2002 Cilt 11 Sayı 1
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/14176
Browse
Browsing by Subject "God"
Now showing 1 - 3 of 3
- Results Per Page
- Sort Options
Item İman ve inkârın rasyonel değeri(Uludağ Üniversitesi, 2002) Çetin, İsmail; İlahiyat Fakültesi; Felsefe ve Din Bilimleri BölümüTanrının varlığı konusu, düşünce tarihi boyunca felsefe ve ilâhiyatın en önemli inceleme alanlarından birini oluşturmuştur. Kendisini çepeçevre saran evrenin arkasında ya da ötesinde, bu evrene varlık veren ve onu idare eden bir Varlığın bulunup bulunmadığı sorusu insanı sürekli meşgul etmiş ve etmeye de devam edecek gibi görünmektedir. Bu soru karşısında insanların iki temel tutumdan birini seçtiklerini söylemek mümkündür. Bunlardan ilki, evreni yaratan ve içindekilerle birlikte onu idare eden bir Tanrının varlığının kabulü demek olan ‘iman’, ikincisi de, böyle bir varlığın reddedilmesi anlamına gelen ‘inkar’dır. Gerek iman ve gerekse inkar yolunu seçenler kendi tercihlerinin haklılığını göstermeyi hedefleyen birtakım temellendirmeler ortaya koyarken, tutumlarının alternatiflerin en rasyonel ve kabul edilebiliri olduğunu iddia etmekten de geri durmamışlardır. Bu makale iman ve inkarda bulunduğu iddia edilen rasyonellikler hakkında karşılaştırmalı bir değerlendirme denemesi sunmayı amaçlamaktadır.Item Tanah’ta vahiy anlayışı(Uludağ Üniversitesi, 2002) Tarakçı, Muhammet; İlahiyat FakültesiVahiy, Tanrı’nın, gücünü, izzetini, tabiatını, karakterini, iradesini, tarzını ve planlarını, kısacası kendisini insana açıklamasıdır. Hıristiyanların Eski Ahit olarak adlandırdıkları Tanah’ta vahiy, Tanrı’nın güvencesi altındaki bilgilerin bildirilmesiyle sınırlı görülmemiş; Tanrı’nın, kendisini açıklamak üzere insanla karşılaşması şeklinde anlaşılmıştır. Bu nedenle, Tanah’ta vahyin, teofani, rüyet, rüya, Tanrı’nın Meleği, Tanrı’nın Ruhu kadar, Urim ve Thummim, yaratma ve tarih vasıtasıyla da gelmesi mümkün görülmüştür.Item Var olan ve varlık olarak tanrı(Uludağ Üniversitesi, 2002) Çınar, Aliye; İlahiyat FakültesiMusa, Tanrı’yı nasıl tanımlaması gerektiğini doğrudan doğruya Tanrı’ya sorar; O da derhal bu soruyu şu şekilde cevaplar “Ben, ben olanım. Öyle ise İsrailoğullarına diyeceksin ki, beni size ‘Var olan O’ ( veya ‘O ki vardır’) gönderdi” (Çıkış 3. 14). Öyle ki, dinin Tanrı’sı ya da Var Olan düşünce için bir temel, bir başlama noktasıdır. O halde felsefî Mutlak veya Varlık, dinin Tanrı’sını içerir ya da ön varsayar. Tefekkürün iki efendiye hizmet edemeyeceği açıktır. İşte bu nedenle pek çok Hristiyan filozof, Tanrı ile varlığı özdeşleştirir. Fakat bu çözüm bir problem teşkil etmeyecek mi?