2011 Cilt 20 Sayı 1
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/15420
Browse
collection.page.browse.recent.head
Item XVI. yüzyılda bir Osmanlı müderrisi: Mevlana Muslihuddin Efendi ve mirası(Uludağ Üniversitesi, 2011) Maydaer, Saadet; İlahiyat FakültesiSosyal ve ekonomik tarih çalışmalarının önemli kaynaklarından biri olarak bilinen, bir kimsenin öldükten sonra geriye bıraktıklarının kaydı anlamındaki terekeler, aynı zamanda ilim ve kültür tarihine de ışık tutan belgelerdir. Terekelerde kayıtlı kitapların sayısı, niteliği, hangi ilim dallarına ait oldukları ve maddî değerleri, bize kaydedildikleri dönemin ilmî ve fikrî ortamı hakkında önemli ipuçları vermektedir. Farklı meslek gruplarından kişilerin terekeleri ayrıntılı bir şekilde incelendiğinde, sahip oldukları kitaplarla entelektüel yaşamlarına, diğer eşyalarıyla ise sosyo-ekonomik düzeylerine ilişkin çıkarımlarda bulunmak mümkündür. XVI. yüzyılda Bursa’da yaşamış İsa Bey Medresesi müderrislerinden Muslihuddin Efendi’nin terekesinden hareketle yapılan bu çalışma, okuduğu kitaplarla, sahip olduğu mal-mülk, köle ve cariyeleriyle, giydikleriyle, kullandığı eşyalarla, hatta boş zamanlarında oynadığı satranç takımıyla, bir Osmanlı müderrisinin nasıl bir portre çizdiğinin anlaşılmasına yardımcı olmayı hedeflemektedir.Item Sempozyum tanıtımı: Ekmelüddin Bâbertî sempozyumu (28-30 Mayıs 2010 Bayburt)(Uludağ Üniversitesi, 2011) Muhammed, Kadir Recep; Sosyal Bilimler Enstitüsü28-30 Mayıs 2010 tarihinde Bayburt Valiliği ile Atatürk Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi tarafından ortaklaşa düzenlenen Ekmelüddin Bâbertî Sempozyumu, saygı duruşu ve İstiklâl Marşı ile başlamış, ardından Atatürk Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nasrullah HACIMÜFTÜOĞLU, Bayburt Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Murat MOLLAMAHMUTOĞLU, Bayburt Belediye Başkanı Hacı Ali POLAT ve Bayburt Valisi Kerem AL’ın açılış konuşmaları ile devam etmiş, tebliğciler bildirilerini sunduktan sonra değerlendirme oturumu ile sempozyum tamamlanmıştır.Item Kelantan/Malezya’daki sûfiler ve muhalifleri 20. yüzyılın başında Ahmediye karşıtı tartışmalar(Uludağ Üniversitesi, 2011) Kraus, Werner; Öztel, Yusuf; Sosyal Bilimler Enstitüsü14., 15. ve 16. yüzyılda Malay adalarına ulaşan ve oralara nüfuz eden İslam, Tanrı‟nın mündemiçliğinin mistik tasavvurunun etkisindeydi. Bu hususta diğer bölgelerdeki muasır müslümanlıktan muhtemelen pek farklılık göstermez. Tasavvuf ve tarikatlar, Mağrib‟den Ortaasya‟ya ve Malay‟a kadar müslüman toplumların dînî tecrübe ve nazari aklı üzerinde kuvvetli bir tesir icra etti. O zamanın Malay-İslam tasavvufuna muhalefet, adeta İslam‟a muhalefet gibi olurdu. İslam‟ın içinde barınan aşkınlık ve içkinlik, şeriat ve tasavvuf arasındaki gerilim, Güneydoğu Asya‟da başlangıçta ve uzun süreliğine sadece çok az uzman tarafından kaydedilmişti. Malay müslümanların çoğunluğu, bu gerilimin bilincinde değildi. Onlar için İslam, öncelikle canlı ve cansızlar aleminin güçlerini kısmen denetim altında tutmak için yeni bir ilave yöntemdi. Burada şeriatın faydası azdı. Buna karşın gizemli-büyüsel tekniklerin faydası daha fazlaydı.Item Bîrûnî çalışmalarının bugünkü durumu: Bir inceleme ve bibliyografya(Uludağ Üniversitesi, 2011) Whıtaker, Ian; Kızıl, Fatmaİslâm âlimi Ebu'r-Reyhân Muhammed b. Ahmed el-Bîrûnî şüphesiz dünya tarihinin en büyük düşünür ve yazarlarından birisidir. Son otuz yıla kadar Bîrûnî‟nin çalışmaları Arap bilim tarihi ile ilgilenen nispeten küçük bir ilim adamları çevresinde bilinmekteydi. Fakat son yıllarda, hicrî ve milâdî takvimlere göre farklı olarak hesaplanan bininci doğum yıldönümü vesilesiyle onun çalışmalarına ithaf edilmiş çok sayıda eser yayımlanmasının neticesinde şu an Bîrûnî'nin hayatı ve entelektüel alanda ortaya koydukları hakkında hatırı sayılır miktarda değerlendirme mevcuttur.Item İslâmî bir perspektiften psikoloji ve din arasındaki ilişki ve bütünleşme(Uludağ Üniversitesi, 2011) Haque, Amber; Koç, Mustafa; İlahiyat FakültesiDin, birçok bireyin hayatında yaygın ve etkili bir fenomendir. Tüm toplumlarda ve kültürlerde, dinsel davranış örneklerini kolaylıkla bulmak mümkündür. Bunun yanı sıra bir davranış bilimi olmasına rağmen psikoloji, dini ve onun bireyin davranışı üzerindeki derin etkilerini araştırmayı önemli ölçüde ihmal etmiştir. İşte bu noktada adı geçen bu makale, psikoloji ile din arasındaki ilişkiyi ve bu iki disiplinin birbirini nasıl etkilediğini incelemeye çalışmaktadır. Dolayısıyla bu makalede, aralarındaki ilişkiye genel bir yaklaşım sergiledikten sonra psikoloji ve din arasında varolan çıkmaza yönelik, ‘psikolojinin İslâmîleştirilmesi’ projesi bir çözüm yolu olarak önerilmektedir.Item XX. yüzyıl Mısır’ında tasavvuf aleyhtarlığı (1900-1970): Bir ön araştırma(Uludağ Üniversitesi, 2011) De Jong, Frederick; Çift, Salih; İlahiyat FakültesiXIX. yüzyılda Mısır‟da, İslam‟ın tasavvufî yorumunu benimseyenlerle, kabul etmeyenler ya da buna karşı çıkanlar arasındaki tartışma ve çatışmalar nispeten nadirdir. Bunların sıklığı ve yoğunluğu, daha önceki dönemlerde yaşananların yalnızca cılız yansımalarından ibarettir. Yazılı kaynaklara aksettiği kadarıyla muhalefet fikriyâta değil uygulamaya yönelik eleştiriden müteşekkildir. İlgili örnekler, Vefâ Muhammed el-Kûnî el-Mısrî‟nin er-Reddü’l-mübîn ale’l-ceheleti’l-mutasavvifîn2 ve Hüseyin elMarsafî‟nin Kelimu’s-semânî 3 isimli eserlerinde mevcuttur. Buna ilaveten, yirminci yüzyılın milliyetçi önderlerinden biri olan Abdülaziz Câviş‟ten de söz edilebilir. Câviş on dokuzuncu asrın sonlarında Muhammed Abduh‟un öğrencilerinden biriydi. O, 1892 yılında Mısır‟da Şeyhu‟l-meşâyıh makâmında bulunan Muhammed Tevfik elBekrî‟nin şahsında Mısır‟daki tarikatlara karşı hücuma geçti. Yetki alanı dâhilindeki tarikatların reform ihtiyacı ve haram olduğu düşünülen bazı tasavvufî uygulamaların yasaklanması için kendisini ikna etme niyetiyle dikkatlerini el-Bekrî‟ye yönelten diğer reformist düşünürler Abdullah en-Nedîm6 ile Muhammed Reşîd Rızâ‟dır.Item M. Tayyib Okiç ve mevzu hadisler hakkında tamamlanmamış bir çalışması(Uludağ Üniversitesi, 2011) Kanaqi, Behlül; Sosyal Bilimler EnstitüsüTayyib Okiç’in yayınlanmış çalışmaları dışında yayınlanmamış bazı notları da bulunmaktadır. Bu notlar arasında tespit edebildiğimiz mevzu hadisler ile ilgili “Mutûnu’l-Ehâdîsi’lMevdûa” adlı çalışmasıdır. Yaptığımız tahlil sonucunda söz konusu çalışmanın tam olmadığının sonucuna vardık. Okiç’in vefatından sonra belgeler bir yerden başka bir yere nakledilirken muhtemelen bir kısmı kaybolmuştur. Tayyib Okiç’in apokrif hadisler konusundaki hassasiyetini ve mevzu hadisleri tahric ederken kullandığı kaynakların çeşitliliğinden anlaşılabilen objektiflik sorumluluğunu yansıtması açısından bu çalışma önem arzetmektedir. Özellikle de uydurma hadislerin dinî, kültürel ve sosyal konulu başlıklara göre tasnif edilmeleri bu çalışmanın orijinal unsurlarından biri olarak görülmektedir.Item İmgelem yetisi ve bazı dinî olgularla ilişkisi(Uludağ Üniversitesi, 2011) Çetin, Özerİmgeleme ilk dönemlerden itibaren filozoflar tarafından tartışıla gelmiş, Orta Çağ‟da metafizikle ilişkilendirilmiştir. Kartezyen Düşünce‟nin etkisiyle ruhsal hayat için kullanılan bir terim olmuş, Pozitivizm sonrası duyularla sınırlandırılmıştır. 1930– 1970 yılları arası davranışçı ekol konu ile ilgili çalışmaları baskılamıştır.1960 sonunda bilişsel psikolojinin önem kazanmasıyla imgeleme hakkında çalışmalar artmıştır. İmgelemenin ortak bir tanımı yoktur. Bunun nedeni karmaşık yapısı ve araştırmacıların farklı yaklaşımlarıdır. İmgelem yetisi algı, bellek, dikkatle ilişkilidir fakat bunlardan farklı özelliklere sahiptir. Spontane, akıcı, objelerinin gerçek olmaması, yeni ve yaratıcı görsel fikirler sunması bunlardan bazılarıdır. Dinî imgeleme ailenin, sosyal çevrenin ve bireyin psikolojik özelliklerinin etkisiyle gelişir. Din ve imgelem yetisi arasında karşılıklı bir ilişki vardır. Din, imgelem yetisini uyarır buna karşılık imgelem yetisi dinî hayatı canlandırır. Dinî imgeleme pasif imgeleme olmayıp aktif bir imgelemedir. Dinin anlaşılmasına katkı sağlar. Özellikle ölüm sonrası hayat imgeleme ile daha iyi anlaşılır.Item Bir mizah unsuru olarak klasik Arap kaynaklarında ‘yellenme’ teması(Uludağ Üniversitesi, 2011) Şahin, Şener; İlahiyat Fakültesiİnsanoğlunun fıtrî ihtiyaçlarından yellenme fenomeni, temel bedensel işlevlerimiz içerisinde mizaha en çok konu edilen -ilk değilse de- ikinci sıradaki konudur. O nedenle bu makale, hemen hemen pek çok kültürde hâlâ bir sosyal tabu olarak görülen ama belki de yeryüzündeki çoğu insanı gülme paydasında bir araya getirebilecek yegâne masum sözcük ve eylem olan ‘yellenme’nin klasik Arap nevâdirinde-ki (anekdot edebiyatındaki) örnekleri üzerinedir.Item XIX. yüzyıl ortalarında Bursa medreseleri ve müderrislerine yapılan yıllık ödemelere dair bir belge(Uludağ Üniversitesi, 2011) Hızlı, Mefail; İlahiyat FakültesiOsmanlı medreselerinin Anadolu ve Rumeli coğrafyasındaki tespitleri kadar, bu medreselerde görev yapan müderrislere sağlanan imkanların ortaya çıkarılması da oldukça önemlidir. Bu makalede Osmanlıların ilk medreselerini inşa ettiği Bursa‟da, XIX. yüzyıl ortalarındaki medreselerin ve müderrislere sağlanan imkanların derli toplu yer aldığı bir belgeden hareketle bazı değerlendirmeler yapılmıştır.Item Kitap tanıtımı: Kur’ân’a giriş, (Medhal ile’l-Kur’âni’l-Kerîm, el-Cüz’ü’l-Evvel, fi’t-Ta’rîf bi’l-Kur’ân)(Uludağ Üniversitesi, 2011) Uzun, NihatBu yazımızda son dönemlerin parlak Müslüman mütefekkirlerinden merhum Muhammed Âbid el-Câbirî‟nin kaleme almış olduğu ve Türkçe'ye Kur’ân’a Giriş başlığıyla tercüme edilen kitabı tanıtmak istiyoruz. En genel anlamıyla Müslümanların bir yeniden yapılanma içerisine girip “tecdid” eksenli bir uyanış yaşamaları için çaba sarf eden Muhammed Âbid el-Câbirî, 4 Mayıs 2010 tarihinde ed-Dâru‟l Beydâ‟daki (Kazablanka) evinde vefat ettiğinde arkasında hakikaten Müslümanların bulundukları konumdan daha yüksek bir mevkiye çıkmalarını ve Müslümanlara yakışan bir hayat yaşamalarını hedeflemiş bir külliyât bırakmıştır.Item Suyûtî’nin Beyzâvî Hâşiyesi, Şâmî, Hocazâde ve Zebîdî’nin risâleleri bağlamında Hz. Peygamber’in ismeti, fazileti ve şefaati tartışmaları(Uludağ Üniversitesi, 2011) Kiraz, Celil; İlahiyat FakültesiBeyzâvî, tefsirinde Hz. Peygamber’in ismeti konusunda yanlış anlamalara yol açabilecek birtakım yorumlar yapmış; Suyûtî de bu yorumları tespit etmiş ve eleştirmiştir. Hocazâde ve Zebîdî ise Beyzâvî’nin bu yorumlarını, birkaçı hâriç Hz. Peygamber’in ismetine aykırı olmayan birer görüş olarak değerlendirmişlerdir. Hz. Peygamber’in âhirette günahkâr mü’minlere şefaati ve Cebrail’den üstünlüğü konularında ise Suyûtî, müellifin görüşlerini bir bütünlük içerisinde değerlendirmediği için ona haksız eleştirilerde bulunmuştur.Item İslam’ın ortaya çıkışında sosyo-kültürel bağlam(Uludağ Üniversitesi, 2011) Kurt, Abdurrahman; İlahiyat Fakültesiİnsanlık tarihinin dini gelişim dönemlerine göz atıldığında, dinlerin ortaya çıktığı bölgelerin genellikle toplumsal karışıklıkla karakterize olduğu görülür. Mekke’de İslam’ın ortaya çıkışı, bedevilik kültüründeki katı cemaat bağlarının gevşeyerek şehir toplumlarına özgü bireyselliğin baş göstermesiyle paralellik arz eder. İlk Müslümanların daha adil, güvenli ve dengeli bir dünyada yaşamaya yönelik anlam arayışları, onların İslam’ı benimsemelerinde basite alınmayacak bir motivasyon kaynağını teşkil etmiştir. Bununla birlikte İslam’ın ortaya çıkışını, indirgemeci bir yaklaşımla, sadece sosyolojik ya da psikolojik teorilerle açıklamaya çalışmak, eksik ve hatalı bir tanımlama olacaktır.