2002 Cilt 21 Sayı 1
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/17246
Browse
collection.page.browse.recent.head
Item Türkiye’de kentsel ve kırsal kesimde gelir gruplarına göre gıda talebi(2002) Şengül, SedaTürkiye’de kentsel ve kırsal kesimde gelir gruplarına göre hanelerin gıda talepleri Doğrusal Formda Yaklaşık İdeal Talep sistemiyle incelenmiştir. Orta, yüksek ve en yüksek gelir gruplarındaki hanelerin gıda talep parametrelerinin fiyatlara, gelire ve sosyo-demografik değişkenlere, düşük ve en düşük gelir gruplarındaki hanelerin gıda talep parametrelerinin ise yalnızca fiyatlara ve gelire duyarlı olduğu belirlenmiştir. Türkiye’de gıda fiyat ve gelir esnekliklerinin hem kentsel ve kırsal yerleşim yerleri arasında hem de gelir gruplarına göre değiştiği çalışmanın diğer önemli bir bulgusudur.Item Genel üretim giderlerinin faaliyete dayalı maliyet yöntemine göre dağıtımı ve muhasebeleştirilmesinde 8 nolu ana hesap grubunun kullanımı(2002) Eker, Melek Çakır; İktisadi ve İdari Bilimler FakültesiÖzellikle son yirmi yılda gelişen teknolojinin belirlediği dünyada, hemen her alanda karşılaşılan yeni durumlara bağlı olarak, yeni yaklaşımlar ortaya atılmaktadır. Gelişen teknolojinin yarattığı yeni üretim ortamları, muhasebe hesaplama sistemlerini de etkileyerek, yeni yaklaşımların üretilmesine neden olmuştur. Yeni üretim ortamlarında, işletmelerin üretim ve maliyet yapıları farklılaşmıştır. Bu farklılaşma, endirekt maliyetlerin artmasına ve bu gider kalemi üzerinde yoğunlaşılmasına yol açmıştır. Bunun sonucunda ise, Geleneksel Maliyet Yöntemlerinin, GÜG’lerinin dağıtım sürecindeki yetersizlikleri ortaya çıkmıştır. Böylece mevcut maliyet hesaplama sisteminin reorganizasyonu gündeme gelmiş ve Faaliyete Dayalı Maliyet Yöntemi olarak adlandırılan yeni hesaplama yöntemi geliştirilmiştir. Bu çalışmada Geleneksel sistemlere göre, nispeten daha sağlıklı maliyet bilgisi ve doğru stratejik kararların alınmasını sağlayan yeni yöntemin, ne olduğu ve Tekdüzen hesap planında 8 nol’lu ana hesap grubuna göre ne şekilde muhasebeleştirilmesi gerektiği hususları üzerinde durulmaktadır.Item Türk hazır giyim sektöründe hedef maliyet yönetim sisteminin uygulanabilirlik düzeyi ve çeşitli firma özelliklerinin bu düzey üzerindeki etkileri(2002) Özer, Gökhan; Savaş, OrhanBu çalışmanın amacı, Türk hazır giyim sektöründe hedef maliyet yönetim sisteminin uygulanabilirlik düzeyini ve bu düzey üzerinde çeşitli firma özelliklerinin etkilerini araştırmaktır. Araştırmamızın sonuçlarına göre, Türk Hazır Giyim Sektöründe “kesinlikle uygulanamaz”, “uygulanamaz”, “uygulanabilir”, “uygulanır” ve “kesinlikle uygulanır” şeklinde beş seviyede ölçülen uygulanabilirlik düzeyi, “uygulanır” olarak belirlenmiştir. Bulgularımız, uygulanabilirlik düzeyinin; firma büyüklüğü, ihracat miktarı gibi bir dizi firma karakteristiğinden etkilenmekte olduğunu ortaya koymaktadır.Item Kurum kaynak planlaması (ERP)(2002) Düzakın, Erkut; Sevinç, Selmaİleri bilgi teknolojileri, günümüz rekabet ve hız ortamında işletmelerin vazgeçilmez bir parçası olmuştur. Yeni bilgi teknolojilerinin ortaya çıkması ise çok hızlı bir şekilde gerçekleşmektedir. Yakın geçmişte ortaya çıkan ileri bilgi teknolojilerinden biri de ERP sistemidir. ERP, bir organizasyonun her fonksiyonel alanını kapsayarak bu alanların en fazla rekabet avantajı elde etmesine imkan veren, tümüyle entegre edilmiş bilgisayar destekli bir iş yönetim sistemidir. İşletmeleri ERP sistemini kullanmaya yönelten birçok faktör vardır. Bu faktörlerin etkisiyle ERP sistemini uygulayan işletmeler, uygulamalar sırasında bazı problemler ile karşılaşabilseler de, etkin bir planlama ve yönetim sonucunda ERP uygulamalarından birçok fayda sağlamaktadırlar.Item Ürün tasarımında kalite fonksiyon yayılımı(2002) Kağnıcıoğlu, C. HakanKüreselleşmeye bağlı olarak pazarların büyümesi aynı zamanda rekabetin de büyümesine neden olmaktadır. Aynı pazarda çok sayıda firma ile rekabet edebilmek için firmaların stratejilerini çok iyi belirlemeleri gerekmektedir. Bu stratejilerin içinde mevcut ürünler olduğu gibi üretmeyi planladıkları ürünlerde bulunmaktadır. Firmaların pazardaki başarıları mevcut ürünlerle doğrudan ilgilidir. Başka bir deyişle, mevcut ürünler müşterileri ne kadar çok tatmin ederse, firmanın başarısı da o kadar artacaktır. Müşteri tatmini ise ürünün tasarımından başlamaktadır. Müşteri gereksinim ve isteklerine cevap veren bir ürün, hem bu ürünün kaliteli olduğuna bir işarettir, hem de müşterinin memnuniyetini gösterir. Ürün tasarımı sırasında bunları sağlamanın bir yolu da kalite fonksiyon yayılımı yöntemini uygulamaktır. Kalite fonksiyon yayılımında temel girdi olarak müşterilerin gereksinim ve istekleri kullanılır. Böylece, bir çok firma mevcut ve potansiyel müşterilerinden elde ettiği bilgileri pazara daha rekabetçi ve yenilikçi ürünler sunmada kullanabilir. Bu makalede, ürün tasarımında kalite fonksiyon yayılımının nasıl uygulandığı, firmalara pazarda ne gibi avantajlar sağladığı ve müşteri gereksinim ve isteklerinin ürün tasarımını nasıl etkilediği açıklanmaya çalışılmıştır.Item Toplam kalite çevre yönetimi(2002) Baki, Birdoğan; Cengiz, EkremHalkın artan çevre bilinci, devletin çevresel düzenlemeleri ve politikaları, organize olmuş grupların baskıları sonucu firmalar Toplam Kalite Çevre Yönetimini (TKÇY) uygulamaya başlamışlardır. Kalite maliyetlerini azaltan, pazar payını artıran Toplam Kalite Yönetimi gibi kanıtlanmış teknikler çevresel problemlere uygulandıkları zaman aynı faydaları sağlayabilirler. Toplam Kalite Yönetimi ve Çevre Yönetim Sisteminin bütünleşmesiyle ortaya çıkan TKÇY felsefesi hem kârlılığı artırır, hem de sosyal sorumluluğu yükseltir. Bu çalışma kalite geliştirme yaklaşımının çevresel konulara uygulana- bilirliğini ele almakta ve müşteri odaklılık, sürekli gelişme, çevresel maliyetler, çevresel ölçüm ve kontroller, çıkar gruplarının baskıları ve çevresel stratejileri içeren TKÇY’ni açıklamaktadır.Item Genetik algoritmalar ve uygulama alanları(2002) Emel, Gül Gökay; Taşkın, Çağatay; İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi; İşletme BölümüBu çalışmanın amacı bir arama ve optimizasyon yöntemi olan genetik algoritmayı ve uygulama alanlarını incelemektir. Çalışmada ilk olarak genetik algoritma kavramı ve temel teoremi hakkında bilgi verilmiştir. Daha sonra, basit genetik algoritmanın çalışma adımları ve parametre seçimi incelenmiş ve fonksiyon optimizasyonu için bir çözüm örneği verilmiştir. Genetik algoritmaların çeşitli alanlardaki uygulamaları için literatür araştırması yapılmıştır. Yaygın olarak uygulandığı görülen alanlar, genel ve işletme alanları olmak üzere iki temel gruba ayrılarak incelenmiştir. Ayrıca, araştırmacılara ışık tutmak amacıyla, gelecekte daha yaygın olarak uygulanabileceği işletme alanları tespit edilmeye çalışılmıştır. Anahtar Kelimeler: Genetik Algoritmalar, Uygulama Alanları.Item Bir iletişim aracı olarak internet siteleri: en büyük 100 sanayi firmasının internet sitelerinin içerik analizi(2002) Yalçın, Azmi; Demircioğlu, Mertİnternet kullanıcılarının demografik yapısı, eğitim ve gelir düzeylerine göre çeşitlilik göstermeye başlamıştır. İnternet kullanıcılarının daha da genelleşmesiyle pazar iletişimi olarak birleşik internet sitelerinin kullanımının çekiciliği artmaktadır. İnternet sitelerinin, kendilerine özgü önemli yetenekleri firmalara, hedef müşteri kitlesi haline gelecek internet kullanıcılarıyla direkt olarak iletişim kurma fırsatı sağlar. Bu çalışmada internet sitelerinin içerik analizi; ürün tanıtımı, fiyatlandırma ve satıcı/dağıtıcı yer bilgileri, ilişkili ve ilişkisiz reklamlar, satış promosyonları ve satış desteği, direkt pazarlama faaliyetleri, firma hakkında genel bilgi, müşteri hizmetleri ve halkla ilişkiler kategorilerini içerecek şekilde yapılmıştır. Endüstriler arasındaki farklılıklar, endüstriyel sınıflandırmaya dayanarak tanımlanmıştır. İnternet siteleri firma tarihçesi gibi temel firma bilgileri içeren oldukça basit olanlardan, müşteri hizmetleri, on-line hesap bilgileri ve genel promosyonlar gibi direkt pazarlama faaliyetlerine odaklanan oldukça kompleks olanlar arasında çeşitlilik göstermektedir.Item Rİsk sermayesi finansman modeli ve Gaziantep ilinde kobi’lerin halka açılmasına yönelik model önerisi(2002) Civan, Mehmet; Uğurlu, MustafaDeğişen ve hızla gelişen dünyada bilim ve teknoloji alanındaki yenilikler ve buluşlar gün geçtikçe büyük bir artış göstermektedir. Her geçen gün yeni bir teknoloji ile ve yeni bir buluş ile karşılaşmamız an meselesi olmaktadır. Uluslararası rekabet ortamında teknoloji ve bilim dünyasında yaşanan baş döndürücü gelişmelerin gerisinde kalmak ve bu gelişmelere duyarsız olmak olanaksızdır. İşletmelerin ezici rekabet ortamlarında ayakta kalabilmeleri için bilim ve teknoloji alanında yaşanan bu yenilikleri ve gelişmeleri sıkı bir biçimde takip ederek gelişen teknolojiye ayak uydurmaları artık zorunluluk haline gelmiştir. Ülkemiz ekonomisinin lokomotifi durumunda bulunan Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmelerin (KOBİ) teknoloji ve bilim alanında söz konusu olan gelişmelere ayak uydurması ekonomik büyümenin ve ekonomik gelişmenin sağlanabilmesi için kaçınılmaz olmaktadır. Oysa ülkemiz ekonomisinin en önemli sıkıntılarından birisinin finansman sıkıntısı olduğu bir gerçektir. Özellikle sermaye piyasasının da yeteri düzeyde gelişmemesi fon tedarikinde işletmelerin bir çok güçlükle karşılaşmasına neden olmaktadır. İşletmelerin finansman alanında bir çok güçlükle karşılaşmasına karşılık, bu güçlükleri ortadan kaldırmaya yönelik bir çok finansman tekniği ortaya çıkmaktadır. Bunlardan birisi de risk sermayesi uygulamasıdır. Risk sermayesi uygulaması ile bir taraftan toplumda yeni ve yaratıcı fikirlerin ortaya çıkarılması sağlanırken; diğer taraftan da toplum, bilişim çağındaki teknolojik gelişme düzeyine ulaşabilmektedir. Bu kapsamda girişimcilik ruhu yüksek ve teknolojik gelişmelerin paralelinde büyüyerek güçlü bir yapıya kavuşmak isteyen ancak finansman sıkıntısınedeni ile bir türlü bunu gerçekleştirilemeyen KOBİ’ler için Risk Sermayesi Finansman Modeli(RSFM) bir fırsat olmuştur.Item İş güvencesi yasa tasarısı: emeğin çalışma hakkının korunması mı? sermayenin rekabet avantajını kaybetmesi mi?(2002) Yüksel, Rabihan; Yıldız, Selver; İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi; Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri BölümüÇalışma yaşamında işçi ve işveren arasındaki ilişkilerin uzlaşma ortamında sürmesi, çalışma barışı açısından önemlidir. Ancak iş güvencesi yasa tasarısı ile ilgili işçi ve işveren tarafları arasında önemli görüş farklılıkları vardır. İş güvencesi yasa tasarısı başlıca iki amaca hizmet etmektedir. Bunlardan ilki işçilerin sendikal faaliyetlerden dolayı işten çıkartılmasını önlemek, ikincisi ise işverenlerin bu nedenle işçi çıkartabilecekleri düşüncesini ortadan kaldırmaktır. İş güvencesi yasa tasarısında sağlanan bir uzlaşma sosyal taraflar (işçi sendikaları, işverenler ve hükümet ) arasında çalışma barışına imkan verirItem Kamu iktisadi teşebbüslerinde ücretlendirmede yeni yaklaşımlar (memur statüsünde çalışanlar açısından bir değerlendirme)(2002) Serdar, Aysu; İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi; Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri BölümüÜlkemizde, özellikle son dönemde yaşanan ekonomik krizin etkisiyle Kamu İktisadi Teşebbüsleri’nde “Yönetişim” adı altında, kamu yönetiminin kamu işletmeciliğine dönüşümü şeklinde ifade edilebilecek bir yaklaşım ortaya çıkmıştır. Bu yönetim yaklaşımı kapsamında, kamuda memur statüsünde çalışanların verimlilik ve etkinliklerinin artırılmasında Performansa Dayalı Ücret (P.D.Ü.) uygulaması söz konusu olmaya başlamıştır. Bu çalışmada, P.D.Ü. uygulamasının, KİT’de uygulamasına yönelik görüşlere yer verilmiştir.Item Vergi harcamaları: harcama vergileri açısından analizi(2002) Giray, Filiz; İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi; Maliye BölümüVergiler aracılığıyla devletin yaptığı harcamalar, vergi harcamaları olarak nitelendirilmektedir. Vergi harcaması yaygın olarak; belirli ekonomik ve sosyal amaçlara ulaşmak için oluşturulan ve gelir kayıplarını içeren, standart ve genel kabul görmüş bir vergi yapısından ayrılma olarak tanımlanır. Uygulamada vergi harcamaları; vergi muafiyet ve istisnaları, vergi kredisi, düşük vergi oranı ve vergi ertelemesinden oluşmaktadır. Vergi harcamalarını esas alan rapor uygulaması ilk kez 1960’ların sonunda Almanya ve Amerika’da başlatılmıştır. Bu ülkeleri diğer gelişmiş ülkeler takip etmiştir (IMF, Manual on Fiscal Transparency, 2001:1). Vergi harcama bütçeleri gelişmiş ülkelerde yaygın olarak kullanılmasına rağmen azgelişmiş ülkelerde henüz uygulanmamaktadır. Bu çalışmanın amacı; a) Vergi harcaması kavramı, standartları, tahmin ve hesaplama yöntemlerini açıklamak, vergi harcaması ve doğrudan kamu harcamalarının karşılaştırılmasını yapmak, b) Spesifik olarak, harcama vergilerindeki vergi harcamalarının analizini yaparak, vergi harcaması hesaplarının henüz yapılmadığı Türkiye’de, harcama vergileri açısından vergi harcama raporlarının hazırlanabilirliğini baz alınan bir model çerçevesinde incelemektir.Item Küresel ekonominin belirleyici faktörleri üzerine(2002) Balkanlı, Osman A.Dünya ekonomisi, 1980’li yıllar ve sonrasında bir değişim sürecine girmiştir. 1980’li yıllarda Keynesyen iktisat yerini Liberalizme, Liberal iktisada bırakmaya başlamıştır. 1990’lı yıllarda ise güçlenen liberalizm daha ziyade küreselleşme olarak tanımladığımız yeni bir gelişmeye kapı aralamıştır. Liberalleşmeden küreselleşmeye uzanan bu değişim sürecinde, gelinen son nokta olan küreselleşmenin merkezinde yer alan küresel ekonominin belirleyicileri nelerdir? Görünen odur ki, bu belirleyiciler esas olarak akausaliteyi de içermekle birlikte, çokuluslu işletme girişimciliği, teknolojik değişim ve finansal sermaye hareketleri olup; bu makale küreselleşme üzerindeki etkinliği boyutuyla bu faktörlerin etkinliğinin incelenmesine yöneliktir.Item Küreselleşme ve üniversite(2002) Arslanoğlu, Rana A.; İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi; Kamu Yönetimi BölümüKüreselleşme sürecinin üniversitelerin gelişimini etkilemesi temel olarak toplumsal ilişkiler bütününde bilginin yeri ve anlamının değişimi ve bilgi üretim süreçlerinin farklılaşması ile ilişkilidir. Bilgi günümüzde üretim sürecine yardımcı bir faktör olmaktan çıkmış bilgi üretiminin kendisi bir endüstri haline gelmiştir. Bunun sonucunda bilgi üretimi giderek üniversite dışında gerçekleşmeye başlamıştır. Bilgi oluşturma ile bilgilenme arasındaki mesafe giderek gelişmiş, merkez ülke insanı için kapanırken az gelişmiş çevre ülkesi insanı içinse sorunlu, ulaşılması güç hale gelmiştir. Bu doğrultuda yazı içinde öncelikle üniversitenin farklılaşan rolünü değerlendirmek için tarihsel süreçte üniversiteyi oluşturan dinamikler ele alınmış daha sonra ise Türk toplumsal yapısında üniversite oluşum süreci batı ile karşılaştırmalı bir yapıda değerlendirilerek açıklanmıştır. Küreselleşme sürecinde önerilen Amerikan tipi işlevsel üniversite modelinin toplumsal yapının içsel özelliklerine bakılarak ele alınması diğer bir deyişle küresel ile yerel arasındaki sosyal ve ekonomik etkileşimlerin göz ardı edilmemesine yönelik analiz ise yazının sonuç bölümünü oluşturmaktadır.