2022 Cilt 15 Sayı 2
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/30894
Browse
Browsing by Department "İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi"
Now showing 1 - 8 of 8
- Results Per Page
- Sort Options
Item Çalışanların pozitif psikolojik sermaye düzeyleri ve iş yükü algılarının rol ötesi davranışlar üzerindeki etkisinin incelenmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-10-06) Aytaç, Serpil; Yaman, Ülviye Tüfekçi; İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi; Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü; 0000-0003-3299-9448Pozitif psikolojinin gelişimiyle beraber örgüt boyutunda pozitif örgütsel davranışın çalışan davranışlarının incelenmesinde önemli olacağı düşünülmeye başlanmıştır. Diğer taraftan, çalışma ortamında birçok davranışın belirleyicisi olarak görülen iş yükü algısının da çalışan davranışlarına etkisinin incelenmesi önemli görülmektedir. Bu bilgiler ışığında, bu çalışmanın amacı, çalışan bireylerin pozitif psikolojik sermayelerinin ve iş yükü algılarının rol ötesi davranışlar bağlamında değerlendirilen örgütsel vatandaşlık davranışları ve üretkenlik karşıtı iş davranışları üzerindeki etkilerinin incelenmesidir. Çalışmanın bulgularına göre pozitif psikolojik sermaye ve örgütsel vatandaşlık davranışları arasında pozitif yönlü ve anlamlı bir ilişki, üretkenlik karşıtı iş davranışları arasında ise negatif yönlü ve anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Gerçekleştirilen yapısal eşitlik modeli bulgularına göre ise pozitif psikolojik sermaye değişkeninin katılımcıların örgütsel vatandaşlık davranışları üzerinde pozitif yönlü; üretkenlik karşıtı iş davranışları üzerinde ise negatif yönlü etkisinin bulunduğu görülmüştür. Diğer taraftan, araştırma sonuçlarına göre iş yükü algısının örgütsel vatandaşlık davranışları üzerinde negatif yönlü; üretkenlik karşıtı iş davranışları üzerinde ise pozitif yönlü etkisinin bulunduğu görülmüştür.Item Dinamik yetenekler çerçevesinin stratejik yönetim literatüründeki gelişimi: Sistematik literatür taraması(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-10-19) Erdemir, Erkan; Betaş, Olcay; Sayılar, Yücel; İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi; İşletme Bölümü; 0000-0003-3422-7302; 0000-0001-6226-0324Dinamik yetenekler çerçevesi, özellikle değişimin hızlı olduğu çevrelerde firmaların sürdürülebilir rekabet avantajını kazanmalarını ve bu avantajı sürdürebilmelerini kaynak temelli görüş ve rekabetçi güçler yaklaşımına göre daha iyi açıklayabilmekte, argümanlarını daha net ortaya koymaktadır. Bu çalışmanın amacı dinamik yetenekler kavramının stratejik yönetim literatüründe tartışıldığı ilk yıldan bu güne kadar geçen 25 yıllık sürede dinamik yeteneklerin nasıl bir gelişim süreci gösterdiğini, boyutlarındaki değişimlerle birlikte ele alarak incelemek ve alanda ampirik olarak çalışılmamış boşlukları tespit etmektir. Bu çalışmada dinamik yetenekler literatürü iki dönemde incelenmiştir. Dinamik yetenekler görüşünün ortaya çıktığı, boyutlarının kavramsallaştırıldığı ve iki ana akım etrafında şekillendiği ilk dönem 1997–2012 yılları arasını kapsamaktadır. İkinci dönemde ise dinamik yetenekler çerçevesinde iki temel akımın birbirine yakınlaştığı, kavramların ve boyutların netleştiği ve artan ampirik çalışmalarla birlikte dinamik yeteneklerin stratejik yönetim literatürünün hakim çerçevesi haline geldiği görülmektedir. Bu çalışmanın dinamik yetenekler çerçevesinin tarihsel gelişiminin açıklanması, gelişim süreci içerisinde kavramların ve alt boyutların evrimleşmesini etkileyen akımların belirlenmesi ve son dönemdeki çalışmalarla birlikte stratejik yönetim literatüründeki konumunun okuyucunun zihninde netleştirilmesi ve alanda ampirik çalışmalarla test edilmesi gereken boşlukları belirleyip okuyucuya önermesi açısından alana katkı yapması beklenmektedir.Item Fiyat, gelir ve faiz oranlarının konut talebi üzerindeki etkisi: Panel veri yaklaşımı(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-11-22) Çınar, Mehmet; İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi; Ekonometri Bölümü; 0000-0001-8441-243XKonut talebi, konutun gerek zorunlu gerekse yatırım aracı olarak kullanılabilmesi açısından önemli bir kavramdır. Zira özellikle riskten kaçınan yatırımcılar konuta yönelmektedir. Bu kavram birçok faktör tarafından şekillenmektedir. Bu faktörlerden önemli bir tanesi konut kredisi faiz oranlarıdır. Konut kredi faiz oranları tüketiciler açısından doğrudan borçlanma maliyetini temsil etmekte ve dolayısıyla konut talebini etkilemektedir. Çalışmada fiyat, gelir ve konut kredi faiz oranlarının konut talebi üzerindeki etkileri araştırılmıştır. Bu bağlamda 81 il bazında 2013-2021 dönemi yıllık verileri kullanılmıştır. Panel veri ekonometrisi yaklaşımıyla tahmin edilen regresyon modeli sonucunda; konut kredi faiz oranlarının konut talebini beklendiği gibi negatif etkilediği görülmektedir. Aksine toplam hane sayısı ve tüketici gelirinin ise konut talebini pozitif etkilediği sonucuna ulaşılmıştır. Diğer bir ifadeyle hane sayısındaki artış, konuta olan ihtiyacı artırmaktadır. Benzer şekilde konut kredi faiz oranlarındaki düşüş, tüketicilerin konut satın alma kararlarını etkilemekte ve tüketiciler daha fazla konut talep etmektedirler. Yani konut kredi faiz oranlarındaki düşüşün, konut talebini pozitif yönde etkilemesi beklenmektedir. Çalışma sonuçlarına göre konut kredi faiz oranlarındaki %1’lik azalış, konut talebini %1.23 artırmaktadır. İlaveten birim boyutlu modelin uygun model olarak belirlenmesi, iller bazında doğrudan gözlenemeyen etkilerin konut talebi üzerinde önemli olduğunu göstermektedir. Analiz sonuçlarına göre bu etki en fazla İstanbul’dadır. İstanbul’dan sonra; İzmir, Ankara, Bursa ve Konya gelmektedir.Item Hizmet hatası ve telafisi kapsamında sosyal kaygının tüketicilerin şikâyet etme niyeti üzerinde düzenleyici etkisinin araştırılması: Restoran sektöründe bir araştırma(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-12-14) Öztürk, Onur; İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi; İşletme Bölümü; 0000-0003-0403-9933Hizmetlerin kendine has özellikleri nedeniyle işletmelerin hatasız hizmet sunumu hedeflerini gerçekleştirmeleri oldukça güçtür. Hizmet hataları neticesinde gerçekleşen müşteri tatminsizliği, işletmelerin etkin hizmet telafisi stratejileri uygulayarak ortadan kaldırılabilir ve müşterilerin şikâyet etme, işletmeyi değiştirme ve olumsuz ağızdan ağıza iletişim gibi gelecekte işletmeyi kötü etkileyebilecek olan davranışları önlenebilir. Bu çalışma, hizmet telafisi tatmininin öncülleri ve ardıllarından oluşan bir teorik model önermekte ve bu modeli test etmeyi amaçlamaktadır. Bunlara ilaveten sosyal kaygının telafi tatmini ve şikâyet etme niyeti arasındaki ilişkide düzenleyici rol oynayıp oynamadığının incelenmesi de çalışmanın diğer bir amacıdır. Modeli test etmek için 467 katılımcıdan elde edilen veriler PLS-SEM ile analiz edilmiştir. Elde edilen sonuçlara göre etkileşim ve dağıtım adaleti boyutlarının telafi tatminini olumlu yönde etkilediği, telafi tatmininin de değiştirme niyeti, şikâyet etme niyeti ve olumsuz ağızdan ağıza iletişim değişkenlerini olumsuz yönde etkilediği, son olarak da sosyal kaygının telafi tatmini ve şikâyet etme niyeti arasındaki ilişki üzerinde düzenleyici bir etkiye sahip olduğu ifade edilebilir.Item Kurumlar ve iktisadi gelişme: Bootstrap panel Granger nedensellik testi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-10-14) Temel, Nurten Derici; İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi; İktisat Bölümü; 0000-0001-8452-1230Bu çalışmada kurumlar ve iktisadi gelişme arasındaki nedensellik ilişkisi Bootstrap panel Granger nedensellik analizi kullanılarak test edilmektedir. Örneklem oluşturulurken Dünya Bankası Atlas metoduna göre belirlenen gelir sınıflandırması referans alınmış ve üst orta gelir sınıfında yer alan G20 ülkelerine odaklanılmıştır. Dünya nüfusundan, dünya GSYİH’sinden ve küresel ticaretten aldıkları pay bakımından dikkate değer olan bu ülkeler aynı zamanda iktisadi gelişmişlik ve kurumsal kapasite olarak belirli bir düzeye ulaşmış olan ülkelerdir. Çalışma 1996-2019 dönemini kapsamaktadır. Üç farklı kurum değişkeni ile oluşturulan modellerde nedensellik ilişkisinin yönünün hem kullanılan kurum değişkenine karşı duyarlı olduğu hem de ülkeden ülkeye farklılık gösterdiği ortaya konmuştur. Çalışmada elde edilen bulgular kurumlar ve iktisadi gelişme arasında çift yönlü nedenselliği desteklese de toplam vaka sayısına göre yapılan değerlendirmede kurumlardan iktisadi gelişmeye doğru nedenselliğin daha güçlü olduğu görülmüştür.Item Three generations, three perspectives: Islamists’ discussions on “Islamic civilization” in Türkiye(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-07-22) Durmaz, İbrahim; İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi; Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü; 0000-0003-0403-8017This article examines the use of “Islamic civilization” by Muslim thinkers, undoubtedly, one of the most controversial concept for contemporary Islamic Thought in Türkiye. The main argument of the article is that the Islamic civilization discourse has evolved from an eclectic/defensive perception of civilization to an otherizing/exclusionist position, and from an otherizing political style to ontological awareness, over three generations of Muslim intellectuals in Türkiye. This process of change can be observed in the writings of firstgeneration Muslim intellectuals such as Mehmet Akif Ersoy, Şehbenderzade Filibeli Ahmet Hilmi; secondgeneration such as Necip Fazıl Kısakürek, Nurettin Topçu, and especially Sezai Karakoç, and third-generation intellectuals such as İsmet Özel and Ali Bulaç. Thesis aims to make a small contribution to the roadmap of the concept of "Islamic civilization" in Türkiye, based on the writings of the abovementioned thinkers.Item Truman doktrininden SaGeB’e Türk dış politikası ekseninde modern Türk savunma sanayiinin kuruluşu(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-11-17) Ermiş, Uğur; Canpolat, İbrahim; İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi; Uluslararası İlişkiler Bölümü; 0000-0002-3448-4213; 0000-0003-0949-8899Türkiye Cumhuriyeti, Kurtuluş Savaşı’ndan itibaren kendisine hedef olarak koyduğu ulusal savunma sanayii kurma idealinden, 1923’ten itibaren yapılan yatırımların farklı nedenlerle büyük ölçüde başarısız olması ve 1947 yılından sonra gelen askerî yardımların etkisiyle vazgeçmiştir. İkinci Dünya Savaşı sonrası SSCB tehdidinin ortaya çıkışı ise Türkiye’yi savaş sonrasında önce ABD ile müttefik olmaya itmiş, 1952 yılında Türkiye NATO’nun koruma şemsiyesi altına girmiştir. Bu dönemde özellikle ABD’den yapılan şarta bağlı silah yardımları Türkiye’nin bir güvenlik yanılsaması yaşamasına neden olmuştur. 1964 yılında Kıbrıs’a müdahale kararı sonrası ABD Başkanı Johnson tarafından gönderilen mektupla birlikte Türkiye, içinde bulunduğu yanılsamanın farkına varmıştır. Kıbrıs’a müdahale için ABD menşeli silahların kullanımının ABD tarafından hoş görülmeyeceğinin Türkiye’ye bildirilmesi Kıbrıs müdahalesinin on yıl gecikmesinin sebeplerinden biri olmuştur. Türkiye bu dönemde ulusal çıkarları gerçekleştirmek için dış kaynaktan elde edilen silahlara güvenilemeyeceğini anlamış ve kuruluş hedeflerini tekrar benimseyerek günümüze değin gelişimini devam ettiren ulusal savunma sanayii kurma stratejisine geri dönmüştür.Item Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile Birleşik Krallık arasında akdedilen serbest ticaret anlaşması itibarıyla uyuşmazlıkların çözüm yöntemi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-10-11) Reçber, Kamuran; İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi; Uluslararası İlişkiler Bölümü; 0000-0001-7388-479XTürkiye Cumhuriyeti Devleti ile Birleşik Krallık arasında akdedilen ve 2021 yılında yürürlüğe giren Serbest Ticaret Anlaşması, taraflar arasında karşılıklı ticaret yapılmasında birçok düzenleme içermektedir. Bu düzenlemeler açısından taraflar haklar edindikleri gibi sorumluluklar da üstlenmektedir. Bahsi geçen Serbest Ticaret Anlaşması’nda, taraflar haklar edinirken ve/veya sorumluluklar üstlenirken meydana gelebilecek uyuşmazlıkların çözümü için de bir yöntem kabul edilmiştir. Bu yöntem, uluslararası kamu hukukunda da klasik olarak bilinen yargı dışı kategoride yer alan görüşme ve yargı alanında bulunan hakemlik/tahkim olmaktadır. Böylece Serbest Ticaret Anlaşması’nın uygulanmasından kaynaklanan uyuşmazlıkların çözümünde taraflar karma bir yöntem kabul etmişlerdir. Serbest Ticaret Anlaşması’nda uyuşmazlıkların çözümüne ilişkin kabul edilen bazı düzenlemeler belirsizlikler içermesine rağmen genel anlamda bu düzenlemelerin açık olduklarını belirtmek gerekir. Bu çalışmada, Serbest Ticaret Anlaşması’nda bahsettiğimiz çözüm yönteminin açık ve işlevsel olduğu görüşü savunulmaya çalışılacaktır.