2007 Cilt 20 Sayı 2

Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/10914

Browse

collection.page.browse.recent.head

Now showing 1 - 11 of 11
  • Item
    Multiple-choice test items of foreign language vocabulary
    (Uludağ Üniversitesi, 2007) Öztürk, Meral; Uludağ Üniversitesi/Eğitim Fakültesi.
    This paper reviews the various multiple-choice formats used in testing foreign language vocabulary with special reference to the underlying constructs of vocabulary competence. While all formats are argued to categorically measure recognition of second language word meaning, they are claimed to differ with respect to whether they measure receptive recognition or productive recognition, following a distinction drawn by Nation (2001). A further distinction is made between those formats that measure abstract knowledge of vocabulary and those that measure lexical ability. The paper also discusses problems associated with the contextualization of the target items in the receptive recognition ability formats and considers three proposals for ensuring the processing of the context by the test-taker. It further discusses how receptive formats could be transformed into productive formats by manipulating the relative difficulty of the target and the choice words using word frequency as an index of difficulty.
  • Item
    Landestypische elemente und das frauenbild in Alev Tekinays erzählung “die heimkehr oder tante Helga und onkel Hans”
    (Uludağ Üniversitesi, 2007) Özmut, Orhan; Uludağ Üniversitesi/Eğitim Fakültesi.
    Alev Tekinays Erzählung „Die Heimkehr oder Tante Helga und Onkel Hans“ beschäftigt sich mit einem weit verbreiteten Thema der Migrantenliteratur und zwar mit der Zerrissenheit zwischen dem Heimatland und dem Land der Migration. Dabei werden auch Identifikationsprobleme angesprochen. Darüber hinaus gelingt es der Autorin, einen tiefgründigen Einblick in beide Kulturkreise (Türkei / Deutschland) zu verschaffen, kulturelle, sprachliche, gesellschaftliche und soziale Merkmale anzusprechen, die Kulturen einem thematisch reichen Vergleich zu unterziehen, landestypische Elemente der beiden Länder anzudeuten und die Lebensweisen der Frauen in beiden Kulturkreisen näher zu schildern und auf Unterschiede einzugehen.
  • Item
    Musical instruments of India and Turkey: Some connections
    (Uludağ Üniversitesi, 2007) Özeke, Sezen; Uludağ Üniversitesi/Eğitim Fakültesi.
    Each society has a unique musical system related to the character of its culture. Description of a musical event may be considered broadly representative of its cultural area. Therefore, musical instruments and their connections with different cultures could be one of the significant musical events to talk about. This paper presents brief historic explanations about India and Turkey as well as some background information about the musical instruments of these countries and some connections among them. It can be said that over the centuries there has been a continuous give and take between Persian, Arabs, Indians, and Turks. Thus, musical instruments have been adopted and accepted in all of these countries. This study shows that musical instruments from different areas of the Middle East and south Asia clearly belong to the same artistic family. However, it is important to note that the instruments with the same or similar names can refer to very different instruments, and the same instruments can go by many and varied names. Even the type of music may change an instrument’s name. Therefore, we should never trust a name of an instrument unless its precise origins are known, and who plays it.
  • Item
    The effects of the nature of science beliefs on science teaching and learning
    (Uludağ Üniversitesi, 2007) Özdemir, Gökhan
    This paper discusses how science teachers’ beliefs about the nature of science affect their teaching orientations and how students’ beliefs about the nature of science affect their learning orientations. Related research literature suggests that science teachers’ and students’ epistemological commitments about science often align with positivist naïve view. In turn, science teachers’ instructions stress the objectivity and reproducibility of science and the products of science rather than the process of science. Students who have positivist naïve view adopt rote learning that leads them to memorization and meaningless learning. Considering the relationship between the nature of science beliefs and teaching and learning, this paper presents several educational implications including the constructivist approach as a shared epistemology for meaningful science learning. In light of recent research literature, this study also suggests explicit-reflective nature of science instruction embedded in scientific inquiry to enhance teacher candidates’ and students’ views of the nature of science.
  • Item
    Desegregation of kindergartens: Empiric and theoretic model -based on the examples of pre-school education in the Republic of Bulgaria
    (Uludağ Üniversitesi, 2007) Koleva, Irina
    The article overview in analytic plan cut through the problems of intercultural education in the Republic of Bulgaria. The presented educational project on intercultural education is financed by European Union. The model strategy proposed in the article is on intercultural education in the Republic of Bulgaria up to year 2015. There are analyses of pedagogical and psychological approaches on intercultural education, according to the priorities of European Union.
  • Item
    Sınıf öğretmeni adaylarının sosyal bilgiler derslerinde çoklu zekâ alanlarını kullanabilmelerine yönelik görüşleri
    (Uludağ Üniversitesi, 2007) Doğan, Yadigar; Alkış, Seçil; Uludağ Üniversitesi/Eğitim Fakültesi.
    Bu çalışmanın amacı, sınıf öğretmeni adaylarının hangi zekâ alanlarına daha yatkın olduklarının tespit edilmesi ve öğretmen adaylarının sosyal bilgiler derslerindeki etkinliklerde kullanırken zorlanıp zorlanmayacaklarını düşündükleri zekâ alanlarının ortaya çıkarılmasıdır. 2005-2006 öğretim yılında Uludağ Üniversitesi Eğitim Fakültesi Sınıf Öğretmenliği Anabilim Dalı’nda öğrenim gören 212 son sınıf öğrencisi örneklemi oluşturmaktadır. Çalışma sonucunda, sınıf öğretmeni adaylarının doğa zekâsı, sözel zekâ ve müzikal zekâlarının “orta düzeyde gelişmiş” olduğu, diğer zekâ alanlarının ise “gelişmiş” olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca, öğretmen adaylarının büyük bir kısmının; sosyal bilgiler derslerindeki etkinliklerde sosyal zekâ, sözel zekâ ve mantıksal zekâ alanlarını kullanırken zorluk yaşamayacaklarını düşündükleri tespit edilmiştir. Buna karşın, öğretmen adayları müzikal zekâ, doğa zekâsı ve bedensel zekâyı sosyal bilgiler derslerindeki etkinliklerde kullanırken zorluk yaşayacaklarını düşünmektedirler.
  • Item
    Beden Eğitimi ve Spor Bölümlerine öğrenci seçme ve sınav yöntemlerinin değerlendirilmesi
    (Uludağ Üniversitesi, 2007) Çankaya, Cemali; Erden, Salih; İlhan, Atilla; Uludağ Üniversitesi/Eğitim Fakültesi.
    Çalışmanın amacı, beden eğitimi ve spor öğretmeni yetiştiren bölümlerin yetenek sınavlarına giren öğrencilerin, sportif beceri düzeylerini ve bu sınavlarda uygulanan sınav yönteminin öğrenciler tarafından nasıl algılandığını belirleyerek, sınav sonucunda elde edebilecekleri başarıyı tahmin etme durumlarını saptamaktır. Tarama modelinde gerçekleştirilen bu çalışmada kullanılan anket soruları uzman görüşleri alınarak düzeltilmiş, güvenirlilik için bir grup öğrenciye ön uygulama yaptırılarak son şekli verilmiştir. Sınava başvuran adayların yaptıkları spor branşları, lisans düzeyleri ve yetenek sınavlarıyla ilgili düşünceleri alınmış, ayrıca sınav sonucunda elde edebilecekleri başarıyı tahmin etme durumları belirlenmiştir. Araştırmaya, Bursa Uludağ Üniversitesi Eğitim Fakültesi Beden Eğitimi ve Spor Bölümü (UÜEFBESB) yetenek sınavlarına başvuran 28 bayan, 122 erkek olmak üzere toplam 150 öğrenci katılmıştır. Elde edilen veriler tablo ve grafiklerle açıklandıktan sonra sayısal ve yüzde oranlarıyla değerlendirilmiştir. Sınavda adayların alacağı puan ve girebilecekleri sıralama aralığını tahmin etme, cinsiyet açısından araştırılmış, istatistik değerlendirmede de İki Gözlü Ki-Kare Testi uygulanmıştır. Sınava baş vuran adayların % 58’inin lisanslı sporcu olduğu bulunmuştur. Araştırmaya katılan adayların branşlara göre en çok lisanslı öğrenci oranı kızlarda % 39 ile voleybol, erkeklerde % 42 ile futbol branşı olduğu belirlenmiştir. Adaylar, % 85 ile sınav yöntemini uygun bulup, sınavda uygulanan yetenek testlerine olumlu yanıt vermişlerdir (kızlar % 60, erkekler % 80). Buna karşın adaylar yalnızca ÖSS sınav sonucuna bakılarak öğrenci alınması düşüncesine % 76 oranında karşı çıkmışlardır. Adaylara sınavda alabilecekleri puan aralığını ve sınavı kazanma aralığını tahmin etme soruları sorulmuş ve alınan sonuçlar bayan erkek açısından karşılaştırılmıştır. Her iki tahminde de aralarında istatistik anlamda fark olmadığı belirlenmiştir (P>0,05).
  • Item
    When it does not fit into the schema
    (Uludağ Üniversitesi, 2007) Can, Abdullah; Uludağ Üniversitesi/Eğitim Fakültesi/Eğitim Bilimleri Bölümü.
    Second Language Acquisition research has indicated that English ergative verbs, a special sub-class of intransitives, pose acquisition problems for language learners and to some extent for native speakers as well. Studies on the topic have revealed that non-target passivisation of these verbs seems to be the most remarkable problem for learners from various mother language backgrounds. The ultimate cause of this unique interlanguage structure has always been within the concern of English language teaching. Considering the nature of the problem, which is language universal rather than language specific, and learners’ consistent tendency to the passive structure, this study tries to shed light on the cause of the problem in connection with the schema theory. Detailed review of the evidence presented by previous studies under the light of cognitive procedures of sentence production process shows that expected sentence structure with ergative verbs is not consistent with learners’ existing knowledge about the grammatical organization of prototypical sentence. Besides, the non-target passivized structure emerges as an alternative way that fits into their current or past knowledge.
  • Item
    Creativity and change in early childhood
    (Uludağ Üniversitesi, 2007) Bilhan, Dilek Şahiner; Uludağ Üniversitesi/Eğitim Fakültesi/Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü.
    A child faces with a continuous change as a result of his relations with all of the things he meets. The habit of transforming the human energy into creativity must be taught to children in early ages, through the art education. The aim of the research, presented with this point of view as a poster, is to determine the two dimensional creative behavior changes of a group of children during art education given in their early childhood and is to observe for a year. In the beginning, this research is started with nineteen preschool children with ages of four and five, and their creative works are observed. In the first phase, the fine arts school is introduced to them and they are asked to paint pictures of what they saw. Observing the changes in children's behaviour ensured the continuation of the study. In the second phase, which is the subject of this article, mainly five children is chosen. But helping to acquire the creative behaviour changes in the works of all children are aimed. Learning from a model, which is applied in the first phase in Uludag University Faculty of Education, Fine Arts Education Department, Arts and Craft Education, has been, a year later, applied in “Tofas Bursa Museum of Anatolian Cars”. The museum and some art concepts have been introduced. Children have painted pictures and have been asked some questions. It has been observed that, children have not painted about the art school they saw, but they have painted what they want. The aim of the research, in the first phase, is to produce active learning by giving some clues to children; in the second phase, to observe the behaviour changes in their creativities and what they have painted. In addition, children aged four have been interested in what they feel instead of what they see. However, when they became six their tendency to paint what they feel changes into painting what they see.
  • Item
    Geçmiş yıllarda Türkiye'de çocuklar tarafından oynanan çocuk oyunları
    (Uludağ Üniversitesi, 2007) Başal, Handan Asude; Uludağ Üniversitesi/Eğitim Fakültesi.
    Genellikle yetişkinler çocuk oyunlarını, çocuklarının hoşça vakit geçirmelerine yardımcı olan, eğlenceli ve amacı olmayan etkinlikler olarak düşünürler. Oysa oyun, çocuğun yaşamında önemli işlevi olan bir olgu ve çocuğun önemli bir görevidir. Çocukların oyun etkinlikleri ve kullandıkları oyuncakları çocukluğun önemli bir parçasıdır. Ancak, çocuğun yaşamında son derece önemli olan oyun, teknolojik gelişmeler sonucunda, günümüzde şekil, biçim, oynanan ortam, oynanılacak kişi sayısı ve gerekli araç ve gereçler bakımından değişmeye başlamıştır. Ancak, gelişmiş ülkelerde teknolojinin gelişimine bağlı olarak yeni oyuncaklar geliştirilirken, eski oyuncaklar ve dolayısıyla da oyunlar koruma altına alınmaya çalışılmaktadır. Böylece, o kültüre özgü oyun ve oyuncaklar nesilden nesile aktarılarak sözlü gelenekler ya da somut olmayan kültürel miras korunmuş olacak ve gelecekteki çocuk eğitimcileri de çocuk tarihi araştırmalarında bu birikimden yararlanmış olacaklardır. Bu çalışma ile eski yıllarda, Türkiye’nin farklı bölgelerinde, çocuklar tarafından oynanan bazı oyunlar derlenerek tanıtılmaya çalışılmıştır. Araştırma, bir alan araştırması olup betimsel bir çalışmadır. Bunun için, Türkiye’nin yedi ayrı coğrafi bölgesinden rast gele seçilmiş üçer ilinin her birinden birer oyun olmak üzere, geçmiş yıllarda çocuklar tarafından oynanan toplam 21 oyun, şu anda orta yaş ve orta yaş üstü yetişkinlerle görüşülerek derlenmeye çalışılmıştır. Geçmiş yıllarda Türkiye’nin farklı bölgelerinde oynanan bu oyunlara bakıldığında, hepsinin evin dışında, bahçede, sokakta veya boş bir alanda oynanan çocuk oyunları oldukları görülmüştür. Ayrıca, geçmiş yıllarda Türkiye’de oynanan bu oyunların bireysel oyunlar olmayıp, oynayan çocuk sayılarının fazla olduğu grup oyunları olduğu da görülmüştür. Günümüzde ise çocuklar tarafından oynanan oyunların gittikçe bireyselleştiği ve dolayısıyla geleneksel oyunların olduğu kadar geleneksel çocukluğunda gittikçe ortadan kalktığı görülmektedir.
  • Item
    Çağdaş dilbilim kuramları ve baş-sürümlü öbek yapısal dilbilgisi
    (Uludağ Üniversitesi, 2007) Alyaz, Yunus; Uludağ Üniversitesi/Eğitim Fakültesi.
    Pollard ve Sag tarafından yirminci yüzyılın son çeyreğinde geliştirilen HPSG, daha önce geliştirilen sözlüksel işlevsel dilbilgisi, genelleştirilmiş öbek yapısal dilbilgisi vb. gibi birçok dilbilim kuramının başarılı yönlerini de içeren, doğal dil işleme sürecinin evrensellerini açıklamaya yönelik bir dilbilim kuramıdır. Birçok dilbilim kuramının aksine HPSG dili açıklamada cümleyi değil, sözcüğü baz alır ve dizim ile anlam bir arada ele alınır. Model bir ifadenin diziminin ve anlamının, ifade içindeki bir sözcük (baş) tarafından belirlendiği esasına dayandığından baş-sürümlü diye adlandırılmaktadır. Model bir ifadenin dizim ve anlamı için ‘doğru ifadeleri’ (well formed) esas alır ve ifadenin doğruluğu bir dizi evrensel prensip, kısıtlar (constraints) ve ilişkiler doğrultusunda sözlük tarafından belirlenir. Anlamsal ilişkilerin irdelenmesinde temel olarak durum semantiğine (situation semantics) ve ilişkisel anlam teorisine (relational theory of meaning) başvurulur. HPSG ayrıca bir çok yapay zeka ve dil teknolojisi uygulamalarında kullanılmaktadır. Bu özellikleriyle HPSG hem dilbilim hem de bilgisayardilbilim çalışmalarında son derece önemli yer tutan bir kuramdır. Giriş niteliğindeki bu çalışmada HPSG sözlük, dizim ve anlam olmak üzere üç başlık altında ele alınmaktadır.