Browsing by Author "Balkan, Emin"
Now showing 1 - 20 of 33
- Results Per Page
- Sort Options
Item Abdominal wall ruptured by blunt trauma in a child(Taylor & Francis, 2000) Kılıç, Nizamettin; Balkan, Emin; Kiriştioğlu, İrfan; Güney, Neşe; Doğruyol, Hasan; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı.; AAI-3656-2021; 7005266570; 7004109012; 21645753900; 57224254296; 56624750400Item The association of congenital urethral duplication and double megalourethra(Galenos Yayıncılık, 2017-06-09) Uçar, Murat; Akgül, Ahsen Karagözlü; Kılıç, Nizamettin; Balkan, Emin; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı/Çocuk Ürolojisi Anabilim Dalı.; 0000-0001-6977-7430; 0000-0003-3250-605X; L-5017-2019; AAI-3656-2021; ABQ-2470-2022; AAI-2145-2021; 8614664900; 57192010967; 7005266570; 7004109012Background: Urethral duplication and megalourethra are rare urethral anomalies. However, the concomitance of urethral duplication and double megalourethra has not been reported previously. Case Report: A newborn was presented with penile swelling during voiding. Physical examination revealed a retractable foreskin and two external meatus of a double urethra. Retrograde urethrography demonstrated two complete megalourethras. Urethro-urethrostomy and urethroplasty were performed when the patient was 10 months old. The patient was followed up for one year without any urinary problems and has good cosmetics and urinary continence. Conclusion: The concomitance of these two rare anomalies and more importantly its surgical treatment makes this case report unique and valuable.Item Çocuklarda akut skrotum patolojileri(Uludağ Üniversitesi, 2004) Kılıç, Nizamettin; Balkan, Emin; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı/Çocuk Ürolojisi Bilim Dalı.İnguinoskrotal bölge çocuklarda birçok cerrahi sorunun görüldüğü bir alandır. Skrotumda ani gelişen kızarıklık, şişlik ve ağrı ile ortaya çıkan bir grup hastalık akut skrotum patolojilerini oluşturmaktadır. Bu grup içinde yer alan hastalıklar testis torsiyonu, testis ve epididim eklerinin torsiyonları, epididimitis / orşiepididimitis, boğulmuş kasık fıtığı, travmatik hidro / hematosel, idiopatik skrotal ödem ve skrotumun yağ nekrozudur. Bunlar dışında seyrek olarak rastlanılan bazı hastalıklarda benzer tabloları oluştururlar. Bu hastalıkların başlangıç ve gelişim hızları, lokal bulguları ve ağrı şiddeti açısından farklılıkları bulunabilmektedir.Item Çocuklarda aynı seansta yapılan oturur ve yatar pozisyondaki ürpdinamik parametrelerin karşılaştırılması(Uludağ Üniversitesi, 2006) Halil, Taner; Balkan, Emin; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı.Bu çalışmanın amacı çocuklarda oturur ve yatar pozisyonun ürodinamik parametrelere ve tanıya etkisini araştırmaktır. Bu amaçla ürodinami endikasyonu konulan olgulara Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı, Çocuk Ürolojisi Bilim Dalı’nda Mart 2005 ile Kasım 2005 tarihleri arasında iki farklı pozisyonda ardışık ürodinamik test yapıldı. Yaşları üç ile15 arasında değişen 59’u kız 32’si erkek toplam 91 olgu çalışmaya alındı. Olgulara sistometri ve üroflovmetri yatar ve oturur pozisyonda arka arkaya uygulandı. Her olgu ve pozisyon için maksimum idrar akışı, maksimum idrar akışı anında detrusor basıncı, işeme sonrası artık idrar, kapasite, kompliyans, aşırı aktif detrusor varlığı parametreleri ölçüldü. Ortalama maksimum idrar akım hızı yatar pozisyonda 13.301±5.565 ml/s iken, oturur pozisyonda 12.321±5.957 ml/s idi. Maksimum idrar akım hızı anındaki ortalama detrusor basıncı yatar pozisyonda 63.94±26.74 cmH2O iken oturur pozisyonda 74.86±28.76 cmH2O bulundu. İşeme sonrası artık idrar miktarı ortalaması yatar pozisyonda 31.10±76.92 ml, oturur pozisyonda 45.90±91.05 ml bulundu. Ortalama sistometrik kapasite yatar pozisyonda 182.76±79.18 ml iken oturur pozisyonda 186.04±94.89 ml idi. Ortalama kompliyans değeri yatar pozisyonda 10.55±12.90 ml/cmH2O iken oturur pozisyonda 6.42±5.88 ml/cmH2O bulundu. Yatar pozisyonda 37 olguda, oturur pozisyonda ise 56 olguda aşırı aktif detrusor saptandı. İki olguda yatarken saptanan aşırı aktif detrusor oturur pozisyonda bulunamadı. 21 olguda ise otururken saptanan aşırı aktif detrusor yatarken gözlenmedi. Çocukluk çağında yatar ve oturur pozisyonda yapılan sistometri ve flovmetrinin bulgularına etkisi günümüzde hala bilinmemektedir. Literatürde çocuklarla ilgili bu yönde yeterli çalışma yoktur. Erişkinlerde yapılan çalışmalarla çalışmamızın sonuçları karşılaştırıldığında uyumlu ve zıt sonuçlar bulunmuştur. Sonuçları doğrulamak veya reddetmek için çok sayıda değişik merkezli araştırmalara ihtiyaç vardır.Item Çocuklarda inmemiş testis(Uludağ Üniversitesi, 2004) Kılıç, Nizamettin; Balkan, Emin; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı/Çocuk Ürolojisi Bilim Dalı.İnmemiş testis antik çağlardan beri bilinen bir hastalıktır. İnmemiş testis ya da “kriptorşidizm” terimi (Yunanca “kryptos” [saklı, gizli] ve “orchis” [testis] kelimelerinden türetme) skrotumda yer almayan testis ya da testisler için kullanılır. İlk kayıtlı çalışmaların John Hunter tarafından yapıldığı bilinmektedir. Her ne kadar “kriptorşid” ve “inmemiş” terimleri eş anlamlı olarak kullanılsa da, gerçekte durum birbirinden farklıdır. Çünkü, kriptorşid testis terimi ile kastedilen, inmemiş olabileceği gibi, aynı zamanda ektopik veya atrofik / agenetik de olabilir. İnmemiş testis nedeni tam anlaşılamamış olan ve çocuk cerrahisi ve çocuk ürolojisi pratiklerinde en sık rastlanılan sorunlardan birisidir (1,2).Item Comparison of the effectiveness and side-effects of tolterodine and oxybutynin in children with detrusor instability(Wiley, 2006) Kılıç, Nizamettin; Balkan, Emin; Akgöz, Semra; Şen, Nuri; Doğruyol, Hasan; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı.; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Çocuk Ürolojisi ve Biyoistatistik Anabilim Dalı.; AAI-3656-2021Background: Treatment with anticholinergic agents is the mainstay of therapy for detrusor instability (DI), a chronic and morbid condition characterized by urge urinary incontinence. The aim of this study is to assess the effectiveness and tolerability of tolterodine and oxybutynin in children with DI. Methods: A total of 60 children with DI were enrolled, 30 (14 male, 16 female, mean age 7.97 +/- 2.71 years) in the tolterodine group and 30 (12 male, 18 female, mean age 7.33 +/- 2.23 years) in the oxybutynin group. In this prospective study we reviewed data from 60 children followed for at least 6 months. All of the patients in the study population had a history of dysfunctional voiding. Urodynamic investigations were conducted in all of the patients before and after anticholinergic treatment. Episodes of urge urinary incontinence and adverse events were also evaluated. Results: Improvements in urge incontinence episodes were similar for the children who received tolterodine or oxybutynin. Improvements in the urodynamic parameters were also the same in the two groups. Adverse events were significantly lower in the tolterodine group (13 events in 13 patients) compared to the oxybutynin group (27 events in 20 patients; P = 0.027). Conclusion: Reductions in urge urinary incontinence episodes were similar with tolterodine and oxybutynin in children with DI. Side-effects were more common with oxybutynin. Treatment of children with DI with tolterodine shows significantly better tolerability and this may enhance children's compliance during long-term treatment.Item The effectiveness of early primary realignment in children with posterior urethral injury(Wiley, 2005-01) Balkan, Emin; Kılıç, Nizamettin; Doğruyol, Hasan; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Çocuk Ürolojisi ve Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı.; AAI-3656-2021Aim: The aim of this retrospective study was to compare the results of delayed repair and early primary realignments in patients with posterior urethral injury. Methods: From 1990 to 2003, 20 children were admitted to the Medical Faculty of Uluday University, Bursa, Turkey, for posterior urethral injuries. Traffic accidents were the most common cause of injury (n = 17). Twelve patients (60%) who were referred early (1-10 days) underwent early realignment over a urethral tube. A total of eight patients (40%) underwent delayed repair using transpubic route. In these patients, surgical repair of the urethra was performed 5-6 months later. Results: Of the 12 patients who underwent early urethral realignment, six required at least one visual internal urethrotomy following the removal of the urethral catheter. Urethral stricture developed in two of 12 patients (16.6%) who underwent early urethral realignment. Of the eight patients who underwent delayed repair, six required at least one visual internal urethrotomy following removal of the urethral catheter. Urethral stricture developed in three of eight patients (37.5%) who underwent delayed repair. This difference was statistically significant (P < 0.05). Conclusion: The urethral stricture in patients who underwent early primary realignment was less developed than the stricture that developed in those who underwent delayed management. According to these results we recommend early primary realignment in children with posterior urethral injury.Item The effects of a fluoroquinolone on the growth and development of infants(Cambridge Med Publ, 1997) Gürpınar, Arif Nuri; Balkan, Emin; Kılıç, Nizamettin; Kiriştioğlu, İrfan; Doǧruyol, Hasan; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı.; AAI-3656-2021Growth and development were monitored for up to 42 months in nine neonates to whom ciprofloxacin, a fluoroquinolone, was given in the neonatal period at a dosage of 20 mg/kg/day. Ciprofloxacin was used only as a 'life-saving' therapy in cases of sepsis produced by bacterial agents resistant to other antibiotics. Two other groups of nine neonates, matched by birth weight and gestational age, were studied as controls: one group with sepsis, which was effectively treated with cefotaxime and a group of healthy neonates. No statistically significant differences in growth and development between the groups were found during follow-up for 42 months. No osteoarticular problems or joint deformities were observed in the ciprofloxacin group. Ciprofloxacin appears to provide a therapeutic option as a 'life-saving' therapy for newborns with sepsis produced by multiply resistant organisms.Item Fluconazole treatment of neonates and infants with severe fungal infections(Sage Publications, 1997) Gürpınar, Arif Nuri; Balkan, Emin; Kılıç, Nizamettin; Kiriştioğlu, İrfan; Avşar, İzzet; Doğruyol, Hasan; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı.; AAI-3656-2021A total of 24 neonates and infants, aged from 2 days to 10 months, received treatment with intravenous fluconazole for microbiologically documented or presumed fungal infection. The mean fluconazole dosage was 6 mg/kg/day (range 2 -16 mg/kg/day) and the mean duration of therapy was 25 days (range 5 - 72 days). Efficacy was evaluated in neonates with proven fungal infections, as documented by the presence of pathogen at baseline. A positive clinical response was achieved in 23 of the 24 clinically evaluable patients (96%); eradication of the fungal organism was also achieved in 23 of the 24 evaluable patients (96%). Adverse events occurred in two patients (8%) but therapy was not discontinued in either patient. The present results confirm the efficacy and safety of fluconazole in the treatment of neonates and infants with severe fungal infections.Publication Hepatic artery (ha) reconstruction on back table in deceased-donor liver transplantation surgery. 10-year experience of a single center(Lippincott Williams & Wilkins, 2021-08-01) Senol, K.; Ar, Ta P.; Bagci, K.; Dundar, H. Z.; Ulaş, Aydın; Balkan, Emin; BALKAN, MEHMET EMİN; Yeğen, A.; Kaya, Ekrem; KAYA, EKREM; Bursa Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Genetik Anabilim Dalı.; 0000-0001-6435-0059Item Hipospadias onarımında snodgrass yönteminin başarısını etkileyen faktörler(Uludağ Üniversitesi, 2003-11-13) Balkan, Emin; Kılıç, Nizamettin; Kırkpınar, Ayhan; Doğruyol, Hasan; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı.Son yıllarda hipospadias onarımında Snodgrass yöntemi (TIPU – tubularized incised plate urethroplasty) geniş bir kabul görmüştür. Bu çalışmada Snodgrass yöntemi ile onarım yapılan 85 hastanın demografik özellikleri, yöntemin başarısını ve komplikasyonları etkileyen faktörler retrospektif olarak değerlendirilmiştir. Eylül 2000’e kadar opere edilenler Grup A (n:28), sonrakiler Grup B (n:57) olarak ikiye ayrıldı. Üretroplasti Grup A’daki 28 hastada 7/0 polydioxanone (PDS) ile kontinü tam kat sütürlerle yapılırken, Grup B’de ki 57 hastada kontinü subcutikuler sütürlerle yapıldı. Tek kat sütürlerin üzerine vaskularize dorsal dortos subkutanöz flep getirildi. A grubundaki 6 olguda fistül (% 7), 5 olguda da dilatasyonlara cevap veren meatal stenoz (% 5.8) gelişti. Grup B deki olgularda komplikasyon gözlenmedi. Olguların tümünde memnuniyet verici kozmetik görüntü elde edildi. Hipospadias onarımında Snodgrass yöntemi; distal, midpenil ve penoskrotal mea yerleşimli veya sekonder olgularda da uygulanabilecek uygulanması kolay bir onarım tekniğidir. Deneyim arttıkça fistül ve stenoz gibi komplikasyonlar daha seyrek olarak görülmektedirItem Hirschprung, konjenital katarakt ve down sendromu(Uludağ Üniversitesi, 1989) Sapan, Nihat; Çil, Ergün; Doğruyol, Hasan; Ertürk, Haluk; Ildırım, İbrahim; Akçağlar, Sevim; Balkan, Emin; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı.; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı.; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Göz Hastalıkları Anabilim Dalı.; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Mikrobioloji ve Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı.Down sendromu pek çok 'Sistemle ilgili bulgular verebilen ve sık rastlanan bir kromozom anomalisidir. Down sendromu ile birlikte Hirschprung ve katarakt bulunan bir olguyu takdim ediyoruz.Item Indirect computed tomography sign of renal artery injury: Retrograde filling of the renal vein(Wiley, 2005-03) Balkan, Emin; Kılıç, Nizamettin; Doğruyol, Hasan; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı.; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Çocuk Ürolojisi Anabilim Dalı.; AAI-3656-2021; 7004109012; 7005266570; 56624750400Computed tomography is a very useful diagnostic tool in children's trauma. In the present case report, retrograde filling of the renal vein during computerized tomographic examination of a patient with renal trauma is presented. This is an indirect sign of traumatic renal artery injury. This finding might assist in the early diagnosis of severe renovascular trauma.Item İntraabdominal hemorajilerde konservatif tedavi(Uludağ Üniversitesi, 1994-06-15) Doğruyol, Hasan; Gürpınar, Arif; Balkan, Emin; Kırıştıoğlu, İrfan; Konca, Yıldız; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/ Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı.Kliniğimizde 1988-1993 tarihleri arasında eş senelikperiyolla 115 intraabdominal hemoraji vakası belirli bir protokol dahilinde takip edilmiştir. Bu çalışmada konservatif tedavi kriterleri ve sonuçları sunulmuştur. İntraabdominal hemoraji tespit edilen vaka arın resüsitasyon sonucu stabil olan 84 'üne (% 73) konservatif tedavi, instabil olan 31'ine (% 27) cerrahi tedavi uygulanmıştır. Klinik gözleme alınan stabil hastalardan 8 'inde klinik kötüleşme ortaya çıkması üzerine laparatomiye karar verilmiştir. Bu şekilde laparatomiye karar verilen toplam 39 hastadan 30 'u şifa ile taburcu olmuş, 9 'u ise ex olmuştur. Bu 9 hastanın 8 'i ilk resüsitasyonda instabil olup da doğrudan laparatomiye karar verilen grupta, 1 'i ise başlangıçta stabil olup da konservatif olarak takip edilen gruptaydı. Buna göre konservatif gruptaki 84 hastadan 74'ü (% 66) şifa ile 7'si (% 7) operasyon sonucu şifa ile taburcu edilmiş ve 1 'i (%0.8) kaybedilmiştir.Item Late effects in patients with sacrococcygeal teratoma: A single center series(Taylor & Francis Inc, 2018-07-17) Güler, Salih; Demirkaya, Metin; Balkan, Emin; Kırıştıoğlu, İrfan; Kılıç, Nizamettin; Sevinir, Betül; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Pediatrik Onkoloji Anabilim Dalı.; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı.; AAI-2145-2021; AAI-4220-2021; AAH-1570-2021; AAI-3656-2021; 24331130000; 7004109012; 21645753900; 7005266570; 6603199915Introduction: The aim of this study is to evaluate late side effects that affect quality of life in children with sacrococcygeal teratoma (SCT). Patients and methods: The patients with SCT were evaluated retrospectively. The data were expressed by percentage and the subgroups were compared statistically. Results: A total of 40 children with SCT were identified with median age 12 days (range: 1 day-14.6 years), 27 of whom were analyzed in this study with urodynamic data available for 24 and anal manometric evaluations for 20. Chronic constipation with need for laxative was reported in (7/27) 25.9%, fecal incontinence was present in (1/27) 3.7%, and urodynamic abnormalities were reported in (16/24) 66%. Among those with urodynamic abnormalities, low bladder capacity, dyssyergia and neurogenic bladder were observed in (21/24) 87.5% and anticholinergic treatment was applied. Urinary incontinence was present in (2/27) 7%, with clean intermittent catheterization utilized in (7/27) 25.9%. While defecation was observed more in the patients with Altman types II, III, and IV, micturation problems were observed more in the patients with Altman types II and IV. It was found that urodynamic dysfunctions were more frequent in the patients with increased number of operations. Discussion: Although the rate of symptomatic patients was low, abnormalities determined by radiological and urodynamic evaluations were high.Item M. biceps femoris yerleşimli hidatik kist(Uludağ Üniversitesi, 1996-05-10) Kırıştıoğlu, İrfan; Balkan, Emin; Gürpınar, Arif Nuri; Avşar, M. İzzet; Doğruyol, Hasan; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/ Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı.7 yaşındaki bir kız çocuğunda biseps femoris adalesine yerleşmiş hidatik kisl olgusunu; nadir lokalizasyonu, ekstremite yumuşak doku kitlelerinin ayırıcı tanısında düşünülmesi gerektiğini vurgulamak ve preoperatif tanının tedaviyi planlama ve anaflaksiden korunma önemini belirtmek amacıyla yayınlamayı uygun bulduk.Item Meme kanserli 74 olgunun retrospektif analiz(Uludağ Üniversitesi, 1988) Zorluoğlu, Abdullah; Bilgel, Halil; Şahin, Baki; Balkan, Emin; Kızıl, Ayhan; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Genel Cerrahi Anabilim Dalı.Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Cerrahi Anabilim Dalı'nda 1 Ocak 1982 - 31 Mayıs 987 tarihleri arasında meme kanseri olduğu histolojik olarak kanıtlanmış tümü kadın olan 74 olgu retrospektif olarak dosya kayıtlarından incelendi. Patolojik evrelendirme 8 olgu I. evrede, 47 olgu Il., 13 olgu III. ve 6 olgu IV. evrede bulundu. Postoperatif kontrolleri yapılan 22 olgunun 6 ay-71 aylık takipleri tamamlandı. Bu olguların ortalama 3 yıllık takibinde 2 olguda metastaz saptanmış böylece genel hastalıksız devre geçiren olgu oranı (15/22) % 68 bu süre içerisinde kansere bağlı ölüm ise (4/22) % 18 oranında görülmüştür.Item Neonatal intraabdominal hemarajinin nadir bir sebebi konjenital hepatik hemanjioendotelyoma(Uludağ Üniversitesi, 1994-06-15) Kırıştıoğlu, İrfan; Balkan, Emin; Gürpınar, Arif Nuri; Konca, Yıldız; Doğruyol, Hasan; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/ Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı.Hepatik hemanjioendotelyoma (HHE) nadir karaciğer tümörlerindendir. Bu yazıda konjenital hepatik hemanjioendotelyoma bir yenidoğanda, doğum travmasına bağlı olarak gelişen intraabdominal hemoraji (İAH) olgusu literatür eşliğinde sunuldu.Item Non-invasive evaluation of botulinum-A toxin treatment efficacy in children with refractory overactive bladder(Springer, 2018-06-28) Uçar, Murat; Akgül, Ahsen Karagözlü; Yücel, Cem; Parlak, Ayşe; Kılıç, Nizamettin; Balkan, Emin; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı.; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı/Çocuk Ürolojisi Bilim Dalı.; 0000-0001-7686-2561; AAH-6766-2021; AAI-3656-2021; AAI-2145-2021; 57202853581; 7005266570; 7004109012We aimed to evaluate the efficacy and safety of intravesical onabotulinum toxin A (onaBoNTA) injections for the treatment of children diagnosed with refractory overactive bladder (OAB) by using non-invasive methods. A total of 31 pediatric patients with a mean age of 10.2 years received intravesical onaBoNTA injection at the dose of 10 U/kg (max: 200 U). Twenty-one patients who failed to respond to the first injection, received second injection 6 months after the first one. The patients were retrospectively evaluated after the 1st and the 2nd injections by means of standardized questionnaire forms and voiding diary records. In the 6-month follow-up, 10 patients (32.2%) were determined to have full response after the first injection. The number of patients with partial response and no response were found to be 15 (48.4%) and 6 (19.4%), respectively. The mean value of Dysfunctional Voiding and Incontinence Symptom Score (DVISS) of the patients with full response was 8.5 before the injection, which decreased to 1 at 6-month follow-up and to 0.5 at 12-month follow-up (p < 0.001). Twenty-one patients without full response after the first injection received a second injection 6 months after the first one. Full response was achieved in 9 (42.9%) of the 21 patients who had a second injection, but only partial response was achieved in 9 (42.9%). Three (14.3%) of the remaining patients did not respond to the second injection either. 1-year follow-up evaluations revealed that the rates of the full response, partial response, and no response were 61.3, 29, and 9.7%, respectively. Based on our results, onaBoNTA therapy is an effective and reliable second-line off-label therapy in the management of patients with non-neurogenic OAB that is refractory to medical therapy. Asking the patients/guardians to fill out a standardized questionnaire form before and after the therapy enables easy and non-invasive assessment of the response to the therapy.Item Perfore apendisitli çocuklarda yara kapatılması(Uludağ Üniversitesi, 1998) Kılıç, Nizamettin; Kırıştıoğlu, İrfan; Sınmaz, Kutluğ; Balkan, Emin; Gürpınar, Arif; Doğruyol, Hasan; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı.Apendektomi sonrası yara problemleri halen en önemli morbidite sebebi olmayı sürdürmektedir. Perforeapendsitli çocuklarda yara kapatılması konusunda tartışmalar devam etmektedir. Eksplorasyon esnasında apendiksin perlore olduğu takdirde yaranın kontamine olduğu ve atılan her dikişin enfeksiyon olasılığı arttıracağı kabul edilir. Bu çalışmanın amacı çocukluk çağı perfore apandisitlerde uyguladığımız primer yara kapatılması PYK ve geç primer yara kapatılması GPYK yöntemlerinin karın içi yara yeri ile ilgili komplikasyonlar ve hastanede kalış süresi açısından karşılaştırılmıştır. 1988-1997 yılları arasındaki kliniğimizde tedavi edilen 110 perfore apandisit olgunun kayıtları değerlendirilmiştir. PYK grubundaki % 16.2 komplikasyon gelişirken GPYK grubunda 5 17. Komplikasyonu görülmüştür p/0.05 Batın duvarı ile ilgili komplikasyonların incelenmesinde PYK grubunda % 6.9 GPYK grubundaki % 13.4 0.05 PYK grubundaki hastaların ortalaması HKS 6.9 gün iken GPYK Grubundaki hastalarda bu süre 9.1- 4.7 gün olarak saptanmıştır 0.05 Bizim serimizdeki perfore apendisitli olgularda PYK yöntemi Gpyk yöntemine göre daha az komplikasyona sebebiyet veren ve hastanede kalış süresini kısaltan bir yöntem olarak bulunmuştur.