2012 Cilt 31 Sayı 1
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/18055
Browse
Browsing by Title
Now showing 1 - 10 of 10
- Results Per Page
- Sort Options
Item Avrupa Birliği’nde bölgesel yenilik sistemlerine yönelik kamu politikaları: Seçilmiş ülke örnekleri(Uludağ Üniversitesi, 2012) Devrim, Fevzi; Dökmen, GökhanAvrupa Birliği’ne üye ülkelerde önemli düzeyde yenilik farklılıkları bulunmaktadır. Mevcut bu farklılıklar, Birliğin gelişme sürecini olumsuz yönde etkilemekte ve entegrasyon sürecini sekteye uğratmaktadır. Bu nedenle Avrupa Birliği’ne üye ülkelerde bölgesel yenilik sistemleri önemli bir politika alanı olarak dikkat çekmektedir. Bölgesel yenilik sistemlerini desteklemeye yönelik olarak uygulanan politikalarda ağırlıklı olarak; yenilik ve girişimcilik için uygun ortamın sağlanmasına, kümeleşmenin teşvik edilmesine ve yenilikçi ağ yapıların desteklenmesine öncelik verilmektedir. Ancak bu politikalar, evrensel ve her yerde uygulanabilir olmaktan oldukça uzaktır. Bu açıdan sistemlerin desteklenmesine yönelik politikalar her bir bölge için farklılaştırılmalı ve bölgelerin öznel koşullarına göre tasarlanmalıdır.Item Enerji arz güvenliğini etkileyen ekonomik, siyasî ve coğrafî faktörler(Uludağ Üniversitesi, 2012) Erdal, Leman; Karakaya, EthemEnerji, hemen hemen tüm mal ve hizmet sektörleri için en önemli girdi, yaşam standardını yükselten vazgeçilmez bir kaynak; ama aynı zamanda kesilmesi durumunda hayatı ve kalkınmayı felce uğratan bir güvenlik riski, aşırı kullanımı sonucu gelecek nesillerin yaşamını tehdit eden bir çevre riskidir. Ulaşılabilir olma, ekonomik olma, elde edilebilir ve kabul edilebilir olma, enerji arz güvenliğinin temel boyutlarıdır. Bu çalışmada, literatürdeki temel tanımlar gözden geçirildikten sonra, enerji arz güvenliğini belirleyen ekonomik, siyasi ve coğrafi faktörler detaylı olarak tartışılacaktır.Item Enerji tüketiminin ekonomik büyüme üzerindeki etkisi:Türkiye örneği(Uludağ Üniversitesi, 2012) Çetin, Murat; Seker, FahriEnerji tüketimi ve ekonomik büyüme arasındaki ilişki, politika yapıcıları ve araştırmacıların yoğun ilgisini çekmektedir. Bu ilişkiyi ortaya koyan ampirik kanıtlar karmaşıktır ve ikna edici değildir. Bu çalışmada, Johansen-Juselius ve Stock-Watson eşbütünleşme testleri ile Toda-Yamamoto nedensellik testleri kullanılarak, enerji tüketimi ile ekonomik büyüme arasındaki ilişki Türkiye ekonomisi bağlamında 1970-2009 periyodunda incelenmektedir. Eşbütünleşme test sonuçları, değişkenler arasında bir eşbütünleşme ilişkisinin varlığını ortaya koymaktadır. Başka bir ifadeyle, enerji tüketimi ekonomik büyüme üzerinde pozitif ve güçlü bir etkiye sahiptir. Ayrıca Toda-Yamamoto test sonuçları enerji tüketimi ile ekonomik büyüme arasında her hangi bir nedensellik ilişkisinin olmadığını göstermektedir. Bu sonuçlar, Türkiye’de enerji darlığının ekonomik büyümeyi negatif olarak etkiliyebileceğini ifade etmektedir.Item Hastane kliniğinde kaynak dengeleme amaçlı bir benzetim modeli uygulaması(Uludağ Üniversitesi, 2012) Günalı, Murat; Sezen, H. Kemal; Kaya, Şule; İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi; Ekonometri BölümüHizmet kalitesi açısından hasta bekleme süreleri, ayakta tedavi veren klinikler için en önemli operasyonel performan s ölçülerinden biridir. Hastalar hizmet almak için kliniklerde uzun süre beklemek istememektedirler. Ayakta tedavi edilen hastalarla ilgili iki çeşit bekleme söz konusudur: randevu için bekleme ve klinikte muayene için bekleme. Kliniklerde bekleme performansını değerlendirmek için kullanılan yöntemlerden biri Benzetim’dir (Simülasyon). Bu çalışmada Uludağ Üniversitesi, Kulak-Burun-Boğaz Polikliniğinin işleyişine ilişkin bir kesikli olay benzetimi yapılmıştır. Model girdileri için elektronik arşiv- bilgisayar kayıtları incelenmiştir. Farklı deneysel senaryolar uygulanmış ve sonuçlar analiz edildiğinde teknisyen sayısının yetersiz olduğu, bekleme sürelerinde teknisyen sayısının önemli etki oluşturduğu görülmüştür. Geliştirilen model diğer poliklinikler ve hastaneler için uygulama geliştirmek konusunda bir yaklaşım olarak temel alınabilir.Item İMKB ile bazı gelişmiş ve gelişmekte olan ülke borsaları arasındaki karşılıklı bağlantıların küresel kriz öncesi ve sonrası dönem için incelenmesi(Uludağ Üniversitesi, 2012) Evlimoğlu, Umut; Çondur, FundaFinansal serbestleşme politikaları, uluslararası yatırımların artması, iletişim ve bilgisayar teknolojilerindeki gelişmeler; borsaları birbirinden ayıran coğrafi ve fiziki engelleri neredeyse ortadan kaldırmıştır. Günümüzde, 24 saat sürekli işleyen ve coğrafi sınırları olmayan bir piyasalar sistemi ortaya çıkmıştır. Küresel sistem içersindeki bir piyasada ortaya çıkan olumsuzluk diğer piyasalara yansıyabilmektedir. Bu çalışmada, İMKB ile diğer borsalar arasındaki kısa dönemli ilişkiler, mortgage krizi öncesi ve sonrası dönem için incelenmiştir. İMKB ile seçilmiş ülke borsaları arasındaki kısa dönemli ilişkiler korelasyon analizi ve sekiz değişkenli VAR (vektör otoregresif) modeli yardımıyla analiz edilmiştir. İMKB’nin diğer ülke borsalarıyla kriz öncesi ve sonrası kısa dönemli ilişkilerindeki değişikliğin ortaya konması açısından VAR modelinden elde edilen sonuçlar; Etki Tepki (Impulse-Response) Analizi ve Varyans Ayrıştırması (Variance Decomposition) yöntemleri kullanılarak yorumlanmıştır. Mortgage krizi sonrası dönemde İMKB ile diğer seçilmiş borsalar arasındaki bağlantıların arttığı gözlenmiştirItem Mükelleflerin e-vergileme sistemini benimsemelerini etkileyen faktörlerin analizi: Bursa araştırması(Uludağ Üniversitesi, 2012) Demirbaş, Tolga; Gerçek, Adnan; Giray, Filiz; Yüce, Mehmet; Oğuzlar, Ayşe; İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi; Ekonometri BölümüTürkiye’de yürütülen en büyük e-devlet projelerinden birisi olan Vergi Dairesi Otomasyon Projesi (VEDOP) gerek Gelir İdaresinin vergilendirme işlemlerinde çağın gerektirdiği bilgi ve iletişim teknolojilerinden yararlanmasını gerekse mükellef odaklı hizmet sunarak vergi mükelleflerinin vergisel yükümlülüklerini e-vergileme sistemi aracılığıyla çok daha kolay, hızlı ve etkin bir şekilde yerine getirmelerini sağlamayı amaçlamaktadır. Bu amaçların gerçekleşmesi için en önemli koşul, mükelleflerin yürürlükteki e-vergileme sistemini benimsemeleridir. Diğer bir deyişle e-vergileme sisteminin tüm faydalarını elde etmek için gelir idaresinin çevrimiçi hizmet sunması yeterli olmayıp aynı zamanda mükelleflerin bu sistemi benimsemeleri gerekmektedir. Bu çalışma, Bursa’daki vergi mükelleflerinin e-vergileme (VEDOP) sistemini benimsemelerini etkileyen faktörleri belirlemeyi ve elde edilen bulgulara dayanarak e-vergileme sisteminin geliştirilmesine yönelik öneriler getirmeyi amaçlamaktadır. Bu amaca ulaşmak için literatürde en fazla kullanılan Birleştirilmiş Teknoloji Kullanım ve Kabullenme Teorisi (BTKKT) Modeli esas alınmış ve Türkiye koşullarına uyarlanmıştır. Belirlenen 6 temel hipotezi test etmek için kullanılan veriler ise Bursa’daki 505 Serbest Muhasebeci Mali Müşavirden (SMMM) anket yöntemi aracılığıyla elde edilmiştir. Verilerin AMOS 17.0 programına girilmesi ile elde edilen sonuçlar, yapısal eşitlik modeli (YEM) ile analiz edilmiştir. Oluşturulan BTKKT modelinde bir taraftan Performans Beklentisi, Güven Algısı, Çaba Beklentisi ve Davranışsal Tutum değişkenlerinin mükelleflerin e-vergileme sistemini benimsemelerini pozitif ve anlamlı bir şekilde tahmin edebildiği, diğer taraftan ise Risk Algısı ve Kolaylaştırıcı Durumlar değişkenlerinin mükelleflerin e-vergileme sistemini benimsemelerini negatif ve anlamlı bir şekilde tahmin edebildiği tespit edilmiştir. Bu sonuçlar doğrultusunda, çalışma e-vergileme sisteminin kullanılmasının zorunlu olduğu bir ülkede araştırma modeline risk ve güven algısı değişkenlerini katmış olması sebebiyle literatüre özgün katkılar sağlamaktadır.Item Öğrenen örgüt yaklaşımının ilköğretim okulları açısından değerlendirilmesi(Uludağ Üniversitesi, 2012) Yumuşak, Sedat; Yıldız, Harun; Yıldız, BoraBireysel, örgütsel ve toplumsal yapının değişimini etkilemesi bakımından son derece önemli bir öğe olan öğrenme, toplumsal yapı içerisindeki kurumların öğrenen örgütlere dönüşmesi ile daha etkin gerçekleşebilecektir. Öğrenen örgüt kavramı, sürekli olarak değişen, gelişen ve kendini yenileyen dinamik bir yapı olarak tanımlamıştır. Bu kavram tüm kurumlar içerisinde önemli bir yeri olan eğitim kurumları için de ayrı bir anlam taşımaktadır. Bu bağlamda, bilgi toplumu olma hedefine uygun insan kaynağını, sürekli öğrenmeyi ilke edinmiş bireyler olarak yetiştirme misyonuna sahip okulların, eğitim veren ve destek hizmeti sağlayan öğretmen kadrolarının öğrenen örgüte ilişkin algıları önem arz etmektedir. Bu öneme binaen gerçekleştirilen araştırmada, İstanbul ilinde hizmet vermekte olan bir kamu ve bir özel ilköğretim kurumunda görev yapan 95 öğretmene anket uygulanarak, öğrenen örgüte ilişkin algıların ve bunu engelleyen örgütsel engellerin karşılaştırmalı bir analiz ile belirlenmesi amaçlanmıştır. Literatürde yer alan esaslara bağlı kalarak yapılan araştırma sonunda, uygulamanın gerçekleştirildiği özel ilköğretim okulunun öğrenen örgüt özelliklerine haiz olduğu, buna karşın kamu ilköğretim okulunun öğrenen örgüt özelliklerini taşımadığı sonucuna ulaşılmıştır.Item Stock market uncertainty and monetary policy reaction function: Evidence from Turkey(Uludağ Üniversitesi, 2012) Nargeleçekenler, Mehmet; Aklan, Nejla AdanurIn this paper we examine whether the Central Bank of Republic of Turkey (CBRT) compensates for enhanced stock market uncertainty by cutting the policy rates in the post-2002 period when inflation targeting regime was applied. By this way, it is demonstrated that whether CBRT considered financial stability while determining policy rates. In this paper we extend the standard Taylor rule in order to assess whether the CBRT responds to stock market uncertainty. To describe the behavior of the CBRT augmented forward-looking Taylor rule, we used the Generalized Methods of Moments (GMM) estimator. We find that the parameters in the monetary policy rule are statistically significant. We show that, given a certain level of inflation and output, Turkish central bank rates are lower when stock market uncertainty is high and vice versa. However, the degree of this relationship is very low. According to study results, the CBRT does not use as key factor the stock market uncertainty to determine policy rates.Item Tedarikçi değerlendirme probleminde bulanık TOPSIS algoritması ile grup karar verme ve karar vericilerin bireysel kararları arasındaki ilişkiler(Uludağ Üniversitesi, 2012) Başkaya, Zehra; Öztürk, Burcu Avcı; İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi; İşletme BölümüPiyasa koşullarındaki belirsizlikler ve işletmeler arasında yaşanan yoğun rekabet dolayısıyla kesin verilere ulaşmak oldukça zordur. Özellikle, kişilerin sayısal değerlendirmeler yerine sözel değerlendirmeler yapmayı tercih etmeleri nedeniyle karar sürecinde bir belirsizlik ortaya çıkmaktadır. Bu tür bir belirsizlik bulanık ortamda karar verme problemlerinin çözümünü gerektirmektedir. Yapılan çalışmanın amacı, bir çok kriterli grup karar verme tekniği olan Bulanık TOPSIS (Technique For Order Performance By Similarity To Ideal Solution) algoritmasının tedarikçi değerlendirme problemine uygunluğunun belirlenmesidir. Ayrıca, karar vericilerin bireysel kararları arasındaki ilişkilerin ölçülmesi amaçlanmaktadır. Bulanık TOPSIS algoritması, nitel ve nicel karakterli kriterlerin eş zamanlı olarak bulanık karar sürecine katılımını desteklemektedir. Bu çalışmada, bir ekmek fabrikasının tedarikçi değerlendirme süreci incelenmiştir. Karar vericilerin sözel değerlendirmeleri kullanılarak en iyi tedarikçi belirlenmiş ve karar vericilerin değerlendirmeleri arasında pozitif yönlü yüksek bir ilişki görülmüştür.Item Türkiye’de illerin yoksulluk nedeni olarak toplam doğurganlık hızları: Yatay kesit bir analiz, 1990-2000(Uludağ Üniversitesi, 2012) Öztürk, LütfüBu çalışmada, klasik iktisatçılardan günümüze kadar tartışılan bir konu olan çok sayıda çocuk sahibi olma ile yoksulluk arasındaki ilişki il verileri kullanılarak araştırılmıştır. Yoksulluk göstergesi olarak il gelirleri dikkate alınmış ve illerin toplam doğurganlık hızları ile ilişkisi incelenmiştir. 1990 ve 2000 yıllarına ait verilerle yapılan yatay-kesit tahminlerde, doğurganlık hızı ile illerin gelirleri arasında anlamlı ve negatif bir ilişki saptanmıştır. Benzer sonuçlar doğurganlık hızı ile bağlantılı olarak bağımlılık oranı ve ortalama hanehalkı büyüklüğü için de bulunmuştur. Bu bulgular, illerin yoksulluğunda çok sayıda çocuk sahibi olma davranışının önemli olduğunu göstermektedir. Diğer bir deyişle, toplam doğurganlık hızlarının yüksek (düşük) olduğu illerde gelir düzeyinin düşük (yüksek) olduğu tespit edilmiştir. Bu sonuçlar illere yönelik yoksullukla mücadele programlarında demografik değişkenlerin de dikkate alınması gereğine işaret etmektedir.