1982 Cilt 1 Sayı 2

Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/17191

Browse

collection.page.browse.recent.head

Now showing 1 - 10 of 10
  • Item
    Ankara ve çevresinde kuzu colibacillosis'i üzerinde araştırmalar
    (Uludağ Üniversitesi, 1982) Ünsüren, Hikmet
    Ankara ve çevresinde 8 haftalığa kadar olan kuzularda görülen colibacillosis'in yayılışı, etyolojisi, patogenez ve semptomları, neden olduğu ekonomik kayıplar ile ilaçla sağıtımın etki düzeyi araştırıldı. Hasta kuzulardan alınan 53 marazi madde örneğinden etken üretilerek bunların 32'sinin antibiogramları yapıldı . İzole ve identifiye edilen 20 suşun enteropotogeniteleri "Lamb LlS" testi ile araştırıldı ve 6 'sının (% 30) enteropatojen olduğu anlaşıldı. Hastalıkta sağıtımdan ziyade koruyucu önlemlerin daha etkili olacağı kanısına varıldı.
  • Item
    Tavukların (gallus domesticus) beyin hücrelerinde prenatal ve postnatal sitogenezis
    (Uludağ Üniversitesi, 1982) Evren, Aydın
    Bu çalışmada kuluçka döneminde ve kuluçkadan çıktıktan sonra alınmış ta vuk beyinlerinden ışık ve elektron mikroskobik preparatlar hazırlandı. İnvitro organ kültürleri ve hücre kültürleri yapıldı. İnkubatörlü inverted mikroskopta hücreler sü rekli vital olarak gözlendi ve fotoğrafları çekildi. İncelemeler sonunda, kuluçka döneminde ve kuluçkadan çıktıktan sonra, be yin hücrelerinin mitotik bölünmeler yapmadan çoğalabildikleri saptandı. Bu tip çoğalmaya Türk amitozla çoğalma, bu tip çoğalmada rastlanılan hücrelere de Evren hücreleri adı verildi.
  • Item
    Ankara ve civarındaki koyun ve keçilerde kış ixodidae'leri üzerine araştırmalar
    (Uludağ Üniversitesi, 1982) Güler, Sıtkı
    Ixodidae ailesine bağlı bazı kene türleri, yaz mevsiminin dışında bilhassa kış aylarında koyun ve keçilerde parazitlenmektedirler. Dört yıl süreyle yapılan bu araştırmada, lxodidae kenelerinin, Ankara ve civarındaki koyun ve keçilerde, hangi aylarda parazitlendikleri saptanmaya çalışılmıştır. Haemaphysalis inermis 'in, Şubat-Haziran ayları arasında hayvanların kulak kepçesi dışı ve içinde; Haemaphysalis punctata'nın Aralık, Ocak, Şubat ve Mart aylarında kulak kepçesi içi ve dışı, karın, sternum üzeri ve boynun alt taraflarında ; Haemaphysalis otophila ve Haemaphysalis sulcata'nın Eylül, Ekim, Kasım, Aralık, Ocak, Şubat ve Mart aylarında boyun altı, sternum üzeri ve ön bacak aralarında; Dermacentor reticulatus 'un Ağustos, Eylül, Ekim aylarında ince derili vücut bölgelerinde, Ekim, Kasım, Aralık, Ocak, Şubat ve Mart aylarında boyun altı, sternum üzeri, ön bacak aralarına yerleştikleri saptanmıştır. H. otophila , H. sulcata ve D. reticulatus 'un koyun ve keçilerde yerleştikleri boyun altı, sternum üzeri ve ön bacak aralarında deride yaralar oluşturdukları gözlenmiştir.
  • Item
    Hemo-korial placenta (insan)larda çok çekirdekli dev hücrelerin oluşumu
    (Uludağ Üniversitesi, 1982) Evren, Aydın
    Bu çalışmada 5 aya kadar gelişmiş ve sağıtılma amacı ile alınmış insan plasentalarından süspansiyon kültürleri yapıldı. Plasenta dokusunda görülen ve villi koriallislerin transversal kesitleri oldukları kabul edilen çok çekirdekli dev hücrelerin, villi korialislerin tomurcuklanarak bölünmesiyle oluştukları görüldü. Bu hücrelerden de yeni hücrelerin oluştuğu saptandı.
  • Item
    Türkiye' de giardia bovis fantham, 1921'in sığırlarda bulunuşu ile ilgili ilk gözlemler
    (Uludağ Üniversitesi, 1982) Burgu, Ayşe; Ünsüren, Hikmet
    Türkiye 'de sığırlarda Giardia bovis'in bulunuşu ilk kez kaydedilmektedir. Mart 1982 de rutin bakılan yapılmak üzere Genel Parazitoloji ve Helmintoloji Laboratuvarına yollanan 15 sığır dışkısının 2'sinde (% 13.33) Giardia bovis kist ve trofozoit formlarına rastlanmıştır. Trofozoit formlarının 12-18.2 ym uzun, 7.2-9.6 ym geniş, kist formlarının 10.4-16 ym uzun 7.2-9.6 ym geniş olduğu ölçülmüştür. Her iki olayda hayvanların genç, diyareli, dışkılarının da mukuslu olduğu kaydedilmiştir. ilk hayvanda başka bir parazit görülmemesine karşın ikinci olayda fazla sayıda Eimeria oocyst'lerine de rastlanmıştır. Buzağılar "septicemia neonatorum" ve "coccidiosis" yönünden sağıtılmışlar, sağıtım sonrası yukarıda belirtilen klinik septomların kaybolduğu gözlenmiştir.
  • Item
    DDT'nin tavuk (gallus domesticus) ve bıldırcın -(coturnix coturnix japonica) embriyo gonadlarında gametogenezis üzerine etkisi
    (Uludağ Üniversitesi, 1982) Evren, Aydın
    Bu çalışmada, içinde % 50 DDT bulunan "Gesarol" adlı bir ensektisit’in tavuk (Gallus domesticus) ve bıldırcın (Coturnix coturnix japonica) embriyonal gonadları üzerine etkisi incelendi. DDT'nin gonadlar üzerine etkisini ortaya koymak için immersiyon deneyleri ve organ kültürü deneyleri yapıldı. Organ kültürü denemeleri sonunda tubulus contortus seminiferuslarda gonositlerin yok olduğu, bu kanal ların gelişemediği saptandı. İmmersiyon denemeleriyle DDT etkisinde kalan gonadlarda mitotik onomaliler görüldü.
  • Item
    Sığırlarda triohophytosis'in neguvon ile tedavisi üzerine araştırmalar
    (Uludağ Üniversitesi, 1982) Güler, Srtkı
    Bu araştırma Trichophytosis'li 32 sığır üzerinde yapılmıştır. Tedavide % 4 Neguvon solüsyonu ile lezyonlar yıkanmış, 2 gün sonra düşen kabukların yerlerine % 5 gliserin-iode sürülmüştür. Böylece hayvanların hepsi iyileşmiştir.
  • Item
    Koyunların trematod enfeksiyonlarına mebendazol ve hekzachloro p. xylenin etkisi
    (Uludağ Üniversitesi, 1982) Tınar, Recep
    Bu çalışmada, doğal enfekte koyunlarda trematodlara mebendazol ve hexachloro p. xylenin etkisi araştırılmıştır. Araştırma 25 koyunda yapılmış, bunlar 5'er hayvanlık 5 gruba ayrılmıştır. Üç grup mebendazolun 30, 40 ve 50 mg./kg., bir grup hexachloro p. xylenin 300 mg./kg. dozlarıyla sağıtılmış beşinci grup ise kontrol tutulmuştur. İlaçların etkisi, sağıtımdan 11-13 gün sonra yapılan otopsilerde, sağılan gruplar ile kontrol grubundan toplanan parazit sayılarının karşılaştırılmasıyla saptanmıştır. Mebendazol 30, 40 ve 50 mg./kg. dozlarda Dicrocoelium dendriticum'a sırasıyla % 33.5, 78.2 ue 90.6, Fasciola hepatica'ya % 65.3, 72.9 ve 79.4, hekzachloro p. xylen ise 300 mg./kg. dozda D. dendriticum'a % 53.6, F. hepatica'ya % 97.0 etkili bulunmuştur. Her iki antelmentik de kullanıldıkları dozlarda Paramphistomum spp. ye kayda değer bir etki göstermemiştir.
  • Item
    Et tipi civciv (broiler) rasyonlarında mısır maserasyon likerü'nün (corn steep liguor) kullanılma olanakları
    (Uludağ Üniversitesi, 1982) Akkılıç, Mahmut; Erdinç, Hüseyin; Bursa Üniversitesi/Veteriner Fakültesi/Hayvansal Üretim ve Islahı Bölümü.
    Bu araştırma nişasta ve glikoz fabrikalarının artık maddesi olan mısır maserasyon likerünün et tipi civciv rasyonlarında kullanılma olanaklarını saptamak üzere düzenlenmiştir. Araştırmada günlük Hubbard etlik civcivler kullanılmıştır. Her grupta 50 'şer adet ve 4 grup halinde olmak üzere denemeye toplam olarak 200 adet civcivle başlanmıştır. Birinci grup kontrol grubu olarak kabul edilmiş ve diğer 2., 3. ve 4. grup lar bununla karşılaştırılmıştır. Rasyonları grup sırasına göre mısır maserasyon likerü % O, 5, 1O ve 15 oranında konmuştur. Araştırma 8 hafta sürdürülmüş. Civcivler her hafta teker teker tartılarak canlı ağırlık artışları tesbit edilmiştir. Deneme sonunda bir civcivin ortalama canlı ağırlığı gruplarda sırasıyla 1831.4; 1844.6; 1702.5 ve 1668.4 gr olarak saptanmıştır. Gruplar arasında canlı ağırlık bakımından görülen aritmetik farklar istatistik yönden% 1 güven eşiğinde önemli bulunmuştur (P O.O1). Araştırma süresince gruplardaki bir civcivin ortalama yem tüketimi sırasıyla 4959.2; 4801. 7; 4687.8 ve 4599.6 gr, 1 kg canlı ağırlık artışı için tüketilen yem miktarı ise gruplara göre 2. 77; 2.66; 2.81 ve 2.82 kg olmuştur. Mısır maserasyon likerü'nün% 5 oranında broyler rasyonlarına katılması kontrol grubuna göre bir farklılık oluşturmamış. Fakat % 10 ve % 15 oranında kullanılması ise canlı ağırlık artışını kontrol grubuna ve % 5 mısır maserasyon likerü içeren yemi alan gruba nazaran olumsuz yönde etkilemiştir. Bu nedenle broiler civcivi rasyonlarında mısır maserasyon likerü'nün % 5 düzeyinde kullanılmasının ekonomik olacağı kanısına varılmıştır.
  • Item
    Değişik orijinli esmer sığırlarda Amerikan esmer boğası kullanmanın yavru generasyonda çeşitli verimler üzerine etkisi. ll. döl ve süt verimi
    (Uludağ Üniversitesi, 1982) Erturan, Murat; Arpacık, Rafet; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi.
    Bu araştırma, değişik orijinli Esmer Irk sığırlarda Amerikan Esmer bağası kullanmanın yavru generasyonun döl ve süt verimine ilişkin özellikleri üzerine olan etkisini incelemek amacı ile yapılmıştır. Araştırmanın materyalini 46 baş değişik orijinli Esmer Irk inek teşkil etmiştir. Bu ineklerin döl verim güçlerini ortaya koy mak için; bir gebeliğe düşen ortalama tohumlama sayısı ile ilk buzağı yaşı kriter olarak kullanılmıştır. Süt verimine ilişkin özelliklerin incelenmesinde de hayvanların ilk laktasyon kayıtlarından yararlanılmıştır. Materyal, kontrol ve deneme gruplarına ayrılmıştır. Kontrol gruplan 9 baş Amerikan Esmeri (AME) ve 5 baş Karacabey Esmeri (KBE) ineklerden; deneme grupları ise; AME X KBE çiftleşmesinden doğan 15 baş, AME X İsviçre Esmeri (İE) çiftleşmesinden doğan 7 baş, AME X Avusturya Esmeri (A VE) çiftleşmesinden doğan 4 baş ve AME X Alman Esmeri (ALE) çiftleşm esinden doğan 6 baş ineklerden oluşmuştur. Kontrol ve deneme gruplarında ; bir gebelik elde etmek için yapılan tohumlama sayısı, ilk buzağılama yaşı, süt ve süt yağı verimi ile süt yağı oranı bakımından elde edilen sonuçlar istatistiki yönden önemsiz çıkmıştır. Bununla beraber, bu karakterler yönünden saf Amerikan Esmerleri diğer genotip gruplarına üstünlük sağlamışlardır. Ayrıca, süt verimine ilişkin özelliklerde; AME X İE, AME X A VE ve AME X ALE grupları gerek AME X KBE ve gerekse Karacabey Esmerlerine karşı, istatistiki önemde olmayan bir üstünlük göstermişlerdir.