2007 Cilt 8 Sayı 12
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/13577
Browse
collection.page.browse.recent.head
Item Bilgisayarda felsefe eğitimi ve öğretimi(Uludağ Üniversitesi, 2007-06-01) Çüçen, A. Kadir; Bursa Uludağ Üniversitesi/Fen-Edebiyat Fakültesi/Felsefe Bölümü.Çağımız koşullarında, teknolojinin günümüzdeki düzeyi ve sağladığı olanaklar doğrultusunda, felsefe çalışmalarında da bilgiye daha hızlı şekilde ulaşmayı sağlayıcı, dünya ölçeğinde iletişimi artırıcı katkısının olacağı tartışılmazdır. Bu bakımdan felsefe alanında teknolojik olanaklardan yararlanmak ve teknolojiyi işlevsel hale getirmek temel amacımızdır. Bu ihtiyaç ve gerekçelerden dolayı Felsefe Bölümü olarak hem akademik düzeyimizi sürekli yükseltmek, hem de çağa ve ülke şartlarına ve ihtiyacına uygun bir eğitim verebilmek için giderek gelişen teknolojik olanaklardan biri olan bilgisayarda eğitim ve öğretim olanaklarını kullanarak öğrencilerin bilgiye daha kolay ve hızlı ulaşmalarını amaçlamaktayız. Bilgisayarda yapılacak bazı felsefe derslerinin eğitimi ve öğretimi ile bireye daha kolay ve çabuk bir şekilde bilginin ulaşmasını ve geri dönüşümü sağlanacaktır. Konunun anlatımı klâsik ve bilgisayar biçiminde olmak üzere öğrenciye verilecek; daha sonra da öğrencinin evde ya da laboratuarda bilgisayar kullanarak yapacağı ödev ve vizeler hem kendisi hem de dersi veren öğretmen tarafından yine bilgisayar üzerinden denetlenecektir.Item Günümüz Bursa’sında Karagöz(Uludağ Üniversitesi, 2007-06-01) Taş, Hülya; Uludağ Üniversitesi/Fen-Edebiyat Fakültesi/Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü.Türk gölge oyununun temsilcisi olan ve gölge oyununa adını veren “Karagöz” halkın sağduyusunu yansıtan bir özellik taşımakta, 17. yüzyıldan itibaren Karagöz oyunu adıyla anılmaktadır. Halkımız; hayal perdesinin ilk defa Bursa’da kurulduğuna, Karagöz ile Hacivat’ın yaşamış birer kişi olduğuna inanmaktadır. Karagöz’ün yaşatılması ve geliştirilmesinde bu oyunu tek başına yürüten ana kaynak “hayali”ler yani karagözcülerdir. Son zamanlarda Karagözle ilgili eğitim seminerleri açılmasına rağmen yine de yetişen Karagözcülerin sayısı azdır. Bunun da çeşitli nedenleri vardır. Karagöz oyunu metin yazarlarının bulunmayışı, yeni metinlerin çok az olması Karagöz oyunun gelişmesine engel olmaktadır. Gerek Karagöz oynatmak, gerek yeni metinler için, uzun bir çıraklık dönemi geçirmek gerekmektedir. Ne yazık ki bu iş, bir gönül işi olduğu ve yeteri kadar kazanç sağlamadığı için bu işe gönül vermiş olanların sayısı çok azdır. Bursa’da 1994 yılından itibaren Karagözle ilgili, çıraklık, oynatım ve eğitim seminerleri düzenlenmiştir. Bu seminere katılıp ve Bursa’da gösteriler düzenleyen Şinasi Çelikkol’la birlikte dört kişi vardır.Item Tursun Faki̇h and his Gazavat-name(Uludağ Üniversitesi, 2007-06-01) Şahin, Hatice; Uludağ Üniversitesi/Fen-Edebiyat Fakültesi/Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü.After Turks have met Islam they have connected with it deeply. They have made tremendous efforts to introduce Islam and spread it out. This situation has made deep changes in their language, literature and culture. The word “gazâ” which has entered from Arabic to Turkish has taken its place in the Turkish language and “Gazavâtnâme” which is a source for the Islamic history has taken an important place during 14th and 46th centuries in the Turkish literature. This study is about Tursun Fakih and his work which is among the first gazavât-nâmes and telling the story of two wars that have not been told before and written during 14th century.Item Mythology and conflict resolution in Africa: The political and legal imperatives(Uludağ Üniversitesi, 2007-06-01) Oyeshile, Olantunji A.There is no doubt that contemporary African nation-states are embroiled in conflicts of multi-various nature, which have made development a daunting task. It is equally not less true that contemporary approaches at conflict resolution – whether bilateral or multilateral – have also succeeded partially. Hence, there is the need to look at other approaches, particularly that stipulated by traditional cultures, such as mythology. Mythology as an approach to conflict management and resolution has been re-emphasized by Duro Adeleke, a senior colleague at the University of Ibadan, in his article, “Lessons from Yoruba Mythology”, Journal of Asian And African Studies, 39(3), 2004:179-191. The focus of our paper is that even though myths provide a veritable approach at resolving conflicts, this approach is still limited as it can only operate at a normative level because it carries little or no sanction for defaulters and offenders in any social system. Our recommendation is that the mythological approach needs to be fortified and complemented with an adequate political and legal framework to make the resolution of conflict long lasting. The resolution of conflict, which has at its goals human development and social order, can also be realized if our system of conflict resolution is predicated on humanitarian and democratic values such as justice and equality.Item Âlî Bey’den sultanlara nasihat ve hükümdarlarda olması gereken özellikler(Uludağ Üniversitesi, 2007-06-01) Eğri, Sadettin; Uludağ Üniversitesi/Fen-Edebiyat Fakültesi/Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü.Türk edebiyatı, ruh ve estetik dünyamıza manzumelerle hitap ederken, belli bir fikri de dile getirir. Kültür tarihimizde mevcut olan pek çok eser ise, hemen her alanda yazılmış ve dikkatlere sunulmuştur. Çok zengin bilgi ve tecrübeye sahip olan XVI. yüzyıl şairlerinden Gelibolulu Mustafa Âlî, şair-tarihçi-idareci kimliği ile şöhret bulmuştur. Pek çok eseri olan şairin özellikle Nushatü’s-Selâtîn adını verdiği kitabı; o devrin eleştirel aynası gibidir. Eserin birinci bölümünde padişahların mutlaka dikkat etmesi ve uyması gereken “17 Lâzime”den bahsederken; devlet ve toplum hayatında rastlanabilecek olaylara dikkati çekmiş ve tespitleriyle birlikte tavsiyelerini de sıralamıştır. Ayrıca ele aldığı konuyu, uygun şiirlerle desteklemiştir.Item XVII. ve XVIII. yüzyıllarda Balıkesir’de ekmekçi esnafı(Uludağ Üniversitesi, 2007-06-01) Genç, SerdarBu çalışmada, temel gıda maddelerinden olan ekmek ve onun imalinden sorumlu ekmekçi esnafı üzerinde durulacaktır. Bu bağlamda Osmanlı taşrasında yer alan Balıkesir’de XVII. ve XVIII. yüzyıllarda, ekmekçi esnafının teşkilatlanması, kendi içinde yaşanan sorunlar ve denetleme mekanizması ele alınacaktır. Ayrıca Balıkesir’deki ekmek fırınları, imal edilen ekmek çeşitleri, ekmeğin gramaj ve fiyatları ile toplumsal yaşantı içerisinde ekmekçi esnafının durumunu ortaya koymak amaçlanmaktadır.Item Çeviri eleştirisi neyi eleştirir?(Uludağ Üniversitesi, 2007-06-01) Yücel, FarukBu makalede, yirminci yüzyılın ikinci yarısından itibaren bilimsel bir nitelik kazanmaya başlayan çeviribilimin çalışma alanlarından biri olan çeviri eleştirisi irdelenmektedir. Her ne kadar çeviri eleştirisinde iki metnin karşılaştırılmasının genel anlamda esas alınması gerektiği kanısı yaygın biçimde kabul edilse de çeviri eleştirisinin farklı açılardan yorumlanabileceği burada gösterilmeye çalışılmaktadır. Bir çeviri eleştirisinin nasıl, nerede, kimin tarafından yapıldığı, hedef kitlesinin kimler olduğu, ne tür bir metnin eleştirildiği gibi sorunsalları ortaya koyan etmenler, çeviri eleştirisinin salt bir yaklaşıma indirgenemeyeceğini göstermektedir. Bu çalışmada, çeviri eleştirisinin tarihsel gelişimine de değinen, çeviri eleştirisinde dilbilimsel yöntemlerden yola çıkarak, başta metin odaklı olmak üzere çevirinin işlevi ve amacını göz önünde bulunduran kuramların çeviri eleştirisini nasıl etkiledikleri tartışılmaktadır. Son olarak, çeviri eleştirisinde yeni paradigmalara yol açan erek odaklı çeviri kuramlarının eleştiriye ilişkin yaklaşımlara nasıl yansıdığı/yansıyabileceği bilimsel düzlemde irdelenmektedir.Item XX. yüzyıl ilk yarısı Fransız tiyatrosunda söylenceler(Uludağ Üniversitesi, 2007-06-01) Tatar, GülcanXX. yüzyıl ilk yarısı Fransız tiyatrosu oyun yazarları konu ve kişilerini söylencelerden alarak tamamen dünyasal ve çağdaş bir düzlemde gerçeğin arayışına götürmüşlerdir. Böylece “gerçek dışı” olandan “gerçeğe” varmak, insanoğlunun dünyaya gelişinden itibaren yazgısıyla amansız ve sürekli yenilmeye yazgılı çatışmasını sergilemek bu dönem tiyatrosunun temel izleklerinden biri olmuştur. Bu bizzat oyun yazarlarının keyfi bir değişiklik istenci değil, öncelikle toplumsal koşulların kendisinden kaynaklanan bir olgudur. Bu koşullar çalışmada sıklıkla tekrarlanan bitmek bilmez savaşlardır. 1920–1945 yılları arasında, söylencelerin yeniden yazımı akımıyla, yazarlar eskilerin düşüncelerini değil, eserlerindeki evrensel temaları yeniden ele almayı amaçlamışlardır. Böylece modernleşmiş, ya da Giraudoux’nun deyimiyle, “tozu alınmış” söylence, insanoğlunun acıklı durumunu ifade etmeye uygun bir araca dönüşmüştür.Item Arayıcızâde Ferdî ve eserleri Hikâye-i Erdeşîr ü Şâpûr ve Esmâ-yı Büldân(Uludağ Üniversitesi, 2007-06-01) Ercan, Özlem; Uludağ Üniversitesi/Fen-Edebiyat Fakültesi/Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü.XVII. yüzyılda İstanbul’da yaşamış Ferdî’nin tam adı Arayıcızâde Ferdi Hüseyin Efendi’dir. Şeyhî, Mehmed Süreyya ve Safayî’nin bildirdiğine göre, çeşitli devlet görevlerinde bulunmuş, tarih ve lugaz türlerinde ün salmıştır. Şairin, Hikâye-i Erdeşîr ü Şâpûr dışında, Esmâ-yı Büldân adlı bir eseri ve lugazları mevcuttur. Bu eserler, tespit ettiğimiz diğer nüshaların dışında, Süleymaniye Kütüphanesi Hamidiye 1047’de kayıtlı olan bir külliyatın içinde yer almaktadır. Ayrıca bu yazmada şairin lugazları için Sadûkî-i Pîr adlı bir kişinin yazmış olduğu takriz de bulunmaktadır. Çalışmada, şairin hayatı hakkında bilgi verildikten sonra, yazmadaki iki eserin, Hikâye-i Erdeşîr ü Şâpûr ve Esmâ-yı Büldân’nın şekil ve içerik bilgileri ile metin örneklerine yer verilmiştir.Item Postsosyalist dönemde Bulgaristan’da yaşanan demografik kriz ve yansımaları(Uludağ Üniversitesi, 2007-06-01) Atasoy, Emin; Uludağ Üniversitesi/Eğitim Fakültesi.1989’dan sonraki postsosyalist dönemde Bulgaristan, ciddi sosyal, kültürel, siyasi ve ekonomik bunalımlarla karşı karşıya kalmıştır. Bu makalede Bulgaristan’daki nüfus sorunu, istatistikî veriler temel alınarak tartışılmış ve bu sorunun etnik, sosyal, kültürel, ekonomik ve siyasal boyutları irdelenmiştir. Bulgaristan’daki sosyal ve nüfus sorunlarının derinleşmesi durumunda, bunların hangi ulusal sorunları tetikleyebileceği ve tüm bunlara bağlı olarak Bulgar ulusunun hangi tehditlerle karşı karşıya kalabileceği de makalede ele alınmıştır.