1992 Cilt 11 Sayı 1
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/17580
Browse
collection.page.browse.recent.head
Item Ankara keçilerinde enfeksiyöz olmayan yavru atmalar(Uludağ Üniversitesi, 1992) Eroğlu, Ali; Veteriner FakültesiAnkara keçilerinde enfeksiyöz olmayan yavru atmalar ciddi bir problem olarak ortaya çıkmıştır. Endokrinolojik yönden bu tür yavm atmalar, strese bağlı olanlar ve lıabituel olanlar olmak üzere iki grup altında oplanaktadır. Bu derlemede her iki tip yavru atmanın nedenleri ve önlemleri üzerinde durulmuştur.Item İnfeksiyöz bronşitis'te aşılarla korunma(Uludağ Üniversitesi, 1992) Şen, Ayşin; Veteriner Fakültesiİnfeksiyöz br itis broiler, ticari yumurt acı ve damızlık işletmelerde eko nomik yönden büyük öneme sahip bir infcksiyondur. infeksiyon ilk defa 1931 yılın da Schalk ve Hawn tarafınd n A.B.D.'nde sa ptanmıştır • Damızhk ve ticari yumurtacı tavuklarda yumurta veriminde düşme, yumurtanın iç ve dış kalitesinde bozulma, broilerlerde ise kilo kaybı ve yemin değerlendirilememesine neden olan astalığın etkeni Corona virus grubunda yer alan Avian lnfectious Bronchitis Virusu'dur (AlBV)Item Yoğurt haline gelen sütün niteliklerindeki değişmeler(Uludağ Üniversitesi, 1992) Anar, Şahsene; Veteriner FakültesiSüt insanoğlu için eşi olmayan en mükemmel besin maddesidir. Çünkü süt başta vücudun beslenmesi için gerekli olan besin öğelerinin hemen hepsi olmak üzere hücre reaksiyonlarına dahil olan çeşitli enzim ve metabolitleri de içeren tek besindir. Fermente süt ürünlerinden olan yoğurdun ilk kez nerede ve ne zaman yapıldığı bilinmemekle beraber, M.Ö. 5000 yılında keçinin ilk evcilleştirilen hayvan olduğu ve sütünün ılık ortamda bekletilmesiyle doğal olarak yoğurt şekillendir tahmin edilmektedir. Günümüzde bütün fermente süt ürünleri içinde en popüleri olan yoğurt, katyk, madzoon, dahi, laber, raib, zabade, mast gibi isimler altında çeşitli yörelerde üretilmektedirItem Serum alkaline phosphatase, aspartate aminotransferase and gamma glutamyltransferase levels in the prognosis of horses with colic(Uludağ Üniversitesi, 1992) Batmaz, Hasan; Veteriner FakültesiAfter elinical examination the blood samples were obtained from twenty five horses with colic and all of them were treated medically. Comprasion of these animals with twenty clinically nonnal horses revealed significant in neutrophil, total protein (P < 0.001) and aspartate aminotransferase levels (P < 0.01). 17.3 % of the horses with colic died. Comparison of the surviving with died animals revealed significant differences in hernatoerit (P < 0.001), total leucocyte, total protein (P < 0.05) and aspartate aminotransferase levels (P < 0.001). In conclusion, it was observed that aspartate aminotransferase had an important role in conjuction with hematocrit, total protein and total leucocyte levels in the prognosis of horses with colic.Item Prepartum ve postpartum dönemdeki ineklerde bazı hematolojik, biyokimyasal değişiklikler ve klinik bulgular(Uludağ Üniversitesi, 1992) Batmaz, Hasan; Mert, Nihat; Çetin, Meltem; Yavuz, H. Melih; Kennerman, Engin; Veteriner FakültesiPrepartum ve postpartum dönemdeki inek/erde meydana gelen biyokimyasal, hematolojik ve klinik değişimleri incelemek için yapılan bu çalışmada 50 adet inek araştınna materyali olarak kullanıldı. Entansif işletmedeki 21 inekten dogumdan 20, 10 gün önce, doğum günü ve doğumdan 10, 20, 30 ve 45 gün sonra kan alındı. Halk elinde dogumdan sonra 10, 20, 30 ve 45. inci günlerde bulunan toplam 29 inekten de kan alındı. Kanda eritrosit, total lökosit ayılan,· hematokrit, hemoglobin, glutatyon ve methemoglobin düzeyleri; plazmada fosfor ve kalsiyum miktarlan ölçüldü. Entansif letmedeki postpartum dönemdeki ineklerde eritrosit, inorganik fosfor (P < 0.05) ve hemoglobin (P < 0.001) miktarlannda azalma ve methemoglobin (P < 0.05) miktannda artış bulundu. Halk elindeki ineklerde doğumdan sonraki tüm dönemlerde inorganik fosfor miktan düşük (3.30 - 4.40 mg/d/) düzeyde saptandı. Aynca, aynı dönemd~ eritrosit, hematokrit (P < 0.001) ve hemoglobin (P < 0.05) düzeylerinde azalma tespit edildi. Yine bu gnıp inek/erde doğumdan sonraki 30 ve 45. inci günlerde 7 adet ineğin anemik olduğu be}irlendi. Sonuç olarak; dengeli beslenen inek/erde yüksek süt verimine bağlı olarak fosfor, eritrosit ve hemoglobin miktarlannda azalma lduğu dikkati çekti. Bursa bölgesinde halk elindeki inek/erde ise subklinik hipofosfatemi ve anemi olaylannın yaygın olduğu gözlendi.Item Bovine leukemia virusu (blv) ile doğal olarak infekte aleukemik sığırların humoral immun yanıtı ve in vivo t -hücresi cevabı(Uludağ Üniversitesi, 1992) Çarlı, K. Tayfun; Batmaz, Hasan; Şen, Ayşin; Minbay, Ahmet; Veteriner FakültesiBu çalışmada, aynı sayıda Enzootik Bovine Leukosis'li ve aleukemik (EBL + PL-) ve bu infeksiyona sahip olmayan (seronegatif; EBL-) 2 inek grubu in vivo T-hücresi ve humoral immun yanıtlan yönünden karşılaştınldılar. EBL + PL- gruba ait in vivo T-hücresi yanıtının EBLgrubunkine göre istatistiki olarak daha düşük (P s 0.01) oluştuğu belirlendi. T-independent antijen (Brncella S19)'e karşı humoral immun yanıt yönünden iki grup arasında bir fark olmadığı saptandı.Item Bursa bölgesindeki brayler damızlıklardan sağlanan serumlarda anti-reovirus presipite edici antikorlarin aranmasi(Uludağ Üniversitesi, 1992) Çarlı, K. Tayfun; Şen, Ayşin; Ülgen, Mihriban; Kahraman, Mustafa; Veteriner FakültesiBursa bölgesinde 4 damızlık işletmede bulunan 1617 adet broyler damızlıgın kan seromlarında anti-reoviros presipite edici antikranın var lıgı ara tınldı. Çalışmada antijen olarak S1133 reoviros suşu kullanıldı . 1 No. 'lu ve 2 No. 'lu çiftliklerden antikor taşryıcıtıgı prevalanslan sırasıyla % J.7tf ve % 0.302 olarak belirlendi. 3 ve 4 No.'lu çiftliklerden elde edilen serom örneklerinde antikor saptanamadıItem Civcivlerde bakar noksanlığının yemden yararlanma ve canlı ağarlık kazanca üzerine etkilerinin araştırılması konusunda çalışmalar(Uludağ Üniversitesi, 1992) Çetin, Meltem; Mert, Nihat; Yavuz, Melih; Erdinç, Hüseyin; Veteriner FakültesiHayvanlarfla esansiyel bir izelement olan bakır canlı ağırlık artışını olumlu yönde etkilemektedir. Bakırın yemden yararlanma üzerine etkisini incelemek için apılan bu çalışmada 150 adet Isobrown x Lohmann civciv 130 gün süre ile beslendi. Kontrol ve deneme olarak iki gruba ayrılan hayvanlar temelde aynı olan, fakat mineral karışımlarında bakır yönünden farklılık gösteren rasyonla beslendiler. Rasyonda bakır bulunmayan deneme gnıbuna karşın, kontrol gnıbuna 5 mg/kg bakır ilavesi yapıldı . Belirli sürelerde rastgele seçilerek düzenli olarak tartılan lıayvanlann, yem tüketimleri kaydedilerek plazma bakır degeri ölçüldü. 130. gün sonunda 1424 ± 90.5 gr canlı ağırlığa ulaşan kontrol grubuna göre, 1238 ± 73.6 grama ulaşan deneme grubunun bu süre içinde daha fazla yem tükettiği saptandı. Elde edilen sonuçlarla bakır noksanlığının büyüme ve gelişmeyi etkileyerek yemden yararlanma ve canlı ağırlık artışını olumsuz yönde etkilediği gösterilmişItem Konsantre yemle beslenen merinos erkek kuzularda bazı kan parametreleri üzerinde çalişmalar(Uludağ Üniversitesi, 1992) Cengiz, Fahrünisa; Sönmez, Gürsel; Veteriner FakültesiBu araştırma, konsantre yemle beslenen Merinos erkek kuzularda hematokrit, hemoglobin, alyuvar sayısı, ortalama alyuvar hacmi (OAH), ortalama alyuvar hemoglobini (OAHb), ortalama alyuvar hemoglobin yoğunlugu (OAHbY), akyuvar sayısı ve sedimentasyon değerlerinin belirlenmesi amacıyla yapılmıştır. alışmada 127 adet Merinos erkek kuzu 4 eşit gruba ayrılmıştır. I. nıp (kontrol) kuzular pelet şeklindeki kuzu-buzağı besi yemi ve artezyen suyu ile, ilave olarak urolithiasis'in profilaksisine yönelik ll. nıp kuzulara 125.000 gün s.c. vitamin-A enjeksiyonu, lll. Grup nonnal yem ve lkalileştirilmiş su (40 mg/litre Potasyum hidroksit) ve W. nıp kuzular da nonnal yeme ilave olarak hem vitamin-A hem de alkali su ile beslenmiştir. Denemenin başlangıcında, bazı degerleri saptamak için 7 kuzu, 3 aylık besi süresince de her ayın sonunda her gruptan 10'ar kuzu kesilmiş ve kan parametreleri incelenmiştir. Hematokrit degtrler, alyuvar sayılan ve hemoglobin miktarlan bazal değee göre tüm gruplarda artış göstermiştir. Hiçbir eğitim ve profilaksi uygulanmayan I. Grup kuzularda akyuvar sayılannda artış görülmesi, yapılan gıtımlann etkili olup, urolithiasis'e ağlı yangısal olaylan önleyebileceğin istenmiştir.Item Tavuklarda bakır noksanı diyetle beslemenin aorta duvarında oluşturduğu yapısal değişiklikler(Uludağ Üniversitesi, 1992) Yakışık, Mine; Çetin, Meltem; Mert, Nihat; Özfiliz, Nesrin; Veteriner FakültesiBeslenmede bakır noksonlığınm orteriyosikleroz oluşumu üzerine etki llerini incelemek amacıyla yapılan bu çalışmada, 40 adet Izobrown Lohmann günlük civciv kullanıldı. 5 oy süreyle, en az bakır içeren ve de ney grubunda bakır ilavesi yapılmamış rosyonla beslenen civcivlerin aor tolanndon 3., 4. ve 5. aylar sonunda alman porçalar yapısol özellikler açısından incelendiler. Alman aorta örneklerinde makroskobik olarak bir değişiklik gözlen lmedi. Yapılan mikroskobik incelemeler sonucunda, aorta duvan twıika in timo katmanının kalınlaştığı, duvon öşeyen endotel hücrelerinin kübikleş tiği, endotel hücreleri arasmda makrofujiarın bulunduğu ve endotel altında ki düz kas hücre miktannm arttığı saptandı. Tunika mediyoda ise, elastik membraniann yer yer kopuntuya uğradıklan, elastik ipiliklerin bu bölgellerde yoğunlaştığı ve membranlar orasında içieri belirsiz materyallerle dolu fokal boşluklann bulunduğu tesbit edildi.Item Türkiye kedilerinde ilk metorchis albidus (braun, 1893) bulgusu(Uludağ Üniversitesi, 1992) Sönmez, Sadettin; Tınar, Recep; Kaplan, Ayhan; Veteriner FakültesiBursa şehir merkezinden yakalanan 16 sokak kedisinin otopsisi yapılarak helmintolojik yönden incelenmiş, bunlardan 2 (% 12.5) sinde daha önce yurdumuzda varlığı bildirilmeyen Metorchis albidus Braun, 1893 (Trematoda: Opistorchidae) bulunmuştur. Kedilerden birinin karaciğerinden 9, diğerinden 21 olmak üzere 30 adet parazil toplanmış olup bunlann boyutlan 3.23-3.81.x1.46-1.71 mm. (Ortalama 3.6I.x1.59 mm), yumurtalarının , büyüklükleri ise 28.22-30.24x13.10- 20.6 ı.ı. (Ortalama 29.63 x 17.53 ı.ı.) olarak ölçülmüştür.Item Taylarda bleature ve sinovitis ile seyreden sebebi bilinmeyen bir hastalik üzerinde biyokimyasal incelemeler(Uludağ Üniversitesi, 1992) Vural, Rıfat; Akandır, Mehmet; Mert, Nihat; Günşen, Uğur; Müftüoğlu, Ayçe; Veteriner Fakültesi; Biyokimya Ana Bilim DalıBu araştınna, Gemlik Askeri Veteriner Araştırma Enstitüsü Merkez Komutanlıgı'nda yetiştirilen yanmkan ingiliz tayların ön ve art bacaklarında görülen sebebi bilinmeyen bir hastalıgı incelemek amacıyla yapıldı. Hasta taylarda sinovitis ve bleature gözlenmiş olup 4 tanesine tenetomi operasyonu uygulanmıştı. 5 tayın sinovya sıvılan tamamen aseptik şartlarda teknige uygun olarak enjektör ile alındı. Fiziksel ve biyokimyasal analizleri yapıldı. taylı bir biyokimyasal inceleme için de 6 aylık 9 hasta ve 5 adet saglıklı tay araştırma materyali olarak kullanıldı. Vena jugularis'ten alınan kandan serum çıkarılarak analizler gerçekleştirildi.Item Köpeklerde değişik olgularda laktasyonun bir ergot alkaloidi olan bromokriptin ile durdurulmasi üzerine çalişmalar(Uludağ Üniversitesi, 1992) Küplülü, Şükrü; Vural, Rıfat; Kılıçoğlu, Çetin; Kaymaz, MustafaBu çalışmada köpeklerde yalancı gebelik, ölü dogumlar ve emzirme dönemi sonrası devam eden laktasyon, bir prolactin inhibitörü olan brolmokriptin kullanılarak durdurulmaya çalışıldı. Araştımıaya alınan ğişik yaş ve ırktan 26 köpek Grup I (10 Adet), Grup II (10 Adet), kontrol (6 Adet) olarak aynldı. Grup I'e 0.2 mg/kg, Grup II'ye 0.4 mg/kg dozunda bromokriptin dört gün süre ile oral yolla gıdalarına katılarak verildi. Bromokriptin uygulamasından 20 dakika önce antiemetik bir ilaç uygulandı. Bromokriptin sağıtımını izleyen 10 gün içerisinde laktasyon Grup l'de % 90, Grup II'de % 80 oranında durdurulabildi. Tedavi süresince her iki grupta önemli düzeyde bir yan etkiye rastlanılmadı.Item Besi sığırlarında besleme ve urolithiasis olguları arasmdaki ilişkiler(Uludağ Üniversitesi, 1992) Mert, Nihat; Çetin, Meltem; Sönmez, Gürsel; Tayar, Mustafa; Mısırlıoğlu, Deniz; Oğan, Canan; Özbilgin, Selda; Veteriner FakültesiU. Ü. Veteriner Faküilesi Pilot Besi Ünitesinde konsantre yemle beslenen 15 adet erkek esmer ırkı besi sığırlannda, böbrek taşı oluşumlan gözlendi. 8 ay süre ile yapılan besi sonunda kesilen hayvanlarda makros kopik ve histopatolojik olarak böbrek ve sidik kesesi muayene edilirken, bu hayvanlarda idrann kimyasal bileşimi ve taşinan içerigi incelendi. içtikleri suyun detaylı olarak analizi yapıldı. Saptanan taş oluşumunun kış aylarında içeren besi süresinde konsantre yemden kaynaklandığı saptandı.Item Aynı koşullarda beslenen kıvırcık ve karacabey merinos koyunların semitendinosus ve rhomboideus kaslarında yapısal ve histakimyasal farklılıklar üzerinde araştırmalar(Uludağ Üniversitesi, 1992) Yakışık, Mine; Özer, Aytekin; Özfiliz, Nesrin; Veteriner FakültesiÇalışmada birbirleriyle genotipik özelliklere sahip Kıvırcık koyunu ile Karacabey Merinos koyunun semitendinosus ve rhomboideus kaslan kullanıldı. Kaslar histolojik incelemeler yanında, lipid, glikojen ve A TPase de monstrasyonu gibi histoşimik incelemelere tabi tutuldular. Kaslan oluşturan primer demetlerdeki kas tellerinin çaplan mikrometrik metodlarla ölçülerek biyometrik ortalamalan almdı . İncelemeler sonunda: Kıvırcık koyunlarında kas yapılarının , Karacabey Merinoslanna göre daha ince, kas hücreleri çap ortalamalannın daha küçük oldugu görüldü. Kıvırcık koyunu kaslannın endomizyum ve perimizyumlamıda daha fazla lipid depo ettikleri ve kas hücrelerinin daha fazla glikojene sahip olduklan tesbit edildi.Item Sağlıklı ve septicemia neonatorum'lu buzağalarda immunglobulin düzeylerinin saptanmasında glutaraldehyde koagülasyon testi ve bazı testlerle karşılaştırılması.(Uludağ Üniversitesi, 1992) Batmaz, Hasan; Veteriner FakültesiBu çalışma 20'si sağlıklı ve 62'si hasta olmak üzere toplam 82 adet buzağı üzerinde yapılmıştır. Buzağılar 1-21 günlük (I) ve 22-60 günlük (II) olarak iki gruba aynı olmuşlardır. Hayvanlar klinik olarak muayene edildikten sonra, alman kanlardan total lökosit ve hematokrit değerleri saptanmıştır. Senınılar elde edildikten sonra GCT; Zn S O 4 T. T., Sodyum Sülfit Presipitosyon Testi, Total Protein Tayini ile korşılaştınlmıştır. RID yöntemi ile ölçülen lg G1 konsantrasyonu GCT'nin standardizasyonunda kullanılmıştır. Total protein miktan Biüret metodu ile tayin edilmiştir.Item Mandalarda bazı beden ve karkas ölçüleri arasmdaki fenetipik korelasyonlar(Uludağ Üniversitesi, 1992) Ulusan, H. Osman Korhan; Aksoy, A. RızaBu araştırmada erkek malakların beden, kesim ve karkas ölçüleri arasındaki fenotipik korelasyonlar hesaplanmıştır. Araştırma materyalini 197 gün süreyle besiye alınmış yaklaşık 8 aylık yaştaki 18 erkek malak oluşturmuştur. Besinin başlangıç ve bitişindeki ağırlık ortalamalan sırasıyla; 134 ± 6.50 kg. ve 312 ± 9.08 kg. olmuştur. Günlük ağırlık artışı 906 ± 22.00 g., karkas ağırlığı ve randıman sırasıyla 166 ± 5.55 kg. ve % 53 olarak saptanmıştır. Canlı ağırlık ve beden ölçüleri arasındaki fenotipik korelasyonlar, farklı besi dönemlerinde 0.89-0.94 arasında değişmiştir. En yüksek fenoti pik korelasyon O. 99 olarak besi sonu ağırlığı ile karkas ağırlığı arasında; en düşük ise 0.21'/ik değerle 180. gün cidago yüksekliği ve randıman arasında bulunmuştur. Tüm fenotipik korelasyonlar genelde t0.001 düzeyinde istatistik anlamda önemli bulunmuştur.Item Elazığ şeker fabrikası çiftliği esmer sığırlannda buzağı büyümesinin doğum mevsimine göre değişimi ve doğum ağırlığının tekrarlama derecesi(Uludağ Üniversitesi, 1992) Ulusan, H. Osman KorhanBu çalışma, Elazıg Şeker Fabrikası Çift/igi koşuliçnnda yelştirilen esmer sığırlarda buzağı büyümesi ve yaşama gücünün doğılm mevsimine göre degişimi ile doğılm ağırlığının tekrarlama derecesini hesaplamak için yapılmıştır. Araştıma materyalini 1978-1986 yılına ait toplam 370 bu zağı kaydı oluştumıuştur. En yüksek doğılm ağırlığı kış ve ilkbaharda dogan erkek ve dişi buzağılarda olmuştur (36 kg. ve 34 kg.). En düşük doğılm ağırlığı yazın doğan erkek ve dişi buzağılardadır (32 kg.). Aynı şekilde yazın doğan buzağılarda 6 aylık yaştaki ağırlıklan da en düşük düzeyde olmuştur.Item Yoğurtlarda yağ tayininde yeni yöntemler üzerine araştirmalar(Uludağ Üniversitesi, 1992) Akgün, Seda; Anar, Şahsene; Soyutemiz, Gül Ece; Veteriner FakültesiBu çalışmada yağ miktarı ve kuru maddesi standardize edilmiş sütten yoğurt üretip, en uygun yağ tayini yöntemi geliştirildi. Pastörize edilen sütler 75 +- 3C'de yaklaşık 1 saat kaymak tutması için bıralakdıktan sonra mayalandı . İnkubasyonu takiben soğuk depolarda 16 saat bekletilerek iki grup halinde analize alındı. I. grup yoğurtlarda, yoğurdun tamamı karıştırarak 1/10 oranında NH3J ve yan yanya sulandı rorak ve de direkt metodla yağ tayini yapıldı. ll. grup yoğurtlarda ise kaymak tabakası ayniorak ağırlığı tesbit edildi ve Roeder Metodu ile yağ tayini yapıldı . Altta kalan kısım ise iyice karıştırarak aynca analize alındı. Kaymaksız yoğurtta yine 1/10 oranında NH3 ile, yan yanya su ile sulandırorak ve direkt yöntemle yağ analizleri yapıldı ve formülüze edildi. Sonuç olarak Türk tipi kaymaklı yoğunlarda yağ miktatı tayin yöntemi değiştirilmelidir. Yoğurt numunesinin kaymak kısmında ayn, altta kalan kaymaksız kısımda ayn olmak kaydıyla, standart metodlara göre yağ tayini yapılmalı ve tüm yoğurttaki yağ miktarı hesaplanmalıdır .Item Vakumlu ve vakumsuz olarak muhafaza edilen pastırmalardaki bazı kimyasal değişimierin incelenmesi(Uludağ Üniversitesi, 1992) Soyutemiz, Gül Ece; Anar, Şahsene; Berker, Aşkın; Veteriner FakültesiBu araştırma, Türk pastırmasının vakumla paketlenerek saklanması sırasında oluşan kimyasal degişimleri belirlemek ve vakumsuz olarak depolanan pastırmalarla kıyaslamak amacı ile yapıldı . Aynı şartlarda üretilen pastırmalardan vakumlu ve vakumsuz olarak iki grup oluşturuldu. Vakumlanan ve vakumlanmayan pastırma örnekleri .4C'de ve 20C'de 50 gün süre ile muhafaza edildi. Pastırma grupları, 3., 7., 15., 21., 28., 35. ve 50. gün % rotubet miktan, % tuz miktarı, pH değeri ve su aktivitesi yönünden incelendi . .4C ve 20C'de vakumlu ve vakumsuz olarak bekletilen pastınna /ara ait ortalama değerler tablo VI, VII, VIII ve IX da görii/mektedir. V akumla paketi en en pastırmaların rutubet miktan, vakumsuz pastınna/ara göre daha fazla bulunmuştur. Yine 4C'de saklanan vakumsuz pastırmaların rutubet miktarı 20C'deki vakumsuz pastırmalardan daha fazladır. Vakumsuz olarak saklanan pastırmaların tuz miktarı vakumlulara göre daha yüksektir. Ambalajlama tipi pH değeri üzerinde etkili olmamasına ragmen, su aktivitesi üzerinde etkili olmuş ve vakumlu pastırmaların su aktivitesi değeri daha yüksek saptanmıştır.