2023 Cilt 28 Sayı 3

Permanent URI for this collection

Browse

Recent Submissions

Now showing 1 - 20 of 23
  • PublicationOpen Access
    Taguchi optimizasyon metodunun imalat mühendisliği alanında kullanımı: Minitab örneği
    (Bursa Uludağ Üniversitesi, 2023-10-26) Aydın, Erman
    Bu çalışmada, bir çok mühendislik alanında toplam kalite yönetimi kapsamında kullanılmakta olan Taguchi optimizasyon metodu, deney tasarımı ve ANOVA’nın imalat mühendisliği alanında kullanımı üzerinde durulmuştur. İmalat süreçlerinde (tornalama, frezeleme, delme vb.) kullanılan kesme hızı (𝑉𝐶), ilerleme değeri (f), kesme derinliği (a), kesici takım uç açıları ve diğer birçok faktör imalat aşamasında doğru saptanması gereken önemli faktörlerdir. Bu sebepten dolayı, deneysel tasarım süreçleri kullanılarak en az deney sayısı ile sonuçlar elde edilmesi ve bu sonuçların doğrulama deneyleri ile kıyaslanmasının ardından optimum faktör seviyelerinin belirlenmesi hedeflenmektedir. Hem sanayi kuruluşlarındaki Ar-Ge birimlerine hem de yüksek lisans ve doktora öğrencilerinin akademik çalışmalarına bir rehber niteliğinde olması amacıyla, imalat mühendisliği alanında Taguchi optimizasyon metodu ile yapılan çalışmalar incelenmiş, imalat alanında kullanım örnekleri ile ele alınarak Minitab 18 paket programı aracılığıyla sade bir şekilde açıklanmıştır. Sonuç olarak, yeni araştırmacılar için Taguchi optimizasyon metodunu, deney tasarımını ve ANOVA’yı en efektif şekilde nasıl kullanabilecekleri hakkında rehber niteliğinde örnek bir çalışma gerçekleştirilmiştir.
  • PublicationOpen Access
    6G ağlarda araçların haberleşmesi: Gelişimi, etkinleştirici teknolojiler ve güvenlik
    (Bursa Uludağ Üniversitesi, 2023-12-13) Ata, Serdar Özgür
    Yüksek veri hızı, kısa gecikme süresi ve düşük enerji tüketimini içeren amaçlarıyla 5G haberleşme teknolojilerinin standartlaşma çalışmaları sürmekteyken; yüksek bağlantılılığı ve kesintisiz haberleşmeyi esas alan, yeniden konfigüre edilebilir akıllı yüzeylerin yer alabildiği ve çeşitli yörünge seviyelerinde uydu veya insansız hava araçlarının daha etkin şekilde entegre olduğu, aynı zamanda güvenlik unsurunun haberleşme gereksinimleri kadar öne çıktığı ve daha zorlayıcı anahtar performans göstergelerine sahip 6G teknolojileri konusunda kuramsal ve deneysel araştırmalar büyük bir hızla sürdürülmektedir. 6G haberleşme ağlarındaki kritik kullanım senaryolarından biri olarak değerlendirilen araçların haberleşmesi için ortaya çıkabilecek güvenlik problemleri ve olası çözümleri ise önemli araştırma alanlarından birini oluşturmaktadır. Haberleşmenin yüksek veri hızında, kesintisiz ve güvenli şekilde gerçekleşmesi hedeflendiğinde; özellikle otonom araçlar için yol güvenliği ve konvoy sürüşü gibi araçlar arası haberleşmenin doğasından kaynaklanan zorluk senaryolar ortaya çıkmaktadır. Otonom sürüş konusunda haberleşme güvenliği ön planda yer alırken, araçtan her şeye (vehicle-to-everyhing, V2X) haberleşme ve araçların interneti (internet of vehicles, IoV) sistemlerinin tasarımlarında blok zincir, kuantum hesaplama ve yapay zekâ teknikleri dâhil yenilikçi yöntem ve algoritmaların geliştirilmesinin önemi artmaktadır. Bu makale ile 6G haberleşme sistemlerinin önemli bir parçasını oluşturacak araç haberleşmesinin gelişimi, yenilikçi teknolojileri ve güvenlik konularına odaklanılmakta, literatürde yapılan çalışmalar derlenerek yeni gelişme alanları ve odak noktaları detaylandırılmaktadır.
  • PublicationOpen Access
    Yüksek mukavemetli balistik zırh çeliklerinin kaynaklanabilirliği
    (Bursa Uludağ Üniversitesi, 2023-11-21) Çelik, Ceren; Göçmen, Müesser; Çoban , Ozan; Baykal, Hakan; Gürol , Uğur; Koçak, Mustafa
    Savunma sanayisinin zırhlı araçları için geliştirilen düşük alaşımlı yüksek mukavemetli zırh çeliklerinin ark kaynak teknolojisi uygulamaları metalurjik bilgi ve deneyim isteyen zor uygulamalardır. Bu çeliklerin yüksek karbon eşdeğeri ve yüksek mukavemeti sağlayan martenzitik mikroyapıları nedeniyle kaynak proseslerinde güçlüklerle karşılaşılmaktadır. Seçilecek kaynak telinin yüksek süneklilik kapasitesi olan östenitik ya da yüksek mukavemetli olan ferritik yapıda olması kaynak metalinin sahip olacağı mekanik özellikleri ve kaynaklı bağlantının balistik özelliklerini belirlemektedir. Bu seçimler, doğası gereği kaynak parametrelerini ve proses adımlarını da farklılaştırmaktadır. Bu çalışmada; zırh çeliklerinin sınıflandırılması ile kaynak yönteminin, kaynak konfigürasyonun, kaynak metalinin, ısı girdisinin, ısıl işlem uygulamalarının ve gerçekleşen ısıl çevrimlerden dolayı elde edilen mikroyapısal değişimlerin mekanik ve balistik özelliklere etkileri tartışılmıştır.
  • PublicationOpen Access
    Projeksiyon kaynağın proses parametrelerinin S355MC Klevis Braketin bağlantı performansına etkisi
    (Bursa Uludağ Üniversitesi, 2023-12-13) Arı , Ali; Mühürdar, Berk; Korkmaz, Kübra; Bayram, Ali; Bursa Uludağ Üniversitesi/Mühendislik Fakültesi/Makine Mühendisliği Bölümü.; 0009-0005-7165-9050; 0000-0001-7311-8358
    Bu çalışma kapsamında, otomotiv sektöründe kullanılan amortisörün bağlantı ekipmanlarından biri olan klevis braketin üretiminde rol oynayan projeksiyon kaynak prosesinin iyileştirilmesi ve projeksiyon kaynak parametrelerinin klevis braketin mekanik performansını nasıl etkilediği araştırılmıştır. Bu kapsamda, 9 farklı proses kullanılarak numuneler üretilmiş ve bu numunelerin kopma testleri yapılmış ve elde edilen sonuçlara göre ANOVA analizi uygulanmıştır. Analiz sonucunda, en etkili parametrenin %80 oranında kaynak basıncı olduğu ve kaynak sıkma süresinin etkisinin ihmal edilebilecek düzeyde olduğu belirlenmiştir. Ayrıca, projeksiyon kaynağıyla yapılan 5 farklı noktanın en kritik 2 noktasının kesitlerinin makro ve mikro yapısı incelenmiştir. Kaynak süresinin artmasıyla birlikte ısıl girdinin arttığı ve bunun sonucunda mikro yapıdaki ısı tesirli alanların ve füzyon bölgesinin boyutlarının arttığı gözlemlenmiştir. Bununla birlikte, kaynak basıncının artması mikro yapıyı olumsuz yönde etkilemiştir. Ayrıca, kaynak kesitlerinin ortalama sertlik değerlerinin, bu mikro yapıdaki değişimden etkilendiği gözlenmiştir.
  • PublicationOpen Access
    Jeopolimer bağlayıcı üretiminde atık mermer tozu kullanım olanaklarının değerlendirilmesi
    (Bursa Uludağ Üniversitesi, 2023-12-05) Barış, Kübra Ekiz
    Bu çalışmada Datça Puzolanı (P) esaslı jeopolimer bağlayıcıların fiziksel ve mekanik özeliklerinin gelişimi üzerinde farklı oranlarda atık mermer tozu (AMT) ikamesinin (100P:0AMT, 75P:25AMT, 50P:50AMT, 25P:75AMT ve 0P:100AMT) etkinliği değerlendirilmiştir. Numuneler 70ºC’de 24 saat kürlendikten sonra ortam koşullarında 7 ve 28 gün kürlenmiştir. Çalışma sonucunda, Datça Puzolanı esaslı jeopolimerin en düşük porozite (%16,57) ve su emme oranı (%5,29), en yüksek kapilarite katsayısı (0,143 cm/√dk), ultrases hızı (2,95 km/s), eğilmede çekme (2,34 MPa) ve basınç dayanımına (12,42 MPa) imkân veren karışım oranı 75P:25AMT olarak belirlenmiştir. Bu karışım, en küçük makro ölçekli boşluk çapına (575 μm), en dar boşluk boyutu dağılımı aralığına sahiptir ve içyapısı daha yoğun, kompakt ve homojendir. AMT oranının artmasıyla kapilarite katsayısı, ultrases hızı, eğilmede çekme ve basınç dayanımlarında tespit edilen azalma, mermerin bileşimindeki silis ve alümin oranının düşük olması nedeniyle alkali aktivasyonun yeterince gerçekleşememesinden kaynaklanmaktadır. AMT oranı yüksek olan karışımlar daha fazla boşluklu olup, en büyük boşluk çapına ve en geniş boşluk boyutu dağılımına yani en heterojen içyapıya sahiptir. P ve AMT karışımından üretilen jeopolimerin mekanik özelikleri literatürdeki araştırmaların mekanik özeliklerine yakın ya da daha yüksektir. Araştırmada atık mermer tozunun değerlendirilmesiyle daha fazla çevre dostu olan alternatif bir bağlayıcı geliştirilmiştir.
  • PublicationOpen Access
    Yarı iletken yonga plakası haritalarındaki kusur sınıflandırmaları için derin öğrenme temelli bir karar destek yönteminin geliştirilmesi
    (Bursa Uludağ Üniversitesi, 2023-12-05) Ergen, Gökhan; Düven, Ekrem
    Yarı iletken devre elemanı üretim teknolojilerinde gerçekleşen gelişimler, bu elemanların üzerinde yer aldığı yonga plakası üretim süreçlerini daha karmaşık ve hassas hale getirmektedir. Üretim ile ilişkili çevresel koşullar, malzeme kalitesi gibi çeşitli faktörler, yonga plakası üzerinde kusursuz olarak nitelendirilebilecek alan miktarını yani verimi doğrudan etkilemektedir. Bir yarı iletken yonga plakası üzerindeki kusurlu alanların oluşturabileceği desenler standart olarak tanımlanmış durumdadır. İncelenen bir yonga plakası yüzeyindeki kusurların bu tanımlara göre sınıflandırılması, üretim süreçlerinde oluşan problemlerin kaynaklarının belirlenmesi için önemli bilgiler sağlayabilmektedir. Bu çalışmada, mevcut uygulamalarda her yarı iletken yonga levhası için insan operatörler tarafından yapılan kusur deseni sınıflandırma işlemini belirli bir güvenlik değerine kadar otomatik olarak gerçekleştiren ve böylece toplam işlem süresini azaltan bir karar destek yöntemi geliştirilmiştir. Bu yöntemde temel sınıflandırma işlemi için derin öğrenme metotlarıyla eğitilmiş bir ağ yapısı kullanılmaktadır. İstenilen güvenlik değerinin üzerinde bir doğrulukla sınıflandırılan yonga plakaları doğru sınıflandırılmış olarak kabul edilmekte, bu değerin altında kalan yonga plakaları ise insan operatörün incelemesine tabi tutulmaktadır. Yöntemin kullanılması ile; ortalama büyüklükte bir yonga plakası üretim tesisi için geçerli günlük toplam inceleme süresi, tüm incelemenin insan operatör tarafından yapıldığı durumda geçerli sürenin %10’una indirilebilmekte, ayrıca insan operatörün yapabileceği öznel değerlendirmelerin de önüne geçilebilmektedir.
  • PublicationOpen Access
    Otomotiv ve gıda sektörlerinde enerji verimliliği ve karbon emisyonunun azaltımı ile ilgili bir çalışma
    (Bursa Uludağ Üniversitesi, 2023-12-01) Hasdemir, Işıl; Değirmen, Duriye; Şanlı, Gizem Eker; Bursa Uludağ Üniversitesi/Mühendislik Fakültesi/Çevre Mühendisliği Bölümü.; 0000-0002-7175-2942
    Endüstriyel işletmelerde enerji tasarrufu sağlamak ve düşük karbonlu üretim yöntemlerini kullanmak işletmelerin karbon ayak izini düşürdüğü için büyük önem arz etmektedir. Bu çalışmanın amacı gıda ve otomotiv sektörlerinde faaliyet göstermekte olan 2 fabrikada yapılabilecek enerji verimliliği uygulamalarını değerlendirmek ve bu uygulamalarla sağlanacak enerji tasarrufu (Nm³/yıl) ile önlenecek karbon emisyon miktarlarını (ton CO₂/yıl) ortaya koymaktır. Her iki tesiste yapılabilecek ortak iyileştirmeler; sıcak hatlara izolasyon uygulaması, basınçlı hava kaçaklarının giderilmesi, basınçlı hava sistemi basıncının 1 bar düşürülmesi, kompresör emiş havasının düzenlenmesi, selenoid vana uygulaması ve flash buhar uygulamasıdır. Bunların yanı sıra gıda işletmesi özelinde 2 ve otomotivde 1 adet münferit enerji tasarruf çalışması önerisinde bulunulmuştur. Gıda sektöründe çevresel fayda (48 ton CO₂) ve enerji tasarruf verimi (22 TEP/yıl) açısından en verimli uygulamanın flash buhar uygulaması olduğu görülürken, otomotiv işletmesinde ise çevresel fayda açısından basınçlı hava kaçaklarının giderilmesi (152 ton CO₂) ve enerji tasarruf veriminde ise sıcak hatlara izolasyon uygulaması(60 TEP/yıl) en avantajlı uygulama olarak tespit edilmiştir. Tüm öneriler değerlendirildiğinde gıda işletmesinde 6 adet uygulama neticesinde CO₂ emisyonunda yıllık toplam 121 ton kadar azalma sağlanabilirken, 5 adet iyileştirmenin önerildiği otomotiv işletmesinde bu değer 323 ton seviyesinde olacaktır.
  • PublicationOpen Access
    Yığma yapıların Türkiye bina deprem yönetmeliği 2018'e göre performans analizi: Afyonkarahisar örneği
    (Bursa Uludağ Üniversitesi, 2023-11-30) Çoban, Gökhan; Başaran, Veli
    Yığma yapılar, insanların tarih boyunca kullandıkları bir yapı sistemidir. Bu yapılar doğal taşlar, kerpiçler, tuğla ve beton briketler gibi malzemelerin kullanılarak duvarların birbirine bağlanmasıyla yapılmıştır. Son yıllarda yığma yapıların şehir merkezlerinde yapımı azalmıştır. Ancak, hala kırsal kesimlerde kullanılmaya devam edilmektedir. Yığma yapıların deprem dayanımları diğer yapılara göre daha düşüktür. Bu çalışmada Afyonkarahisar’da yapımı tamamlanmış yığma binalar STA4CAD programında modellenerek analizleri yapılmıştır. Analizler sonrasında, yapıların Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği 2018’de (TBDY18) belirtilen yeni kriterlere göre uygunlukları ve performans hedeflerini yerine getirip getirmediği değerlendirilmiştir. Ayrıca duvar imalatında kullanılan tuğla ve harcın basınç dayanımlarındaki değişimin yapının kapasitesi üzerindeki etkileri incelenmiştir. Harç basınç dayanımındaki artışın yığma binalardaki performans artışına etkisinin tuğla basınç dayanımındaki artışa göre daha etkili olduğu görülmüştür.
  • PublicationOpen Access
    Kumaş boyama sürecinde bulanık TOPSIS ile hata türü ve etkileri analizi
    (Bursa Uludağ Üniversitesi, 2023-11-27) Yürek, Emine Eş; Bursa Uludağ Üniversitesi/Mühendislik Fakültesi/Endüstri Mühendisliği Bölümü.; 0000-0002-0871-3385
    Kumaş boyama sürecinde çok sayıda fiziksel ve kimyasal işlem uygulanmaktadır. Ürün özelliklerine göre belirlenmesi gereken malzeme reçetelerinin ve sıcaklık, devir hızı, pH gibi parametrelerin doğru ayarlanmaması hatalara sebep olmaktadır. Bu hataların bir kısmı yeniden işleme ile giderilebilse bile operasyonel maliyetleri arttırmaktadır. Bu çalışmada, Bursa’da tekstil sektöründe faaliyet gösteren bir işletmenin boyama süreçlerinde karşılaşılan hataları belirlemek, risklerini değerlendirmek ve önceliklendirmek amacıyla bulanık TOPSIS ile Hata Türü ve Etkileri Analizi (HTEA) uygulanmaktadır. Bulanık mantık, hataların dilsel değişkenler kullanılarak değerlendirilmesini; TOPSIS ise şiddet, olasılık ve saptanabilirlik kriterlerine farklı ağırlıklar verilmesini mümkün kılmaktadır. Çalışma sonucunda hataları azaltabilecek önleyici tedbirler değerlendirilmektedir.
  • PublicationOpen Access
    Aviyonik ürün doğrulamasında titreşim fikstürü tasarımı
    (Bursa Uludağ Üniversitesi, 2023-10-23) Yıldırım, İbrahim; Meral, Ramazan; Güven, Caner; Çetin, Cansu Menşur; Demir, Mehmet; Çorbacı, Fikret Kamil
    Bu çalışma kapsamında, havacılık sektöründe kullanılan aviyonik bir ürün için, titreşim fikstürü tasarlanarak doğrulanmıştır. Sonlu elemanlar yöntemi kullanılarak modal analizler gerçekleştirilmiştir. Modal analizlerle tasarımı doğrulanan model, üretildikten sonra titreşim testlerine tabi tutulmuştur. Titreşim testleri esnasında ivmeölçerler yardımıyla veri toplanarak analiz sonuçları ile karşılaştırmalı olarak sunulmuştur. Korelasyonu sağlanan analiz ve test sonuçları ile titreşim fikstür tasarımının uygunluğu değerlendirilmiştir.
  • PublicationOpen Access
    Development of MNO2/PANI/SWCNT nanocomposite supercapacitor electrode and investigation of electrochemical performance
    (Bursa Uludağ Üniversitesi, 2023-09-25) Özada, Çağatay; Ünal, Merve; ÖZER, HAKKI; YAZICI, MURAT
    In this study, a manganese dioxide (MnO₂/polyaniline (PANI)/ single-walled carbon nanotube (SWCNT) nanocomposite electrode was prepared for pseudo-supercapacitors. To reduce the internal resistance of the electrode, increase the capacitance stability, and reduce the cost of single-walled carbon nanotubes, SWCNT was subjected to two-step acid etching. The purity of SWCNT was improved from ~95% to 99.98%. In addition, SWCNT was functionalized by this process. Thus, a nanocomposite was formed by coating PANI around SWCNT. MnO₂/PANI/SWCNT were synthesized using the hydrothermal method. Morphological, chemical and thermal analyses of the synthesized nanocomposite structure were carried out. In addition, X-ray diffraction (XRD) was used to determine the crystal structure. Electrochemical analyses were performed using a three-electrode system in a 1 M KOH electrolyte solution. Cyclic voltammetry (CV) and galvanostatic charge-discharge (GCD) measurements were performed. The capacitance of the nanocomposite electrode at 400 cycles was314 mF/cm², and the capacitance retention stability was calculated at 73.24%. The results showed that the capacitance stability was high, and the supercapacitor was sensitive to redox reactions.
  • PublicationOpen Access
    Development of a method for calculating loads on implants and prostheses used for the human skeleton
    (Bursa Uludağ Üniversitesi, 2023-09-05) Tunc, Ismet Emircan; ŞEFKAT, GÜRSEL
    The study proposes a novel computational approach for customizing sustainable knee disarticulation prostheses, aimed at improving the quality of life for users. A specialized calculation technique for assessing the loads and moments on the prosthesis was formulated, leveraging MATLAB for solving kinematic equations, Solidworks for motion analysis, and ANSYS Workbench for material and static analysis. The integration of these tools enabled the validation of the design and analytical outcomes. The kinematic solutions accounted for individual and prosthesis weights, analyzing linear and angular dynamics over a motion range pertinent to the prosthetic leg's function. Static analysis was executed to determine maximum force impact on the prosthesis. The study's results were conducive to identifying the most suitable prosthesis characteristics for individuals aged 20 to 80, with a height of 160-190 cm and a weight of 80-120 kg. The prosthetic design promoted ease of movement in activities requiring a range of motion, such as running and jumping. The prosthesis adapted swiftly to body movements, achieving readiness in approximately three seconds. The research underscores the importance of interdisciplinary collaboration between engineers and medical professionals to optimize the anatomical and kinematic aspects of prosthesis design.
  • PublicationOpen Access
    Yeşilırmak Deltası’nda kıyı erozyonunun doğrusal regresyon oranı yöntemiyle analizi
    (Bursa Uludağ Üniversitesi, 2023-09-27) Öztürk, Derya; Uzun, Sibel
    Bu çalışmada ulusal öneme haiz sulak alanlar kapsamında tescillenen Yeşilırmak Deltası’nın yaklaşık 18,5 km’lik kıyı bölümünde gerçekleşen erozyon uzaktan algılama ve Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS) yardımıyla araştırılmıştır. 1985–2022 periyodunda gerçekleşen kıyı çizgisi değişimlerinin belirlenmesi ve erozyonun derecesinin anlaşılabilmesi için 1985, 1990, 1996, 2001, 2006, 2011, 2017 ve 2022 yıllarına ait Landsat-5 TM/Landsat-8 OLI uydu görüntüleri kullanılmıştır. Uydu görüntülerinden kıyı çizgilerinin belirlenmesinde normalize fark su indeksi (NDWI) ve modifiye normalize fark su indeksi (MNDWI) entegre edilmiştir. Yıllık kıyı çizgisi değişim oranları 1985–2022 periyodunda sekiz farklı yıla ait kıyı çizgilerinden doğrusal regresyon oranı (LRR) yöntemiyle %95 güven düzeyinde hesaplanmış, Yeşilırmak Nehri’nin batı kesimindeki Bölge-1’de maksimum -25,8 m/yıl, doğu kesimindeki Bölge-2’de maksimum - 7,7 m/yıl’a ulaşan erozyon oranı belirlenmiştir. Kıyı çizgisi değişimleri sınıflandırıldığında deltanın %34’ü yüksek, %9’u orta, %18’i düşük derecede olmak üzere %61’inde erozyon gerçekleştiği anlaşılmıştır. 1985– 2022 periyodunda erozyonla kaybedilen alanlar çakıştırma analizi ile belirlenmiş, Bölge-1’de 179,23 ha ve Bölge-2’de 82,22 ha olmak üzere toplam 261,45 ha alanın erozyon ile kaybedildiği görülmüştür. Analiz sonuçları, Yeşilırmak Deltası kıyılarındaki erozyon, birikim ve stabil alanların belirlenerek kıyı dinamiklerinin ve erozyon tehlikesinin daha iyi anlaşılmasına katkı sağlamış ve kıyı çizgisi değişimlerinin belirlenmesinde Landsat görüntüleri ve LRR yönteminin etkinliğini ortaya çıkarmıştır.
  • PublicationOpen Access
    Pet, geri dönüşümlü PET (r-PET) ve biyobozunabilir PET (bio-PET) içerikli kumaşların mekanik ve yapısal özelliklerinin incelenmesi üzerine bir çalışma
    (Bursa Uludağ Üniversitesi, 2023-10-11) Özenç, Aliye Akarsu; Atlas, Zeynep; Salih, Cansu İşbilir; EREN, SEMİHA
    Poliester (PET) lifleri tekstil endüstrisinde dünya genelinde en çok kullanılan sentetik liftir. Dünya genelinde çevresel ve ekolojik kaygıların artmasıyla sentetik liflerin geri dönüştürülmesi, biyobozunurluğunun sağlanması yönünde çalışmalar yapılmaktadır. Bu deneysel çalışmada poliester, geri dönüştürülmüş poliester (r-PET) ve biyobozunur poliester (bio-PET) içerikli kumaşların boyama ve fiziksel performansları karşılaştırılmıştır. Elde edilen sonuçlarda r-PET ve bio-PET içerikli numunelerin en az PET içerikli kumaşlar kadar iyi boyandığı haslık ve mukavemet değerlerinde belirgin farklılıklar olmadığı tespit edilmiştir. Bu kapsamda r-PET ve bio-PET liflerinin PET liflerine alternatif olabileceği düşünülmektedir.
  • PublicationOpen Access
    Tek adımlı dinamik termokimyasal işlem ile SiC-TiC toz sentezi
    (Bursa Uludağ Üniversitesi, 2023-09-15) Arslan, Betül; Canıkoğlu, Nuray
    Üstün özelliklere sahip silisyum karbür (SiC) ve titanyum karbürün (TiC) daha iyi özelliklere sahip olması için bir araya getirilerek üretilmesi bu çalışmanın amacını oluşturmaktadır. Bu amaçla, SiC-TiC karışım tozunun tek aşamada dinamik bir termokimyasal yöntem ile sentezlenebilmesi için bazı işlem parametreleri incelenmiştir. Başlangıç hammaddesi olarak silisyum oksit (SiO₂), titanyum oksit (TiO₂) ve karbon (C) kullanılarak farklı reçeteler ve üretim sıcaklıkları (1400, 1450 ve 1500°C) denenmiştir. Deneysel çalışmalara başlamadan önce üretimi planlanan farklı reçeteler termodinamik bir yazılım olan FactSage programı ile incelenmiştir. Bu programa göre belirlenen reçeteler için hammadde karışımları, C/SiO₂/TiO₂ oranları 6:1:1 ve 9:2:1 olarak iki farklı reçetede hazırlanmıştır. Tozlar homojen karıştırılmasından sonra granüle edilmişlerdir. Hazırlanan granüller dinamik termokimyasal işlemlere tabi tutulmuşlar ve XRD, SEM ve EDS analizleri ile karakterize edilmişlerdir. Dolayısıyla SiC-TiC karışım tozu üretiminde optimum sonuç için üretim parametreleri 1450°C’de 1 saat Ar atmosferinde 4 dv/dk dönme hızı olarak belirlenmiştir.
  • PublicationOpen Access
    Using convolutional neural network for grape plant disease classification
    (Bursa Uludağ Üniversitesi, 2023-09-03) Sofuoğlu, Cemal İhsan; Bırant, Derya
    Plant disease classification is the use of machine learning techniques for determining the type of disease from the input leaf images of the plants based on certain features. It is an important research areasince early identification and treatment of plant disease is critical for saving crops, preventing agricultural disasters, and improving productivity in agriculture. This study proposes a new convolutional neuralnetwork model that accurately classifies the diseases on the plant leaves for the agriculture sectors. Itespecially works on the classification of plant diseases for grape leaves from images by designing a deep-learning architecture. A web application was also implemented to help the agricultural workers. The experiments carried out on real-world images showed that a significant improvement (8.7%) on averagewas achieved by the proposed model (98.53%) against the state-of-the-art models (89.84%) in terms of accuracy.
  • PublicationOpen Access
    Quantitative assessment of postgraduate theses in Türkiye about yarn production technology
    (Bursa Uludağ Üniversitesi, 2023-10-11) Var, Cansu; Palamutcu, Sema
    Yarn and spinning technology is a complex process that is a combination of raw materials, machinery, and automation technology where continuous improvements, researches and innovations run progressively. For the evolution of spinning technology, academic publications, postgraduate theses, andtechnological contributions of related shareholders must be considered as adherent supplements. Aim ofthis study is to examine the accomplished 236 postgraduate theses related to conventional and noveltextile fibre types, staple spun/filament yarn technology and machinery, yarn types with structural andfunctional varieties, and modified spinning technologies in Turkish Universities. Moreover, it is aimed toreveal any trend in theses on yarn technology and the regional textile clusters in Türkiye. Themethodology of the pursuit is a quantitative assessment where postgraduate level, thesis subject, year ofthesis defence, and raw materials used in the theses are concerned. The findings showed that research ersfocussed on conventional spinning systems and yarns in parallel with the spinning capacity and importpotential of the country. Other extractions of the study are; classical ring system is mostly studied by there searchers, modern spinning technologies are included in many theses, reflections of globalcircumstances are distinguished in theses with keywords of manmade/recycled fibres, and blended yarns.
  • PublicationOpen Access
    Alternative lightweight composite facing members for reinforced soils
    (Bursa Uludağ Üniversitesi, 2023-11-13) Evirgen, Burak; Tunaboyu, Onur; Büyük, Barış; Çil, Gizem Tuğçe
    Steel reinforced concrete facing members, which are used to fix geosynthetic reinforcements working against tensile forces inside soils and to resist active lateral earth pressures, have certain disadvantages, such as massiveness and corrosion. In addition, the aforementioned conventional panels arenot economical since they frequently require maintenance and repair in terms of long-term stability. In thisstudy, the utility of alternative composite panels is evaluated with the various arrangement and type of fiberreinforcements and a typical foam concrete. Panel tests and three-point bending tests are realized to determine the experimental behavior of steel, carbon fiber (CFRP) and glass fiber reinforced (GFRP) specimens, as well as unreinforced examples. Although CFRP wrapped specimens cannot reach expectedlevels, samples with GFRP present favorable performance as well as being cheaper. Specimens with matGFRP enhance both strength and deformation capacities according to the results of axial and lateraldeformations under diagonal loading condition. In addition, chopped GFRP applied foam concret especimens have more strength in terms of bending test results, but CFRP reinforcements increase the irdisplacement capacity.
  • PublicationOpen Access
    Dyeing of silk in Edirne red color with madder
    (Bursa Uludağ Üniversitesi, 2023-10-11) Yüce, İsmail; Becenen, Nilgün
    Silk is a natural filament obtained from the Bombyx mori species of silkworm, with a fiber length of up to 3000 meters. During the Ottoman era in Edirne, sericulture and silk trade were important activities. To this end, silk factories, trade centers, and silk weaving schools were established, creating an important sourceof income for the people of Edirne. Edirne Red is a natural dye obtained from the Rubia Tinctorum L. plant and is part of the Ottoman Empire'sheritage. This dye is resistant to sunlight and washing. It has been used in Turkish carpets, as well as in silk andcotton fabrics.The aim of this study is to bring together the importance of Edirne Red and silk in Edirne's history. For this purpose, 100% silk fabrics were dyed using madder (Rubia Tinctorum L.) grown within the borders of Edirne province. The effects of dye ratios and auxiliary chemicals used on color and colorfastness were examinedduring the dyeing process. The color values of the fabrics were measured numerically in the CIEL*a*b* colorspace, and the washing and light fastness values of the dyed fabrics were also measured. Additionally, high-performance liquid chromatography (HPLC) analyses were performed on both the used madder and the dyedfabric. Based on the obtained data, the closest Edirne Red color was achieved by pre-mordanting fabric before dyeingand using ethanol as the dye solvent. Madder dye, successfully applied to silk fabrics under different conditions, has shown good results in terms of color yield and fastness properties.
  • PublicationOpen Access
    Development of seamed compression socks and comparison with class i socks using existing mathematical models
    (Bursa Uludağ Üniversitesi, 2023-09-18) Akçagün, Engin; Siddique, Hafiz; Yılmaz, Abdurrrahim
    Compression therapy is an important method for treating venous diseases such as venous edema and venous hypertension. Regular compression therapy's main objective is to diminish leg swelling by controllingblood flow and avoiding the recurrence of reversible blood flow. Compression socks are often recommende das therapeutic garments. In this study, a seamed compression sock was developed using fabric with an interlockknit structure. Three other sock samples were produced by using circular knitting MERZ CC4 model machinefor comparison. The results demonstrate that the developed sock meets all the requirements of compression class I. Statistical analysis reveals that fabric parameters, particularly fabric weight, effectively explain compression pressure intensity according to the values of coefficient of determination, coefficient of correlation(r), and means sum of square errors (MSE). In this work, Laplace's Law and a few preexisting mathematicalmodels were used to calculate the compression pressure of both standard compression socks and socks withseams, with results that were essentially similar. The points of data are tightly clustered around line of regression, showing that there is little variation in the compression pressure for socks with seams.