Eğitim Bilimleri Doktora Tezleri / PhD Dissertations
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/21
Yasal Uyarı ⚠️ Araştırmacılar, tezlerin tamamı veya bir bölümünü yazarın izni olmadan ticari veya mali kazanç amaçlı kullanamaz, yayınlayamaz, dağıtamaz ve kopyalayamaz. BUU Akademik Açık Erişim Web Sayfasını kullanan araştırmacılar, tezlerden bilimsel etik ve atıf kuralları çerçevesinde yararlanırlar.
Browse
Browsing by Department "İlköğretim Bilim Dalı"
Now showing 1 - 4 of 4
- Results Per Page
- Sort Options
Item İlkokul birinci sınıf öğrencilerinin okuma becerilerinin çok yönlü desteklenmesine yönelik bir eylem araştırması(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2019-06-21) Bozkurt, Metin; Erdal, Kelime; Kartal, Hülya; Eğitim Bilimleri Enstitüsü; İlköğretim Ana Bilim Dalı; İlköğretim Bilim DalıBu araştırma, fiziksel gelişimi ile ilgili velisi tarafından belirtilmiş ve tespit edilmiş sorunları olmayan, erken okuryazarlık becerileri desteklenmemiş ve okul öncesi eğitimi almadan okula başlayan ilkokul birinci sınıf öğrencilerinin okuma becerilerinin çok yönlü desteklenmesi amacıyla yapılmıştır. Bu amaç doğrultusunda araştırma, nitel araştırma yöntemlerinden biri olan eylem araştırması ile desenlenerek yürütülmüştür. Araştırma, Zonguldak ili Ereğli İlçe Millî Eğitim Müdürlüğüne bağlı bir ilkokulda yapılmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu, amaçlı örnekleme yöntemlerinden ölçüt örnekleme yöntemine göre belirlenen, ilkokul birinci sınıfa devam eden iki öğrenci ve bu öğrencilerin velileri ve onların yerine geçen yetişkinler oluşturmuştur. Araştırmanın nitel verileri konuşma analiziyle ve betimsel analizle, nicel verileri “Peabody Resim Kelime Testi” ve “Yanlış Analizi Envanteri” ile analiz edilmiştir. Araştırmada, Okuma Becerilerini Destekleme Programı (OBEDEP) geliştirilmiştir. Programın başlangıcında ve sonunda öğrencilerin dil gelişimi incelenmiştir. Programın sonunda yapılan ölçümde, öğrencilerin dil gelişimi puanlarının yükseldiği belirlenmiştir. Araştırmada geliştirilen Okuma Becerilerini Destekleme Programı‟nın (OBEDEP) birinci bölümünde, öğrencilerin dinlediğini anlama becerilerindeki gelişimi incelenmiştir. Çalışma grubundaki veliler veya onların yerine geçen yetişkinler, öğrencilere etkileşimli kitap okuma yöntemi ile on tane çocuk kitabı okumuştur. Etkileşimli kitap okuma uygulamalarının başında, ortasında ve sonunda olmak üzere metinlerden faydalanarak üç ölçüm yapılmıştır. Bu ölçümlere göre çalışma grubundaki öğrencilerin dinlediğini anlama becerilerindeki puanlarının yükseldiği belirlenmiştir. Araştırmada geliştirilen programın ikinci bölümünde öğrencilerin okuma becerilerindeki gelişimi incelenmiştir. Çalışma grubundaki öğrenciler, velilerine veya onların yerine geçen yetişkinlere eşli kitap okuma yöntemi ile on tane çocuk kitabı okumuştur. Eşli kitap okuma uygulamalarının başında, ortasında ve sonunda olmak üzere metinlerden faydalanarak üç ölçüm yapılmıştır. Bu ölçümlere göre çalışma grubundaki öğrencilerin okuma düzeyi, endişe düzeyinden öğretim düzeyine yükselmiştir. Araştırma sonucunda, Okuma Becerilerini Destekleme Programı‟nın (OBEDEP) çalışma grubundaki öğrencilerin okuma becerilerini geliştirmede etkili olduğu belirlenmiştir. Çalışma grubundaki öğrencilerin, velilerin veya onların yerine geçen yetişkinlerin etkileşimli ve eşli kitap okuma uygulamalarına katılım sağladığı gözlenmiştir.Item İlkokul üçüncü sınıf öğrencilerinin okuma becerilerinin gelişiminde ve okumaya yönelik tutumlarında dijital hikayelerin etkisi(Uludağ Üniversitesi, 2018-09-21) Leylek, Burcu Şentürk; Oksal, Aynur; Eğitim Bilimleri Enstitüsü; İlköğretim Ana Bilim Dalı; İlköğretim Bilim DalıBu araştırmanın amacı, ilkokul 3. sınıf öğrencilerinin okuma becerilerinin ve okumaya yönelik tutumlarının gelişmesinde dijital hikâyelerin etkisini belirlemektir. Araştırmanın örneklemini Bursa ili Yıldırım ilçe merkezinde bulunan bir ilköğretim okulundan uygun örnekleme yöntemi ile seçilen toplam 44 ilkokul 3. sınıf öğrencisi oluşturmuştur. Araştırmada veri toplama amacıyla öğrencilerin okumaya yönelik tutumlarının belirlenmesi için "Garfield" Görselli 1 – 6. Sınıflar İçin Okumaya Yönelik Tutum Ölçeği (Kocaarslan, 2016) kullanılmıştır. Ayrıca öğrencilerin okuma becerilerinin tespit edilmesi amacıyla Akyol (2014) tarafından geliştirilen 3. sınıf düzeyi öğrencilerinin okumayı değerlendirme formları kullanılmıştır. Öğrencilerin okuma becerileri ve okumaya yönelik tutumları araştırmanın başında, ortasında ve sonunda yapılan ölçümlerle betimlenmiştir. Araştırma sürecinde öğretmen ve öğrencilerle yapılan görüşmeler, ses ve video kayıtları ve öğrenci ürünlerinden yararlanılarak ayrıntılı bir şekilde inceleme yapılmıştır. Araştırma 2017 – 2018 eğitim – öğretim yılının ilk döneminde yaklaşık olarak 36 ders saati, ikinci döneminde de yaklaşık olarak 24 ders saati olmak üzere toplamda 60 ders saati sürmüştür. Araştırmada eğitim-öğretim yılının ilk döneminde, öğrenciler Türkçe dersi öğretim programında yer alan metinleri dijital hikâyeler aracılığı ile işlemişlerdir. Araştırmada eğitim-öğretim yılının ikinci döneminde de öğrencilere 2 tane dijital hikâye hazırlattırılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre, dijital hikâyeler aracılığı ile işlenen Türkçe dersi uygulamasının öğrencilerin okuma becerilerinden okuma hızı ve okuduğunu anlama becerilerinin gelişmesine katkı sağladığı görülmüştür. Ancak asıl gelişmenin dijital hikâye hazırlatma uygulamasından sonra olduğu görülmüştür. Dijital hikâye hazırlatma uygulaması ile öğrencilerin kelime tanıma, okuma hızı, prozodi ve okuduğunu anlama puanlarının önemli derecede yükseldiği görülmüştür. Sonuç olarak hazır dijital hikâyelerle işlenen Türkçe dersine göre, öğrencilere dijital hikâye hazırlattırılarak işlenen Türkçe derslerinin öğrencilerin okuma becerilerinin gelişmesinde çok daha etkili olduğu görülmüştür. Okuma becerileri cinsiyet faktörüne göre anlamlı bir farklılık göstermezken, okumaya yönelik tutum puanlarının cinsiyet faktörüne göre kızların lehine anlamlı bir farklılık gösterdiği tespit edilmiştir. Öğrencilerin okumaya yönelik tutum puanlarının, yapılan uygulamalar sonrası anlamlı bir farklılık göstermediği tespit edilmiştir.Item İlkokul ve ortaokul öğretmenlerinin eğitim inançları ile eleştirel düşünme eğilimi ve bilimin doğası inanışları arasındaki ilişkilerin incelenmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022) Boyacı, Mestan; Akdemir, Abamüslim; Eğitim Bilimleri Enstitüsü; İlköğretim Ana Bilim Dalı; İlköğretim Bilim Dalı; 0000-0002-3998-7303Günümüz toplumunda eleştirel ve bilimsel düşünen bireyler yetiştirmek önemli hale gelmiştir. Bu bireyleri yetiştirecek olan öğretmenlerin benimsedikleri eğitim felsefelerini, eleştirel düşünceyi ve bilimin doğasını nasıl anlamlandırdıklarını bilmek atılması gereken önemli adımlardan biridir. Bu bağlamda araştırmanın amacı; ilkokul ve ortaokul öğretmenlerinin eğitim inançları ile eleştirel düşünme eğilimi ve bilimin doğası inanışları arasındaki ilişkilerin incelenmesidir. Mevcut araştırma, Bursa merkezde Nilüfer, Osmangazi ve Yıldırım ilçelerinde görev yapan toplam 411 ilkokul ve ortaokul öğretmeni katılımcı ile nicel araştırma deseni içinde ilişkisel tarama modelinde oluşturulmuştur. Veri toplama araçları olarak; “Eğitim İnançları Ölçeği”, “Eleştirel Düşünme Eğilimi Ölçeği”, “Bilimin Doğası İnanışları Ölçeği” kullanılmıştır. Ek olarak katılımcılara ait bilgi edinmek amacıyla demografik bilgiler formu kullanılmıştır. Verilerin analizinde ise betimsel istatistikler, Mann Whitney U, Kruskall Wallis H, Pearson korelasyonu ve çoklu doğrusal regresyon testleri kullanılmıştır. Araştırmada elde edilen bulgular neticesinde; ilkokul ve ortaokul öğretmenlerinin eğitim inançlarında en fazla benimsedikleri felsefe varoluşçuluk en az benimsedikleri eğitim felsefesi ise esasicilik olmuştur. ilkokul ve ortaokul öğretmenlerinin eleştirel düşünme eğilimleri ve alt boyutları düzeylerinin iyi seviyede, bilimin doğası inanışları ve alt boyutu düzeylerini ise ortalamanın üzerinde olduğu görülmüştür. En fazla puan yaratıcılık ve hayal gücü alt boyutundan elde edilirken en düşük puan sosyokültürel etki boyutundan elde edilmiştir. Araştırma kapsamında eğitim inançları alt boyutlarında, eleştirel düşünme eğilimlerinde ve bilimin doğası inanışlarında anlamlı farklılık oluşturan değişkenler belirlenmiştir. İlkokul ve ortaokul öğretmenlerinin eğitim inançları esasicilik alt boyutuyla eleştirel düşünme eğilimleri arasında negatif düşük düzeyde ilişki tespit edilirken, diğer eğitim inançları boyutlarında pozitif düşük düzeyde ilişkiler tespit edilmiştir. Öğretmenlerinin eğitim inançları daimicilik alt boyutuyla bilimin doğası inanışları ve bazı alt boyutları arasında negatif düşük düzeyde ilişki tespit edilirken, diğer alt boyutlarda hem pozitif hem de negatif düşük düzeyde ilişkiler tespit edilmiştir. Eğitim inançlarının, eleştirel düşünme eğilimleri ve bilimin doğası inanışlarını anlamlı şekilde yordadığı sonucuna ulaşılmıştır. İlerlemecilik, varoluşçuluk, esasicilik eleştirel düşünme eğiliminin önemli yordayıcıları iken; ilerlemecilik ve daimicilik bilimin doğası inanışlarının önemli yordayıcıları olmuştur. Araştırma kapsamında daha geniş gruplarla ve farklı ölçeklerle yeni çalışmaların yapılması önerileri getirilmiştir.Item İlkokulda gürültü kirliliğinin düzeyi, etkileri ve kontrol edilmesine yönelik yapılan çalışmaların değerlendirilmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-11-20) Göçmen, Nejla Mutlu; Bilgin, Asude; Bulunuz, Mızrap; Eğitim Bilimleri Enstitüsü; İlköğretim Ana Bilim Dalı; İlköğretim Bilim DalıOkulda gürültü kirliliği, okul iklimini, etkili ve sağlıklı bir eğitim-öğretim ortamını ve uzun vadede fiziksel, fizyolojik ve psikolojik sağlığı olumsuz etkileyen bir problemdir. Bu problemin çözümüne yönelik bir adım atabilmek için araştırmada, ilkokulda gürültü kirliliğinin düzeyi ve etkilerinin incelenerek gürültünün kontrol edilebilmesine yönelik okullarda yapılan çalışmaların değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Araştırmanın örneklemini Bursa Nilüfer ilçesinde bulunan bir devlet okulu ve bir özel okul ve bu okullarda görev yapan toplam 63 öğretmen ile öğrenim gören 432 öğrenci oluşturmaktadır. Araştırma için gerekli veriler, Brüel & Kjær 2250-L gürültü ölçüm cihazı, öğretmen anketi, öğrenci anketi, öğretmen görüşme formu, öğrenci görüşme formu, okul gözlem formu ile toplanmıştır. Elde edilen verilerin analizinde ve yorumlanmasında nicel ve nitel araştırma yöntemlerinin birlikte kullanıldığı karma yöntem kullanılmıştır. Nitel verilerin analizinde içerik analizi kullanılmıştır. Nicel verilerin analizinde ise frekans, ortalama, standart sapma ve karşılaştırmalı analizler için paired sample t-test kullanılmıştır. Gürültü haritalarının oluşturulmasında NoiseAtWork programından yardım alınmıştır. Elde edilen bulgulara göre şu sonuçlara ulaşılmıştır: Okulların bazı bölümlerinde alınan ölçümler sonucunda; özel ilkokulda ders esnasında sınıfların ortalama gürültü düzeyi 66.83dB(A), ders esnasında koridorlarda 55.89dB(A), teneffüste sınıfta 82.32dB(A), teneffüste koridorda 81.57dB(A), teneffüste bahçede 66.25 dB(A), yemekhanede yemek yenilirken 86.25 dB(A), spor salonunda ders yapılırken 85.23 dB(A) olarak ölçülmüştür. Devlet ilkokulunda yapılan ölçümlerde; ders esnasında okul bahçesindeki gürültü düzeyinin ortalama değeri 61.789dB(A), koridordaki gürültü düzeyinin ortalama değeri 58.30dB(A), sınıfların ortalama gürültü düzeyi 66.67dB(A); teneffüs esnasında okul bahçesindeki gürültü düzeyinin ortalama değeri 75.33dB(A), koridorlardaki gürültü düzeyinin ortalama değeri 82.67dB(A), kantindeki gürültü düzeyinin ortalama değeri 75.12dB(A), yemekhanedeki gürültü düzeyinin ortalama değeri 85.72dB(A), öğretmenler odasındaki gürültü düzeyinin ortalama değeri 75.82dB(A) olarak ölçülmüştür. Ayrıca özel ilkokulda sınıf içi çınlama değeri 1.37s, koridor çınlama değeri 5.67s ve yemekhane çınlama değeri 5.15s; devlet okulunda ise sınıf içi çınlama değeri 4.14s, koridor çınlama değeri 5.55s ve kantin çınlama değeri 4.55s'dir. Ölçülen bu değerlerin Binaların Gürültüye Kaşı Korunması Hakkında Yönetmelik (2017) ile belirlenen sınır değerlerin çok üzerinde olduğu görülmektedir. Okulda gürültü kirliliğini kontrol etmeye yönelik yapılan çalışmalar sonrasında, okulların belirli bölümlerindeki gürültü düzeylerinde yaklaşık 3dB(A) ile 17dB(A) arasında azalmalar olduğu görülmüştür. Ancak gürültü düzeyinde azalmalar olsa da gürültü düzeyi hala sınır değerlerin çok üzerindedir. Sınıf öğretmenleri, okullarının genel gürültü düzeyinin orta düzeyde olduğuna yönelik görüşlerini belirtirken çalışmalar sonrasında gürültü düzeyinin yüksek olduğunu belirtmişlerdir. Öğretmenler sınıflarının akustik ortamını iyi olarak değerlendirirken çalışmalar sonrasında orta derecede olduğunu belirtmişlerdir. Öğretmenler, teneffüs saatlerinde okul içi gürültü düzeyini yüksek; okula öğrenci giriş-çıkışı, yemekhane veya kantindeki gürültü düzeyini yüksek düzeyde olduğunu belirtirken çalışmalar sonrasında çok yüksek olduğunu belirtmişlerdir. Öğrenciler okullarının genel gürültü düzeyini yüksek olarak belirtirken çalışmalar sonrasında çok yüksek olduğunu ifade etmişlerdir. Ders sırasında sınıflarının gürültü düzeyinin orta düzey, teneffüs saatlerinde okul içi gürültü düzeyinin çok yüksek, okul yemekhanesi, kantini, öğrencilerin okula giriş-çıkışında meydana gelen gürültü düzeyinin yüksek, okullarının bulunduğu yerin gürültü düzeyinin yüksek olduğunu katılım düzey ortalamaları artarak ifade etmişlerdir. Bunlara ek olarak hem öğretmenler hem de öğrenciler gürültü kaynağı olan davranışlardan rahatsız olmaktadır. Öğretmenler, maruz kaldıkları gürültünün fiziksel, fizyolojik ve psikolojik sağlıklarını olumsuz etkilediğini ve baş ağrısı, dikkat dağınıklığı, sinir yorgunluğu, kulak çınlaması, isteksizlik, mutsuzluk, halsizlik, sıkılma, depresyon, işitme kaybı gibi sağlık sorunları yaşadıklarını ifade etmişlerdir. Okullarda yapılan gözlem sonucunda okulların fiziki yapısının ve akustik tasarımlarının ses yutucu özelliğe sahip olmadığı gibi sesi yansıtıcı özelliğe sahip olduğu ve sağlıklı bir eğitim-öğretim ortamı oluşturabilmek için uygun olmadığı sonucuna varılmıştır. Öğretmen görüşlerine göre gürültü kirliliğinin kontrol edilmesine yönelik yapılan çalışmaların öğrencilerde farkındalık oluşturduğunu, bilinç seviyelerini arttırdığını, zil sesi ve anonslarda düzenlemeler yapıldığını, ses tonlarını ayarlamada olumlu etkisi olduğunu, okuldaki gürültü durumuna bakış açılarının değiştiğini, gürültüye karşı duyarlılık kazandıkları yönünde söylemler geliştirmişlerdir. Öğrenciler ise yapılan çalışmaların etkilerine ilişkin biraz etkisi olduğunu, bağırma, çığlık atma davranışlarının azaldığını, evdeki davranışlarına yansımalar olduğunu ifade ederken; çalışmaların gürültüye hiç etkisi olmadığını ifade eden bir öğrenci de bulunmaktadır. Araştırmanın sonunda okulda mevcut gürültü kirliliğinin kontrol edilebilmesi için eğitim çalışmalarının uzun dönemli olması ve süreklilik göstermesinin yanında okul binalarında akustik tasarım önlemlerinin alınması önerilmektedir.