Bursa Uludağ Üniversitesi Tezleri
Permanent URI for this communityhttps://hdl.handle.net/11452/14
Browse
Browsing by Type "masterThesis"
Now showing 1 - 20 of 8991
- Results Per Page
- Sort Options
Item 01444 Numaralı İnegöl Müslim Nüfus Defteri’nin transkripsiyon ve değerlendirmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2019-09-20) Uzer, Hatice; Pay, Salih; Bursa Uludağ Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü/İslam Tarihi ve Sanatları Anabilim Dalı/İslam Tarihi Bilim Dalı.Osmanlı Devleti, modern anlamda ilk nüfus sayımını II. Mahmud (1808-1839) döneminde 1830-1831 yıllarında yapmıştır. Bu nüfus sayımlarının yapılma amacı Yeniçeri Ocağı’nın kaldırılması sonrasında yeni kurulan Asâkir-i Mansûre-i Muhammediye için uygun kişileri tespit etmek ve gayrimüslim erkek nüfusu belirleyerek vergi mükellefi olan kişileri kayıt altına almaktı. Bu amaç doğrultusunda başlatılan ve ilerleyen dönemlerde daha da geliştirilen nüfus sayımları Osmanlı arşivlerinde Osmanlı toplumunun demografik istatistik bilgisini vermesi açısından önemli bir kaynaktır. 1831 yılında Hüdavendigâr Sancağına bağlı olan İnegöl Kazası da ilk nüfus sayımlarının yapılmış olduğu yerlerdendir. Çalışmamızı teşkil eden İnegöl nüfus defteri Osmanlı Arşivinde NFS.d. 01444 numara ile kayıtlıdır. Defterin ilk sayfası mevcut olmadığından sayım tarihi kesin olarak bilinememektedir. Defterdeki yoklamalarda verilmiş olan en geç tarihin H.1259 (M. 1843) olmasından dolayı, bu defterin 1843 tarihli sayıma ait olduğu söylenebilir. Bu sayım askerî amaç gözetilerek yapıldığından dolayı kayıtlarda İnegöl nüfusunun o dönemine dair demografik, askerî ve sosyo-ekonomik bilgiler yer almaktadır. Çalışmada defterde yer alan bilgiler doğrultusunda tablolar oluşturularak veriler değerlendirilmiş ve defterin transkribi verilmiştir. Ortaya çıkan veriler XIX. yüzyılın ilk yarısında İnegöl’ün askerî ve sosyo-ekonomik durumuna farklı açılardan bakma imkânı sunmuştur.Item "0900" ziraat kiraz (Prunus avium) çeşidinin su ile ön soğutmasında bazı uygulamaların meyve kalitesine ve muhafaza süresine etkileri(Uludağ Üniversitesi, 2004-11-10) Sarı, A. Ersegün; Türk, Rahmi; Uludağ Üniversitesi/Fen Bilimleri Enstitüsü/Bahçe Bitkileri Anabilim Dalı.Bu araştırma, 2002 yılında 0900 Ziraat kiraz (Prunus avium L.) çeşidine su ile ön soğutma aşamasmda yapılan bazı uygulamaların meyvelerin kalitesi ve muhafaza süresine etkilerini araştırmak amacıyla yapılmıştır. Yıkama suyuna kalsiyum hipoklorit ve ozon eklenerek ön soğutulan meyveler 8 hafta süreyle meyve çekirdek evi sıcaklığı 0°C olacak şekilde lOh içerisinde hedeflenen sıcaklığa düşürülerek soğuk muhafazaya alınmışlardır. Muhafaza süresince haftalık periyotlarla ve raf ömrü kalite değişimleri kontrol meyveleri ile kıyaslanarak tespit edilmeye çalışılmıştır. Ön soğutma sırasmda yapılan uygulamaların meyve kalitesi üzerine olan fiziksel etkileri; ağırlık kaybı, modifiye atmosfer ambalajlarındaki atmosfer değişimi, sap kopma direnci, meyve sapı nem içeriği, meyve eti sertliği, duyusal analizler ve meyve kabuğu renk değişimi ölçümleri ile ortaya konulmaya çalışılmıştır. Kimyasal olarak ortaya çıkan değişimler ise meyvedeki toplam suda çözünebilir kuru madde miktarı, pH, titre edilebilir asit kapsamı, toplam şeker kapsamı ile belirlenmeye çalışılmıştır. Özellikle ağırlık kaybı, tat, görünüş ve renk analizleri ozonlu su ile ön soğutulan kirazların yedi hafta süreyle başarılı bir şekilde muhafaza edilebileceğini ortaya koymuş; aynı şekilde bu meyvelerin raf ömrü süresince de yüksek kalitede bulundukları tespit edilmiştir. Kontrol grubu meyvelerin ise 4 hafta sonunda hızlı bir kalite kaybına uğradığı ve meyvelerin %30'unun tüketilemez hale geldiği saptanmıştır.Item 1,2,3,4 - tetrahidroizokinolin türevlerinin sentezleri ve bazı araürünlerin kimyasal özelliklerinin araştırılması(Uludağ Üniversitesi, 1990) Coşkun, Necdet; Sümengen, Doğan; Uludağ Üniversitesi/Fen Bilimleri Enstitüsü/Kimya Anabilim Dalı.Bu çalışmada, bazılarının antidepresan ve antiaritmik oldukları bilinen, 4-feni-l,2,3,4-tetrahidroizokinolinlerin sentezleri için etkin, yüksek verimli yöntemler geliştirilmiştir. Aromatik aldehidlerin alkilaminlerle İTaBH/ beraberinde aminolanmaları ilk defa indirgen ortamda aminoalkilleme olarak ge liştirilmiştir. Aminoalkilleme - haloasetofenonlarla, cl-halo- asetatlarla ve fv-haloasetamidlerle gerçekleştirilmiştir. Aminoalkilleme reaksiyonları sonucu elde edilen bileşikler, azot- içeren heterohalkalı bileşikler sentezlerinde kullanılmışlar dır. N-Alkil-N-benzil-2-aminoasetofenonlar çeşitli asidik or tamda 4-fenil-l,2-dihidroisokinolinlere dönüştürülmüş " ve bu maddelerin türlü indirgenler kullanılarak 4-fenil-l, 2,3,4-tetrahidroizokinolin sentezleri yapılmıştır.- 4-Penil-1.2-dihidroizökinolinlerin, 4-fenil-l, 2,,3,4-fcetra- hidroizokinolin ve 4-fenilizokinolinyum tuzu vermek üzere disproporsiyonlaşmaya uğradıkları kanıtlanmıştır. Bazı araürünlerin kimyasal özellikleri ve biyolojik aktif İlkleri test edilmiştir.Item 1-sübstitüe tetrahidroizokinolinlerin sentezleri ve özelliklerinin araştırılması(Uludağ Üniversitesi, 2005) Tunçman, Selen; Coşkun, Necdet; Uludağ Üniversitesi/Fen Bilimleri Enstitüsü/Kimya Anabilim Dalı.1-Aril-6,7-dimetoksi-1,2,3,4-tetrahidroizokinolinler 2a-e 2-(3,4-dimetoksifenil)-etilaminin aromatik aldehitler ile TFA içinde reflüks edilmesi sonucu one-pot prosedüregöre hazırlanmışlardır. Tetrahidroizokinolinlerin 2a-e H2O2/WO4-2 ile metanol içindeoda sıcaklığında muamele edilmesi ile karşılık gelen 3,4-dihidroizokinolin-2-oksitler3a-e elde edilmiştir. Siklik nitronların 3a-e DMAD ile toluen içinde oda sıcaklığındaetkileştirilmesi karşılık gelen izoksazolo[3,2-a]izokinolinleri 4a-e vermiştir. 4Bileşiklerinin toluen içinde reflüks edilmesi ile karşılık gelen ilidler 5a-e yüksekverimlerle elde edilmiştir (Metot A). Sübstitüentlerin 4a-e bileşiklerinin çevrilme hızıüzerindeki etkisi bizi ard arda gelen C-C bağının heterolitik olarak ayrışması ve 1,3-sigmatropik çevrilmeyi içeren yeni bir mekanizma tartışmaya teşvik etmiştir.Nitronların 3 molce eşit miktarda DMAD ile toluen içinde reflüks edilmesini içerenone-pot reaksiyon yine ilidleri 5a-e vermiştir (Metot B). Elde edilen bileşiklerin yapılarıspektral yöntemlerle ve elementel analizlerle aydınlatılmıştır. 2-(3,4-dimetoksifenil)-etilaminin TFA içinde (S)-1-metilbenzilizosiyanat ve aromatik aldehitler ile one-potreaksiyonu üzerinden homokiral tetrahidroizokinolinlerin 2 hazırlanması denendiğindeoptikçe aktif olmayan 1-aril-2-aminokarbonil tetrahidroizokinolinler 7 elde edilmiştir.Oluşan amidin önce debenzilasyonu ve onun halkalaşmasının karşılık gelen 7bileşiklerini verdiği açıkça görülmüştür. Bu nedenle öncelikle 2 bileşikleri kloroformiçinde (S)-1-metilbenzilizosiyanat ile karşılık gelen aminokarbonillenmiştetrahidroizokinolinleri 6 elde etmek üzere etkileştirilmiş sonra karşılık gelen ürelerin 7yüksek verimlerle elde edilmesi için oda sıcaklığında TFA ile muamele edilmiştir.Item 1.2080 (X210Cr12), 1.7225 (42CrMo4) ve Ck45 çeliklerinin yorulma dayanımı açısından optimum ısıl işlem parametrelerinin belirlenmesi(Uludağ Üniversitesi, 1999-04-20) Başuslu, Okan; Demirci, A. Halim; Uludağ Üniversitesi/Fen Bilimleri Enstitüsü/Makine Mühendisliği Anabilim Dalı.Mühendislik malzemeleri genellikle kullanım esnasında tekrarlanan gerilmeler ve titreşimler altında çalışmaktadırlar. Malzemelerde tekrarlanan gerilmeler ve titreşimlerin meydana getirdiği ve belirli bir sayıda yüklemeden sonra oluşan çatlak veya kırılma ile sonuçlanan işleme yorulma denir. Yorulma olayında malzemenin bir süre sonra gevrek ve önceden habersiz olarak kırılması ekonomik kayıplarla birlikte can kaybına da yol açmaktadır. Bu nedenle makine elemanlarının tasarım aşamasında yorulma mutlaka göz önünde bulundurulmalıdır. Bu çalışmada 1.2080, 1.7225 ve Ck45 çeliklerinin yorulma dayanımı açısından optimum ısıl işlem parametreleri belirlenmeye çalışılmıştır. Bunun için malzemeler sırasıyla normalizasyon, sertleştirme ve temperleme işlemlerine tabi tutulmuş ve çeşitli yükleme değerlerinde yorulma ömürleri araştırılmıştır. Ayrıca mukayese bakımından 1.2080 çeliğinin numuneleri horlanarak aynı parametreler altında deneye tabi tutulmuşlardır.Item 1.2601, 1.2842, Ck45 çeliklerinin yorulma dayanımı açısından optimum ısıl işlem şartlarının belirlenmesi(Uludağ Üniversitesi, 1999-04-20) Kızıl, Ünsal; Demirci, A. Halim; Uludağ Üniversitesi/Fen Bilimleri Enstitüsü/Makine Mühendisliği Anabilim Dalı.Birçok makina elemanı ve mühendislik malzemeleri servis şartlarında ilk önce bir çatlak ulusumu ve daha sonra kırılmaya sebebiyet veren, tekrarlanan gerilmeler ve titreşimlere maruz kalırlar. Yorulma denilen bu olayı önemli yapan, tüm mekanik kusurların yaklaşık % 90'ına karşılık gelmesi ve kırılma öncesi gözlemlenebilir olmasının zorluğu veya imkansızlığıdır.Fark edilmesindeki bu zorluk ve sinsi oluşu, ekonomik açıdan zarar verebilirken, insan hayatı için de tehlike riski taşımaktadır.Bu cüzden tasarımcıların yorulma dayanımını veya yorulma ömrünü mutlaka göz önünde bulundurmaları gerekmektedir. Yorulmayı tekrarlanan gerilimler dışında etkileyen başka faktörler de bulunmaktadır. Bu çalışmada 1.2601, 1.2842 ve Ck45 çeliklerinden hazırlanan yorulma deney numunelerine ; ısıl işlem şartları sonrası yorulma deneyleri uygulanmış ve yorulma dayanımları açısından optimum ısıl işlem koşulları belirlenmeye çalışılmıştır.Farklı yükleme değerlerinde ısıl işlem uygulanmış yorulma deney numunelerinin yorulma ömürlerinin bulunması, böylece uygun yükleme ve ısıl işlem şartlarının belirlenmesi hedeflenmiştir.Bunla rın dışında 1.2842 çeliğinden hazırlanan numuneler mukayese yapabilmek amacıyla horlanarak aynı koşullar altında deneye tabi tutulmuşlardır. Yükleme dışındaki; sıcaklık, yüzey özellikleri, boyut etkisi, metalurjik faktörler gibi birçok etkenin de yorulma dayanımım olumsuz etkilediği tespit edilmiştir.Item 10-14 yaş arası çocuklarda televizyon bağımlılığı üzerine bir araştırma(Uludağ Üniversitesi, 2009) Balantekin, Yakup; Bilgin, Asude; Uludağ Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü/İlköğretim Anabilim Dalı/Sınıf Öğretmenliği Bilim Dalı.Televizyon yayınları, çocukların gelişiminde önemli bir yere sahiptir. Televizyon yayınları, çocukların kişilik gelişiminde önemli bir unsur olduğundan önemsenmelidir. Çocuklar geleceğimizi şekillendireceği için ülkemiz için çok önemlidirler.Televizyon yayınları önemini, üzerinde etkili olduğu çocukların öneminden almaktadır. Televizyonun çocuklar üzerinde olumsuz etkileri birçok araştırmaya konu olmuştur. Bu çalışmada 10-14 yaş arası çocukların televizyona yönelik tutumlarını ve bağımlılık düzeylerini ortaya çıkaracak bir ölçek geliştirmek amaçlanmıştır. Çalışma sırasında betimsel tarama modeli kullanılmıştır. Ölçeği geliştirmek için öncelikle madde havuzu oluşturulmuştur. Madde havuzu altmış cümleden oluşmaktadır. Cümleler araştırmacı tarafından yazılmış ve eğitim psikolojisi alanında dört akademisyene sunulmuştur. Akademisyenlerin önerileri doğrultusunda on dokuz cümle ölçekten çıkarılmıştır. Kırk bir maddeden oluşan ölçek Bursa'nın İnegöl ilçesinde bulunan Şakir Lakşe İlköğretim Okulunda dördüncü, beşinci, altıncı, yedinci ve sekizinci sınıfta eğitim gören öğrencilerden elverişli örnekleme yöntemiyle seçilen bir grup öğrenciye uygulanmıştır. Uygulama biçiminin güvenilirliğe etkisini ortaya koymak için, uygulama; birincisi ölçeğin öğrencilere dağıtılarak uygulanması şeklinde, ikincisi ise yapılandırılmış görüşme şeklinde olmak üzere iki biçimde gerçekleştirilmiştir. Birinci uygulama 394 öğrenci ile ikinci uygulama ise 150 öğrenci ile yapılmıştır. Uygulamanın ardından güvenilirlik ve geçerlilik analizleri yapılmıştır. Birinci uygulama için Cronbach Alfa değeri .82 ; ikinci uygulama için Cronbach Alfa değeri .85 bulunmuştur. Yapılandırılmış görüşme tekniği ile gerçekleştirilen uygulamada güvenilirlik düzeyi daha yüksek çıktığı için diğer analizler bu uygulamanın verilerine uygun olarak yapılmıştır. Son olarak madde analizi yapılmış ve dört cümlenin daha ölçekten çıkarılması kararlaştırılmıştır. Katılımcıların ölçekten aldıkları puanlar ile sosyo-kültürel özellikleri arasında anlamlı bir ilişki olup olmadığı araştırılmış ve anlamlı bir ilişki bulunmamıştır.Item 10-14 yaş çocuklarında semptom tarama ve agresyon faktörünün saptanması(Uludağ Üniversitesi, 1996) Özdemir, Mehtap; Taneli, Suna; Uludağ Üniversitesi/Sağlık Bilimleri Enstitüsü/Psikiyatri Anabilim Dalı.Araştırmanın genel amacı, pübertal gelişim içindeki 10-14 yaş çocuklarında psikopatolojik semptomları taramak ve agresyon faktörünü saptamaktır. Bu amaçla farklı sosyo ekonomik düzeylerden deneklerin bulunduğu Atatürk İlköğretim Okulu’ndan 60 denek orta sosyo-ekonomik düzey (S.E.D)’olarak, Ticaret ve San. İlköğretim Okulu’ndan 60 denek alt S.E.D’li olarak ve özel Tunç Siper Lisesi’nden de 60 denek üst S.E.D’li olarak, 3 değişik okuldan 91 kız, 89 erkek olmak üzere toplam 180 deneğe hekimler tarafından fizik muayene yapılmış, sonra sosyal anket formu, S.kaygı Envanteri, Çocuklar İçin Depresyon ölçeği, Kısa Semptom Envanteri (BSI) ve Rosenzweig P-F test uygulanmıştır. Sürekli Kaygı Env. puanlarının % 52’si (ort.: 41.83, ss:8.31) klinik düzeyde de anlamlı, Çocuklar İçin Depresyon ölçeği puanlarının % 38’i (ort.:9.3, ss:6.53) % 6’sı klinik düzeyde anlamlı, Kısa Semptom Envanteri (BSI)’nin normal populasyon araştırmaları için önerdiği 5 alt-testden Anksiyete puanlarının % 45’i (ort.:0.65, ss:051), Depresyon puanlarının % 47’si (ort.:0.70, ss:0.52), Olumsuz Benlik puanlarının % 37’si (ort.:0.72, ss:0.53) , Somatizasyon puanlarının % 55’i (ort.:0.50, ss:0.52), Hostilite puanlarının %50’si (ort:0.84, ss:0.64)ortalamalardan yüksektir. Agresyon faktörü açısından Rosenvveig P-F testinde engeli vurgulayan agresyon puanlarının (ort.:6.39, ss:1.77) % 59’u, ego savunucu agresyon puanlarının (ort.: 12.73, ss:3.05) % 50’si, engeli çözümleyici agresyon puanlarının (ort.: 4.97, ss:2.54) % 65’i, dışayönelik agresyon puanlarının (ort.: 9.52, ss:3.57) % 48’i içeyönelik agresyon puanlarının (ort.: 5.73, ss:1.69) % 67’si ve engeli önemsiz-çözülebilir gösteren agresyon puanlarının (ort.: 8.30, ss:2.79) % 57.5’i ortalamadan yüksektir. Sosyal norm, tutum, davranış ve sağlık ile ilgili dağılımlar tablolar halinde verilmiştir. Tüm test ve alt testlerden elde edilen puanların yaş, cinsiyet, sosyo-ekonomik durum, başarı durumu ve ödül ceza alıp almama durumları açısından farklılıklara “t test” ile bakılmıştın Ayrıca kaygılı olan ve olmayanların depresyon puanları ve depresyon puanlan yüksek olan ve olmayanların agresyon puanlan açısından farklılıklara yine “t test” ile bakılmıştır. Farklılık saptanan (p<0.05) bulgularda; Cinsiyetler açısından erkeklerin kızlardan daha fazla anksiyete (BSI 1) puanına sahip olmaları daha önce yapılan araştırma bulgulan ile çelişkilidir. Agresif tepkilerde erkeklerin ego savunucu agresyon ve kızların da engeli çözümleyici agresyon göstermeleri ise beklenen kültürel özelliklerimizden kaynaklanan sonuçlardır Yaşlar arttıkça kontrollü tepkilerin geliştiği gözlenmiştir (10 ve 13 yaş karşılaştırmasında). Üst S.E.D.’lerde agresyonu ifade eden engeli vurgulayıcı ve dışa yönelik agresyon, alt ve orta S.E.D’den fazladır. Alt S.E.D’ de ise engeli çözümleyici ve önemsiz gören agresyon tepkileri orta ve üst S.E.D’e göre daha fazla bulunmuştur. Bu sonuçlar değişen toplum yapısı, üst S.E.D’de bağımsız yetiştirilme biçiminin yaygınlığı ile açıklanabilir. Başarısız deneklerin depresyon, hostilite, ego savunucu ve dışa yönelik agresyon puanları yüksektir. Bu bulgular beklenen ve önceki araştırmalarla ortaya konmuş bulgulardır. Olumsuz koşullar, düşük benlik algısı ve öfke ders başarısını olumsuz etkileyebilir. Ceza alanlar daha fazla olumsuz agresif tepki vermişlerdir. Bu bulgu da beklenen ve bilinen bulgulardandır. Ayrıca depresyon ile birlikte anksiyete belirtilerinin görüldüğüne dair araştırmaları destekleyen bulgular ve depresyon ile birlikte agresif tepkilerin görüldüğüne ilişkin araştırma bulgularını destekleyen bulgular sözkonusudur. Bulgular, literatür ışığında ve kültürel açıdan değerlendirilmiştir. Elde edilen sonuçlar, oran olarak toplum taramalarının gerekliliğini vurgular niteliktedir.Item % 100 pamuklu dokuma kumaşlar ile takviyeli bazı yapıların mekanik özelliklerinin incelenmesi(Uludağ Üniversitesi, 2010) Moustafa, Seçil Esra; Alpay, Halil Rıfat; Uludağ Üniversitesi/Fen Bilimleri Enstitüsü/Tekstil Teknolojisi Anabilim Dalı.Yapılan bu çalışmada, günlük hayatta sıkça kullandığımız iki malzeme bir araya getirilerek kompozit yapı elde edilmiştir. Bu malzemelerden biri tekstil malzemesi olan %100 pamuk dokuma kumaş, bir diğeri ise yine selülozik esaslı olan kağıttır. Kolay elde edilebilen ve ucuz malzemelerle yeni bir malzeme özelliği elde edebilmek için kağıt ve kumaş çeşitleri bir araya getirilerek tabakalı kompozit yapılar oluşturulmuştur. Bu kompozit malzemelere çekme testi uygulanarak çıkan değerlere ve eğrilere göre malzeme özellikleri yorumlanmıştır.Item %100 pamuklu dokuma kumaşlara uygulanan buruşmazlık bitim işlemi sonrası kopma mukavemeti, aşınma dayanımı ve buruşma açısı özelliklerinin yapay sinir ağı (artificial neural network) yöntemi ile tahminlenmesi(Uludağ Üniversitesi, 2006) Yürük, Neslihan; Kut, Dilek; Uludağ Üniversitesi/Fen Bilimleri Enstitüsü.Bu çalışmada buruşmazlık apresi uygulanmış pamuklu kumaşlarda kullanılan kimyasal maddenin ve işlem koşulunun kopma mukavemeti, buruşma açısı ve aşınma dayanımı üzerine etkisi araştırılmıştır. Çalışmada 24 farklı kumaşa tek bir buruşmazlık reçetesi uygulanmış ve kumaşların kopma mukavemeti, aşınma dayanımı ve buruşma açısı ölçümleri yapılmıştır. Ardından yapay sinir ağı yöntemi ile kumaşın özellikleri ile buruşmazlık işlemindeki kopma mukavemeti, aşınma dayanımı ve buruşma açısı değerlerinin değişimi arasında ilişkilendirme yapılmıştır.Item % 100 Pamuklu ipliklerden dokunmuş kumaşların geometrik tasarımı(Uludağ Üniversitesi, 1994-10-03) Battal, Betül; Alpay, H. Rıfat; Uludağ Üniversitesi/Fen Bilimleri Enstitüsü/Tekstil Mühendisliği Anabilim Dalı.Bu çalışmada % 100 pamuklu ipliklerden dokunmuş kumaşların geometrik tasarımı incelenmiştir. İlk bölümde çalışmanın amacı ve hedefleri belirlenmiştir. İkinci bölümde konu ile ilgili kaynaklar sunulmuştur. Üçüncü bölümde seçilen kumaşların özellikleri, kullanılan test aletleri ve özellikleri, çalışma yöntemi ve kumaş özelliklerini ölçüm yöntemleri, kumaş fotoğraflarının çekilmesi, kumaş geometrisine göre elle gerçekleştirilen çizimler ve bilgisayar tasarımlarının yapılması anlatılmıştır. Dördüncü bölümde ölçümler sonucunda elde edilen bulgular sunulmuştur. Beşinci bölümde ise bulguların istatistiksel olarak değerlendirilmesiyle, % 100 pamuklu ipliklerden dokunmuş kumaşlar için, bilgisayar yardımıyla gerçek durumlarına en yakın tasarımlar elde edilmiştir.Item % 100 Polyester filament ipliklerden dokunmuş kumaşların geometrik tasarımı(Uludağ Üniversitesi, 1994-03-07) Kahraman, Canan; Alpay, Halil Rıfat; Uludağ Üniversitesi/Fen Bilimleri Enstitüsü/Tekstil Mühendisliği Anabilim Dalı.Bu çalışmada, % 100 polyester filament ipliklerden dokunmuş kumaşların geo metrik tasarımı incelenmiştir. İlk bölümde çalışmanın amacı ve hedeflen belirlenmiştir. İkinci bölümde konu ile ilgili kaynaklar sunulmuştur. Üçüncü bölümde, seçilen kumaşların özellikleri, kullanılan test aletleri ve özel likleri, çalışma yöntemi ve kumaş özelliklerini ölçüm yöntemleri, iplik ve kumaş fotoğ raflarının çekilmesi, kumaş geometrisine göre elle gerçekleştirilen çizimler ve bilgisayar tasarımlarının yapılması anlatılmıştır. Dördüncü bölümde ölçümler sonucunda elde edilen bulgular sunulmuştur. Beşinci bölümde ise bulguların değerlendirilmesiyle, % 100 polyester filament ip liklerden dokunmuş kumaşlar için, bilgisayar yardımıyla gerçek durumlarına en yakın tasarımlar elde edilmiştir.Item 1069-1070/1659-1660 tarihli Bursa şer`iyye sicili (analiz ve değerlendirme)(Uludağ Üniversitesi, 1987) Pay, Salih; Çetin, Osman; Uludağ Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü.Item 11-12 yaş öğrencilerde uygulanan badminton temel antrenman programının motorik özelliklerine etkisi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2019-02-15) Erol, Figen; Erden, Salih; Bursa Uludağ Üniversitesi/Eğitim Bilimleri Enstitüsü/Beden Eğitimi ve Spor Ana Bilim Dalı.Bu çalışmanın amacı, 12 haftalık badminton temel antrenman programının 11-12 yaş grubu öğrencilerin motorik özelliklerine olan etkisinin incelenmesidir. Bu çalışmaya, Bursa ili Özübir Spor Kulübünde rekreatif amaçlı aktivitelere katılan 11-12 yaş grubu 60 çocuk katılmıştır. 60 çocuktan 30'una toplam 12 hafta olmak üzere, haftada ikigün,80 dk.düzenli badminton antrenmanı yaptırılırken, diğer 30 kişilik kontrol grubu çocukları ise herhangi bir branş belirlenmeksizin oyun ve fiziksel aktivitelere ve sadece okullarındaki beden eğitim ve spor derslerine katılmıştır. 12 haftalık araştırma sürecinde; deneklerin performans parametrelerindeki değişim ve gelişimlerini saptamak amacıyla haftalık temel hazırlık dönemi çalışmalarının başında yapılan ön test ve 12. haftanın sonunda yapılan son test ölçümleri ile belirlenmiştir. Araştırma grubunun kilo, boy, BMI, çeviklik, esneklik, dikey sıçrama, pençe kuvveti, ayak güç, reaksiyon zamanı ve denge performansları test edilmiştir. Verilerin dağılım özelliği Shapiro Wilks testi ile değerlendirilmiştir. Verilerin normal dağılıma uygunluğu durumunda gruplar arası karşılaştırmalar t testi ile gruplar içi bağımlı karşılaştırmalar ise eşleştirilmiş t testi ile yapılmıştır. Verilerin normal dağılıma uygun olmaması durumunda ise Maann Whitney U testi ve Wilcoxon testi ile istatistiksel analizler yapıldı. Gruplar arası karşılaştırmalarda ön test ve son test arası değişimler, ön teste göre yüzde değişim ( yüzde değişim= (son-ön)/ön ) değerleri hesaplanarak yapılmıştır. Kategorik verilerin analizi ki-kare testi ile yapılmıştır. İstatiksel analizlerde anlamlılık düzeyi α=0,05 olarak alınmıştır. Araştırmaya katılan badminton temel antrenman programı uygulanan 30 çocuktan (BG) 16 (%53,3) çocuk 11 yaşında ve 14 (%46,7) çocuk 12 yaşında, diğer 30 kişilik kontrol grubu çocukları (KG) ise herhangi bir branşbelirlenmeksizinoyun ve fiziksel aktivitelerde, 16 (%55,2) çocuk 11 yaşında ve 13 (%44,8) çocuk 12 yaşında bulunmuştur. Çocukların yaşlarına göre gruplara dağılışları homojendir (p=1,000) (Tablo1). Verilerin analizi sonucunda, her iki grubun (BG-KB) deneklerinin, motorik özelliklerin performanslarında gelişme olduğu tespit edilmiştir.Bununla birlikte BG grubu deneklerininKB grubuna görevücut yağ oranı, çeviklik, esneklik, dikey sıçrama, pençe kuvveti, ayak güç, reaksiyon ve denge değerlerinde istatistiksel olarak anlamlı bir fark olduğu bulunmuştur. (p<0.05).Sonuç olarak, çalışmada yaptırılan 12 haftalık badminton temel antrenman programının11-12 yaş grubu öğrencilerin motorik özelliklerinin performans parametreleri üzerine olumlu yönde etkileri olabileceği, antrenman bilimindeki yüklenme normatifleri acısından yeterli kabul edilebileceği sonucuna varılmıştır.Item 11-13 yaş voleybolcularda dinamik ısınma ile birlikte uygulanan mobilizasyon egzersizlerinin dikey sıçrama, denge ve eklem hareket açıklığına olan etkisinin incelenmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2023-06-23) Turgut, Beytullah; Vardar, Tonguç; Bursa Uludağ Üniversitesi/Sağlık Bilimleri Enstitüsü/Spor Bilimleri Fakültesi/Antrenörlük Eğitimi Anabilim Dalı.; 0009-0007-2913-9240Bu çalışmanın amacı, dinamik ısınma ile birlikte uygulanan mobilizasyon egzersizlerinin adölesan voleybol oyuncularının dikey sıçrama, denge ve eklem hareket açıklığına (EHA) olan etkilerini belirlemektir. Çalışmaya, Bursa Nilüfer Tofaş Spor Salonunda antrenman yapan, 11-13 yaş arası, 20erkek ve 20 kız amatör düzey voleybol sporcusu gönüllü olarak katılmıştır. Katılımcılar akut olarak dinamik germe ile birlikte mobilizasyon egzersizleri uygulanmıştır. Egzersizden önce ve egzersiz bittikten sonra dikey sıçrama, denge ve eklem hareket açıklığı ölçümleri yapılmıştır. Bulgular değerlendirildiğinde EHA kalça fleksiyonu ve Denge sol ayak verilerinde tüm grup ön test son test karşılaştırmasında anlamlı farklılık bulunmuştur (p<0.05). Dikey sıçrama ve denge sağ ayak ortalamalarında anlamlı fark bulunmamıştır. Cinsiyete göre incelendiğinde erkek sporcuların ön-son test karşılatrımasında EHA kalça fleksiyonunda anlamlı düzeyde artış bulunmuştur (p<0.05). Fakat dikey sıçrama, denge sağ ve sol ayak ortalamalarında anlamlı bir fark tespit edilmemiştir. Kız sporcuların ön-son test karşılaştırmasında sol ayak ortalamalarında anlamlı farklılık bulunmuştur(p<0.05). EHA kalça felksiyon, dikey sıçrama ve denge sağ ayak ölçümlerinde de anlamlı farklılık bulunmamıştır. Sonuç olarak dinamik germe ile birlikte uygulanan mobilizasyon egzersizlerinin erkek voleybolcularda EHA kalça fleksiyonunu akut olarak artrıdığı, kız voleybolcularda ise denge sol ayakta artış sağlandığı görülmüştür. Antrenörlere ve sporculara antrenman veya maç öncesi EHA kalça fleksiyonunu artırmak için ısınma yöntemlerinde dinamik germe ile birlikte mobilizasyon egzersizlerinin uygulanması önerilebilir.Item 12. sınıf öğrencilerinin aile içi şiddete yönelik tutumları ve toplumsal cinsiyet algıları arasındaki ilişkisinin incelenmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-06-30) Babahanoğlu, Eray; Sezer, Gönül Onur; Bursa Uludağ Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü/Kadın ve Aile Çalışmaları Anabilim Dalı/Kadın ve Aile Çalışmaları Bilim Dalı.Bu araştırma lise döneminin son sınıfı olan 12. sınıf öğrencilerinin toplumsal cinsiyet algısı ve aile içi şiddete yönelik tutumlarını belirleyerek, birbiri üzerinde etkisi olup olmadığını incelemek amacıyla yapılmıştır. Toplumumuzda sıkça görülen şiddet olaylarına önleyici çalışmalar yapılması gerektiğinden yapılan olan araştırma sonuçları; lise düzeyindeki öğrencilere yönelik yapılabilecek aile içi şiddet konusunda önleyici rehberlik çalışmalarına veya farkındalık oluşturmaya yönelik eğitim programlarının hazırlanmasına veri oluşturacak, toplumsal bir sorunun çözümüne de katkı sağlayacaktır. Araştırmanın evrenini, Bursa ilinin merkez ilçelerindeki 2021-2022 eğitim öğretim yılında öğrenim gören lise düzeyindeki okullarda bulunan 12. sınıf öğrencilerinin tamamı oluşturmaktadır. Örnekleme ise merkez ilçelerde bulunan farklı türdeki liselerde eğitim almakta olan 418’i erkek, 259’u kadın olmak üzere toplam 677 öğrenci alınmıştır. Nicel araştırma yöntemiyle araştırma yapılmış, uygulanan ölçek sonuçları istatistiksel olarak analiz edilerek değerlendirilmiştir. Çalışma sonucunda öğrencilerin aile içi şiddete yönelik ve toplumsal cinsiyet algısı tutumlarının düşük düzeyde olduğu, bu tutumlar arasında anlamlı düzeyde ve pozitif yönde ilişki olduğu bulunmuştur (p< .01).Item 13-14 yaş grubu bilgisayar oyuncuları ile çeşitli branşlardaki sporcuların basit reaksiyon zamanlarının incelenmesi(Uludağ Üniversitesi, 2017-01-04) Birinci, Yakup Zühtü; Şahin, Şenay; Uludağ Üniversitesi/Eğitim Bilimleri Enstitüsü/Beden Eğitimi ve Spor Anabilim Dalı/Beden Eğitimi ve Spor Bilim Dalı.Sunulan araştırmanın amacı, 13- 14 yaş grubundaki çeşitli branşlardaki sporcular ile bilgisayar oyuncularının (BO/e-sporcu) basit reaksiyon zamanlarını (BRZ) incelemektir. Araştırma kapsamında 164 erkek 41 kadın olmak üzere toplamda 205 katılımcı gönüllü olmuştur. Katılımcıların ortalama yaşı 13 (12-15 yıl), ağırlığı 45,3 kilogram (kg) (23-103), vücut kütle indeksleri (BMI) 18,6 kg/m2 (13-36) ve yüzde yağı (%FAT) %17 (6-43) 'dir. Araştırmada işitsel ve görsel uyaranlara karşı BRZ'ler MP36 (Biopac System, USA) cihazı, vücut kütle indeksi Biyoelektrik İmpedans Analizörü (TANİTA, TBF300 Japonya) cihazı ile kaydedilmiştir. Sürekli değişkenlerin normal dağılıma uygunluk gösterip göstermediği Shapiro-Wilk testi ile test edilmiştir. Normal dağılıma uygunluk gösteren sürekli değişkenler için tanımlayıcı istatistikler ortalama±standart sapma, uygunluk göstermeyen sürekli değişkenler için medyan (Minimum-Maksimum) olarak belirtilmiştir. Sürekli değişkenlerin gruplar arası karşılaştırılmasında Mann-Whitney U testi ve bağımsız örneklem "t" testi kullanılmıştır. Sürekli değişkenler arasında ilişki olup olmadığı Pearson ve Spearman sıra korelasyon katsayıları ile incelenmiş ve p<0.05 istatistiksel olarak anlamlı kabul edilmiştir. İstatistiksel analiz için SPSS v.21 programı kullanılmıştır. Bilgisayar oyuncuları ile bilgisayar oyunu oynamayanların işitsel-görsel sağ ve sol el reaksiyon zamanı (RZ) değerleri arasında istatiksel olarak anlamlı düzeyde fark tespit edilmiştir (p<0.001). Bilgisayar oyuncularının, spor yapmayanlara göre; işitsel-görsel sağ ve sol el RZ değerlerinde istatiksel olarak anlamlı düzeyde fark belirlenmiştir (p<0.01). Ancak bilgisayar oyuncuları ile takım, bireysel ve raket sporu yapan sporcular arasında işitsel-görsel sağ ve sol el RZ değerlerinde istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmamıştır (p>0.05). Sonuç olarak çalışmamızda; bilgisayar oyuncuları ile hentbol, voleybol, masa tenisi, badminton, kısa mesafe koşu ve yüzme sporcularının işitsel-görsel el BRZ değerlerinin benzer olduğu tespit edilmiştir.Item 13-18 yaş arası genç atletlerde yüksek irtifada yapılan 3000 m sürekli koşunun kalp atım hızı değişkenliklerine akut etkileri(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2023-09-29) Özki, Hasan; Arabacı, Ramiz; Bursa Uludağ Üniversitesi/Eğitim Bilimleri Enstitüsü/Beden Eğitimi ve Spor Anabilim Dalı.; 0009-0002-6589-7915Sporcularda performans gelişimlerini değerlendirmede kalp atım hızı değişkenliği (KHD) değerleri yoğun olarak kullanılmaktadır. Bu araştırmanın temel amacı; 13-18 yaş arası orta/uzun mesafe olan genç atletlerin yüksek (1750 m) ve alçak (~ deniz seviyesinde) irtifalarda sürekli yüklenme yöntemiyle yapılan 3000m koşu ve koşu sonrası toparlanmada KHD’nin zaman ve frekans parametrelerini incelemektir. Farklı irtifada yapılan koşu ve toparlanmada KHD incelenerek, atletlerin daha iyi antrene edilmeleri konusunda antrenörlere ve spor bilimcilere katkı sağlanacağı düşünülmektedir. Araştırmaya düzenli olarak orta/uzun mesafe antrenmanı yapan toplam 19 sporcu (yaş= 14.8 ± 1.3 yıl, ağırlık = 52.7 ± 9.1 kg, boy = 164.4 ± 6.6 cm) gönüllü olarak katılmıştır. Katılımcıların KHD 3000m sürekli ve maksimal koşu öncesi sırtüstü uzanır pozisyonda 10dk. (Test 1), jogging ve ekstremitelere yönelik dinamik germe hareketleri içeren genel ısınmada 12 dk. (Test 2), 3000m koşu süresince (Test 3) ve koşu sonrası toparlanmada 10 dk. sırtüstü yatarak pasif dinlenme esnasında (Test 4) alındı. Çalışmalar öncesinde katılımcıların Hazırbulunuşluk Anketi (EGZ+) ve Brunel Ruh Hali Ölçeğini doldurmaları sağlandı. Araştırmaya katılan sporcuların testler öncesi SECA 216 cihaz ile boyları, Tanita BC418 vücut kompozisyonu analizörü ile kilo ve vücut yağ oranları belirlendi. Katılımcıların her birine testler öncesi Polar V800 cihazı ve Polar H10 göğüs kemeri cihazı takılarak KHD ölçümleri yapıldı. Elde edilen verilerin analizi Kubios KHD analizör yazılımı (Kuopio, Finlandiya) ve SPSS Windows 27.0 (SPSS Inc, Chicago, ABD) istatistik programlarında yapıldı. Sonuç olarak, farklı irtifalarda 13-18 yaş arası genç atletlerin yaptığı 3000m sürekli koşunun kalp atım hızı değişkenliklerine akut etkileri farklılık gösterdiği söylenebilir.Item 13. yüzyılda Bizans'ı etkileyen ekonomik siyasi ve kültürel ilişkiler: 1204-1261(Uludağ Üniversitesi, 2003-06-25) Kılıç, Şahin; Oğuzoğlu, Yusuf; Uludağ Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü/Tarih Anabilim Dalı/Eskiçağ Bilim Dalı."13. Yüzyıl'da Bizans'ı Etkileyen Ekonomik, Siyasi ve Kültürel İlişkiler (1204-1261)" başlığını taşıyan bu tez, Uludağ Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü'ne Yüksek Lisan Tezi olarak, Şahin Kılıç tarafından hazırlanmıştır. Tez savunmasına jüri üyeleri olarak; Prof. Dr. Yusuf Oğuzoğlu (Uludağ Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü-Danışman), Prof.Dr. Osman Çetin (Uludağ Üniversitesi, İlahiyat Fakültesi, İslam Tarihi ve Sanatları Bölümü) ve Yard.Doç.Dr. Sezai Sevim (Uludağ Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü) katılmışlardır. 13. yüzyılın başlan Bizans imparatorluğunun tarihinde bir dönüm noktasına işaret eden gelişmelere tanıklık eder. 1204'te IV. Haçlı seferi sonucunda Bizans imparatorluğu parçalanarak, imparatorluğun siyasi, ekonomik ve dinsel-ideolojik merkezi olan İstanbul'da Latin imparatorluğu kurulmuştur. Bu gelişmeler üzerine İstanbul'dan kaçarak İznik'te toplanan Bizanslıların önemli bir kısmı burada İstanbul'daki devlet teşkilatının bir benzerini oluşturarak, İstanbul'u geri almak için 57 yıl süren bir mücadeleye başlarlar. Nihayet 1261 yılında, İstanbul'u geri alarak Bizans imparatorluğunu yeniden kurarlar. Bizans tarihinde genellikle "sürgün yıllan" olarak ifade edilen bu yıllar yani 1204-1261 yıllan arasında Anadolu ve Balkanlar' da yoğun bir siyasi hareketlilik yaşanmakta olup, bu hareketlilik Bizans'ın geleceğini dolaylı ya da doğrudan etkileyecek olan karmaşık ve zor bir siyasi ortam yaratmaktadır. Bu yıllarda Haçlılar İstanbul'dan sonra Bizans'ın Anadoludaki topraklarım istila etme girişimlerinde bulunmaktadır. Öte yandan Anadolu Selçukluları bölgede önemli bir siyasi aktör olarak faaliyet göstermektedir. Bunun yanısıra Türkmen İadelerinin Anadolu'daki baskısı da yoğunlaşmıştır. Balkanlar' da ise Bulgar Krallığı en parlak dönemini yaşamaktadır. Bütün bunların yanında Trabzon'da ve Yunanistan'ın batısında ortaya çıkan iki Bizans devleti arasındaki çetin bir rekabet yaşanmaktadır. İşte böyle bir ortamda İznik'teki kurulan Bizans devletinin İstanbul'u geri alarak imparatorluğu yeniden İstanbul'a nasıl taşıdıktan sorusu bu çalışmanın çerçevesini oluşturmaktadır. Çalışmanın temel amacı ise, 1204-1261 yıllan arasında İznik (Nikaia) merkezli Bizans devletinin, çevresiyle olan siyasi, kültürel, ekonomik ilişkilerini inceleyerek ve bu ilişkilerin Bizans tarihinde restoration (restorasyon) terimi ile ifade edilen, İstanbul'un geri alınmasında ve imparatorluğun yeniden kurulmasındaki rolünü analiz etmektir. Bu çerçevede tezin ilk bölümünde özelde İznik'te kurulan sürgün devletin, genelde ise Bizans dünyasının haçlı seferi sonrası içinde bulunduğu koşullar ve ortam ele alındı. İkinci bölümde ise Bizans dünyasının kendi iç ilişkileri incelendi. Üçüncü bölümde ise Bizans dünyasını, dolayısıyla İznik' i etkileyen, Balkanlar, Anadolu ve Yakan Doğu' da ortaya çıkan gelişmeler ve İznik'in bu gelişmelerle doğrudan veya dolaylı bağlantısı ele alındı. Yine bu bölümde Balkanlarda Bulgar krallığı, Epiros Prensliği, Latin İmparatorluğu, Anodolu'da Selçuklular, Trabzon İmparatorluğu ve Moğollar arasında ya da bu yapıların İznik ile ilişkileri ve bu ilişkilerin İznik'i ne şekilde etkilemiş olduğu incelendi.Item 13. yy’a ait geç dönem Bizans kafataslarının 3 boyutlu yöntem ile restorasyonu ve dijital prototiplendirilmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2021-07-07) Uzabacı, Hüseyin; Kafa, İlker Mustafa; Bursa Uludağ Üniversitesi/Sağlık Bilimleri Enstitüsü/Anatomi Anabilim Dalı.; 0000-0003-3259-82573 boyutlu modelleme ve yazıcıların sağlık alanında kullanımı gün geçtikçe artmaya ve geliştirilmeye devam etmektedir. 3 boyutlu modellemenin kullanım alanlarından biri de osteolojik materyal ve veriler üzerindedir. Anatomi, antropoloji, adli bilimler ve arkeoloji bilimleri açısından eski kemik kalıntılarının arşivlenmesi ve korunması, osteolojik materyaller üzerinde yapılacak çalışmalar için en önemli gerekliliklerden biridir. Eski ve yıllanmış kemik yapılar yıllar içerisinde deforme olmakta ve saklanmalarında zorluklar yaşanabilmektedir. Tez çalışmasında, Bursa Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Anatomi Anabilim Dalı Osteoloji Koleksiyonu’nda yer alan 33 adet nispeten deforme olmuş ve 13. yy'a ait geç dönem Bizans kafatasları kullanılmıştır. Kafatasları kodlanıp, 3 boyutlu Hscan Prince Lazer tarayıcıyla modelleme yapılarak STL 3 boyutlu dosya formatında dijital arşiv olarak saklanmıştır. Deformiteler mümkün olduğunca restore edilip, eksik kemik yapılarının, mandibula hariç, yeniden modele eklenmesi gerçekleştirilmiştir. Deformitelerin restorasyonunda “Simetriye Dayalı Yeniden Yapılandırma” ve “Geometriye Dayalı Yeniden Yapılandırma” yöntemi kullanılarak, dijital restore edilmiş prototipler elde edilmiştir. Çalışmada ayrıca 3 boyutlu modellerden antropometrik noktalar arasındaki dijital ölçümler ile gerçek kemikler üzerindeki ölçümler karşılaştırılmıştır. Karşılaştırmalarda SPSS istatistik yazılımı kullanılmıştır. Prototiplendirilmiş kafataslarının plastik örneklendirilmesinde Zaxe X1 yazıcı ve PLA türü plastik materyal kullanılmıştır. 3 boyutlu tarama ile elde edilen eski kafatası materyallerini, dijital ortamda ve basılı olarak prototiplendirip, arşivlendirip, gerçek kemiklere yakın morfometrik veriler alıp daha kalıcı, tekrar kullanılabilir, daha hassas materyal olarak araştırma ve eğitim amacıyla kullanmayı hedeflemekteyiz. Çalışmada aynı zamanda restore edilerek prototiplendirilmiş tarihi kafataslarından 3 boyutlu yazıcı ile çıktı alınması ve birer sert plastik örneklerinin de arşive ve eğitime kazandırılması hedeflenmektedir.