1983 Cilt 2 Sayı 1

Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/17193

Browse

collection.page.browse.recent.head

Now showing 1 - 16 of 16
  • Item
    Erkek cinsiyet hücrelerinin şekillenme ve olgunlaşmaları
    (Uludağ Üniversitesi, 1983) Özer, Aytekin
    Erkek cinsiyet hücrelerinin şekillenme ve olgunlaşmalarını sergileyebilmemiz için, genital sisteme ve genital sistemin embriyonal yaşam boyunca oluşmasına kı saca değinmede, konunun daha iyi anlaşılması açısından yarar vardır. Genital sistem, genital bezler (gonadlar), genital boşaltma yolları ve bu yollara açılan eklenti bezleri ile dış genital organlardan meydana gelmiştir. Gonadların içinde cinsiyet hücreleri gelişir ve olgunlaşırlar. Bu organlar aynı zamanda iç salgı da yaparlar.
  • Item
    Kılcal dolaşım, lenf ve ödem
    (Uludağ Üniversitesi, 1983) Yılmaz, Baki
    Kılcal kan damarları arteriol ile venül arasında bulunur. Arteriol önce metarteriol'lere ayrılır. Metarterioller de duvarlarında süekli bir katman halinde olmayan düz kas tellerini içerirler. Metarteriollerden çıkan her gerçek kılcal damarın başlangıcında düz kas tellerinin çevrelediği bir prekapiler (kılcal damar öncesi) sfinkter bulunur. Bu sfinkterin gevşemesi ya da büzülmesi kılcal damarlardaki kan akımını denetler.
  • Item
    Anemi
    (Uludağ Üniversitesi, 1983) Yılmaz, Baki; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi.
    Dolaşım kanında alyuvar sayısının veya alyuvarlarda bulunan hemoglobin miktarının azalmasına ya da her ikisinin birden normal değerlerin altına düşmesine kansızlık, daha doğru bir deyimle kan azlığı (anemi) adı verilir. Anemi sözcüğü, çoğunlukla kan hastalıklarında görülen bir belirtinin anlatımıdır.
  • Item
    İnbred yetiştirilen sıçanlarda idrar kesesi taşları ve seleksiyon
    (Uludağ Üniversitesi, 1983) Köksal, Yalçın; Güre, Ataman; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Tıbbi Biyoloji Ana Bilim Dalı.
    Laboratuvar hayvanlarından sıçanların inbred yetiştirilmesinde homojenite yönünden başarı, bilimsel şekilde yapılan seleksiyona bağlıdır. Çok sayıdaki seleksiyon metodlarından en önemlisi, genotip karakterlerdir. Metabolizma bozukluğundan ileri gelen idrar kesesi taşları da seleksiyonun bir sebebidir. Bu yayınımızda sıçanlarda ender görülen ve yetiştirme laboratuvarımızda tesadüf ettiğimiz idrar kesesi taşı vakasından ve bunun seleksiyon üzerindeki öneminden bahsedilecektir.
  • Item
    Vitamin A'nın metabolizması, kan plazmasında vitamin A ve karotin tayini
    (Uludağ Üniversitesi, 1983) Çamaş, Hayati; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi.
    Doğada karotininoidler sınıfına dahil çok sayıda madde bulunmasına rağmen, vitamin A aktivitesi gösterenler azdır. Bunların başlıcaları a-, b- ve y-karotinlerdir. Hayvanların başlıca vitamin A kaynaklarını bu üç karotin oluşturur. Ancak yeşil bitkilerde, % 90 oranla b-karotin çoğunlukta olup, en yüksek vitamin A aktivitesi gösterenidir.
  • Item
    Türkiye' deki bazı koyun ırklarında hemoglobin (Hb) tipleri üzerinde araştırmalar
    (Uludağ Üniversitesi, 1983) Yaman, Kemalettin; Üstdal, K. Muzaffer
    Nişasta jeli elektroforez tekniği kullanılarak 7 koyun ırkında hemo globin tipleri tayin edilmiştir. İncelenen 348 koyunda AA, AB ve BB tipleri elde edilmiştir. Bu çalışmamızda Hb B geni frekansı bütün ırklarda yüksek düzeyde bulunmuştur.
  • Item
    İneklerde prostaglandinlerle çalişmalar ll. çeşitli fertilite sorunlarında kullanımı
    (Uludağ Üniversitesi, 1983) Kılıçoğlu, Çetin; Alaçam, Erol; İzgür, Hakkı
    Bu çalışmada bir prostaglandin analogu olan Dinoprost tromethamine (LutalyseR) değişik fertilite sorunları bulunan 9 inekte luteolysis ve sağıtım amacı ile kullanıldı. Bu olgular 1 adet pyometra, 2 adet mumifiye fötüs, 1 adet ovaryum kisti, 3 adet suböstrüs olup, ayrıca 2 düvede abortus amacıyla uygulama yapıldı. Bulgulara dayanarak prostaglandinlerle, endike bulundukları olgularda uygun doz ve zamanlama ile, ovaryumları travmatize etmeden luteolysis sağlanarak başarı• lı bir sağıtım yapılabileceği kanısına vardık .
  • Item
    İneklerde prostaglandinlerle çalışmalar I. östrüs sinkronizasyonu
    (Uludağ Üniversitesi, 1983) Alaçam, Erol; Kılıçoğlu, Çetin; İzgür, Hakkı
    Bu çalışma 20 inek üzerinde, bir prostaglandin analogu olan Dinoprost Tromet hamine (LutalyseR) kullanılarak , östrüsleri sinkronize etmek ve fertilite oranlarını saptamak amacıyla yapıldı. Bu amaçla 1. grupta rektal muayene ile diöstrüste oldukları saptanan 7 ineğe 25 mg. Lutalyse enjekte edildi ve östrüsler gözlenerek kontrollu tek bir sun'i tohumlama yapıldı. İkinci bir grup 13 inekle ise 25 mg. Lutalyse onbir gün ara ile iki defa uygulandı ve östrüsler araştırılmaksızın 48 ve 72. saatlerde iki defa tohumlama uygulandı . Birinci grupta östrüsler 36-48, ikinci grupta ise 48-96. saatlerde izlendi. Bütün hayvanlarda % 100 oranında sinkronizasyon sağlandı. İlk tohumlamada fertilite oranı birinci grupta % 57.1, ikinci grupta % 61. 5 olarak saptandı. Ayrıca prostaglandinlerin genel özellikleri ve klinik kullanımları hakkında geniş bir literatür bilgisi sunuldu.
  • Item
    Sulandırıcıya değişik oranlarda katılan gliserolün dondurma işleminin çeşitli evrelerinde koç spermatozoon'larının motilitesi ve akrozom morfolojisi üzerine etkisi
    (Uludağ Üniversitesi, 1983) Aştı, Reşat Nuri; Kozandağı, Mehmet; Gökçen, Hazım; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi.
    Merinos koçlarının sperması değişik oranlarda gliserol içeren Sodyum Sitrat-Glikoz-Yumurta sarısı sulandırıcısı ile sulandırılıp sıvı azotla donduruldu. Dondurulan ejekülatlarda dondurma işleminin değişik evrelerinde spermatozoon motilitesi ve akrozom bozuklukları oranları saptandı . Spermatozoon motilitesinin özellikle dondurma evresinden sonra önemli ölçüde düştüğü, akrozom bozukluklarında ise gliserolizasyon evresinden sonra önemli artışlar oluştuğu gözlendi. Sulandırıcıya katılan değişik gliserol oranları arasında gerek motilite gerek akrozom morfol ojisi bakımından önemli bir fark bulunmamakla birlikte, sulandırıcıya % 5 oranında gliserol katmanın daha iyi sonuç verdiği saptandı.
  • Item
    Çeşitli ekilibrasyon süreleri ve çözme ısılarının donmuş koç spermatozoon'larının motilitesi ve akrozom bozuklukları üzerine etkisi
    (Uludağ Üniversitesi, 1983) Aştı, Reşat N.; Kozandağı, Mehmet; Gökçen, Hazım; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi.
    Bu çalışmada, iki ve üç saatlik ekilibrasyon süreleriyle, çeşitli çözme ısılarının donmuş koç spermatozoon 'larının motilitesi ve akrozom bozukluk ne etkisi araştırıldı . İki Merinos koçundan alınan toplam 10 ejekülat, sodyum sitrat -glikoz-yumurta sarısı sulandırıcısı ile sulandırıldı; gliserolizasyon ve 2 ve 3 saatlik ekilibrasyondan sonra payetler içinde ve sıvı azot buharında dondurulup sıvı azot içinde saklandı. Dondurma işleminin ilk sulandırma, 5° C'ye soğutma, gliserolizasyon, 2 ve 3 saatlik ekilibrasyon evrelerinde, alınan sperma örneklerinde spermatozoon motilitesi ve Giemsa ile boyanmış preparatlarda akrozom bozuklukları oranları saptandı. Ayrıca, dondurulmuş ejekülatlar, 34° C de 15 saniyede, 50° C de 1 O saniyede ve 75° C de 5 saniyede ılık su içerisinde çözülerek , donmadan sonraki spermatozoon motilitesi ve akrozom bozuklukları oranları bulundu. Spermatozoon motilitesi ve akrozom bozuklukları bakımından en iyi sonuçlar, 3 saatlik ekilibrasyondan sonra dondurulup 50° C de 10 saniyede çözülen ejekü laflarda alındı. Elde edilen bilimsel verilerin ve ilgili araştırma sonuçlarının değerlen dirilmesinden, kısa süreli ekilibrasyon ve yüksek ısıda kısa süreli çözmenin koç sper masının dondurulmasında daha iyi sonuçlar verdiği kanısına varıldı.
  • Item
    Bir inek'te saptanan subakut hematüria enzootica olayının sağıtımı
    (Uludağ Üniversitesi, 1983) İmren, Hüseyin Yılmaz; Şahal, Mehmet
    Siyah-beyaz alaca, 4 yaşlı bir inekle saptanan subakut enzootik hematüri olayının 10 gün süreyle, Antibiyotik, Urotropin (Hexamethylentetramin) , Myofer (Ferric hydroxide 100 mg/1 ml demir + Dextran solusyonu 200 mg/1 ml.) ve Vitamin K 3 kullanılarak sağıtılmıştır. Hayvan hala canlıdır ve ikinci yavrusunu doğurmuştur.
  • Item
    Yeni doğmuş bir buzağıda spina bifida ve myelocele olgusu
    (Uludağ Üniversitesi, 1983) Yavuz, Tahir; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi.
    Uludağ Üniversitesi Veteriner Fakültesi Kliniklerine getirilen yeni doğ muş bir buzağıda, Spina bifida ve Myelocele olgusu saptanılmıştır. Myelocele'in lokal belirtisi olarak uzunlamasına çapı 10cm., enlemesine çapı 7.5 cm ve yüksek liği 5 cm. olan eliptik, fluktuasyonlu bir şişkinlik saptandı. Bu şişkinliğin tabanın da, 3 üncü lumbal omur hizasında ve omurun dorsal yüzü üzerinde 4 cm. uzunluğunda bir aralık bulundu. Hayvanda ayrıca parapleji vardı. Spina bifida ue Myelocele olgularının danalarda az görülmesi ve enteresan olması nedeniyle bu olgu yayınlanmıştır.
  • Item
    Türkiye'de kimyasal yolla üretilen dikalsiyum fosfat ile et tipi ( broyler) civcivler üzerinde bir araştırma
    (Uludağ Üniversitesi, 1983) Akkılıç, Mahmut; Erdinç, Hüseyin; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi.
    Bu araştırma Türkiye'de üretilen ve Top-Kim Firması tarafından kürsümüze gönderilen dikalsiyum fosfatın et tipi (broyler) civcivlerde canlı ağırlık artışı ve yem tüketimine olan etkisini saptamak üzere yapılmıştır. Araştırma 6 grup olarak planlanmış ve 1 . grup kontrol grubu olarak alınmış ve denenmesi istenen dikalsiyum fosfat (DCP) hiç konmamış. Bu grubun fosfor ih tiyacı sadece kemik unu ve hayvansal kaynaklı yem maddelerinden sağlanmıştır. 2. gruba % 1 oranında kemik unu ve % 1 DCP ilave edilmiştir. 3. gruba hiç kemik unu konmamış ve sadece balık unu yanında % 2 DCP katılmıştır. 4.; 5. ve 6. gruplar da hiç hayvansal protein kaynağı kullanılmamış ve protein ihtiyacının çoğunluğu soya fasulyası küspesi, ayçiçeği küspesi ve mısır gluteninden karşılanmıştır. Bu gruplarda fosfor ihtiyacı 1. grupda sadece % 2.4 oranında katılan kemik unundan ve 2. grupda % 1 kemik unu ve % 1 DCP, 3. grupda da sadece % 2 DCP'den karşılanmışt ır . Sekiz hafta sürdürülen bu araştırmada gruplara göre bir civcivin ortalama toplam canlı ağırlığı sırasıyla 1973.5; 1864.0; 17 85. 0; 192 6. 5 ; 193 7. 0 ve 1771.5 g olmuş tur. Belirtilen süredeki toplam yem tüketimleri de 4750; 4610; 431 5; 4500; 4168 ve 4549 g bulunmuştur. Buna göre 1 kg canlı ağırlık artışı için tüketilen yem mikta rı da 2.38; 2.44; 2.51; 2.41 ; 2.47 ve 2.56 kg olarak hesaplanmıştır. Gruplarda 8 haftalık araştırma süresinde elde edilen canlı ağırlık artışı yem tük etimi ve yemi değerlendirme sonuçlarına göre dikalsiyum fosfat her iki araştırma grubunda ve özellikle bitkisel proteinlere da yalı gruplarda % 1 kemik unu + % 1 DCP kombinasyonu tatminkar sonuçlar vermiştir. Fakat % 2 oranında katılan dikalsiyum fosfat büyümeyi olumsuz olarak etkilemiştir.
  • Item
    Broyler tipi civciv rasyonlarına değişik düzeylerde katılan zeolit'in (bentonit) canlı ağırlık artışı, yem tüketimi ve yaşama gücü üzerine etkisi
    (Uludağ Üniversitesi, 1983) Akkılıç, Mahmut; Erdinç, Hüseyin; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi.
    Bu araştırma tavuk rasyonlarında dolgu maddesi olarak kullanıldığı be Iirtilen zeolit'in et tipi civciv rasyonlarına katılarak canlı ağırlık artışı , yem tüketimi ve yaşama gücüne olan etkisini saptamak amacıyla yapılmıştır. Araştırmada dört grup oluşturulmuştur. Gruplardan birisi kontrol (hiç zeolit katılmayan) diğerleri de % 2,5; 5 ve 10 düzeyinde zeolit katılan deneme gruplarıdır. Deneme sekiz hafta sürdürülmüş olup gruplardaki bir civcivin ortalama toplam canlı ağırlığı 1762; 1683; 1657; 1344 gr. olmuştur. Bu grupların toplam yem tüketimleri de sırasıyla 4142; 4327; 4316 ve 3964 gram bulunmuştur. Gruplarda 1 kg canlı ağır lık artışı için tüketilen yem miktarı 2.40; 2.63; 2 .67 ve 3 .03 kg. hesaplanmıştır. Değişik oranlarda zeolit katılan rasyonları tüketen deneme gruplarında canlı ağırlık artışı kontrol grubunun altında kalmış ve 2 .; 3 . grupların canlı ağırlıkları kontrol grubuna nazaran önemli bir farklılık göstermemesine rağmen 4. grubun canlı ağırlılı diğer gruplara göre önemli derecede (P < 0.01) az olmuştur. Yemi değerlendirme dereceli de rasyonlara katılan zeolit oranının artmasına paralel olarak azaldığı görülmüştür. Bu elde edilen sonuçlara göre zeolit ölçülen verimler üzerine olumsuz yönde etkilemiştir. Fakat zeolit hakkında kesin yargıya varabilmek için: 1) Rasyonlara katılan zeolitin büyümeyi engelleyici ve toksit etki yapan mad deleri ihtiva edip etmediğinin kontrolü, 2) Araştırmada kullanılan rasyonların gerek enerji gerekse protein düzeyleri bakımından yaklaşık ayni olacak şekilde ayarlanması gibi, etmenlerin de gözönünde bulundurulması gerekir.
  • Item
    Etlik (broyler) civciv rasyonlarına değişik oranlarda katılan ispirto mayasının canlı ağırlık artışı, yem tüketimi ve yaşama gücü üzerine etkisi
    (Uludağ Üniversitesi, 1983) Akkılıç, Mahmut; Çolpan, irfan; Erdinç, Hüseyin; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi.
    Bu araştırma et tipi (broyler) civciv rasyonlarına değişik oranlarda katılan ispirto mayasının canlı ağırlık artışı ve yem tüketimi üzerine olan etkisini saptamak amacıyla yapılmıştır. Araştırmada günlük Hubbard etlik civcivler kullanılmıştır. Her grupta 30 adet olmak üzere dört grup halinde denemede toplam olarak 120 adet cıvcıv kullanılmıştır. İspirto mayasının bulunmadığı 1. grup kontrol grubu olarak kabul edilmiş diğer 2., 3. ve 4. gruplara sırasıyla% 5, 10 ve 15 oranında ispirto mayası katılmıştır. Araştırma 8 hafta sürdürülmüş, haftalık tartımlarla canlı ağırlık artışları ve yem tüketimleri tesbit edilmiştir. Sekizinci haftanın sonunda gruplarda ortalama canlı ağırlıklar sırasıyla 2057.4, 2000.5, 1947.5 ve 1928 g ve aynı süredeki yem top lam tüketimleri de 4558.9, 4562.8, 4476.7 ve 4463.8 g olarak tesbit edilmiştir. Gruplarda 1 kg canlı ağırlık artışı için tüketilen yem miktarı ise gruplarda sırasıyla 2.13, 2 .19, 2.22 ve 2.23 olmuştur. Bu araştırmadan elde edilen sonuçlara göre rasyonların kısıtlı aminoasit den gesi sağlandığında % 5-10 oranında ispirto mayasının broyler rasyonlarına rahatlıkla katılabileceği kanısına varılmıştır.
  • Item
    Güney Anadolu bölgesinden yakalanan hemidaotylus turcicus türü kertenkelelerde helmintolojik araştırmalar
    (Uludağ Üniversitesi, 1983) Tınar, Recep
    Türkiye'nin Güney Anadolu bölgesinden yakalanan 218 adet Hemidac tylus turcicus türü kertenkelenin helmintolojik bakısında bunlardan 58 (% 26.60)'inin Joyeuxiella pasqualei cysticercoidi, 137 (% 62.84)'sinin Pharyngodon laevicauda ile enfekte olduğu saptanmıştır .