1993 Cilt 20 Sayı 2
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/22057
Browse
collection.page.browse.recent.head
Item Enflamasyon tanısında gallium-67 sintigrafisi(Uludağ Üniversitesi, 1993-05-05) Alper, Eray; Tıp Fakültesi; Nükleer Tıp Ana Bilim DalıGa-67 enfeksiyon hastalıklarında işaretli lökositlerin etkinliğine sahip olmayan, tümör görüntüleme alanında ise yerini tamamen işaretli antikorlara bırakması muhtemel, ancak hem enflamatuar hem de malign hastalıkların görüntülenmesinde önemli bir boşluğu dolduran bir radyofarmasötikler. Enflamatuar hastalıklarda en çok kronik enflamatuar lezyonların belirlenmesinde, peritonit ve selülit gibi sınırlanmamış olaylarda ve akut osteomyelit gibi, diğer görüntüleme yöntemleri ile bazen kaçıran akut lezyon ile ortaya çıkarmada kullanılır. Fırsatçı enfeksiyonların belirlenmesi ve yavaş seyirli enflamatuar hadiselerin evrelendirilmesinde de önemli bir yeri vardır.Item Medikal prezentasyon(Uludağ Üniversitesi, 1993-04-29) İrgil, Ceyhun; Tıp Fakültesi; Genel Cerrahi Ana Bilim DalıBilgi ağının giderek genişlemesi, detayların artması, bilginin anlaşılır ve yararlanılacak formda anlatılmasını her geçen gün daha da karmaşık kılmaktadır . Anlatıcı vermesi gereken bilgiyi optimal zaman içinde, yeterince anlaşılır ve gerektiği kadar vermelidir. Oysa anlatıcıyı kuşatan zaman sınırı ve detaylar içinde kaybolma tehlikesi, sununun anlaşılabilirliğini ve yararını tehlikeye sokar. Anlatıcı genellikle kısa zaman dilimi içinde çok bilgi aldırabilme kaygısına düşer. Oysa anlatıcının, dinleyicilerin dikkatini uygun seviyede tutabiirnek ve sununun anlaşılabilmesi için gerekli "estetik kaygı" dışında kaygısı olmamalıdır. Anlatıcı sunumu sırasında kişisel tercih ve insiyatifi ile değiştirarneyeceği standart kurallara uymak zorundadır. Sunu sırasında kullanılan slayt vb. araçlar anlatıcı için değil, dinleyiciler içindir. Bu nedenle slayt seçiminde ve kullanımında bu gerçek her zaman dikkate alınmalıdır. Dünyadaki bilimsel ve teknolojik ilerlemeleri izlemek için yeterli bilgi ağına ulaşmak zorunludur. 21 . yüzyılın kuşkusuz en büyük gücü olacak bilgiye ulaşmak için kişisel çabalarımızın yanısıra, bu bilgileri aktaran ve sunan kişilerin de "bilgi aktarma yolları" önem kazanmaktadır. Gerçekçi bir yaklaşım ile bilgi, üründür. Alıcılarının ondan yararlanması ve kolay ulaşması için iyi pazarlanmalıdır. Sahip olduğunuz bilgiyi veya verilerinizi sunarken odyo-vizüel araçları en iyi şekilde kullanmalısınız. Günümüzde dinleyiciler bilgiyi az, öz ve kolay algılanabilir formda talep etmektedir.Item Multiple gated radyonüklid anjiokardiografi (MUGA) ve klinik kullanım alanları(Uludağ Üniversitesi, 1993-04-29) Alper, Eray; Tıp Fakültesi; Nükleer Tıp Ana Bilim DalıEminn ve noninvaziv olan kardiyak nükleer görüntüleme yöntemleri iki sınıfla toplanabilir: 1- Myokard perfüzyon, viabilite veya akut nekroz çalışmaları, 2- Kardiyak fonksiyon veya performans çalışmaları. Birinci grubun en önemli örneği miyokard perfüzyon sintigrafisi (MPS), ikinci grubunki ise MUGA çalışmalarıdır. MUGAda miyokard direkt görüntülenmeden kalp odacıklarındaki kan hareketlerinin değişiklikleri gözlenerek, fonksiyon konusunda bilgiler elde edilir.Item İki sekonder malignite olgusu radyasyona bağlı akut lösemi olgusu ile alkilleyici ajan kullanımına bağlı non-hodgkin lenfoma olgusu(Uludağ Üniversitesi, 1992-11-16) Manavoğlu, Osman; Tunalı, Ahmet; Sakar, Mehmet; Özkalemkaş, Fahir; Ali, Rıdvan; Tıp Fakültesi; İç Hastalıları Ana Bilim Dalı; Hematoloji Bilim DalıSekonder malignite kanser tedavisinde kullanılan iyonize radyasyon ve kemoterapötik ilaçlara bağlı olarak nadir görülen fakat önemli bir yan etkidir. Bu çalışmada radyasyona bağlı olarak gelişmiş akut lösemili bir olgu ile alkilleyici ajan kullanımına bağlı olarak gelişmiş Non-Hodgkin lenfomalı bir olguyu takdim etmeyi ve konuyla ilgili literatür verilerini gözden geçirmeyi amaç edindik.Item Edinsel faktör VIII ve IX inhibitörlerine bağlı kanama diyatezi ile kendini belli eden bir SLE olgusu(Uludağ Üniversitesi, 1993-09-22) Tunalı, Ahmet; Manavoğlu, Osman; Yavuz, Mahmut; Ali, Rıdvan; Özkalemkaş, Fahir; Tıp Fakültesi; İç Hastalıları Ana Bilim Dalı; Hematoloji Bilim DalıBu çalışmada, kliniğimize Faktör VIII ve Faktör IX'a karşı inhibitölere bağlı durdurulamayan burun kanaması ile başvuran ve yapılan incelemeler sonunda SLE tanısı konan bir hasta takdim edilerek ilgili literatür gözden geçirilmiştir.Item Cementoblastoma: Bir olgu(Uludağ Üniversitesi, 1993-11-03) Güney, Hakan; Kahveci, Ramazan; Şafak, Erhan; Özcan, Mesut; Tıp Fakültesi; Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Ana Bilim DalıCementoblastoma nadir rastlanılan benign bir odontojenik tümördür. Genellikle mandibulada lokalize, yüzde asimetrik görünüme yol açan bir şişlik ile karşımıza çıkar. Radyografik görünümü tanısal değer taşır. Tedavisi ilgili diş ile birlikte tümör enükleasyonudur.Item lnferior lateral thigh flap(Uludağ Üniversitesi, 1993-05-05) Kahveci, Ramazan; Güney, Hakan; Şafak, Erhan; Akın, Selçuk; Özcan, Mesut; Tıp Fakültesi; Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Ana Bilim DalıKrural defektlerin onarımında fasiokütan fleplerin popiilarilesi günden güne artmaktadır. "İnferior lateral thigh flep"; çapraz bacak "cross leg", fokal ada veya serbest flep olarak kruris defektlerinde kullanalabilecek fasiokütan fleplere iyi bir örnektir. İnferior lateral thigh flep" aterosklerotik vasküler yapıya sahip ve her iki bacakta dolaşım problemi olan bir sağ krural açık fraktürlü olguda kullanıldı ve tatminkar sonuç alındı.Item Lipom'da liposuction uygulaması(Uludağ Üniversitesi, 1993-04-21) Özcan, Mesut; Akın, Selçuk; Güney, Hakan; Şafak, Erhan; Tıp Fakültesi; Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Ana Bilim DalıKozmetik cerrahide kullanım dışında "liposuction" cerrahisinin eksizyonel cerrahiye mükemmel bir alternatif olmaya başladığı giderek artan sayıda hastalık vardır. Lipomların cerrahide ekstirpasyonu sonrası ortaya çıkan; uzun postoperatif iyileşme dönemi, yara ayrılması, kötü skar gibi olumsuzlukların önüne geçmek için liposuction uygulanması önerilmektedir. Kliniğimizde vücudunun değişik yerlerinde multiple lipom bulunan üç olguya liposuction uygulanmış, sonuçlar yeterli bulunarak literatür verilerinin ışığı altında incelenmiştir.Item Gama globulin fraksiyonunun radyal immundifüzyon ve elektroforez ile değerlendirilmesi(Uludağ Üniversitesi, 1993-06-07) Tuncel, Pınar; Müftüoğlu, Ayçe; Tıp Fakültesi; Merkez LaboratuvarıÇalışmamızda serum proteinlerinde gama globulin bölgesine göç eden immunglobulinlerin elektroforez ve radyal immünodifüzyon yöntemleri ile ölçüldükleri de aynı değerleri verip vermediğini ve aralarındaki ilişkiyi araştırdık. Bunun için 45 hasta serumunda selüloz asetat elektroforezi ve radyal immünodifüzyon çalıştık. Elektroforez ile elde ettiğimiz gama globulin değerlerini radyal immünodifüzyon ile elde ettiğimiz IgA, IgG ve IgM konsantrasyonlarının toplamı ile karşılaştırdık. Elektroforez ile elde ettiğimiz sonuçlar radyal immunodifüzyon ile elde ettiğimiz immunglobulinlerin toplamına göre 42 hastada (% 93) daha düşüktü. Sonuçları student t testine göre değerlendirdiğimizde aralarında istatiksel olarak anlamlı bir fark olduğunu saptadık (p < 0.01).Item İntraoperatif % 0.9 NaCl, povidon iodin ve sefazolin irrigasyonlarının intraperitoneal adezyon oluşumuna etkisi(Uludağ Üniversitesi, 1993-04-28) Kimya, Yalçın; Ozan, Hakan; Demir, Ufuk; Çolak, Zafer; Esmer, Ahmet; Tıp Fakültesi; Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim DalıLaparatomi sırasında enfeksiyon riskini azaltmak amacıyla yapılan intraoperatif lavajların postoperatif dönemde adezyon oluşumuna yol açabileceği düşüncesi, oluşabilecek infertilite sorunu açısından jinekolojide önemli bir yer tutar. Çalışmamızda preoperatif dönemde 0.1 mg sultamisilin ile enfeksiyon profilaksisi uygulanan sıçanlara genel anestezi altında laparatomi uygulanmış ve bikornuat uterus demonstre edilerek sağ kornu mekanik travmarize edilmiştir. Birinci gruptaki (n= 20) sıçanların periton boşluğuna herhangi bir uygulamada bulunulmamış, ikinci (n= 22), üçüncü (n= 18) ve dördüncü (n= 14) gruptaki sıçanların periton boşlukları ise sırasıyla 37 C'de 10 ml % 0.9 NaCl, povidon iodinin % 0.9 NaCl içinde % 2'1ik ve sefazolinin % 0.9 NaCl içinde % 200 lük solüsyonu ile irrige edilmiş ve batın kapatılmıştır. Postoperalif 14. günde dekapitasyonu takibe laparatomi tekrarlanarak traperilon al adezyon skorlaması yapılmıştır. Her üç ajan arasında lavaj sonrası postoperatif adezyon oluşumu açısından anlamlı bir fark bulunmamış ve enfeksiyona meyilli olgularda söz konusu ajanlar ile batın içi irrigasyonun yararlı olacağı sonucuna varılmıştır.Item Pyrimethamine'in (daraprim) lenfosit kültürlerinde insan kromozomlarının spiral oluşumu üzerine etkisi(Uludağ Üniversitesi, 1993-05-05) Egeli, Ünal; Ediz, Bülent; Tıp Fakültesi; Tıbbi Biyoloji Ana Bilim DalıBu çalışmada toxoplasmosis ve malaria tedavisinde kullanılan ve bir folik asit antagonisti olan pyrinıetlıamine'in (Daraprim) insan kromozomlarının spiralizasyon oluşumuna etkisi araştırıldı. Bu amaçla 17 sağlıklı kişinin periferik kan lenfosit kültürlerine pyrimethamine 0.05, 0.1, 0.2 ve 0.4 mg/ml olmak üzere 4 farklı dozda ilave edildi. Yapılan sitogenetik değerlendirme sonucu pyrimethamine ın doz artışına paralel olarak spiral oluşumunu engellemek suretiyle kromozom kondensasyonu önlediği ve buna ilaveten uzun kromozon sayısını arttırdığı belirlendi.Item Malign lenfoma ve kronik lenfositik lösemi olgularında renal patolojinin ışık ve ımmunfloresan mikroskopta incelenmesi(Uludağ Üniversitesi, 1993-03-10) Tınaztepe, K.; Ali, Rıdvan; Manavoğlu, Osman; Tunalı, Ahmet; Yurtkuran, Mustafa; Dilek, K.; Güllülü, Mustafa; Yavuz, Mahmut; İç Hastalıları Ana Bilim Dalı; Nefroloji Bilim DalıMalign hastalığa yönelik tedavi görmemiş, nefrotik sendrom tablosu göstermeyen, klinik renal patolojik bulgusu olmayan, Hodgkin lenfoma, non-Hodgkin lenfoma, kronik fenfosilik lösemi den oluşan 18 olgunun renal biyopsi materyali subklinik nefropati açısından ışık ve immunfloresan mikroskobu ile incelenmiştir. Işık mikroskobunda; 10 olguda normal böbrek dokusu, 3 olguda ateroskleroza bağlı iskemi ve skleroz, 1 olguda kronik interstisyel nefrit, 1 olguda damarlarda hyalen değişme, 2 olguda ekstraglomerüler lezyon, 1 olguda lösemik infiltrasyon saptanmıştır. 13 olguda gerçekleştirilen immunfloresan mikroskop incelenmesinde; 3'ü medulla dokusu olmak üzere toplam 7 olguda floresan boyanma negatif saptanmıştır. 3 olguda subklinik glomenrüler immunkomplex ve 3 olguda ekstraglomerüler birikim tespit edilmiştir.Item Relaps gösteren ve/veya refrakter erişkin akut lösemi olgularında mitoksantron'un tek ajan olarak kullanılması(Uludağ Üniversitesi, 1993-09-22) Manavoğlu, Osman; Tunalı, Ahmet; Özkalemkaş, Fahri; Sakar, Mehmet; Ali, Rıdvan; Tıp Fakültesi; İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı; Hematoloji Bilim DalıGünümüzde halen relaps gösteren ve/veya refrakter erişkin akut lösemi olguları ile blastik dönüşüm gösteren KML olgularında (KML-B2) prognozu iyileştirecek yeni tedavi imkanları araştırılmaktadır. Tek ajan olarak mitoksantronun 12 mg/m-/gün IV 1-5 gün uygulanması ile bu hastaların tedavisinde umut verici sonuçlar alındığı bildirilmiştir. Biz de bu tedavinin klinik etkinliğini araştırmak amacıyla 4'ü ALL, 2'si ANLL ve 2'si KML-B olmak üzere toplam 8 refrakter olguda tek başına mitoksantron uyguladık. 1 olgu indüksiyon sırasında kaybedildi, 1 olgu cevapsız kaldı, 6 olguda 3-7 günlerde belirginleşen lökopeni gelişti. Bu 6 olgudan 3'ünde 3 haftayı aşan miyelosupresyon oluştu . Tedavi hastalar tarafından çok iyi tolere edildi. Herhangi bir kardiak, hepatik ya da renal yan etki saptanmadı.Item Yenidoğan sarılıklarının etyolojik analizi(Uludağ Üniversitesi, 1993-08-11) Günay, Ünsal; Sapan, Nihat; Toplu, Celal; Tıp Fakültesi; Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim DalıSanlık, yenidoğan döneminde çok sık olarak karşılaşılan problemler arasında bulunmaktadır. Bu dönemde sarılık çeşitli belirlenebilir nedenlerle ortaya çıkabilirse de, bazı olgularda sarılığın nedeni tanı olarak ortaya konamamaktadır. Kliniğimizde sarılık ile yatırılan ya da başka nedenlerle yatırılıp sarılık ortaya çıkan bebeklerde, bunun nedenlerini belirlemek amacıyla bu çalışma planlandı. Çalışmamızda 77'si erkek, 42'si kız, 119 sarılıklı bebek incelendi. Olguların 29 unda (% 24) fizyolojik sarılık, 12'sinde (% 10) ABO uyuşmazlığı, 5'inde (% 4) Rh uyuşmazlığı ,13'ünde (% 11) sepsis, 18'inde (% 15) muhtemel sepsis saptandı. Olgulardan 15'inde (% 13) sarılık prematüreliği ve düşük doğum ağırlığına bağlandı. Olgunlardan 25'de (% 21) ise sarılık nedeni belirlenemedi.Item Dupuytren kontraktürünün tedavisinde palmar fasiektomi ile fasiotomi ve tam kalınlıkta deri grefti yöntemlerinin karşılaştırılması(Uludağ Üniversitesi, 1993-04-21) Akın, Selçuk; Küçükçelebi, Ahmet; Şafak, Erhan; Kahveci, Ramazan; Özcan, Mesut; Tıp Fakültesi; Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Ana Bilim DalıKliniğimizde 1988-1991 yılları arasında dupuytren kontraktürü 20 hasta opere edilmiştir. Bunlardan 11 tanesin fasiektomi, 9 tanesine de fasyotomi +tam kalınlıkta deri grefti uygulanmıştır. Hastalar 1-4 yıl boyunca izlenmiş ve bu iki grup arasında fonksiyon ve rekürrens açısından anlamlı bir fark bulunmamıştır.Item Kliniğimizde tanı koyup takip ve tedavi ettiğimiz wilms tümörü olguları(Uludağ Üniversitesi, 1993-09-22) Günay, Ünsal; Sapan, Nihat; Songür, Semih; Tıp Fakültesi; Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim DalıBu çalışmada kliniğimizde, 1982-1992 yılları arasında tam konularak, takip ve tedavi altına alınmış 8 Wilms tümörlü olgu retrospektif olarak incelendi. Olgulardan 4'ü kız, 4'ü erkek idi. Tam konulduğundaki ortalama yaş 4.6 yıl idi. Olgularının tümüne nefrektomi yapıldı ve kemoterapi uygulandı. Şu anda izlemekte olduğumuz olgu sayısı 6 olup, 4 olgunun tedavisi bitmiş bulunmaktadır.Item Gemlik İlçesi ilkokul öğrencilerinde antropometrik ölçümlerle büyüme ve gelişmenin değerlendirilmesi: Kol ve önkol uzunluklarının incelenmesi(Uludağ Üniversitesi, 1993-05-05) Cankur, N. Şimşek; Gülesen, Özdemir; İkiz, İhsaniye; Oygucu, İ. Hakan; Şendemir, Erdoğan; Çimen, Ahmet; Erem, F. Türkan; Tıp Fakültesi; Halk Sağlığı Ana Bilim DalıGemlik bölgesindeki ilkokul öğrencilerinde büyüme ve gelişmenin değerlendirilmesi amacıyla antropometrik ölçümler yapıldı. Farklı sosyo-ekonomik yapıdaki 608 erkek, 599 kız öğrencide kol ve önkol uzunlukları ölçülerek boy, cins ve yaşa göre ilişkileri araştırıldı. Bulgularımız bölgemizde daha önce elde edilen sonuçlarla benzerlik gösterdi.Item Gemlik İlçesi ilkokul öğrencilerinde antropometrik ölçümlerle büyüme ve gelişmenin değerlendirilmesi III- Toraks uzunluğu, toraks genişliği ve abdomen uzunluğu(Uludağ Üniversitesi, 1993-04-07) İkiz, İhsaniye; Gülesen, Özdemir; Oygucu, Hakan; Cankur, N. Şimşek; Şendemir, Erdoğan; Çimen, Ahmet; Erem, Türkan; Tıp Fakültesi; Anatomi Ana Bilim DalıGemlik bölgesindeki 1207 ilkokul öğrencisinde büyüme ve gelişmenin değerlendirilmesi amacıyla toraks uzunluğu, toraks genişliği ve abdomen uzunluğu ölçüldü. Bulgularımız yaşa, cinse, boy ve ağırlığa göre değerlendirildi. Diğer araştırma sonuçlarıyla karşılaştırılarak ölçümlere etkili olan etmenler tartışıldı .Item Bull's eye ilgi alanlarındaki ortalama sayımların normal kişilerde ve koroner arter hastalarında karşılaştırılması(Uludağ Üniversitesi, 1993-05-05) Derebek, Erkan; Atalay, Mücahit; Alper, Eray; Duman, Yusuf; Dirlik, Ayşegül; Kayalıoğlu, Mustafa; Erdem, Serdar; Tıp Fakültesi; Nükleer Tıp Ana Bilim DalıBull's eye polar haritası üzerinde apikal, orta ve bazal bölümler olmak üzere toplam 24 ilgi alanı (ROİ) çizilmiştir. Koroner arter hastalığı riski % 5'in altında olan 41 erkek hastada bu ilgi alanlarının ortalama sayımları bulunmuştur. Koroner anjiyografi ile belirlenen 26 koroner arter hastasında da aynı ilgi alanların sayımlar belirlenmiş ve normallerle karşılaştırılarak klinisyenlere, majör arterlerin yasına, arter dalları konusunda da aydınlatıcı bilgiler verilip verilemeyeceği araştırılmıştır.Item 510 İdrar örneğinden izole edilen mikroorganizmalar ve antibiyotiklere in-vitro duyarlılığı(Uludağ Üniversitesi, 1993-04-15) Yılmazlar, Aysun; Özcan, Berin; Helvacı, Safiye; Tıp Fakültesi; Anesteziyoloji ve Reanimasyon Ana Bilim DalıToplam 510 idrar örneğinden izole edilen mikroorganizmalar ve bunlara etkili antibiyotiklerin % 50'den fazla duyarlı olanları retrospektif olarak incelendiğinde, 122 sinde (% 23.9) mikroorganizma izole edildi. Yapılan incelemede Candida albicans ın % 76.2 oranla ilk sırayı, Enterobacter spp un % 8 oranla ikinci sırayı aldığı belirlendi. Yoğun bakım ünitelerinde fungal ve bakteriyel enfeksiyonların önlenmesinde aseptik tekniklerin önemli olduğu; antibiyotiklere hassasiyet sonuçlarına göre kinolon grubu antibiyotiklerin üriner enfeksiyonlarda etkili olacağı sonucuna varıldı.