Eğitim Bilimleri Doktora Tezleri / PhD Dissertations
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/21
Yasal Uyarı ⚠️ Araştırmacılar, tezlerin tamamı veya bir bölümünü yazarın izni olmadan ticari veya mali kazanç amaçlı kullanamaz, yayınlayamaz, dağıtamaz ve kopyalayamaz. BUU Akademik Açık Erişim Web Sayfasını kullanan araştırmacılar, tezlerden bilimsel etik ve atıf kuralları çerçevesinde yararlanırlar.
Browse
Browsing by Department "Fen Bilgisi Eğitimi Bilim Dalı"
Now showing 1 - 20 of 22
- Results Per Page
- Sort Options
Item 1923-2023 yılları arasında Türkiye’deki siyasi ve toplumsal gelişmelerin fen öğretim programlarına yansımaları: Bir tarihsel doküman analizi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2023-07-14) Şengül, Ahmet Asım; Kılınç, Ahmet; Eğitim Bilimleri Enstitüsü; Matematik ve Fen Eğitimi Ana Bilim Dalı; Fen Bilgisi Eğitimi Bilim Dalı; 0000-0001-7555-441XBu çalışmanın amacı, Türkiye'de fen eğitimi programlarının tarihsel gelişimini siyasi ve toplumsal gelişmelerin ışığında incelemektir. Bu bağlamda, Türkiye'nin son yüzyılı (1923-2023) ekonomik, siyasi ve sosyal gelişmeler açısından 1923-1945, 1945-1960, 1960-1980, 1980-2000, 2000-2023 yıl aralıkları olmak üzere beş farklı döneme ayrılmıştır. Bu dönemler için gazete haberleri, DPT raporları, MEB şura raporları ve Fen eğitimi programları doküman analizine tabii tutulmuş ve her bir doküman için dönemlere özgü meta-temalar oluşturulmuştur. Son aşamada ise dökümanlar arasında ortak olan meta-temalar incelenmiş ve her bir dönemdeki siyasi ve toplumsal gelişmelerin fen eğitimine yansımaları yorumlanmaya çalışılmıştır. Çalışmanın sonuçlarına bakıldığında, Ülkemizin gündemini şekillendiren haberler, DPT raporları, MEB şura kararları ve Fen eğitimi programları arasında organik bir ilişki olduğu gözlenmiştir. Öte yandan 1923-1945 yılları haricinde kalan dört dönem aralığında da öncelikle yenilikçilik, eleştirel ve bilimsel düşünme gibi fikirlerin olduğu ‘esneme’, sonrasında ise askeri müdahaleler ile şekillenen milli ve dini motiflerin daha fazla vurgulandığı öne çıktığı ‘kapanma’ şeklinde ilerleyen bir döngü olduğu gözlenmiştir. Bu süreçlerde Türkiye-Amerika ilişkilerinin belirleyici olduğu anlaşılmıştır. Öte yandan 1980’li yıllara kadar tarım odaklı ekonominin eğitim programına özellikle fen eğitimi programına yansıdığı görülse de, bu dönemden itibaren liberal politikalarla birlikte teknoloji odaklı sanayileşmenin hızlanmasıyla mühendislik ve girişimcilik gibi temaların fen eğitimi programına yansıdığı gözlenmiştir. Teknoloji odaklı bu eğilimin kaliteli bir eğitimi kaybetmek anlamında bir eşitsizlik yarattığı düşünülmüştür. Son olarak sınav sisteminin 1970li yıllarda şekillenmesi ile öğrenciler arasında kontrolsüz bir rekabetin nasıl şekillendiğine dair yorumlar yapılmıştır.Item Astronomi okuryazarlığı üzerine kazanım temelli program geliştirme çalışması(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-06-11) Ünal, Merve; Bulunuz, Nermin; Eğitim Bilimleri Enstitüsü; Matematik ve Fen Bilimleri Eğitimi Ana Bilim Dalı; Fen Bilgisi Eğitimi Bilim Dalı; 0000-0002-5917-4369Astronomi çok eski çağlardan bu yana insanoğlunun ilgisini çeken bir konu olmaklabirlikte, hızla gelişen teknoloji sayesinde uzay artık insanlar için bilinemeyen bir konuolmaktan çıkmış ve son yüzyılda ülkeler uzay çalışmalarını hızlandırmışlardır. Uzay çalışmalarındaki bu gelişmeler, dünyada eğitimin her alanına da yansımaktadır. Hem bu çalışmalara katılabilecek insan gücünü sağlayabilmek hem de ülke vatandaşlarının çalışmaları takip ederken içeriğini, amacını anlayabilmesini sağlayabilmek adına, öğrencilerin―Astronomi okuryazarı‖ olarak yetiştirmesi oldukça önemlidir. Astronomi okuryazarlığı, Astronomi hakkında genel bir çerçeve çizen hem beceri hem de davranış boyutları olan bir kavramdır. Bu çalışmada Astronomi okuryazarı öğrenciler yetiştirmek için ilkokuldan ortaöğretime kadar çeşitli dersler içerisinde bulunan Astronomi kazanımlarının bütüncül bir bakış açısıyla gözden geçirilmesi, düzenlenmesi ve sınıflandırılması amaçlanmıştır. Çalışmada iki veri toplama tekniği kullanılmıştır. İlk aşamada iki tur Delphi tekniği kullanılarak ilkokul, ortaokul ve lise için Astronomi okuryazarlığı yeterlikleri, Astronomi, Fizik ve Fen Bilimleri alanlarında uzmanların görüşleri alınarak belirlenmiş, ikinci aşamada ise alan uzmanlarının önerdiği Astronomi kazanımları, mevcut öğretim programlarındaki kazanımlar ile doküman inceleme tekniği kullanılarak karşılaştırılmıştır. Delphi tekniği ile toplanan verilerin analizleri sonucunda, alan uzmanlarının, toplumun genel olarak Astronomi okuryazarlığı düzeyini yetersiz gördükleri ve bu doğrultuda, Astronomi okuryazarlığının her öğrenci için oldukça gerekli olduğunu belirttikleri bulunmuştur. Bulgulara göre, Astronomi okuryazarlığı yeterlilik alanları; Bilgi, Beceri, Duyuşsal ve Astronomi- Teknoloji –Topl alanlarından oluşmaktadır. Bu ana alanların alt alanları her öğrenim düzeyine göre farklılaşmakla birlikte, uygun kazanımlar buralarda sıralanmıştır. Alan uzmanları bu beceri ve davranışların hangi okul kademesinde, hangi kazanımları kapsayacak şekilde öğretilmesi gerektiğini, Astronomide hızla gelişen güncel konuları da içine alarak, yeniden düzenlenmeye ihtiyaç duyulduğunu ifade etmişlerdir. Araştırmanın sonuçlarından hareketle, mevcut Fen öğretim programlarındaki kazanımların, Astronomi okuryazarı bireyler yetiştirmek için yeterli olmaması nedeniyle, güncellemelerin yapılması, Fen derslerinden farklı olarak ayrı bir Astronomi dersinin programlara eklenmesi, bu dersin de Millî Eğitim Bakanlığı tarafından istihdam edilecek Astronomi uzmanlık alanına sahip öğretmenler tarafından öğretilmesi önerilmektedir.Item Bilimsel süreç becerilerinin yapay zekâ ile yordanması, öğrenciler ve üstün yetenekli öğrencilerdeki etkililiği(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2023-09-14) Sarıoğlu, Serhan; Çepni, Salih; Eğitim Bilimleri Enstitüsü; Matematik ve Fen Bilimleri Eğitimi Ana Bilim Dalı; Fen Bilgisi Eğitimi Bilim Dalı; 0000-0003-3587-2266Bilimsel süreç becerileri, bilimsel bir araştırmayı yürütme sürecinde kullanılması gereken ve bu nedenle öğrencilere kazandırılması gereken en önemli becerilerin başında gelmektedir. Bilimsel süreç becerileri fen bilimlerinin öğretiminde ve bilimle ilgili tüm mesleklerin edinilmesi sürecinde önemli bir rol oynamaktadır. Özellikle Türk eğitim sisteminde sıklıkla kullanılan çoktan seçmeli sorular, bilimsel süreç becerileri gibi işe vuruk becerilere odaklanmaması, öğretim programının vurguladığı kazanımlarla sınırlı kalması nedeniyle bu becerilerin ölçülmesini ve değerlendirilmesini, dolayısıyla da bu noktadaki eksikliklerin ortaya çıkarılarak bu eksikliklere yönelik önlemler almak suretiyle geliştirilmesini zorlaştırmaktadır. Bu nedenle, araştırma “Geliştirilen sınıflama modelinin beceri temelli sorularla 8. Sınıf öğrencilerinin ve fen alanında üstün yetenekli 8. sınıf öğrencilerinin bilimsel süreç becerilerini yordamada etkililiği nasıldır?” sorusuna yanıt aramaktadır. Araştırmada kullanılan veri toplama araçları çevrimiçi bilimsel süreç becerileri testi ve40 sorudan oluşan çoktan seçmeli beceri temelli sorulardan oluşmaktadır. Veri toplama araçlarının uygunluğu, ölçmeyi hedeflediği bilimsel süreç becerilerinin standartlarıyla uyumsama durumları gözetilerek geliştirilmiş ve öğrencilerin bilimsel süreç beceri düzeylerini ortaya çıkarmak amacıyla kullanılan bilimsel süreç beceri ölçeği ile birlikte araştırmanın veri toplama araçlarını oluşturmuştur. Bu aşamadan sonra 292 öğrenciden elde edilen veriler yardımıyla beceri temelli maddelerin bilimsel süreç becerilerini yordama durumlarını ortaya çıkarmak için 11 farklı makine öğrenmesi sınıflama modeli oluşturulmuş, bu modellerin etkililikleri yine nicel metriklerden yararlanılarak değerlendirilmiştir. Eğitilen sınıflama modeli daha sonra 34 fen alanında üstün yetenekli tanısı almış öğrencilerin verileri üzerinde test edilmiş ve sonuçları raporlanmıştır. Araştırma sonucunda geliştirilen farklı modeller değerlendirilmiş ve öğrencilerin bilimsel süreç becerilerini yordamada en iyi performansı gösteren modelin Adaboost modeli olduğu ortaya çıkarılmıştır. Ayrıca modelin performansı üstün yetenekli öğrencilerin bilimsel süreç becerilerinin yordanmasında da incelenmiş, sonuçta kabul edilebilir düzeyde bir başarı ortaya çıkarılmıştır. Araştırma sonucunda yapay zekâ uygulamalarının eğitimde ölçme değerlendirme alanında, özellikle de bilimsel süreç becerileri gibi özel bir alanda bile kullanılabileceği sonucuna ulaşılmış, daha farklı örneklemlerle farklı öğrenci özelliklerinin de yordanması için daha fazla çalışmanın yapılması önerilmiştir. Bununla birlikte, sınıflama modelinin eğitilmesi sürecinde kullanılan veri noktası sayısının mümkün olduğunca fazla olmasının modelin performansını olumlu yönde etkileyeceği önerilmektedir.Item Erken çocukluk döneminde özel gereksinimli çocuklara fen öğretimi ile ilgili paydaşların görüşlerinin değerlendirilmesi: Bir delphi çalışması(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2023-06-19) Özhan, Muhammed Muzaffer; Başal, Handan Asude; Eğitim Bilimleri Enstitüsü; Matematik ve Fen Eğitimi Ana Bilim Dalı; Fen Bilgisi Eğitimi Bilim Dalı; 0000-0003-3661-5544Erken çocukluk döneminde özel gereksinimli çocuklar için erken çocukluk dönemi fen eğitimi, bilimsel düşünme becerilerinin gelişmesinin yanında, sosyal ve duygusal gelişimlerine de katkıda bulunur. Çocukların, öğrenme fırsatlarından yararlanmalarına ve kendilerine güvenmelerine yardımcı olmaktadır. Çocukların öğrenme sürecine katılımlarını ve özgüvenlerini artırır. Bu nedenle, özel gereksinimli çocukların fen etkinliklerinden yararlanmaları, erken çocukluk eğitiminde eşitlik ve adalet için önemli bir adımdır. Alan yazına bakıldığında özel gereksinimli çocuklar için uygulanmış ve uygulanacak olan fen öğretimi konularında önemli bir eksiklik olduğunu görülmektedir. Bu eksikliğin giderilmesinde öğretmen, veli, yönetici ve akademisyenlerin fikirlerinin alınması noktasında bu çalışmada Delphi Yöntemi ile bir derecelendirme yapılmış ve bu derecelendirme ile çeşitli paydaşların fikirleri elde edilmiştir. Bu fikirler kapsamında yapılan analizler sonucunda erken çocukluk dönemi özel eğitim kapsamına alınan çocukların birbirlerini daha sık bir şekilde ziyaret etmeleri, normal gelişim gösteren akranlarıyla aynı ortamlarda çalışmaları gerektiği, birbirleri hakkında fikir sahibi olmaları, öğretmenleri ile yakın ve sıcak ilişkiler kurmaları ve bu arada kendi öz benliklerini geliştirmelerine yönelik faaliyetler içerisinde olmalarının önemli olduğu ortaya çıkmıştır. Bu sonuçlar değerlendirildiğinde özel eğitim alanında çalışan araştırmacıların özellikle araştırmanın sonucunda ortaya çıkan temalara yoğunlaşmalarının, öğretmen düzeyinde ise iş birliği yapılan grupların oluşturulması ve birbirlerinden faydalanan öğrenme ekosistemlerinin oluşturulması ve bu şekilde yetersizliği olan çocukların araştırma sonuçlarına göre maksimum şekilde faydalanmalarının sağlanması gerektiğine ulaşılmıştır. Verilere göre fen öğretimi alanına ilişkin bazı öneriler verilmeye çalışılmıştır. Dolayısıyla bu öneriler araştırma yapan bireyler için yol gösterici olabilecektir. Bu kapsamda araştırmanın gerek ulusal gerekse de uluslararası düzeyde birçok araştırmacının kullanacağı sonuçlar barındırdığı söylenebilir.Item Fen bilgisi öğretmenlerinin soru üretme hakkındaki muhakemeleri ve inanç sistemleri(Uludağ Üniversitesi, 2017-07-21) Yılmaz, Şirin; Kılınç, Ahmet; Eğitim Bilimleri Enstitüsü; İlköğretim Ana Bilim Dalı; Fen Bilgisi Eğitimi Bilim DalıÖğrenme-öğretme süreçlerinin önemli unsurlarından biri öğretmen sorularıdır. Öğretmenler üretmiş oldukları sorular ile öğrencilerin var olan düşüncelerinin açığa çıkarılması, tartışma ortamlarının oluşturulması ve öğrenci muhakemelerinin geliştirilmesini amaçlamaktadırlar. Öğretmenlerin bir duruma yönelik soru üretmeleri, soru üretirken kullandıkları muhakeme süreçleri, soru üretme aşamasındaki mantıksal doğruluk ve tutarlılık arama ve tekrardan kaçınmaları erotetik mantık çerçevesinde incelenebilir. Yapılan çalışmanın amacı fen bilgisi öğretmenlerinin soru üretmeye yönelik inanç sistemleri ve soru üretme muhakemelerini (erotetik muhakemelerini) açığa çıkarmaktır. Araştırmanın ilk aşamasında toplam on Fen Bilgisi öğretmeni sınıf içerisinde diyalojik söylem gözlem formuna göre gözlemlenerek sınıf içi söylemler ve soru üretme açısından düşük, orta ve yüksek olarak gruplanmıştır. Ardından her bir grubu temsil eden bir öğretmen seçilerek çalışmaya üç Fen Bilgisi öğretmeni ile devam edilmiştir. Katılımcı grubunun belirlenmesinin ardından öğretmenler ile yarı yapılandırılmış görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Görüşme sürecinde araştırmacı tarafından geliştirilen dört farklı senaryo kullanılmış ve öğretmenlerin bu senaryolara yönelik derin sorular üretmeleri istenmiştir. Görüşmeler iki aşamada ve öğretmenler için uygun olan zaman dilimlerinde gerçekleştirilmiştir. Her bir görüşmenin ses kaydı alınmıştır. Elde edilen verilerin analizinde iki aşamalı bir analiz süreci izlenmiştir. İlk aşamada öğretmenlerin soru üretmeye yönelik inanç sistemleri incelenmiş, ikinci aşamada ise öğretmenlerin üretmiş oldukları soruların çıkarımsal açıdan güçlülüğü erotetik mantık açısından ele alınmıştır. Yapılan analizler sonucunda öğretmenlerin derin soruları, öğrencilerin kavrama ve sonuç çıkarma, ilişkiler kurma, yorum yapmalarını sağlayan, farklı bakış açıları kazandıran soru olarak tanımladıkları sonucuna varılmıştır. Erotetik muhakeme açısından yapılan analizlerde ise öğretmenlerin soru üretme sürecinde yapmış oldukları erotetik muhakemelerin yetersiz, üretmiş oldukları soruların ise senaryoya bağlı düşünme ve cevaplar gerektirdiği, cevapların metinlerin tekrarı niteliğinde olduğu, var olan konu alan bilgilerinin soru üretme muhakemelerini kısıtladuğı ve senaryo dışına çıkmayı engellediği, alan bilgilerinin bulunmadığı senaryolarda ise konu dışına çıkabilen sorular ürettikleri sonucuna varılmıştır. Bunlarla birlikte öğretmenlerin soru sorma inanç sistemleri ile erotetik muhakemeleri arasında etkileşimler olduğu sonucuna varılmıştır. Çalışma sonunda öğretmenlerin soru üretme muhakemelerinin geliştirilmesine yönelik bir öğretmen eğitiminin geliştirilmesi için önerilerde bulunulmuştur.Item Fen bilimleri dersinde dijital teknolojiler ile zenginleştirilmiş öğretim materyallerinin öğrencilerin bilgisayarca düşünme becerilerine ve kavram geliştirme süreçlerine etkileri(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2023-03-31) Alp, Gamze; Bulunuz, Nermin; Baltacı, Şehnaz; Eğitim Bilimleri Enstitüsü; Matematik ve Fen Eğitimi Ana Bilim Dalı; Fen Bilgisi Eğitimi Bilim Dalı; 0000-0002-8406-7987Araştırmadaki temel amaç, dijital teknolojiler ile zenginleştirilmiş öğretim materyallerinin, bilgisayarca düşünme becerilerine ve kavram geliştirme süreçlerine etkilerini değerlendirmektir. İç içe geçmiş desenin kullanıldığı bu araştırmadaki nitel veriler, temel desen olan müdahale denemesinin içerisine iç içe geçirilmiştir. Müdahalenin çalışma grubu, uygun örnekleme ile seçilen224 beşinci sınıf öğrencisinden oluşmaktadır. Araştırmanın nitel boyutunda, maksimum çeşitleme örneklemesi kullanılmıştır. Veri toplama araçları Bilgisayarca Düşünme Ölçeği (BDÖ), Kavramsal Anlama Soruları (KAS), Araştırmacı Notları, Yarı Yapılandırılmış Görüşme ve Gözlem Formlarıdır. Deney ve kontrol grubu, BDÖ ve KAS’ı müdahale öncesi ve sonrası cevaplamışlardır. Fen bilimleri ve bilişim teknolojileri ve yazılım derslerinde, 13 hafta boyunca veri toplanmıştır. Deney grubu sınıflarında kullanılmak üzere, araştırmacı tarafından geliştirilen dijital teknolojiler ile zenginleştirilmiş öğretim materyalleri: “Kim Milyoner Olmak İster” mobil oyunu, Learning Apps oyunları ve Pixton çizgi romanlarıdır. “İnsan ve Çevre” ünitesi çerçevesinde hazırlanan özgün materyaller, müdahaledeki ikinci ve sekizinci haftalar arasında kullanılmıştır. Deney grubu, çevre sorunlarının nedenlerini ve bu sorunları çözme yollarını, Draw.io ve Pixton’da tasarladıkları öğrenci ürünleri aracılığıyla dokuzuncu ve 11. haftalar arasında temsil etmişlerdir. Fen bilimleri dersinde bilgisayarca düşünme ve kavram geliştirme süreçlerinin gelişimine yönelik, dijital teknolojiler ile zenginleştirilmiş öğretim materyallerinin nasıl oluşturulacağının, katılımcıların deneyimleri doğrultusunda ortaya çıkarılması amacıyla, müdahale sonrası öğrenci ve öğretmenler ile görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Nicel analizler, deney grubu BDÖ son test puanları ile kontrol grubu son test puanları arasında, deney grubu lehine anlamlı farkın olduğunu ortaya koymaktadır. Deney ve kontrol gruplarının son test KAS puanları arasında, deney grubu lehine anlamlı fark tespit edilmiştir. Nitel bulgular, dijital teknolojiler ile zenginleştirilmiş materyallerin, “İnsan ve Çevre” ünitesine dair bütüncül bir kavramsal anlayışı ve bilgisayarca düşünme becerisini nasıl geliştirebileceklerini, öğrenme süreçlerinde dijital araçların rolü, öğrenme süreçlerinde adaptasyon ve öğrenme süreçlerinde ürün oluşturma temaları ile gözler önüne sermektedir. Bilgisayarca düşünmenin fen disipline entegre edildiği bir yaklaşımın, fen bilimlerinde kavram geliştirme ve bilgisayarca düşünme konusunda olumlu öğrenme çıktılarıyla sonuçlanabileceğini ortaya koymaktadır.Item Bir fen bilimleri öğretmeninin düşük ve yüksek başarılı öğrencilere yönelik öğretim oryantasyonunun incelenmesi(Uludağ Üniversitesi, 2017-07-21) Özel, Ruhan; Kılınç, Ahmet; Eğitim Bilimleri Enstitüsü; İlköğretim Ana Bilim Dalı; Fen Bilgisi Eğitimi Bilim DalıBir öğretmenin fen öğretim oryantasyonu, onun inançlarının ve sınıf içi pratiklerinin anlaşılması için etkili bir araçtır. Literatürde oryantasyonlar ve sınıf içi pratikler arasındaki ilişkinin karmaşık olduğu, bazı nedenlerden dolayı öğretmenlerin fen öğretim oryantasyonlarını tam anlamıyla sınıf içi pratiklerine yansıtamadıkları belirtilmektedir. Fen öğretmenlerinin düşük ve yüksek başarılı öğrencilere yönelik var olan derin inançlarının sınıf içi pratiklerine nasıl yansıdığı cevaplanmamış bir sorudur. Bu noktada, bu araştırmanın amacı bir Fen Bilimleri öğretmeninin düşük ve yüksek başarılı öğrencilere yönelik öğretiminde, öğretim oryantasyonunda yapmış olduğu değişimlerin doğasını anlamaktır. Çalışmada nitel araştırma desenlerinden tekli durum çalışması naturalistik bir bakış açısıyla ele alınmıştır. Araştırma Kocaeli ili Gebze ilçesi merkez okullarından birinde görev yapmakta olan bir Fen Bilimleri öğretmeni ile gerçekleştirilmiştir. Veri toplama süreci görüşme ve gözlem basamaklarından oluşmuştur. Görüşme basamağında altı adet, gözlem basamağında ise bir adet form kullanılmıştır. Araştırmada bir Fen Bilimleri öğretmeninin pedagojik inanç sistemi ile düşük ve yüksek başarılı öğrencilere yönelik öğretim oryantasyonu arasındaki ilişkileri belirleyebilmek için tümevarımsal kodlama kullanılmıştır. Bu aşamada gömülü(grounded) teoriden faydalanılmıştır. Araştırmanın sonuçlarına göre; bir Fen Bilimleri öğretmeninin düşük ve yüksek başarılı öğrencilere yönelik öğretim oryantasyonu, transformasyona yönelik inançlar ve bu transformasyonları destekleyen düşük ve yüksek başarılı öğrencilere yönelik inançlar olmak üzere iki bölümden oluşmaktadır. Öğretmen açıklamalarında dönüşümler yaparak ve öğrencilerin başarı düzeylerine göre belirli öğretim stratejilerini kullanarak öğretiminde ayarlamalar yapmaktadır. Transformasyonları destekleyen düşük ve yüksek başarılı öğrencilere yönelik inançlar bilgi, beceri, öğrenme stratejileri ve öğrencilerin zorlandıkları çözüm aşamaları temalarından oluşmaktadır. Öte yandan bu Fen Bilimleri öğretmeninin düşük ve yüksek başarılı öğrencilere yönelik inanç sisteminin, öğretim oryantasyonu ile ilgili inançlar ve genel pedagojik inançlardan oluşan kompleks bir yapıda olduğu gözlenmiştir. Bu noktada hem program yapıcılara hem de düşük ve yüksek başarılı öğrencilere yönelik öğretmen oryantasyonu çalışmaları ile ilgili olarak öğretmen eğitimi araştırmacılarına bazı önerilerde bulunulmuştur.Item Bir fen bilimleri öğretmeninin hayatı boyunca yaşamış olduğu güç odaklı ilişkilerin fen bilimleri öğretimine yansımaları: Foucault perspektifinden bir otoetnografi çalışması(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-08-02) Soysal, Davut; Kılınç, Ahmet; Eğitim Bilimleri Enstitüsü; Matematik ve Fen Bilimleri Eğitimi Ana Bilim Dalı; Fen Bilgisi Eğitimi Bilim Dalı; 0000-0003-0011-8431Foucault okul, hastane, tımarhane, hapishane gibi kurumlarda güç ilişkilerinin nasıl şekillendiğini inceleyen bir filozoftur. Olayların Foucault perspektifinden yorumlandığı bu çalışmada otoetnografi yöntemi kullanılarak araştırmacının kendisinin hatıraları veri olarak kullanılmıştır. Bu kapsamda araştırmacı doğumundan bir Fen öğretmeni olarak görev yaptığı mesleki deneyim yıllarına kadar, hayatı boyunca yaşamış olduğu güç ilişkileri ile ilgili hatırlama faaliyetleri yapmış ve bu faaliyetler hayatındaki çeşitli akranlar tarafından kontrol edilmiştir. Üretilen hatırlama metinleri üzerine çeşitli tematik analizler yapılmış ve araştırmacının yaşam kesitlerinde yer alan “ideal öğretmen” ve “ideal öğrenci” modellerinin neler olduğu sorgulanmıştır. Çalışma sonunda “Rol Çeşitliliği Üretimi ve Değişimi, Otoritenin Kendini Saklaması, Fedakârlıklara İzin Verilmemesi, Sermaye ve Dönüşümleri ve Sistemin Adil veya Adalet Getirdiği İnancı” şeklinde beş genel tema çıkartılmıştır. Oluşturulan temalar yorumlandığında, güç ilişkilerinin sadece okul ekseninde oluşup gelişmediği, aslında toplumun genelinde şekillenerek okullarda özelleştiği ortaya çıkmaktadır. Bu kapsamda otorite tarafından toplum, okullar, öğretmenler ve öğrenciler üzerinde sınav özelinde uygulanan güç odaklı ilişkilerin, daha kontrollü bir dille sürdürülmesine olanak veren mekanizmaların işletilmesi önerilmektedir.Item Fen laboratuvarında kullanılan argümantasyon odaklı öğretimin öğrencilerin akademik başarılarına, sorgulayıcı öğrenme becerilerine ve yaratıcılıklarına etkisi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-01-13) Karacalı, Kübra; Özkan, Mustafa; Eğitim Bilimleri Enstitüsü; Matematik ve Fen Bilimleri Eğitimi Ana Bilim Dalı; Fen Bilgisi Eğitimi Bilim DalıBu çalışmada, argümantasyon odaklı öğretimin uygulandığı deney grubu ile mevcut öğretim programının uygulandığı kontrol grubu öğrencilerinin sorgulayıcı öğrenme becerileri, yaratıcı düşünme ve akademik başarılarında anlamlı bir değişiklik olup olmadığı incelenmiştir. Çalışmada nicel yöntem kullanılmıştır ve çalışma tek grup ön test-son test zayıf deneysel araştırma deseninden oluşmaktadır. Araştırma fen bilimleri dersinin “Saf Madde ve Karışımlar, Işığın Madde ile Etkileşimi, Elektrik Devreleri” ünitelerinde yapılmış olup 14 hafta boyunca sürmüştür. Çalışma grubunu 2018-2019 eğitim-öğretim yılı Eskişehir ili merkez ilçesinde bulunan bir ortaokulun 7. sınıfında öğrenim gören toplam 40 öğrenci oluşturmuştur. Araştırmada Hu ve Adey (2002) tarafından geliştirilen "Bilimsel Yaratıcılık Ölçeği" ve Balım ve Taşkoyan (2007) tarafından geliştirilen "Sorgulayıcı Öğrenme Becerileri vii Algısı Ölçeği" kullanılmıştır. Bununla birlikte çalışmada, araştırmacı tarafından hazırlanan, pilot uygulaması 119 öğrenciyle gerçekleştirilen ve madde analizi tamamlanan "Akademik Başarı Testi" ile öğrencilerin akademik başarılarını belirlemek amaçlanmıştır. Ölçme araçlarının analizinde AMOS 20 ve SPSS 21 programları kullanılmıştır. Araştırmada sorgulayıcı öğrenme becerileri algısı ölçeğinin alt boyutlarını tespit etmek için doğrulayıcı faktör analizi yapılmış ve grupların ön test puanlarını karşılaştırmak için ise bağımsız örneklem t testi kullanılmıştır. Ayrıca grupların ön ve son test puanları arasındaki farklılığın tespiti amacıyla ise ANCOVA yapılmıştır. Araştırma sonucunda, deney grubunda uygulanan öğretim yaklaşımının öğrencilerin akademik başarıları üzerinde orta düzeyde ve bilimsel yaratıcılıkları üzerinde ise yüksek düzeyde bir etkiye sahip olduğu görülmektedir. Ancak deney grubunda kullanılan öğretim yaklaşımlarının öğrencilerin sorgulayıcı öğrenme becerilerini etkilemediği söylenebilir.Item Fen öğretmenlerinin epistemik muhakemelerinin ölçülmesi amacıyla bir ölçek geliştirilmesi ve epistemik muhakemelerin pedagojik çıkarımlar üzerindeki etkisinin incelenmesi(Uludağ Üniversitesi, 2018-03-29) Akyürek, Erkan; Kılınç, Ahmet; Eğitim Bilimleri Enstitüsü; Matematik ve Fen Bilimleri Eğitimi Ana Bilim Dalı; Fen Bilgisi Eğitimi Bilim DalıAraştırma epistemik muhakemeleri etkili bir şekilde ölçebilmek amacıyla Epistemik Muhakeme Ölçeği (EMÖ) denen bir ölçeğin geliştirme çalışması olup, bu süreçte bu ölçeğin geçerlilik ve güvenilirlik süreçlerinin ve özellikle kriter geçerliliği noktasında epistemik inançlar ile ilgili başka iki ölçek (Epistemik İnanç Genel [EİG] ve Epistemik İnanç Alan [EİA] ölçekleri) ile kıyaslanması üzerine odaklanmıştır. Ayrıca EMÖ kriter geçerliliğinin sağlanmasında bağımlı değişken olarak pedagojik çıkarım kalitesi (PÇK) kullanılmış ve bu değişkeni ölçmek amacıyla pedagojik çıkarımlar görüşme formu (PÇGF) geliştirilmiştir. Bu noktada EİG ve EİA ölçekleri ile EMÖ'nün pedagojik çıkarımları benzer şekilde yordayacakları varsayılmıştır. Araştırmada uygunluk örneklemesi kullanılmıştır. Buna göre araştırmaya Bursa ilinde İnegöl ilçesinde görev yapmakta olan 105 Fen Bilimleri öğretmeni katılmıştır. Verilerin çözümlenmesi iki aşamada gerçekleşmiştir. Öncelikle EİG ve EİA ile EMÖ'de katılımcı öğretmenlerin yapmış oldukları kodlamalar rakamlar halinde SPSS programına girilmiştir. İkinci aşamada EİG ve EİA'nın faktöriyel yapısını incelemek amacıyla Maximum Likelihood testi Varimax rotasyonları ile beraber kullanılmış ve alpha güvenilirlik analizleri yapılmıştır. Bu testler sonrasında her bir katılımcının almış olduğu toplam EİG ve EİA puanları belirlenmiştir. Bu toplam puanlar kullanılarak Scatter Plot grafiği oluşturulmuş ve bu grafik üzerinden hem genel hem de alan açısından epistemik inanç-yüksek ve epistemik inanç-düşük olmak üzere beşer kişi (toplam 10 kişi) seçilmiştir. EMÖ için ise en yüksek ve en düşük puanları seçen bireylerden beşer kişilik epistemik muhakeme-yüksek ve epistemik muhakeme-düşük grupları (toplam 10 kişi) oluşturulmuştur. Çalışmanın ikinci aşamasında ise seçilen 20 kişi ile PÇGF kapsamında yapılan yarı yapılandırılmış görüşmelerin ses kayıtları dinlenmiş ve transkripstler oluşturulmuştur. Bu transkriptlerde öğretmenlerin PÇGF'de yer alan her bir sorudaki pedagojik çıkarımları kalite açısından incelemeleri istenmiştir. Çalışmanın sonuçlarına göre yapılan kıyaslama sonucunda EİG ve EİA ile belirlenen düşük ve yüksek epistemik inanç puanlarına sahip bireylerde pedagojik çıkarımların kalitesi açısından bazı farklılıklar gözlenirken, EMÖ ile belirlenen düşük ve yüksek epistemik muhakeme puanlara sahip bireylerde pedagojik çıkarımların kalitesi açısından daha belirgin farklılıkların olduğu gözlenmiştir. Bu durum hem EMÖ'nün kriter geçerliliğini sağlamakta hem de EMÖ'nün epistemik inanç ölçeklerine güçlü bir alternatif olduğunu göstermektedir. Ayrıca EMÖ'nün tek sorulu olmasından dolayı uygulamasının kolay olması ve epistemik inanç ölçeklerinde sınırlılık olarak yer verilen ve epistemik bilişte önemli bir parametre olan 'gerekçelendirme'yi temel olarak alması da EMÖ'nün diğer güçlü yanlarıdır.Item Öğretmen adaylarıyla uzaktan eğitimle mühendislik tasarım temelli fen öğretimi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2023-09-14) Özünlü, Özgür; Çepni, Salih; Eğitim Bilimleri Enstitüsü; Matematik ve Fen Bilimleri Eğitimi Ana Bilim Dalı; Fen Bilgisi Eğitimi Bilim Dalı; 0000-0002-5960-2861Bu araştırma mühendislik tasarım temelli fen öğretimi (MTTFÖ) yaklaşımının öğretmen adaylarının karar verme becerisi ve mühendislik tasarım temelli süreç becerisine etkisini incelemek amacıyla gerçekleştirilmiştir. Araştırma, nicel ve nitel yöntemi barındıran karma desenli bir araştırmadır. Çalışma 2020-2021 akademik yılında bir devlet üniversitesinde öğrenim gören 65 fen bilimleri öğretmenliği lisans programı öğrencisi ile gerçekleştirilmiştir. Çalışmada, fen bilimleri dersi öğretim programından 6.sınıftan “Ses ve Akustik”, 7. sınıftan “Isı ve Işık” ve 8. sınıftan ise “Sürdürülebilir Kalkınma” konuları için MTTFÖ’ne göre araştırmacı tarafından hazırlanan mühendislik tasarım temelli uygulamalar yürütülmüştür. Çalışmada öğretmen adaylarının mühendislik tasarım temelli öğretim yöntemini iyi kanıksamış olmaları, ileride kendi sınıflarında da bu yöntemi kullanmaları, mühendislik ve tasarım becerilerinin ve karar verme becerilerinin artması hedeflenmiştir. Uygulama süreci toplamda bir öğretim dönemi 14 hafta sürmüştür. Araştırmacı ilk hafta öğretmen adaylarına bir eğitim vermiş ve mühendislik tasarım temelli uygulamaları sürecine dair bilgiler aktarmıştır. Uygulama sürecinde fen bilimleri öğretmeni adaylarının karar verme becerilerini ölçmek için Ercan ve Bozkurt (2013) tarafından geliştirilen ve Bozkurt (2014) tarafından öğretmen adayları için yeniden tasarlanan “Karar Verme Beceri Testi (KVBT)” ve mühendislik ve tasarım becerilerini saptamak için araştırmacı tarafından tasarlanan “Mühendislik Tasarım Föyleri (MTF)” ve yine araştırmacı tarafından hazırlanan yarı yapılandırılmış odak görüşme formları ve araştırmacı günlükleri kullanılmıştır. Fen bilimleri öğretmen adaylarının mühendislik tasarım föyleri ve tasarladıkları prototipleri değerlendirildiğinde öğretmen adaylarının mühendislik ve tasarım becerilerinde ilk tasarımdan son tasarıma doğru bir artış olduğu, tek yönlü ANOVA testi ile ortalama puanlar arası farkın da istatiksel olarak anlamlı olduğu (p<0,05) görülmüştür. Karar verme becerilerinde de (Ön test: X̄ =6,65, ss= ± 2,199, son test: X̄ =7,37, ss= ± 2,059) anlamlı bir artış (p=0,002<0,01) bulunmuştur. Çalışmanın sonucu olarak uzaktan eğitimle fen bilimleri öğretmen adaylarına uygulanan mühendislik tasarım temelli öğretim yaklaşımının öğretmen adaylarının karar verme becerileri ile mühendislik ve tasarım becerilerinin olumlu düzeyde arttırdığı tespit edilmiştir. Mühendislik tasarım döngüsü basamaklarının her birindeki mühendislik ve tasarım becerilerinin gelişimlerinin ise öğretmen adaylarının odak grup görüşmelerindeki sonuçlar ile desteklendiği görülmüştür. Bu çalışmanın sonucunda, öğretmen adaylarının mühendislik tasarım sürecinin sonunda karar verme becerileri ile mühendislik ve tasarım becerilerinde olumlu yönde gelişmeler olmuştur. Çalışmanın nitel kısmında, MTTFÖ sürecinin öğretmen adaylarına olumlu yansımaları araştırmacı günlüklerinden görülürken, karar verme becerileri ile mühendislik ve tasarım becerilerinin gelişimine yarar sağladığı da odak grup görüşmeleri ile görülmüştür. Ayrıca öğretmen adaylarının MTTFÖ sürecinde 21. yüzyıl becerilerinin arasında yer alan; öğrenme ve yenilenme becerilerinden iletişim ve işbirliği, eleştirel düşünme ve problem çözme, yaşam ve meslek becerilerinden liderlik ve sorumluluk, girişimcilik ve öz-yönetim ve bilgi, medya ve teknoloji becerilerinden bilgi ve iletişim teknolojisini aktif olarak kullanmış oldukları da odak grup görüşmeleri ve araştırmacıgünlüklerinden görülmüştür. MTTFÖ’nin eğitim fakültelerine entegre edilebilmesi, öğretmenlerin sınıflarında kullanabilmesi hususunda hizmetiçi eğitimlerin verilebilmesi vegelecekte bu konuyla ilgili çalışma yapacak araştırmacılara öneriler sunulmuştur.Item Öğretmen inançları perspektifinden fen bilimleri öğretmenlerinin teknoloji entegrasyonu(Uludağ Üniversitesi, 2018-02-16) Demirbağ, Mehmet; Kılınç, Ahmet; Eğitim Bilimleri Enstitüsü; Matematik ve Fen Bilimleri Eğitimi Ana Bilim Dalı; Fen Bilgisi Eğitimi Bilim DalıBu araştırmada literatürde sıkça çalışılan Teknolojik Pedagojik Alan Bilgisi (TPAB) modeli değerlendirilerek teknoloji entegrasyonuna inanç sistemini temel alan alternatif bir model üretmek amaçlanmıştır. Bu amaçla yapılan araştırmada çoklu durum çalışmasından yararlanılmıştır. Araştırmanın başlangıcında amaca uygun şekilde seçilen bir devlet okulunda görev yapmakta olan bir fen bilgisi öğretmeni ile iletişime geçilmiş ve bu öğretmenin önerisi ile aynı okulda görev yapan ve çalışmayı kabul eden diğer iki öğretmene ulaşılmıştır. Seçilen bu üç fen bilimleri öğretmenin sınıf içi pratikleri gözlemlenmiştir. Sınıf içi pratikler noktasında pedagojik açıdan birbirinden farklılık gösteren öğretmenlerle çalışmaya devam edilmiştir. Bu bağlamda örneklem seçiminde mini bir kartopu örneklemin gerçekleştiği söylenebilir. Çünkü TPAİ sistemi modeli, oryantasyon açısından birbirinden farklı olan üç öğretmen için de uyumlu sonuçlar vermiştir. Örneklem grubunu oluşturan üç öğretmenin Teknolojik, Pedagojik Alan İnanç (TPAİ) sistemlerini ortaya çıkarma amacıyla yarı yapılandırılmış görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Ayrıca bu üç öğretmenin inanç sistemlerinin teknoloji entegrasyonuna nasıl etki ettiğini anlamak amacıyla öğretmenlerden teknolojiyi entegre ettikleri bir ders saatini kamera kaydına almaları istenmiştir. Gözlem ve görüşme sonrasında elde edilen verilerin analizleri Çoklu Kuram Oluşturma (Multi Grounded Theory) felsefesine uygun şekilde gerçekleştirilmiş ve bu analizler sonrasında TPAİ sistemi modeli ortaya çıkmıştır. TPAİ sistemi modeline göre öğretmenlerin TPAİ sistemi ve bu inanç sistemi arasındaki etkileşimlerin, planlama aşamasında teknolojinin kendisinin ve içeriğinin seçimini, uygulama aşamasında ise konunun öğretimi için teknolojiyi entegre etme sürecini etkilediği sonucuna varılmıştır. Bununla birlikte bu sonuç sonrasında TPAİ sistemi modeli ile ilgili program yapıcılara, araştırmacılara ve öğretmenlere önerilerde bulunulmuştur.Item Okul öncesi eğitimde STEM yaklaşımının kullanımı: Oyun temelli mühendislik tasarım uygulamaları(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2023-05-29) Yılmaz, Gül; Çepni, Salih; Eğitim Bilimleri Enstitüsü; Matematik ve Fen Eğitimi Ana Bilim Dalı; Fen Bilgisi Eğitimi Bilim Dalı; 0000-0003-1215-7737Bu çalışmanın amacı okul öncesi dönemde STEM eğitimine yönelik oyun temelli mühendislik tasarım etkinliklerinin geliştirilmesi, uygulanması ve değerlendirilmesidir. Araştırmanın çalışma grubunu 2021-2022 eğitim öğretim yılında Yalova ili Çiftlikköy ilçesinde bulunan bir devlet ilkokulundaki anasınıflarına devam eden 52 çocuk (deney-1, deney-2 ve kontrol grubu) ile deney gruplarındaki çocukların aileleri ve öğretmenleri oluşturmaktadır. Çalışmada karma yöntem deneysel desen kullanılmıştır. Çalışma kapsamında geliştirilen etkinliklerin çocukların problem çözme becerileri üzerindeki etkisini incelemek amacı ile Fen Eğitiminde Problem Çözme Ölçeği kullanılmıştır. Uygulama sürecine ilişkin çocuklar, aileler ve öğretmenlerin görüşlerini incelemek için ise yarı yapılandırılmış görüşme formları kullanılmıştır. Nicel veriler SPSS 22 programı ile analiz edilirken, nitel veriler betimsel ve içerik analizine tabi tutulmuştur. Geliştirilen etkinlikler deney gruplarına sekiz hafta boyunca haftada üç gün olacak şekilde uygulanmıştır. Çalışmadan elde edilen bulgulara dayalı olarak uygulanan etkinliklerin çocukların fen eğitiminde problem çözme becerilerine olumlu yönde etki ettiği sonucuna ulaşılmıştır. Buna ek olarak elde edilen bulgular, etkinliklerin çocukların gelişim düzeylerine uygun, bilişsel, sosyal-duygusal ve motor gelişimlerini destekleyici ve ayrıca çocuklar için oldukça ilgi çekici olduğunu göstermektedir. Bunun yanında, uygulama sürecinin ailelerin mühendislik tasarım etkinliklerine olan ilgilerini ve öğretmenlerin bu alandaki güven duygularını artırıcı yönde etki ettiği sonucuna ulaşılmıştır.Item Ortaokul öğrencilerinin matematiksel düşünme süreç ve becerilerinin boylamsal incelenmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2019-05-24) Sezer, Niyazi; Altun, Murat; Eğitim Bilimleri Enstitüsü; Matematik ve Fen Bilimleri Eğitimi Ana Bilim Dalı; Fen Bilgisi Eğitimi Bilim DalıBireyin nasıl öğrendiğinin önemli hâle gelmesiyle birlikte, öğrenme sürecinde sahip olduğu beceriler ile bu becerilerin geliştirilmesi fikri ön plana çıkmıştır. Matematiksel düşünme süreçlerini inceleyen araştırmacılar; bu süreçler geliştirildiğinde bireylerin matematik yapma, matematiği anlamlandırma becerilerinin de gelişeceğini ifade etmişlerdir. Bireylerin matematiksel alışkanlıklarında meydana gelen değişim ve gelişimler, matematiksel düşünme süreçlerini de geliştirmektedir. Şüphesiz ki bir öğrencinin düşünme becerileri ve alışkanlıklarının gelişimi zamanla oluşmaktadır. Bu nedenle, bu araştırmada öğrencilerin 6. sınıftan başlayarak üç yıl boyunca (6-7-8. sınıfta) cebirsel ve geometrik düşünme süreç becerilerinin (zihinsel alışkanlıklarının) boylamsal incelenmesi, süreç içerisinde hazırlanan ders planlarının zihinsel alışkanlıkların gelişimine etkisinin belirlenmesi, cebirsel alışkanlık gelişimleri arasında ve geometrik alışkanlık gelişimleri arasında anlamlı bir fark olup olmadığının incelenmesi ve sonucun rapor edilmesi amaçlanmaktadır. Araştırma, tasarım araştırması modelinde boylamsal bir çalışmadır. Bu çalışma 2016-2018 yılları arasında İstanbul Ümraniye Yavuz Selim Ortaokulunda bulunan öğrencilerin oluşturduğu bir tanesi pilot, diğeri gerçek çalışma grubu olarak belirlenen yirmi dokuzar kişilik iki grupta toplam 58 öğrenciyle gerçekleştirilmiştir. Araştırma öncesinde öğrencilerde var olan Zihnin Cebirsel Alışkanlıkları (ZCA) ile Zihnin Geometrik Alışkanlıkları (ZGA) belirlemek üzere geliştirilen ZCA ve ZGA Belirleme Testleri ayrı ayrı uygulanmış ve analizi yapılarak öğrencilerde var olan alışkanlıklar belirlenmiştir. Öğrencilerde var olduğu belirlenen ve geliştirilmek istenen alışkanlıklar listelenerek ders planları geliştirilmiş, uygun öğrenme ortamları tasarlanmış ve ders planları uygulanmıştır. Ders planlarının uygulaması sonrasında, öğrencilerin zihinsel alışkanlıklarında var olan gelişmeyi gözlemlemek için ilk uygulanan ZCA ve ZGA Belirleme Testleri sorularına paralel sorulardan oluşan ikinci testler uygulanmıştır. Test sonuçları analiz edilerek ilk ve son testler arasındaki gelişimin nicel analizi yapılmıştır. Öğrencilerde var olan alışkanlıkların gelişiminin ayrıntılı analizini yapabilmek için pilot çalışma grubundan 4 öğrenci, çalışma grubundan 6 öğrenci seçilmiş; geliştirilen odak grup görüşme soruları ile ikişerli odak grup görüşmeleri yapılmış, görüşmeler videoyla kayıt altına alınmıştır. Video kayıtlarının ayrıntılı dökümü yapılarak Driscool (1999) tarafından geliştirilen ZCA, Driscoll, Dimatteo, Nikula ve Egan (2007) tarafından geliştirilen ZGA'nın çatısına göre belirlenen tematik çerçeveye göre analizi yapılmıştır. İfade edilen süreçlerin hepsi hem ZCA hem de ZGA için her sınıf düzeyinde aynı şekilde gerçekleştirilmiştir. Araştırmada kullanılan ZCA ve ZGA Belirleme Testleri 1 ve 2'lerin kullanılan alışkanlıklara göre analizi yapıldıktan sonra, 1. ve 2. testler arasında yapılan nicel analiz testlerinde anlamlı farklılıklar ortaya çıktığı görülmüştür. Ayrıntılı analiz yapmak için uygulanan odak grup görüşmelerinin kayıtlarının analizi yapıldığında, öğrencilerin hem ZCA hem de ZGA'larında başlangıçta sahip olduğu alışkanlıklara göre gelişme olduğu sonucuna varılmıştır. 3 yıl süren çalışma sonucunda ZCA'dan, yapma-tersini yapma ve fonksiyonel kural oluşturma becerilerinde ileri düzeyde gelişme gözlenirken; işlemlerden soyutlama alışkanlığı becerilerinden "kısa yollar geliştirme" ve "kısa yollar doğrulama" becerilerinde gelişme olduğu sonucuna varılmıştır. ZGA'dan ilişkilerle muhakeme, keşif ve yansıtmayı dengeleme ve değişmezleri araştırma becerilerinin daha çok geliştiği; geometrik fikirleri genelleme alışkanlığı becerilerinin ise "özel durumlardan yola çıkarak genelleme" becerilerinde sınırlı kaldığı sonucuna varılmıştır. Araştırma sonucunda tasarlanan öğrenme ortamının öğrencilerin ZCA ve ZGA becerilerini geliştirdiği sonucuna varılmıştır. Elde edilen bu sonuçlara göre ZCA ve ZGA'nın geliştirilmesi sürecinde öğretime yönelik öneriler ile gelecekteki çalışmalara yönelik önerilerde bulunulmuştur.Item Proje tabanlı öğrenmenin fen bilgisi öğretmen adaylarının biyoloji konularındaki başarılarına ve bilimsel süreç becerilerinin gelişimine etkisi(Uludağ Üniversitesi, 2011-06-13) Özer, Dilek Zeren; Özkan, Muhlis; Eğitim Bilimleri Enstitüsü; İlköğretim Ana Bilim Dalı; Fen Bilgisi Eğitimi Bilim DalıBu çalışmada, hizmetlerini ilköğretim okullarında görev yapacak olan fen bilgisi Öğretmen Adaylarından kendilerine verilen biyoloji konuları ile ilgili olarak bir problem seçmeleri ve bu problemi proje tabanlı öğrenme yöntemi ile çözmeleri istenmiş ve proje oluşturma süreci sırasında, biyoloji konularının proje tabanlı öğrenme yöntemiyle öğrenmenin akademik başarılarına ve bilimsel süreç becerilerinin gelişimine etkisinin olup olmadığı araştırılmıştır. Araştırmanın örneklemini Fen Bilgisi Öğretmenliği 2. sınıfta öğrenim gören 37 öğretmen adayı oluşturmaktadır. Araştırma iki kez uygulanmış her iki uygulamada da ön test-son test kontrol gruplu deneysel desen kullanılmıştır. Veriler Kişisel Bilgi Formu, Biyoloji Bilgi Testi-I, Bilimsel Süreç Becerileri Ölçme Aracı-I, Proje Sunumları Değerlendirme Çizelgesi, Proje Önerisi Değerlendirme Formu; Biyoloji Bilgi Testi-II, Bilimsel Süreç Becerileri Ölçme Aracı-II, Bilimsel Süreç Becerileri Ölçme Aracı-III adları verilen ölçme araçları ile toplanmıştır. Sonuç olarak; Birinci ve İkinci Uygulama sonrasında deney ve kontrol gruplarının Biyoloji Bilgi Testi ? I ve II son test ortalamaları arasında anlamlı bir farkın olmadığı; Proje Tabanlı Öğrenme Yönteminin, öğretmen adaylarının bilimsel süreç becerilerinin gelişiminde etkili olduğu ve daha çok Gözlem Yapma, Deney Tasarlama, Sonuç Çıkarma, Sayısal ve Uzaysal İlişkilendirme, Verileri Kaydetme ve Yorumlama, Tahmin Etme, Hipotez Kurma ve Sınama, Ölçme becerilerinde gelişimin olduğu saptanmıştır.Item Ses ünitesinin sosyobilimsel boyutu ile bütünleştirilerek öğretiminin ortaokul öğrencilerinin kavramsal anlama ve okulda gürültü kirliliği konusundaki görüşlerine etkisinin incelenmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2023-06-02) Eşsiz, Funda; Bulunuz, Mızrap; Eğitim Bilimleri Enstitüsü; Matematik ve Fen Eğitimi Ana Bilim Dalı; Fen Bilgisi Eğitimi Bilim Dalı; 0000-0002-9846-553XGürültü, okulda çokça maruz kalınan fakat çoğu zaman fark edilmeyen ya da normal kabul edilen bir kirliliktir. Ancak araştırmalar, okullarda gürültü kirliliğinin alarm verici boyutlarda olduğunu ortaya koymaktadır. Bu nedenle ses ünitesinin fen dersinde, sosyobilimsel boyutuyla bağlantılı bir şekilde öğretilmesi gereklidir. Okulda gürültü kirliliğinin en önemli etkenlerinden biri, bireylerin eğitim-öğretim sürecinde kazandıkları bilgilerle, gürültüye karşı oluşturdukları farkındalıkları, tutumları ve davranışlarıdır. Bu çalışmada, “Ses” ünitesinin sosyobilimsel boyutu ile bütünleştirilerek öğretiminin, öğrencilerin kavramsal anlamalarına ve okulda gürültü kirliliğine ilişkin görüşlerine etkisini ortaya çıkarmak amaçlanmıştır. Araştırma 2018-2019 eğitim-öğretim yılında bir devlet ortaokulunda fen bilimleri dersinde gerçekleştirilmiştir. Örneklem olarak Eskişehir ilinin, Odunpazarı ilçesinde öğrenim gören 54altıncı sınıf öğrencisi seçilmiştir. Araştırmanın veri toplama araçları kavramsal anlama başarı testi, açık-uçlu sosyobilimsel sorular ve okulda gürültü kirliliği anketinden oluşmaktadır. Çalışmada nicel araştırma yöntemlerinden yarı-deneysel yöntem kullanılmıştır. Araştırma deseni olarak ön test-son test kontrol gruplu model kullanılmıştır. Öğrenci grupları arasında kavramsal başarı yönünden anlamlı bir fark olup olmadığı, tek faktörde tekrarlı ölçümler için iki faktörlü ANOVA modeli kullanılmıştır. Gürültü kirliliği anketinden ve açık uçlu sorulardan elde edilen veriler ise betimsel istatistik kullanılarak frekans (f) ve yüzde (%) değerleri hesaplanmıştır. Araştırma bulgularına göre, ses ünitesinin sosyobilimsel boyutu ile bütünleştirilerek öğretimi, öğrencilerin kavramsal anlama düzeylerinde istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık ortaya çıkmıştır. Kavramsal anlama testinde başarılı olan öğrencilerin açık-uçlu ses ve gürültü sorularını doğru ve kısmen doğru gerekçelerle açıklayabildikleri tespit edilmiştir. Deney grubu öğrencilerinin genel olarak okulu ve çevresini daha gürültülü buldukları, okuldaki gürültü kaynaklarını daha doğru değerlendirdikleri ve gürültünün olumsuz etkileri konusunda farkındalıklarının arttığı tespit edilmiştir. Kavramsal anlama başarı testinden başarılı olan deney grubu öğrencileri, daha sükûnetli bir sınıfta olmayı tercih ettiklerini belirtmişlerdir. Ancak bazı durumlarda olumlu gürültünün olumlu etkilerinin de olabileceği ikilemini yaşadıkları belirlenmiştir.Item Sınıf öğretmeni adaylarına uygulanan Klinik Danışmanlık Modeli’nin paydaşlar açısından değerlendirilmesi: Fen bilimleri, matematik, Türkçe ve hayat bilgisi ders gözlemleri(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2023-06-19) Aras, Türkan Çakmak; Bulunuz, Nermin; Eğitim Bilimleri Enstitüsü; Matematik ve Fen Eğitimi Ana Bilim Dalı; Fen Bilgisi Eğitimi Bilim Dalı; 0000-0002-0992-5902Öğretmenlik uygulaması dersi eğitim fakültesi son sınıfta öğrenim gören uygulama öğrencilerinin, öğrendikleri kuramsal bilgileri uygulama okullarında hayata geçirerek, uygulama öğretim elemanları ve uygulama öğretmenlerinden aldıkları dönütler doğrultusunda öğretmenlik becerilerini geliştirdikleri bir derstir. Ancak araştırmalar, bu derslerde uygulama öğrencilerinin ihtiyaç duydukları etkili, sistematik ve nesnel dönütleri diğer paydaşlardan nicelik ve nitelik anlamında alamadıklarını göstermektedir. Bu nedenle 2012-2015 yılları arasında Bursa Uludağ Üniversitesi’nde “Sınıf öğretmenliği yetiştirme programları için iyi öğretmenlik uygulamaları: Klinik Danışmanlık Modeli” adlı bir Türkiye Bilimsel Teknik ve Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) 1010 projesi yürütülmüştür. Bu araştırmada öğretmen yetiştirme modellerinden biri olan Klinik Danışmanlık Modeli (KDM) kullanılarak uygulama öğrencilerine, uygulama öğretim elemanı ve uygulama öğretmenlerinin etkin katılımı ile sistematik ve düzenli dönütler verilmiş ve böylece öğrencilerin fakülteden öğretmenlik mesleğine daha hazır biçimde mezun olmalarına çalışılmıştır. Bu tez çalışmasında, adı geçen projede KDM ile dönüt almış altı öğrencinin ders anlatım videoları ile dersler sonrası gerçekleştirilen son görüşme videoları analiz edilmiştir. Araştırmada uygulama öğrencilerine paydaşların verdiği dönütlerin mesleki performanslarını nasıl etkilediği ve modelin paydaşlar açısından değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Nitel araştırma yöntemlerinden “durum çalışması” kullanılmıştır. Veri toplama araçları olarak; uygulama öğrencilerinin dönem içinde anlattıkları derslere yönelik videolar, bu derslerin değerlendirildiği öğretmenlik uygulaması değerlendirme formları, dersler sonrası yapılan son görüşmelere ait videolar ve dönem sonunda tüm paydaşların katılımı ile yapılan bir genel değerlendirme toplantısı videosu kullanılmıştır. Tüm videolar transktript edilmiş ve betimsel olarak analiz edilmiştir. Araştırmada uygulama öğrencilerinin dönem boyunca anlattıkları derslerindeki mesleki performansları öğretmenlik uygulaması değerlendirme formuna uygun olarak karşılaştırılmıştır. Bulgular uygulama öğrencilerinin mesleki gelişimlerinde, formda yer alan konu ve alan bilgisi, öğrenme ve öğretme süreci, sınıf ve zaman yönetimi, iletişim becerileri alanlarında olumlu gelişme olduğunu göstermektedir. Ek olarak, son görüşmelerde verilen dönüt türleri ve sayıları karşılaştırıldığında, paydaşların süreç içinde öğrencilere daha fazla dolaylı dönüt verdikleri, uygulama öğrencilerinin son görüşmelerde konuşma sürelerinin arttığı ve dönem sonuna doğru son görüşmelerde daha fazla söz alarak öz değerlendirme yaptıkları tespit edilmiştir. Araştırmanın sonuçlarından hareketle, 2018 yılından beri ülkemizde YÖK (Yüksek Öğretim Kurumu) – MEB (Milli Eğitim Bakanlığı) işbirliği ile aktif olarak uygulanmakta olan KDM’nin, uygulama öğrencilerinin profesyonel gelişimlerine katkı sunmak adına, daha fazla sayıda eğitim fakültesinde uygulanması önerilmektedir.Item STEM tutumu ve kariyerini etkileyen değişkenlerin veri madenciliği yöntemleri ile belirlenmesi, STEM alanlarına ait fenomenlerin gömülü teori deseni ile değerlendirilmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-06-26) Yeşilkaya, Ülke Balcı; Çepni, Salih; Tutun, Salih; Eğitim Bilimleri Enstitüsü; Matematik ve Fen Bilimleri Eğitimi Ana Bilim Dalı; Fen Bilgisi Eğitimi Bilim Dalı; 0000-0001-8332-1050Öğrencileri STEM kariyerine yönlendirmek küresel refahı geliştirmede kritik önem arzetmekte, bu durum STEM kariyerini etkileyen faktörlerin bilinmesini gerekli kılmaktadır. Karma yöntem araştırması olan bu çalışmanın nicel bölümünde STEM tutumu ve kariyerine etkileyen değişkenler sosyal ağ analizi gibi veri madenciliği yöntemleri ile zenginleştirilmiş ve yeni değişkenlerin diziliminde ortaya çıkan fenomenler belirlenmiştir. Bu fenomenleri barındıran öğrenciler nitel analiz amacı ile seçilmiş, yapılan bir gömülü teori çalışması sonucunda fenomenlerin altında yatan kök sebepler belirlenmiştir. Ortaokul 5,6,7 ve8.sınıflarından 535 öğrencinin katılımı ile gerçekleştirilen bu araştırmada Holland teorisine dayanan Kısa Küre Envanteri ve STEM’e Karşı Tutum envanterinin yanı sıra, öğrencilerin deneme sınavı puanları ile O*Net veri tabanı STEM meslekleri endeksi veri toplama aracı olarak kullanılmıştır. Araştırma nicel analiz boyutunda geniş örneklemlerde sosyal fenomenlerin belirlenmesine yönelik olarak denetimli öğrenme temelli olasılıksal Bayesyan bir ağ modelinin oluşturulabileceğini göstermenin yanı sıra, fenomene bağlı seçilen örneklemde yürütülen bir gömülü teori çalışmasında bu fenomenleri açıklayabilmiştir. Araştırma sonucunda STEM kariyer kararına etki eden değişkenler kariyer algısı, öz düzenleme, çevresel etki ve STEM meslekleri hakkında bilgi olmak üzere dört tema şeklinde ortaya çıkmıştır. Araştırmamızın bulguları özellikle ‘öz yeterlik’ ve ‘öz düzenleme’ faktörleri ve ‘çevresel etki’ bağlamında Holland tipolojisine göre mesleki eğilimleri Bandura’nın sosyal öğrenme kuramına dayanan sosyal bilişsel kariyer teorisine bağlayarak bir köprü oluşturmaktadır. Araştırma sonunda ortaya konulan “STEM Kariyer Karar Modeli” ile STEM meslekleri açısından yaşanan iş gücü sorunun çözümünde bir karar destek sistemi olarak kullanılabileceği düşünülmektedir.Item Üstün yetenekli öğrencilere yönelik farklılaştırılmış sorgulama temelli fen bilgisi ders modüllerinin geliştirilmesi, uygulanması ve etkililiğinin değerlendirilmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2019-01-24) Ülger, Bestami Buğra; Çepni, Salih; Eğitim Bilimleri Enstitüsü; Matematik ve Fen Bilimleri Eğitimi Ana Bilim Dalı; Fen Bilgisi Eğitimi Bilim DalıÜstün yetenekli öğrenciler özel ve farklı bir eğitim ortamı ihtiyacı içerisindedirler. Akademik / zihinsel anlamda ise, iyi bir genel eğitime sahip olmak; zihinsel anlamda zorlanmak ve dolayısıyla motive olmak; çalışmalarında, düşünmelerinde ve öğrenmelerinde bağımsız olmak üstün yetenekli öğrencilerin temel ihtiyaçlarıdır denebilir. Bu ihtiyaçlar çerçevesinde üstün yeteneklilerin eğitiminin nasıl dizayn edilmesi gerektiği halen tartışılan bir konudur. Bu dizaynlar dikkate alındığında, herhangi bir dizayn içerisinde üstün yetenekli öğrencilerin kendilerine özgü materyaller ve ortamların oluşturulması ihtiyacı ise her zaman hissedilmektedir. Literatür incelendiğinde üstün yetenekli öğrencilerin kendilerini zorlayıcı etkinlik ve içeriklere, farklılaştırılmış ders planları ve programlara, aktif öğrenme süreçlerine, yeterli bir fiziki altyapıya sahip öğrenme ortamına ve yasal düzenlemelere gereksinim duymaktadırlar. Bu çalışmada bu gereksinimlere yönelik olarak öğrencilerin ihtiyaç duydukları ve öğretmenlerin her platformda eksikliğini hissettikleri ders rehber materyalleri geliştirmek ve bu rehber materyallerin işlerliğini incelemek amaçlanmıştır. Bu amaçla öğrencilerin fen bilgisi derslerine yönelik olarak modüller geliştirilmiştir. Modüller fizik, kimya ve biyoloji alanlarına ait günlük yaşam problemleri içeren konulardan oluşmuştur. Modüllerde teorik altyapısı sorgulama temelli yaklaşım ile yapılandırılmış, aktif öğrenme süreçlerine yer verilmiş, farklılaştırma stratejisi modül bölümlerinde etkin olarak kullanılmış ve zorlayıcılık ilkesi göz ardı edilmemiştir. Bu bağlamlar çerçevesinde geliştirilen modüllerin bir sonraki aşamada bilimsel olarak geçerliliği test edilmiştir. Öncelikle modüllerin öğrencilerde yarattığı farklılık değerlendirilerek gerçek bir fayda sağlayıp sağlamadığı incelenmiştir. Bu kapsamda, kullanılan teorik çerçeve dikkate alınarak modüllerin öğrencilerin bilimsel muhakeme, bilimsel süreç becerileri ve kavramsal anlama değişkenleri üzerindeki etkisi irdelenmiştir. Ayrıca modüllerin kullanışlılığı ve uygulama öğretmenin modüller hakkındaki düşünceleri de alınarak veri çeşitliliği sağlanmıştır. Araştırma problemleri, araştırmanın amacı ve tasarımı dikkate alındığında araştırmada karma desen metodolojisi kullanılmıştır. Araştırma üç yılı kapsayan, öncelikle Bilim Sanat Merkezi (BİLSEM) fen öğretmenlerinin ders içi ihtiyaçlarının belirlenerek başladığı, literatür taraması ve modüllerin geliştirilmesi süreci ile devam eden ve sonunda modüllerin uygulanarak etkililiğin değerlendirildiği aşamalı bir süreçtir. Bu yüzden karma yöntemin çok aşamalı deseni araştırmanın metodolojisini oluşturmaktadır. Araştırma 19 üstün yetenekli öğrenci ile Bursa'da bir BİLSEM'de gerçekleştirilmiştir. 12 hafta süresince devam eden uygulamada ön/son-test tek grup deneysel desen ile nicel veriler toplanmıştır. Görüşme, gözlem ve doküman analizi ile nitel veriler elde edilmiştir. Yapılan analizler sonucu problem durumlarına göre nicel ve nitel bulgular elde edilmiş ve değerlendirilmiştir. Elde edilen sonuçlara göre öğrencilerin bilimsel muhakemelerinde anlamlı düzeyde bir gelişim gözlenmiştir. Fakat bu gelişim istenen düzeyde olmamış yüksek seviyede muhakeme becerisi gözlenmemiştir. Öğrencilerin bilimsel süreç becerilerinde anlamlı derecede bir gelişim bulunmuştur. Buna göre öğrencilerin hipotez kurma gibi nedensel düzey becerilerde ve bazı deneysel düzey becerilerde zorlandıkları görülmüştür. Dolayısıyla öğrencilerin bilimsel süreç becerilerindeki gelişimin daha da artırılabileceği sonucuna varılmıştır. Öğrencilerin modülde geçen kavramları anlamlandırabildikleri bulunmuştur. Ancak bazı kavramlar arası ilişkileri yapamadıkları veya zorlandıkları sonucuna ulaşılmıştır. Modüllerin kullanışlı olarak değerlendirildiği yapılan gözlemler sonucu ortaya çıkarılmıştır. Uygulama öğretmeni ile yapılan görüşmeden ise, modüllerin üstün yetenekli öğrencilerin eğitimi için uygun olduğu fakat BİLSEMlerdeki süregelen bazı problemlerden dolayı (zaman kullanımı, devamsızlık gibi) bumerkezlerde kullanımı sürecinde problemler karşılaşılabileceği sonucuna varılmıştır. Bu sonuçlardan yola çıkarak, modüllerin daha uzun zaman dilimlerinde uygulanması gerektiği, böylece belirtilen değişkenlere yönelik daha uzun süreli etkinlikler işlenerek istenen seviyede bilimsel muhakeme ve bilimsel süreç becerisi gelişimi sağlanabileceği, kavramlar arası ilişkilerin daha etkili olarak anlamlandırılabileceği önerilmektedir. Öğrencilerin daha fazla hipotetik düşünme süreçlerine katılımları sağlanmalıdır. Böylece yüksek düzeyde bilimsel muhakeme becerisi geliştirilmesi sağlanabilir. Öğrencilerin bilimsel muhakeme becerilerindeki gelişim ile bilimsel süreç becerilerinin ilişkili olduğuna dair bulgular göz ardı edilmeyerek ve her iki beceriye ait etkinliklerin seviyelerinin birbiri ile eş zamanlı yapılması önerilmektedir.Item WebQuest destekli araştırma ve sorgulama yaklaşımının 6. sınıf öğrencilerinin fen akademik başarıları, eleştirel düşünme becerileri ve teknolojiye yönelik tutumları üzerindeki etkisi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2023-06-19) Bilir, Uğur; Özdilek, Zehra; Eğitim Bilimleri Enstitüsü; Matematik ve Fen Eğitimi Ana Bilim Dalı; Fen Bilgisi Eğitimi Bilim Dalı; 0000-0002-59556-8368Bu çalışmada, WebQuest destekli araştırma ve sorgulama yaklaşımının 6. sınıf öğrencilerinin fen akademik başarıları, eleştirel düşünme becerileri ve teknolojiye yönelik tutumları üzerindeki etkisi incelenmiştir. Çalışma, 2022-2023 öğretim yılında, Bursa ilindeki bir ortaokulda öğrenim gören 48 (Deney grubu = 23, Kontrol grubu = 25) 6. sınıf öğrencisi ile yürütülmüştür. Çalışmada karma yöntem araştırma desenlerinden biri olan eşzamanlı gömülü(iç içe geçmiş) desen kullanılmıştır. Araştırmanın nicel boyutunda ön test-son test kontrol gruplu yarı deneysel desen, nitel boyutunda ise görüşme, gözlem ve doküman incelemesi tekniklerinden yararlanılmıştır. Araştırma, “Güneş Sistemi ve Tutulmalar”, “Vücudumuzdaki Sistemler”, “Kuvvet ve Hareket” ve “Madde ve Isı” ünitelerinde gerçekleştirilmiştir Araştırmada deney grubu öğrencileri WebQuest destekli araştırma ve sorgulamaya dayalı öğrenme yaklaşımı ile kontrol grubu öğrencileri ise programa dayalı öğrenme yaklaşımı ile ders işlemişlerdir. Çalışmanın nicel verilerinin analizlerinde deney ve kontrol grubuna ilişkin veriler ANCOVA, Mann Whitney U ve Wilcoxon testleri ile nitel veriler ise betimsel ve içerik analiz yöntemleriyle analiz edilmiştir. Deney ve kontrol grubu öğrencilerinin Mann Whitney-U testi sonuçlarına göre, tüm ünitelere ait akademik başarı son test puanları arasında deney grubu lehine anlamlı bir farklılık oluştuğu görülmektedir. Eleştirel düşünme becerileri ve teknolojiye yönelik tutum ölçeklerinden elde edilen bulgular da benzer sonuç ortaya koymaktadır. Araştırmadan elde edilen bir diğer bulguya göre, WebQuest destekli uygulamaların öğrencilerin motivasyonlarına ve özgüvenlerine olumlu katkısının olduğu, öğrencileri derse karşı daha istekli hale getirdiği, dersi sevmelerini ve eğlenerek öğrenmelerini sağladığı, iletişim ve takım çalışma gibi çeşitli beceri gelişimleri sağladığı görülmüştür.