2010 Cilt 19 Sayı 2
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/15318
Browse
Browsing by Issue Date
Now showing 1 - 13 of 13
- Results Per Page
- Sort Options
Item Bîrûnî’nin karşılaştırmalı dinler tarihine katkısı(Uludağ Üniversitesi, 2010) Jeffery, Arthur; Tarakçı, Muhammet; Uludağ Üniversitesi/İlahiyat Fakültesi.Bîrûnî’nin daha somut bilimsel disiplinlere yaptığı katkıların önemi, onun, kendi döneminde ve belki de benimsediği dinin tarihinde karşılaştırmalı dinler tarihi çalışmalarına yaptığı katkılar bakımından sahip olduğu eşsiz yerin göz ardı edilmesine neden olmaktadır. Onun dayanabileceği iyi bir geleneğe sahip olduğu doğrudur. Eğer karşılaştırmalı dinler tarihi; karşılaştırmalı anatomi veya karşılaştırmalı filolojide kullanılan bilimsel yöntemlerin aynısıyla, yani, dinin öneminin daha iyi anlaşılması için değişik dinî toplulukların inanç ve uygulamalarıyla ilgili verilerin toplanması, düzenlenmesi, tasnif edilmesi ve başka verilerle karşılaştırılması suretiyle dini incelemek anlamına geliyorsa, bu çalışma disiplini, Bîrûnî’nin hayatını adadığı eserle aynı alanda zaten uzun bir tarihî geçmişe sahipti. Mezopotamya’nın çivi yazısı tabletleri kadar eski bir tarihte, kadim dünyanın değişik merkezlerindeki dinî hayatla bağlantılı dinî inanç ve ayinlerine yönelik canlı bir ilgiyi gösteren ve içinde eleştirel değerlendirme ve karşılaştırma unsurları bulunan dokümanlar bulmaktayız. Eski Yunanlılar diğer insanların dinlerini tanıtma ve bunları Yunan dininin ilgili fenomenleriyle karşılaştırma konusunda daha çok ilgili olmuşlar ve bu ilgiyi daha sonra Romalılara devretmişlerdir. Klasik Dönem yazarları arasında dinin kaynağı ve gelişimi konusunda teori geliştirenler bile vardı. Sonraki asırlarda hem Akdeniz’in doğu yakasında hem de daha uzak doğu eyaletlerinde yaşayan kilise yazarları, doğu dinlerine çok daha canlı bir ilgi göstermişlerdir. Bununla birlikte, onların yaklaşımlarının artık büyük ölçüde polemik olarak görülmesi, polemik türü eserlerini yönelttikleri değişik dinlerle ilgili olarak bize verdikleri bilgilerin değerini gölgede bırakmamalıdır. Nitekim bu yazarların hasımlarından yaptıkları bol alıntılar, genellikle, o dönemde yaşayan ama artık yok olmuş bazı dinler hakkında doğrudan sahip olduğumuz yegâne bilgidir.Item Kitap tanıtımı: Din psikolojisi: Dine ve maneviyata psikolojik yaklaşımlar(Uludağ Üniversitesi, 2010) Ayten, Ali; Göçen, GülüşanDin psikolojisi çalışmalarının hızla arttığı ve geniş alana yayıldığı son zamanlarda daha önce alanın uzmanları tarafından yazılan “din psikolojisi” kitaplarıyla aynı isim taşımakla beraber bu kitap farklı olarak, din psikolojisi alanına giren bazı temel konularıyla ilgili genel bilgiler vermeyi ve din psikolojisinin son dönemdeki gelişimini özetlemeyi amaçlayan altı makaleden oluşmaktadır. Kitap içerisinde yazar tarafından çevrilmiş makalelerin yanı sıra yazarın kendine ait bir makale de yer almaktadır.Item Almanya'da İslâm din dersinin gelişimi ve müfredat sorunu(Uludağ Üniversitesi, 2010) Yiğit, Tuba IşıkMakalede önce Almanya’da Müslüman çocuklarına okutulmakta olan İslâm Din Derslerinin başlangıcından günümüze kısa tarihçesi ve hukuki süreci anlatılmaktadır. Sonra Alman okullarında İslâm Din Dersi okutulmasının gerekli hale gelmesi ve ilk uygulamalardan bahsedilmektedir. Üçüncü aşamada, Alman okullarındaki İslâm Din Dersleri uygulamasının son ve mevcut durumu hakkında bilgi verilmektedir. “İslâm Din Dersleri Modelleri” başlığı altında; Almanya’nın bazı eyaletlerinde İslâm Din Derslerinin okutulmaya başlaması söz konusu edilmektedir. Makalenin sonuna doğru ise, Almanya’daki İslâm Din Derslerinin müfredatı hakkında genel bilgi verilmektedir. Makale bir sonuç değerlendirilmesi ile bitirilmektedir. Makalenin Ek’inde ise; Almanya’daki Türk / Müslüman çocuklarına ilk dört sınıfta okutulan İslâm Din Dersi müfredatının Almancası ve Türkçesi tablo halinde sunulmaktadır.Item Demografik özellikler ile dindarlık arasındaki ilişki: Yetişkinler üzerine ampirik bir araştırma(Uludağ Üniversitesi, 2010) Koç, MustafaGelişim dönemlerinden yetişkinlik döneminde demografik özellikler ile dindarlık arasındaki farklılık temeline dayanan ilişkiyi incelemeyi amaçlayan bu çalışma, din psikolojisi alanında yapılan bir alan araştırmasıdır. Bu ampirik çalışmada, kurgulanan bağımlı ve bağımsız değişkenleri ölçmek için demografik değişkenlerin yer aldığı “Kişisel Bilgi Formu” ile Türk toplumu ve kültürü üzerinde psikometrik açıdan geçerlik ve güvenirlik testleri yapılmış ‘Her Yaş İçin Uygun Dinsel Eğilim Ölçeği’ isimli ölçme aracı kullanılmıştır. Araştırmada kullanılan anket formu, Bursa’da çeşitli meslek gruplarına mensup yetişkinlerin seçildiği evreni temsilen, yine Bursa il sınırları içerisinde beş farklı türden meslek grubuna sahip kamu ile özel kurum ve kuruluşlarında çalışan 600 yetişkin denek üzerinde rastsal örnekleme yoluyla uygulanmıştır. Anket aracılığıyla deneklerden alınan ham verilere, Tek Yönlü Varyans Analizi ve t-Testi gibi parametrik istatistiksel analiz teknikleri uygulanarak, demografik özelliklere göre dindarlık arasındaki istatistiksel farklılıklar betimlenmiştir. Dolayısıyla bu araştırma üzerinden operasyonel biçimde çalışılan, demografik özelliklere göre dindarlık modelleri arasındaki farklılıklara ilişkin sonuçlara bakıldığında; cinsiyet değişkeni özelinde, yetişkin erkeklerin, kadınlara göre daha fazla içgüdümlü dindarlık modeli eğilimine sahip oldukları gibi anlamlı bulgular elde edilmiştir. Ayrıca çalışmada, sosyo-ekonomik düzey ve meslek grupları gibi diğer demografik değişkenlere göre dindarlık modelleri arasındaki farklılıklara yönelik bulgulara da yer verilmiştir.Item Sosyal çatışma ve din(Uludağ Üniversitesi, 2010) Aydınalp, HalilBu makalede, sosyal çatışma ve din ilişkisinin temel kategorilerinden hareketle tasvir edilmesi ve açıklanması hedeflenmektedir. Sosyal çatışma ve din ilişkisi kategorik olarak 5 açıklama seviyesinde incelenmiştir. Birinci seviyede, sosyal çatışma imkânı olarak din kurumunun sosyal işlevleri üzerinde durulmuştur. Dini çatışmanın en net gözlemlenebildiği diğer iki açıklama seviyesi kesişen dini sınırlar ve aynı dini gelenek içindeki çatışmalar olmaktadır. Dini çatışmanın fiili saldırı ve şiddet içeren marjinal yüzü olan dini köktencilik dördüncü açıklama seviyesi olarak kullanılmıştır. Makalede son açıklama seviyesi olarak sekülerleşme ve dini çatışma konusu ele alınmış, sonuç kısmında makalenin genel sonuçlarına yer verilmiştir. Dini gelenekler hem kendi içinde, hem de kendi dışında farklılaşan amaç ve isteklerin yön verdiği karşıtlıklar yaşamakta ve birbirleriyle mücadele etmektedirler. Dini çatışma doktrin açısından bakış açısı ve yorum farklılıkları, sosyal açıdan güç, kaynak ve imtiyaz paylaşımı tarafından beslenmektedir.Item Kalvinizm’de kader anlayışı(Uludağ Üniversitesi, 2010) Tarakçı, Muhammet; Uludağ Üniversitesi/İlahiyat Fakültesi.Bu makalede Hıristiyanlıkta kader anlayışıyla ilgili üç temel soruya cevap bulunmaya çalışılmaktadır. İlk olarak seçilmişliğin mahiyeti ele alınacak ve “Tanrı ezelde sadece seçilmişleri mi, yoksa seçilmişlerin yanı sıra lanetlileri de belirlemiş midir?” sorusuna Kalvinizm’in verdiği cevap açıklanacaktır. İkinci olarak, seçilmişliğin iman ve iyi davranışlarla ilişkisi üzerinde durulacak ve insanların dünyadaki iyi veya kötü davranışların ezeldeki ilahî seçimde bir etkisinin olup olmayacağı tartışılacaktır. Son olarak, “Kurtuluştan mahrum bırakılan lanetlilerin ezelde belirlendiği kabul edilirse, bu kişilere karşı bir haksızlık yapılmış olur mu?” sorusuna cevap aranacaktır.Item Nevâdir kültüründe ‘sakîl’ motifi ve bir sakîl düşmanı: el-A‘meş(Uludağ Üniversitesi, 2010) Şahin, Şener; Uludağ Üniversitesi/İlahiyat Fakültesi.Arap toplumsal yaşamının ilgi çekici ve reel karakterlerinden “sakîl”, aynı zamanda Klâsik Arap mizahının en canlı figürlerinden biridir. Bu makalede öncelikle, sakîl bir karakteri taşlama usullerine ve -mizah çerçevesinde- böyle birinden kurtulma yöntemlerine değinilecek, sonra da sakîllere olan tepkisi pek çok anekdota konu olan A‘meş’in bu husustaki durumu incelenecektir.Item Sosyo-ekonomik dengenin oluşumunda İslam’ın rolü(Uludağ Üniversitesi, 2010) Kurt, Abdurrahman; Uludağ Üniversitesi/İlahiyat Fakültesi.Büyük dinler, genel olarak, yoksulların ve ezilen sınıfların lehinde bir tutuma sahip görünürler. Tevrat, fakirleri ezen zenginlere karşı müsamahasız bir tutum takındığı halde uygulamada Yahudiler, yoksulluğun hafifletilmesi, köleliğin kaldırılması türünden Tevrat’ın ilkelerini yalnız Musevilere inhisar ettirmektedir. Hıristiyanlık da fakirler için merhamet sunan bir din profili çizer. Ancak bu din, sosyal sorunlar karşısında kaygısız görünür. Gelir dağılımı dengesinin kurulması, sosyal adalet ve ontolojik eşitlik anlayışı, İslami tevhid inancının başta gelen hedeflerindendir. Kur’an’ın tek Tanrıcılık, sosyo-ekonomik adalet ve Ahiret Günü kavramları birbiriyle çok yakından bağlantılı kavramlardır.Item Günümüzde Hz. Peygamber’in (sav) doğru anlaşılması üzerine düşünceler(Uludağ Üniversitesi, 2010) Apak, Adem; Uludağ Üniversitesi/İlahiyat Fakültesi.Hz. Peygamber’in (sav) doğru anlaşılması hususunda öncelikli adım, onun hayatının ve faaliyetlerinin sahih bilgilerden istifadeyle ortaya koymaktır. Bu hususta ilk müracaat kaynağı şüphesiz Kur’ân-ı Kerîm’dir. İslâm Peygamberi’nin (sav) hayatının ve kişiliğinin tüm yönleri ve yaşadığı muhitin sosyo-kültürel çevresi hakkında malumat ihtiva eden ikinci temel kaynak ise edilen hadislerdir. Kur’ân ve Hadis’ten sonra müracaat edilecek üçüncü derecedeki bilgiler ise siyer ve meğâzî kitaplarında yer alan ve ilk iki kaynakta işaret edilen esaslarla mutabık rivayetlerdir. Onun doğru tanıtılması için diğer bir önemli adım ise onu hislerin nesnesi olmaktan fikirlerin öznesi haline getirmektir.Item Hadislere göre namazda kahkaha ile gülmenin abdeste etkisi(Uludağ Üniversitesi, 2010) Kahraman, Hüseyin; Uludağ Üniversitesi/İlahiyat Fakültesi.Abdest, dinî bir temizliktir. Bu temizlik, el-Mâide Suresi 5/6’da emredilmiştir. Bu âyet aynı zamanda abdestin, farzlarına da işâret etmektedir. Ancak bu konu mezhepler arasında ihtilâflıdır. Abdesti bozan şeyler konusunda da ihtilâf vardır. Bu ihtilâflardan biri de namazda kahkaha ile gülmektir. Bu konuda farklı görüşler ortaya konmuştur. Makâlede bu görüşler ve dayandıkları deliller üzerinde durulacaktır.Item إعادة بناء مفھوم العقل بين الغزالى وابن رشد في ضوء الفلسفات المعاصرة(Uludağ Üniversitesi, 2010) Taleb, Ayman; Uludağ Üniversitesi/İlahiyat Fakültesi.ھذا البحث يعيد تركيب قراءة مفھوم العقل فى الثقافة العربية الإسلامية بين ابن رشد والغزالى فى ضوء التصورات الفلسفية والمعرفية المعاصرة،بما يعيد تأسيس مفھوم جديد للعقل العربى يكونا قادرا على تجاوز الثنائيات الفكرية والسياسية والاجتماعية والقيمية التى فتت العقل العربى،وأضرت بالواقع الإسلامى المعاصر.Item Suyûtî’nin Hâşiyesi, Şâmî, Hocazâde ve Zebîdî’nin risâleleri bağlamında beyzâvî tefsiri ve i’tizâl tartışmaları(Uludağ Üniversitesi, 2010) Kiraz, Celil; Uludağ Üniversitesi/İlahiyat Fakültesi.Suyûtî, Beyzâvî tefsiri üzerine yazmış olduğu hâşiyede, Zemahşerî’nin etkisi sonucu bu eserde bulunan bazı i’tizâlî görüşlere dikkat çekmiştir. Talebesi Şâmî, bu eleştiri noktalarını bir risâlede toplamıştır. Osmanlı âlimi Hocazâde Muhammed Vecîh de, bu risâlede bulunan eleştirilerle ilgili bir risâle kaleme almıştır. Zebîdî de bu iki risâledeki görüşleri değerlendirdiği bir diğer risâle yazmıştır. Bu makalede, bir hâşiye üç risâle bağlamında, Beyzâvî tefsiri üzerindeki i’tizâlî etkiler inceleme altına alınacaktır.Item Jung psikolojisinde rüya(Uludağ Üniversitesi, 2010) Çetin, ÖzerJung çocukluk yıllarından itibaren rüyalara karşı büyük bir ilgi duymuştur. Bu ilgi daha sonra bilimsel alanda sürmüştür. Rüya çalışmalarında mitoloji, din ve farklı kültürlerden yararlanmıştır. Jung’a göre rüyanın kaynağı bilinçdışıdır. Bilinçdışında bulunan arketipler rüyada sembollere dönüşürler. Rüyaların içeriğini anlamak için bu sembollerin anlamlarının iyi bilinmesi gerekir. Jung rüyaları büyük rüyalar, ortak rüyalar ve çocukluk dönemi rüyaları olmak üzere üçe ayırır. Rüyaların birçok fonksiyonları olduğunu savunur. En önemli fonksiyonu ise bilinç ve bilinçdışı arasında dengeleyici olmasıdır. Bunun yanında ödünleme, kehanet, dini mesaj, nevrozları yansıtma fonksiyonları vardır. Jung’a göre rüya analizi için bir rüya yeterli değildir. Rüya analizi için bir dizi rüya gerekir. Başlangıçta rüya analizi için aktif hayal metodunu kullanmış, daha sonra ise aktif hayal kurmayı da içine alan amplifikasyon yöntemini geliştirmiştir.