2016 Cilt 17 Sayı 30
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/14146
Browse
Browsing by Language "tr"
Now showing 1 - 5 of 5
- Results Per Page
- Sort Options
Item Bursa’da bilim ve teknolojide sürdürülebilir projeler üreten sivil toplum kuruluşları (STK) arası diyaloğun geliştirilmesi(Uludağ Üniversitesi, 2016-01-31) Tüz, Melek; Çüçen, A.Kadir; Akçağlar, Sevim; Uludağ Üniversitesi/İşletme Bölümü.; Uludağ Üniversitesi/Felsefe Bölümü.; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Tıbbi Mikrobiyoloji Bölümü.Bu çalışmanın amacı, bilim ve teknoloji alanında “Akademisyenler ile sivil toplum kuruluşları arasındaki diyaloğun” sürdürülebilir projeler kapsamında kurulması, yerel yönetimlerin de katkılarını ve yardımlarını alarak diyalog ortamını geliştirmektir. Bu amaç doğrultusunda, öncelikle sivil toplum, diyalog, iş birliği, sürdürülebilirlik ve birlikte proje yapma kavramları üzerine teorik çalışma yapıldı. Sivil toplum kuruluşlarına çalışmanın amacını kapsayan bir anket uygulandı. Çıkan sonuçlar doğrultusunda sivil toplum kuruluşları ve üniversitelere, işbirliği ve diyalog geliştirilmesi konusunda durumun neler olduğu belirtilerek işbirliğin sürdürülebilirliği için öneriler sunuldu.Item Germi̇yan Sarayından Bursa Sarayına bi̇r geli̇n gi̇der: Devlet Hatun(Uludağ Üniversitesi, 2016-01-31) Öcalan, Hasan BasriOsmanlı hanedanı arasında birçok padişahın yabancı kadınlarla evlendiği bilinmektedir. Bir Türk olan Germiyan Beyi’nin kızı Devlet Hatun ile evlenen Yıldırım Bâyezid gibi olanlar da azımsanmayacak sayıdadır. Osmanlı Devleti yerleştiği Anadolu’da güvenliği tam anlamıyla sağladıktan sonra buradaki beylikler, Osmanlılar ile ittifak arayışlarına girdiler. Bunlardan biri de Karamanoğulları’ndan çekinen Germiyanoğulları’dır. Germiyan Beyi Süleyman Şah, kızını I. Murad’ın oğluyla evlendirmek suretiyle onun desteğini alacağını düşünmüştür. Sultan Murad Hudâvendigâr, Süleyman Şah ile Mevlâna soyundan gelen Mutahhara Hatun’un kızı Devlet Hatun’u, oğlu Bâyezid’e alarak bu beylikle dostane ilişkilere girmiştir. Düğün öncesi gelen giden elçiler ve gönderilen hediyeler, yapılan düğün, gelin çeyizi olarak Kütahya, Tavşanlı, Emet ve Simav yörelerinin gelin çeyizi olarak verilmesi hakkında kaynaklarda zengin bilgiler mevcuttur. Ancak bazı tarihçilere göre Çelebi Mehmed’in, Germiyan Beyi Süleyman Şah’ın kızı Devlet Hatun’un oğlu olmadığı, onun annesinin azatlı bir cariye olduğudur. Bu durum araştırılmaya ve açıklığa kavuşturulmaya muhtaçtır. Murad Hudâvendigâr düğüne davet ettiği devlet yöneticileriyle bazı diplomatik antlaşmalar imzalamıştır. Böylece düğün bir nevi devletlerarası zirve toplantısına dönüşmüştür. Devlet Hatun vefat ettiğinde Bursa’da Meydancık Mahallesindeki özgün mimariyle yapılan türbesine defnedilmiş ve oğlu Çelebi Mehmed, bu türbe için birtakım vakıflarda bulunmuştur. Bu yazıda; Devlet Hatun’la başlayan Osmanlı-Germiyanoğulları arasındaki ilişkiler, Devlet Hatun’un hayatı, çocukları ve Bursa’daki türbesi hakkındaki bilgiler kroniklerden, arşiv belgelerinden derlenerek sunulacaktır.Item Göç çalışmaları için bir anahtar olarak “kültürleşme” kavramı(Uludağ Üniversitesi, 2016-01-31) Zafer, Ayşenur Bilge; Uludağ Üniversitesi/Fen-Edebiyat Fakültesi/Tarih Bölümü.Kültürleşme; farklı kültürlere sahip grupların sürekli ve doğrudan bir ilişki içerisinde olmaları durumunda her iki grubun ya da daha fazla sayıda grubun orijinal kültürel özelliklerinde değişikliklerin ortaya çıkması durumudur. Kültürleşmenin en yaygın nedenlerinden birisi göçlerdir. Göçmen gruplar kültürleşme süreci ile birlikte fiziksel, biyolojik, ekonomik, sosyal ve kültürel açılar başta olmak üzere pek çok açıdan değişime uğramaktadırlar. Kültürleşme sürecini etkileyen temel faktörler ise şunlardır: Terk edilen ve yerleşilen ülkelerin çeşitli özellikleri, vatandaşların göçmenlere karşı tutumları, göçmenlere sağlanan toplumsal destek, iki ülke kültürü arasındaki benzerlik ve farklılıklar, göç etme nedenleri ve motivasyon, göçmenlerin yeni konumları ve göçmenlerin bazı özellikleri.Item II. Abdülhamit döneminde öğretmenler için hazırlanmış bir rehber kitap: Hocanın Vazifesi(Uludağ Üniversitesi, 2016-01-31) Düzbakar, Ömer; Yüksel, Sedat; Uludağ Üniversitesi/Eğitim Fakültesi/İlköğretim Bölümü.; Uludağ Üniversitesi/Eğitim Fakültesi/Eğitim Bilimleri Bölümü.Tanzimat’ın ilanı ile birlikte eğitim alanında da yenilikler yaşanmış, ilk defa Batı tarzı eğitim veren sivil okullar ile bu okullara öğretmen yetiştirmek üzere öğretmen okulları açılmıştır. Bu dönem ve sonrasında öğretmenlerin çağdaş yöntemler kullanması için çeşitli rehber kitaplar hazırlanmıştır. Bu makalede bu rehber kitaplardan birisi olan 1299 yılında (1881/1882) yayınlanan “Hoca’nın Vazifesi” isimli risale ele alınmıştır. Eserin yazar ismi konusunda tereddütlerimiz vardır. Eserin yazarı Milli Kütüphanedeki katalogda Esad (http://kasif.mkutup.gov.tr/SonucDetay.aspx?MakId=1098280), yurt dışındaki kataloglarda ise A. Sami olarak geçmektedir (http://catalog.hathitrust.org/Record/009041058). Biz eserin Milli Kütüphanede yer alan nüshasını incelediğimizden dolayı yazar adı olarak Esad (?)’ı kullanmayı tercih ettik. Makalede risale tanıtılarak metnin günümüz Türkçesi’ne çevirisi yapılmış ve orijinal metin çalışmanın sonuna eklenmiştir. Ele alınan risale giriş ve iki bölümden oluşmaktadır. Giriş kısmında öğretmenliğin ticari bir kazanç amacıyla değil, hayırlı bir hizmet için yapılması gerektiği vurgulanmaktadır. Birinci bölüm “Hüsn-ü Ahlak ve İdare” başlığını taşımakta olup genel olarak çocukların ahlaki yönden gelişimlerinde öğretmenin davranışlarının önemi ve öğretmenin taşıması gereken bazı ahlaki özelliklerden bahsedilmektedir. İkinci bölüm ise “Suret-i Tedris” ismini taşımaktadır. Bu bölümde öğretmenin çocuklara uygun olacak yaklaşım tarzları ve kullanacakları öğretim yöntemlerinden bahsedilmektedir.Item Mahidevran (Gülbahar) Sultan ve Itıknâmesi(Uludağ Üniversitesi, 2016-01-31) Eğri, Sadettin; Uludağ Üniversitesi/Fen-Edebiyat Fakültesi/Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü.Kanuni Sultan Süleyman’ın eşi Mahidevran (Gülbahar) Sultan, Şehzade Mustafa’nın annesidir. Tarihimizin en acı sayfalarından biri olan şehzadenin babası tarafından boğdurularak öldürülmesi olayı edebiyatımızda en duygulu mersiyelerin yazılmasına sebep olmuştur. Mahidevran Sultan, oğlunun öldürülmesinden sonra beraberinde bulunan maiyetiyle birlikte Bursa’ya gönderilmişti. Bursa’da acı ve ıstırap dolu günler geçiren sultan, günlük yiyecek ihtiyaçlarını teminde bile sıkıntılara düşmüş, oturduğu evin kirasını on yıl boyunca ödeyememiş, daha sonra padişahın emri ile bu ödemeler yapılmıştır. Şahsi bütün mal varlığını sadaka ve oğlunun türbesi için harcayan bu hayırsever kadın, maiyetinde bulunan yirmi hizmetçi ve kölenin azat edilmesini vasiyet etmiştir. Ölümünden sonra bir ıtıknâme düzenlenmiş ve köleler bir hayır anlayışı içerisinde özgür bırakılmıştır.