2007 Güz Sayı 9
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/16359
Browse
Browsing by Department "Fen Edebiyat Fakültesi"
Now showing 1 - 4 of 4
- Results Per Page
- Sort Options
Item Berkeley'in, "Hylas ile Philonous Arasında Üç Konuşma" metni üzerine bir değerlendirme(Uludağ Üniversitesi, 2007) Çiçekdağı, Caner; Fen Edebiyat Fakültesi; Felsefe BölümüBerkeley'in "Hylas ile Philonous Arasında Üç Konuşma" adlı metni onun düşüncelerinin bir özeti gibidir. Yaptığımız bu değerlendirme yoluyla Modem Felsefe'nin temel problemlerinin yeniden hatırlatılması amaçlanmaktadır. Bir yanı Ortaçağ 'a bir yanı bilimsel devrimlerden kaynaklanan yeni bir dünyaya bakan bu dönem, aynı zamanda epistemolojik problemler açısından da empirizm ve rasyonalizmin karşı karşıya geldiği bir arenadır. Bu çalışma aracılığıyla, "'Berkeley gerçekten bir empirist sayılabilir mi?, Maddi gerçekliği tümüyle reddetmiş miydi?. O bir şüpheci midir?" sorulan cevaplanacaktır. Bu eser değerlendirildiğinde onun, Modem anlamda bir empirist olduğu, şüpheci olmadığı ve yine bir açıdan realist olduğu anlaşılacaktır.Item Descartes'da etik(Uludağ Üniversitesi, 2007) Öztürk, Ümit; Bolat, Ayşegül Çıvgın; Fen Edebiyat Fakültesi; Felsefe BölümüGenellikle Descartes' ın "etik" problemlerle sistematik bir tarzda ilgilenmediği ve bu açıdan "etik"in bir disiplin olarak Descartes felsefesinde öncelikli bir yere sahip olmadığı düşünülür. Oysa etik problemlerin sağlam bir zeminde çözümlenmesi, bir taraftan Descartes'çı projeyi bütünsel bir yapıya kavuşturmakta, diğer taraftan da, epistemolojik bir perspektiften başlayan "hakikat arayışı"nın ontoloji ile ilgisini, ruh ve beden sorununa yeni çözüm denemeleri getirme düzleminde kurmaktadır.Item Geleneksel ve ahlaki bir yargının ötesinde Spinoza'nın i̇yi-kötü ve nedensellik problemlerini i̇rdeleyişi(Uludağ Üniversitesi, 2007) Kılıç, Sinan; Fen Edebiyat Fakültesi; Felsefe BölümüBenedict de Spinoza'da iyi-kötü ve nedensellik ahlaki bir problem olarak değil, etik bir problem olarak ele alınır. Deleuze'e göre Spinoza'ya kadar iyi ve kötü hep bir ereksellik içinde .. . meli, .. . malı önermeleriyle ele alınırken, Spinoza'da farklı bir anlamda ereksellikle değil nedensellikle ilişkilendirilerek ele alınmıştır. Bu yüzden Spinoza'da iyi ve kötü. toplumsal ve tarihsel değerlerin dışında; bedenle ilişkisi içinde nedensellik bağlamında duygulanışlarla ilişkilendirilerek, bütünsellik içinde yorumlanır. Bu anlamda O'nda iyi ve kötü geleneksel, aşkınsal ve erekselci ahlaki değerlerle veya Tanrı 'nın koyduğu yasaklarla değil ; Tanrı-Doğa, bilinç, beden, tutkular, duygulanışlar ve nedenselliğin iç içe olduğu bütüncül bir ilişkiyle açıklanır. Spinoza'nın iyi, kötü problemini bütüncül bir değerlendirmeye tabi tutması, Skolastik felsefenin teolojik problemlerinin ve Descartes'ın düalist felsefesinin aşılmaya çalışılması olarak yorumlanır. Bu makalede Spinoza'nın iyi, kötü probleminin geleneksel ve ahlaki bir yorumlayışını reddederek; iyi, kötü problemini Tanrı-Doğa ve nedensellik ilişkisiyle nasıl farklı bir boyutta ele aldığı, Gilles Deleuze'ün Spinoza yorumuyla bağlantılı olarak irdelenecektir.Item John Locke'un doğuştancılık eleştirisi(Uludağ Üniversitesi, 2007) Torun, Tayfun; Fen Edebiyat Fakültesiİlkçağdan günümüze epistemolojinin öncelikli problemlerinden biri olan 'doğuştan ideler' doktrini, John Locke'un felsefesini kurarken hesaplaştığı temel konulardan biridir. İnsan zihninin doğuştan getirdiği birtakım idelerin ya da özsözlerin veyahut da ahlakil ilkelerin bulunduğu tezi, Locke'a göre, ideolojik bir vehim ve belirli ideolojilerin sorgulanmaksızın kabulüne zemin hazırlamak bakımından tehlikelidir. Bu makale de, söz konusu doktrinin temellendirilemeyeceğini iddia eden Locke'un, kurgusal idelerin/özsözlerin ve ahlaki ilkelerin doğuştan getirilemeyeceğine yönelik doğuştancılık eleştirisi ele alınacaktır.