2008 Cilt 27 Sayı 1
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/17396
Browse
Browsing by Department "İktisat İdare Bilimler Fakültesi"
Now showing 1 - 5 of 5
- Results Per Page
- Sort Options
Item 2007 yaşam memnuniyeti anketinin istatistiksel yöntemler ile analizi(Uludağ Üniversitesi, 2008) Gürsakal, Sevda; Öngen, K. Burcu; İktisat İdare Bilimler Fakültesi; Ekomometri BölümüBu çalışmada Türkiye İstatistik Kurumu’nun 2007 yılında yapmış olduğu “Yaşam Memnuniyeti” anketi verilerinden faydalanılarak bireylerin yaşam memnuniyetleri araştırılmıştır. Çalışma bulguları doğrultusunda genel olarak yaşam memnuniyetinin hem cinsiyet hem de kır-kent ayrımına göre farklılıklar gösterdiği ortaya çıkmıştır. Ayrıca kamu hizmetlerinden memnuniyet sorularına verilen cevapların kır-kent grup üyeliği ayrımının yapılması amacıyla diskriminant analizi kullanılmış ve analiz sonucunda doğru sınıflandırma yüzdesi %90 olarak bulunmuştur.Item Batı Avrupa bilimine ontolojik temelleri ve Avrupa merkezci ideolojik içerimleri ekseninde heideggeryen bir yaklaşım(Uludağ Üniversitesi, 2008) Demirel, İdris; İktisat İdare Bilimler Fakültesi; Kamu Yönetimi BölümüBilim, insanî-toplumsal dünyada kültürel olarak inşa edilen bir bilme biçimidir. Bilim adıyla adlandırılan bilme biçimi, sanat, felsefe ve din gibi alternatiflerinden farklılaştırılır iken, ön plana genel olarak kesinlik, nesnellik ve evrensellik benzeri ayırt edici karakteristikler çıkarılır. Bu çalışma, kökleri itibarıyla on altıncı yüzyıldaki Modernlik şafağına, ‘işlenmesi’ yönüyle ise Aydınlanma felsefesi ile akabindeki on dokuzuncu yüzyıl entelektüel akımlarına kadar geriye götürülebilen “Batı Avrupa bilimi”nin; mevcut yapı ve işlerliğine yönelik bir eleştiridir. Eleştiri çerçevesinde Batı Avrupa bilimi kavramı kullanılmaktadır. Kavramlaştırma Heidegger’e aittir. İnsan ve toplum bilimleri aksları üzerinden de tezahür eden söz konusu bilim, Batı (kültürel bağlamda Avrupa) felsefesine yaslandığı gibi ayrıca Batının üstünlüğünü gözeten siyasal içerimleri de haizdir. Dolayısıyla onun ayırt edici karakteristikleri gerçekte doğa bilimlerinin imitasyonu yoluyla sahip olunmak istenen vasıflardan ziyade Avrupa merkezcilik ideolojisine aittir. Avrupa merkezci ideolojik artalan, Batı Avrupa biliminin eleştirisini zorunlu kılmaktadır. Nitekim bu makalenin amacı da söz konusu eleştirilere kendi ölçeğinde bir katkı sağlamaktır.Item Erdem etiği ve politika(Uludağ Üniversitesi, 2008) Küçükalp, Derda; İktisat İdare Bilimler Fakültesi; Kamu Yönetimi BölümüBu çalışmada erdem etiği ile politik düşünce arasındaki ilişkiyi ele almaya ve erdem etiği perspektifinden liberal politik düşüncenin bir eleştirisini sunmaya çalışacağız. Erdem etiğinin kökleri antik yunan felsefesine kadar geri götürülebilir. Aristoteles’in etiği, erdem etiğinin en sistematik örneğidir. Erdem etiğinin en temel özellikleri; ahlaklı olmayı insanın doğasını gerçekleştirmesinin bir koşulu olarak görmesi ve ahlakın da ancak bir topluluk yaşamı içerisinde mümkün olabileceğini kabul etmesidir. Erdem etiği temelinde düşünüldüğünde politikanın amacı da içerisinde iyi bireylerin yetişmesine imkân sağlayacak iyi bir politik topluluktur. Erdem etiğinin bu iki özelliği modern politik düşüncenin, özellikle de liberal politik düşüncenin, bireyci karakteri ile çelişir. Bu nedenle erdem etiğini benimseyen, MacIntyre gibi, çağdaş filozoflarda liberalizmin ciddi bir eleştirisini görmek mümkündür.Item Yalın üretim uygulayan işletmeler için yalın muhasebe(Uludağ Üniversitesi, 2008) Ertürk, Halis; Özçelik, Funda; İktisat İdare Bilimler Fakültesi; İşletme BölümüGeleneksel kitle üretim düşüncesinin yerini yalın düşüncenin alması, işletmelerin süreçlerini kontrol, ölçme ve hesaplama yollarını değiştirmelerini gerektirmektedir. Bazı işletmeler yalın üretime geçmeye çalıştıkça geleneksel maliyetleme ve muhasebe yöntemlerinin yalın programları için problem yarattığını ve uyguladıkları yalın uygulamalarla çeliştiğini fark etmişlerdir. Üretim faaliyetlerinde yaptıkları radikal değişikliklerin temelini teşkil eden varsayımlarla uyumlu muhasebe metotları aramaya başlamışlardır. Bu bağlamda müşteri değerini rehber alan, değer akışını esas alan, israfı ortadan kaldırmayı amaçlayan yalın muhasebe ortaya çıkmıştır. İsraf yaratan işlemlere, raporlara ve toplantılara olan ihtiyacın ortadan kaldırılması, basit ve anlaşılabilir maliyetleme ve raporlama yöntemlerinin kullanımına neden olmaktadır. Bir yalın örgütün, değer akışına odaklanan, kullanılabilir değer akış performans ölçütleri sağlayan, basit ve herkes tarafından açıkça anlaşılabilir bir maliyet muhasebesi sürecine ihtiyacı vardır. Değer akış maliyetlemesi bu ihtiyaçları karşılamaktadır ve işletmedeki çalışanların maliyetler, karlılık ve finansal gelişmeler konusunda farklı düşünmesini-yalın düşünmesini- gerektirmektedir.Item Yoksulluğa bir yaklaşım biçimi: kapasite yaklaşımı(Uludağ Üniversitesi, 2008) Sam, Neslihan; İktisat İdare Bilimler Fakültesi; Kamu Yönetimi BölümüBu çalışmada insani gelişme ve insani yoksulluk kavramlarının temelini teşkil eden Amartya Sen’in geliştirmiş olduğu kapasite yaklaşımı ana hatları ile incelenerek, kalkınma ve yoksulluk konusunda ileri sürdüğü argümanlar kısaca açıklanmaya çalışılmıştır. Kapasite yaklaşımı, yoksulluğu önlemek ve azaltmak için politika seçenekleri oluşturulurken başvurulacak bir düşünce çerçevesi olarak ortaya çıkmıştır. Bu doğrultuda yaklaşım, kalkınma ve yoksulluk gibi konularda her probleme çözüm üreten bir teori olarak değil, çözüm tekniği üretme süreci içinde alternatif bir düşünsel çerçeve olarak değerlendirilebilir.