Kolesteatomlu kronik otitis mediada kullanılan sınıflamaların prognostik değeri

Abstract

Çalışmamızda kolesteatomlu kronik otitis media nedeniyle mastoidektomi ameliyatı yapılan hastalarda preoperatif ve intraoperatif bulgulara dayanarak oluşturulmuş sınıflama ve evreleme sistemlerinin, postoperatif takiplerdeki bulgularla ve hastanın subjektif şikayetlerine dayalı anketlerle ilişkilerinin araştırılması amaçlanmıştır. Ayrıca hastaların mastoid kavite özelliklerinin hastaların hayat kalitesi üzerindeki etkisi araştırılmıştır. Bursa Uludağ Üniversitesi Kulak Burun ve Boğaz Hastalıkları Anabilim Dalı Kliniği’nde 2018-2021 yılları arasında opere edilmiş, ölçümlerin yapılmasını kabul eden 53 hasta çalışmaya dahil edilerek bu hastalarda toplam 58 kulak değerlendirmeye alındı. Hastaların demografik verileri, ameliyat özellikleri dosyalarından tarandı, güncel muayeneleri ise postoperatif takibe geldikleri zaman yapılarak not alındı. Kulak kavite hacimleri sıvı doldurma tekniği ile ölçülüp anketleri yapıldı. Yapılan değerlendirmeler sonucunda mastoid kaviteleri düzenli olan hastaların postoperatif dönemde daha az kavite problemi yaşadığı sonucuna ulaşıldı (p=0,028). Kavite hacmi ile postoperatif kavite problemi yaşama arasında anlamlı ilişki saptanmadı. Kavite düzeni ve Merchant sistemi ile memnuniyet ölçekleri arasında istitistiksel olarak anlamlı ilişki saptandı (p=0,027; p=0,021). Arka duvar rekonstrüksiyonu yapılanlar (E+) ile rekonstrüksiyon veya obliterasyon yapılmayanlar (E-O-) ve mastoid obliterasyon yapılanlar (E-O+) arasında kavite hacminin daha az olması yönünde anlamlı ilişki saptandı (sırasıyla p<0,001; p=0,003). Çalışmamızın sonuçlarına göre mastoidektomi sonrasında kavite yüzeyinin düzgün şekilde oluşturulmasının, kavite hacminin küçük olmasına kıyasla hasta memnuniyeti ve kavite konforu açısından daha önemli olduğu bulundu. Ayrıca arka duvar rekonstrüksiyonu yapılmasının doğala yakın hacimde bir kavite elde etmek için obliterasyondan daha önemli olduğu görüldü. Hasta memnuniyeti açısından opere olan kulaktaki işitme seviyesinin önemli olduğu görüldü. Kemikçik zinciri normal olan hastalarda ameliyat sonucunda işitmenin bozulabildiği görüldü ve preoperatif dönemde bu konuda mutlaka bilgilendirilmeleri gerektiği düşünüldü.In our study, we aimed to investigate the relationship between the classification and staging systems based on preoperative and intraoperative findings in patients who underwent mastoidectomy for chronic otitis media with cholesteatoma and the findings at postoperative follow-up and questionnaires based on subjective complaints of the patients. In addition, the effect of mastoid cavity characteristics on patients' quality of life was investigated. 53 patients who were operated in Bursa Uludag University Department of Ear Nose and Throat Diseases between 2018 and 2021 and who accepted the measurements were included in the study and a total of 58 ears were evaluated in these patients. Demographic data and operative characteristicsof the patients were obtained from their files, and current examinations were performed during their postoperative follow-up visits. Ear cavity volumes were measured by fluid filling technique and questionnaires were filled. As a result of the evaluations, it was concluded that patients with regular mastoid cavities had fewer cavity problems in the postoperative period (p=0,028). There was no significant correlation between cavity volume and postoperative cavity problems. There was a statistically significant correlation between cavity layout and Merchant system and satisfaction scales (p=0,027; p=0,021). There was a significant correlation between those who underwent posterior wall reconstruction (E+) and those who did not undergo reconstruction or obliteration (E-O-) and those who underwent mastoid obliteration (E-O+) in terms of less cavity volume (p<0,001; p=0,003, respectively). According to the results of our study, it was found that the smooth formation of the cavity surface after mastoidectomy was more important in terms of patient satisfaction and cavity comfort compared to a small cavity volume. In addition, posterior wall reconstruction was found to be more important than obliteration to obtain a cavity with a volume close to natural. Hearing level in the operated ear was found to be important in terms of patient satisfaction. Patients with normal ossicular chain may have hearing impairment as a result of surgery and they should be in formed about this inthe preoperative period.