Postmodernizm bağlamında Fredric Jameson’un kültür, Micheal Foucault’nun iktidar, Jean Baudrillard’in simülasyon düşüncelerinin üç çağdaş yapıt üzerinden incelenmesi

Abstract

Bu çalışmada Avrupalı ve Amerikalı üç düşünür olan Fredric Jameson, Michel Foucault ve Jean Baudrillard’dan yola çıkılarak kültür, iktidar ve simülasyon kavramları üç çağdaş sanat yapıtı üzerinden disiplinlerarası bir yaklaşımla incelenmiştir. Bu bağlamda öncelikle modernizm ve postmodernizm kavramları tanımlanmış aralarındaki farklılıklar belirlenmiş; ardından Fredric Jameson’un kültür, Michel Foucault’nun iktidar ve Jean Baudrillard’ın simülasyon kuramları ele alınarak karşılaştırılmıştır. Daha sonra yukarıda belirtilen üç düşünüre ait kavramlar ışığında sırasıyla, ‘’Travestiler’’ ile "Hamlet Makinesi" adlı oyunların metinleri ve ‘’Bıçak Sırtı 2046’’ adlı film çözümlenmiştir. Analizi yapılan bu eserlerin biçim ve içerik açısından postmodern döneme özgü bir yapıyı sahneye ve sinema perdesine yansıttıkları görülmüştür. Buna göre, günümüzde var olan farklı sanatsal üretim biçimlerinin eklektik bir bağlam içinde; teknik, estetik ve dramatik açıdan birbirlerini etkileyip dönüştürebilen bir üretim döngüsünü yansıttıkları söylenebilir.

This study examines the concepts of culture, power and simulation through an interdisciplinary approach, drawing on two European and an American thinkers; Fredric Jameson, Michel Foucault and Jean Baudrillard. İn this context, primarily the concepts of modernism and postmodernism are defined, their differences identified and then Fredric Jameson’s theories of culture, Michel Foucault’s theories of power and Jean Baudrillard’s theories of simulation are examined and compared. The text of the plays ‘’Transvestites’’ and ‘’Hamlet Machine’’ as well as the film ‘’Knife Edge 2046’’ are then analyzed, respectively, in the of the concepts of the three aforementioned thinkers. These analyzed works are found to reflect a structure specific to the postmodern era on stage and the screen in terms of from and content. Accordingly, it can be argued that the diverse forms of artistic production existing today reflect a productive cycle that can influence and transform each other within an eclectic context, technically, aesthetically and dramatically.