1985 Cilt 4 Sayı 1-2-3

Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/17227

Browse

collection.page.browse.recent.head

Now showing 1 - 17 of 17
  • Item
    Sığır mastitisi üzerinde araştırmalar. 2. streptokoklara bağlı mastitis
    (Uludağ Üniversitesi, 1985) Kahraman, Mustafa; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi.
    213 Süt numunesi C.M.T. (California Mastitis Test) ile incelenmiş bunlardan 180 süt numunesi mastitisli bulunmuştur. Mastitis negatif 33 numunenin kültürel yoklamalarında üreme olmamıştır. 180 mastitis-pozitif numunenin kültürel muayenesinde 27 streptokok suşu izole edilmiştir. İzole suşların hemolitik özellikleri, aeskulin'e etkileri ve CAMP testi sonuçlarına göre ikisinin Str. agalactiae suşu, diğerlerinin Str. uberis oldukları tesbit edilmiştir. İzole suşları 13 antibiyotiğe karşı hassasiyetleri ölçülmüştür. Herbir sus en az iki antibiyotiğe karşı hassasiyet gösterdiği tesbit edilmiştir.
  • Item
    Tavuk ve piliçlerin eritrositleri ile kan plazmasındaki glutatyon peroksidaz aktiviteleri üzerinde araştırmalar
    (Uludağ Üniversitesi, 1985) Çamaş, Hayati; Antaplı, Mübeccel; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi.
    Bu araştırmada, tavuklarla piliçlerin eritrositleri ile kan plazmasındaki glutatyon peroksidaz (Se-GSH-Px) değerleri saptanmıştır. Ayrıca eritrositlerdeki glutatyon peroksidaz aktiviteleri ile plazmadaki glutatyon peroksidaz aktiviteleri arasında korrelasyonlar da araştırılmıştır. Araştırma materyali olarak, Bursa ili Geçit Köyündeki bir işletmeden sağlanan 10 adet, 6 aylık, ISA-Brown Egger (Altın Tavuk) tavukla 8 adet, 52 günlük Broiler (Hubbard) piliç olmak üzere toplam 18 adet hayvan kullanılmıştır. Tavukların eritrositlerinde Se GSH-Px aktivitesi; ortalama 50,35 † 8,44 U37/g Hb, kan plazmasında ise 0,012 + 0,001 U37/mg protein (0,30 + 0,03 U37/ml plazma) olarak bulunmuştur. Piliçlerin eritrositlerinde Se-GSH-Px aktivitesi; ortalama 72,42 +4,43 U /g Hb iken, plazmada bu değer 0,015 + 0,003 U37/mg protein (0,39 0,04 Uz/ml plazma) olarak saptanmıştır. Ne tavuklar da ve ne de piliçlerde, eritrositlerdeki Se-GSH-Px aktiviteleri ile ayni enzimin kan plazmasındaki aktiviteleri arasında, istatistiki yönden önemli bir korrelasyon bulunamamıştır. Hem eritrositlerdeki ve hem de kan plazmasındaki enzim seviyesinin literatür verilerine göre düşük olduğu görülmüştür. Bu bulgular, araştırma materyali olarak Kullanılan tavuk ve piliçlerde, selenyum yönünden yetersiz bir beslenmeyi işaret etmektedir.
  • Item
    Sığır besiciliğinde saman ve bezelye silajını kullanma olanakları üzerinde bir araştırma
    (Uludağ Üniversitesi, 1985) Arpacık, Rafet; Erdinç, Hüseyin; Oğan, Mustafa; Çelebican, Atilla; Kelleci, Metin H.; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi.
    Bu araştırma, saman ve konserve fabrikası artığı bezelye otu silajının Holştayn erkek danalarına yedirilme olanaklarını araştırmak amacı ile yapılmıştır. Araştırmada hayvan materyali olarak 24 baş siyah-beyaz Holştayn erkek danaları kullanılmıştır. Hayvanlar 8'er başlık üç gruba ayrılmış ve 1. gruba sığır besi yemi (% 16 protein) + saman (Kontrol grubu), II. gruba sığır besi yemi + bezelye silajı ve III. gruba sığır besi yemi + saman silajı yedirilmiştir. Araştırma yarı açık ahır şartların da ve serbest dolaşım sistemi şeklinde yapılmıştır ve araştırma 153 gün sürdürülmüş tür. Hayvanların besi başlangıç canlı ağırlıkları I. grupta ortalama 274.6, II gruba 274.2 ve III. grupta 273.3 kg. olarak tesbit edilmiştir. Ortalama günlük canlı ağırlık artışları da gruplarda sırasıyla 1045, 1050 ve 1037 gr. bulunmuştur. Gruplarda bir kg. canlı ağırlık artışı için tüketilen kuru madde miktarı yem (konsantre + kaba) 8.54, 7.58 ve 8.70 kg. olarak tesbit edilmiştir. Ayrıca, verilen bu değerlere ve araştırmanın yapıldığı tarihteki yem fiyatlarına göre bir kg. canlı ağırlık artışının maliyeti gruplara göre sırasıyla 202, 152 ve 185 TL. olarak hesaplanmıştır. Canlı ağırlık artışı, yem tüketimi ve bir kg. canlı ağırlık artışının maliyeti bakımından yapılan değerlendirmede, bu araştırmada bezelye otu silajının ekonomik bir şekilde besi sığırlarına yedirilebileceği sonucuna varılmıştır.
  • Item
    İnek kolostrumunun sıçanlarda kimi cinsel etkinlikler üzerine etkisi. ll. inek kolostrumunun infantil sıçanlarda ovarium'da fallikülasyon oluşturma işlevi üzerinde çalışmalar
    (Uludağ Üniversitesi, 1985) Gökçen, Hazım; Özer, Aytekin; Güreşçi, Leyla; Özgür, Lütfi; Soylu, Kemal; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi.; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi.
    İnek kolostrumunun ovarium'larda follikülasyon oluşturma işlevinin denenmesini amaçlayan bu çalışmada 22 günlük 10 infantil dişi deneme sıçanına deri altı 0.2 cc inek kolostrumu, 5 infantil dişi kontrol sıçanına da aynı yolla 0.2 cc serum fizyolojik enjekte edildi. Enjeksiyondan 5 gün sonra öldürülen sıçanların ovarium'larından yapılan seri kesitlerden hazırlanan preparatlarda, kolostrum enjekte edilen sıçanların ovarium’larında, kolostrum enjekte edilmeyenlere nazaran yaklaşık 2 kat fazla sayıda Graff follikülünün geliştiği gözlendi.
  • Item
    İnek kolostrumunun sıçanlarda kimi cinsel etkinlikler üzerine etkisi. 1. inek kolostrumunun erişkin sıçanlarda östrus sinkronizasyonu oluşturma işlevi üzerinde çalışmalar
    (Uludağ Üniversitesi, 1985) Gökçen, Hazım; Özer, Aytekin; Güreşçi, Leyla; Özgür, Lütfi; Soylu, Kemal; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi.; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi.
    Bu çalışmada, sinkronizasyon oluşturmak amacıyla, kızgınlık siklusunun değişik evrelerindeki 21 ergin deneme sıçanına 0.2 cc inek kolostrumu deri altı enjekte edildi. Kontrol grubundaki 5 ergin sıçana da 0.2 cc serum fizyolojik aynı yolla verildi. Kızgınlık evrelerinin saptanması, shorr boyası ile boyanan vaginal smear örneklerini histolojik bakısıyla gerçekleştirildi. Sonuçta, deneme grubunu oluşturan 21 ergin sıçanın tümü, kolostrum enjeksiyonundan 5 gün sonra östrus evresinde bulunmalarına karşın, kontrol grubundaki ergin sıçanların aynı zaman süreci sonunda hala başlangıçtaki gibi kızgınlığın değişik evrelerinde bulundukları gözlendi.
  • Item
    Sulandırılmış koç spermasında bir tohumlama dozundaki aktif spermatozoon sayısı ile dölverimi arasındaki ilişkiler üzerinde araştırmalar
    (Uludağ Üniversitesi, 1985) Çekgül, Erol; Şener, Erdoğan; Gökçen, Hazım; Soylu, Kemal; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi.
    Sulandırılmış ve Isısı 5°C ye düşürülmüş koç spermasından yeterli düzeyde dölverimi ala bilmek için gerekli olan optimal motil spermatozoon sayısını saptamak amacıyla yapılan bu çalışmada Karacabey Merinosu ırkından 4 koç ve 24 koyun kullanıldı. Koçlardan sun'i vajenle alınan sperma gerekli spermatolojik muayeneleri yapıldıktan sonra üçe bölündü, her bir bölüm 0.2 cm2 lik tohumlama dozunda sırasıyla 50x100 6, 100x10 6, 150x10 6 motil spermatozoon bulunacak biçimde glikozfosfat çözeltisi ile sulandırılıp dozlandı ve ısısı 5°C'ye düşürüldü. Her daz grubundaki spermalarla yapılan tohumlamalardan sırasıyla % 50, % 38 ve % 38 oranında gebelik elde edildi.
  • Item
    Prostaglandin F2a ve vit. e katılarak dondurulan koç spermalaında akrozom morfolojisi ve dölverimi üzerinde araştırmalar
    (Uludağ Üniversitesi, 1985) Aştı, Reşat; Çekgül, Erol; Şener, Erdoğan; Gökçen, Hazım
    Çeşitli hormonların ve antioksidanların dondurulan koç spermatozoon'larında, akrozom bozukluğu oranı ve dölverimine etkisini araştırmak amacıyla tertiplenen bu çalışma, Karacabey Merinosu ırkından 4 koç ve 34 koyun üzerinde yapıldı. Koçlardan alınan sperma gerekli muayeneleri yapıldıktan sonra üçe ayrıldı. Birinci bölüm olduğu gibi bırakıldı. İkinci bölüme Prostaglandin, üçüncü bölüme de Vit. E katıldıktan sonra sıvı azot buharında dondurulup sıvı azotta saklandı. Daha sonra koçlardan birinin dondurulmuş sperması ile koyunlar tohumlandı. Sonuçta akrozom bozuklukları oranının donmadan sonra değil de gliserolizasyondan sonra oluştuğu saptandı. Ayrıca Vit. E katılarak dondurulan spermada saptanan akrozom bozuklukları oranının öteki gruplara göre tüm koçlarda önemli derecede düşük bulunduğu da tesbit edildi. Dölveriminin ise, Vit. E katılarak dondurulan koç spermalarıyla tohumlanan grupta ötekilere nazaran önemli derecede yüksek bulunduğu gözlendi.
  • Item
    Farklı düzeyde yağ asitleri içeren yemlerle beslenen civcivlerin kan plazmasında bazı yağ asitleri yönünden araştırmalar
    (Uludağ Üniversitesi, 1985) Ergun, Hilal; Çamaş, Hayati
    Farklı düzeyde yağ asitleri içeren yemlerle beslenen civcivlerin kan plazmalarında palmitik, palmitoleik, stearik, oleik ve linoleik asit miktarları ölçülmüş ve civcivlerde bu asitlerin ferdi değerlerinin ortalamaları, standart hata ve sınırları, istatistiki "?" değerleri de dikkate alınarak incelenmiştir. Plazmadaki oleik ve linoleik asit miktarlarının rasyona bağımlı doğru orantılı olarak değiştiği, plazma palmitik ve palmitoleik asit miktarlarının rasyona bağlı olarak değişmediği ve stearik asitin rasyondaki miktar ile ters orantılı olarak azaldığı görülmüştür.
  • Item
    Çeşitli yöntemlerle tohumlamada kullanılan sulandırılmış koç spermasının dölverimi üzerinde araştırmalar
    (Uludağ Üniversitesi, 1985) Çekgül, Erol; Şener, Erdoğan; Gökçen, Hazım; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi.
    Koç spermasının sulandırılarak ve değişik yöntemler uygulanarak tohumlama da kullanılmasından elde edilecek dölveriminin saptanması amacıyla yapılan bu çalışmada, Karacabey Harasında yetiştirilen 4 Merinos koçu ve 250 Merinos koyunu kullanıldı Koçlardan alınan spermalar gerekli makroskopik ve mikroskopik muayeneleri yapıldıktan sonra süt tozu sulandırıcısı ile sulandırıldı ve ısısı 5°C'ye düşürüldükten sonra 5 ayrı yöntemle tohumlama da kullanıldı. Sonuçta sulandırılmış sperma uygulamasının taze spermaya nazaran düşük dölverimi sonucu verdiği, sulandırılmış spermanın payetler içerisinde ya da prostaglandin katıldıktan sonra tohumlamada kullanılmasının dölverimi sonuçları bakımından yararlı olduğu, sabah ya da akşam tohumlamalarda dölverimleri arasında bir fark bulunmadığı saptand.
  • Item
    Karacabey harası sun'i tohumlama boğalarında klinik, spermatolojik ve bakteriyolojik araştırmalar
    (Uludağ Üniversitesi, 1985) Çekgül, Erol; Gökçen, Hazım; Minbay, Ahmet; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi.
    Evcil hayvanların en önemli verimi olan dölverimi, erkeklerde dişilere nazaran daha da önemlidir. Özellikle suni tohumlama laboratuvarlarında kullanılan boğaların dölverimlerinin iyi olması zorunludur. Karacabey Harası donmuş sperma laboratuvarındaki 11 boğanın spermatolojik ve klinik muayeneleri yapılmış, ayrıca prepusyal yıkantı sıvısı ve sperma örneklerinden ekim yapılarak mevcut mikroorganizmalar izole edilmiştir. Sonuçta, boğalar sperma verimi ve özellikleri bakımından yeterli bulunmuş, klinik muayenelerinde de herhangi bir bozukluğa rastlanmamıştır. Prepusyal yıkantı sıvısı ve spermanın bakteriyolojik muayenesinde E. Coli, Stafilokoklar ve B. Subtulis'e rastlanmıştır.
  • Item
    Köpeklerde konserve allojenik kortikal kemik greflerinin kullanımı ve klinik-radyolojik evolusyonların incelenmesi bakımından deneysel uygulamalar
    (Uludağ Üniversitesi, 1985) Yanık, Kemal; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi.
    Köpeklerde, uzun kemiklerin ağır kommunitiv kırıklarını kusursuz iyileştirmek amacıyla deneysel bir çalışma yapıldı. Bu amaçla köpeklerin tibia'sında 2 cm ve 3 cm uzunluğunda parçalar çıkartıldı. Bu yere kurutulmuş siliste konserve edilmiş (Silico-Dessication Yöntemi) hemen hemen aynı ebatta grefler yerleştirildi. İmmobilizasyon Steinman çivisi ve plak la gerçekleştirildi. Sonra klinik ve radyolojik evolusyon incelendi. Bu çalışma bize, kurutulmuş siliste konserve edilmiş allojenik kortikal kemik grefleri ile klinik uygulamalar gerçekleştirmek cesaretini verdi.
  • Item
    Türkiye' de üretilen veteriner tabletlerin ağırlık sapması ve dezentegrasyon (Dağılma) zamanı yönünden incelenmesi
    (Uludağ Üniversitesi, 1985) Şener, Süleyman; Salihoğlu, Özay
    Kaplanmamış tablet şeklinde hazırlanan dokuz veteriner preparatına ait, eczanelerden sağlanan örnekler ağırlık sapması ve dezentegrasyon zamanı yönünden incelendi. Örneklerin ağırlık sapması ve dezentegrasyon zamanı yönünden European Pharmacopoeia ile Türk Farmakopesinde öngörülen koşullara uygun olduğu sonucuna varıldı.
  • Item
    Kuzuların kanında methemoglobin ve vitamin c değerleri ile glikoz-6-fosfat dehidrojenaz aktivitesi üzerinde araştırmalar
    (Uludağ Üniversitesi, 1985) Ergun, Hilal; Çamaş, Hayati; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi.
    Bu çalışmada, kuzuların kanında Methemoglobin ve Vitamin C değerleri ile Glikoz-6-Fosfat Dehidrojenaz aktiviteleri araştırılmıştır. Araştırmada elde edilen sonuçlar Tablo I'de kuzuların kanındaki Methemoglo. bin değerleri ile Vitamin C ve Glikoz-6-Fosfat Dehidrojenaz aktiviteleri arasındaki korrelasyonlar da Tablo II'de özetlenmiştir.
  • Item
    Bir buzağıda göbek kordonu enfeksiyonu ile ilişkili olan abomasum fistülü
    (Uludağ Üniversitesi, 1985) Yanık, Kemal; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi.
    Bu yazıda üç aylık bir buzağıda rastladığımız abomasum fistülünden bahsedildi.
  • Item
    Karnivorlarla ruminantların kan serumunda demir ve total demir bağlama kapasitesi ile vitamin c değerleri üzerinde çalışmalar
    (Uludağ Üniversitesi, 1985) Çamaş, Hayati; Testereci, Haluk
    Bu çalışma, karnivorlarla ruminantların kan serumunda demir, demir bağlama kapasitesi ve vitamin C değerlerinin saptanması amacı ile yapılmıştır. Aynı zamanda vitamin C değerleri ile demir ve demir bağlama kapasitesi arasındaki korrelasyonlar ve adı geçen biyokimyasal parametreler üzerinde kastrasyonun etkileri de araştırılmıştır. Araştırma materyali olarak 10 kurt köpeği ile 19 Saanen Keçisi kullanılmıştır. Araştırmalardan elde ettiğimiz değerlerin istatistiki sonuçları Tablo I ve II'de özetlenmiştir. Gerek karnivorlarda ve gerekse ruminantlarda vitamin C değerleri ile demir, total ve latent demir bağlama kapasiteleri arasında istatistiki yönden önemli korrelasyonlar bulunamamıştır. Ayrıca keçilerde, kastrasyonun da incelenen parametreler üzerinde etkili ol. madığı görülmüştür. Elde edilen sonuçlar kısaca tartışılmıştır.
  • Item
    Paramphistomum'larla doğal enfekte koyunlarda günün değişik saatlerinde dışkıyla çıkarılan yumurtaların sayısındaki değişmeler ve dışkıdaki yumurta miktarı ile rumendeki erişkin parazit sayısı arasındaki ilişki
    (Uludağ Üniversitesi, 1985) Burgu, Ayşe; Toparlak, Müfit
    Bu çalışmada Paramphistomum'larla (P. cervi + P. daubneyi) doğal enfekte 14 Merinos koyun kullanılmıştır. Bu koyunların 5'inden (Grup I) aynı gün içinde 07.00-19.00 arasında her saatbaşı rektumdan dışkı alınmış ve dışkı yumurta sayımları petri kutularında sedimentasyon metodu ile yapılmıştır. Doğal Paramphistomum enfeksiyonlarında yumurta sayımlarının geçerliliği ve dışkıdaki yumurta miktarındaki muhtemel saatlik değişmeler araştırılmıştır. Dokuz koyunda (Grup II) ise dışkı örnekleri bir kez sabahleyin alınmış ve daha sonra bu hayvanların otopsileri yapılmıştır. Otopsilerde Paramphistomum 'lar toplanmış, bunlardan erişkin olanları (yumurta taşıyanları) mikroskopta ayrılarak, erişkin parazit sayısı ile gram dışkıdaki yumurta sayısı arasındaki ilişki saptanmıştır. Bu çalışma sonuçlarına göre Paramphistomum'larla doğal enfekte koyunlarda a) Dışkı yumurta sayımlarının pratik bir değer taşımadığı, zira bir hayvanda aynı gün içinde saat başı yapılan sayımlar arasında büyük farklılıklar olduğu b) Dışkı ile çıkarılan yumurta miktarlarında karaciğer trematodlarına benzer tarzda günün değişik saatlerine göre bir perioditenin söz konusu olmadığı c) Dışkıdaki yumurta miktarı ile konakçıdaki erişkin parazit sayısı arasında sağlıklı bir ilişki kurulamıyacağı d) Genelde Paramphistomum'ların az yumurta ürettikleri ve erişkin parazit bireylerine düşen gram dışkıdaki yumurta sayısının 0-6.71 arasında olduğu saptanmıştır.
  • Item
    Tavuklarda sellular savunma sisteminde trombocytlerin rolü
    (Uludağ Üniversitesi, 1985) Özer, Aytekin; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi.
    Tavuk trombocyt'leri ince pseudopodlara sahip, oval-yuvarlak biçimli hücre lerdir. Heterochromatik yapıda olan çekirdekleri hücrenin ortasına yerleşmiş ve hücre biçimini almıştır. Organelden fakir sitoplazma az miktarda mitochondrion, granüllü endoplazma retikülumu kesesi, veziküller ve granüllere sahiptir. Sitoplazma da lamelli cisimcikler ve değişik büyüklükteki içleri boş vakuoller dikkat çekicidir. Hydrolitik enzimlerden asit fosfataz vakuoller içinde müsbet reaksiyon vermiştir. Tavuk trombocytlerinin kanın pihtılaşmasının yanı sıra mikroorganizmaları fagosite etme yeteneğinde oldukları in vivo ve in vitro olarak açıkça ortaya konmuştur.