2012 Cilt 12 Sayı 1

Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/15678

Browse

collection.page.browse.recent.head

Now showing 1 - 2 of 2
  • Item
    Stability of honey bee morphological characters wıthin open populations
    (Uludağ Üniversitesi, 2012) Abou-shaara, Hossam F. Abou; Draz, Khalil A.; Al-aw, Mohamed A.; Eıd, Khalid S.
    Honey bee (Apis mellifera) is being kept in different parts in the world. There are many practices which are done on honey bee colonies by beekeepers. Such practices (e.g. requeening and migratory beekeeping) lead to differences in the characteristics of honey bee colonies in the course of time. Morphological characters of honey bees can be measured to characterize honey bee populations and to be used as an indicator for productivity of honey bee colonies. To characterize honey bee populations, the known method depends on the collection of random samples of honey bee workers from different hives and locations. However, there are different factors that can affect morphological characters. Thus, studying the stability degree of these characters is required to identify fluctuation levels within open populations of honey bees and to recommend the suitable method for its characterization. Morphological characters of 96 honey bee colonies and 1440 honey bee workers in six districts were studied for two successive years and obtained results were compared. Morphological traits of the second year were lower than the first year in most of studied characters, especially cubital index, in studied districts except for tongue length which increased in all studied districts by 0.19 to 0.69 mm. Obtained results showed that, for a fast screening for alterations happened in bee populations, it is sufficient to measure cubital index and tongue length. Also, taking the mean of morphological measurements for at least two years is considered sufficient to characterize open honey bee populations.
  • Item
    Yeni bir teknik: Bal arısı kovanlarında nano-gümüş kaplamanın bazı mikroorganizmalara karşı etkinliği
    (Uludağ Üniversitesi, 2012) Güneş, M. Ertan; Borum, A. Ebru; Özakın, Cüneyt; Girişgin, A. Onur; Aydın, Levent; Uludağ Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksek Okulu.; Uludağ Üniversitesi Keles Meslek Yüksek Okulu.; Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi.; Uludağ Üniversitesi Veteriner Fakültesi.
    Bu çalışmada 100 ppm nano-gümüş solüsyonun laboratuar koşullarında (in vitro) Escherichia coli, Staphylococcus aureus, Salmonella typhimurium, Enterecoccus faecalis, Bacillus cereus, Candida albicans ve Aspergillus niger üzerindeki antibakteriyel ve antifungal etkinliği belirlenmiş ve 100 ppm gümüş solüsyonunun mikroorganizmaları 2-10 dakikalık süreler içinde inhibe ettiği saptanmıştır. Kovan çalışmasında (in vivo) ise yavru çürüklüğü açısından önemli görülen Enterococcus faecalis, Bacillus subtilis, Escherichia coli, Corynebacterium jeikum ve kireç hastalığı etkeni Ascosphaera apis gibi mikroorganizmalar ile kontamine edilmiş, normal kovanlar ile iç yüzeyi tamamen (10 nanogram-50ppm) nano gümüş ile kaplanmış (emprenye) kovanlarda enfeksiyon kaynağı mikroorganizmaların üremeleri takip edilmiştir. In vivo çalışmada çevre, toprak ve su kökenli adi yavru çürüklüğü etkenleri tekli, ikili ve çoklu verilerek gümüşlü ve normal kovanlarda etkinlikleri belirlenmiştir. Tekli ve çoklu kontaminasyonlar sonucu nano-gümüş kaplı kovanlarda verilen mikroorganizmaların hiçbiri ürememiş, yapılan aylık kontrollerde ise kovanlarda arıların sayısının azalmadığı, hastalık belirtilerinin oluşmadığı ve yavru sayısının azalmadığı tespit edilmiştir. Bazı nano-gümüş kaplı kovanlarda, 5.gün sekonder bakteri üremeleri olmasına rağmen 1, 2 ve 3.ay kontrollerinde hiçbir sekonder mikroorganizma saptanmamıştır. Normal kovanlarda ise verilen bakterilerin ve çok sayıda sekonder bakterinin ürediği tespit edilmiştir Ayrıca kontrol kovanlarında arıların sayısının azalması, hastalık belirtilerinin oluşması, peteklerde bulmaca manzarası, koku ve adi yavru çürüklüğü belirtileri tespit edilmiştir. 1, 2, ve 3. ay kontrollerinde de aynı ya da farklı sekonder etkenler izole edilmiştir. Gümüşlü kovanlardan ve kontrol kovanlarından hasat edilen bal ve peteklerde gümüş kalıntı düzeyinin katkı kalıntı açısından normal sınırlarda olduğu saptanmış ve insan sağlığı yönünden herhangi bir risk taşımadığı saptanmıştır.