlere gönderilen emirler ile kazalarda bulunan tüm dükkânların sayımı yapılmış ve vergi miktarları belirlenmiştir. Bu çalışmada, II. Mahmut döneminde yapılan esnaf sayımları çerçevesinde Karesi Sancağı’na bağlı kazalardan birisi olan Edremit kazasında ve köylerindeki dükkânlar ile esnaf teşkilatı ele alınacaktır. Böylece, XIX. yüzyılda Edremit’teki esnaf ile kazanın sosyo-ekonomik durumu arasında bağlantı kurularak kazadaki üretim faaliyetlerine dair açılımlar elde edilmesi amaçlanmaktadır.Item Atatürk dönemi Bursasında tıp çalışmaları-I(Uludağ Üniversitesi, 2009-12-01) Akkuş, Mine; Uludağ Üniversitesi/Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Bölümü.Tarihin her döneminde önemli bir kent olan Bursa’da Atatürk döneminde Türk Devrimi’nin temel değerlerini içselleştirmek ereğiyle yapılan çalışmalar sosyoekonomik gelişimi beraberinde getirecektir. Toplumsal yaşam kalitesini arttırmak bağlamında ise insan sağlığının bir devlet politikası olarak algılanması kavrayışı bu dönem içinde gelişmeye başlayacaktır. Bunun sonucunda Bursa’da Atatürk döneminde kurumsal, eğitsel ve halk sağlığında çok önemli atılımlar, alt yapı çalışmaları gelişecektir.Item Bandırmalızâde Hâşim Baba Dîvânı’nda tasavvufî unsurlar(Uludağ Üniversitesi, 2009-12-01) Yalçınkaya, Mehmet Akif; Uludağ Üniversitesi/Fen-Edebiyat Fakültesi/Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü.XVIII. yüzyıl şairlerinden Mustafa Hâşim Baba 1718 yılında İstanbul Üsküdar’da doğmuştur. Bandırmalızâde Tekkesi şeyhi Yusuf Nizâmeddin Efendi’nin oğludur. Celvetî âdâb ve erkânına göre yetişen Hâşim Baba, daha sonra Bektâşîliğe meyletmiş, hatta bir ara dedebabalık makamına kadar yükselmiştir. Fakat ne Celvetîlerce Celvetîliği ne de Bektâşîlerce Bektaşîliği kabul görmemiştir. Vefatından sonra Hâşim Baba’nın takipçileri tarafından kurulan Hâşimiyye tarikatı kendisine nispet edilmiştir. Ömrünü irşa ve tarikat hizmetlerine adamış olan Hâşim Baba’nın muhtelif kütüphanelerde Divân’nın yazma nüshaları mevcuttur. Divânında Celvetîliğin ve Bektâşilîğin tesirleri görülür. Hâşim Baba’nın eserleri: Divân, Vâridât, Ankâ-yı Meşrık, Devriyye-i Ferşiyye. Bu çalışmamızda Hâşim Baba Dîvânı’nda yer alan tasavvufî unsurları incelemeye çalışacağız.Item Bursa yerli ağızlarında isim işletme ekleri(Uludağ Üniversitesi, 2009-12-01) Baştürk, Şükrü; Uluocak, Mustafa; Eroğlu, Süleyman; Şahin, Hatice; Uludağ Üniversitesi/Eğitim Fakültesi/Türkçe Eğitimi Bölümü.; Uludağ Üniversitesi/Fen-Edebiyat Fakültesi/Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü.Türkiye Türkçesi ağızlarıyla ilgili çalışmaların özellikle son yıllarda büyük artış gösterdiği bilinmektedir. Bu artışa bağlı olarak bugüne kadar çok az incelenmiş ya da hiç ele alınmamış bölge ağızları üzerinde yoğunlaşan çalışmalar dikkati çekmektedir. Bugüne kadar bir iki çalışmayla ele alınmış Bursa yerli ağızları için Uludağ Üniversitesi destekli bir proje ile başlatılan yerli ağızları derleme ve inceleme çalışmalarının ardından Bursa bölgesi ağızlarının genel özellikleri ve fiil çekimi ortaya konmuştur. Özellikle Bursa yerli ağızlarında fiil çekimi konusunu tamamlayacağı düşünülen bu yazıda Bursa yerli ağızlarında isim işletimi ele alınacaktır.Item +IA- ekinin Kırım Tatar Türkçesindeki kullanılışı üzerine(Uludağ Üniversitesi, 2009-12-01) Baydar, Arzu S. ErtaneBu çalışmada +lA- ekinin Kırım Tatar Türkçesindeki kullanılışı üzerinde durulmuştur. Türkçenin en eski metinlerinden itibaren her dönemde işlek olarak kullanılan +lA- ekinin Kırım Tatar Türkçesindeki farklı kullanımına dikkatler çekilmiş; ayrıca ekin bu farklı kullanımları ve bunun nedenleri izah edilmeye çalışılmıştır. Çalışmadaki tüm örnekler tanıklıdır. Söz konusu örnekleri tespit edebilmek için Kırım Tatar Türkçesi edebî dili ile yazılmış çok sayıda eser ve sözlük taranmıştır.Item Klasik Türk şiirinde derviş tipi(Uludağ Üniversitesi, 2009-12-01) Erol, Teymur; Uludağ Üniversitesi/Fen-Edebiyat Fakültesi/Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü.Tasavvufî düşünceye paralel olarak ortaya çıkan dervişlik, edebi eserlere bir motif olarak önemli ölçüde yansımıştır. Günümüze kadar devam eden dervişane yaşam tarzı, tekke ve zaviye muhitiyle sınırlı kalmamış, geçmişin bu kültürel mirası şairlerin dizelerinde ölümsüzleşmiştir. Bu makalede Klasik Türk Şiiri'ndeki "derviş tipi"ni ana hatlarıyla vasıflandırmak için 30 divan taranmış, böylece genel bir kanaate varılmaya çalışılmıştır. Divanların seçiminde yalnız mutasavvıf şairlerin değil aynı zamanda din dışı şiirleriyle öne çıkan şairlerin divanları da gözden geçirilmiştir. Şairlerin düşünce ve yaşayışları, dergâhların manevi atmosferinden beslenmiştir. Ele alınan divanların şairleri, dini tutumları ne olursa olsun dervişliği işlemişlerdir. Şairler, bazen bir şiirin tümünde konu olarak dervişliği seçmiş, bazen de doğrudan ya da imlemeyle beyit düzeyinde konuya temas etmişlerdir.Item Modernleşme sürecinde bireyin elcil davranışlarının aile destek düzeyi ile ilişkisi(Uludağ Üniversitesi, 2009-12-01) Topses, Mehmet DevrimBu çalışma, bir alt sistem olarak kabul edilen aile kurumunun destek fonksiyonunun, bireyin elcil davranışına olan etkisini araştırmaktadır. Ölçme aracı, 2007 yılında Ankara, Hacettepe ve Gazi Üniversitelerinde örneklem olarak tesadüfi yollarla seçilen 886 üniversite öğrencisine uygulanmıştır. Ulaşılan bulgular lojistik regresyon ve Spearman sıra farklılıkları yöntemlerine dayalı olarak yorumlanmıştır. Her iki yöntemde, bireyin elcilik davranışının aile destek düzeyi ile olan ilişkisi anlamlı bulunmuştur.Item Tarihi kaynaklarda Selçuklu - Osmanlı bağlantısı(Uludağ Üniversitesi, 2009-12-01) Gündüz, Sema; Uludağ Üniversitesi/Fen-Edebiyat Fakültesi/Sanat Tarihi Bölümü.Anadolu Selçuklu Devleti ve Osmanlı Beyliği’nin tarihsel süreçleri izlendiğinde, yüzyıl ve coğrafya olarak iki farklı dağılım alanının olduğu ortaya çıkar. Osmanlı Beyliği’nin siyasal ve kültürel yapısının oluşum sürecinde, devletin ileri gelenleri konumunda olan sanat yaratıcılarının kendilerinden önceki kültürle nasıl bir bağ kurdukları önemlidir. Bu bağın sanat eserleri dışında okunabilirliğini sağlayan en önemli veriler dönem kaynaklarıdır. Aşıkpaşazade, Neşri, Oruç Bey, Lütfi Paşa, Hoca Sadettin Efendi ve Solakzade gibi dönem tarihçilerinin 15. yüzyıldan itibaren kaleme aldığı tarih kaynaklarında Osmanlılar, “köken”, “toprak”, ve “hükümdarlık hakkı” yada “hükümdarlık mirası” olmak üzere bir devletin oluşum sürecindeki üç asal konuda kendilerini Selçuklular ile ilişkilendirmişlerdir. Kurulan bu ilişki ile Osmanlı hükümranlığı, Selçuklulardan alınan yasal bir hak olarak dile getirilirken, kendilerini Selçukluların yerine koymuş oldukları da düşünülebilir.