2001 Cilt 10 Sayı 1
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/14105
Browse
Browsing by Issue Date
Now showing 1 - 16 of 16
- Results Per Page
- Sort Options
Item Slavery and conversion of the slaves to Islam in the Ottoman Society(Uludağ Üniversitesi, 2000) Çetin, Osman; İlahiyat FakültesiXIX. yüzyıl sonlarına kadar, hemen bütün dünyada köle ticaretinin oldukça yaygın olduğunu biliyoruz. Özellikle harplerde elde edilen esirler “köle pazarları”na getiriliyor ve burada el değiştiren bu talihsiz insanlar yeni ve zor bir hayatı kabul etmek zorunda kalıyorlardı. Bu yazıda kısaca harpkölelik ilişkisi ile bu harp esirlerinin Osmanlı toplumunda nasıl bir kültürel değişime uğradıkları – ihtidalar esas alınarak- bir belgenin ışığı altında değerlendirilmeye çalışılacaktır.Item Okulöncesi eğitimde sözlü öğretim etkinlikleri ve din eğitimi(Uludağ Üniversitesi, 2001) Sağlam, İsmail; İlahiyat FakültesiÇocuğun temel gelişim basamakları arasında bir uyumdan ve ahenkten bahsedilebilir. Çünkü bu gelişim basamakları genellikle bir paralellikte seyretmektedir. Biri çok gelişmiş iken, bir diğerinin çok geride olduğuna pek rastlanmaz. Sözlü öğretim de çocuğun bütün bu gelişim basamaklarına hitap eden etkinlik türlerindendir. Okulöncesi eğitimde yaygın olarak kullanılan bu etkinliğin, çocuğun dinî ve ahlakî gelişimi açısından nasıl değerlendirileceği önemli bir problem olarak karşımızda durmaktadır. Bu çalışmada bu konu üzerinde durulmaktadır.Item Tasavvuf kültürünün Türkistan macerasına genel bakış(Uludağ Üniversitesi, 2001) Kara, Mustafa; İlahiyat FakültesiKültür ve medeniyet tarihimizin temel unsurlarından biri olan tasavvuf, Türkistan bölgesiyle de yakından ilgilidir. Hicretten kısa bir süre sonra bu bölge islam ile tanışmış ve bu dinin Kur’an-ı Kerim’den sonra ikinci önemli kaynağı olan eserin yazarı Buharî’yi (öl. 256) yetiştirmiştir. Tasavvuf dünyasının önemli şahsiyetlerine de zemin teşkil eden Türkistan, Türklerin müslüman olmasından sonra Ahmed-i Yesevî ile Türk tasavvuf edebiyatının ilk büyük dervişlerini de yetiştirmiştir. Bu yazıda sözkonusu bölgede varolan Yesevî kültürü incelenecek ve bu topraklar ile Anadolu arasındaki kültürel alışverişler mercek altına alınacaktır.Item Bursa’da selâtîn imaretleri(Uludağ Üniversitesi, 2001) Hızlı, Mefail; İlahiyat FakültesiVakıflar tarafından finanse edilen imaretler, Osmanlı sosyal hayatının önemli kurumları arasındadır. Bu kurumlar daha çok padişahlar tarafından ihdas edilmekle beraber, ileri gelen devlet adamları ve varlık sahibi kişiler tarafından kurulan imaretler de vardır. Bu müesseselerde fakir vatandaşlar, vakıf personeli ve medrese talebelerinin iâşesi temin edilirdi. Bu makalede Bursa’da kurulmuş beş büyük imaret incelenmektedir.Item Hz. Muhammed (SAV)’in önceki kutsal kitaplarda müjdelenmesi (tebşîrât)(Uludağ Üniversitesi, 2001) Kiraz, Celil; İlahiyat FakültesiHz. Peygamber’in önceki kutsal kitaplarda müjdelendiği, geleceğinin önceden haber verildiği görüşü, Kur’an kaynaklı bir görüştür. Bu fikri işleyen yazımızın hemen başında, tebşîrât konusunun İslâmî kaynaklardaki temellerini anlattık. Daha sonra, kadîm kitaplar ile, Ahd-i Atik, Ahd-i Cedid ve Barnaba İncili’ndeki müjdeler sayılmıştır. Kadîm kitaplardan kastımız, Hinduizm, Zerdüşlük ve Budizm’in kutsal kitaplarıdır. Bu kitaplardaki müjdelere geçilmeden önce, kitaplarla ilgili bilgi verilmiştir. Ayrıca Barnaba İncili hakkında da bilgi verilmiştir.Item XVI. yüzyılda Bursa’da tedavüldeki kitaplar(Uludağ Üniversitesi, 2001) Karataş, Ali İhsan; İlahiyat FakültesiBursa, Osmanlı Devleti’nin önemli bilim ve kültür merkezlerinden biridir. Bilimsel ve kültürel gelişmenin temel kaynakları olan kitaplar, Bursa’nın bu özelliğinin oluşmasında önemli rol oynamıştır. Bu konuda XVI. yüzyıl tereke kayıtları en önemli kaynak konumundadır. Bu kayıtların incelenmesi neticesinde 400 farklı kitap olmak üzere yaklaşık 3.000 eser tespit edilmiştir. Bu makalede XVI. yüzyılda Bursa’da, daha çok okunan kitaplardan bir kısmı tanıtılmaya çalışılacaktır.Item Konfüçyüsçülük’te kutsal metinler(Uludağ Üniversitesi, 2001) Güç, Ahmet; İlahiyat FakültesiKonfüçyüsçülüğün kutsal metinleri Beş Klasik ve Dört Kitap olarak bilinen eski kitaplardır. Beş Klasik: Tarihi Dökümanlar Kitabı, Şiirler Kitabı, Değişiklikler Kitabı, Âyinler Kitabı ve İlkbahar ve Sonbahar Vekâyinameleri’nden ibarettir. Dört Kitap ise: Konfüçyüs’ün Konuşmaları, Mensiyüs’ün Kitabı, Büyük Bilgi ve Orta Yol Doktrini’dir. Bu eserler idareci bir sınıfın eğitiminin temelini oluşturmuş ve devlet memurlarının memuriyete alındıkları sınavlarda da esas kabul edilmiştir.Item Kur’an’da istiaze (sığınma)(Uludağ Üniversitesi, 2001) Kaya, Remzi; İlahiyat FakültesiKur’an’da yer alan sığınma terimi, insanın yaratıcıya sığınmasını hatırlatır. Yüce Allah insanların karşılaşacakları olumsuz halleri hatırlattıktan sonra, korunmak için kendisine sığınılmasını istemiştir. Kur’an’da konuyla ilgili şöyle buyurmaktadır. “Eğer şeytandan sana bir vesvese gelirse, hemen Allah’a sığın. Çünkü O, hakkıyla işitendir, her şeyi bilendir. Şüphesiz Allah’tan korkanlar, kendilerine şeytandan bir vesvese dokunduğu zaman düşünürler. Bir de bakarsın hemen düşüncelerine sahip olurlar.” (7/200-201) İşte bu makalede, sığınmanın işlenişini bulacaksınız.Item İslâm öncesi dönemde Mekke idare sistemi ve siyasetinin oluşumu(Uludağ Üniversitesi, 2001) Apak, Adem; İlahiyat FakültesiMilattan önce beşinci asırda kurulan Mekke, Arap yarımadasının en önemli dinî ve ticarî merkezidir. Uzun zaman Amalika, Cürhüm ve Huzaa gibi güney Arabistan kabileleri tarafından idare edildikten sonra, Hz. Peygamber’in dördüncü dedesi Kusay b. Kilab şehrin yeni idarecisi olmuştur. Kusay, kabilesi Kureyş’i Mekke’nin çeşitli bölgelerine yerleştirmiş, daha sonra şehrin ilk parlamentosu olan Dârunnedve’yi kurmuş ve Mekke yönetimiyle ilgili görevleri Kureyş boyları arasında paylaştırmıştır. Onun ölümünden sonra, iki oğlu (Abdümenâf-Abduddâr) arasında Mekke ve Kabe idaresi konusundaki iktidar mücadelesi, kabileyi ikiye bölmüştür. Bölünme Hilfü’l-fudûl cemiyetinin kurulmasından sonra daha da derinleşmiştir. İslâm öncesi dönemde meydana bu bölünmeler, Kureyş kabilesi içindeki boyların İslâmiyet karşısında tavırlarının şekillenmesinde belirleyici bir rol oynamıştır.Item XVI. yüzyıl Bursa alimleri ve Arap diline katkıları(Uludağ Üniversitesi, 2001) Yalar, Mehmet; İlahiyat FakültesiBu çalışmada XVI. Yüzyıl Bursa alimlerinin kısa biyografileri ile Arap diline dair eserleri incelenerek bu dile olan katkıları ortaya konulmak ve Bursa’nın ilim tarihindeki yerine bu zaviyeden ışık tutulmak istenmiştir. Bu çerçevede toplam sekiz alim ve Arap diliyle ilgili olarak yazdıkları otuz iki eser tespit edilmiş olup eserlerin büyük ölçüde günümüze kadar geldiği görülmüştür.Item Yakîn ve itikad(Uludağ Üniversitesi, 2001) Karadaş, Cağfer; İlahiyat FakültesiBu makalede, yakîn ve itikad kavramları kelâm, tasavvuf ve hadis terminolojileri açısınadan ele alınmıştır. Kelime anlamı, temel arapça sözlükler referans alınarak gözden geçirildikten sonra kelâm, tasavvuf ve hadis bilim dallarında kazandığı anlamlar tek tek ele alınıp incelenmiş, Kur’an’da bu kelimelerin siyak ve sibakı göz önünde bulundurularak hangi anlamlara geldiği tesbit edilmiş ve Kur’an kavramı olan yakîn ve itikad ile kelâm, tasavvuf ve hadis terimleri olarak söz konusu kelimelerin benzerlik ve farklılıkları ortaya konmaya çalışılmıştır.Item Yahudilik’te defin ve sonrasına ait gelenekler(Uludağ Üniversitesi, 2001) Güç, Ahmet; İlahiyat FakültesiÖlüsünü gömmek özellik belirten bir insani uygulamadır: diğer canlılar ölülerine bu kadar özen göstermezler. Bu uygulama çok eskidir; besbelli ki bu uygulama, ortaya çıkışı itibariyle sağlıkla ilgili sebeplerden dolayı değildi, çünkü pek çok gömü âyinseldir. Yani ölü gömülürken âyinler yapılır ve yiyecek ve diğer teçhizat mezara konulurdu. Filistin’de yapılan arkeoloji çalışmaları cenazeyi gömme uygulamasının devamlılığının, ölünün mezarda ikamet ettiği ve yiyecek ve içecek takdimelerine ihtiyaç duyduğu inancını açıkladığını doğrulamıştır. Yahudilik’te de ölüyü gömme esas kabul edilmişti. Ölüye yas tutma; ağlama, elbiseleri yırtma, çul elbise giyme ve oruç tutmadan ibaretti. Cenazeler çoğunlukla mağaralara veya kayalarda oyulan mezarlara gömülürdü. Yeni Ahid döneminde ölü keten bezinden sargılara sarılırdı. Rabbinik gelenek yedi günlük sabit bit yas tutmayı emretmiştir.Item İbn sina'nın kavram anlayışı(Uludağ Üniversitesi, 2001) Peker, Hidayet; İlahiyat FakültesiKavram, İbn Sina’nın epistemolojisinde merkezi bir konumdadır. O, kavramı elde edilişleri, meydana getirilişleri açısından psikolojisinde, yapıları ve işlevleri yönüyle de mantığında ele alıp incelemektedir. Bu çerçevede kavram, daha çok tanım ve benzerleri (resm) ile olan ilişkileri boyutuyla analiz edilmektedir. Bu çalışmada, İbn Sina’nın kavram anlayışı, kavram-tanım; kavrammahiyet ve varlık ile kavram –sorular (mesail-metalib) ilişkileri çerçevesinde incelenmeye tabii tutulmuştur.Item Mutezile ve tasavvuf(Uludağ Üniversitesi, 2001) Sobieroj, Florian; Çift, Salih; İlahiyat FakültesiBütün görüntülerin aksine tasavvuf ve Mutezile ortak köklere sahiptirler. Tasavvufun kurucularından kabul edilen Hasan-ı Basrî (ö.110/728) ilk Mutezilîler’den olan Vâsıl b. Ata’nın hocası olarak bilinir. Bununla birlikte Mutezile ve ehl-i sünnetin farklı mezhepler halinde gelişmeleri ve sûfilerin de genelde sünni kanatta yer almaları nedeniyle, sözü edilen ortak miras zamanla gözden kaybolmuştur. İlerleyen dönemde, bu iki grup birbirlerini acımasız bir biçimde eleştirmeye başlamışlardır.Item Tanrı (Theos), Mitos ve Logos(Uludağ Üniversitesi, 2001) Kitagawa, Joseph M.; Çınar, Aliye; İlahiyat FakültesiBu makale, dinler arasındaki ilişki problemini tartışır. Yazar bunu üç merhalede inceler. Anlam dünyası başlığı altında o, kendi “anlam dünyamızın”, kültürel ve dinî geleneğimizde içkin olan dünya görüşümüze yakınlığını araştırır. İkinci olarak Kitagawa, tarihi hafızanın direnişini –Haçlı Savaşları gibi– dikkate almaksızın, günümüzdeki Hıristiyanlık ve diğer dinler arasındaki ilişkinin giriftliğini anlamaya başlayamayacağımızı vurgular. Yazara göre, her dinin merkezinde, kutsal hakikat tecrübesinin bulunduğunu ancak geleneksel Hıristiyan terminolojisinde Theos olarak atıfta bulunulanın, [başka dinlerde] tanrı, kutsal, numen, tao ya da nirvana şeklinde anlaşıldığını aklımızdan çıkarmamalıyız. Ancak kutsal yani teos tecrübesi, sembol ve ritüellerle birlikte iman dili olan mitos aracılığı ile ifade edilir. İnsan zekası zamanla mitostaki anlam modelini, logosu ayırt eder.Item Dinî tebliğ ve eğitim açısından Kur’an’da insan psikolojisi ve özellikleri(Uludağ Üniversitesi, 2001) Şanver, Mehmet; İlahiyat FakültesiKur'an'ın tebliğ ve eğitim-öğretim üslûbunda göze çarpan en önemli nokta, izlediği yol ve koyduğu kurallarda insan psikolojisini ve biyolojik varlığını daima göz önünde bulundurduğu gerçeğidir. İnsan tabiatına uygun bir tebliğ ve terbiye sayesinde akıl, kötülüğü (şerri) bırakır ve iyiliğe (hayra) yönelir. Kur'an’da insandan bahseden pek çok ayette onun yaratılış sürecinden, psikolojik hallerinden, insan fıtratının değişen ve değişmeyen yönlerinden bahsedilmektedir. Kur’an, insanı hem olumlu, hem de olumsuz yönleriyle tanıtmakta ve değerlendirmektedir. Böylece onu eğitirken ve ona sorumluluk yüklerken nelerin dikkate alınması gerektiğinin ipuçlarını vermektedir. Kur'an, toplumsal hayatın gerçeklerini ve sosyolojik özellikleri mesajlarında ve tebliğlerinde dikkate almaktadır. Çünkü bu özellikler, muhatabın daha iyi tanınmasında ve onunla iletişim kurmada önemli bir faktördür. Bu, metodların oluşturulmasında veya geliştirilmesinde ve hedefe varmada kolaylaştırıcı bir rol oynamaktadır.