2012 Cilt 31 Sayı 1
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/14215
Browse
collection.page.browse.recent.head
Item Posttranslasyonel modifikasyon ve protein fonksiyonu(Uludağ Üniversitesi, 2012-09-17) Yalçın, Abdullah; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi.Birçok protein fonksiyon gösterebilmesi için posttranslasyonel modifikasyon (PTM) adı verilen bir işleme tabi tutulur. PTM, proteinlerin yersel ve zamansal regülasyonunda ve proteinler tarafından gerçekleştirilen önemli hücresel faaliyetlerin kontrolünde ökaryotik ve prokaryotik hücreler tarafından kullanılan önemli bir araçtır. Herhangi bir zamanda herhangi bir proteinin maruz kaldığı PTM sayısı ve tipi çok fazla olabilir. Ökaryotik hücrelerde sık karşılaşılan ve nispeten detaylı olarak çalışılmış PTM tipleri olarak fosforilasyon, glikozilasyon, asetilasyon, açilasyon, prenilasyon, metilasyon, ubiqutilasyon ve proteolitik parçalanma sayılabilir. Bu tip PTM`ları gerçekleştiren enzimlerin sayısı binleri bulmaktadır. PTM ve bu işlemde görevli enzimlerin iyi kavranması ve çalışılması bize, protein foksiyonu ve hastalıklarla ilişkili anormal PTM`ların anlaşılması için daha iyi fırsatlar sunacaktır.Item Çatalburun köpekleri ve ırk özellikleri(Uludağ Üniversitesi, 2012-06-12) Petek, Metin; Dinçel, Deniz; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi.Türkiye’ye özgü lokal bir köpek ırkı olan Çatalburun köpekleri Tarsus ve çevresinde av köpeği olarak yıllardır yetiştirilmektedir. Irk tescilinin yapılmamış olması dolayı Amerikan ve İngiliz Köpek Kulüpleri gibi uluslararası kaynaklarda yerini alamayan Çatalburun köpekleri halk arasında Türk Pointer’i olarak tanımaktadır. Morfolojik ve fizyolojik özelliklerinin belirlenerek ırk tescilinin yapılması ve bu ırk hakkında daha fazla bilgiye sahip olunması açısından yeni ve çok sayıda yapılacak çalışmalara gereksinim duyulmaktadır.Item Sığırlarda paratüberkülozun tanısına ilişkin problemler(Uludağ Üniversitesi, 2012-05-15) Mecitoğlu, Zafer; Demir, Gülşah; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi.Paratüberkülozun özellikle erken evrelerinde teşhisi oldukça güç olan ve tüm ruminantlarda granülomatöz enterit meydana getiren kronik bir enfeksiyondur. Sunulan derlemede, sığırlarda paratüberkülozun teşhisindeki problemler, bazı tanı yöntemleri ve bunların karşılaştırılması değerlendirilmiştirItem Bir süt sığırcılığı işletmesinde bovine viral diarrhoea (bvd) virus enfeksiyonunun kontrol ve eliminasyonu(Uludağ Üniversitesi, 2012-09-27) Yeşilbağ, Kadir; Alpay, Gizem; Tuncer, Pelin; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi.Bovine viral diarrhoea (BVD) sindirim, solunum ve reprodüktif sistem enfeksiyonlarına neden olması sebebiyle ekonomik önemi olan bir hastalıktır. Modern hayvancılık uygulamalarının temel hedeflerinden birisi de sürüde BVD virus enfeksiyonlarını kontrol altına almak ve elimine etmektir. Farklı yöntemler kullanılarak BVD’nin ülke çapında kontrol altına alındığı ya da eradike edildiği birçok örnek bulunmaktadır. BVD virus taşıyıcılarının (persiste enfekte hayvanlar) elimine edilmesi, aşılama, biyogüvenlik ve monitoring sistemlerinin uygulanması hastalığın kontrol ve eradikasyonunda takip edilen başlıca yöntemlerdir. Bu çalışmada, yeni kurulan ve BVDV enfeksiyonu saptanan süt sığırcılığı bir işletmede hastalık kontrol programının oluşturulması ve eliminasyon çalışmaları gerçekleştirilmiştir. Sürü taramalarında ticari bir antijen ELISA yöntemi kullanılmış, pozitif olduğu belirlenen hayvanlardan virus izolasyonu yapılmıştır. Bu kapsamda toplam 400 hayvandan alınan kan örnekleri test edilmiş, pozitif sonuç veren hayvanlar 21 gün arayla ikinci kez örneklenerek persiste enfeksiyon yönünden kontrol edilmiştir. Çalışma sürecinde taranan düve ve erişkin sığırlarda % 1,27 (3/236) oranında akut enfeksiyon varlığı saptanırken persiste enfeksiyon belirlenememiştir. İşletmede doğan buzağıların takibinde prekolostral veya 3 aylık yaşta alınan kan örnekleri kullanılarak %4.84 (8/164) oranında persiste enfekte buzağı doğumu belirlenmiştir. Persiste enfekte buzağıların ivedilikle sürüden ayrılması ve aşılama programının uygulanmasına bağlı olarak bir sonraki doğum döneminde sürüde persiste enfekte buzağı doğumlarının görülmediği belirlenmiştir. Bu çalışma ile persiste enfekte buzağıların takip edilerek ayıklanması ve aşılama çalışmalarının birlikte yürütülmesiyle sürü bazında BVDV eliminasyonunun başarıyla sağlanabildiği gösterilmiştir.Item Comparison of two cow side bhba tests for diagnosis of subclinical ketosis(Uludağ Üniversitesi, 2012-06-11) Demir, Gülşah; Mecitoğlu, Zafer; Çatık, Serkan; Şentürk, Sezgin; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi.Ketosis is a disease of high yielding dairy cows caused by negative energy balance. Subclinical ketosis is a type of disease in which keton bodies in blood are elevated but not enough to cause clinical findings. Economic impact of subclinic ketosis makes disease one of the most important problems of dairy industry. Quick and accurate diagnosis of sublinical ketosis is crucial for economic development of a dairy herd thus in presented study two cowside BHBA test were compared according to two different blood BHBA cutoff values. Sensitivities were found to be 58%, 50% and specifities were 84%, 93% respectively for cut off points of 1.2 and >1.4mmol/L. overall specifity and sensitivity levels calculated indicates that Precision Xtra™ could be used for detection of blood BHBA levels in suspected cows at the same time Precision Xtra™ is quicker than Ketosite analysis takes 20 seconds per sample however with Ketosite one analysis takes about 2 minutes.Item Modern hayvan hastanesinin hasta profiline, eğitime ve hasta sahiplerinin memnuniyetine etkisi(Uludağ Üniversitesi, 2012-03-20) Batmaz, Hasan; Bayram, Nuran; Kennerman, Engin; Yalçın, Ebru; Şen, Ayşin; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi.; Uludağ Üniversitesi/İktisadi ve İdari İlimler Bilimler Fakültesi/Ekonometri Bölümü.Bu çalışma, modern hayvan hastanesinin hasta profiline, veteriner hekimlik eğitimine etkisi ile birlikte hasta sahiplerinin memnuniyetinin değerlendirilmesi amacı ile yapılmıştır. Bu çalışmanın sonucunda yeterli fiziki ve teknik olanaklara sahip hastanenin hasta profili üzerine de olumlu etkileri olduğu görülmüştür. Ayrıca öğrenci ve hasta sahipleri anket sonuçlarına göre öğrencilerin ve hasta sahiplerinin hastanenin fiziki, teknik olanaklarından ve çalışanlardan memnun olduğu gözlenmiştir.Item Detection of antibiotic resistance in staphylococcus aureus strains ısolated from various foods(Uludağ Üniversitesi, 2012-12-26) Çetinkaya, Figen; Mus, Tülay Elal; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi/Gıda Hijyeni ve Teknolojisi Bölümü.This study was performed to determine the antibiotic resistance patterns of 27 Staphylococcus aureus strains, isolated from different foodstuffs, to a range of antibiotics including methicillin, penicillin, ampicillin, cefotaxime, teicoplanin, gentamicin, kanamycin, erythromycin, tetracycline, ciprofloxacin, clindamycin, chloramphenicol, quinupristin/dalfopristin and linezolid. Antibiotic susceptibility testing revealed that 88.9% (24/27) of the strains was resistant to at least one of the antibiotics. Most of S. aureus strains showed the resistance to penicillin (62.9%) and ampicillin (59.3%). For other antibiotics, the resistance rates were 22.2% for erythromycin, 11.1% for cefotaxime, kanamycin and tetracycline, and 7.4% for methicillin and clindamycin. Moreover, 18 of the strains had resistance to multiple antibiotics. So that, 12 strains exhibited resistance to two antibiotics, four strains to three antibiotics, one strain to four antibiotics, and one strain to six antibiotics. However, all the strains were found to be susceptible to teicoplanin, gentamicin, chloramphenicol and linezolid.Item Schmallenberg virus: ruminantlarda görülen yeni bir hastalık etkeni(Uludağ Üniversitesi, 2012-09-27) Tuncer, Pelin; Yeşilbağ, Kadir; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi.2011 yılının ağustos-kasım ayları arasında Avrupa’daki birçok ülkede ruminantları etkileyen ve önemli düzeyde kayıplara neden olan yeni bir viral hastalık ortaya çıkmıştır. Genel olarak bulaşma yolları ve klinik bulguları Akabane hastalığına benzerlik gösteren bu yeni hastalığın sokucu sineklerle bulaştırıldığı tespit edilmiştir. Schmallenberg virusu olarak isimlendirilen hastalık etkeni Bunyaviridae ailesinin Orthobunyavirus genusunda, Simbu serogrubunda sınıflandırılmıştır. Hastalığın bulaştırılmasında Culicoides obsoletus ve C. dewulfi türü sokucu sinekler rol almaktadır. Erişkin hayvanlarda süt veriminde azalma, ishal ve ateş gibi geçici klinik semptomlarla seyreden hastalık, gebe hayvanlardan doğan yavrularda artrogripozis, skoliosis, tortikollis, beyin hipoplazisi, brahignati gibi malformasyonlara neden olmaktadır. Hastalıkla ilgili elde edilen ilk veriler virusun sığır, koyun ve keçilerle birlikte bazı geyik türlerini de etkilediğini göstermektedir. İlk olarak Almanya ve Hollanda da başlayan epidemide Belçika, İngiltere, Fransa, İtalya, İspanya ve Lüksemburg’ta klinik vakalar gözlenmiş, Danimarka’da ise sokucu sineklerde virus tespiti yapılmıştır. Hastalık etkeninin vektörü olan sinek türleri ülkemizde de bulunmasına karşın henüz hastalık çıkışı gözlenmemiştir.Item Et teknolojisinde ambalajlama yöntemleri(Uludağ Üniversitesi, 2012-09-20) Hecer, Canan; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi.Soğukta muhafaza et ve et ürünleri gibi çabuk bozulan gıdaların korunmasında kullanılan en etkin yöntemlerden biridir. Ancak soğukta muhafazanın yanısıra bu gıdalarda ambalajlama tekniklerinin de kullanılması gıdaların tazeliğinin daha uzun sure korunmasında etkili olmaktadır. Et ve et ürünlerinin ambalajlanmasında kullanılan yöntemler, bu ürünlerin soğuk koşullarda daha uzun sure muhafaza edilmesini sağladığı gibi, gıda güvenliğinin arttırılmasında da aktif rol oynamaktadır. Bu yöntemler, vakum paketleme, modifiye atmosferde paketleme (MAP), sous-vide paketleme, aktif paketleme ve akıllı paketleme olarak özetlenebilir.Item İnnate immunite ve konakçı savunması(Uludağ Üniversitesi, 2012-09-11) Vatansever, Alper; Kahraman, M. Müfit; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi.İnnate immun sistem memelilerin savunma sisteminde önemli bir role sahiptir. Adaptif immun sistemin aksine, patojenlerle karşılaşıldığı zaman ani olarak immun yanıtın şekillenmesini sağlar. İnnate immun sistem, mikroorganizmaların patojen olarak tanınmalarını sağlayan Patojen ilişkili moleküler yapıları (P.A.M.P.), bu yapıları tanımakla görevli yapı tanıyan reseptörler (P.R.R.) aracılığı ile tanıyarak, hücre içinde innate immun sistemin sinyal mekanizmalarını tetikler, sonuç olarak yangının şekillenmesi ile son bulan reaksiyonları başlatır. İnnate immun sistemin en önemli yapılarından olan Toll benzeri reseptörler (T.L.R.), patojenlerin tanınmasında rol oynarlar. P.R.R.’ler sadece patojen etkenleri tanımakla kalmayıp, radyasyon, yüksek sıcaklık, travma gibi fiziksel sebeplere karşı da yanıtın oluşmasını ve reaksiyonların başlatılmasını sağlarlar. İnnate immun sistemi hedef alan tedavi çalışmaları günümüzde büyük bir önem ve hızla devam etmektedir.Item Surimi ve surimi ürünleri(Uludağ Üniversitesi, 2012-09-17) Çetin, Ece; Temelli, Seran; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi.; Bursa Uludağ Üniversitesi/Sağlık Bilimleri Enstitüsü.En tipik balık ürünlerinden biri olan surimi ve ürünleri, yağ oranının düşük, protein oranının yüksek ve uzun raf ömrüne sahip olması nedeni ile başta Uzakdoğu olmak üzere birçok ülkede tüketicilerin artan talebi ile geniş bir tüketim alanı bulmaktadır. Son yıllarda farklı balık türleri hatta farklı hayvan türleri kullanılarak da üretilen surimi ürünlerinin üretim teknolojileri az çok değişkenlik göstermekle birlikte genel olarak aynıdır. Bu derlemede, geleneksel surimi üretim teknolojisi, çoğunluğu kamaboko olarak adlandırılan farklı ürünler ve bu ürünlerin üretiminde kullanılan temel teknolojiler ile ilgili güncel bilgilere yer verilmiştir.