Kur'ân'da mele

Thumbnail Image

Date

1983

Authors

Çelik, İbrahim

Journal Title

Journal ISSN

Volume Title

Publisher

Uludağ Üniversitesi

Abstract

Kur’ân’daki kıssaları okuduğumuzda, “mele” kelimesi ile ifade edilen: bencillik, hased, hırs ve kibir esiri olan belli bir gurubun daima peygamberlerin karşısında yer aldığı dikkatimizi çeker. Aynı zamanda bu gurubun toplumdaki çoğunluğun da ima etmesini engellemeye çalıştığının, onun doğrultusundaki ilmi, dolasıyı ile huzurun karşısında büyük bir engel oluşturduğunu fark ederiz. Tarihin tekerrürden ibaret olduğu gerçeğinden hareketle, hakkın karşısında her zaman böyle bir gurub bulunabileceğini düşünmek gerekir. Bu sebeple anılan gurubun içinde hakka ve ilme karşı çıkan, sırf şahsiyet ve kibir gibi nefsin kaprislerine boyun eğmekten kendisini kurtaramayan tipleri teşhis ederek aynı olumsuz haraketlerin zararlarından kurtulmak ve onları iyiye doğru yönlendirmede faydalı bir netice elde edebilmek, niyet ve ümit ile araştırmaya başladık. Konu ile ilgili âyetlerin tesbit yapılırken bir taraftan da anılan kelimenin Lugat ve Kur’ân’daki mânalarını araştırmak için ilgili kaynaklara müraacat edildi. Böylece az da olsa “mele” kelimesinin toplum içinde, serveti ve taraftarı çok idari ve siyasi alanlarda topluma halen çevreler olduğu görüldü. Ancak Kur’ân’daki ”mele”kelimesi bu genel manasından çok, anılan gurubun içinde, hissiyata akla galip gelenler için kullanıldığı fark edildi. Bu tesbitten sonra tarihte, hissiyatının tesiri ile hareket edenlerin, devletlerini nasıl ifşâd edip bencillik temeli üzerine bina ettikleri kanunlarla idare etmeye çalıştıklarını ve bu maksadla da toplumu bir birine düşman sınıflara nasıl böldüklerini göstermeye çalıştık. Birinci bölüme, anılan tiplerin şahsi ve âilevikaprislere kapılarak toplumlara nasıl ifşad ettiklerini tesbitleri ve ardından peygamberlerin bunu düzeltmek için nasıl hareket ettiklerini anlatmaya çalıştık. Yine bu bölümde, itikadi ve içtimai bir kargaşa içinde olan toplumu ilahi esaslar vaz’ederek doğru yola çekmek isteyen peygamberlere, anılan gurubun nasıl düşmanca davrandığını ve hangi metodları kullandığını tesbite çalıştık. Bütün bu olup bitenleri daha yakın bir zamanla; yerini, tarihini ve şahıslarını da tesbit ederek gözler önüne görebilmek için ikinci bölümü, İslam’ın zuhurunda mele’ bahsine ayırdık. Araştırma yapılırken asıl kaynağımız daima Kur’an-i kerim ve tevsirleri olmuştur. Ayetlerde öncelikle H. B. Çantay ve Süleyman Ateş’in mealleri esas alınmakla beraber, yer yer kendi ifadeleremi de kullanmaya çalıştım. Mealler içindeki parantez arası izahlara hangi tefsirlerden istifade ederek yaptığımı belirtmek için dipnot göstermeye gayret ettim. Konu işlenirken, mevzuya çok uygun düşeceğini gördüğüm halde, İsrailiyat’a düşülebilir endişesi ile Kur’an’ın dışındaki kaynaklara dayalı kıssalara yer vermedim. İkinci bölümde ise böyle bir endişe olmadığı için Peygamberler(s.a.v.) ile ilgili olaylara genişçe yer ayırdım. Üçüncü bölümde, melei inkara sevkeden sebeplerden, öncelikle konumuzla ilgili olanalar incelenmeye çalışıldı. Bu bölümün sonunda yer alan “günümüzdeki mele” diyebileceğimiz yarı aydınlar ve onların –gereği gibi araştırmaktan doğan- İslam’a karşı şüpheleri ve onları buna iten nedenler, talebelik yıllarından beri merakını cezbeden bir mesele idi. O günden beri konu ile ilgili okumuş olduğum eserlerden vardığım neticeyi özetlemeye çalıştığımdan, kaynaklarını göstermek için dip notlara yer vermedim.

Description

Keywords

Kur'ân, Peygamberler, Mele

Citation

Çelik, İ. (1983). Kur'ân'da mele. Yayınlanmamış doktora tezi. Uludağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.

10

Views

0

Downloads

Search on Google Scholar