International Journal of Social Inquiry
Permanent URI for this community
Browse
Browsing International Journal of Social Inquiry by Language "tr"
Now showing 1 - 20 of 182
Results Per Page
Sort Options
Item Open Access 2020 Sosyoekopolitik gençlik araştırması: İstanbul ili örneğinde gençlerin ekonomik ve siyasal eğilimleri(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2021-10-20) Yaşar, İbrahim Halil; Demirkol, Fırat; Daşdemir, Esat; Türkdoğan, Tuğçe GürTürkiye Cumhuriyeti gündemini meşgul eden konulardan biri de gençlerin görüş, düşünce ve tercihleridir. Sosyal, politik ve ekonomik alanda alınacak karar ve tercihlerin uygulanabilirliği ve sürdürülebilirliği için gençlerin görüş ve düşüncelerine hitap etmesi elzemdir. Bu çalışma devlet kurumlarına güvenmeyen ve politik kararsız olan gençlerin demografik, sosyal ve ekonomik profillerini çizerek; ilgili grubun beklentilerini ortaya koymaktadır. Böylece uzun vadeli planlar için politika yapıcılara referans olmak amaçlanmıştır. 18-30 yaş arası İstanbul’da yaşayan gençlerin siyasal seçimlerde oy kullanmayan ya da kararsız kalan kısmı içerisinde bulunan ve genel olarak güvensizler ya da tercihsiz politikler olarak adlandırılabilecek olan kişilerin 2020 Sosyoekopolitik Gençlik Araştırması sorularına verdikleri cevaplar değerlendirilmiştir. Çalışma kapsamında İstanbul ilinde ikamet eden gençlerdeki kurumlara güvensizlik ve politik kararsızlık eğilimi ve bunun sosyal, siyasal ve ekonomik nedenleri incelenmiştir. Çalışma kapsamında kararsız ve güvensiz olarak ayrılan grupların gençler arasında dağılımları verilmiştir. Elde edilen verilere göre “Güvensiz” ve “Kararsız” olarak adlandırılan kesimlerin gençler arasında önemli bir grubu temsil ettiği ve bu grubun benzer eğilimler gösterdiği anlaşılmaktadır. Bu benzerlik, “Güvensiz” ve “Kararsız” bireylerin ayrı bir grup olarak değerlendirilmesini gündeme getirmektedir. Dolayısıyla bu iki grubun davranışlarının tespiti, bu grupları anlamak adına önemli bir hal almaktadır. Çalışma içerisinde karar alıcıların, bu gruplara yönelik gerekli politikalar uygulayarak güvensizlik duygusunu azaltması ve böylece grupların ülkelerine ve yaşadıkları topluma bağlılıklarının yükseltmesi önerilmiştir.Item Open Access 3B Yazıcı: Atlantik ve Avrasya rekabetinde yeni bir faktör(Uludağ Üniversitesi, 2016-11-04) Korkmaz, BurakÜretim ilişkileri, organize edilmiş insan hayatının seyrinde önemli bir yer tutmaktadır. Bu nedenle üretim ilişkilerinde yaşanan değişimler, beraberinde sosyal, kültürel ve siyasi değişimleri de getirmektedir. Çalışmanın amacı üretim ilişkilerini değiştireceğine inanılan 3B Yazıcı teknolojisinin diğer faktörlerle beraber incelenmesi ve sonuçlarının Atlantik & Avrasya rekabeti açısından değerlendirilmesidir. Bu bağlamda, 3B Yazıcı teknolojisinin gelecekte Çin Halk Cumhuriyeti (ÇHC) açısından sosyo ekonomik sorunları tetikleyebileceği ve bu durumun yaşamsal bir tehdit olarak değerlendirilmesi gerektiği savunulmaktadır.Item Open Access ABD’nin Kuzey Kore politikası çerçevesinde nükleersiz bir Kuzey Kore mümkün mü?(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2021-11-10) Çokgüçlü, Yasemin; Bursa Uludağ Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü/Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı.; 0000-0002-3695-088XABD yıllardır Kuzey Kore politikasını, Kuzey Kore’nin nükleer faaliyetlerinin uluslararası hegemonyasına meydan okumasına bağlı olarak şekillendirmiştir. ABD’nin Kuzey Kore politikasının öngördüğü farklı stratejilere rağmen Kuzey Kore’nin nükleer faaliyetlerinin durdurulması girişimleri yetersiz kalmıştır. Bu çalışmada, ABD’nin güvenlik politikası yaklaşımı doğrultusunda, 1990’lı ve 2000’li yıllarda geliştirdiği stratejilerden, Çerçeve Anlaşması ve Altı Taraflı Müzakere görüşmeleri gibi çoklu mutabakat süreçlerinden yararlanarak, ABD’nin nükleersiz bir Kuzey Kore oluşturma yaklaşımları açıklanmaktadır. Çalışma, ABD’nin Kuzey Kore politikasının Kuzey Kore’yi nükleersizleştirmede başarısız olduğunu iddia etmektedir. Kuzey Kore’nin, ABD girişim ve yaptırımlarına rağmen nükleer faaliyetlerine devam ederek nükleer silah sahibi bir güç olması, nükleer gücünden vazgeçmeyeceğinin en önemli göstergesidir. Bununla beraber, dönemsel olarak Kuzey Kore’nin bazı tavizlerde bulunduğu gözlemlense bile, ABD politikasının nükleersiz bir Kuzey Kore’yi mümkün kılamamasının sebebinin, hem Kuzey Kore’nin nükleer silah edinmesindeki temel sebeplerde hem de ABD’nin Kuzey Kore’ye yönelik verimsiz değerlendirmeleri sonucu geliştirilen yetersiz politikalarda yattığı görülmektedir.Item Open Access Adil Dünya inancı üzerine bir polemos(Uludağ Üniversitesi, 2017-10-10) Topuz, Arzu Gül; Uca, Onur; Topuz, MetinBu çalışmanın temel amacı, insan için kaçınılmaz olan dünyayı değerlendirme ve anlamlandırma etkinliğinin bir biçimi olarak Lerner’ın “Adil Dünya İnancı” tezini psikolojik, felsefi ve sosyolojik bağlamda değerlendirmektir. Elbette söz konusu değerlendirmeyi bütün perspektifleri serimleyecek biçimde burada ele almak olanaklı değildir, bu nedenle belirli açılardan sınırlandırılmış ve fakat birbirine seslenen bir tartışma ağı kurulmaya çalışılmıştır. Bu tartışma düzleminin ilk dokusunu psikolojik değerlendirme oluşturmaktadır. Burada genel olarak adil dünya inancı tezinin dayanakları ve günlük hayatın idame edilmesindeki düzenleyici rolüne farklı açılardan değinilmiştir. İkinci dokuyu söz konusu tezi, bir yapısöküme uğratma olanağını yoklamak adına Nietzsche’nin sürü ahlakı perspektifinden değerlendirmek oluşturmaktadır. Üçüncü doku bağlamında aynı zamanda kişilerarası ilişkiler açısından önemi olan adil dünya inancı tezi, toplumsal değerlendirme dünyasının bileşenleri açısından ele alınmıştır. Bu bağlamda çalışmanın ikincil amacını disiplinler arası bir çoksesliliğin olanağını sağlamak olduğu söylenebilir.Item Open Access Almanya’da radikal sağın yükselişi: Almanya için alternatif partisi, popülizm ve demokrasi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-01-11) Aknur, MügeAlmanya için Alternatif Partisi’nin (Alternative für Deutschland – AfD) kısa sürede güçlenmesine 2009 avro krizi, Avrupa Birliği’nin (AB) Almanya’nın iç siyasetine artan müdahalesi, 2015 yılında başlayan göçmen ve mülteci krizi, artan terör saldırıları ve Almanların kendi kimliklerini koruma çabaları neden olmuştur. AfD, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Alman Parlamentosu’na girmeyi başaran ilk radikal popülist sağ partidir. AB, göç ve İslam karşıtı politikalar izleyen AfD, 2017 genel seçimlerinde oyların %12,6’sını alarak parlamentoda üçüncü parti olmuştur. AfD’nin bu hızlı yükselişi halkta partinin Alman demokrasisine zarar vereceği konusunda yaygın bir kaygı oluşturmuştur. Bu çalışmanın amacı, AfD’yi Cas Mudde’nin (2007: 22) popülist radikal sağ ideolojinin üç bileşeni olarak tanımladığı “popülizm, yerlicilik ve otoriterlik” çerçevesinde inceleyerek partinin Alman demokrasisini zayıflatıp zayıflatamayacağını tartışmaktır. Bu amaçla makale, parti programı ve politikacılarının söylemleri üzerinden AfD’nin toplumu “biz” ve “öteki” şeklinde kutuplaştıran “popülist politikalarını” ve ülkesinde sadece Alman halkının yaşaması gerektiğini belirten ve diğerlerini ulusal kimlik ve Alman kültürüne tehdit olarak gördüğü “yerlicilik politikalarını” incelemektedir. Ayrıca “ötekini” kabul etmemek için önerdiği otoriter hukuki düzenlemeleri analiz etmektedir. Çalışma bu “popülist” politikaların yerleşik Alman demokrasisine özellikle siyasal çoğulculuk, siyasi haklar ve kişisel özgürlükler konusunda tehlike oluşturduğuna ancak Alman anayasasında alınan önlemlerin ve Alman siyasi kültürünün bu tehlikeyi asgariye indirdiğini savunmaktadır.Item Open Access Ana hatlarıyla paradan başka borçları havî ilâmların icrası(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2018-09-29) Seyhan, N. Aybike; Bursa Uludağ Üniversitesi/Hukuk Fakültesi.Taraflar arasındaki hukukî ilişkilerden doğan borçlar her zaman para borcu olmayabilir. Örneğin bir inşaatın yapılması, velâyeti anneye verilen çocukla babanın kişisel ilişki kurulmasının sağlanması veya düğünde takılan ziynet eşyalarının iadesi gibi borçlar bunlardandır. Bu borçlar, 2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunu 24-31. maddeleri arasında taşınır teslimine, çocuk teslimi ve çocukla kişisel ilişki tesisine, taşınmaz tahliye ve teslimine, bir işin yapılmasına veya yapılmamasına, irtifak haklarına ve gemilere ilişkin ilâmlar olarak sayılmıştır. Paraya ilişkin borçların icraya konu olabilmesi için bir ilâma ihtiyaç duyulmamasına rağmen, paradan başka borçların icraya konulabilmesi bir ilâma dayanmasını gerektirmektedir. Mahkeme tarafından verilen, kural olarak, nihai mahiyetteki hükmün kural olarak kesinleşmesi aranmamaktadır. Böylelikle elinde paradan başka bir borcu ihtiva eden ilâm ile icra dairesine gelen alacaklı, eğer icra emrinin borçluya tebliğinden itibaren yedi gün içinde alacağına kavuşamazsa; devreye tazyik hapsi, fizikî zor ve fiili haciz müesseseleri girecektir.Item Open Access Anadolu Miken seramiği geometrik motif repertuvarına genel bir bakış(Uludağ Üniversitesi, 2016-10-13) Ünsal, Nur Deniz; Uludağ Üniversitesi/Fen-Edebiyat Fakültesi/Arkeoloji Bölümü.M.Ö. ikinci binyılın ikinci yarısında, Anadolulu halkların Kıta Yunanistan ve Adaların çağdaş kültürleri ile ticaret nedeniyle yakın bir bağlantı içerisinde olduğu anlaşılmaktadır. Bu bağlantıların belirlenmesinde önemli göstergelerden biri, özellikle Batı Anadolu’da gerçekleşen kazılar sonucunda ele geçen yerli ve ithal Miken seramikleridir. Bezeme motifi olarak kullanılan dalgalı çizgiler, sınırlı ve bağlantılı yarım daireler, ağ, dama tahtası, zigzag, üçgen ve panel triglif motifleri gibi geometrik motifler, yaygın olarak, geniş bir zaman sürecinde kaplar üzerinde yer almıştır.Item Open Access Anadolu’daki bazı aziz kültlerinin Geç Antik Çağ sonrasında Kuzeybatı Karadeniz’in sosyoekonomik ve dini yapısına katkısı(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-03-28) Yılmaz, Sinan; Gür, DurmuşGeç Antik Çağ’da Anadolu’da birçok dini kültün etkisi görülmektedir. Azizler özellikle, Anadolu ve imparatorluk sınırlarındaki çoğu yerleşimin dini yapısının gelişmesine ve şekillenmesine etki ederek dini yapıların inşa edilmesini hızlandırmıştır. Bu durum kentlerin gelişmesine ve zamanla zenginleşmesine katkı sunmuştur. Farklılık gösteren aziz kültleri, Anadolu’nun diğer bölgelerinde olduğu kadar Karadeniz ve yakın çevresinde de büyük öneme sahiptir. Karadeniz Bölgesi’nde etkin güce sahip olan azizlerin, inanış kapsamında pagan kültleri ve yerleşik inançlarından etkilendikleri belirlenmiştir. Batıdan doğuya Karadeniz Ereğlisi, Safranbolu, Bartın, Amasra, Sinop gibi çeşitli yerlerde görülen; Alypios Stylites, Georgios, Hyakinthos, Hypatius, Anthimus, Niketas, Nikholaos, Philaretos, Phokas, Stephanos ve Theodoros gibi bazı azizlerin, bölgenin dini inanışı, yapılaşması ve sosyoekonomisine katkısı incelenmiştir.Item Open Access Araştırma ve geliştirme faaliyetlerinde vergi teşvikleri ve etkinliği: Türkiye uygulaması(Uludağ Üniversitesi, 2016-10-11) Ömür, Özgür Mustafa; Giray, Filiz; Uludağ Üniversitesi/İktisadi İdari Bilimler Fakültesi/Maliye Bölümü.Günümüz ekonomilerinde, teknolojik yenilikler ülkelerin gelişmesi için önemli unsurlardan biridir. Ülkeler teknolojik yeniliklere sahip olabilmek için araştırma ve geliştirme (Ar-Ge) faaliyetlerine yatırım yapmalıdır. Piyasa başarısızlığı nedeniyle, Ar-Ge yatırımlarını teşvik etmek amacıyla ülkeler bazı teşvik araçları kullanırlar. Bu araçlardan birisi de vergi teşvikleridir. Türkiye 2000’li yıllarda Ar-Ge faaliyetlerine yönelik önemli vergisel teşvikler sağlanmıştır. Bu teşvikler genellikle Ar-Ge faaliyetlerine yönelik vergi indirimi ve istisnası şeklindedir. Bu çalışmada söz konusu teşvik politikaları ve bu politikaların etkinliği kapsamlı olarak incelenecektir.Item Open Access Arif Dirlik’in düşüncesinde neoliberal küreselleşmenin eleştirisi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-03-05) Elmalı, Elif Bengi Akkuş; Bursa Uludağ Üniversitesi/İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi/Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Anabilim Dalı.; 0000-0002-6582-10911980’li yıllardan itibaren yeniden canlanan ulus ötesi üretim/ticaret ve güçlenen kapitalist hedeflerle kendini gösteren neoliberal politikalar, modern dönemin disipline yapısından sıyrılıp; toplumsal alanın örgütlenmesinin önemini vurgulayarak ekonomik ve politik amaçlarını gerçekleştirebilmek adına öznelerin bizzat katılımlarının ve aidiyetlerinin kazanımı üzerine kurulu, tüm küreyi farklılıkların ötesinde üst bir toplumsal alan içerisinde bütünleştirmeyi hedefler. Bu yeni dönem, klasik modern dönemin aksine toplumları ikili karşıtlıklar içerisinde kategorize etmeden ve ötekileştirmeden küresel toplum içerisine kendi rıza ve farklılıklarıyla dâhil eder. Böylelikle neoliberal küreselleşme, heterojenliğin ve çok merkezli bir yapının görünür olduğu bir düzeni mümkün kılar. Fakat aynı zamanda tüm bu farklılıklar, oluşan küresel toplum içerisinde onun anlam ve sembol dünyalarıyla birleşerek aslında bir noktada ona dönüşmeye ya da melezleşmeye başlamaktadır. Yeni bir paradigma olan neoliberal küresel dönem getirdiği kaotik ve parçalı yapısıyla modernitenin Avrupamerkezci temellerini sarssa da düşünsel ve toplumsal bağlamda ondan tam anlamıyla kopmamıştır. Bu bağlamda, bu yeni düzeni “küresel modernite” kavramı üzerinden eleştiren Arif Dirlik’e göre neoliberal küreselleşme, dünyayı çoklukların görünür olduğu çok merkezli bir yapı olarak tahayyül ederken aynı zamanda bu farklılıkların getirdiği hareketlenmeleri kontrol altında tutabilmek adına özneleri ve toplumların aidiyetlerini kazanmaya ve kontrol altında tutmaya çalışmakta ve bütünleşmeyi, parçalanmayla eşanlı olarak ortaya koymaktadır. Bu durumda küreselleşme modernitenin yapı bozumu üzerinde yükselse de onu yeniden yorumlamanın ötesine gidememiştir.Item Open Access Avrupa Birliği Adalet Divanı kararları ışığında üçüncü devlet vatandaşlarının aile birleşimi hakkına ilişkin değerlendirmeler(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2019-03-04) Özgenç, Zeynep; Bursa Uludağ Üniversitesi/Hukuk Fakültesi/Milletlerarası Özel Hukuk Anabilim Dalı.Aile birleşimi, menşe devlet ülkesinde yasal olarak ikâmet eden bir yabancının, aile üyelerinin, bu devlette aile birliğinin oluşması için, ailenin meydana gelişinin ikâmet edenin, ülkeye girişinden önce ya da sonra olmasına bakılmaksızın, aile birliğini korumak üzere ev sahibi devlete girişi ve ikâmet etmesidir. Bu sayede, yabancının Avrupa Birliği’nin temel amaçları doğrultusunda sosyal ve ekonomik uyumu da temin edilmeye çalışılmaktadır. Yürürlükteki mevzuatta üye devlet vatandaşları ile üçüncü devlet vatandaşları açısından aile birleşiminin şartları ve sonuçları farklı şekillerde düzenlenmiştir. Diğer yandan, Türk vatandaşlarının aile birleşimine ilişkin öncelikle ve doğrudan Ortaklık Mevzuatı uygulanmaktadır. Avrupa Birliği Adalet Divanı ise aile birleşimini Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ışığında temel hak olarak kabul etmekte ve aile birleşimine ilişkin bu farklı düzenlemelere dair uyumlaştırıcı kararlar almaktadır. Bu çalışmanın temel amacı, üçüncü devlet vatandaşlarının aile birleşimine ilişkin Avrupa Birliği Adalet Divanı kararlarını incelemektedir.Item Open Access Avrupa Birliği Hukuku ve Avrupa Birliği Adalet Divanı içtihatları ışığında ticari şirketlerin yerleşme ve serbest dolaşım özgürlüğü(Uludağ Üniversitesi, 2017-04-28) Konyalı, Sinan Can; Uludağ Üniversitesi/Hukuk Fakültesi/Milletlerarası Özel Hukuk Ana Bilim Dalı.Avrupa Birliği Ortaklık Mevzuatı’nda gerçek kişilere tanınan serbest dolaşım özgürlüğü, Kurucu Andlaşma’da yer alan hükümler gereğince tüzel kişilere de uygulanabilir niteliktedir. Bu durumun sonucu olarak herhangi bir Birlik üyesi devlette kurulan bir ticari şirket, Birlik’e üye diğer devletlerde, herhangi bir kısıtlamaya maruz kalmaksızın ticari faaliyette bulunabilecektir. Serbest dolaşım ve yerleşme özgürlüğü tüzel kişilerde, şirket merkezinin bir ülkeden diğerine taşınması; ya da diğer ülkelerde şube veya bağlı şirket açılması yoluyla sağlanmaktadır. Üye devletler, serbest dolaşım ve yerleşme özgürlüğü ilkesi uyarınca yabancı şirketlerin, ülkelerinde ticari faaliyette bulunmasına kısıtlama getiren iç hukuk hükümlerinden kaçınmak durumundadır. Tüzel kişilere tanınan bu iki hakkın altında yatan temel gaye ise yerli-yabancı şirket ayrımının ortadan kaldırılması suretiyle sermaye akışının hızlandırılması ve ortak pazar ekonomisinin sağlanmasıdır. Ancak üye devletlerin iç hukuk hükümleri ve kanunlar ihtilafı mevzuatlarındaki farklılıklar, uygulamada büyük sorunlara yol açmaktadır. Çalışmanın konusunu da; uygulamada karşılaşılan bu sorunların Ortaklık Mevzuatı ve Avrupa Birliği Adalet Divanı kararları ışığında incelenmesi oluşturmaktadır.Item Open Access Avrupa borç krizinin yerel yönetim maliyesine etkileri: Avrupa Birliği ülkeleri 2010-2015 dönemi analizi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-05-11) Aslantaş, M. Fatih; Korlu, R. KutluEkonomik krizler son yüzyılda fazla karşılaşılan bir olgu olarak ekonomistler için önemli bir araştırma konusudur. Ayrıca ekonomik krizler, genel anlamda ülkelerin makroekonomik parametrelerinde negatif etkiler meydana getirmektedirler. Bu negatif etkilerden biri de yerel yönetimlerin mali yapısı üzerinde meydana gelmektedir. Vatandaşlara en yakın hizmet veren kamu idareleri olan yerel yönetimlerin ekonomik krizle birlikte mali yapılarındaki etkileşim değerlendirilmesi gereken bir konudur. Bu amaçla çalışmanın amacı makroekonomik etkileri olumsuz olan ekonomik krizlerin yerel yönetimlerin maliyelerinde ne tür etkiler bıraktığının tespit edilmesidir. Bu tespitin yapılması için “Avrupa Borç Krizi” örnek olarak seçilmiş ve PIIGS ülkelerinin de içinde yer aldığı Avrupa’daki on beş ülkenin krizin en yoğun olduğu “2010-2015” yılları arasında yerel yönetim bütçelerindeki negatif dönüşüm gözlenmiştir. Sonuç olarak bahsedilen dönemde bu ülkelerin yerel yönetimlerinin gelir ve harcamalarında daralmalar olduğu ve yaşanan ekonomik krizlerden ciddi anlamda etkilendikleri tespit edilmiş ve yerel yönetimlerin krizlerden daha az etkilenmesi için neler yapılması gerektiği hakkında çeşitli önerilerde bulunulmuştur.Item Open Access Aydınlanmadan modern zamanlara: Gelişim kültü ve resim sanatındaki yansımaları(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2019-11-29) Bayer, Zehra Canan18. yüzyılda Aydınlanma ile birlikte söz konusu olmaya başlayan aklın üstünlüğü, bilim, deney ve bilginin önemi, Avrupa'da dönüşümlerin yaşanmasında etkili olur. Çağın en mühim gelişmelerinden biri olan Sanayi Devrimi, ona eklemlenen Endüstrileşme ve Makineleşme, kentlerin çehresini ve yaşam koşullarını/biçimlerini değiştirirken bu vesileyle modern ve çağdaş bir toplum yapısının oluşması yönünde de temeller atılır. Modern ve çağdaş olma yolunda hız kazandıran gelişmeler, bazı sanatçıların üzerinde farkındalık oluşturarak çağdaş konulara sıcak bakmalarına sebep olur. Gelişimin tanıkları olan bu sanatçılardan bazıları, çağa damgasını vuran gelişmeleri resim planına aktarırken, bazıları da sömürgeleşme emellerinin soluğunu hissettirdiği farklı coğrafyaları tuvallerine yansıtırlar. Çağdaş yaşamın yabancılaşma ve yalnızlık gibi insan psikolojisi üzerindeki sarsıcı etkileri de zaman zaman Avrupalı ressamların resmettiği konular arasında yer alır. Gelişimin varacağı noktaya kaygıyla bakan sanatçılar, bir süre sonra Avrupa'dan uzaklaşarak diğer medeniyetleri/kültürleri tanımaya yönelir ve bu sanatçılar, modernleşmenin üzerlerinde yarattığı baskıdan kaçarak "primitif" kültürlere sıcak bakmaya, endüstrileşmenin ve modern yaşamın kuşattığı çağdaş dünyalarında eksik olan "saf enerjinin" kaynağına ulaşmaya koyulurlar. Gelişimin varacağı noktaya kaygıyla bakan, bununla yüzleşen sanatçılar ise "gelişim kültünün" geri tepen bir silaha dönüşmesine, kitlelerin yıkımına sebep olmasına şahitlik ederler ve sanatlarına yansıyan da saf korkunun kol gezdiği vahşet ve kâbuslar olur.Item Open Access Başarılı yöneticilik özelliklerine ilişkin algılanan cinsiyet kalıpyargılarının analizi: Kültürlerarası bir karşılaştırma(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2021-11-09) Ahmed, Fathia Ali; Altıntaş, Füsun Çınar; Bursa Uludağ Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü.; Bursa Uludağ Üniversitesi/İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi/İşletme Bölümü.; 0000-0003-2711-8976; 0000-0001- 5664-8277İlgili yazındaki ilk dönem araştırmalarda, başarılı yöneticilik özellikleri ile ilişkili özelliklerin kadınlardan daha çok erkeklere atfedildiği görülmektedir. Başarılı yönetici özellikleri genelde erkeğe-özgü olarak ele alınmakta ve yönetici ise erkektir şeklinde kavramsallaştırılmaktadır. Ancak, yönetsel pozisyonlarda yer alan kadın sayısının artmasıyla birlikte yönetsel özelliklerin yalnızca erkeğe özgü olmadığı anlaşılmış ve cinsiyet rolleri ile yöneticilik özelliklerini araştıran çalışmalar hız kazanmıştır. Mevcut çalışmada başarılı yöneticilik özelliklerine ilişkin unsurların belirlenmesi ve yöneticilik özellikleri açısından kültürlerarası bağlamda cinsiyete dayalı farklılaşmanın var olup olmadığını tespit etmek amaçlanmıştır. Bu kapsamda araştırmada Schein (1973)’ın Betimleyici İndeksinin kullanılmıştır. Elde edilen sonuçlar neticesinde kadın ve erkek katılımcılar açısından başarılı yönetici algısının kadına özgü özellikler ile örtüştüğü tespit edilmiştir.Item Open Access Bellek çalışma kılavuzu veya “Unutulanlar, unutanları asla unutmazlar!”(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2018-11-09) İlhan, M. EmirYaklaşık kırk yıldır yeni ve farklı bir sosyal bilimler yöntemiymiş gibi karşımızda duran bellek çalışmaları, belli bir hatırlama nosyonundan hareketle yürütülmeye çalışılmaktadır. Bireyin ve/veya kurumun hafızasında taşıdığı her şey paralel bir bellek sorunu olarak ele alınmaktadır. Sosyal bilimlerde “bellek” kavramının oluşumuna zemin hazırlayan süreç belirsiz gibi görünmektedir; bunda muhakkak bellek alanını herkesin kendi beklentisine göre doldurması önemli bir rol oynamaktadır. Bir çalışma şekli olarak ele alınırsa bellek "türleri" (bireysel/kişisel ve kolektif bellek), esasen “hatırlama” biçimlerinden hareketle geliştirilmiştir. “Batı” düşünce geleneğinin hatırlama biçimlerini ele alışları, “geçmiş” düşüncesinin birçok farklı unsur ve bağlamın zaman anlayışına dayanmasından hareket eder. Edebiyat ile ilgili geçmiş, hatırlama ve bellek okumaları da Batı düşünce geleneğinin geldiği son noktadan hareketle yapılmaktadır. Bellek sorununda belleği bireysel bağlamda ele alan Bergson; kolektif bağlamda ele alan Halbwachs, sosyal bağlamda ele alan Burke, kültürel bağlamda ele alan Assmann’ın çalışmaları paralelinde sosyal bilimlerde geniş bir bakış açısının da kazanması gereken mekanizmalar alt metinde irdelenmiş olacaktır.Item Open Access Bilgi yönetim sistemleri ve siber güvenlik(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2018-11-12) Ünal, Ahmet NaciBilgi; düşünme, yargılama, akıl yürütme gibi işlemler sonucunda elde edilen kapsamlı bir sürecin ürünüdür. Yoğun veri ortamında karar vermek güçleşerek, karmaşıklaşmaktadır. Genelde uzman sistemlerin, özelde ise Yönetim Bilgi Sistemleri’nin etkin kullanımı insan kaynaklı hataların en aza indirilmesini sağlamaktadır. Bu sistemler kullandıkları veriyi siber uzaydan toplamaktadır. Bu çalışmada siber güvenlik kavramına dikkat çekilerek, siber uzayda güvenli bilgi kullanımı ile alınması gereken önlemler üzerinde durulmaktadır.Item Open Access Bithynia Bölgesi Roma Dönemi mimari betimli kent sikkeleri(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2021-10-10) İhtiyar, Metehan; Bursa Uludağ Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü/Arkeoloji Bölümü.; 0000-0003-4573-1571Antik Bithynia, kuzeyde Pontus Euxenios, batıda Hellespontos ve Rhyndakos, güneyde Sangarios nehri ile sınırlanan, Küçük Asya’nın kuzeybatı köşesindeki bir bölgedir. Bithynia Bölgesi Helenistik Dönem’de bağımsız bir krallık olarak kurulmuş ve daha sonra MÖ 74 yılında Roma İmparatorluğu’nun bir eyaleti haline gelmesiyle birlikte doğu sınırları genişlemiştir. Bithynia Eyaleti, Roma yönetimine geçmesiyle birlikte bölgede imar faaliyetleri başlamış ve bu kapsamda kent surları, tapınaklar, tiyatrolar, fener kuleleri, gymnasion ve anıtsal binalar gibi mimari yapılar inşa edilmiştir. Şehirlere ait bu mimari doku Bithynia kentleri adına basılan birçok sikkenin arka yüzünde Roma İmparatorlarının finansal yardımı sayesinde siyasal propaganda amacı ile betimlenmiştir. Mimari betimli sikkelere göre tapınaklar, Bithynia kentlerinde saygınlık gören Dionysos, Demeter, Asklepius, Apollon, Herakles ve Fortuna gibi tanrı ve tanrıçaların yanı sıra kentlerde imparatorlar onuruna gerçekleştirilen agon oyunları ve bayramlar için inşa edilmiş olduğu anlaşılmaktadır. Tasvir edilen birçok yapının lokasyonu belli değildir. Ancak en azından benzer kent planları ile yapılan karşılaştırmalara göre muhtelif tapınakların Bithynia kentlerinde bulunan mevcut kiliselerin temellerinde veya çevresinde aranması gerektiği düşünülmektedir. Sonuç olarak bu makalede özellikle Roma Dönemi’nde ortaya çıkan mimari betimli sikkeler ışında, Bithynia Bölgesi’nde yer alan kentlerin yapı programı incelenmiş ve bununla ilgili fikirler öne sürülmüştür.Item Open Access Boşanma sürecine kolektif katılım: Tanıklık müessesesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-08-08) Nuhoğlu, HaticeBoşanma; psikolojik, sosyoekopolitik ve toplumsal boyutlarının yanı sıra yasal boyutu olan bir süreçtir. Boşanmanın yasal boyutu taraflar açısından dava ilişkisini gerektirmekte ve boşanmanın yasal bir nedene bağlı olmasını öngörmektedir. Yargılamaya hâkim olan ilkelerden “taraflarca getirilme” ilkesi gereğince iddia, ispat ve delil gösterme davanın taraflarının sorumluluğundadır. Tanık delili ile ispat, bu sorumluluğun yerine getirilmesinde kullanılan yöntemlerdendir. Boşanma davalarında çoğunlukla tanık deliline başvurulması tanıklık müessesesini boşanmanın yasal konularının önemli bir gündemi haline getirmektedir. Tanık olarak en çok başvurulan grup ise, kök aile üyeleri, yakın akraba ve çocuklardır. Tanık listesinde yer almaları nedeniyle boşanma sürecine kolektif katılım gösteren tanıklar, tanıklık müessesesini sadece yasal boyutla sınırlı kalmayıp daha geniş bir sosyal çevrenin sınırları içerisinde ele almayı gerektirmektedir. Bu çerçevede, bu çalışmanın amacı boşanma davalarında başvurulan tanıklık müessesini, tanıklığın hafıza ile ilgili bölümüne vurgu yaparak, yasal boyutun yanı sıra sosyal, kültürel ve toplumsal boyuttan ele almaktır. Bu çalışma ayrıca, çocukların boşanma sürecine katılımlarının bir yansıması olan çocuk tanıklığını tartışmaktadır.Item Open Access Bulanık mantık ve kontrol sistemlerinin bireysel kredilendirmelerin nihai karar aşamasında kullanımı(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-01-01) Petriçli, Gülcan; Emel, Gül Gökay; Bursa Uludağ Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü.; Bursa Uludağ Üniversitesi/İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi/İşletme Bölümü.; 0000-0001-6296-6183; 0000-0002-2921-1368Batık kredilerdeki hızlı artış, bankaların kredi verirken risklerini minimize edebilmeleri için daha temkinli ve seçici davranmalarını gerektirmektedir. Kredilendirme işlemleri, her ne kadar nesnel ve nicel finansal kriterler kullanılarak yapılıyor olsa da müşteriye sunulan kredi teklifi müşterinin beklentilerini karşılamadığı zaman, nihai karar aşaması sezgisel olarak gerçekleştirilebilmektedir. Bu gibi durumlarda, alınan kararların başarımı banka personelinin veya birim yöneticisinin tecrübelerine bağlı kalmaktadır. Bu tür öznel uygulamalar, hem bir banka içinde tek tip olmayan kredilendirme kararlarının alınmasına hem de batık kredi olasılığının artmasına neden olabilmektedir. Bu sakıncaları gidermenin yollarından biri, nihai karar aşamasının banka üst yönetimi tarafından ortak akıl ile belirlenmiş bazı öznel kurallar dahilinde standartlaştırılıp otomatikleştirilmesidir. Bulanık mantık, öznel yargıların ve nitel kriterlerin nicel olarak değerlendirilmesine ve analiz edilmesine olanak sağlamaktadır. Bu çalışmanın amacı, kredilendirme sürecinin nihai karar aşamasında kullanılmak üzere oluşturulan örnek bir öznel değerlendirme kural tabanı için bulanık mantık yaklaşımlarından nasıl yararlanılabileceğini incelemektir. Çalışmada, hipotetik bir kredilendirme problemi ele alınmış, bulanık dilsel niteleyiciler, bulanık önermeler ve bulanık mantık kontrol sistemi (BMKS) kullanılarak modellenmiş ve çözülmüştür. Çözüm sonucunda MATLAB yazılımı ile görselleştirilen BMKS kural tabanı, farklı seviyelerdeki öznel değerlendirme puanlarının nihai karar üzerindeki etkisinin incelenmesini olanaklı kılmıştır. Ayrıca, elde edilen pseudo-code iki boyutlu yüzey görüntüsü ile karar alanları ve müşteri grupları oluşturulmuştur