Larenks ve hipofarenks kanserlerinde tedavi sonrası hipotiroidi

Abstract

Amaç: Bu çalışmanın amacı larenks ve hipofarenks kanserli hastalarda cerrahi ve radyoterapi sonrası hipotiroidi görülme oranlarını ve uygulanan tedavi şekilleri ile hipotiroidi arasındaki ilişkiyi araştırmaktır Gereç ve Yöntem: Mayıs 2002 ile Kasım 2003 tarihleri arasında Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Kulak Burun Boğaz Anabilim Dalında tedavi edilen larenks ve hipofarenks kanserli 49 hastanın preoperatif, postoperatif ve 6. ayda tiroid fonksiyonları değerlendirilmiştir. Preoperatif tiroid fonksiyonlannın değerlendirilmesinde 3 hastada primer hipertiroidiye rastlanmıştır. 4 hasta peroperatif total tiroidektomi uygulanması üzerine çalışma dışı bırakılmıştır. Bulgular: Çalışma kapsamına alınan 42 olgunun %23,8'inde (10 olgu) tedavi sonrası hipotiroidiye rastlanmıştır. Bu hastaların 9'unda subklinik, 1'inde de klinik hipotiroidi görülmüştür. Postoperatif erken dönemde değerlendirilen tiroid fonksiyonlarına göre 5 hastada hipotiroidiye rastlanırken, 6. ayda hipotiroidisi olan hasta sayısı 10'a yükselmiştir. Yapılan değerlendirmede hipotiroidi görülen tüm hastaların total larenjektomi, bilateral boyun diseksiyonu ve radyoterapi uygulanmış hastalar olduğu saptanmıştır. Sonuç: Larenks ve hipofarenks kanserli hastaların tedavileri sonrası hipotiroidi sık görülen bir tablodur. Bu hastalarda tedaviye sekonder oluşabilecek hipotirodinin kötü sonuçlarının önlenmesi için tiroid fonksiyonları tedavi sonrası belli aralıklarla ve uzun süre değerlendirilmelidir. Tedavi yöntemleri içinde total larenjektomi, bilateral boyun diseksiyonu, zon VI diseksiyonu, parsiyel tiroidektomi, iki taraflı parsiyel tiroidektomi, postoperatif radyoterapi ve üst mediasteni içeren radyoterapi hipotiroidi gelişiminde önemli risk faktörleridir.Objective: The purpose of this study is to determine the hypothyroidism incidence after surgery and radiotherapy in the patients with laryngeal or hypopharyngeal cancer and to evaluate the relation between hypothyroidism and applied treatment methods. Material and Method: Thyroid functions at preoperative, postoperative fifteenth day and sixth month in 49 patient with laryngeal or hypopharyngeal cancer treated at Uludag University Otorhinolaryngology Department between May 2002 and October 2003 have been evaluated within this study. Considering preoperative thyroid functions, three patients were found to be primary hyperthyroid. Additionally four patients were excluded from the study due to total thyroidectomy. Results: The overall incidence of posttreatment hypothyroidism was 23.8% (10/42 patients). Nine of these patients had subclinic hypothyroidism; clinic hyporthyrodism are observed in one patient. In five of the patients hyperthyroidism was founded in the early postoperative periods, whereas the number of the patients having hypothyroidism rised to 10 after 6 months. It was found that all patients with hypothyroidism underwent total laryngectomy, bilateral neck dissection and radioterapy as the treatment of the cancer. Conclusion: Hypothyroidism is frequently seen after the treatment of laryngeal and hypopharyngeal cancers. In order to prevent secondary and unwanted results of hypothyroidism after treatment, these patients' thyroid functions should be followed-up periodically for a long time. The treatment methods such as total laryngectomy, bilateral neck dissection, Zone VI dissection, partial thyroidectomy, bilateral partial thyroidectomy, postoperative radiotherapy and radiotherapy including superior mediastinum were important risk factors in the development of hypothyroidism.