2013 Cilt 27 Sayı 1
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/2147
Browse
collection.page.browse.recent.head
Item Atık su arıtma çamurlarının süs bitkisi yetiştiriciliğinde kullanımı(Uludağ Üniversitesi, 2013-05-14) Akat, Hülya; Demirkan, Gülbin Çetinkale; Yokuş, İbrahimGünümüzde nüfus artışının yanı sıra kent merkezlerinin oldukça hızlı büyümesi sonucu kitlelerin ortaya çıkardığı evsel ve endüstriyel kökenli atık su arıtma çamurlarının miktarları insan sağlığını artarak tehdit eder boyutta çevre kirliliğine neden olmaktadır. Atık çamurların, çevrenin korunması için çevreye uyumlu yöntemlerle bertaraf edilmesi büyük önem taşımaktadır. Bu yaklaşım doğrultusunda, atık su arıtma çamurları; tarımsal alanlarda, orman alanlarında, bozulmuş alanlarda, park-bahçe ve eğlendinlen alanlarında kullanılarak bertaraf edilebilmektedir. Ancak, arıtma çamurlarının tarım alanlarından ziyade yeşil alan, arazi rekreasyonu, şehir peyzajı ve fidancılıkta kullanımlarının daha da yaygınlaştığı yapılan araştırmalarda görülmektedir. Ayrıca, son yıllarda süs bitkileri yetiştiriciliğinde organik gübre, çimlendirme ortamı, yetiştirme ortamı olarak da kullanılmaktadır. Ekonomik bir değere sahip olan süs bitkileri yetiştiriciliğinde yüksek üretim girdi maliyetlerinin azalmasına yardımcı olan arıtma çamuru kullanımı ile hem ülke ekonomisine katkı sağlanmakta, hem de çamurun bertarafı konusunda yeni bir alternatif saha daha yaratılmaktadır. Bu çalışma, atık su arıtma tesislerinden yoğun miktarlarda ortaya çıkan arıtma çamurlarının, ekonomik getirisi yüksek olan süs bitkileri yetiştiriciliğinde kullanımlarının ve bundan kaynaklı sorunların değerlendirildiği bazı çalışmalar incelenerek derlenmiştir.Item Türkiye’de enginar üretimi ve pazarlaması(Uludağ Üniversitesi, 2013-05-17) Bektaş, Zerrin Kenanoğlu; Saner, GamzeEnginar Akdeniz orjinli ve besin değeri yüksek bir bitki türü olup, insan beslenmesinde ve ilaç sanayiinde yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Gerek dünyada gerekse Türkiye’de son yıllarda enginar üretim alanı ve üretim miktarında önemli artışlar görülmüştür. Türkiye’de geleneksel enginar üretimi yoğun olarak İzmir, Bursa, Aydın, Antalya ve Adana illerinde yapılmaktadır. Türkiye’de 2011 yılında 2444 hektar alanda toplam 33460 ton geleneksel enginar üretimi gerçekleştirilirken, Adana, Antalya, Bursa, Eskişehir, İstanbul, İzmir, Manisa ve Zonguldak illerinde ise 91.38 ton organik enginar üretilmiştir. Türkiye’nin 2011 yılında geleneksel enginar dışsatım değeri (137506 $) geleneksel enginar dışalım değeri (2874455 $)’ne göre daha düşük olarak gerçekleşmiştir. Üretici ve perakende bazında organik enginar fiyatlarının geleneksel enginara göre daha yüksek olduğu saptanmıştır. Bu çalışmada, Türkiye’de geleneksel ve organik enginar üretimindeki gelişmeler, dış ticaret durumu, geleneksel ve organik enginarın pazarlama kanalı, fiyatları ortaya konulmuş, enginar üretimine ve pazarlamasına yönelik bazı öneriler sunulmuştur.Item Müziğin balık gelişimi ve stres üzerine etkileri(Uludağ Üniversitesi, 2013-03-22) Sağlamtimur, Baybars; Demir, OğuzhanBalık yetiştiricilik sistemlerinde stresi azaltmaya yönelik çalışmalardan birisi de müzikle yetiştiriciliktir. Müziğin etkileri, yüzyıllardır insanlar üzerinde çalışılmış, bunun yanı sıra son yüz yıldır da karasal canlılar üzerine olan etkileri araştırılmıştır. Balıklarda işitme ve balık akustolateral sistemindeki bilimsel çalışmaların artmasıyla doğru orantılı olarak sucul ortamlarda da balıkların daha rahat ortam adaptasyonunu sağlamak amacı ile müziğin kullanımı az sayıda da olsa çalışılmaya başlanmıştır.Item Süt ve süt ürünlerinde bazı ısıl olmayan mikrobiyal inaktivasyon yöntemleri(Uludağ Üniversitesi, 2013-05-21) Yangılar, Filiz; Kabil, EmreSüt ve süt ürünlerinin üretimleri sırasında mikroorganizmaların inaktivasyonu amacıyla pastörizasyon ve sterilizasyon gibi ısıl işlemler yaygın olarak kullanılmaktadır. Ancak ısıl işlem sonucu oluşan besin ve aroma kayıpları, enzimatik olmayan esmerleşme ve özellikle süt ürünlerindeki organoleptik değişiklikler nedeniyle mikrobiyal inaktivasyonu sağlamak için, alternatif metotlara ihtiyaç duyulmuştur. Başlıca problemler yüksek sıcaklıklardan kaynaklandığı için ısıl olmayan prosesler üzerine dikkat çekilmiştir. Bu maksatla gıdalarda; yüksek basınç (HP), atımlı ışık (PL), ultraviyole ışınlama (UV), süper kritik karbon dioksit (SC-CO2) ve vurgulu elektrik alan (PEF) gibi yöntemler kullanılmaktadır. Bu yöntemlerle ürünler ortam sıcaklığında işlem görmekte ve böylece hem bahsedilen kayıplar minimum düzeye inmekte hem de taze ve doğallıkları korunabilmektedir. Bu derlemede, süt ve ürünlerinde ısıl olmayan mikrobiyal inaktivasyon yöntemleri hakkında bilgi verilmeye çalışılmıştır.Item Tahıl içerikli süt ürünlerinin geliştirilmesinde Β- glukan kullanımı(Uludağ Üniversitesi, 2013-05-17) Özcan, Tülay; Kurtuldu, Okan; Delikanlı, Berrak; Ziraat Fakültesi; Gıda Mühendisliği BölümüTahıl bileşenlerinin insan sağlığını geliştirici özelliklerinin bulunması tüketicileri tahıl içerikli fonksiyonel gıdalar ve diyet lifleri gibi kavramlara yakınlaştırmıştır. β-glukan, sindirilemeyen, nişasta olmayan polisakkaritler olarak tanımlanmakta olup, en önemli diyet liflerinden biri olarak nitelendirilmektedir. β-glukanı en fazla içeren tahıl kaynakları arpa ve yulaftır. β-glukan içerikli tahıl bazlı fonksiyonel gıdaların tüketiminin; kan kolesterol seviyesini ve kalp ile ilgili hastalık riskini azalttığı, toplam serum kolesterol ve LDL- kolesterolü düşürücü etkisi olduğu belirtilmektedir. Ayrıca β-glukanın yapısal anlamda stabilize edici ve jelleştirici gibi fonksiyonel özelliklerinden yararlanılarak, süt ürünlerinin tekstürel ve reolojik özelliklerinin geliştirilmesi amaçlanmaktadır.Item Farklı tuzluluk ortamlarının, göz saplı ve göz sapı kesik yumuşak kabuklu kerevitlerin (Astacus leptodactylus Eshscholtz, 1823) besinsel kompozisyonu üzerine etkileri(Uludağ Üniversitesi, 2013-05-23) Sağlamtimur, BaybarsBu çalışmada, farklı ortam tuzluluklarının, göz saplı ve göz sapı kesilerek elde edilen yumuşak kabuklu kerevitlerin; temel besin kompozisyonu, karetenoyit seviyeleri ve duyusal kriterler üzerine etkileri incelenmiştir. Göz saplı kerevitlerin göz sapı kesik olanlara göre ham protein, ham yağ ve karetenoyit düzeyleri yüksektir. Su ve toplam mineral madde düzeyleri arasında farklılıklar gözlenmemiştir (p>0.05). Tuzluluk yumuşak kabuklu kerevitlerin temel besinsel kompozisyonu ve karetenoyit düzeylerinde farklılıklar oluşturmuştur (p<0.05). Düşük tuzlulukta ve göz sapı kesilerek yetiştirilen yumuşak kabuklu kerevitin duyusal açıdan tercih edilebilirliğinin daha yüksek olduğu belirlenmiştir (p<0.05).Item İstanbul ilinde tüketicilerin süt ve süt ürünleri tüketim alışkanlıkları(Uludağ Üniversitesi, 2013-05-20) Karakaya, Ersin; Akbay, CumaBu çalışmanın amacı İstanbul ilinde tüketicilerin süt ve süt ürünleri tüketim ve tercihlerini analiz etmektir. Bu amaçla değişik sosyoekonomik demografik gruplardaki 400 aileden elde edilen veriler kullanılmıştır. Tüketicilerin açık süt ve ambalajlı süt tüketim miktarı ve tercihlerini etkileyen sosyoekonomik ve demografik faktörlerin etkilerini belirlemek amacıyla tanımlayıcı istatistikler, varyans analizlerinden ve Ki kare testinden yararlanılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre, ailelerin %26,5’i açık süt, %26.2’si pastörize süt ve %87,7’si ise sterilize süt tüketmektedir. Aileler toplam gelirlerinin %22,5’ini gıda harcamalarına ayırırken, süt ve süt ürünleri harcamaları ise toplam gıda harcamalarının %18,6’sını oluşturmaktadır.Item Eskişehir ve Konya’daki üç lokasyonda farklı dikim mesafelerinin dört kanatlı tuz çalısının (Atriplex canescens Pursh Nutt.) bazı yem verim ve kalite özelliklerine etkisi(Uludağ Üniversitesi, 2013-05-20) Erdoğdu, İlker; Sever, A. Levent; Atalay, A. Kadir; Aygün, Celalettin; Akkaya, Süleyman; Işık, Şaban; Kırtış, FetiAraştırma farklı dikim mesafelerinde ve lokasyonlarda dört kanatlı tuz çalısının yem verimi ve kalitesinin saptanması amacıyla yürütülmüştür. Çalışmalar 2012 yılında Eskişehir ve Konya’daki 3 lokasyonda, Geçit Kuşağı Tarımsal Araştırma Enstitüsü (Eskişehir), Bahri Dağdaş Uluslararası Tarımsal Araştırma Enstitüsü (Konya) ve Toprak Su ve Çölleşme ile Mücadele Araştırma İstasyonu (Konya) tarafından gerçekleştirilmiştir. Köklendirilmiş çelikler araştırma materyali olarak kullanılmıştır. Denemeler 6 tekrarlamalı olarak tesadüf blokları deneme desenine göre kurulmuş ve 2 dikim mesafesi (3 m ve 2 m) denenmiştir. Lokasyonlar arasında yaş yaprak verimi ve bitki boyu bakımından farklılıklar önemli (p<0.01) çıkarken, değişik dikim mesafelerinin yaş ve kuru yaprak verimi ve bitki boyu üzerinde herhangi bir etkisi olmamıştır. Yaş yaprak verimi bakımından en iyi sonuçlar Hamidiye/Eskişehir ve Merkez/Konya lokasyonlarından elde edilmiştir (707 g/bitki ve 703 g/bitki). En yüksek bitki boyu 101.7 cm ile Konya/Merkez’de saptanmıştır. Bazı yem kalite özellikleri (ham protein oranı, ham kül oranı, organik madde ve ham yağ oranı) bakımından hem lokasyon, hem de dikim mesafesinin etkileri önemli (p<0.01) bulunmuştur. Yem kalitesi bakımından en iyi değerler 2 m dikim mesafesi ve Hamidiye/Eskişehir lokasyonundan elde edilmiştir.Item Effect of different growing area on triacylglycerol composition of cv. Gemlik olive oil in Turkey(Uludağ Üniversitesi, 2013-05-15) Sevim, Didar; Köseoğlu, Oya; Güngör, Ferişte ÖztürkThe origin of Gemlik olive cultivar is Gemlik, district of Bursa. This cultivar has spread rapidly during last years outside of its own origin and olive oil production of Gemlik cultivar, which is used as table olive, has increased dramatically in Turkey. In this research the effect of different growing areas on olive oil purity parameters were studied in the Marmara and Eagen region, during 2009/2010 crop season. To this end sample of Gemlik olive variety were collected from its own origin, Gemlik (Bursa), and tree different extensively growing districts, Akhisar (Manisa), Kemalpaşa (İzmir) and Kuyucak (Aydın). Fruits were processed into oil by using Abencor System. As purity parameters triacylglycerol composition in the oil samples was determined according to International Olive Council. The olive oil TAG (triacylglycerol) content (OOO (triolein) ranging from 33.05 % to 37.19 %, POO (palmitodiolein) 24.56 % to 25.52 %, LOO (diolelinolein) 11.3 % to 12.98 %) were determined. In all analyzed samples the content of trilinolein (LLL) did not exceed the maximum limit of 0.5 % determined by European Comission. Significant difference was determined on POO, LLL and ECN42 (HPLC value) content (P<0.05).Item Kastamonu Taşköprü yöresinde yetiştirilen sarımsak bitkisinin selenyum içerikleri ve bazı toprak özellikleri arasındaki ilişkiler(Uludağ Üniversitesi, 2013-01-09) Taban, Süleyman; Sezer, Satı Mehmet; Türkmen, Nilüfer; Turan, Murat Ali; Ziraat Fakültesi; Toprak Bilimi ve Bitki Besleme BölümüBu çalışmanın amacı Kastamonu-Taşköprü yöresinde yoğun şekilde üretimi yapılan sarımsak yumrularının selenyum içerikleri ile kimi toprak özellikleri arasındaki ilişkileri araştırmaktır. Bu amaçla Taşköprü yöresinde yoğun olarak sarımsak tarımı yapılan 18 farklı alandan eş zamanlı bitki ve toprak örneği alınmıştır. Sarımsak örneklerinin selenyum içerikleri ile toprak örneklerinin bazı özellikleri ICP-OES tekniği kullanılarak belirlenmiştir. Sarımsak yumrularında kuru madde ilkesine göre 3.535-9.330 mg kg-1 selenyum saptanırken, bu değer taze ağırlık ilkesine göre 0.884-2.333 mg kg-1 arasında belirlenmiştir. Genel ortalama, kuru madde ilkesine göre 6.488 mg Se kg-1 , taze ağırlık ilkesine göre ise 1.622 mg Se kg-1 olarak saptanmıştır. Sarımsak yumrularının selenyum içerikleri ile toprakların pH değerleri ve selenyum kapsamları arasında istatistiksel olarak önemli pozitif, EC, kalsiyum karbonat, organik madde, fosfor, potasyum, magnezyum, kükürt, sodyum ve demir içerikleri ile ise negatif ilişkiler bulunduğu belirlenmiştir. Sonuç olarak Kastamonu-Taşköprü yöresinde yetiştirilen sarımsak yumrularının selenyum içerikleri oldukça yüksektir ve insan beslenmesinde gerekli olan ortalama 70 mikrogram selenyum bu kaynaktan rahatlıkla karşılanabilir.Item Bursa tarımının sosyo-ekonomik yapısının analizi(Uludağ Üniversitesi, 2013-02-20) Turhan, Şule; Vural, Hasan; Erdal, Burcu; Ziraat Fakültesi; Tarım Ekonomisi BölümüBursa İli sahip olduğu iklim ve toprak koşullarıyla ülkemizin nadir tarım yörelerinden bir olup, 3.1 milyar TL’lik tarımsal geliri ile önde gelen illerdendir. Türkiye sofralık zeytin üretiminin %40’ı, şeftali üretiminin %28’i, sofralık siyah incirin %80’i, çilek üretiminin %19’u, domates üretiminin %11’i, biber üretiminin %15’i, bezelye üretiminin ise %50’si Bursa’da gerçekleştirilmektedir. Ancak üretim ve pazarlamada bazı sorunları bulunmaktadır. İlde tarımsal üretimin planlanması ihtiyacının yanı sıra, pazarlama açısından da önemli yatırımlara ve yönetsel düzenlemelere gereksinim bulunmaktadır. Üretici sorunlarının azalması için örgütlenmeleri desteklenmelidir. Ayrıca üreticilerin üretim tekniği bilgileri ve pazarlama olanakları iyileştirilmelidir. Tarım topraklarının amaç dışı kullanımına izin verilmemelidir. Gıda işletmeleri üretim ve pazarlama yöntemleri konularında en son tekniklerden faydalanmalı, pazarlama sorunlarının çözümü için devlet hem pazar altyapısı hem de pazarlama hizmetleri konularında destekleyici olmalıdır. Kayıtsız gıda ticaretinin önüne geçilmelidir. Pazarlama sorunlarının çözümü ve dikey bütünleşme için sözleşmeli üretim yaygınlaştırılmalıdır. Tarım ve gıda ürünlerinin ihracatı desteklenmelidir.Item Selenyumca zenginleştirilmiş sarımsak üretimi(Uludağ Üniversitesi, 2013-01-10) Taban, Süleyman; Sezer, Satı Mehmet; Türkmen, Nilüfer; Turan, Murat Ali; Ziraat Fakültesi; Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Bölümüİnsan sağlığı açısından son derece önemli bir bitki olarak bilinen sarımsak günümüzde tansiyon düzenleyici ve güçlü bir antiseptik olarak kullanılmaktadır. Selenyum bitkiler için mutlak gerekli bir bitki besin elementi olmamasına rağmen insan ve hayvanlar için oldukça önemlidir. Selenyumun topraktan insan ve hayvanlara olan döngüsünde bitkiler önemli rol oynamaktadır. İnsan ve hayvanların beslenme düzeylerini artırmak amacıyla bitkilere selenyumlu gübreleme yapılması selenyumca zenginleşen sarımsakların tüketimini de artıracaktır. Bu çalışmanın amacı sarımsak bitkisinin selenyumca zenginleştirilmesidir. Bu amaçla Kastamonu-Taşköprü yöresinde düşük selenyum içeriğine sahip toprak koşullarında kurulan tarla denemesinde sarımsak bitkisine sodyum selenat (Na2SeO4) formunda 0 ve 50 g da-1 selenyum uygulanmıştır. Uygulama sonucunda sarımsak bitkisinin yumrularındaki selenyum konsantrasyonunun gövdeye göre daha fazla arttığı belirlenmiştir. Deneme sonucunda yetiştirme ortamına selenyum uygulanmasıyla sarımsak yumrularında selenyum konsantrasyonunun arttığı belirlenmiştir. Erkeklerde günlük 70 µg ve kadınlarda 60 µg olan selenyum gereksinimi selenyumca zenginleştirilmiş sarımsak yumrularının tüketilmesi ile karşılanabilecektir.Item Ülkemiz ıslahçı çeşitlerinden Remzibey- 05 aspir (Carthamus tinctorius L.) tohumlarından üretilen biyodizelin yakıt özelliklerinin incelenmesi(Uludağ Üniversitesi, 2013-02-12) Karabaş, HülyaBu çalışmada ülkemizde ıslah edilmiş Remzibey-05 aspir tohumundan elde edilen yağdan üretilen metil esterin biyodizel yakıtı olarak alternatif hammadde olabilirliği incelenmiştir. Ülkemizde aspir yetiştiriciliği giderek artmaktadır. Bu artışta aspirin kurak ve kıraç alanlarda yetiştirilebilmesi etkilidir. Çalışmanın ilk aşamasında aspir tohumlarından solvent ekstraksiyon yöntemiyle ham yağ elde edilmiştir. Ekstraksiyon sonunda elde edilen maksimum yağ oranı % 30 olmuştur. Ham aspir yağının eldesinden sonra parametrik çalışmalar yapılarak katalizör olarak sodyum hidroksit (NaOH) kullanılarak bazik transesterifikasyon yöntemi ile aspir tohumu yağı metil esteri üretilmiştir. Maksimum ester dönüşüm oranı % 98 olmuştur. Üretilen metil esterin yakıt analiz sonuçları EN 14214 ve ASTM D 6751 biyodizel standartlarıyla kıyaslanmış ve aspir tohumu yağı metil esteri biyodizel standartlarına uygun bulunmuştur. Sonuçlar göstermiştir ki aspir tohumu yağı metil esteri dizel motorlarda alternatif dizel yakıt olarak kullanılabilecektir.Item Muğla ili Fethiye ilçesinde fasulye alanlarında önemli bazı virüs hastalıklarının araştırılması(Uludağ Üniversitesi, 2013-03-27) Kılıç, Handan Çulal; Yardımcı, Nejla; Ürgen, GözdeBu çalışma Muğla ili Fethiye ilçesinde fasulyede hastalıklara neden olan önemli bazı virüslerin durumunu ortaya koymak amacıyla gerçekleştirilmiştir. 2012 yılı survey çalışmalarında virüs simptomu gösteren bitkilerden toplam 112 yaprak örneği alınmıştır. Hastalık etmenlerinin tanılanması serolojik yöntemler kullanılarak yapılmıştır. Örneklerin serolojik testlenmesinde Fasulye adi mozaik virüsü (Bean common mosaic virus; BCMV), Yonca mozaik virüsü (Alfalfa mosaic virus; AMV) ve Hıyar mozaik virüsü (Cucumber mosaic virus; CMV)’ne spesifik antiserumlar kullanılmıştır. DASELISA (Double Antibody Sandwich Enzyme Linked Immunosorbent Assay) testi sonucunda 112 örnekten 28’inde (%25) virüs enfeksiyonu tespit edilmiştir. Testlenen yaprak örneklerinde bu virüslerin tek başına ve karışık enfeksiyonları saptanmıştır. Enfeksiyon oranları %17.85 (20 örnek) BCMV, %3.57 (4 örnek) AMV ve %1.78 (2 örnek) CMV olarak belirlenirken karışık enfeksiyonlarda %0.89 (1 örnek) AMV+CMV ve %0.89 (1 örnek) BCMV+CMV olarak tespit edilmiştir.