2017 Cilt 31 Sayı 1

Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/2472

Browse

collection.page.browse.recent.head

Now showing 1 - 13 of 13
  • Item
    The effect of batch drying at different temperatures on seed germination, physical, and seedling properties of paddy (Oryza sativa L.)
    (Uludağ Üniversitesi, 2017-03-20) Erdoğan, Hilal; Işık, Eşref; Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi/Biyosistem Mühendisliği Bölümü.
    The aim of the present study was to determine some physical properties, drying time, energy consumption, the effects of batch drying at different temperatures on seed germination, and seedling characteristics of paddy cultivar Osmancik-97, which is grown extensively in Turkey. Paddy seeds, which were dried at different temperature values (50, 60, 70 and 80 °C), were dried to 14%, with initial moisture content 25% (w.b.). The average length, width, and thickness measurements of rice seeds decreased with the decrease in moisture content. Width, height, thickness decreased by 14- 1.78-1.42%, respectively. Surface area, arithmetic and geometric mean diameters, static friction coefficients on aluminium, stainless steel, galvanized iron, and rubber reduced with reducing moisture content. The highest static coefficient of friction for harvesting and storage moisture content was determined on the rubber surface and the lowest surface was determined as aluminium. Drying time, germination percentage, radicle and seedling weights, radicle and seedling lengths of Osmancık-97 paddy seeds dried in 4 different (50, 60, 70, 80 degrees) hot weather conditions were determined. Drying times were 691, 593, 495, and 478 minutes, respectively, with germination percentages of 96.0, 90.0, 87.3, and 68.7. The radicle and seedling weights of paddy seeds were found as 1.19-1.69, 1.09-1.65, 1.05-1.48, and 0.69-0.95 g respectively, and the radicle and seedling lengths were found as 106.8-81.8, 98.6-81.6, 92.8-78.7, and 75.7-70.9 mm respectively. Besides, we found that the dry seedling weight of paddy was 0.18, 0.17, 0.16, and 0.09 g at air of 50, 60, 70, and 80 °C, respectively. In the current study, the drying at 80 °C was reduced seed viability and seedling vigour but found to be the least energy consumption; consequently, the drying at 50 °C was determined to be the highest for energy consumption.
  • Item
    Eskişehir koşullarında bazı soya (Glycine max L.) çeşitlerinin önemli tarımsal özellikleri ve adaptasyonunun belirlenmesi
    (Uludağ Üniversitesi, 2017-03-23) Kulan, Engin Gökhan; Ergin, Nurgül; Demir, İsmail; Kaya, Mehmet Demir
    Bu çalışma Eskişehir koşullarında bazı soya çeşitlerinin tarımsal özellikleri ile yağ oranı bakımından performanslarının değerlendirilmesi amacıyla 2014 ve 2015 yıllarında yürütülmüştür. Çalışmada materyal olarak Arısoy, Atakişi, Nova, Cinsoy, Umut-2002, Ataem-7, Bravo, Çetinbey, Blaze, May-5312, Galina, Rubin ve Vojvodanka çeşitleri kullanılmıştır. Çalışmada çeşitlerin ilk bakla yüksekliği, bitki boyu, dal sayısı, bitki başına bakla sayısı, bitki başına tane verimi, dekara tane verimi ve yağ oranı incelenmiştir. Araştırma sonuçlarına göre, incelenen özellikler bakımından soya çeşitleri arasında önemli farklıklar belirlenmiştir. En yüksek dal sayısı Çetinbey ve Vojvodanka çeşitlerinde, en yüksek bakla sayısı Arısoy ve Cinsoy çeşitlerinde belirlenmiştir. Dekara tene verimi Arısoy çeşidinde 311 kg da-1, Cinsoy çeşidinde 305 kg da-1 ve Ataem-7 çeşidinde 303 kg da-1 olarak gerçekleşmiştir. Yağ oranı bakımından ise Atakişi çeşidi % 23.1 ve Çetinbey çeşidi ise % 22.9 ile en yüksek değere sahip çeşitler olarak belirlenmiştir. Araştırma sonucunda, incelenen soya çeşitleri arasında Arısoy, Cinsoy, Ataem-7 ve Atakişi çeşitlerinin Eskişehir koşullarına uygun olabileceği belirlenmiştir.
  • Item
    Bursa ilinin tarımsal mekanizasyon düzeyinin belirlenmesine ve Türkiye ortalama değerleriyle karşılaştırılmasına yönelik bir çalışma
    (Uludağ Üniversitesi, 2017-03-03) Işık, Eşref; Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi/Biyosistem Mühendisliği Bölümü.
    Bu çalışmanın amacı Bursa ilinin 2010 ve 2015 yılları arasındaki mekanizasyon düzeyini belirleyerek, Türkiye ortalama değerleriyle karşılaştırmaktır. Bu amaçla bu yıllara ait tarımsal istatistiksel değerler kullanılarak, bir ülkenin ve bölgenin tarımsal mekanizasyon düzeyinin belirlenmesinde kullanılan, tarımsal alana düşen traktör gücü (kWha-1), traktör1000 ha-1, ha traktör-1, ekipman sayısı traktör-1 ve ekipman ağırlığı traktör-1 değerleri belirlenmeye çalışılmıştır. Çalışmanın sonucunda 2015 yılında tarımsal alana düşen traktör gücü Türkiye için 2,22 kWha-1 iken Bursa için 6,48 kWha-1 olarak, tarımsal alanın 1000ha’ına düşen traktör sayıları Türkiye için 51,67 traktör1000ha-1, Bursa için 150,78 traktör1000ha-1 traktör başına düşen tarımsal alan Türkiye için 19,35 haTraktör-1 Bursa için 6,63 hatraktör-1 traktör başına düşen ekipman sayıları Türkiye için 4,61 adet traktör-1 Bursa için 4,46 adet traktör-1 ve traktör başına düşen ekipman ağırlığı ise Türkiye için 2,799 tontraktör-1 Bursa için 4,032 tontraktör-1, olarak bulunmuştur. Bu verilerin ışığında Bursa ilinin mekanizasyon düzeyinin Türkiye ortalamasından çok yüksek bir değerde olduğunu söylemek mümkündür.
  • Item
    Poultry manure biochar reduces arsenic induced oxidative stress and arsenic levels in rice plants
    (Uludağ Üniversitesi, 2017-03-03) Sahin, Ozge; Taskın, Mehmet Burak; Kaya, Emre Can; Taskın, Havva
    The effectiveness of biochar on mitigating excessive arsenic (As) accumulation by rice plants was investigated. The treatments were as follows: control, 60 mg kg-1 As (As applied from NaAsO2) and 60 mg kg-1 As + 20 g kg-1 biochar. Biochar application to As contaminated soil enhanced the dry weight of rice plants. Dry weight of rice plants decreased by 60 mg kg-1 As treatment compared to control. Application of As increased As concentration of rice plants while 20 g kg-1 poultry manure biochar supply to the As contaminated soil significantly decreased the As concentration. Arsenic toxicity induced H2O2 accumulation however the application of biochar reduced H2O2 concentration of plants. Catalase (CAT) and ascorbate peroxidase (APX) activities significantly increased by biochar. Arsenic significantly increased N, S and Zn while decreased Cl, Fe, Cu and Mn concentration of plants. Biochar treatments significantly increased N, P, K and S concentrations of the plants as compared to control and As treated plants. It can be concluded that poultry manure biochar can be used for the prevention of As accumulation in rice plants.
  • Item
    Isparta ve Burdur yöresinin buğday yetiştiriciliği yönünden değerlendirilmesi
    (Uludağ Üniversitesi, 2017-03-18) Altındal, Demet; Akgün, İlknur
    Bu araştırmada, Isparta ve Burdur illerinde yetiştiriciliği yapılan buğday genotiplerinde genetik çeşitliliğinin belirlenmesi, ümitvar olanların germplazm kaynağı olarak korunması ve ıslah programlarına alınması hedeflenmiştir. Isparta ve Burdur illerine bağlı ilçe ve köylere gidilerek yörede yetiştiriciliği yapılan tescilli buğday çeşit ve buğday köy çeşitleri ile ilgili üreticilere yönelik anket formu düzenlenmiştir. Çalışmada yaklaşık 104 köye gidilmiş ve 45 farklı lokasyonda anket uygulanmıştır. Anket sonucuna göre; buğdayın % 73.61’i kıraç, % 13.89’u taban arazide yetiştirildiği, kılçıklı buğdayı tercih ettikleri (% 93’), sertifikasız tohumluk kullandıkları (% 65), her yıl tohumluğu yenilemediği ve ankete katılanların yaklaşık %50’sinde verimin 200 kg/da altında olduğu ortaya konulmuştur. Ayrıca, Kırmızı buğday, Çavdar + arı buğday, Ziraat buğdayı, Koca buğday, Rumeli, Yerli kırmızı buğday, Aydın, Sarı misli (Gökala), Kaymakam, Akça, Gövela, Karakılçık, Kara kaşık, Sarı kılçık ve Mor kılçık isimlerle yerel buğday genotiplerinin yetiştirildiği belirlenmiştir.
  • Item
    Golden Sel B elma çeşidinde fertigasyonla ve yapraktan azotlu gübrelemenin verim ve kalite üzerine etkileri
    (Uludağ Üniversitesi, 2016-12-16) Uysal, Erdinç
    Bu çalışma 2009 - 2011 yılları arasında Yalova koşullarında yürütülmüştür. Çalışmanın amacı M9 anacı üzerine aşılı Golden Sel B elma çeşidinde, fertigasyon ve hasat sonrası yaprak gübrelemesi yöntemleri kullanılarak farklı dozlarda (0, 30, 60, 90 g ağaç-1) ve farklı uygulama zamanlarında (Uygulama 1: Erken ilkbaharda gözler uyanmadan önce başlayıp hasattan 40-45 gün önce biten, Uygulama 2: Erken ilkbaharda gözler uyanmadan önce başlayıp hasattan 40-45 gün önce biten ve hasat sonrası yaprak uygulaması olan, Uygulama 3: Çiçeklenme sonrası başlayıp hasattan 40-45 gün önce biten, Uygulama 4: Çiçeklenme sonrası başlayıp hasattan 40-45 gün önce biten ve hasat sonrası yaprak uygulaması olan) verilen azotun elmada verim ve bazı kalite kriterleri üzerine olan etkilerinin belirlenmesidir. Deneme, tesadüf bloklarında faktöriyel deneme desenine göre üç tekrarlamalı olarak kurulmuştur. Yapılan çalışma sonucunda farklı uygulama zamanları, elde edilen değerler üzerinde farklılık oluşturmamıştır. Artan azot dozları ile meyve eni, boyu ve ağırlığı değerlerinde doğrusal bir artış tespit edilirken meyve eti sertliği, suda çözünebilir kuru madde, meyve pH’sı ve titre edilebilir asitlik değerleri değişmemiştir. Artan azot dozlarına bağlı olarak ağaç başı verim değerleri artmış 60 ve 90 g azot uygulamalarında en yüksek verim değerleri elde edilmiştir.
  • Item
    Kamkat (Fortunella margarita Swing.) kabuk uçucu yağ oran ve bileşiminin anaçlara göre değişimi
    (Uludağ Üniversitesi, 2017-03-24) Gölükcü, Muharrem; Toker, Ramazan; Tokgöz, Haluk; Çınar, Orçun; Özdemir, Mehmet
    Rutaceae familyasının Fortunella cinsine ait kamkat üretimi ülkemizde artma eğilimindedir. Meyvenin özellikleri üretim yöntemi ve yetiştirme şartlarına önemli farklılıklar gösterebilmektedir. Bu çalışmada amaç Carrizo, Cleopatra, Flying Dragon, Kaba Limon, Troyer ve Volkameriana olmak üzere altı farklı anaç üzerine aşılı Nagami (Fortunella margarita Swing.) kamkat çeşidinin uçucu yağ verim ve bileşimi üzerine etkisini belirlemektir. Örneklerin uçucu yağ oranları anaçlara göre farklılıklar göstermiş olup %3.14 ile %4.44 aralığında değişim göstermiştir. Uçucu yağ bileşimlerinde ise önemli bir farklılığın olmadığı görülmüştür. Örneklerde toplam 11 bileşenin tanımlaması yapılmış ve kabukta hakim uçucu yağ bileşeni limonen olup %95.17-95.62 aralığında dağılım göstermiştir. Bileşenler içerisinde diğerlerine oranla daha yüksek oranda bulunanlar β-mirsen, germakren D ve αpinen’dir. Çalışma sonuçları kamkatta anaçlara göre uçucu yağ oranında varyasyon oluşturulabileceğini ancak uçucu yağ bileşiminde önemli farklılıklar oluşturmadığını göstermiştir.
  • Item
    Harran Ovası ikinci ürün koşullarına uygun bazı susam (Sesamum indicum L.) genotiplerinin belirlenmesi
    (Uludağ Üniversitesi, 2017-03-08) Hatipoğlu, Halil; Arslan, Hüseyin; Karakuş, Mehmet; Abrak, Servet
    Bu araştırma, bazı susam hatları ile Arslanbey ve Özberk-82 susam çeşitlerinin Harran Ovası koşullarındaki II. ürün performanslarını belirlemek amacıyla, 2010 ve 2011 yetiştirme sezonlarında GAP Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürlüğünün Talat Demirören Araştırma İstasyonunda yürütülmüştür. Deneme tesadüf blokları deneme desenine göre 3 tekerrürlü olarak kurulmuştur. Parsellerde; sıra arası mesafe 70 cm, sıra üzeri mesafe ise 15 cm olacak şekilde her parselde 4 sıra ekim yapılmış olup, parsel ebatları 6 x 2.8 m olarak düzenlenmiştir. Denemelerde bitki boyu, bitki başına yan dal sayısı, bitki başına kapsül sayısı, tohum verimi ve 1000 tane ağırlığı gibi bitkisel özelliklere ait gözlemler yapılmıştır. İki yıllık birleşik analizlerde; genotipler arasındaki farklılıklar incelenen tüm bitkisel özelliklerde % 1 seviyesinde önemli bulunmuştur. Araştırma sonuçlarına göre; en yüksek tohum verimi 1233 kg ha-1 ile Arslanbey çeşidinden elde edilirken, en düşük tohum verimi ise 574 kg ha-1 ile 3 no’lu hattan elde edilmiştir.
  • Item
    Sıvı gübre dağıtma makinasının farklı çalışma hızlarındaki işletme özelliklerinin belirlenmesi
    (Uludağ Üniversitesi, 2017-03-09) Ünal, Halil; Erdoğan, Hilal; Gürcan, Sinem; Satıoğlu, Seda; Özgür, Feridan; Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi/Biyosistem Mühendisliği Bölümü.
    Sürdürülebilir tarımın temel ilkelerinden biri doğal bitki besin maddeleri kullanımına ağırlık verilmesidir. Bu da genellikle hayvan gübresi ile sağlanmaktadır. Azot bakımında zengin olan sıvı hayvan gübresi, ülkemizde maalesef yararlanılmadan hendek ve akarsulara bırakılmaktadır. Sıvı hayvan gübresinin depolanmasına ilişkin bilgi eksikliği ve yasal mevzuatların yetersizliği, hayvan çiftliklerinin yakınındaki arazilere aşırı gübre uygulamasına ve çevrenin yoğun bir şekilde kirletilmesine sebep olmaktadır. Yer altı ve yüzey sularının kirliliği, başta çiftlikler olmak üzere tüm yakın bölgelerdeki insan ve hayvan sağlığını tehdit etmektedir. Bundan dolayı, hayvancılık işletmelerinin uygun sıvı gübre depolarına sahip olmaları önemlidir. Depolarda bekletilen sıvı gübre, sıvı dağıtıcı tanklarla tarım arazilerine toprağın ve bitkinin ihtiyacı doğrultusunda verilebilmelidir. Bu amaçla, son yıllarda katı gübre dağıtma römorkları ve sıvı gübre dağıtma tankları imalatı ve ithalatında büyük artışlar olmuştur. Bu çalışmada traktörle çekilir tip 8000 L kapasiteli arkadan çarpma plakalı dağıtımlı yerli üretim bir sıvı gübre dağıtma makinası kullanılmıştır. Yapılan tarla çalışmalarında makinanın üç farklı ilerleme hızındaki (3, 6 ve 9 km/h) çalışma zamanları, efektif iş başarıları, gübreleme debileri, gübreleme kapasiteleri (ton/ha ve ton/h), patinaj oranları gibi parametreler belirlenmiştir. Elde edilen sonuçlara göre, makinanın 6 km/h ilerleme hızında efektif çalışma zamanı, efektif iş başarısı, birim alandaki gübreleme kapasitesi ve birim zamandaki gübreleme kapasitesi sırasıyla 0.19 h/ha, 5.26 ha/h, 17.5 ton/ha ve 126.0 ton/h bulunmuştur.
  • Item
    Yenilenen kırsal yerleşkeler: Erzurum ili aziziye ilçesi Başçakmak yerleşkesi örneği
    (Uludağ Üniversitesi, 2016-12-17) Kuşlu, Yasemin; Şahin, Üstün; Kızıloğlu, Fatih Mehmet; Okuroğlu, Mustafa
    Bu araştırma, 2004 yılında yaşanan deprem sonrasında işletme binalarının oturulamaz duruma geldiği ve yerleşkenin başka bir alana taşınarak yeniden düzenlendiği Erzurum ili Aziziye ilçesi Başçakmak köyünde gerçekleştirilmiştir. Bu amaçla basit şansa bağlı örnekleme yöntemi ile seçilen işletmelerle yüz yüze anket uygulaması yapılmıştır. Kırsal yerleşkelerin oluşturulmasında dikkate alınması gereken etkenler, saha ve kaynak araştırmasından elde edilen veriler ile birlikte değerlendirilmiştir. Çalışmada yenilenen Başçakmak yerleşkesinin gereksinimlere ne ölçüde cevap verdiği konusunda durum analizi yapılmıştır. Yapılan Kullanım Sonrası Değerlendirme (KSD) sonucunda yaşam ve çalışma koşulları, yerleşke içi trafiği ve alt yapı tesislerine ilişkin hedeflerin gerçekleşme oranı sırasıyla %73, 75 ve 75 olarak belirlenmiştir. Yeni yerleşkeye ilişkin estetik unsurların değerlendirildiği hedeflerin (konutlar, yeşil alanlar ve dinlenme alanları) gerçekleşme oranı sırasıyla %15, 31 ve 18 olarak belirlenmiştir. Yerleşkenin işlevi ve ortak katılım hedefleri ise sırasıyla %42 ve 76 olarak gerçekleşmiştir.
  • Item
    Damla sulama ile sulanan bazı yarı bodur elma ağaçlarında gölgelenen alan yüzdesinin belirlenmesi
    (Uludağ Üniversitesi, 2017-03-25) Şimşek, Hüseyin; Petekkaya, İnci
    Gaziosmanpaşa Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü Araştırma ve Uygulama Bahçesi’nde yürütülen bu çalışmada Starkspur Golden Delicious, Starkrimson Delicious, Kaşel, Golden Delicious ve Starking Delicious yarı bodur elma ağaçlarının gölgeleme karakteristikleri belirlenmiştir. Brüt gölge alanlarının belirlenmesinde arazide toprak yüzeyine düşen gölge alanları 20 cm’lik bölümlere ayrılarak ölçülmüş ve her bölümdeki gölge alanı yamuk alanı yöntemine göre hesaplanmıştır. Gölge içi gölgeleme oranı dijital bir fotoğraf makinesi yardımıyla belirlenmiş olup diğer gölgeleme karakteristikleri hesapla bulunmuştur. Araştırma sonuçlarına göre farklı çeşitlerin gölgeleme karakteristikleri, çeşitler arasında değişim gösterdiği gibi aynı çeşitte bitki gelişme dönemi boyunca da değişim gözlenmiştir. Gölgeleme değerleri çeşitler arasında genel olarak büyükten küçüğe doğru şu sırayla olmuştur: Kaşel, Starking Delicios, Golden Delicious, Starkrimson Delicious ve Starkspur Golden Delicious. Gölgeleme oranının değişim göstermesi bitki su tüketiminde ve uygulanacak sulama suyu miktarının belirlenmesinde farklılıklara neden olacaktır. Elma ağaçlarının gölgeleme karakteristikleri, bitki su tüketimi miktarının belirlenmesinde ve sulama yönetiminde gerekli olmaktadır.
  • Item
    Yenilenebilir enerji kaynaklı ısıtma sisteminin Diyarbakır ilinde örnek bir sera uygulaması için tekno-ekonomik analizi
    (Uludağ Üniversitesi, 2017-03-12) Pastakkaya, Bilsay; Uludağ Üniversitesi/Orhangazi Meslek Yüksekokulu Makine Programı
    Örtü altı yetiştiriciliği, geleneksel tarımsal üretim yöntemlerinden daha verimli ve daha yüksek getirileri olan bir üretim yöntemidir, ancak işletim ve ilk yatırım maliyetleri açısından geleneksel yöntemlere göre daha pahalıdır. Isıtma ihtiyacını yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılayan sera uygulamaları, enerji kullanımına bağlı ekonomik ve çevresel sorunların çözümünde büyük faydalar sağlamaktadır. Bu çalışmada, ısıtma ihtiyacı güneş enerjisi destekli toprak/su kaynaklı ısı pompası sistemi ile sağlanan örnek bir sera tasarımının, Diyarbakır ili şartlarına göre ısı kaybı ve yıllık toplam ısıtma enerjisi ihtiyacı belirlenerek, elde edilen sonuçlar, geleneksel ısıtma sistemleri kullanan mevcut sera uygulamaları ile karşılaştırmalı olarak incelenmiştir. Yapılan tekno-ekonomik analizler sonucunda, yenilenebilir enerji kaynaklı ısıtma sistemlerinin, geleneksel ısıtma sistemlerine göre ısıtma ihtiyacına bağlı işletme maliyetleri açısından %68 oranında daha tasarruflu olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca yenilenebilir enerji kaynaklı ısı pompası sistemleri, yaz sezonunda soğutma amaçlı olarak da kullanılabildiğinden, tarımsal üretim veriminin artışı açısından önemli avantajlar sağlamaktadır. Buna göre, örtü altı yetiştiriciliğinde yenilenebilir enerji kullanımına bağlı olarak elde edilen faydaların, tarımsal üretimde enerji kullanımına bağlı sorunların çözümünde önemli alternatif çözümler sunacağı düşünülmektedir.
  • Item
    A sınıfı buharlaşma kabından olan anlık buharlaşma miktarının ultrasonik derinlik ölçer ile belirlenmesi
    (Uludağ Üniversitesi, 2017-02-15) Sezer, Çağlar Özkan; Öztekin, Tekin; Cömert, Mehmet Murat
    A sınıfı buharlaşma kabından olan buharlaşma miktarının ölçümünün; nitelikli ölçüm personeli gerektirmesi ve elle ölçülmesi nedeniyle fazla zaman almakta bu sebeplerle de ölçüm hassasiyetinin düşük olmasına neden olmaktadır. Bu çalışmada; bir kıyas düzlemi seviyesinden dik olarak su yüzeyine olan mesafe (derinlik) ultrasonik sensör vasıtasıyla (ses dalgası ile) belirlenerek, ölçülen mesafe mikrometreli derinlik ölçerden okunan değerle karşılaştırılmıştır. Ultrasonik sensör ve mikrometreli derinlik ölçerle okunan değerler Gaziosmanpaşa Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Biyosistem Mühendisliği Bölümü, Sulama ve Drenaj Laboratuvarı’nda test edilmiştir. Sonuçta, 3.5 cm’ye kadar olan buharlaşmada regresyon katsayısı R2 = 0.94 ve 4.2 cm’ye kadar olan buharlaşmada ise R2 = 0.71 olan doğrusal bir ilişki bulunmuştur. Cihazı daha yüksek derinliklerde kullanabilmek için daha hassas bir sensör, cihazın ses dalgası yolladığı metal borunun içine su yüzeyinde yüzebilen düz bir şamandıra, söz konusu borunun buharlaşmayı minimum etkilemesi için çapının mümkün mertebe küçültülmesi ve cihazın her türlü veri kaydediciye bağlanabilmesi gibi konular ultrasonik sensörün geliştirilmesi ve uygulamaya geçirilmesi açısından önerilmiştir.