Rusya Federasyonu-Çin Halk Cumhuriyeti ilişkileri: Çok kutupluluğun inşası
Date
2022-11-09
Authors
İpek, Niyazi
Journal Title
Journal ISSN
Volume Title
Publisher
Bursa Uludağ Üniversitesi
Abstract
Uluslararası sistem tarihsel süreç içerisinde pek çok defa olduğu gibi günümüzde bir kere daha yeniden yapılanmaktadır. Dünya siyasetinin büyük aktörleri Rusya Federasyonu (RF) ve Çin Halk Cumhuriyeti (Çin), sistemin yeniden yapılanma sürecini hem söylem hem de eylem düzeyinde etkileme kapasitesine sahiptir. Kurumsallaşan ve liderlik düzeyinde geliştirilen ilişkilerin müttefiklik değeri herhangi bir anlaşmayla teyit edilmediyse de her iki ülke lideri de bu iş birliğini en ileri düzeyde ve çok değerli olduğunu defaten vurgulamaktadır. RF ve Çin’i yakınlaştıran pek çok ortak nokta olmakla birlikte ‘çok kutupluluk’ söylemi, bunun en kapsayıcı ve sistemik olanı olarak öne çıkmaktadır. Makale, RF ve Çin arasında özelikle Soğuk Savaş sonrası dönemde gelişen ikili ilişkilerin bir ‘güç merkezi’ oluşturduğunu, bu güç merkezinin uluslararası sistemin inşasını etkilediğini ve taraflar arası ilişkilerin taşıdığı çeşitli zayıf noktalara rağmen bir alt-sistem özeliği sergilediğini ileri sürmektedir. Çalışmada, RF ve Çin’in iddiası olarak çok kutupluluk inşası irdelenecek ve bu iddiaların geçerliliği alt-sistem analizi çerçevesinde sınanacaktır. Bu noktada alt-sistem analizi, kutuplaşma eğiliminin ölçeği olarak kullanılacaktır. Çalışma, bölgesel alt-sistem düzeyinde ele alınacak; analiz birimi olarak RF-Çin ilişkilerinin eksenine odaklanacaktır. Bu bağlamda çalışmanın temel sorunsalı, RF ve Çin’in kolektif biçimde geliştirdikleri çok kutupluluk iddiasının pratik bir değer ifade edip etmediğidir. Çalışmanın temel savı ise RF ve Çin ilişkilerinin kendi etki alanlarında yarattıkları ve inşa ettikleri ‘güç merkezi’ ile sistemin çok merkezli görünümünü arttırdıkları yönündedir.
The international system, as it has been so many times, today, is undergoing a restructuring process once again. The Russian Federation and the People's Republic of China, which are among the great states of world politics, have the capacity to influence the restructuring process of the system at both rhetorical and action levels. Although the alliance value of the institutionalized relations developed at the leadership level has not been confirmed by any agreement, the leaders of both countries emphasize that this cooperation is at the highest level and is very valuable. Although there are many common points that bring RF and China together, the discourse of multipolarity stands out as the most inclusive and systemic one. The article argues that the bilateral relations that developed between the RF and China, especially in the post-Cold War period, constitute a 'power center', that this power center affects the construction of the international system and exhibits a sub-system characteristic despite various weak points of the relations between the parties. In the study, the construction of multipolarity as the claim of Russia and China will be examined and the validity of these claims will be tried to be tested within the framework of subsystem analysis. At this point, subsystem analysis will be used as the scale of polarization tendency. The study will be dealt with at the regional subsystem level and will focus on the axis of Russia-China relations as a unit of analysis. The research question of this study is whether the multipolarity claim developed by Russia and China collectively has practical value. The main argument of the study is that the relations between Russia and China created their own hinterlands and increased the multicenter appearance of the system with the 'power center' they built.
The international system, as it has been so many times, today, is undergoing a restructuring process once again. The Russian Federation and the People's Republic of China, which are among the great states of world politics, have the capacity to influence the restructuring process of the system at both rhetorical and action levels. Although the alliance value of the institutionalized relations developed at the leadership level has not been confirmed by any agreement, the leaders of both countries emphasize that this cooperation is at the highest level and is very valuable. Although there are many common points that bring RF and China together, the discourse of multipolarity stands out as the most inclusive and systemic one. The article argues that the bilateral relations that developed between the RF and China, especially in the post-Cold War period, constitute a 'power center', that this power center affects the construction of the international system and exhibits a sub-system characteristic despite various weak points of the relations between the parties. In the study, the construction of multipolarity as the claim of Russia and China will be examined and the validity of these claims will be tried to be tested within the framework of subsystem analysis. At this point, subsystem analysis will be used as the scale of polarization tendency. The study will be dealt with at the regional subsystem level and will focus on the axis of Russia-China relations as a unit of analysis. The research question of this study is whether the multipolarity claim developed by Russia and China collectively has practical value. The main argument of the study is that the relations between Russia and China created their own hinterlands and increased the multicenter appearance of the system with the 'power center' they built.
Description
Keywords
Alt-sistem analizi, Rusya Federasyonu, Çin Halk Cumhuriyeti, Çok kutupluluk, Güç merkezi, Subsystem analysis, Russian Federation, People's Republic of China, Multipolarity, Power center
Citation
İpek, N. (2022). ''Rusya Federasyonu-Çin Halk Cumhuriyeti ilişkileri: Çok kutupluluğun inşası''. International Journal of Social Inquiry, 15(2), 395-414.