2010 Cilt 23 Sayı 2
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/12291
Browse
collection.page.browse.recent.head
Item Çoksesli bir müzik parçasını seslendirmek için solisti kendi sesiyle gerçek zamanda çokseslendiren bir algoritmik kompozisyon yöntemi ve örnek bir uygulama(Uludağ Üniversitesi, 2010-08-01) Bora, UzayBu çalışmada, çoksesli bir parçanın icrasını, bir solistin sesini bilgisayar yardımıyla gerçek zamanda kendisiyle çokseslendirerek organize etmek için tasarlanan bir yöntem sunulmuş ve bu yöntemin Max programlama ortamında uygulanmasıyla oluşturulan örnek bir algoritmik kompozisyon tanıtılmıştır. Çalışma, bilgisayar teknolojisi desteğiyle müzik performansı için yeni olanaklar sunabilecek bir tasarım örneği oluşturmayı amaçlamaktadır. Yöntemin açıklanmasının ardından, programı tamamlayıcı beste ve uygulanışı özetle tanıtılmış, sonuçlar verilmiş ve gelecek çalışmalar için önerilere yer verilmiştir.Item Suzuki Yetenek Eğitimi ve Bartok Mikrokosmos Yöntemleriyle Özengen Piyano Eğitiminde yoğunlaşma becerisi(Uludağ Üniversitesi, 2010-08-01) Özçelik, Ömür ArdaMüzik eğitiminde çalgı eğitimi genel mesleki ve özengen (amatör) amaçlara yönelik düzenlenmektedir. Araştırmada özengen öğrencilerle yoğunlaşma (konsantrasyon) becerisi, Suzuki “Yetenek Eğitimi” ve Bartok “Mikrokosmos” piyano eğitimi yöntemleriyle çalışılmıştır. Böylece yoğunlaşma becerisinin geliştirilmesinde bu yöntemlerin kullanılması bakımından, piyano eğitimine katkı sağlamak amaçlanmıştır. Çalışma yarı deneysel, eşitlenmemiş kontrol gruplu desendir. Yoğunlaşma hedefleri, bu iki piyano eğitimi yöntemi ile ilköğretim 4. sınıf özengen öğrencilerinden oluşturulan iki çalışma grubuna uygulanmıştır. Araştırmanın aşamaları ön test, eğitim, son test ve değerlendirmedir. Ön testler ile son testlerin video kayıtları, farklı kıdemlerde üç uzman gözlemci tarafından değerlendirilmiştir. Verilerin analizinde betimsel istatistikler, güvenirlik katsayısı, eşleştirilmiş ve bağımsız gruplar t testleri, non parametrik ki kare, Wilcoxon ve Mann Whitney U istatistiklerinden yararlanılmıştır. Bulgular Suzuki ve Mikrokosmos yöntemleriyle eğitim alan öğrencilerin ve gruplara ayırmadan tüm öğrencilerin ön-son testlerinde anlamlı bir fark olduğu yönündedir.Sonuçlar, Suzuki ve Mikrokosmos yöntemleriyle piyano eğitimi alan çalışma grubunun yoğunlaşma becerilerinin geliştiğini göstermektedir.Item Özel amaçlı yabancı dil öğretim programında izlence: Önemi, içeriği ve etkinliği.(Uludağ Üniversitesi, 2010-08-01) Altmışdört, GoncaÇalışmanın amacı, Özel Amaçlı Yabancı Dil Öğretim programında başarılı bir öğretimin gerçekleşmesi için etkin bir izlencenin nasıl olması gerektiğinin araştırılmasıdır. Betimleme ve derleme yoluyla elde edilen bilgiler ışığında, ilk olarak öğretim programlarında izlencenin yeri ve önemi üzerinde durulmuştur. İzleyen bölümlerde ise Özel Amaçlı Yabancı Dil Öğretim Programı açıklanarak bu programda yer alan izlencenin tüm boyutları incelenmiştir. Makalede, izlencenin öğrenci, öğretmen, malzeme, ders süreci, ölçme-değerlendirme alanları ele alınarak hedefleri karşılamada ve başarıya ulaşmada etkin bir izlencede bulunması gereken noktalar tespit edilmiştir. Makalenin sonunda bir Özel Amaçlı Yabancı Dil Programında izlencenin hazırlık ve uygulama aşamasında dikkat edilmesi gereken önemli noktalar vurgulanarak etkin bir öğretim süreci için izlence ile ilgili önerilerde bulunulmuştur.Item Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi (BÖTE) Bölümü öğretmen adaylarının biyoloji konularında hazırladıkları projelerin Proje Tabanlı Öğrenme Yaklaşımları açısından değerlendirilmesi: Bursa İli örneği(Uludağ Üniversitesi, 2010-08-01) Özer, Dilek Zeren; Özkan, Muhlis; Eğitim Fakültesi; İlköğretim BölümüBu çalışmada, Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi (BÖTE) Bölümü öğretmen adaylarının Biyoloji Laboratuvarı kapsamında seçtikleri biyoloji konularını, proje tabanlı öğrenme yaklaşımıyla öğrenmelerinin akademik başarılarına etkisi belirlenmiştir. Ayrıca adayların proje oluşturma süreci, proje ürünleri ve bilimsel süreç becerileri değerlendirilmeye çalışılmıştır. Araştırmada tarama ve deneme öncesi modeli birlikte kullanılmış ve öğretmen Adayı Kişisel Bilgi Formu, Biyoloji Başarı Testi, Proje Önerisi Değerlendirme Anketi ile Proje Sunumu Gözlem Çizelgesi olmak üzere dört farklı ölçme aracı kullanılmıştır. Toplanan verilerin analizinde, kolmogorov-smirnov testi, bağımlı gruplarda t-testi, tek yönlü anova testi ve tukey testi kullanılmış ve aritmetik ortalama ( ), standart sapma (s.s), frekans (f), yüzde (%) değerleri hesaplanmıştır. Sonuç olarak; öğretmen adaylarının, biyoloji konularını proje tabanlı öğrenme yöntemi ile öğrenmelerinin akademik başarılarına etkisi olduğu; ancak yüksek düzeyde biyoloji bilgisine sahip grupların proje tabanlı öğrenme yaklaşımını yeterince benimsemediği, orta düzeyde biyoloji bilgisine sahip grupların bu yaklaşımı daha çok benimsedikleri sonucuna ulaşılmıştır.Item İlköğretim ikinci kademe öğrencilerinde sosyal duygusal öğrenme becerilerinin zorbalığı yordama gücü(Uludağ Üniversitesi, 2010-08-01) Totan, Tarık; Kabakçı, Ömer FarukZorbalık günümüz okullarının en büyük sorunlarından biridir. Bu sorun öğrencilerin akademik gelişimlerini olumsuz etkilediği gibi sosyal ve duygusal gelişimlerini de olumsuz yönde etkilemektedir. Bu araştırmanın amacı araştırma katılımcılarında zorbalığın yaygınlığını, zorbalığın cinsiyet ve sınıf düzeyine göre farklılaşma oranını, araştırmadaki zorbalığa dâhil olma oranını daha önceki bir araştırmaya göre farklılaşma olasılığını, ilköğretim ikinci kademedeki öğrencilerde zorbalığa dâhil olmayla zorbalığa katılmamayı sosyal ve duygusal öğrenme (SDÖ) becerilerinin alt boyutları olan iletişim becerileri, problem çözme becerileri, stresle başa çıkma becerileri ve kendilik değerini arttıran becerilerin ne düzeyde yordadığını incelemektir. Araştırmanın katılımcılarını 2008-2009 öğretim yılı güz döneminde İzmir ili Buca ve Konak ilçelerinde altı farklı ilköğretim okulunun ikinci kademesine devam eden %50,50’si kız (n= 276) %49,50’si erkek (n= 271) toplam 547 öğrenci oluşturmuştur. Araştırmada Olweus’un Zorba/Kurban Anketi (Solberg ve Olweus, 2003), Kabakçı (2006) tarafından geliştirilen Sosyal ve Duygusal Öğrenme Becerileri Ölçeği ve kişisel bilgi formu kullanılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre erkeklerin kızlara oranla daha yüksek oranda zorba/kurban olma eğiliminde oldukları, zorbalık statülerinin sınıf düzeyi arttıkça zorba olmanın artma eğilimi gösterdiği bulunurken problem çözme becerilerinin ve kendilik değerini artıran becerilerin zorbalığa katılmamada pozitif yönde etkili değişkenler oldukları bulunmuştur.Item Kaynaştırma sınıflarında işbirlikli öğrenme yöntemi ile müzik dersleri(Uludağ Üniversitesi, 2010-08-01) Güven, Elif; Tufan, EnverMüzik dersi özel gereksinimli ve normal öğrencilerin birbirleriyle yoğun olarak etkileşim içerisinde oldukları, kendilerini hem bireysel, hem de toplu olarak ifade edebildikleri bir derstir. Özel gereksinimli öğrencilerin müzik alanında kendilerini ifade edebilmeleri için verilecek eğitimin bireysel öğrenme hızına göre planlanması ve sınıf içerisinde bir takım öğretimsel uyarlamaların yapılması gerekmektedir. Öğretim yöntemlerinde yapılabilecek uyarlamalardan biri de sınıftaki tüm öğrencilerin akademik ve sosyal gelişimlerini geliştirmeyi hedefleyen işbirlikli öğrenme yöntemidir. Bu çalışmada Balıkesir’de bir ilköğretim okulunun sekizinci sınıfında işbirlikli öğrenme yöntemi ile işlenen müzik dersleri incelenmiştir. İşbirlikli öğrenme etkinliklerinin hem normal öğrenciler, hem de özel gereksinimli öğrencilerin ders başarıları ve müzik dersine yönelik tutumları üzerindeki etkileri belirlenmeye çalışılmış, öğrencilerin derse yönelik ilgi ve katılımları sınıf içi gözlemlere ve öğretmen görüşlerine dayanılarak yorumlanmıştır. Araştırma sonuçlarına göre, çalışma grubundaki tüm öğrencilerin müzik dersi başarılarında ve müziğe yönelik tutumlarında artış olduğu belirlenmiştir. Bu sonuç, uygulama sırasında yapılan kamera çekimlerinin incelenmesi ve ders öğretmeni ile yapılan görüşmeler ile desteklenmektedir.Item Sınıf öğretmeni adaylarının matematik öğretimi yeterlik inançları(Uludağ Üniversitesi, 2010-08-01) Hacıömeroğlu, Güney; Taşkın, Çiğdem ŞahinÖğretmen yeterlik inancı, öğretmenlerin öğrenci performansını etkilemeye yönelik becerilerine ilişkin inançları olarak tanımlanmaktadır. Birçok araştırmacı öğretmen inancı ile alan bilgisinin öğretmen yetiştirmede önemli bir yer tutmasına rağmen öğretmen adayı yetiştirme üzerine odaklanan araştırmaların bu konuyu yeterince ele almadığını vurgulamaktadır (Enochs, Smith and Huinker, 2000). Bu sebeple, araştırmada Enochs ve ark. (2000) tarafından geliştirilen Matematik Öğretimi Yeterlik İnanç Ölçeği’ni Türkçe’ye uyarlamak ve sınıf öğretmeni adaylarının matematik öğretimine ilişkin yeterlik inançlarını belirlemek amaçlanmıştır. Ölçeğin uyarlanmış halinin 17 maddeden oluştuğu ve ölçeği oluşturan faktörlerin dağılımının özgün halinden farklı olduğu görülmektedir. Ölçeğin Cronbach alfa iç tutarlık katsayısı 0,712 ve Pearson korelasyon katsayısı ise (r= 0,714 ve p=0,001) olarak belirlenmiştir. DFA ve AFA sonuçları ölçeğin geçerli ve güvenilir bir araç olduğunu göstermektedir. Adayların ölçeğe yönelik görüşlerinin cinsiyetlerine, öğrenim düzeyi ve başarı notuna göre farklılaşmadığı; ancak, ‘Etkili Öğretimde Öğretmenin Rolü’ faktörünün kız öğretmen adaylarının lehine farklılaştığı görülmektedir.Item Öğretmenlerin öğrencilerine verdikleri dönütlerin tiplerinin ve niteliklerinin incelenmesi(Uludağ Üniversitesi, 2010-08-01) Çimer, Sabiha Odabaşı; Bütüner, Suphi Önder; Yiğit, NevzatÇalışmanın amacı öğretmenlerin öğrencilerine verdikleri sözlü ve yazılı dönütlerin tiplerini belirlemek ve niteliklerini incelemektir. Bu amaçla, bir ilköğretim okulunda 3 sınıf öğretmeni ile yürütülmüş olan çalışmanın verileri özel durum yöntemi kapsamında gözlem ve doküman incelemesi teknikleri kullanılarak toplanmıştır. Sözel dönütlerin belirlenmesi amacıyla her bir öğretmenin matematik dersinde gözlemler yapılmıştır. Yazılı dönütler için ise, öğrencilerin matematik defterleri incelenmiştir. Veriler, Tunstall ve Gipps’in (1996) dönüt sınıflandırması kullanılarak analiz edilmiştir. Araştırmanın bulguları öğretmenlerin değerlendirici dönütü daha fazla kullandıklarını, betimleyici dönütleri ise etkili şekilde kullanmadıklarını göstermiştir. Bu durumun en önemli nedenleri olarak, öğretmenlerin konu ile ilgili olarak yeterince eğitim almamış olmaları ve öğrencilerinden beklentilerinin düşük olması gösterilebilir. Çalışmanın sonunda, öğretmenlerin dönüt kullanımı ile ilgili bilgi, beceri ve farkındalığını artırıcı tedbirlerin alınması yönünde önerilerde bulunulmuşturItem Okul öncesinde müzik aracılığı ile yabancı dil öğretimi(Uludağ Üniversitesi, 2010-08-01) Modiri, Işıl GüneşBu çalışmada, 5 yaş grubu çocuklarda müzik aracılığı ile yabancı dil öğrenmeyi test etmek amacıyla çalışma grubuna birbirine denk ve eşit sayıda iki farklı ana okuldan random olarak seçilen öğrencilerden bir deney ve bir kontrol grubu alınmıştır (n=15+15). Deney grubuna, yabancı sözcükler ve cümlelerden oluşan ve araştırmacı tarafından hazırlanan çocuk şarkıları ile aktif katılımlı öğrenme yaşantıları düzenlenirken, kontrol grubuna geleneksel öğretim yöntemi uygulanmıştır. Araştırma sonunda araştırmacı tarafından geliştirilen gözlem ve değerlendirme formu aracılığı ile veriler toplanmış ve ulaşılan veriler üzerinde istatistiksel analizler yapılmıştır. Araştırmanın sonucunda müzik aracılığı ile eğitim verilen çalışma grubunun, diğer gruba göre üstün başarı sağladığı ve iki grup puanları arasındaki farklılığın p<0,00 düzeyinde anlamlı olduğu anlaşılmıştır.Item Okullarda başarı ve başarısızlık olgusu: Tipik öğrenci davranışları yönüyle bir durum araştırması(Uludağ Üniversitesi, 2010-08-01) Taşdemir, Mehmet; Taşdemir, AdemÖğrenenin, öğrenme ortamında olumsuz davranışlarda bulunması hem kendisinin hem de başkalarının öğrenmesini olumsuz etkilemekte, öğrenme ortamında olumlu sosyal etkileşimi engellemektedir. Bu da istendik davranış oluşturma sürecinde öğretim sürecini etkileyen önemli dışsal değişkenlerden biri olarak ortaya çıkmaktadır. Bu anlamda, öğrencilerin olumlu-olumsuz davranışları belirlenerek başarısızlık olgusunun tanımlanması ve bağlı olduğu kaynaklarının saptanması önemli yer tutmaktadır. Bu araştırmada bilişsel olarak başarı durumu en yüksek ve en düşük olarak tanımlanan öğrencilerin davranış türleri 9 boyutta saptanmaya çalışılmıştır. Bu anlamda çalışma, nitel bir durum saptaması olup olgubilim çalışmasıdır. Çalışma grubunun oluşturulmasında aykırı durum örneklemesi kullanılmış ve sınıflarda başarılı ve başarısız olarak nitelendirilen öğrenciler amaçsal olarak oluşturulmuştur. Verilerin elde edilmesinde yarı yapılandırılmış gözlem formu (YYGF) kullanılmış ve araştırmacılar sürece tam katılımcı olarak katılmışlardır. Elde edilen nitel verilerin çözümlenmesinde içerik analizi türlerinden kategorik analiz kullanılmıştır. Araştırma sonucunda, başarısız olarak nitelendirilen öğrencilerin birçok olumsuz davranışı, örtük ve açık olarak gruplandırılmıştır.Item Akademik mezuniyet ortalama puanı ile KPSS başarı puanı arasındaki ilişki(Uludağ Üniversitesi, 2010-08-01) Kablan, ZeynelBu çalışmada, öğretmen adaylarının akademik mezuniyet ortalama puanı ile KPSS puanı arasındaki ilişki derecesi araştırılmıştır. Araştırma ilişkisel tarama modeline dayalı olarak yürütülmüş ve araştırmada 2008-2009 akademik yılında Kocaeli Üniversitesinden mezun olan 330 öğretmen adayının akademik ortalama ve KPSS puanları kullanılmıştır. Akademik ortalama ile KPSS başarısı arasında yapılan değişik analizler sonucunda hem zayıf ve hem de güçlü ilişkiler belirlenmiştir. Genel anlamda üniversite mezuniyet ortalamaları ile Eğitim Bilimleri başarısı arasında ilişkinin yüksek, diğer taraftan Genel Yetenek ve Genel Kültür başarısı arasında ilişkinin zayıf olduğu söylenebilir. Ayrıca araştırmada akademik ortalamanın, KPSS puanına ilişkin toplam varyansın %10’unu açıklarken, ilgili analizler her bir bölüm için ayrı ayrı yapıldığında değerlerin %21 ile %12 arasında değiştiği belirlenmiştir. Araştırmada elde edilen sonuçların, Eğitim Fakültesinde okutulan öğretim programlarına ve KPSS’in iyileştirilmesini amaç edinen çalışmalara katkı sağlaması umut edilmektedir.Item Üniversite öğrencilerinin genel erteleme, karar vermeyi erteleme ve akademik erteleme düzeylerinin sürekli kaygı açısından incelenmesi(Uludağ Üniversitesi, 2010-08-01) Ekşi, Halil; Dilmaç, BülentBu araştırmanın amacı, üniversite öğrencilerinin genel erteleme, karar vermeyi erteleme, akademik erteleme düzeylerinin sürekli kaygı açısından incelenmesi ve üniversite öğrencilerinin sürekli kaygılarının, genel erteleme, karar vermeyi erteleme, akademik ertelemelerin, cinsiyet, yaş, öğrenim gördüğü bölüm, mezun olduğu lise türü, anne ve babanın eğitim durumu, anne ve babanın mesleğine göre anlamlı düzeyde farklılaşıp farklılaşmadığını saptamaktır. Araştırmanın çalışma grubu 95’i erkek ve 193 kadın olmak üzere toplam 288 üniversite öğrencisinden oluşmaktadır. Araştırma verileri sürekli kaygı envanteri, genel erteleme, karar vermeyi erteleme, akademik erteleme ölçeği ve kişisel bilgi formu kullanılarak toplanmıştır. Araştırma sonucunda sürekli kaygının genel erteleme, karar vermeyi erteleme ve akademik ertelemeyi anlamlı düzeyde yordadığı görülmektedir (p<0,01). Öğrencilerin karar vermeyi erteleme düzeyleri, yaş değişkeni açısından anlamlı düzeyde farklılaşmaktadır. Genel erteleme ve akademik erteleme düzeylerinin sınıf değişkeni açısından anlamlı düzeyde farklılaştığı görülmüştür. Genel erteleme ve akademik erteleme düzeylerinin öğrencilerin öğrenim görmüş oldukları bölüm türüne göre anlamlı düzeyde farklılaştığı saptanmıştır. Karar vermeyi erteleme ve sürekli kaygı puanları ile aile geliri arasında anlamlı bir farklılık bulunmuştur. Akademik, erteleme, genel erteleme, karar vermeyi erteleme ve sürekli kaygı puan ortalamalarının anne ve baba mesleği arasında anlamlı farklılaşma bulunmamıştır.Item Öğretmen ve öğrencilerin gösterdikleri davranışların kaliteli eğitim açısından değerlendirilmesi (Denetçi görüşleri)(Uludağ Üniversitesi, 2010-08-01) Gökçe, Feyyat; Eğitim Fakültesi; Eğitim Bilimleri BölümüKaliteli eğitim, kaliteli yaşam için gereksinim duyulan bilgi ve becerilerin kazanılmasında etkili bir araçtır. Kaliteli eğitimde öğrenme-öğretme sürecinde gösterilen davranışlar büyük önem taşır. Bu araştırma, ilköğretim okullarında öğrenci ve öğretmen davranışlarının kaliteli eğitime olan etkisini ortaya koymak amacıyla gerçekleştirilmiştir. Bu amaç için İstanbul ve Ankara illerinde görevli 334 ilköğretim denetçisinin görüşlerine başvurulmuştur. Araştırmada 1993’te İngiltere Eğitim Standartları Bürosu (OFSTED) tarafından geliştirilen “Kaliteli Öğrenme ve Kaliteli Öğretme” ölçeği kullanılmıştır. Araştırmanın sonucuna göre, denetçiler kaliteli eğitim için öğretmen ve öğrencilerin öğrenme çabalarını yeterli bulmamaktadırlar. Araştırmaya katılan denetçilerin görüşlerinin görev yerlerine göre değişmediği bulgusuna ulaşılmıştır. Bu sonuçlara göre, araştırmanın yapıldığı okullardaki öğretmen ve öğrencilerin çabalarının kaliteli bir eğitim için yeterli olmadığı şeklinde bir değerlendirmeye gidilebilir. Buradan hareketle öğrenme ve öğretme sürecini bir bütün olarak gören ve buna göre ortak çaba gösteren öğrenci, öğretmen, denetçi ve yöneticilerden oluşturulmuş bir eğitim ortamına gereksinim duyulduğu söylenebilir.Item Uludağ Üniversitesi öğrencilerinin spor yapma ve beslenme alışkanlıklarının incelenmesi(Uludağ Üniversitesi, 2010-08-01) Korkmaz, Nimet Haşıl; Beden Eğitimi ve Spor BölümüBu araştırma Uludağ Üniversitesi öğrencilerinin spor yapma alışkanlıkları ile beslenme alışkanlıklarını ortaya koymak amacıyla yapılmıştır. Araştırmanın örneklemini çeşitli fakültelerde okuyan basit tesadüfi yöntem yoluyla seçilen 500 öğrenci oluşturmaktadır. İstatistiksel analizlerle, SSPS paket programında, ortalamalar ve standart sapmaları belirlenmiştir. Araştırmaya katılan öğrencilerin ortalama yaşları 20-22, boyları 165-174 cm., kiloları 60-65 kg. olarak belirlenmiştir. Öğrencilerin, üniversite öncesi %69,5’i spor yaparken bu oran üniversite yıllarında %43,7’ye düşmektedir. Düzenli olarak yemek yeme alışkanlığı genel performans açısından önemlidir. Özellikle kahvaltı etme alışkanlıkları incelendiğinde %46,9’u kahvaltı ederken %28’i bazen diğerleri ise hiç kahvaltı etmemektedir. Aylık ortalama harcamalarının 200 - 250 TL olan öğrencilerin %46,7’si 100 - 150 TL beslenme için harcarken bu oran %36,5 öğrenci için 100 TL nin altında kalmaktadır. Çalışmada öğrencilerin ailelerinin gelir durumları ile beslenme ve spor için ayırdıkları maddi kaynaklar sorgulanmıştır. Ayrıca beslenme alışkanlıkları ve sıvı tüketimleri spor yapma sıklıkları ve yaptıkları spor arasındaki ilişkiler analiz edilmiştir.Item Beliren yetişkinlikte romantik yakınlığı başlatma ve başa çıkma(Uludağ Üniversitesi, 2010-08-01) Eryılmaz, Ali; Ercan, LeylaBu çalışmanın amacı, beliren yetişkinlikte romantik yakınlığı başlatma ve başa çıkma arasındaki ilişkilerin incelenmesidir. Bu araştırmada ayrıca, başa çıkma yöntemlerini kullanmanın ilişki başlatma niceliği ile ilişkili olup olmadığı da incelenmiştir. Çalışmada 19-25 yaşları arasında 148 kadın ve 108 erkek toplam 256 beliren yetişkin yer almıştır. Bu araştırmada, Romantik Yakınlığı Başlatmanın Belirleyicileri Ölçeği ve Stresle Başa Çıkma Ölçeği kullanılmıştır. Romantik yakınlığı başlatma ile başa çıkma arasındaki ilişkiler basit regresyon analizi tekniği ile incelenmiştir. Ayrıca, başa çıkma yöntemlerini kullanmanın ilişki başlatma niceliği ile ilişkili olup olmadığı tek yönlü varyans analizi yöntemiyle ele alınmıştır. Araştırmada, problem odaklı başa çıkma ve sosyal destek aramanın romantik yakınlığı başlatma ile anlamlı ve önemli düzeyde ilişkili olduğu bulunmuştur. Romantik ilişki sayısının artmasına bağlı olarak bireylerin, işlevsel başa çıkma yöntemlerini kullandıkları sonucuna varılmıştır