Tıpta Uzmanlık / Specialization in Medicine
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/939
Yasal Uyarı ⚠️ Araştırmacılar, tezlerin tamamı veya bir bölümünü yazarın izni olmadan ticari veya mali kazanç amaçlı kullanamaz, yayınlayamaz, dağıtamaz ve kopyalayamaz. BUU Akademik Açık Erişim Web Sayfasını kullanan araştırmacılar, tezlerden bilimsel etik ve atıf kuralları çerçevesinde yararlanırlar.
Browse
Browsing by Department "Bursa Uludağ ÜniversitesiTıp Fakültesi"
Now showing 1 - 2 of 2
- Results Per Page
- Sort Options
Item COVID-19 geçirmiş sağlık çalışanlarında kas iskelet sistemi semptomlarının değerlendirilmesi: Tek merkezli çalışma(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2023) Semet, Elif Can; Özçakır, Şüheda; Bursa Uludağ ÜniversitesiTıp Fakültesi; Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Ana Bilim DalıÇalışmamızda Bursa Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde çalışan ve COVID-19 sonrası 12 haftadan uzun süreli kas iskelet sistemi ağrısı olan sağlık çalışanlarında post-COVID kas iskelet ağrı sendromunun COVID şiddeti, yorgunluk ve yaşam kalitesi ile ilişkisini araştırdık. Hastaların demografik verileri, hastanede çalışma biçimi, hastalık şiddeti, daha öncesinde var olan kronik kas iskelet sistemi ağrı durumu gibi veriler kaydedildi. Ağrı, yorgunluk, yaşam kalitesi sırasıyla McGill Ağrı Ölçeği Kısa Form Chalder Yorgunluk Ölçeği, Kısa Form Yaşam Kalitesi Ölçeği-36 ile değerlendirildi. Ortalama yaşı 38 olan 116 kadın ve 57 erkek sağlık çalışanı çalışmaya alındı. Katılımcılardan %95,4’ü hafif-orta şiddette COVID geçirmiş olup en sık hastane başvurusu kas iskelet sistemi ağrısı ile olmuştur. 32 kişide post-COVID kas iskelet ağrı sendromu gelişmiş ve en çok %50 oranı ile sırt ağrısı bildirilmiştir. Post COVID kas iskelet ağrı sendromu gelişenlerde, ağrısı hiç olmayan veya kronikleşmeyen grupla kıyaslandığında McGill Ağrı Ölçeği Kısa Form, Chalder Yorgunluk Ölçeği tüm alt skorları ve Kısa Form Yaşam Kalitesi Ölçeği-36’nın ruhsal sağlık alt skoru hariç tüm skorlarında istatistiksel olarak anlamlı farklılıklar bulunmuştur. Çok değişkenli analizde kadın cinsiyet, fiziksel aktivite eksikliği veCOVID-19 öncesi kronik kas iskelet ağrısı mevcudiyeti post-COVID kas iskelet ağrı sendromu gelişimi açısından risk faktörü olarak bulunmuştur. Sonuç olarak bu çalışmada post-COVID kas iskelet ağrı sendromu için kadın cinsiyet, kronik kas iskelet ağrı öyküsü ve fiziksel aktivite kısıtlılığının risk faktörü olduğu gösterilmiştir. Ek olarak post-COVID kas iskelet ağrı sendromunun daha yoğun fiziksel ve mental yorgunlukla ilişkili olduğu ve yaşam kalitesini olumsuz etkilediği kaydedilmiştir.Item Girişimsel ve/veya cerrahi tedavi uygulanmış doğuştan kalp hastalığı olan çocuklarda yaşam kalitesi ve depresyon düzeyinin değerlendirilmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2023) Altay, Betül; Bostan, Özlem Mehtap; Bursa Uludağ ÜniversitesiTıp Fakültesi; Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim DalıAmaç: Doğuştan kalp hastalıkları sık görülen ve yaşam boyu süren kronik bir hastalık grubudur. Tekrarlayan hastane başvuru ve yatışları, uzun süreli ilaç kullanımı, girişimsel ve/ veya cerrahi tedavi gereksinimi nedeni ile çocukların sosyal aktivite, okul başarısı, duygusal durumunu etkilemektedir. Çalışmamızda farklı yaş gruplarında olup girişimsel ve/ veya cerrahi tedavi uygulanmış doğuştan kalp hastalığı olan çocuklarda yaşam kalitesi, anksiyete ve depresyon düzeyinin değerlendirilmesi ve birbirleriyle karşılaştırılması amaçlanmıştır. Gereç ve yöntem: 10 Haziran 2020 – 10 Aralık 2020 tarihleri arasında Bursa Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Kardiyoloji Polikliniği’nde izlenen 6-18 yaş aralığında girişimsel ve/ veya cerrahi tedavi uygulanmış doğuştan kalp hastalığı tanılı ve çalışma için belirlenen koşulları sağlayan200 çocuk çalışmaya alındı. Bu olgular 6-7 yaş, 8-12 yaş, 13-16yaş ve 17-18yaş olarak gruplara ayrıldı. Bu gruplara; Çocuklarda Anksiyete Bozukluklarını Tarama Ölçeği (ÇABTÖ), Çocuklar İçin Depresyon Ölçeği (CDI), Çocuklarda Yaşam Kalitesi Ölçeği (KINDL); 4-7 yaş çocuklar için Kiddy-KINDL (görüşmeci aracılığıyla uygulanan sürüm), 8-12 yaş çocuklar için Kid-KINDL ve 13-16 yaş ergenler için Kiddo-KINDL, 17-18 yaş için SF-36 uygulanarak yaşam kalitesi, anksiyete ve depresyon düzeyi değerlendirildi ve karşılaştırma yapıldı. Girişimsel tedavi ile girişimsel ve cerrahi tedavinin birlikte uygulandığı 8-12 yaş ve 13-16 yaş gruplarında olgu sayısı alt grup istatiksel analizi açısından yeterli olmadığı için birleştirildi. Bulgular: Siyanotik doğuştan kalp hastalığı, hastanede uzun süre ve sık yatış, semptomatik olma ve ilaç tedavisi alma durumunun tüm gruplarda yaşam kalitesini etkilediği saptandı. 8-16 yaş grubunda bedensel iyilik durumunun anksiyete ve depresyonla negatif ilişkili olduğu tespit edildi. Bu grupta aynı şekilde duygusal iyilik, özsaygı, aile, arkadaş, okul yaşam kalitesi, kronik hastalık yaşam kalitesi depresyon ile negatif ilişkili saptandı. Kız çocuklarda anksiyete ve depresyon düzeyinin daha yüksek olduğu görüldü. Yine ailenin gelir durumunun da depresyonda belirleyici olduğu saptandı. Sonuç: Çalışmamızın farklı tedavi yaklaşımları olan doğuştan kal phastalığı tanılı hasta gruplarında psikososyal destek stratejilerinin planlanması ve müdahale programlarının uygulanabilirlik kazanmasına yönelik farkındalık oluşturabilmesi açısından önemli olduğunu öngörmekteyiz. Ancak daha fazla olgu sayısı ile yapılacak çalışmalarla, sosyodemografik faktörler ve uygulanan tedavilerin yaşam kalitesi, anksiyete ve depresyon üzerine etkisinin daha ayrıntılı değerlendirilmesi, bu hasta grubunda uzun vadeli değişimleri anlamak ve tedavi planlarına referans sağlamak için yararlı olacaktır.