2009 Cilt 22 Sayı 1
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/12096
Browse
collection.page.browse.recent.head
Item Bursa ilinde farklı sosyo-ekonomik düzeye sahip aile çocuklarının fiziksel performans özelliklerinin incelenmesi(Uludağ Üniversitesi, 2009) Oğuz, Hakan; Erden, Salih; Eğitim FakültesiBu çalışma farklı sosyo-ekonomik koşullarda yaşayan öğrencilerin fiziksel performanslarının karşılaştırılması amacıyla yapılmıştır. Bu amaçla Bursa ilinde iki farklı sosyo-ekonomik kesimde yer alan iki ilköğretim okulundan 8-9-10 yaşları arasında 190 kız, 120 erkek, toplam 400 öğrenci seçilmiştir. Fiziksel performans ölçümleri için eurofit test bataryasında yer alan flamingo dengesi, disklere dokunma, durarak uzun atlama, oturarak uzanma, mekik, bükülü kolla asılı durma, mekik koşusu ve dayanıklılık koşusu testleri yapılmıştır. Her iki sosyo-ekonomik düzeyin fiziksel performanslarının birbirleri ile karşılaştırılmalarında istatistiki açıdan anlamlı farklılık bulunmuştur. Ayrıca eurofit test parametrelerin ilişkilerine korelasyon açısından bakıldığında da anlamlı ilişkiler bulunmuştur (P<0,05). Alt sosyo-ekonomik düzey çocukları, flamingo dengesi, oturarak uzanma, bükülü kol asılma ve dayanıklılık koşusu testinde, üst soysa-ekonomik düzey çocuklar ise çabukluk, disklere dokunma, durarak uzun atlama, mekik koşusu testlerinde daha iyi değerlere sahip bulunurken mekik testinde her iki gurubun da eşit değerlere sahip olduğu görülmüştür.Item İlköğretim 8. sınıf bilgisayar dersi amaçlarının gerçekleşme düzeyinin değerlendirilmesi(Uludağ Üniversitesi, 2009) Kıncal, Remzi Y.; Ulutaş, MehmetBu araştırmanın amacı, İlköğretim 8. Sınıf Bilgisayar dersleri amaçlarının gerçekleşme düzeyini tespit etmektir. Araştırmada, tarama modeli kullanılmıştır. Araştırmanın veri toplama aracı iki ayrı bölümden oluşmaktadır. Bunlardan ilki kişisel bilgiler formudur. Bu forma bağlı olarak öğrencilere 40 soruluk bir başarı testi uygulanmıştır. Araştırma amaçlarına ulaşmak için Çanakkale İlinde bulunan ilköğretim okullarından toplam 17 okul belirlenmiştir. Verilerin analizinde frekans, yüzde, ortalama, standart sapma ve t-testi, tek yönlü varyans analizi (One-Way Anova) kullanılmıştır. Sonuç olarak, amaçlara ulaşma düzeyine etki eden faktörler, araştırma kapsamında tartışılmış ve konuyla ilgili olarak bazı öneriler sunulmuştur.Item Liselerde blok ders uygulamasının incelenmesi(Uludağ Üniversitesi, 2009) Yalar, Taha; Yanpar Yelken, TuğbaBu çalışmanın amacı, liselerde blok ders uygulamasının öğrenciler üzerindeki etkilerini incelemektir. Araştırmanın verileri; öğrencilerin görüş, düşünce ve önerilerini belirlemeye yönelik anket formuyla, öğretmen görüşleri ise görüşme metodu ile elde edilmiştir. 2007-2008 eğitim yılında Diyarbakır İli Merkez Şehitlik Lisesi’nde görev yapan 5 öğretmen ve bu lisede öğrenim gören 109 öğrenci araştırmanın çalışma grubunu oluşturmuştur. Araştırma sonuçlarına göre öğrencilerin; blok ders uygulamasının genel olarak öğrenmeyi olumsuz etkilediği, etkili ve kalıcı öğrenme için bir ders süresinin 40- 45 dakikadan fazla olmaması gerektiği görüşünde oldukları görülmektedir. Öğrencilerin blok ders uygulamasını öğleden sonra boş kalan zamanın sağladığı avantaj dışında olumlu bulmadıkları belirlenmiştir. Öğretmenlere göre, ders sürelerinin uzun olduğu blok ders uygulamasında teneffüs sürelerinin az olması öğrencileri olumsuz etkilemektedir.Item İlkokul ikinci devrede Türkçe ders kitaplarındaki moral değerlere kısa bir bakış (1948-1968 yılları arası)(Uludağ Üniversitesi, 2009) Parlakyıldız, HayrettinEğitim sistemimizin temelini oluşturan ilköğretim kademesi çeşitli problemlerin yaşandığı ve bu problemlere çözüm arandığı, bulunan çözümlerin uygulama için çeşitli biçimlerde tartışıldığı bir yerde bulunmaktadır. Bu tartışılan problemlerden biri programlar diğeri de Türkçe ders kitaplarındaki metinlerdir. Programların hazırlanmasında ortaya konan amaçlar ile Türkçe ders kitaplarındaki metinlerin moral değerler açısından önemi eğitim açısından tartışılamayacak derecede büyüktür. İlkokul 4 ve 5. sınıflarda (1948-1949’dan, 1967-1968’e kadar) okutulan Türkçe ders kitaplarındaki “olaya dayalı” türlerden oluşan metinler moral değerler açısından incelenmeye alınmıştır. Bu metinler, çocuk edebiyatı açısından çocuklarımıza neler kazandırmış, nasıl bir değerler sistemiyle onlarda davranış oluşturmuştur? Moral değerlerin kavratılmasında, onları geleceğe hazırlamada anlatım içinde dilin, anlatım biçimleri içinde ise, edebiyatın önemli bir yeri vardır. Türkçe derslerinde çocuklara verilecek metinlerin hedefine ulaşabilmesi, çocuklarda davranış değişikliği meydana getirebilmesi için, edebiyat ve eğitim ilişkisini hem kitap, hem metin yazarının, hem de öğretmenin iyi bilip kavraması gerekir.Item Sanatsal benlik kavramının benliğin diğer boyutları ile ilişkisi(Uludağ Üniversitesi, 2009) Tezer, Esin; Oğuz Duran, Neslihan; Eğitim FakültesiBu araştırmanın amacı, sanatsal benlik kavramı ile benliğin diğer boyutları arasındaki ilişkiyi incelemektir. Bu amaçla, Orta Doğu Teknik Üniversitesi Eğitim Fakültesinin çeşitli bölüm ve sınıflarında okumakta olan toplam 172 (111 kız, 59 erkek, 2 cinsiyet belirtmemiş) öğrenciye Sanat Benlik Kavramı Ölçeği (SBKÖ) ve Tennesse Benlik Kavramı Envanteri (TBKE) uygulanmıştır. Sanat benlik kavramı yüksek ve düşük olan üniversite öğrencilerinin benliğin fiziksel, ahlaki, kişisel, aile ve sosyal alt boyutlarında kendilerini algılamaları açısından farklılık bulunup bulunmadığını incelemek amacıyla yürütülen çoklu varyans analizi (MANOVA) sonuçları, sanatsal benlik kavramı yüksek olan grupta yer alan öğrencilerin kişisel ve sosyal benlik kavramı puan ortalamalarının sanatsal benlik kavramı düşük olan grupta yer alan öğrencilerden anlamlı düzeyde yüksek olduğunu göstermiştir. Bulgular, sanatsal benlik kavramının kişisel ve sosyal benlik kavramları üzerindeki rolü ve öğrencilerin gelişim özellikleri açısından tartışılmıştır.Item Lise öğrencilerinin saldırganlık düzeylerinin anne babanın birliktelik durumu, öz üvey oluşu ve yaşamda öncelikli en önemli değer algısı açısından incelenmesi(Uludağ Üniversitesi, 2009) Karahan, T. Fikret; Özcan, Kemal; Ağlamaz, TurabiBu araştırmada lise öğrencilerinin saldırganlık düzeylerinin; annebabanın birlikte ya da ayrı oluşu, anne-babanın öz ya da üvey oluşu ve yaşamda öncelik verilen en önemli değere göre değişip değişmediği incelenmiştir. Araştırmanın örneklemi, Çorum il merkezinde liselerde öğrenim gören 1223 öğrenciden oluşmaktadır. Öğrencilerin saldırganlık düzeyleri Tuzgöl (1998) tarafından geliştirilen “Saldırganlık Ölçeği” ile ölçülmüştür. Verilerin analizinde Tek Yönlü Varyans Analizi, t-testi ve LSD Testi teknikleri kullanılmıştır. Araştırmada elde edilen bulgular; anne ve babası boşanmış olan, anne ya da babası üvey olan ve yaşamındaki en önemli değeri “zengin olmak” şeklinde belirten öğrencilerin saldırganlık düzeylerinin, diğer öğrencilere göre daha yüksek olduğunu göstermektedir. Elde edilen bu sonuca göre; anne-babası boşanmış ya da ayrı olan, anne ya da babası üvey olan ve zengin olmayı yaşamda en önemli değer olarak gören lise öğrencilerinin, saldırganlık açısından psiko-sosyal desteğe daha çok ihtiyaç duydukları ve risk grubu içinde oldukları ileri sürülebilir.Item Türkçe öğretmenlerinin ölçme ve değerlendirme uygulamalarının “yapılandırmacı öğrenme” kavramı bağlamında eleştirisi(Uludağ Üniversitesi, 2009) Karadüz, AdnanTürkiye’de ilk ve ortaöğretim programlarının “yapılandırmacı öğrenme” anlayışına göre oluşturulmasıyla eğitim ve öğretimde köklü bir değişikliğe gidilmiştir. Bu değişiklik derste kullanılan araç gereçlerde, öğrenme anlayışında, öğrenme ortamının tasarlanmasında ve her şeyden önemlisi ölçme ve değerlendirmede tamamen kökten değişiklikler yapılması anlamına gelmektedir. Ölçme ve değerlendirme bir programın amacına ulaşılıp ulaşılamadığını, programla birlikte yapılan öğrenme etkinliklerinden yeterli düzeyde verim alınmasını ölçmek bakımından çok önemlidir. Yapılandırmacı öğrenme anlayışı sonucu değerlendirmeden daha çok, öğrenme faaliyetlerinde süreç içerisinde yapılan eğitim faaliyetlerinin çoklu ölçme araçlarıyla ölçülüp değerlendirildiği bir niteliğe sahiptir. Bunun yanı sıra yapılandırmacı anlayış bilgiden daha çok temelde becerinin kazandırılmasını esas aldığından, kullanılan ölçme araçlarının nitelikleri ve öğretmenlerin ölçme ve değerlendirme anlayışının da buna uygun olması gerekir. Bu araştırmada Türkçe öğretmenlerinin kullandıkları ölçme araçlarıyla birlikte ölçme ve değerlendirme anlayışlarının hangi oranda yapılandırmacı anlayışa uygun olduğu değerlendirilmeye çalışılmaktadır. Araştırmada yapılandırılmamış mülakatla birlikte gözlem kullanılarak elde edilen veriler içerik analizi yöntemiyle değerlendirilmeye tabi tutulmuştur. Araştırma neticesinde öğretmenlerin ölçme ve değerlendirme anlayışlarıyla birlikte, uygulamadaki alışkanlıklarının yapılandırmacı anlayışı yeterli ölçüde yansıtmadığı sonucuna ulaşılmıştır.Item Çocuk romanlarımızda yoksulluk teması(Uludağ Üniversitesi, 2009) İşyar, NilüferBu makalenin amacı, çocuk romanlarımıza yoksulluk kavramının ve beraberinde getirdiği sorunların nasıl, hangi yönleriyle ve ne derecede yansıdığının tespit edilmesidir. Araştırmanın örneklemini, 1970-2005 arası dönemde yazılan sosyal içerikli Türk çocuk romanlarından, tesadüfi yöntemle seçilen 46 eser oluşturmaktadır. Bu eserler betimleme yöntemiyle çözümlemeye tâbî tutulmuştur. Çalışmada, çocuk romanlarımıza yansıdığı ölçüde, roman örnekleri içerisinde yoksul ailelerin yaşam koşulları, yoksulluktan dolayı çalışan çocuklar ve kadınlar, kentli yoksul aile ve yoksulluktan dolayı ailede bozulan ilişkiler incelenmiş ve mevcut durum saptanmıştır. Sonuç olarak, çocuk romanlarımızda yoksulluk temasının detaylandırılarak ve abartılı bir biçimde işlendiği; başlıca yoksulluk sebeplerinin ise babasızlık, babanın çalışmaması ve babanın sorumsuzluğuyla özdeşleştirildiği tespit edilmiştir.Item Azerbaycan’da ilköğretim ve ortaöğretim düzeyi piyano eğitimi(Uludağ Üniversitesi, 2009) Hasanova, Aynur; Bozkaya, İsmail; Eğitim FakültesiBu araştırma, Azerbaycan’da ilköğretim ve ortaöğretim düzeyinde piyano eğitimi veren kurumların belirlenmesi ve bu kurumlarda uygulanan piyano eğitim programların değerlendirilmesi amacıyla yapılmıştır. Bu amaçla Azerbaycan’da ilköğretim ve ortaöğretim düzeyinde piyano eğitimi veren kurumların nerelerde olduğu, bu kurumlarda hangi düzeyde eğitim verildiği ve bu kurumlarda uygulanan piyano eğitim programlarının içeriği araştırılmış ve ortaya konmuştur. Bu yolla, araştırmanın, yeni hazırlanacak piyano eğitim programlarına farklı bakış açıları oluşturabilecek bir zemin hazırlamak bakımından yararlı olacağı düşünülmüştürItem Müzik alanında üstün bir yetenek: idil biret (görüş ve önerileri)(Uludağ Üniversitesi, 2009) Güven, Elif; Sezginsoy, BurcuÖzel eğitime gereksinim duyan bireyler arasında üstün yeteneğe sahip olanlar, fark edilmesi ve tanımlanması oldukça güç olan bir gruptur. Ancak üstün yetenekliler medeniyetlerin yer altı zenginlikleridir. Bu nedenle ortaya çıkartılıp işlenmeleri toplumların ilerlemesini kolaylaştıracak, hızla gelişen dünyada bir adım önde olmayı sağlayacaktır. Üstün yetenekli çocukların yetenek dağılımları oldukça geniştir. Müzikal yetenek bu dağılımın ayrı bir bölümünü oluşturur. Müzik alanında üstün yetenekli çocukların potansiyellerinin erken yaşta fark edilmesi ve çocuğun bu alanda doğru şekilde yönlendirilmesi toplum açısından önem taşımaktadır. Bu çalışmada, müzik alanında üstün yeteneğe sahip, dünyaca ünlü piyano sanatçımız İdil Biret’in; üstün yetenekliliğin tanımı, doğası, üstün yetenekli bireylerin gereksinimleri ve eğitimi konusunda görüş ve önerilerine yer verilmiştir. Araştırma betimsel yöntem ile gerçekleştirilmiştir. Veriler yapılandırılmış görüşme yöntemi ile toplanmış ve içerik analizi ile çözümlenmiştir. Ülkemizde müzik alanında üstün özellikler gösteren çocukların aileleri tarafından fark edilmesi ve doğru eğitimcilere yönlendirilmesi oldukça güç, hatta çoğu zaman şans eseri gerçekleşmektedir. Araştırma sonucunda, bu süreci yaşamış ve üstün yeteneğini en güzel şekilde değerlendirmiş olan sanatçımız İdil Biret’in görüşleri doğrultusunda, müzik alanında üstün yetenekli çocukların ailelerine ve eğitimcilerine yol gösterebilecek bulgulara ulaşılmıştır. Bu bulgulara göre üstün yetenek; bireyin enerji seviyesi, iç disiplini, ailenin bilinçli yaklaşımı, içinde bulunduğu çevrenin kültürel özellikleri ve yüksek motivasyon ile, alanında uzman eğitimcilerin sorumluluğunda işlenmeli ve topluma kazandırılmalıdır.Item Sanat tarihi öğretiminde çağdaş yaklaşımlara ilişkin yazın taraması(Uludağ Üniversitesi, 2009) Gültekin, Müge; Eğitim FakültesiSanat tarihi, kişinin kendi kültürünü ve dünya kültürünü öğrenmeye, araştırmaya sevk eden bir alandır. İnsanların toplumdaki yerlerini bulması açısından oldukça önemlidir. Bu makalede sanat ve sanat tarihi kavramları, sanat eğitiminde sanat tarihinin yeri ve önemi, Türkiye’de sanat tarihi öğretiminin gelişimi açıklanmıştır. Okullarda sanat tarihi öğretimine ilişkin mevcut yaklaşımlar belirlenmiş, çağdaş yöntemler ortaya konmuştur. Farklı ülkelerde sanat derslerinde, sanat tarihi öğretiminde kullanılan yöntemler, uygulama seçenekleri açıklanmıştır. İncelemenin sonunda öğretmenlere sanat tarihi öğretiminde yardımcı olacağı düşünülen öneriler getirilmiştir.Item Müzik yeteneğinin geliştirilmesinde küçük yaşlarda eğitime başlamanın önemi(Uludağ Üniversitesi, 2009) Göğüş, Gülayulu; Eğitim Fakültesiİnsanın sahip olduğu özellikleri ortaya çıkaran eğitim süreçlerinin uygulanması, yeteneklerinin değerlendirilmesi açısından bir gerekliliktir. 20.yüzyılda giderek, tamamen doğuştan getirilen bir özellikten ziyade doğal ve dış koşullarla beslenen bir ürün olduğu kabul edilen müzik yeteneği de bu özelliğiyle temel eğitim içinde ele alınması gereken önemli bir konudur. Konuyla ilgili yapılan araştırmalar müzik yeteneğinin ancak küçük yaşlarda eğitildiğinde geliştirilip değerlendirilebildiğini göstermektedir. Özellikle ilköğretim birinci kademedeki çocukların içinde bulunduğu yaş dilimi müzik yeteneğinin geliştirilmesi açısından çok önemlidir. Ancak ülkemizde bunun gerçekleştirilebildiğini söylemek zordur. Nitekim Bursa merkez ilçelerinde görevli 204 sınıf öğretmeni ile 20 müzik öğretmenine bir anket uygulanmış ve öğretmenler de müzik yeteneğine sahip çocukların yeteneklerini değerlendirmede etkili olunamadığı görüşünde birleşmişlerdir. Konuyla ilgili olarak düzenlemeler yapılması, öğretmenlerin bilinçlendirilmesi gerekmektedir.Item Piyano eğitimi başlangıç aşamasında 6-8 yaş çocukları için kullanılması öngörülen öğrenmeyi hızlandırıcı ve pekiştirici görsel çalışmalar(Uludağ Üniversitesi, 2009) Onuray Eğilmez, Hatice; Eğitim FakültesiAraştırmada, piyano başlangıç aşamasında, piyano eğitimini görselleştirerek kalıcı bir öğrenmeyi etkili kılmak amacıyla, 6 -8 yaş çocuklarının, bedensel, zihinsel, psikolojik ve sosyal gelişimleri göz önünde bulundurularak geliştirilen çalışma yaprakları tanıtılmıştır. Araç geliştirme ve gözleme dayalı bir model kullanılarak geliştirilen söz konusu çalışma yaprakları, farklı zaman dilimlerinde piyano eğitimi alan 6 -8 yaş arası çocuklara uygulanmıştır. Uygulamalar sonucu aşağıda amacı ve uygulanış şekli ile ilgili bilgiler de verilen görsel çalışmaların, öğrenmeyi hızlandırıcı ve pekiştirici etkisi yanı sıra piyano eğitimi başlangıç aşamasını da daha zevkli hale getirdiği gözlenmiş, söz konusu çalışma yapraklarının yaygınlaştırılmasına yönelik öneriler sıralanmıştır.Item Öğretmen adaylarının rutin olmayan sözel problemleri çözme süreçlerinin incelenmesi(Uludağ Üniversitesi, 2009) Dinç Artut, Perihan; Tarım, KamuranBu çalışmanın temel amacı öğretmen adaylarının ordinal (sıra) sayıları içeren rutin olmayan problemleri nasıl çözdüklerini, bu problemleri çözerken kullandıkları stratejileri ve yaptıkları hata türlerini belirlemektir. Bu çalışma tarama modelinde betimsel bir araştırmadır. Araştırmaya 169 öğretmen adayı katılmıştır. Bunlardan 82’ si matematik, 87’si ise sınıf öğretmeni adayıdır. Tüm öğretmen adaylarına cevaplamaları için 18 sözel problem ve üç tip (I., II. ve III) sorudan oluşan bir soru formu verilmiştir. Sonuçlar incelendiğinde, matematik öğretmen adaylarının doğru cevap oranlarının %81, sınıf öğretmeni adaylarının ise doğru cevap oranlarının %56 olduğu görülmüştür. Öğretmen adayları en fazla birinci tip problemleri çözmede başarı göstermişlerdir. En düşük başarı ise üçüncü tip problemlerde görülmüştür. Genel olarak, bilinmeyen niceliğin doğasına ilişkin sunulan L, D ve S tipi problemlerdeki doğru cevap yüzdeleri L tipi için %74; D tipi için %70 ve S tipi için %61.5 olarak bulunmuştur. Elde edilen sonuçlara göre en fazla başarı L tipi problemlerde elde edilmiştir. Öğretmen adaylarının ± 1 hata türüne sahip olma oranları araştırıldığında 955 hatanın 724’ünün ± 1 hata türüne sahip olduğu görülmüştür. Matematik öğretmen adaylarının ± 1 hata türünü en çok I. tip problemlerde yaptıkları görülmüştür. En az hatayı ise II. tip problemlerde yapmışlardır.Öğretmen adaylarının cevapları incelendiğinde iki tür çözüm yolu kullandıkları görülmüştür. Genel olarak öğretmen adaylarının çok az sayıda informal çözümler ürettikleri görülmüştür.Item İlköğretim öğrencilerinde yaşam doyumu: bazı kişisel ve ailesel özelliklerin rolü(Uludağ Üniversitesi, 2009) Çivitçi, AsımBu araştırmanın amacı, ilköğretim II. kademe öğrencilerinin genel yaşam doyumları ve farklı alanlardaki (arkadaş, okul, aile, yaşanılan çevre ve benlik) yaşam doyumlarının, bazı kişisel ve ailesel özelliklerine (cinsiyet, sınıf düzeyi, kardeş sayısı, anne ve baba eğitim düzeyi, algılanan anne ve baba tutumu, cep telefonuna sahip olma, harçlığını yeterli bulma, evde ayrı odaya sahip olma ve algılanan akademik başarı) göre farklılık gösterip göstermediğini incelemektir. Araştırma grubunu, Denizli’deki üç ilköğretim okulunun II. kademesinde öğrenim gören 345 öğrenci oluşturmuştur. Veriler Çokboyutlu Öğrenci Yaşam Doyumu Ölçeği ve kişisel bilgi formu kullanılarak elde edilmiştir. Araştırma bulgularına göre, ilk ergenlik evresindeki ilköğretim öğrencilerinin bazı kişisel ve ailesel özelliklerinin en çok aile doyumu ile ilişkili olduğu; bunu sırasıyla genel yaşam doyumu, benlik, okul, arkadaş ve yaşanılan çevre doyumunun izlediği görülmektedir. Algılanan anne-baba tutumları, sınıf düzeyi ve algılanan akademik başarı, diğer bağımsız değişkenlere göre daha fazla sayıdaki yaşam doyumu boyutuyla ilişkili bulunmuşturItem İlköğretim öğrencilerinin bağıntı bulma ve sistematik liste yapma stratejilerini kullanma düzeyleri(Uludağ Üniversitesi, 2009) Çelebioğlu, Burcu; Yazgan, Yeliz; Eğitim FakültesiBu çalışmada, ilköğretim öğrencilerinin matematiksel rutin olmayan problem çözme stratejilerinden bağıntı bulma stratejisi ile sistematik liste yapma stratejilerini kullanma düzeyleri ve bu düzeyler arasında bir ilişki olup olmadığı incelenmiştir. Bu amaçla, ilköğretim 2. ve 3. sınıf öğrencileri ile 4. ve 5. sınıf öğrencileri birer grup olarak düşünülmüş ve her grup için bu iki stratejiye ait dörder problemden oluşan farklı iki test tasarlanmıştır. Tasarlanan testler, Bursa ilindeki bir ilköğretim okulu’nun 2, 3, 4. ve 5. sınıflarında okumakta olan toplam 307 öğrenciye uygulanmıştır. Testlerin uygulanması sonucunda her öğrencinin iki strateji için toplam puanları kullanılarak, sınıf düzeyinde ortalamalar ve korelasyon katsayıları hesaplanmıştır. Ek olarak, regresyon analizi ve bağımsız gruplar için t testi de yapılmıştır. Bu analiz sonuçlarına göre, tüm sınıf düzeylerinde bağıntı bulma ve sistematik liste yapma stratejilerinin ortalamalarının düşük olduğu, ancak kullanımları arasında olumlu yönde ve anlamlı bir ilişki olduğu görülmüştür.Item 17. yüzyılda Bursa’da eğitim-öğretim hizmetlerine yönelik vakıflar(Uludağ Üniversitesi, 2009) Başol, Samettin; Düzbakar, Ömer; Eğitim FakültesiBeşikten mezara kadar her vatandaşın bir vesileyle yararlandığı vakıflar, kurum olarak Osmanlı Devleti’nin vazgeçilmez birer parçasıydılar. Osmanlılar, vakıfların devlet ve toplum için sağladığı faydaları görerek bu kuruma devletin kuruluşundan itibaren geniş bir işlerlik kazandırdılar. Topluma hizmetleri sayılamayacak kadar çok olan vakıfların bir faydası da eğitim-öğretim alanındaydı. Bu çalışma, 17. yüzyılda Bursa’da eğitimöğretim hizmetlerine yönelik vakıfları ortaya koymayı amaçlamakta olup “Sıbyan Mekteplerine Yönelik Vakıflar” ve “Medreselere Yönelik Vakıflar” olmak üzere iki ana bölümden oluşmaktadır. İlgili bölümlerde eğitimöğretim amacıyla kurulan vakıflarda örgün eğitimle ilgili okul (darüttâlim, mektep, medrese vb.), öğretmen (müderris) ve öğrencilere (talebe-i ulûm) ilişkin vakıflarla ilgili sayısal bilgiler verilecek ve değerlendirmeler yapılacaktır. Ayrıca bunlar için belirlenmiş vakıf şartları (gelirler/ tahsisatlar) sıralanacaktır. Temel kaynak olarak 17. Yüzyıl Bursa Şer’iyye Sicilleri (BŞS) ve Vakıflar Genel Müdürlüğü Arşivi (VGMA)’nde bulunan vakıf kayıtları kullanılmıştır.