Yayın:
Tavşanlarda kontinü ve siklik TPN'un bazal safra akımı ve fosfolipid sekresyonuna etkilerinin değerlendirilmesi

dc.contributor.authorSınmaz, Kutluğ
dc.contributor.departmentTıp Fakültesi
dc.contributor.departmentÇocuk Cerrahisi Ana Bilim Dalı
dc.date.accessioned2020-02-27T08:18:52Z
dc.date.available2020-02-27T08:18:52Z
dc.date.issued1999
dc.description.abstractÇalışmamızda ağırlıkları 1350-1750 gr arasında değişen 6-8 haftalık cinsiyetleri dikkate alınmayan ve spesifik patojen taşımayan 24 adet New Zealand türü beyaz tavşan kullanıldı. Üç deney grubu oluşturuldu: LKontinü grubu(n=8):Deneklere 10 gün süreyle kontinü TPN uygulandı 2.Siklik grubu(n=8): Deneklere 10 gün süreyle 4 eşit doza bölünerek siklik TPN uygulandı. 3. Kontrol grubu(n=8): Denekler 10 gün süreyle standart tavşan yemi ile beslendiler. Çalışma gruplarına, üçü birarada yöntemiyle hazırlanmış TPN solüsyonu verildi. 62Her 3 grupta da genel anestezi altında external juguler ven kataterize edildi. Takiben laparotomi ile batına girildikten sonra, koledok bağlandı ve safra kesesi kataterize edildi ve safra miktarı ölçüldü. Tüm deneklerden çalışmanın 0., 3" 7.ve 10.günlerinde kan ve safra örnekleri alınarak serumda total safra asidleri, fosfolipid, total kolesterol, AST, ALT, GGT, ALP, total ve direk bilirubin; safrada total safra asidleri, fosfolipid, kolesterol ve total bilirubin düzeyleri ölçüldü. Histopatolojik inceleme için tüm deneklerden çalışmanın 3. ve 7. günlerinde lokal anestezi altında karaciğer biyopsileri alındı. Çalışmanın 10. gününde denekler sakrifiye edilerek karaciğerleri çıkarıldı ve tartıldıktan sonra biyopsi alındı. Alınan biyopsiler kolestaz, dejenerasyon, proliferasyon ve fibrozis yönünden incelenerek grupların her parametre için ayrı skorları hesaplandı ve bu skorların toplanması ile de total skorlar elde edildi. Çalışma sırasında hafif genel durum bozukluğu gözlenmiş olmasına rağmen çalışma sonunda tüm denekler canlı ve aktif görünümdeydiler. Çalışma gruplarında safra miktarının çalışma boyunca progresif olarak azaldığı kontrol grubunda ise değişmediği saptanmıştır. Safra miktarındaki bu azalma kontinü grupta 0-3 ve 7-10 günlük dönemlerde, siklik grupta ise ilk 7günde, daha belirgindi. Çalışma gruplarında çalışma süresince serum fosfolipid, total kolesterol ve total safra asidleri düzeylerinde artış saptanırken kontrol grubunda değişiklik saptanmamıştır. Her 3 bulgudaki bu artış kontinü grupta 7-10 günlük dönemde, siklik grupta ise 3-7 günlük dönemde daha belirgindi. Aynı parametrelerin safra düzeyleri incelendiğinde, çalışma gruplarında deney süresince fosfolipid, total kolesterol ve total safra asidleri düzeylerinde azalma mevcutken yine kontrol grubunda her 3 parametrede de değişiklik saptanmamıştır. Her 3 biyokimyasal bulguda da mevcut olan bu düşme kontinü grupta 7-10 günlük dönemde, siklik grupta ise 3-7 günlük dönemde, daha belirgindi. 63Çalışmamızda deney süresince tüm gruplarda AST, ALT değerlerinde yükselme gözlenmiş, serum total bilirübini, direk bilirubin ve GGT'ın ise sadece çalışma gruplarında arttığı saptanmıştır. Ayrıca yine tüm gruplarda ALP'ın azaldığı bulunmuştur. Serum total bilirubin düzeyindeki artışın siklik grupta 3.günde, kontinü grupta ise 7.günde daha belirgin olduğu saptanmıştır. Direk bilirübinin ise her iki çalışma grubunda da 7.günden itibaren arttığı, kontrol grubunda ise GGT, serum total bilirübini ve direk bilirübinin değişmediği belirlenmiştir. Çalışmamızda her iki çalışma grubunda da safra total bilirübininde azalma saptanmıştır. Bu azalma siklik grupta 3.günde, kontinü grupta ise 7.günde daha belirgindir. Deneklerin karaciğerlerinin makroskopik incelemesinde, çalışma gruplarında kirli sarı bölgeler gözlenmiş kontrol grubunda ise değişiklik saptanmamıştır. Ayrıca çalışma gruplarındaki makroskopik bozuklukların siklik grupta kontinü gruba göre daha fazla olduğu belirlenmiştir. Histopatolojik bulgular incelendiğinde çalışmanın 3., 7.ve 10.gün skorlarında kontinü ve siklik gruplar arasında farklılık saptanmamasına rağmen total skorlara göre lO.günde siklik grupta daha belirgin histopatolojik bozulma saptanmıştır. Mikroskopik incelemede hiç bir grupta kolestaz ve yağlı dejenerasyon gözlenmemiştir. Dejenerasyon, inflamasyon, proliferasyon ve fibrozise göre gruplar karşılaştırıldığında sadece çalışma gruplarında histopatolojik bozulma saptanmıştır. Sonuç olarak her iki TPN uygulamasının da karaciğerde histopatolojik bozulmaya ve hepatositin kanaliküler membranını etkileyerek sekretuar disfonksiyona yol açtığı saptanmıştır. Ancak bu etkilerin siklik grupta kontinü gruba göre daha erken dönemde ortaya çıkması hepatobiliyer sistem patolojisi düşünülen hastalarda kısa dönemde kontinü TPN'un daha uygun olacağını düşündürmektedir.
dc.format.extent71 sayfa
dc.identifier.citationSınmaz, K. (1999). Tavşanlarda kontinü ve siklik TPN'un bazal safra akımı ve fosfolipid sekresyonuna etkilerinin değerlendirilmesi. Yayınlanmamış uzmanlık tezi. Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi.
dc.identifier.urihttp://hdl.handle.net/11452/9407
dc.language.isotr
dc.publisherUludağ Üniversitesi
dc.relation.publicationcategoryTez
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/openAccess
dc.subjectLipidler
dc.subjectBile
dc.subjectLipids
dc.subjectParenteral beslenme-total
dc.subjectSafra
dc.subjectTavşanlar
dc.subjectRabbits
dc.titleTavşanlarda kontinü ve siklik TPN'un bazal safra akımı ve fosfolipid sekresyonuna etkilerinin değerlendirilmesi
dc.title.alternativeEvaluation of the effects of continuous and cyclic TPN on basal bile flow and phospholipid secretion in rabbits
dc.typedoctoralThesis
dc.type.subtypeSpecialityinMedicine
dspace.entity.typePublication
local.contributor.departmentTıp Fakültesi/Çocuk Cerrahisi Ana Bilim Dalı

Dosyalar

Orijinal seri

Şimdi gösteriliyor 1 - 1 / 1
Placeholder
Ad:
088971.pdf
Boyut:
4.27 MB
Format:
Adobe Portable Document Format
Açıklama

Lisanslı seri

Şimdi gösteriliyor 1 - 1 / 1
Placeholder
Ad:
license.txt
Boyut:
1.71 KB
Format:
Item-specific license agreed upon to submission
Açıklama