2006 Cilt 19 Sayı 2
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/10912
Browse
Browsing by Language "tr"
Now showing 1 - 11 of 11
- Results Per Page
- Sort Options
Item Almanca Öğretmenliği bölümlerinde seçmeli kırk kredilik İngilizce dersinin etkileri(Uludağ Üniversitesi, 2006) Uslu, ZekiBu çalışmanın amacı Eğitim Fakültelerinin Almanca Öğretmenliği Bölümlerinde seçmeli kırk kredilik İngilizce dersi uygulamasının alan eğitimine etkilerini belirlemek ve Almanca Öğretmenliği programının geliştirilmesine yönelik öneriler ortaya koymaktır. Konuya ilişkin öğrenci görüşlerinin belirlenmesi amacıyla likert tipi bir anket ölçeği geliştirilmiştir. On beş önermeden oluşan veri toplama aracı, yüz yirmi kişilik bir örneklem grubuna uygulanmış ve elde edilen veriler frekans ve yüzde hesabıyla çözümlenerek değerlendirilmiştir. Elde edilen verilere göre Almanca öğretmenliği bölümü öğrencilerinin İngilizce yeterlilikleri Almanca’dan daha yüksektir. Bölümü tercih nedenlerinin başında İngilizce öğretmeni olma isteği yer almaktadır. Birinci yabancı dil olarak İngilizce öğrenen ve mezuniyet sonrasında İngilizce öğretmeni olmayı hedefleyen bu öğrencilerin, Almanca öğrenmek için yeterli güdülenmeleri yoktur. Kırk kredilik seçmeli İngilizce dersi, Almanca programındaki alan eğitimini olumsuz etkilemektedir. Bu nedenle adı geçen uygulama gözden geçirilmeli ve İngilizce dersi Almanca Öğretmenliği öğrencileri için yabancı dil dersi niteliğinde yeniden düzenlenmelidir.Item Bir duygusal zeka beceri eğitimi programının diabet hastalarının duygusal zeka düzeylerine etkisi(Uludağ Üniversitesi, 2006) Karahan, T. Fikret; Özçelik, MuhittinBu araştırmada, araştırmacılar tarafından geliştirilen 12 oturumluk Duygusal Zeka Beceri Eğitimi Programı'nın diabet hastalarının duygusal zeka beceri düzeyleri üzerindeki etkisi incelenmiştir. Çalışma grubu, Samsun il merkezinde programa gönüllü olarak katılmak isteyen 24 diabet hastasından oluşturulmuştur. Araştırma deseni olarak Kontrol Gruplu Öntest Son-test İzleme Model kullanılmış ve 12 diabet hastası deney, 12 diabet hastası kontrol grubuna alınmıştır. Diabet hastalarının duygusal zeka düzeyleri Yılmaz ve Ergin (2000) tarafından Türkiye uyarlaması yapılmış olan Duygusal Zeka Değerlendirme Ölçeği ile ölçülmüştür. Verilerin analizinde Mann Whitney U Testi ve Wilcoxon İşaretli Sıralar Testi kullanılmıştır. Araştırma bulguları; 12 oturumluk Duygusal Zeka Beceri Eğitimi Programı'na katılan diabet hastalarının duygusal zeka düzeylerinin, bu programa katılmayan diabet hastalarının duygusal zeka düzeylerinden anlamlı düzeyde yüksek olduğunu ortaya koymuştur (p< 0.001). Deney grubunda üç ay sonra yapılan izleme çalışmasında ise Wilcoxon İşaretli Sıralar testi kullanılmış ve Duygusal Zeka Değerlendirme Ölçeği son-test puanları ile izleme testi puanları arasında, izleme testi lehine 0.05 düzeyinde anlamlı bir farklılığın bulunduğu saptanmıştır. Elde edilen bulgular, Duygusal Zeka Beceri Eğitimi Programı'nın, diabet hastalarının duygusal zeka düzeylerini olumlu yönde etkilediği şeklindedir.Item Eğitim bilimi açısından örtük program ve halk anlatılarının örtük program bağlamında değerlendirilmesi(Uludağ Üniversitesi, 2006) Cemiloğlu, Mustafa; Uludağ Üniversitesi/Eğitim Fakültesi.Eğitim genel olarak “örgün bir işlem”dir. Çünkü insanları eğitme adına bütün faaliyetlerin düzenli bir biçimde yürütülebilmesi için örgütlü bir işleyişe ihtiyaç duyulmaktadır. Günümüzde bu örgütlü işleyişin adına okul denmekte, bu okullarda yürütülen işlemler de “öğretme” olarak tanımlanmaktadır. Ancak; eğitime getirilen bakış açılarının zaman içerisinde değişmesi ve öğrenci merkezli anlayışların yaygınlaşması bu defa “öğretme” yerine “öğrenme” kavramının öne çekilmesini sağlamıştır. Bu felsefi anlayış da zamanla eskidiği için eğitim bilimi yönünü tekrar insanın doğasına ve insanın kolay değiştirilemeyen kendi doğal gerçeğine çevirmiştir. O nedenle de özellikle sosyal bilimlerde artık ne “öğretme” den, ne “öğrenme” den söz edilmekte, onun yerine “edinme” ya da “kazanma” terimleri kullanılmaktadır. Çünkü, eğitimde çoğu zaman sizin anlattıklarınız önemli gibi görünse bile, aksine; dinleyenlerin ondan aldıkları pay bir değer taşımaktadır. Eğitim bilimlerinde görülen bu değişiklik diğer bilim dallarıyla beraber halk bilimini de etkilemiştir. Daha önce geliştirilmiş olan folklor kuramları sadece anlatı metnini ele alıp yorumlarken, yakın dönemlerde folklor ürününün icrasının da önemli olduğu gerçeği anlaşılmıştır. Bu bakımdan, anlatanların ve dinleyenlerin hangi ortamlarda, icra olayına nasıl katıldıkları ve hem katılma anında hem de onun sonrasında hangi davranışları sergiledikleri de incelenmeye başlanmıştır. Anlatma esasına dayanan ve birçok karmaşık olayı, olay motiflerini birbirleri ile örgütlü olarak veren “destan, hikaye, masal ve efsane” gibi türlerin dinleyenleri kültürleme yönünden son derece önemli işlevleri vardır. Bu açıdan her anlatı, kendi bağlamında bir “örtük program” kompozisyonudur. Bu makalede 1989 yılında Güney Azerbaycan’da Aşık Aslan Kosalı’dan derlenmiş olan, “Köroğlu’nun Ağca Kuzu Kolu” “örtük program” ve “dinleyici kazanımları” açısından değerlendirilmektedir.Item Fen bilgisi öğretiminde bilimsel tutumların işlevsel önemi ve bilimsel tutum ölçeğinin Türkçeye uyarlanma çalışması(Uludağ Üniversitesi, 2006) Demirbaş, Murat; Yağbasan, RahmiBu çalışmanın amacı, bilimsel tutumların fen bilgisi öğretimindeki yerine değinerek, Moore ve Foy (1997) tarafından geliştirilen Bilimsel Tutum Ölçeği’nin Türkçe’ye uyarlanması aşamasında, geçerlik ve güvenirlik çalışmasını yapmak olarak belirlenmiştir. Böylelikle ölçeğin, fen bilgisi öğretiminde bilimsel tutumlarla ilgili yapılacak çalışmalara, bir envanter olarak kaynaklık etmesi düşünülmüştür. Özgün ölçek İngilizce olup, 6 farklı alt ölçekten meydana gelmiş ve 40 maddeden oluşmuştur. Ölçek öncelikle, Türkçe’ye çevrilmiş, ardından dil, içerik ve kapsam yönünden yeterliği için uzman görüşüne sunulmuştur. Yapılan değerlendirme sonucunda, alt ölçekteki başlıklar yeniden oluşturulmuştur. Ölçeğin uygulaması, ilköğretim 6.7. ve 8. sınıflarda bulunan toplam 300 öğrenci üzerinde gerçekleştirilmiştir. Yapılan geçerlik ve güvenirlik analizleri sonucunda, ölçeğin Cronbach Alfa güvenirlik katsayısı 0.76, Spearman Brown iki yarı test korelasyonu ise 0.84 olarak bulunmuştur. Açıklanan değerler, ölçeğin güvenirliği için yüksek değerler olarak belirlenmiş ve bilimsel tutumla ilgili yapılacak çalışmalarda kullanılabileceğine yönelik öneriler sunulmuştur.Item Bir Leonardo da Vinci projesi kapsamında web destekli dil öğretimi uygulamaları geliştirmeye yönelik yazarlık sistemlerin ve platformların değerlendirilmesi(Uludağ Üniversitesi, 2006) Alyaz, Yunus; Uludağ Üniversitesi/Eğitim Fakültesi.Bu çalışmada, online dil öğretim uygulamaları geliştirme konulu bir Leonardo da Vinci projesi kapsamında yazarlık sistemlerin ve platformların listelenmesi, sınıflandırılması, değerlendirilmesi ve dil öğretiminde kullanılmasıyla ilgili elde edilen sonuçlar ele alınmıştır. Son on yılda piyasaya çok sayıda, çeşitli tip ve özellikte yazarlık sistemler sürülmektedir. Online yazarlık sistemler ve platformlar online e-öğretimin yaygınlaşmasında yeni teknolojiler ve kolaylıklar sunmaktadırlar fakat bunların elektronik, tıp, iktisat vb. alanlarda öğretim amaçlı kullanılmasına karşın, yabancı dil, özellikle de Almanca ve Türkçe gibi dillerin öğretiminde yeterince yaygınlaşmadığı görülmektedir. Yazarlık sistemlerin amaçlarına hizmet edebilmeleri ve programlama uzmanı olmayan öğretmenlerin de kendi online materyallerini geliştirebilmeleri için kullanım kolaylığı ve uyumluluk gibi bir dizi özelliğe sahip olmaları gerekmektedir.Item Matematik öğretiminde gelişmeler(Uludağ Üniversitesi, 2006) Altun, Murat; Uludağ Üniversitesi/Eğitim Fakültesi.Bu çalışmada önce matematik ve matematik öğretiminden ne anlaşıldığı hususundaki gelişmeler özetlenmiş, sonra matematik öğretimi ile ilgili çağdaş öğrenme kuramlarından yapısalcı öğrenme ve gerçekçi matematik eğitimi tanıtılmış, bunların benzerlikleri, farklılıkları ve uygulanabilirlik düzeyleri üzerinde durulmuştur. Günümüzde matematik öğretiminin hedefinin, sürecin kazanımı ve matematiksel yatkınlık kazandırma olduğu dikkate alınarak, buna uygun öğrenme ortamında ve öğretim etkinliklerinde bulunması gereken dört temel özellik belirlenmiştir. Bu özellikler, bilgiyi bireyin kendisinin oluşturduğu, öğrencinin zihinsel faaliyetlerini kendisinin düzenlemesi, öğretimi bir bağlam içinde ele alma ve problem çözme yeteneklerini geliştirme olup bunların nasıl sağlanabileceği tartışılmıştır.Item Merkezi epistemolojik inançlar ölçeğinin geliştirilmesi: Geçerlik ve güvenirlik(Uludağ Üniversitesi, 2006) Oksal, Aynur; Şenşekerci, Erkan; Bilgin, Asude; Uludağ Üniversitesi/Eğitim Fakültesi.Bu çalışmanın amacı, öğretmen adayı öğrencilerin öğrenme-öğretme süreçleri hakkındaki inançlarına temel oluşturan merkezi epistemolojik inançlarını ölçmeye yönelik bir ölçme aracı geliştirmektir. Merkezi epistemolojik inançları temsil ettiği düşünülen toplam 23 maddeden oluşan beşli Likert tipi bir ölçek elde edilmiştir. Ölçeğin yapı geçerliğini saptamak amacıyla 350 öğretmen adayı öğrenciden toplanan verilerin Temel Bileşenler Analizi yöntemi ile faktör yapısına bakılmıştır. Varimax rotasyonu da uygulanarak dört faktörlü çözümün sınandığı faktör analizi sonucunda 28 maddenin 23 ünün dört faktöre, 49’dan yüksek faktör yükü ile yüklenebildiği saptanmıştır. Faktörlere ait maddeler incelendiğinde birinci faktörün “Bilgi kaynağı olarak bilime inanç”, ikinci faktörün “Rasyonel topluma inanç”, üçüncü faktörün “Batıl ritüellere inanç” ve dördüncü faktörün de “Doğaüstü güçlere inanç” alt ölçekleri olabileceği düşünülmüş ve belirtilen biçimde adlandırılmışlardır. Alt ölçeklerin alfa güvenirlik katsayılarının kabul edilebilir düzeyde olduğu bulunmuştur.Item Özel okul ve devlet okulu öğrencilerinin matematik kaygı düzeyleri üzerine bir araştırma(Uludağ Üniversitesi, 2006) Yenilmez, Kürşat; Özbey, NüketBu araştırmanın amacı, özel okullar ve devlet okullarında okuyan ilköğretim öğrencilerinin matematik dersine yönelik kaygı düzeyleri ile bununla ilişkili olabilecek demografik değişkenler arasındaki ilişkileri belirlemektir. Araştırma ilköğretim okullarına devam öğrencilerin matematik dersine yönelik kaygı düzeylerini belirlemek ve sahip oldukları kaygı düzeyinin okul türü, cinsiyet, sınıf düzeyi, genel başarı durumu, matematik başarı durumu ve anne-baba eğitim durumu değişkenleri açısından farklılaşıp farklılaşmadığını belirlemek amacıyla gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın örneklemini; İnegöl ilçesinde biri özel okul ve ikisi devlet okulu olmak üzere ilköğretim 5, 6, 7 ve 8. sınıflarda okuyan öğrenciler arasından rastlantısal olarak seçilen 289 öğrenci oluşturmaktadır. Verilerin toplanması aşamasında, öğrencilerin matematik kaygı düzeylerini saptamak amacıyla Erol (1989)’un “Matematik Kaygısı Ölçeği” kullanılmıştır. Toplanan verilerin çözümlenmesinde, t-testi ve varyans analizinden yararlanılmıştır. Araştırmanın sonuçlarına göre, okul türü ve cinsiyet değişkenleri göz önüne alındığında kaygı düzeyleri açısından fark bulunamamıştır. Sınıf düzeyi, genel başarı durumu, matematik başarı durumu, anne ve babanın eğitim durumu değişkenlerine göre ise kaygı düzeyleri açısından anlamlı farklılıklar gözlemlenmiştir.Item Türkçe derslerinde çoklu zekâ kuramının uygulanmasına ilişkin öğretmen görüşleri(Uludağ Üniversitesi, 2006) Koşar, Edip; Uludağ Üniversitesi/Eğitim Fakültesi.Bu çalışmanın amacı, Türkçe öğretmenlerinin çoklu zekâ kuramını uygulamada yaşadıkları güçlükleri belirlemektir. Çalışma nitel bir araştırma olup, veriler Bursa şehir merkezinde görev yapan 8 Türkçe öğretmeninden görüşme ile elde edilmiştir. Araştırmada öğretmenlerin çoklu zekâ kuramının temel felsefesini Türkçe dersine uygun görmekle birlikte, lisans eğitimlerinde çoklu zekâ kuramına ilişkin yeterli bilgi edinmedikleri, Milli Eğitim Müdürlüğünce çoklu zekâ kuramını tanıtmak amacıyla düzenlenen etkinliklerin yetersiz olduğu, müfettişlerin de bu konuda yeterli bilgiye sahip olmadıklarını belirtmişlerdir. Bu kuramın uygulanması ile ilgili olarak öğretmenler örnek etkinlikler, materyal, araç-, gereç, kılavuz kitap ve uygun donanım bulmada güçlük çektiklerinden şikâyet etmektedirler. Bunun yanı sıra sınıfların kalabalık olması, etkinlikler için yeterli zaman bulamadıkları ve konuları yetiştirememe kaygısı yaşadıklarını belirtmişlerdir.Item Türkiye voleybol antrenörlerinin sosyal tercihleri ve mesleklerine bakışları(Uludağ Üniversitesi, 2006) Korkmaz, Faruk; Korkmaz, N. H.; Arabacı, Ramiz; Akça, Aygül; Akça, Cengiz; Uludağ Üniversitesi/Eğitim Fakültesi.Yüksek standartta bir spor eğitimi, nitelikli yetiştiriciler ile güçlü ve yetenekli sporculara gereksinim duyar. Araştırmacıların ortaya çıkardığı tüm verileri değerlendiren ve sporcularına yüksek standartta eğitimi vermeye çalışan antrenörler önemli konumdadır. Başarılı antrenörler genellikle dengeli, kendine hakim, sosyal bir kişiliğe sahiptirler. Bu araştırmanın amacı, Bursa ili voleybol antrenörlerinin sosyal tercihlerini ve mesleki yapılarını tespit ederek, bir eğitimcide bulunması gereken davranışları gösterip göstermediğini belirlemek, antrenörlerin işlevsel sorunlarını, mesleki beklentilerini ortaya koyarak ilgililere mesajlar ve öneriler sunmaktır. Araştırmamıza 109 erkek, 21 bayan voleybol antrenörü katılmıştır. Araştırmada elde edilen veriler, SPSS paket programı yardımıyla analiz edilmiştir. Analiz sonuçları %, frekans ve ki kare aracılığıyla tespit edilmiştir. Araştırmamıza katılan antrenörlerin öğrenim durumlarına bakıldığında % 76’sı üniversite mezunudur. Yine antrenörlerin % 61,5’i antrenörlüğü yan çalışma alanı olarak yapmaktadırlar. Antrenörlüğü özel çaba gerektiren bir meslek olarak gören antrenörler, bu mesleği yapmaktan memnun olduklarını belirtmişlerdir. Çalışma koşullarını önemli sorun olarak gören antrenörler, meslektaşlarıyla bazen çatışma yaşadıklarını belirtmişlerdir. Sporcuların eğitiminin niteliğini geliştirmek, antrenörlerin niteliğini geliştirmekle eşanlamlıdır. Antrenörün niteliği sporcunun, sporcunun niteliği, ülke sporunun niteliğinin yükselmesinde temel unsurlardır. Antrenörlerin hangi niteliklere sahip olması gerektiği konusundaki çalışmaların çoğalarak devam etmesi ve yapılan araştırmaların sonuçlarına göre, antrenör yetiştiren kurumlarda ve kademe eğitimlerinde öğrenim görenlerin yönlendirilerek, antrenör olacakların niteliklerinin bu ilkeler ve özellikler çerçevesinde yükseltilmesi ülke sporunun geleceği açısından büyük önem taşımaktadır.Item U.Ü. Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü Müzik Eğitimi Anabilim Dalı 2004-2005 yetenek sınavının genel değerlendirmesi(Uludağ Üniversitesi, 2006) Sungurtekin, Mete; Uludağ Üniversitesi/Eğitim Fakültesi.Bu çalışmada, Uludağ Üniversitesi Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü Müzik Eğitimi Anabilim Dalı 2004-2005 öğretim yılı yetenek sınavında uygulanmış olan I. aşama eleme sınavı ve II. Aşama seçme sınavlarının değerlendirilmesi amacıyla, başvuruda bulunan adayların öncelikle I. Aşama sınavı sonucunda elde ettikleri puanlara göre başarı dağılımları, istatistiksel çözümlerle tespit edilmiş, bunun yanında II. Aşama seçme sınavına katılma hakkı elde eden adayların sınav sonucunda elde ettikleri başarı puanlarının değişik gruplara göre dağılımları ortaya konulmuştur. Elde edilen bulgulardan hareketle 2004-2005 öğretim yılı yetenek sınavı sonucunda Müzik Eğitimi Anabilim Dalına girmeye hak kazanan öğrencilerin genel başarı puanlarının istatistiksel çözümleri yapılmıştır.